4 — KURUN Firuz te e Ar Hân? Kesit alnımın çıkım” tıları acıdı. * Firuz birdenbire ellerini taca gö- türdü, Kenarları aldı. Olduğu yerde doğr ni ateşler saçarak Artaltana ba- gır — Bu taç bana dardır, Görmüyor ” Bü © 24 İKİNCİTEŞRİN 1938 Artaban, Rüs re K tem'e Kisraların tahtını teklif ediyor “Bunları bana bir Başmuğ söylememiş olsaydı şimdi başı ayaklarının musun? Başkasmı geti ei ii kuvveti ile attı, e gözleri hayretle açılmış» n üstündeki inçilerle müçev - helrüen yeka halının üstüne yu- sil ik ye doğru çekildi ve yava$ bir si — Firüzun bu hareketi fena bir 1- şurettir. eee İN kendi EA v5 lie r altına atan bir adamda e iyilik ar dibine | yuvarlanmış Idı; öptü, Artabana verdi ve Firuza dönerek bağırdı: — Kisraların tacı başta duru! Firuz önce sarardı, sonra kızardı m salonu dolduran lara öleii; , Rüstemi göstererek haykırdı: 1 ey tad Bu alçağı öl dürün! Ben, Nevşirvanın torunu Fi ruz, size emrediyorum. Kımıldayan Mi Me Böylece bütün salonu do ğı zaman hepsi Anlaşmış ol ii belliyd nüstem salonun ortasındaki tacı Tarihten bir yaprak : Karadenizde Kıbrıs adası Bir re Mi ei Türk koi e Türk d ku kiri ii iii e son senelerinde kale almmaz dereceye düşmüştü. Bu devre ait çok komik bir fıkra anlatılır. Fıkrayı GERE luke ve$ e Hacı Muhtar, Ateş Meh Paşanın Cil miki ağında ve, se bir ziyafete anl mi Karadenize sefere çin Kaptan havaya bakmış, mükemmel, ““Tödös'püfür püfür esiyor. Tayfalarım “eyifleri yerinde yol almağa başl: lar, Fakat bir müddet t BOnra havanm yıldız gevii irülünce, gel ie artmış, telâşia * beraber dalgalarm da köpi bit sizin eden tertibat al Bir kaptan nerede bulunduk. larını rd ederek: — Haritaya bakalım, diye harita ba- şma pi Baktıkça hayret ve deh. pa rtmiş: Bu nasıl iş, böyle şey mi olur? ein MIŞ, — Yahu biz Kamile değil mi- — Karadenizdeyiz.. çil Yazan : Niyazi DM. haritaya göre Akde: 5 z :— Nasıl olur? — Bayağı.. İşte bakmız, Bakmışlar, sahiden geminin bulun duğu yerde Kıbrıs adası görülüyor. ei işi halledildikten sonra kap. ir puslaya bakalım. demiş. Fular puslanın da iğnesinin yerinde estiğini görünce kaptan küplere! — Ne oldu buranın iğnesi? Yine bir tahkikat başlamış. Veri- len rapor şu: « rabı yırtılmış, dikmek için bu. mayın pan nesini kullanmış! yerine takmayı unutmuş. Karamazof Kardeşler Yazan Dostoyevski (Çeviren; Hakkı Süha er İm en! Dedi, Fakat an cevap Y: 'dan kalmadan yl e yokt Bu yüzdendir ki, onun ai Klee ani bir hayret verdi. paya BÖYLE BİR ADAM NİÇİN YARATILMIŞTIR?... Yirmi sekiz yaşında orta boylu, se. e Doğrus kete amm olan ma keskin yaradılışlı, yalçın ve se ai ne giderek, derin hürmetle çi in t e bir gençti. Odaya kusursuz bir kı- kabe Onun bu aclimmda e Sal BE Şeye ge fet ve tavırla girmişti. Arkasında iyi (o velden düşünülmi seziliyo: gi Ni v ur yanakları za ir ie sodiliğir ve siyah eldivenli elinde asi) Pavloviçe ke oda ii - solgun yüziyle bi ir silindir şapka vardı. Ordudan yeni ; Zundan kalkarak oğlunu aynen selâm. tesiri bırakıyordu. Siyah gözleri. (o ayrılmış bir zabit olduğu için iy Jadı. Yüzü vakarlı ağır bir mâna al. nin inatçı göri ra & rını daha kesmemişti. Kestane muştı. Dimitri odadakileri de ayrı a; ir vardı. Fırçınlaştığı ve heye. | saçla: kesilmiş ve öne ğa Eğ selâmladıktan sonra, 5 canla söz söylediği demlerde bile ru- ei iş adımlarla ve karar sa- ge yağar doğru rin lü. hunun bali emi esiri Onun. bibi bir yürüyüşle ilerliyordu. Eşikte la konuşanlar çok ki ls durarak, odadakileri gözden & kesilen borinişmarizd. tekrar il — Ne düşündüğü ikeştirileileri geçirdi; sonra ev sahibi olarak tahmin (sını bekledi, ç ç Perlerdi, ettiği “Stareç, in önüne gitti Derin, Tki üç barha sebep a l ei il elli si li da zantlanılanı taşkın deri, ünür iyle arasını bo; para meselesi de yine bu marecalı hayatın neticesiydi. Şehirde bu meseleye dair bir sürü hi- kâyeler dönüp dolaşıyordu. u aranırsa, Dimitri, 8 ve Gökboğa kapınm alma m rak bir işaret yaptı. Ardında dört ki- şi olduğu halde salona döndü. Tir za doğru yürüdü. Firuz kılıcını çekecek i e Fakat dört kılıcın uç! 1 Böğ * sünde ve böğürlerinde Seri silâh sula düştü. Demin bir Eğim a gibi kaba- meAğIz K ahtı oturma! için SA 4 günün akşamı, bir katır sırtında sallana sallana, geldiği yere dönilyor: Aklı li ına geldiği eN ai şükrediyo! İki kaj ve Tik güç eke. yi t iş de bununla bit- memişti, dak aht boş kalmı Oraya her halde birisini oturtmak zinağı, canının 5 EE par düşünüyordu. Artaban bir ii Rüstemin yanı, na sokuldu — Görülü yor ki Sasan soyunda e ie ri sulanmış, Özü mopda değilmiş! * Tübalamin ahir demi bilekli; am gerek. MP va oğluydu. A bi nç bakışlı, akıllı e kisi bir Mean a er cihetten bü ni- a onlara üstünlüğünü ati “ yor? Artaban sözlerinin sonuna yak - laştıkça gülüm ye Fakat Rüs- temin kaşları iğ tokrrlama ! Bil ki ncak Rüs tem olarak ai ni Karter ve Si yam, Artaban kekeledi: olacaktı. meyin. Aklıma öyle ve li İşini söyledim. Bunları ban Ahoramazdanın söyletmediğini e edebilir misiniz? —Ehrimen de söyleteb Salonda bulunanlar mi avaş fa- kat sert sözleri duymamışlar, merak e ai n döhü e ii m ni y mesi atir pere birilerine baktılar Adet rdul üste imi verdiği cevabı e hepsinin yüzleri aydınlandı ve başla- rını eğerek: — Çok doğru! Haklısın! , Dediler. Rüstem biraz sararmış olan Arta- bana baktı ağa da böyle bir şey söyle- in mi? Artabanın yüzü balmumuna ben - zedi, hi e hi şeyi biliyor mu? İmkânı yok. Kimse duymadı, kim se Bmc ani 7 kumandan iki adim at- ti — Onu hiç bir zaman unutmıyaca- ğım. Arkadaşlarıma göz gezdirerek de « vam il z de biliyorsunuz; Ferrubzat Mimi içi bizi topladı ve eyhüisrevden, Sasandan bahsetti, mizden ral ile evlen- mek isteyen olup olmadığını sordu. Kralçeni Miri birini seçeceği- söyledi. O gine kadar yi böyle ii ekimleri a Kraliçenin ancak Sasan soyundan birisiyle Yine. ceğini tekrar ederdi. Öyle değil mi ar- kadaşlar — zön sö nl - on endisi eli topar- ya ei ALD OL cevap — Fikirler de SE ir udan eserki 3 ig 3 a başkası vasıtasile bildirdikleri gibi doğrudan doğruya da bildirirler. İçi- rolzden gelen ei hangisi iyi hangisi fena olduğunu kestirebiliyor dişi iii LİE oğlu Şiru - öldürdükten sonra on ak beri de dekdeki zaman bun- ardan birisinin henüz çocuk olan oğ” ii dadısı kaçırdı. Şimdi tam yirmi bir yaşında olmalıdır, Tellâll, gırtarak onu mak ve bulmi son sözlerile Kisralara ri EDE rtalık yatışmıştı ve hemej in deyi aramak için acele © lardı. Artaban dimdik ve mağrur bi rüyüşle Rüstem ve arkadaşlari lâmladı. Giderken tok bir sesle — O şehzadenin adını da şimt ber aldım. Yezdicerdmiş!.. edi. Gani gitti istem onun n ardından kaşi li baktı. Sonra kumandal öndü: döndü; şu sözleri söyledi: — Bütün İri ken üm Rüstemin yanma n çok si biliyor! Rüsi onun ear içini karak başını salli —# Na i yere vursun ki dam e BE lığma girmiş bir şd dır. Rüstem bu sefer yalnız gözki İm nız, her ne yaparsi den e O ak: lar gidiyorları Şehirde ahlar Mağa r göle pi şam m İran her tarafına si p H aralarının pek uğuhu hatırladı. Ona a şu'me yemdir “By yiğit, temiz ii SeN üzan! Hüsrev dadı azı ğırıyor. Rüstemin elindeki askf ak beş altı bin kişidir. Böyle se hepimiz Türklerin kılıçları da vereceği nm tal Zerdüşt dinini ve İran halkını tai na borç bul “peki!,, veya “hayır!, diye göndi (Di 1 vi ? Zosima ayağa kalkmıştı. Dimitri nun elini öptü ve âdeta sinirli bir ses. 1 i bu kadar çok iye çin beni mazur görünüz e! adim, dediz na iki kere birde olduğunu söyledi. Ve şii sindi Bani — — Demeyi, biraz geç kaldınız, — Çok teşekkiir ederim, zaten sizt yen de ancak bunu Yeki ? gözleri karşıladı. Muaşeret icabı olan bu sümllerden sonra, Dimitri döndü. Babasının GRE e e a bir eğilişle selâmlıyarak takdisini dile. mr akat bu Ge Aleksandr Miyo. keşiş “Paisiyüs” ün sert, mi söle Si vermeği kirama bulma. e ir salon adamı zerafetiyle: — Müzi e ederseniz, dad bu mü- ve nazik meseleyi burada keselim. ii İvan gülümsiyor, Dale < bi- anlatacak meraklı bir b İvan hem — Re vkalâde bir şey değil, ve ce. vap eni yalnız şuna işaret e! is. rum; Çoktanberi Avrupa ei > bence bu bakımdan çok dikkate ğer azizim Aleksandroviç, Aleksandr Miyosov: — Bu mevzuu, bırakmak hususunu« tekrar müsaadenizi rica edeceğim. O. Si ye: ii size yine çok dikkate lâyik r başka a daha anlatacağım. si iel ir. ire kadınların teşkil ikat olmazsa hayatın bile imkâll bir hale geleceğini de ayrıca ilâvf e kendi ölmezli içindeki garabet, “ ımızın paradoksanlığını gösterir, dinlerken, bunları iz ! Kimsenii ze ki madan, zem kğ seyi liş anlamadim ya, e türlü alçaklık e e haline makla da , bu, iç ret gibi benimsenir ber demiş?! nün fikri bu mu: ra, söze nasıl ansızın başladıys& etrafı yadırgatan ii bir rini) nü kesti, Stareç İvana beklenmez bir du; etiği e er pıhiketa, eri hiç ei şey ünya, ins ke mii ni, lrle aşkını emreden — bir tabii kanlı in bulunmadığını ve bu erinin ekli e Finiş kalkışı idi doğacak mi çalıştığınız vakit sam