TU TU K z 6 Sâayfa Üm AŞ TT ASSS S SERERDE S SON POSTA « Son Posta,, nın Tariht Tefrikası: 14 HAREM DEHLİZLERİNDE GÜVERCİN, KARTALIN PENÇESİNDE DEMEKTİ. O VAZİYETTE NE NİYAZ, NE TEHEVVÜR, FAYDA VERMEZDİ. FAKATI... Gülnihal, bir yanardağın tam ağzına, lâvlar fışkıran o kor- kunç noktaya davet olunan bir adam mevkinde idi. Başmı kaldırmaktan, davet olunduğu yere bakmaktan bile ürküyor- du. Oradaki boğucu duman, müthiş alevler, derin uçurum kapalı güzlerinde — büyüyor, büyüyor, büyüyordu. Bir aralık Hünkâra bakmak, gene yab- yarmak istedi. Fakat göz ka- rartıcı bir irtifa ile kar »aşmış gibi sarsıldı ve dudaklarında mazlum ve mütezallim bir rica titredi : — Oh, Allahım; acı, sen acı! Hünkâr, ne bu sayhayı duydu, ne Gülnihalin acıklı halile alâkadar oldu. O, artık kendine malik değildi, bütün benliği çılğın bir iftiras içinde yanıyordu. Gözleri perdelen- mişti, kulakları — tikanmıştı, tahteşşuurunda yaşıyan bütün hırsları, Çiştiyakları şaha kalk- mıştı. — Gülnihali — kucaklıya- mazsa, güğsüne kapıyamzısa ölüverecekmiş gibi yaman bir telâş içinde idi. O müfteris telâşın sinirlerine verdiği kuv- vetle ve şişmanlığından umul- mıyan — bir hiffetle —makadın üstünde doğruldu, kızın ellerini tutmak istedi. Güvercin, kartalın pençe- sinde demekti. O vaziyette ne niyaz, ne tehevvür, ne çır- piniş, ne sızlanış fayda — ver- mezdi. Tabiat, hükmünü yürü- tecek; kuvvet, zaafa galebe edecekti. Gülnihal de tehlikeyi anladı, herşeyin bitmek üzere olduğunu sezdi. Aziz sevgilinin © anda yine karşısına dikilen dilruba hayalini -can çekişen bir hasta ıstırabı ile-ruhen selâm- ladı, mezbuhane bir hamle ile nefsini müdafaaya, kırık öm- rünün bütün acılarını Hünkârın yüzüne tükürmiye hazırlandı. Fakat ağzını açmadan, bir kelime söylemeden| ellerini vah- # kartalın gergin kanatlarına değdirmeden korkunç bir ses işitidi: — Bre Osman, geri gitl.. Aç ve müfteris kartal, yü- reğine kurşun girmiş gibi sen- deledi. Methuş ve yarı biyhuş güvercin, şaşaladı. Süslü hac- legâhin zit düyüular - taşıyan insanları, müşterek bir hayret içinde birbirlerine bakakaldı. Üçüncü Osman, başına ağır bir yumruk yemis gibi ıstırap- h bir sersemliğe düşmüştü. O bütün küre üzerinde kendini çağıracak bir ağız bulunduğu- aa ihtimal veremiyordu. Fakat o küstah ağız vardı ve teklif- sizce ismini çağırmakla iktifa etmiyerek emir de veriyordu. Yalnız emir vermek için ya- ratıldığına — kan olan” bir. tac- dar için meçbul bir ağızdan emir işitmek, kölelerden dayak yemekten daha ağır idi. Hün- kâr, işte bu ağır darbenin 1s- tirabını duyuyordu. Gülnihalin duygusu büsbü- tün başka idi. Allahın tekel- lüm ettiğini işitse bu kadar mütehassis ve müteheyyiç ol- mıyacaktı. Fakat, o da, berin bir hayret içinde idi. Kendi- sini hırpalanmaktan, ısırılmak- tan, artık bir meyva haline gelmekten kurtaran bu ses, İi için şaşkın bir sevinç taşıyor- du. Üçüncü Osman, biraz sonra | aklını başına topladı. Şüpheli | şüpheli etrafına bakındı, du- | yulan amir ve mütchakkim sesin nereden geldiğini anla- mıya çalıştı. Kendisile Gülni- halden başka odada kimse yoktu. Elmaslar, haclegâhı ten- vir eden mumlardan daha kuv- vetli pırıltılarla gülümsüyor- lardı. Şerbetler ve şekerleme- | ler, kendilerine temas edecek dudakları bekliyorlardı. Yatak boştu ve ucu kıvrık yorgan, davetkâr bir ağız gibi çok kuvvetli şeyler ifham ediyordu. İlk tetkikten cür'eti artan hünkâr, ayağa kalktı, dolapları g&ıdm çirdi; “inden, cinden,, ir eser bulamadı. Esasen odada bir “Ziruh,,un saklanmasına im- kân yoktu. Serbest fırkanın Ermeni, Musevi, Rum vatandaşlara da kendi safında yer vermesi, bu belediye intihabına ayrı bir hususiyet — veriyor. ylerin atılması — arifesinde vatandaşların temayüllerini öğ- renmek elbette ki faydadan hali değildir. İşte bu maksat- ladır ki bu cemaatler arasında mevcut temayülleri tesbit et- mek istedik. Aldığımız netice- göre bu işle en fazla alâ- üdu görünen Ermeniler, sonra Rumlardır. Museviler, belediye intihabatı işile pek az alâkadar oluyorlar, Ermeni gazete ve cemaat adamlarının — fikirlerine göre bu kütle, harici tesirlerden en az müteessir olabilecek vaziyettedir. Sandık başında mâhılu görürlerse rey ver- mekten istinkâf edeceklerdir. çI eTi göster- miyeceği — mütalcasındadırlar, Rumca gazetelerle Rum cema- atine mensup kimselerin noktai nazarı şudur: İntihabat Rumlar arasında hususi bir alâka uyandırma- mıştır. Fakat son günlerde yasat tabaka ile esaafın bu işe alâke göstermesi nmümkündür. Çünkü bunlar, içtimat vazi- yetleri itibarile devairle te- mas halinde bulunan kimse- EPEKK . ER eee e aB almn Si T İrl a İntihabat İşlei Ne Şekil Alıyor? İstanbulda Rum, Erme- ni, Museviler Ne Halde? Oraya kimse giremezdi, girme . küstahlığında bulunanle n da ancak ölüsü geri çıkardı. O halde o sesnereden çıkmıştı?.. Üçüncü Osman, dalğın dal- gin yine makada oturdu, bir müddet düşündü ve nihayet ma- nasız bir vehme “kapıldığına hükmetti. Artık iğbirarı geç- mişti, nasıl olup ta mevhum bir sedaya vücut verdiğine saşı- yordu. Ancak zihninde bir uk- de vardı. Acaba Gülnihalde ayni sesi işitmiş midi?.. Şişman adam, bu ciheti a- raştırmıya lüzum görmedi. O- dada kimse bulunmadığı anla- şıldıktan ve kimse bulunamı- yacağı da malüm olduktan sonra Gülnihalin de bir ses işitip işitmediğini soruşturmayı | zait buldu ve gene eski ihti- rasına kapıldı, kollarını açarak haykırdı : — Digel çocuk, beri gell... ( Arkası var ) lerdir. Halk fırkası tesiri altın- da kalmaları muhtemeldir. Musevilere gelince: Muse- vilerin bu iİşle fazla alâkadar olmamaları tabiatleri icabıdır. Maamafih mustar — kalırlarsa Halk fırkasını dilgir etmemek için reylerini ondan esirgemi- yecekleri anlaşılıyor. Çankırı'da Çankırı, 2 (Hususi) — İnti- habata başlanmıştır. Müntehi; ler kilitli bir yere koımlınr orada rey verdirileceklerdi. Fakat kalabalıktan buna im- kân hasıl olmadı. İntihaba » müdahalı örülünce iılk.g:rie (İyü:ydllıl%e ilen rey- ancak yüz ellidir. Aydında Aydin, 2 (Hususi) — Mer- kez intihabatı hergün biraz daha yeni fırka lehinde inkişaf etmektedir. Söke intihabı için mahalline gidilerek tekrar rey- lerin atılması temin edilmiştir. Kaymakam Beyin bazı hare- ketleri üzerine protesto yapıl- mıştır. İntihabatı kaybetmek endişesi önünde bura Halk fırkası teşkilâtı garip tedbirlere baş vuruyor. Etem Vassaf Karaman'da Karaman — Belediye inti- Aayın otuzunda başlan- dı Konya meb'usu Tevfik Fik- ret beyin ve fırka mutemedi . zÜ —————————g—“—————_—__——___——____——.—————_—_—__—.—_——__—— Son Bilmecesi Halledilen Bilmecemiz 45678 91011 SHERE Yeni Bilmecemiz 12345678 091011 Soldan Sağa: 1-— EılerdııJ)ıç) 2 — Sual edatı ir nlda 3 — Beyaz nota (2) 4 — Gari, Ğ) 5 — Nesil () bir hece (3) su 8 Şazüj selenr y — K ra — Beyi rabit © B ğ:)m Iııg_vıı nidası n î')u'.a. ir — hayvan bç.Y'ukıırdnn Aşağı: 1 — Sert 24) yapmak (4) 2 — İntihabatta kullanılan um 3 — Toz buğday (2) erkek 4 — Pirenin kuyruğu (2) utan- ma (2) $ — Bira fabrikası () 6 — Ay 6) 7 — Oruç ayı (7) 8 — Kamer (2) nota (2) 9 — Hayır (2) nota () Ti N İ — İşkt ( ei blen (0 — Sabit beyle idare heyetinin nezareti altında cereyan eden rey verme muamelesi, denile- mez ki bitarafane cereyan et- miştir. Bu arada halkın clin- den Serbest fırkaya ait rey kâgıtlarının alındığı da görük- müştür. Bu arada Bacak zade Mehmet Ef. isminde birisi se- bepsiz yere karakola götürül- müştür. Biz, bu hareketlerden birşey — anlamıyoruz. Serbest Cümhuriyet fırl Ses Ve Resmi Uzaklara Götüre__rğiğ_ Alet... Son zamanlarda sinema fle- minde büyük bir yenilik baş- ladı. Radyo ile birikte filim gösteriyorlar, Radyo ile ses makledilebiliyor. Diğer hir alet- ile de sinemayı naklediyorlar. Bu suretle husule gelen netice sinema âleminde mülüm bir tebeddül vücuda getirmiştir. Buradaki resimde gördüğü- nüz alet sesi nakletmiye hizmet etmektedir. Bunu doktor (Lee de Forest) isminde bir âlim keşfetmiştir. Bunu sinema mü- örmek bir fikir İvüryror verislediği isimleri y zıyor. Sonra ticaret yaptırıl- mıyacakları beyanile iki tacir manları ina rey ver- dan — ayrılmıya — mecbur mek kanuni bir cürüm ve bu | edilmiştir. Bu işlerde tesiri fırka muzur bir teşekkül ise | olan kimse hem liman nakliye bize bildirilsin. Değilse bu | inhisarına sahip olan, hem tarzı hareket nedir? belediye reisliğini ifa eden zattır. Zonguldakta AĞi Zonguldak — Buranın mü- Adanada nevver gençleri Serbest Cümhu- İntiha: riyet firl mütemayildir. Adana, 3 (Hususi)— K İntihap başlamak üzere iken Fethi Beye müracaat edildi ve bir mümessil gönderilerek in- tihabatın idare edilmesi bildi- rilmişti. Bu telgrafı çekenler Halk fıirkasına çağırılarak tel- grafın çekilmesindeki sebep sorulmuş, muahze — edilmiş- lerdir. Halbuki ayni fırka, halka hitaben “aklını başma al,, gibi arip " cümleleri yan.ııı;n ler - dağıtıyor. hareket! nedir? Haşim İneboluda İnebolu, — Burada beledi- ye intihabatında nasıl rey ve- riliyor, size anlatayım: Bele- diye binasının köşesine bir polis oturtulmuş. Belediye ça- vuşları da merdivenin basa- maklarına- dizilmişler, rey ver- miye gelen ahaliye söylüyorlar: Serbest Cümğuriyet fırka- sına rey verirseniz kabul et- merler. Belediye kâtibesi ise: — Belediye reylerinizi ya- zayım! diye öbür odaya götü- ihliva eden Bu at münasebetile yapılan yol- suzluklardan dolayı bir kısım halk makamatı aliyeye telgraf- la müracaat ederek müdahale- lerin kaldırılmasına tavassut rica etmişlerdir. Halkın ekseriyeti, Serbest Cümhuriyet fırkasına rey ver- mek bu derece fena birşey ise intihaptan çekileceklerini, değilse — reylerini — serbesiçe kullanmalarına mümancat edil- memesini istemektedir. Sandık başında çok fena ropagandalar — yapılmakta, âııin. ile güya I'Pethi bey karşı, karşıya imişler gibi rey verenlere sualler tevcih olunmak- tadır. Memurlar da işlerinden çıkarılacakları söylenerek tehdit olunmaktadır. Bazı fabrikalar- da, bu yüzden işlerini — terke mecbur olanların — şikâyetleri gittikçe artmaktaedır. Çok mü- essif hadiseler oluyor. Sulâhattin Konya'da Konya 2 (Hususi ) — Bele- diye intihabı dün başladı. Ser- best fırka kahir bir ekseriyet bir mahalden diğer bir mahalle | EBEDİ SERSERİ Liane Haid - Güstav Trölich tarafından Bu mevsimin en büyük sesli, şarkılı ve konuşan — dramı, Ebedi serseri filminin Elhamrada gösterilmekte olan frag- bu muazzam eserin kıymeti hakkında vermeğe kâfidir. hendizlerinden (Duglas Sherer, isminde bir mühendis ikmal | etmiştir. — Resimde adamlar bunlardır. Bu alet sayesinde ses daha ziyade berraklık ve hassasiyet kesbeder. Bu aleti bir gramo- fon plâkına benzetirler. Amerikada bu aletlerle alır 1nıp verilmiş filinler yapmak» | tadırlar. Filvaki bu iş henüz tecrübe devresindedir. Fakat filim âleminde büyük bir inke lâp yapacağı içim alâka ile görülcu B. Darülbedayi — temsilleri Bu akşam saat 9,30 da T OPAZ 4 Perde Terceme edenler: L Galip H. Rasim Geçen seneki — gibi salı akşamlari muallim ve talebeler, Çarşambt akşamları üniformalı zabitant ve cumartesi akşamları umuma tenzilât vardır. ı İst. vaEr KBi AO A Te Konferans Bugün saat 17 de Taksimdt — Kalmis apartımanında, gece — saat 21 de Kadıköyde Süreyy* Paşa sinemasında Nezihe Mur hittin Hanım tarafından kot” ferans verilecektir. e kazanacağa benzemektedir. MAF — mafih birçok yerlerde olduğ” gibi, kadın, erkek rey vermiye” gelenlere — mutat — müşi gösterilmektedir. # Halk, aç, susuz güneş tında bekletilmektedir. Albı yedi bin kişiden sabahtan, *7 at on beşe kadar ancak 7; tanesi rey verebilmiştir. © işin daha kolay yıpılnlll'ç" halk — muhtelif ınikıcılu",a bulunmuş, fakat bir eetfü alamamıştır. İntihapta Ww olmak isteriz. A Ca e NL e e ür tüi a eti lan ( A n —..