6 Sayıfa SON POSTA 21 Beyazlı hayalet iki adım da- ha yürüdü: | — Zanmınızın yalnız bir kıs- | mı doğrudur. muhterem — Ser- dar, dedi. O da benim Du- | tünyadis olduğum ! — Sımsıkı bağlanıp zindana — konmıya gelince, maalesef adam bağla- makta pek acemi davrandığı- nız anlaşılıyor. Tecrübesi işte meydandadır. Hasan ve Ali hayretle: mdis! diye tekrar- bitivermesi çok ağrıma gitmişti. Kılıcını havada sallıyarak : — Dur, ben seni ağaca nasıl çivilerim, bak bir- gör! diye ileri atıldı. Eğer serdar Yakup önüne geçip Caferin kolunu tutmasa idi,. bir facia olacağı muhak- kaktı. Serdar: — Ne yapıyorsun? Dur ba- kalım ne istiyor? Demekle berabe Dutunya- dis'e de sordu: — Yaklaş buraya! Öyle uzakta durma! Ne istiyorswr? Dutunyadie, etrafına bakındı sonra vaziyeti emin görmüş olmalı ki yanlarına yaldaştı. — Sizi bekliyordum efendi- miz, dedi. Serdar “Yakubun gözkeri kararıyor, başı dönüyordu. Dutunyadis'in “ Evdoksiya ,, nn adamı olduğunu ve beiki de ondan bir haber Lile getir- diğini düşünerek, bizar evvelki “ endişesinden kurlulda, Bumun EYİP SULTAN KİMDİR »Dutunyadis'in, Karşılarına Dikiliverme- "sinden Fena Halde Dehşete Düştüler... Maamafih bu kisa - bakış- mayı — müteakip — kararlarını verdiler. Hep berabec: — Yürü, dediler. Biz ar- kandan — geliyoruz. Ve Kali- nikös'un — içinde — bulunduğu çuvah kuyu başına - koyarak Dutunyadis'in arkasından yü- rüdüler, manastıra girdiler Odada, hepsinin tamam ol- duğunu gören Dutunyadis söze şöyle başladı: — Sizin Bizans'ta geciktiği- nizi ve şehir haricine kordon gerildiğini gören Arap ordusu şehre karşı daha sıkıştırıcı bir | variyet almıştır. Bu itibarla Bizans haricin- deki kordon da surun içine Arazi Tevzii Hangi Esaslara: Göre Yapılacaktır Arazi - tevzüne ait karar- name çıkmıştır. Alâkadarların vaziyetlerini öğrenmeleri için yazıyoruz: 1 — Herhangi suretle Dev- yerine içini bir sevinç kapladı. | |ete intikal etmiş arazi ve çift- — Bizim buradan geçeceği- mizi ne biliyorsan ? — Bifansı terkedeceğinizi ve beni onun için bağladığı- nızi söylemiştiniz ya, başka çıkacak yol olmadığına göre burada sizi beklemem bir ke- ramet eseri değildir. — Nasıl kurluldun? — Nereden? — Lâfı karıştırma! biz seni bodruma — kapatmıştık, — nasıl çıktın? — Çözdüler ! Serdar Yakup: — Kim çözdü ? diye sor- den, arkadaşlarına karşı aczini göstermek istemiyordu. — Peki, kurtulur kurtulmaz buraya koşmaklığına sebap ne? — Söylemiştim! sizi görüp selâmetlemek! — Bir söyliyeceğin mi var ? — Evet! — Söyle! — Yerin bile kulağı vardır! derler. Açıkça söyliyemem! Bu cevap Üüzerine serdar arkadaşlarına baktı, anlar da birbirine baktılar ve umumi bir bakışma oldu. İçleri şüphe ile dolu idi. Fakat (Evdoksiya) kendilerini yakalatmak istese böyle dolambaçlı yollardan git- miye ne ihtiyacı vardı. Fakat bu mülâhazaya rağ- men içlerindeki şüphe bir tür- ü zail olmuyordu. likler, içinde veya civarında toprağa muhtaç ziraat erbabına aşağıdaki — esaslar — dahilinde levzi olunur. 2 — Tevziat o arazi üzerin- de veya ciyarında yerleşmiş olarak gerek çift hayvanatı ve gerek makine, sair alât ile çiftçiliği itiyat etmiş olanlar hakkındadır. Şu kadar ki köyde mukim ve ziraat ile filen meşgul olup ancak bakkallık, mekkârecilik gibi iştigalleri de olanlar yarı nisbette — tevziden — istifade ederler. Şu halde şehir ve kasaba- larda san'at ve ticaretle iştigal ve bu yüzden iaşesini temin etmekte olanlar bu arazi civa- rında bahçe veya tarla sahibi de olsalar veya arazi isticarile intifa etseler de bu talimatna- meye göre gendilerine arazi yerilmez. 3 — Tevmlat; mevcut ara- zinin genişliğine ve kıymetine göre evvelâ hiç arazisi olm- yan, ikinci derecede (50) dö- | Bümcde — noksan arazisi olan çiftçilere, üçüncü — derecede (50) dönümden fazla yeri bu- kunan ziraat erbabının vaziyet ve ihtiyaçları gözetilerek ya- pılir. Tevzi nisbeti esas itiba- rile bir yerde tev” olunacak arari ile muhtaç çiftçilerin adedine veya ihtiyaçlarına gö- re tayin edilir. | Yerin Bile Kulağı Vardır çekilmiştir. Binaenaleyh sizin buradan çıkıp gitmenize hiç bir mani yokçur. Serdar Yakup, bütün bu sözlerin Dutunyadis'e, “Evdok- siya, tarafından öğretildiğini biliyordu; fakat asıl sözün ni- hayetini beklediğinden sormıya mecbur oldu: — Kısa kes; başka ne söy- lemek istiyorsun? — Siz gittikten sonra geçmedmgğvn:kıeldikı. ge Evin boşaldığını görünce |aramıya başladılar, merhamet | buyurup ağzımı kapamamıştı- mz. Bağırarak bulunduğum ) yeri bildirdim, gelip kurtardı- | lar. (Arkası var) Bir Cinayet Haberi Olmadan Sevilen Kadına Bir Kurban İzmir; 13 (Hususi)— Torba- lmın Aslar köyünde aşk yü- zünden feci hir cinayet olmuş- tur. Had'senin kahramanları, ayni köyden (16) yaşında Veysel oğlu Hasanla (23) yaşın- da Taç Efendi oğlu Ahmet Ali namında iki arkadaştır. Bunlar, köyün güzel kızları arasında bulunan Nazike Hanım namında genç bir kızı sevi- yorlar. Bir arrlık, Nazikenin Mehmet oğlu Ali namında bir işçi ta- rafından da sevildiğini haber alarak bu zavallıyı yakalayıp tehdit ediyorlar. Ali, gönlüne hâkim olamıyor, bütün teh- ditlere rağmen Nazikenin et- rafında dolaşıyor. İşin gara- beti şuradadır: Nazike Hanım, etfafında dönen bu âşıkların vücudun- genç arkadaş, rakipleri Ali'nin Nazike'ye karşı hâlâ eski ip- tilâsını taşıdığını görünce ge- ce vakti önüne çıkıyorlar, ta- bancalarını çekerek — öldürü- yorlar. Katiller yakalandı, Ad- liyeye verildi. Kaç Talebe Lâzım Bu sene İstanbul Erkek mu- allim mektebi (28), kız M. M. (34),Bursa Kız M. M. (22), Bolu Kız M. M. (24) talebe alacaktır. Talebenin ayrılması şöyle yapılacaktır : 1 — 13 yaşından aşağı ve 17T yaşından yukarı olmamak 2 — Bedenen ve ruhan hasta olmamak. on Posta nın Bilmecesi ©0 00 a GD — Yeni Bilmecemiz 8 91011 1234567 t 00 S Ö Ğ1 Ka G N — Soldan Sağa, Yukardan Aşağı: 1 — Tekerlekli şey (5) kadın ismi (5) 2 — Yaltaklanma (4) temel (4) hece (2) 4 — Gaz şehri (5) derece (5) $ — Yeni dünya (7) 6 — Beygir (2) ? () 7 — Büyük taş () 8 — Yemerz, içmez mahlük (5) doğru değil (5) 9 — Alev külü (2) mecra (5) moth (2) di — Kadım esir (5) sersem (5) Kıbrıs'tan Tahsil ) İçin Geliyor. » Kıbns maarif idaresi İstanbul heş Türk çocuğunu göndererek tahsil ettirmiye karar vermiş- tir: Hükümet bu talebenin mek- teplerimize parasız olarak ka- bul — edilmesine — muvafakat etmiştir. Bir Tasrih .Celâl Sahir B. Diyor ki Celâl Sahir Beyin 12 Ağus- tos nushamızdaki beyanatında bazı yanlışlar olmuştur. Aslı şudur: Milli murakabeyi ciddi ve kuvvetli hale getirecek her yeni vaziyet, millet hakimiyeti- nin candan taraftarını ancak sevindirebilir. Yalnız, tâli ( âli olmuş ) teşekküllerin memle- ketin muhtelif köşelerinde an- layışlı bir fikir mücadelesi yerine şuursuz ve şahsi men- faatler üzerine temel kurmuş bir inkısam ( intikam olmuş ) ve muhasama doğurmamasını “göz önünde tutmak “ memle- ketin selâmeti namına - bu cümle hiç girmemiş ,, üstüne titrenilecek bir noktadır. Gireson Ocağında - Bir Hadise 'olmuştur. Mesele gizli tutul- makta ve ocak reisinin bu ha- diseyi örtbas etmek istediği Aydının üç küçük kuzusu | Bir gün kuzular kaçtılar, bir buğday tarlasına girdiler. Aydın eve gitmek istiyordu. Fakat onlar buğday tarlasından çıkmıyorlardı. Aydın oturup ağla- mağa başladı. Ağladı, ağladı. Ötedeni bir tavşan' geldi, Aydı nın ağladığını görünce ; — Neye böyle ağlıyorsun de- likanlı? diye sordu. girdi. Onları eve getiremiyorum. Onun için ağlıyorum. Tavşan: — Ağlama, dedi, ben onları eve götürürüm. j Tavşan buğday tarlasına gire- ' Az Daha Uçacakları Bir gün Cici, Bici, Kuku mektep- ten dönerken yağmur yağmıya başladı.Hemen Ayı halanın verdiği şemsiyeyi açtılar, üçü de altına girdiler. Fakat biraz sonra rüzgâr da esmiye başlayınca işler fena- laşmıya başladı. Rüzgâr savuruyor bütün kitaplarım, elbiselerini ısla- tıyordu. Birarz sonra büsbütün fena birşey oldu. Rüzgâr bir esti şemsiye Cici'nin elinden kurtuldu, havalanmıya başladı. Cici: — Yakala Bici! diye bağırdı. Fındıkte- | Piyasa Pek Fazla Düşkün.. u çene Findık mahsülü- ! mü. — bereketlidir. Talip te | vardır. Buna rağmen - fiat | düşüyor. Her türlü iktısat ka- idesine aykırı gelen bu vazi- yet neden böyledir? Kredisiz- lik.. Bu senenin mahsulü 300 bin çuval tahmin edilmektedir. Atletizm Teşvik Müsabakaları İstanbul Atletizm Heyetin- den: 17 - ağustos - 1930 pazar günü Taksim — Stadyomunda | teşvik müsabakalarının ikincisi yapılacaktır. Müsabakalar umuma açıktır. İştirak edeceklerin Pazaz gü- nü saat dörde kadar Stadyom- da Atletizm Heyetine müra- : Yapamadığı İşi Arı Yapabilir caat etmeleri rica olunur. 17 ağustos prgoramı: 100 Metro Büyükler 400 » Küçükler ı A Büyükler Üç adım atlama Yüksek atlama Cirit atma rek kuzuların arkasından ü başladı. Koştu, koştu. SA Fakat kuzular eve gitmiyorlardı: Tavşan da Aydının yanına otürde | O da ağlamıya başladı. ı Oradan bir tilki geçiyordu. Tavşanla Aydının ağladığını gö” Tünce: — Neye sordu. Tavşan cevap verdi: ağşlıyorsunuz? diye | ağlıyorum. Bu çocuk ta - kuzulari | eve gitmiyor diye ağlıyor Tilki: — Ağlamayın, dedi, ben onlari eve götürürüm. Tilki buğday tars Tasna girdi ve kuzuları kovalamıyâ başladı. Koştu, koştu. Fakat ku” | zular eve gitmiyorlardı. (Arkası var) ir//ıoylloı *î r )Ğ ıl__â 5 —"G:*X—.';/ğ İkisi birden —şemsiyenin sapinb asıldılar. Kuku arkada kalmıştı O da Bici'nin kuyruğunu elt geçirdi, ona asıldı. Hepsi birdet havada havalanmıya başladılar. “Ah şu rüzgâr bir dursala diyorlardı. Biraz sonra sahidefi rüzgâr dindi, dindi ama o zamafi tam bir havuzun üstünde uçuyöf lardı. Şemsiye ile beraber üçü birden “Cum,, diye havuzun içint düştüler. | aa Bir Genç Ailesile Resmen Alâkasını Kesiyor Fahri efendi isminde bif genç bazı sebepler dolay ailesinden alâkasının resme” kesilmesi için Dahiliye vekâle' fine bir istida ile” müracat! etmiştir. j Ailesi ile münasebetini ref mi bir surette kesmek i: