EVELKI TEFRİKALARIN HULÂSASI Bizans zindanlarından birinde idama mahküm bir Arap genci yar, İmperatorun kızı Evdoksiya bu | genci aexiyor ve zindandan giz- | Nce kurlarıyor. İkisi de bir ata | binerek dört nala kaçıyorlar. Peş- lerine Bizans süvarileri düşüyor. Nihayet, Arap ordugâhına ge- liyorlar, fakat o tarafa geçmelerine bir hendek mani oluyor. Hendeği de atla geçmeğe meebur oluyor- lar vo at ta, üstündeki Arap genci | ve Evdoksiya da, hendekten İçeri yuvarlanıyorlar. | KAYIŞDAĞINDAKİ MANASTIR Bizanslılar, şehirlerinin mu- hasara altında bulunduğunu unutmuşa benziyorlardı. Her geçen geceler gibi yine © gece de genç Rum delikan- * hları, kıvrak belli Rum dilber- leri İstanbul sokaklarında re- zalet yapıyorlardı. Somaki sütunlar — üzerinde yükselen kiliselerde — bile kü- | lâh kavgası oluyordu. Günah | çıkarmıya gelen “13,, yaşında- ki masum bakireler, feci mu- amelelere uğruyorlardı. Hava mehtaplı; sahne Ka- yışdağı yamaçlarıdır. Yuvarlak bir ay, tepedeki manastırın sivri kulelerini yaldızlıyor. — | Duvarların dipleri, nazarla- rın nüfuz edemiyeceği kadar | lâcivert bir karanlıkla örtülü. Bir ara, manastırın kapısı önünde iki gölge kımıldandı. Bir ses içeriye haykırdı: | — Serdar, yoldan gelenler | var! Bu nöbetçi, Kayışdağı ma- Hastırını aramıya gelen Arap | müfrezesinin bir askeri idi. | İçerde, sekiz neferle bera- ber vazifesini kumandanı * Yakup bin » yı ikaz edi- yordu. Aşağıdan yukarı kıvrın- tılarla yükselen yolda üç gölge görmüştü, Ay ışığı altında hayal meyal tefrik — edilen — şekillerinden Bizanslı. üç papas oldukları anlaşılıyordu. Fakat İstanbul- idün nasl çıkmışlardı. O İstanbul ki,kara ve deniz dört | tarafından abluka altında idi. Araplar, bu gelişin sırrını araş- tıra dururken, papaslar da so- luk soluğa ilerliyorlardı. Ken- dilerini — bekliyen — tehlikeden tamamen gafil olarak Manas- fırın önüne gelince geniş bir mefes aldılar. Arkada bütün vadi, ta “Dis- kos, tepesine kadar görünü- yordu. Sonra döndüler. Yavaş, yavaş manastır kapısına geldi- ler ve o anda taş kesildiler. Çünkü bir ses bağırmıştı: — Kımıldamayın !. O derece sersemlemişlerdi ki başlarını çevirip te sesin nereden geldiğini bile araştıra- madılar. AÂz sonra, enselerine yapışan birer çengelle geri çekildikle- rini hissettiler. Etraflarını küçük bir Arap kıt'ası almıştı. Bun- ların kumandanı sordu: — Burada işiniz ne? Fakat hiç bir cevap alamadı. Sanki karşısında duranlar birer insan değil, ağaç veya cansız şeylerdi. Yakup bin İsa, sabır- sızlandı. Ayağını yere vurarak sualini tekrarladı: — Burada ne arıyorsunuz? | ile Gözlerllilü öyle bir şimşek çakmıştı. kâ, papaslar, — sessiz YİP SULTAN KİMDİR 3: Geceleyin Kayışdağı Manastırına Tırmanan Üç Papas İstanbul'dan Nasıl Çıkabilmişlerdi? ÜÇ PAPAS, MANASTIR YOLUNU TIRMANIYORDU durmanın — tehlikesini — derhal anladılar. Ortada duranı, ni- hayet, cevap verdi. — Tanrının evinde ibadet etmiye geldik. Serdar, kendini tutamadı. Bir kahkaha attı. Papaslar da, sanki birer yumruk yemiş gibi sendelediler. Yakup, sö- züne devam etti: “—İbadete geldiniz öyle mi? Fakat hangi çocuğu kandıri- | yorsunuz. Tez söyleyin. Burada ne iş yapmıya gel- diniz. Onlar hâlâ susuyor, göz- | lerini de serdarın belindeki han- | çerden ayıramıyorlardi. -Artık Yakubun sabrı tükenmişti. Papaslardan ilk cevap vereni yakasından yakaladı, bağırdı, — Söyliyecek misin? Papas sapsarı kesilmişti. Dişlerini sıktı. Başını salladı. | — Hayır! Papasın karnından koyu bir su fışkırdı. Acı bir bagırma yere yuvarlandı. Serdar kendisine meydan okuyan ra- hibin karnını -deşivermişti. Hiç bir şey olmamış gibi Yakup bin İsa, ikinci papasa döndü: — Sen söyle; buraya ne iş | için geldiniz? Arkadaşının akibetine uğra- maktan korkan bu papas titri- yerek: — Saklı bulunan servetimizi | almıya geldik! Serdar, bu cevapla alâkadar görünmedi. Çünkü o, bu ha- | zineyi daha evel bulmuştu. — Nereden geliyorsunuz? Papas tepesinden tırnağına kadar titredi. Fakat ağzını açmadı. Yakup bin İsa, sabırsız- lanmış gibi elini hançerine götürdü. Kabzesini okşıyarak sualini — tekrarladı: — Nereden geliyorsunuz. | — Şehirden! ı — Kale içinden mi? — Evet! — Âlâl Serdar, bu “Âlâ,, kelimesi- | ni öyle bir şekilde söyledi ki papaslar, — yüreklerinin — içine kadar titrediler. Serdar bu sefer rahibe da- ba fazla yaklaştı. Hançerini karnına dayadı ve sordu: —30 LOTTA [ Son | Bilmecesi Dinkü bilmecemizin halle- dilmiş şekli şudur: |23455789|0"[ Soldan Sağa: 1 — Tiyatro heyeti (11) 2 — . | 3 — Nota (2) Vücudun lalıfı (4) | iyi 6) 4 — Çok olmıyan (2) İslâmiye- tin büyük simalarından (8) $ — Rabıt edatı (2) atıf edatı (2) kadın ismi (5) 6 — Çok olmıyan (2) 7 — Beyârz (2) karnı doymamış () bir meyva (5) B — Nefi edatı (2) merhamet- le 3(5-'- Şiş 3(2) mahkeme kararı ©) yol 6), 19 — Cet 6) 11 — En çok miktarda olan (9) Yukardan Aşağı : 1 — Vücudunuzun dahili uzuv- larından (5) bulaşmış (5) Azmeden () — Şehrin, deniz ve kara taraflarının muhasara edildiğini biliyorsunuz? k Papas başını salliyarak: | — Evet! dedi. — Peki, © halde siz nasıl çıktımz?! —L1?1? Serdarin bu suali soracağinı evvelden tahmin edip gözleri kararan papaz, acemi bir kekeleyişle: — Kapıdan, görünmeden.. çıktık! Diyebildi. Fakat genç serdarın gözle- ri parlıyordu. | kusurd olmyan (3) — Doğru söyle, nasıl çık- | Doğurtan (3) sirkat veya | ina? | terennüm et (3) -Tiri 6 — Yüz (2) edat (2) Serdar bekliyor, — papas EM yummuş, düşünüyor- (Arkası var) | | 9 — Harici (5) ibda et (5) 10 — Edat (3) anlar (4) — Ri () kurtuluş - (4) Tarihi Sarnıç Askeri Müze Altındaki Büyük Dehliz Nereye Gidiyor Askeri müze altında bulunan saraıç Bir müddet evel askeri mü- Sarnıç, üç galeriden ibaret- zenin altında geniş bi_rıamç.ul— Birincinin uzunluğu “47,, bulunmuştu. ikinci ve üçüncü galeriler ise Bundan “1600, sene evel | “ZA» metre uzunluğunda, “12,, yapıldığı Jüstinyen zamanına metre genişliğindedirler. ait olduğu tesbit edilen bu | — Birinci galeride “36,, dk ae gerlerin de on altışar adet sarnıçın derinliği “T - 7,50,, ğ sütun vardır. metredir. Bir, bir buçuk met- Ö eivarn bir çok tulum- relik kısmı su altında, altı, | baları bu sarnıçtan su almak- altı buçuk metrelik kısım ise | tadır. Burada kırmızı balıklar suyun Üstündedir, bile göze çarpıyor. Üçüncü | çekeyim derken, Hazır Cevap Olmak, Çocuğu Sevimli Yapar. ÇOCUK MERAKI | Baba —0ğhııırtıkokıâıı£ |çok sual sorma, kedinin bile | meraktan nasıl çatladığını bi- istemişti, baba? TAVUKÇUDA Müşteri — Altı tane yı- I murta istiyorum, ama taze l olsun. Satıcı — Merak etme ha- benim — tavuklarım hep taze yumurta yumurtlarlar, | nım, MEKTEBE DAİR Baba — Oğlum, bu seneki | notların Fena halde canımı sıktı. — Çocuk — Ben de borayal onu söyledim ama aldırmadı. KOLAY RESİM Resim yapmasımı seviyor- sanız, işte size kolay bir usul. © Hiç resim bilmiyenler bile bu resimleri yapabilir. Tavşan yapmak için evvelâ | yukardaki yuvarlağı — çiziniz. Sonura sıra ile aşağı doğru resme devam ediniz. Balığı yapmak için de ayni süretle hareket ediniz. CİCİ, - BICİ, KUKU" < " , KÜÇÜK YARAMAZLAR SIKINTIDA Cici daha ötesini süpürmek için bir adım atayım dedi. Fakat görmeden Pisinin sabu- nunun Üstüne bastı. Ayakları kaydı. Dayanmak için süpür- geyi kendine doğru azıcık süpürgenin | üstünde duran Kuku tepesi | aşağı kovanın içine düştü. Hala da henüz arkasını dön- müş, gitmeğe hazırlanıyordu. —| Firar Rekoru | Nimet Hanım Onuncu Defa Kaçtı İstanbul gümrüğü hamalla- rindan Bitlisli Halil oğlu Ah- medin karısı Nimet hanım kay- bolmuştu. Tahkikatımıza göre Nimet H. iki hafta evvel bir cuma günü Çırpıcıdaki evinden çık- mış, Topanede bir yere gilmiş, bir daha gözükmemiştir. Bu suüretle Nimet H. ın kocasından - (10)uncu defa olarak kaçtığı anlaşılıyor. Çünkü bundan evvel (9) defa daha kaçmıştır. Bu sefer kaçarken kocasının (50) | lirasını da beraber götürmüştür. | galerinin — sonunda birkaç ayak merdiven, nihayette de | kapalı bir demir kapı vardır. Fakat bu kapı nereye açılm yor? İşte bu nokta henüz tes- bit edilmemiştir. Gürültüyü duyunca tekrar döndü: —Ah Allahım başıma gelenleri Haydi defolun — mutfağımdan, temizliyeceğinize daha çok kir* letiyorsunuz. Haydi çabuk de- folun. Ben kendim temizlerim.: | Diye bağırdı. Cici, Bici, Kuku da sevinçt ten bhoplıyarak, zıplıyarak mut- faktan çıktılar, | Çocuk - Yarının | Umididir —— maları zararlıdır. Büyük şe* hirlerde kaza ihtimalleri çok- bare: V kak, kirlidir Eminönünde Yeni tasyon j Emin önünde yeni tramvay bekleme yeri yapıf maktadır. j Bebek tarafıma gideceklef burada duracaklardir. Bu retle eskiden durulan — kalı rım ve Balk pazarı yolü tenbalaşmış — olacaktir. caktır. ama — meydandan d hayır kalmıyacaktır.