8 — KURUN İNLMANLARIN LAVRENSİ > > Zaözi zefemisk kv 6 HAZİRAN 1938 . Şirazdan çıkış.. David O©Konnoru şehrin cenup kapısında Vilhelm Vasnus karşıladı, 2 hasım selâm- laştılar, konuştular.. Tarih; 10 e Çi sü. Büyük B: baht!?.. Şirazdaki ya David mm; bir sabah Li ii karşılaştı; Ka Baş- kâtibe pe olmak karat ri vET- b vi edeceklerini ii ai ve önce vr testo, sonra teslim cereyan edeceğ ği erin katıyor, Konsolosha: nin bir odasında, ikisi Birlikte. Ri doğru konsolos tes- Jim olması ihtar olundu. m eni olmağa razi olduğu e ii kendisi. ne gönderilen zabite uz — Aldığım emre göre, ceni De O'Konnorun sorduğu bir şey şimdi ni 14 si a kut bir şey söyliye- iyeceği cevabını verdi. Konsolos, böyle bir e alacağmı biliyordu. yalnız ben ve bütün — Heyır; Şirazdaki ii in İngiliz kolonisi! — Bu husustaki Er hüküme- tinizden almış ler halde? — Bu hususta da cevap bakletneyi. niz Büyük Britanya konsolosu: — Bu da; dedi;bir cevaptır. Teşek- kür ren en sonra, David O'Konnor, imera başkâtibi v.s. konsolos- ur ve mensuplariyle - İngiliz tebaası, candarma m smda şehrin cenup eza götü, rüldüler, Kendilerini api ili kapısında Vilhelm Vasmi avid O* nie Vilhelm an selâmına mukabele ederek: — Bu sefer; dedi; siz kazandınız! 4 eğ Vas, — karşı şöyle — - Kaybedilmekle kazanılm! Hatır- Jarsınız, uşehr el Persi ine oynadığım o; tmiş- e O'Konnor, güldü: — Evet; e de biz ile demekle işaret bedilmekle kazanılır!,, aş de; li “Kaza- akla 'bedilir!,, otekerlemesine ne dersiniz? 'asmus, di — Yani. isti; uz, ki, — Evet; şimdiki halde nöbetleşe kaybedip kazanmak, kazanıp kaybet. mek e Bundan sonra ka- zanmak sı izde! aile konsolostan göz ayırma- dan: — Sizin MÜ Ni beni kazanı David Geray İakdirlerini esir- gemedi: — Fakat bu arada bir Vilhelm Vas- mus var, ki., — — Bat ea ediyorsunuz! « her halde bir kaç bin kişiye be- — Mübalâğalı bir iltifat! Ben, sade. ce mümkün ol p piç yi Mütevazi, Gomakla vali ariyor Vasmus, şunları dâ sö; —Bu sizi pi veri ettiğim- den dolayı memnun değilim. Fakat, siz de gene memnun olmıyarak beni bu şekilde rahatsız. Mi kime değil mi? Madem ki devletleri ve her ikimiz de birbirleriyle muharip Si ER mensup olarak vazife ifa — ei e siz böyle maze ret beyan ederken, le bir başka m ayni tal mazere! yanı imünu deki ilan, pek iyi tanıştığınız Persi Koks! — Olabilir, tabii! Hem o zaten ev- de neticelenen hâ- vaziyetin. — Evet; “Almanlarm Lâv. rensi,, ne! Va: Ya bu söz üzerine: im için; dedi; öyle diyorlar. he Del bu me memnun de- Zilim! Ben, sadece Vilhelm Vasmusum ve malümdur ki, imiş ancak kendi: ii öylel Da e O Konma, meşhur tebessü- münü hiç mi hiç eksik nie Vasmus, bu ara şöy- le bir araştırdı: — Sizin Lâvrens şimdi nerelerde? — “Nerelerde?,, tarzında 80; isabetli! Onun bulun. maz, ki! Kâh-bur: cak,:şu anda. nerede baker in diğimi area niz de, ve hakikaten a, bunu size söyliyemi- yecej e iy me bu im isabetli demek mümkün sayılamaz, Sa- nırım! Gülüştüler: — sat, lâtifel — Başka ne olabilir zaten, Her Vil. helm Vasmus! — Haklısınız, Mister David O'Kon- nor! seyahatine çıkılmak için, kervanlar hazırdı. K lerdi, İki hasım, selâmlaştılar, ayrıl dılar, Ve... nin yer il ol Tekirdağlı ile Kara Ali 12 Haziranda Izmirde bir Cz karşılaşacaklar şpehlivan Kara Ali İzmire zi tertip edilen Me re ei edecektir. Kara Ali ir Tek eslektaşlarımızdan $. N Ali ile görüşmüştür. Kara Ali şöyle ei — Tekirdağlınm sözü vardır, vanşı um göreceğin zaman de yaparız, karşı karşıya bir defa daha gelir, şansımızı tecrübe ederiz,, demişti. Sid ben em zi Kendisile güreş emelimdir. Kuvvet ve bilgisini takdir ettiğim lr il el betteki memleketimizde nadir yetişen r emi Kendisile bir İstan “Re- Antrenman yapma; ya fırsat bulama- dan Tekirdağlının şısına çıkmış tım. hatsızlık beni RL menedecek bir mahzu! , Ge sayılam; mek üzeredir. pin bu defa er İma beni mağ- lüp ederse diyeceğim kalmaz. Kendi. sini, benden baret olduğu e sa- yar ve bir daha karşısına çıkm. dışımda bazı yapa- cağınız mi olmuştur, Bunun hakkın- da yeni malümat var — il ne inin bir tek- şehirlerde güreş yapı teklif yek Eğer alacağım eticeler mi güreşler yaz YSİ, ni tatmin eder, hazırlık- Kanal d rikaya gideceğim, Gitmezden Lük bir e ie layacağım, Ümit ne içinde güreş yüce miğim daha iz He miştir. Oradan iyi haberler gönder- Havayı döğenler! Bnudan tam elli sene evvel, 1888 Afet salgını gelmişti. O civardaki halk hastalıktan kırılıyordu. a yerli ahalisi ile be- raber, ipadan gelmiş ve oraya Dar Omo IR Şires Keniaololi eği rağ da, bu Afete kar- Hiyia şı sıhhi tedbir çok tibi, mi ensuplar, bütün İnline, katar ki a güneş altında cenuba doğru yol ar. Vilhelm Vasmus, kervan katarmı Şiraz şehrinin cenup kapısmdan bir müddet gözleriyle takipten sonra tek- rar, tekrar şehre girdi, Şimdi sıcağı sıcağına yapacağı işleri yapmağa gi. rişecekti!7... (Arkası var) trip bir şekilde hareket etmişler. dir: ın mikraplar tarafından in 80) il Aalammcn. ki mikroplar sopayı yed öradan çekilip gidecekle! Miri Bir çobanla konuşma Şimdiki koyunlar kavalı sevmiyorlar i bi Çoban denince — kaval gelirdi. Kaval koyunları çobana bağlar, etra- fma toplar, Hayale insan, kamı; keme kyn hazin sesle birbirlerine kayna- Mz ieelirimn gönüllerini büyüle yen de kaval nağmeleri idi. Takistin binbir güzelliği ile beslenen çoban kavalla sevgilisinin içine boşal- Yirminci asrın makine gürültüleri, artık kulakları kavala yabancı yaptı. Bir vakitler tatlı olan nağmeler şimdi iç sıkmtısı veri; vi Bunu çob: m dg 5 — Yok, dedi. Kaval ir Kavalâır. Onun ne isi değişti, ne de kıymeti a- Fakat eski çobanlar kalmadı, Pp! başka ötürürdü. Ba- ve otlattı; ları kuzuluktan endisi beslemiş, ik büyütürmüş, ini evlâdı gibi sev: vE seke da ona alışırlarmış, val çalmca kaynar ei eği bırakır; etrafına — Şimdiki in ie api mu?. — Şimdiki koyunlar bizi bile tanı- Çoban bu sözünü isbat etmek için var görmüş gibi kaçtılar. — yor musunuz. bancı görüp kaçtılar, Ama şimdi Ke ES © < < & Hiç biri benden açmıyordu. — Eski koyunlar çobanlarmı karşı tepede görseler tanırlarmış, benim öy- le koyunlarım olsa ben de kaval çala- rım, Halbuki bunlar kavalla değil, so- pa mein ele avuca sığmıyorlar. Sabah - tan al “ei peşleri sıra koşarız. ban pr di. Ucü bir ki gibi idi unla dedi, Köyunları kai | ayaklarından yakalarız, ... Her şey gibi yirminci asırda çoban lığın da güçleştiğini öğrendikten son- râ sordum: — ttan memnun musunuz?, hiç sevmeyiz. Oraya çiz eni şehirliler bize u — Elbette. Biz gehri ki de bini için “ne enn Komar bir de anları, erler. Ama Bizim keçelerimiz li orsa, Şehirli- lerin de sokakları, evleri kokuyor Toz yutuyorlar hep. Ama kırlar öyle değil- dir, Sularımız temiz, sütlerimiz temiz. Sin a dedim ki: hirde bir evin olsa.. Gördüğün katı kat evlerden biri, Sen de orak ©- tursan, istemez misin ?, — Para lüzım.. — Para da kazanırsın?. — Ben çobanlıktan başka bir şey bilmem, ki.. — Başka iş bilsen. Biraz düşündü: — İstemem, dedi. Ne de büyük evleri. Orada hapse gir- miş gibi olurum. yeşerdiği, koyunların doğurduğu, ku, melediği, izi man. cennettir. Bunları kime bırakır TIZ. , Bunu Yeşil otlar top- larım ona.. Yanyana otururuz, konu - şuruz onunla,, Koyunlarımm hepsi böyle olsa.. —- a kaval çalar mısm' — Kaval yanıma almam. Biliş Le ei dinlemiyor. Bir gün dum. Ben kendimi unutmuşum. Ko - yunlar almışlar başlarını gitmişler. Çoban utanır gibi oldu. Sonra: — Ogünden sonra bir daha kaval çalmadım.. NR ALURUNA abone olu- nuz ve edininiz dana — a e rdrm kolu li çalışmal alarma El fakirleri Yukarıdaki Memleketten resimler : #svam etmektedir. i sarfediliyor. ve tedavi ileri için muntazam inesai sarf, ediyor, 4, Be — Belediye itfalye teşkilât, takviye eee e