* e il a ötürülme! “Kat Bini gencin m Gökbuğa koştu. “il kuşun koyu yeşil boknun . dan akan ii kanlar göğsüne yayı- Uyor ve kuruyordu. Oku ardı. Kuşun tüylerine st. kas mek oydu. avını bacağr; ve Atina Bindi rahva ndan tutarak su başına doğru Suyun bulu; unda ii nal ve insan Nil geliy: Durup dinledi. Koraçın sesini * nidı: İran dilile bir şeyler Köyİnyer Savulun Rüstem, otuz yaşlarında ince bı sakallı, kırmızı sarıklı bir Ye tanımadığı bir ses de bütün sert- liğile ona çıkışıyordu. ralık Koraç bir küfür savur, du, LE gürültüsü duyuldı r çarpışmanın basiniz ına Şüp- he a Gökbuğa atını dörtnal sürdü. Orada bir çok atlılar vardı. Hem de bunlar T'irk sava; mağa yana savurüyor, yanına kiraz çile ordu. seki. on kılıç birden onun etrafın. a şi'nşekler yaratıyor: Lâkin bir şey yapanı yordu. Kor»ç, ayni zamında şöyle hay- &Tevduz — Uunın, bire karşı on kişisiniz! de kemşehriyiz. Şu ayı kılıklı ban adamının sö Türk” karueşinize sal .nsrnuz? Savulun diyorum, ri yok artık hatır makin. Sa- vulu Erenköyünde bir hâdise Gençbir kızı nişanlısının yanından alıp kaçırmak iicdiler velki gece Erenköyünde bir kı: kaçırma vakası olmu! da bir genç kız nişan Da — kaldırılıp yırlığa k istenmiştir. müdafaası ve İm- dat seslerine yetişen bekçiler tara- fından önlenebilen hâdise dün cür- ml meşut kanununa göre ağır ceza mahkemesine le EZ suçlula- rıda tevkif iy Hâdise şöyledir: Erenköyüni erk a- dında bir genç Si ann Mei ile evvelki akşam gezmeğe çıkmıştır. İ- ki sevgili akşam yemekle e i yemek için Kadıköydeki bir gazinoya git- ilem a gazinoya Orhanm teyze- b im e Gi giy be- lediye hesap mem Cevat ve Eren- köy ei memuru si KsdYan gelmiş. tir. mek arzusunu izhar etmiş ve İki Tesla pe bitmiş dfüsiştir. KL iki arkadaşı ezin ile Cevat a başka bir otomobile binere| in haberi lala kendileri ni uzaktan takibe başlamışlar ve sa İM gelin birbirine çarpmasından çıkan bir ses duyuldu. Sonra Koraça saldıranlarden birisi: — Ah, arım! Diyerek biraz geriye fırlıyan kırık tn Di mına çömeldi, n bileğini sol elile sımsı. kı Takiyblğmi ikoraç e dı. r ki, benim bunda gü. balim iin İsi yarı, gür kara sakallı ve dik bıyıklı, başı tuğlu, sırma EN ku- mafıdan yağız bir at üstünde bu sa, vaşmayı, dinkatle gözden geçiriyor, uzaüıkça sahırsızlanıyordu. — Yazıklar olsun! Bir serseriyi PN e Ona kadar sayaca- ğım bir iş göremezseniz Ee nizi ei cağım. O yaban domuzunu ben geberteceğim Saymağa başi Badi. Ei İranlı bir kumandandı. Fakat diğerleri Türktü Mira eli nla birkaç zabit ei diğerleri ise türkçe konuşü- yorları DO ai katan aydınland — işte iran b dadır. TAKIR Ee anda hiç de ho- şuma gitm Gökboi eni an şeyden evvel yol. daşmı ili gerekti. Sülü heybeye sokmak takat ime ve ba iğ m dışar:da kaldı. Sallanıp duruyordu — Yetiş, akam! Kollar kopuyor! — Dayan, geliyo istedi, Bu es ve bir mA ormandan yIş başlarını o ta- rafa çerirtti. İraulı kumandan dan çok sül yıklı, küçük sivri adamdı... ayı düşündü; lâkin bu hem ona Şİ karğldemdağı! lere gyzlar salar Ayıptır, siz inden bi ir cevap V — Nidelim, Keştaseb ki Teslim si Rİ — Ben Miitertikda, Mae sen tes- lim olür iğ — Şar i koşardım, — Ne diy — Teslim ini fakat bize İlişme- yiniz, diye... — Kavgayı siz çıkardınız. Bize bu- Tasi babadân miras değil ya, elbet gidecekti ii — Seni rkadaşın sebep oldu: K al ona “su başından çekil!” dedi. O çekilmedi. Koraç söze karıştı: — Atımı sulayordum. bana “aptal, benim geldiğimi görmüyor müsun?” dedi. Ben Ek yapıştırdım. e dedin? ii isensin, yaban domuzu kı- lıklı herif! Senin atın at da benimki değil mi? Hele içip doysun da öyle!” susar mıyım Hakkın varmış . Gurbette vuğamızı da ünl raçın canı sıkılmıştı. Gök- a giti edin im a Mn adama baktı. Bir taraftan kendisine ve ar- bileti gelen hücümlari kovarken diğer e da Keştasebi işaret e- Bunların başlarında < dere vardı. Gökboğa- bi < Şu herife söyleyin; sikti yal aç- yet verdi: — Benim avım!... Bak kim almış! SY i Sü e Sırada , heybedel, Yere Dü sırada ye isi. widuh: düştü. yakına sokulabi , Cıldamın sağ- rısıma doğru bir kılıç savurmuştu. ca atlıyarak yanlarına gelmişlerdir. | KITA Bini irem karnıma topuk- Hikınet tabancasını çekmiş, diğeri d gi lariyle v kızın ağzını kapıyarak ikisi birden | ( Birisi sola, diğeri sağa yıkıldı. Di. o At siğil kend: otomobillerine almak istemiş- Berleri hemen açıldılar. Gökboğa Kilim ucu adin sağrısından aşağı lerdir. ların ki atını bir kasırga ibi kaydı. icını da dirim ge eleme ay ör; Cıldam can acısiyle gerindi ve kılıç genç Orhan bu e ei çevresini e ye evveli MepLınığ, SONLA iran Mİ arkasında duran çifte savurarak beş adım öteye, beş e MN bigi dövüş zabite çıkış! altı arkadaşının ortasına fırlattı. As- Göğe, biz taraftan da “Imdnt ülye|* He 1 haşr! Yirmi ker, 't beş arkadaşını da yıkarak BEREN apk eti; kişi daha saldıran! Çab ere serildi. Polis ve ami gürültüye yetiş- miş, Hikmet ve Cevat yakalanmış- lardır. Dün ağar ceza e iki etmiş ve liçü birden Orhanın daveti Üzerine iki nişanlının masasına otur- uşlardır, Grup burada vakte k neşeli bir şekilde geç adar yemeklerini yej mişler ve, gitmek üzere kalkmışlardır. Lisanet- uçlu rgula- zn 7 tevil ederek ig et- vi Kü erk, Orhan, komşuları Yusuf ve Mn birçok şahit Ma sonr» karar verilmek üzere muhake- me talik edilmiştir. Yirmi atlı birden ilerki atıldılar, İN devam ediyordu: u diri yakalayın! Derisini sizce derisini! öldü tile mi? vi ölür ün Gökboğa son sisi anlamamıştı. Koraç ona anla — Cıldamı dei alsak! Dedi. Onun terkisine atlayıp da birlikte Anasmın mezarını bulduktan az za- man senra Aliyoşa, manastıra gireceği kendisini papaslığa kabule ir ahiyetini “biyer mu- e hilekâr ayyaş gülümse- yi zaten işin buraya oktan anlamıştım... b. va var... Ba senin çeyisin olarak ve e olan her şeyi ya. pacağım, benim melek oğlum... Bütün eşini ayi Para iş - Karamazof Kardeşler| * Yazan: Dostoyevski çeviren; Hakkı Süha Gezgin muz 7 masum ğe vereceğim. Fakat rum, hiç vir anak in ol” ik Bir kine ane ka gis lüzumu vars in de paraya o kadar mi lebilir. İs manastırların arılarının vardır. Ben vi Çok in bayan da bir değişme, bir çeşni vası- tasına kavuşmuş oluyor. Belâya bak ki, o dişiler manâstırlarında da hep Rus kadınları otururlar. Hiç bir Fran- ki ünde şında oarak unlardan ii nr birini gezmiş. lerdir bun. sıza e Senin manastırında iki yüz pa; teri böğka kimse yok... Tabit iel di de ki eygallerdiz vü Oraya st'rap veriyor « sun Aliysşa... Seni 6 yon seviyorum ki... ER ne yapalım. Kısmet böyle imiş. Bari orada bizim gibi günahkâr ve vic. ml e yüklü olanlar d Ben eninde; E - w gün dua li pe Sablzak iye MARA zi aydınlk ve daha kasvetli durur. Ama, se yersin ki ae ta- vanı olmuş veya ş bundan çıkar? Ne mi Yl ga gir ki, eğer tavan olmazsa, kancalar d: z, Kan casız ise, beni - eytanlar Ml sürü Atm şaka, kan akıyordu. Gökboğa yere atladı ve onu geriye z #e Onun teklifini. İran kumandanı Keştasebe söylediler, Gökboğa arkadaşına ma vesaik kulak ver. Bakalım ne Sy ii aşi büsbütün köpürdü: — Olm . Bunları yakalıyacak- ime Aliyoşa.. Ah bilseydin. Aliyoşa, KR ciddi ii bakışla ipi sol rada ai manca yoktur? edi, asıl yok?.. Nasıl yok?.. ni kanların rinden işa b ir Fri Ki bir çesiyle Bir faytonun im ovuyordu(1). Şu Em ila sevgili oğlum orada kancalar: imadığıı in safi Hee — asla eee yök kıymet Yerli var. seb v: kiler onun gö ai Mara baktılar ve Rüstemi gö! vi gülüyor, h — Koca bir ibi ii iki kişini hakkından gelemiyorsun! - Aferi Keştaseb, e artık Hindistan feth ne gönderebilirim iyordi Göktoğa ile Koraç da onu gördü ı z yaşlarında ince bıyık! Wi ir sai mert bakışlı, x adamdı, Başınd «gözüne girelim key a ee akin! çok şey kazan akkı v Sava: Eli kızışıyordu. Saldıranlar birer birer Yıkılıyor Tardı. Rüstem her defasında, bi kahkabi Ürpecae Mi bir kat daha örüyor! / sabri tükenmişti. Yanındak! sie ie şeyler ri â da | boylu yağız bir &: kboğa a in 7 e e yanm üstünü göstererek O sözleri tek* en Asker atıni sürdü; kayalığın yaf tarafında yere indi ve yukarı çikma ğa'başladı. Onun gidişi Rüstemin gözüne Ç 1. Gözleri parladı ve kaşları çaldı ai kumandana yaklaşarak sordu! — O asker ne ak? e ee yardım edecek Ha ei birok ii e piele tak vie y! Çekil ordan... (Arkası var) lrksın. Çünkü yalnız sen bana lânet o- kumıyorsun. Bunu duymamak kabil değil, yavrum, iyodor bunları söyledikten sonra ağlamasına la adı, Şu ayyaşın hassas bir tarafı da vardı. —v— PAPASLAR | Okuyucularım, benim bu kahrama nini beki papas cübbesi altında sol zlü, ate gun yüz sıska ve dini vecdlerin şiyle eri pe bii ü kıran bir yüzü vardı. Uzun Kestane eğit oç Birr uzunca fakat pek tenasüplü bir si ilk ei ki göze çarpardı. lee tutuş - gibiydi, iri koyu elâ ği biraz lines fakat sakin bakarlardı Arkası (1) Bu şiir, ir Ti in altıncı bölü.) münden alınmıştır. Rusça aslında da de metin Fra lr. H.S.