4 “Sayık: Hisişır ŞEHREMİNİ OLSANIZ R YAPARSINIZ? Bir Kariimiz |. Hââ Halledilmiyön İşlerden: Süt İi — || Bir Diğeri İse Tutulan İpekli Sandığı Nasıl Aşırılabilir? İki sene evvel “Suha Selim,, B. namında bir tacir tarafın- dan Galata gümrügünden bir sandık ipekli kaçırılırken ya- kalanmış. Kaçak — olarak — yakalanan eşya gümrükçe tutulur; veri- mez. Bu sandık ta, içindeki ipek- kler satılmak üzre komisyona terilmiştir.. — -Fakat resminin pek ziyade olmasın- dan dolayı bu ipekliler, tran- sit suretile dışarı çıkarılmak üzre Tahtakale'de Camcı ha- nın'da — Abdullah — Efendiye satılıyor. Abdullah efendi, bu mala sahip olabilmek için parasını gümrük — veznesine yatırıyor. - Muameleyi bitiriyor. Şimdi iş tamam olduğu için artık malı gümrükten almak lâzımdır. Ve curcuna asıl o zaman kopuyor. Abdellah Ef. ambar memuru, ayni zamanda satış komisyonunda aza bulu- nan Selâmi beye müracaat edip sandığı istiyor, ahyor. Fakat (67) kilo tutması lâzım- gelen sandık; hamalın sırtında bir mantar yükü kakar hafif görünmüştür. Abdullah Ef., hamalın bu sandığı kolaylıkla kaldırmasına hayret etmiştir. Kendisi de san- dığı yakalayınca gayet hafif oldu; örmüştür. Meğer nnâş:u:çıh:q. içâi:ıt::ki ipekli- ler alınmış ve tekrar çivilen- miştir. Bunun üzerine işi polis be- şinci şube ele almış, tahkike başlamıştır. İlk şüpheler bir hamal üzerinde toplanmıştır. Bu hamalın adı Yakup'tur. Yakup, o gün pay dağıtılırken bulunmamıştır. Ayni zamanda bir kahveciden de bir bavul aldığı anlaşılmıştır. Mesele bu şekli alınca ha- mal yakalanıyor, bavul bulu- nuyor ve üç top ta kumaş ele geçiyor. Yakup'un iki de arkadaşı vardır. Bunlardan Halil adlısı da yakalanmıştır. Fakat öteki Kâlâ bulunamamıştır. Yakub, bu eşyayı kapıları kilitli, muhafaza altında bir yerden aşırıyor. Hayrete şayan değil midir? Eliza Binemeeyan H. Eliza Binemecyan Hanım- dan Raşit Rıza beye gelen son mektupta, esas itibarile şeraitini kabulettiğini ve kış temsillerine başlamak — üzere eylül — nihayetinde — İstanbula hareket edeceğini bildirmiştir. Yorulmaksızın Para Kazanmak İstemez misiniz? Evinize veya işinize giderken, sokak- ta gezerken veya birislle görüşürken her hangi bir vaka karşısında kalabi- Hesiniz... Havadis nedir. biliyorsanız 6 — vakayı derhal görebilirsiniz. Bir yangın, bir geldiğiniz vakalardan ertesi günü ga- retelerde görmek istediğir biri olunca derhal telefonumzu açınız ve havadisi güzetemize haber veriniz, isim ve ad- resinizi de bırakınız. Verdiğiniz hava- disin ehemmiyetine göre — gazetemiz mükâfatını vermeyi vazile bilir. Telefem numaramızı İstanbul “ 208 , tür, gümrük | NELE Şöyle Söylüyor: Evvelâ Herkese Kanunu Tanıtmak | Düskü nushamızdan mabaat ) 26 — Darülâczeyi ıslah e- derek — büyültürdüm. 27 — İstanbul tarafında ar- sası mevcut olan hali her hangi bir şirkete vermez, der- hal Emanet tarafından yaptı- rırdım. Zira halin getireceği para inşaat masrafını nihayet sekiz senede — kapatabilir, böylece bir salaş halinde olan Meyva- hoşu kaldırırdım. 28 — Çubuklu'daki gaz ve benzin depolarını oradan kal- m Beykozun — ilersindeki dart — depoları — civarına naklederdim. 29 — Kömür depolarını şehir ve Boğaziçinden kaldı- rarak üç mımtakaya ayırırdım. İstanbul için Yedikule - Ba- kırköy - Yeşilköy civar larında münasip bir mıntakaya. Galata ve Beyoğlu için Boğazın Beykozdan sonra ©- lan bir mevküne, Adalar, Kadıköy, Üsküdar için Fenerbahçe civarında mü- nasip bir yere. 30 — Keresteciler çarşısı- nı Kâğıthaneye götürürdüm. 31 — Sarayburnu parkm- dan istifade edilebilmek için Sirkeci rıhtımından bir geçit açar, civardaki ambarları da kaldırırdım. 32— Parkta bir çiçekçilik mektebi açardım. Bu suretle fidanlıklar yetiştirirdim. TA En Büyük Sahne) Vazır Kimdir? SONPOSTA i zamanda, temiz hbava temini için mahalle aralarında ufak parklar açmanın yolunu bulurdum. 33 — Bunları yapabilmek için emanette, işimin başında oturur, bir Alman gibi çalışır, bir İngiliz gibi tetkik ederdim. Bu suretle memleketi, düştüğü bu ümitsiz, feci — vaziyetten kurtarırdım. Üsküdar — Ariz sade Ahmet Galip * Şehremini Olsam Evvelâ; Şehremanetinin en SİNEMA HAKKINDA | & FİKİRLERİ NELERDİR Sinemada filim alınırken en | mühim — rol sahne vazınındır. Bütün sahne tertibatını o tan- | zim eder, Dekorları o düşünür. Filmin ne surette — çekile- ceğini o tertip eder! Sahne vazır olarak meşhur olan pek az Fakat bunlar içinde en mü:- himmi (Ayzenştayn) — isminde genç bir Rus'tur. Bütün sinema —âlemi bu adamı en büyük sahne vazu olarak tanımıştır. — (ÂAyzenş - tayn) Rasya'da iken “Ümumi hatlar,, isminde bir -filini> çe virmiştir ki buna — sinemanın şaheseri nazarile bakılabilir. Şimdi bu adam, Ameri- ka'da, Holivut'ta bulunuyor. Orada çalışması ve bir iki | film —yapması — muhtemeldir. Bu adamın kanaatine göre dünyada filim yapan iki mem- leket vardır. Rusya, ve Amerika... İngil- tere, Fransa ve Almanya'da yapılan filimler beş para et- mez. San'at noktasından Rus filimleri, zenginlikleri nokta- sında da Amerikan filimleri taklit dahi edilemiyecek kadar yüksektir. Şimdi Ayzenştayn'in Ame- | rikada yapacağı filimlerin. bu | iki kemali bir araya getirmesi ve çok mükemmel olması bekleniyor. | kimse vardır. | büyük memurlarından en kü- çük hademesine kadar bütün mensuplarına kanunlara, nizam- lara, talimatlara, emirlere nok- tası noktasına riayet etmeyi öğretirim. Halka da “hükümet yasağı üç gündür!,, sözünü unutlururum. Her iki kısımdan yola gelmiyenleri, her kim oluğsa olsun, kimsenin hatır ve gönlüne bakmıyarak ceza- landiririm. Taki, Şehremaneti mensupları ve halk karşılıklı olarak — vazifelerini bilsinler, Mülkiye mütekaitlerinden Esat Rauf LEBE ÇILGINLIKLARI Amerikada'ki darülfünun talebe hayatını gösteren bu filim çok me- raklı ve çok heyecanlıdr. Bu filim, Amerika'da darülfünun muhitlerinde çok büyük bir alâka uyandırmıştır. Buradaki resme baskarak bu filmin tasvir etmek iste- diği talebe hayatım bir parça olsun kavramak mümkündür. - |ŞİMDİYE KADAR PEK | | sarfedildi, Şu Fikirdedir: Sordugu;ı Sual Şimdi Mevsimsizdir Söt, ekmek, se işlerine kar | rışmam. Şehrin güzelleşmesine ge- Hnce: Bu sualden, şehrin umran noktasından güzelleşmesi mi, yoksa zaten yapılmakta olduğu gibi mali imkân dairesinde bu- gün burada, yarın diğer tarafta sırasile faydalı eserler vücuda getirilmesi mi kastediliyor, Eğer birinci şık kastedili- yorsa bu mesele şehremanetinin ve ayni zamanda bizlerin mali kuvvetine; — yani — milyonlarca altın -sarfına bağlıdır. Binaen- aleyh bu hususta söylenecek mütalealar maddi birşey temin etmez. —Esrarkeşane — hayale kapılmak olur. İkinci şik kaste- diliyorsa bu şıkka göre de şehremini kendisini tarizlerden kurtaramıyacaktır. Faraza, bugün Şişli'de bir çocuk bahçesi yapmış olsa bu ihtiyaç şehrin her tarafın- da mevcut olduğu halde di- ğerlerini yapmıyacaktır. Çünkü Emanet ayni zamanda başkaca birçok — mübrem — masraflar karşısındadır. Binaenaleyh bu para ile umümu birden memnun etmek hiçbir Şehreminine nasip ola- maz. Ben, bugün için bu sua- linizi mevsimsiz görüyorum. Kemal Sesli Filimler /|İlerliyemiyor |AZ ESER YAPILDI Birkaç — senedenberi - sesli sinema uğrunda pek çok emek gayret gösterildi. Fakat san'atkârlarm umumi fi- kirleri şudur ki, bu yolda ancak iyi . denilebilecek ” birkaç 'eser vücuda — getirilebildi. Bunlar |“Gece bizimdir ,, “ Yersiz, yurtsuz kadınlar,, kurdeleleri ile “Halleluya,, gibi nefis şeylerdir. Bir Fransız gazetesine- göre, bu kurdelelere Röne Klerin vücuda getirdiği “Paris Çatı- ları Altında,, atlı eseri de ilâve etmek lâzımdır. Buna mukabil, Amerika'da yapılan filimlerden, —Avrupa | halkınca rağbet görenleri, da- ha ziyade orta ayarda bulu- | nanlardır. Bu, miçin böyledir? Bu suale cevap vermek biraz güçtür. LON ŞANEY'İN SESİ Lon Şaney iki sene bekle- dikten sonra nihayet “Mukad- | des olmiyan ağaç, isminde | bir sesli filim çevirmiş ve bu filimde harikalar yapmıştır. Şaney, bu filimde beş ses taklit etmiştir. Bazan da papa- | ğan sesi. | Ağustos ” ZİRAAT YÜ MARSUL — Gönen, Ziraçt | Yolunda Çok Iyi Çalışıyor Guzîemğî;ınhynncönen. ziraatinin — iyiliği, — çiftçisinin şalışkanlığı —ile- şöhret almış K u z # | bir — memleket — parçasıdır. Resmini gönderdiğim — şu patlıcan — Gönen çiftçisinin dikkatle, şefkatle yetiştirdiği bir mahsuldür; Cüssesinin aza- metine rağmen içi çekirdek- sizdir. Lezzeti çok nefistir. Ağırlı- (150) dirhem kadar bir şey tutuyor. Bu cüsseye göre bu ağırlık azsa da, bunun sebebi mahsulün çekirdeksiz olması- dır. Bu gayretli, dikkatli çiftçi- ler ne kadar teşvik görseler K A. Ziya Hayatınızı Bize Anlatınız Karilerimiz, bize başlarından geçen mühim bir vak'ayı yaza- caklar, biz de bunu hikâye haline koyarak — neşredeceğiz. Fakat, banı kariletimiz bu ilâmımızı yan- hış anlamışlardır. Gönderdikleri yazılar, hakiki hayattan alınmış vak'alardan — ziyade birer his, birer intiba mahiyetindedir. ve || kuvvetli bir hakiki hayat vak'ası addedilemez. Binaenaleyh, kari- lerimize tasrih edelim: 1 — Başlarından geçen MÜHİM VE MÜSTESNA vak'aları bize hikâye halinde değil, not halinde göndersinler. Bunu hikâye haline biz. koyacağız. Onlar kısaca vak'a yazsınlar. 2 — Bu vak'alar, HARP, ÖLÜM, HASTALIK, AŞK, İZDİ- VAÇ, büyük bir KORKU, HAY- RET, KİN... gibi, kuvvetli unsur- ları ihtiva eden MÜESSİR hadi- seler olmalıdır. Kokmuş Meyvalar Gedikpaşa ve diğer taraf- larda günlerce güneşin altında kalarak ekşimiş, çürümüş ve kokmuş meyvalar — satılmak- tadır. Halk bu alâkasızlıktan şikâyetçidir. İançi — SON POSTA 'evmi, Siyasi, Havadis ve Halk gazetesl| İdare : İstanbul, Nuruosmaniye Şeref sokağı 35-37 Telafanı İstanbul - 203 Posta kutusu : İstanbul » 741 Telgraf : İstanbul SON POSTA ABONE FİATI Gelen evrak geri verilmez. Hânlardan mesuliyet alınmaz.