e EE , mi ? esap Evvelâ Bakıyormuş! Bir kadın, plâjda, Hirldğ en de soyunmuş, mayosi giymiş. aralık plâj EN Tapın hdi gir Ara dını halde Ein tiyla haykırıyor: e Memi eriye yarı Kia ali Dükilir i, lak ii bir halde bulunurum! Plâj bekçisi, ağzı a varır derecede bir sırıtışla ok yok; diyor; e ablapl e bulünmaramiz! Çünkü ben, ii açmadan, eğilip, anahtar deliğinden içeriye bakıyorum! Radyo Yoktu!?.. çift, bahçede eğ içeri- vermiş oturuyorlardı. n e oğlanı: çede dolaşıyorlardı. e başbaşa verdiklerini kameriyenin kapı- Genç sından e baba, şöyle dedi: — Bahardan sonra yaz! Evlendiğim mesut zamanı İni dimi Anne de başımı a beraber; rda şimer ii bizim zamanımızda Dağa Sali radaki Mesafe alarda ekseriyetle birçok aile ireri akrabadırlar, Bir kasabadi — Evet; bie vaa aktan — Fakat i £ işi e göre o sizin kız bye Doğru pi kardeşimdir — O halde nasıl oluyor ii mealli akraba olduğunuzdan bahsediyorsü- nuz kü, ailemizde ben ilk doğan görüğü o kız kardeşim de, 12 inci çocuk! He n Numara! İmtihan sonu; oğlunun aldığı not- ları tetkik eden baba, hesaptan en fe- na num; gör arayı görünce, muallimi meği ii — Rica ederim, dedi, nasıl olur da oğluma E kadar fena bir numara ve- mualliminden şu cevabi al- e sl daha fena numara- tiz ik da oni Sabaha kadar Genç kadm, evine yeni kapılanan m kızı çağırdı: arın gece bir balo veriyo- rum! miş > el çırptı: iyi! Benım onu öyle bir süzerek: — Um: ; dedi; elinizden ge- il yapmak Del göstermiyecek- E izmelgi kız, hop hop hopla — Elbette! Elbette! Ben, veli pek Ee ze sabaha kadar danse- deceğim mi m m Yadın — Korkmayın, korkmayın... Köpek ısırma: — Kitaba bir bakalım: Acaba olta bu vaziyete gelince ne yapmak lâzım.. — Yemek aralarında içer misiniz? —'Teşekkür m doktor, sizi kırmam: bundan ye Çabuk Gıdıklanıyor! ellerini uzattı annenin koltuk alara e ei — Öyle, ama bunu yapamam! — Neden? — Çünkü, annem çabuk gıdıklanı- o — AP Siz burada mısımz Eayan! Gölgeyi görünce zayıflama pok kaçırdım da sisi fazla sayıflattım sanmıştım. — Av başında al dair söz verebilir misii Tabi wv kadar kaç kere verdim, lu mu? manik lin Arkamda e 8 ek bise ami biyik va beş seneden- beri giyiyorum. e m erans — Şam; lim, konferans veriyor. ai beynn bayii dinliyenlerden biri,, diyor: — eğ âdeta şampanya gibiydi! imin. koltukları kabayıyorjs — Henri müze teşekkür ede rim; fi Öteki, s — BK akn İN sahiden şampanya gibiydi; bol bol Her köyün temiz havası, buz gibi emb: yu ve hilesiz gıdası beni daima şu suali sormaktan menede- -— a köyün en ihtiyarı kaç yaşın- dadır li köylülerine de aynl şeyi sordum: — Burada kimse genç ölmez.. de- diler. Biri ilâve etti — Biz hast al nedir ie Mu m bir çın gölgesine u- zanmış emre ayatet bir il yara gözüm ki ia ec iz kimse yok mu?.. lüler etrafa bakındılar. Benim ır onlar da gördüler, RR yok an e Düşündüm. u derin derin nefes alan upuzun ve ihtiyarı gör a idi. Çınar ağacr- n yastık yaparak uzanmış ihtiyarın kırışık yüzüne ba- yordum. din m sonra gene e ei Şimdi bastonundan da istifade ediyordu. oğruldu. Som bir kemoğ ani ek ii elin! yüzüne üni türerek ve k hızlı nefes rak, daha Ni le ai ya- köpük... o kadar! nımıza al Boş bir hasır iskem- “liyo Si bahisleri: Böcekler neler yapar? Hastalıkların çoğu böceklerle geçer. Bir dişi sinek on günde 150 yumurta hasıl eder Yazan: , Hastalık 2 mikropların bir ço- cek toprak veya bö- insanlara intikal €- erler ve bu miele sağlam adamları hasta yaparla ar in- sanlar için en file olan mücadele etme! Yuri an 'eklerdir. Zira hastalık taşıyır cı olmak itibarile böceklerin bizimle ebeti ço Esasen yaz geldi. sita oldukları anlaşılmıştır. bu mikropları ho; arile, rile, lal taşıyabilirler, İns hayvan Böcekler, kanatla- pisletirler. Bu suretle esnasın- ei izmirli rakır! zı böcekler ma sivri- ie Dali Mel içi m emerken hem deri risat Dee hem de taşıdığı mi ma bunu in- sanı kanına aşıla Em Bazı halkımı- ehemmi; DE gibi görünen sinek- za ler çarşıda açıkta satılan yiyecekle- rin üzerine a ve türlü zara: murtlar en on saat sonra çın ali kurt dediğimiz larva- r çıkar. Bu larvalar beş gün sonra oi pa ye inkılâp e beş gün sonra da bp olgun hale yani ka- natlı bir haline teni Bunlar da aynen böyle çoğalırlar. Bi uzak bulundurmı de cibinlik bulundurmakla, pencere- lere tel e sler germekle böceklerle mücadele etmek lâzımdır. e Sıhhatini düşünen en böceklerle mücadele- ildcımızı| da sofra: olaşan sinek ekmek ve vazife bilmelidir. Ne güzelleşmiştir şimdi i yemekli üzerine n arı br Celâleddin İzmirli NİYAZI N diğ sizinki nini vi Senki selidi ei ü a Yirmi senedir şehre inmeyen doksanlık ihtiyar Yedi Sekiz Hasan paşanın muhafızı Pa İstanbulun en yaşlı ibtiyarlarından leye kendini bıraktıktan sonra:? — Sefa geldiniz, dedi. Köylüler susmuşlardı. — Sefa bulduk. — Nereden goliyorsumuzt, Kime a kizi Ne var İstan ustu, derin derin nefes al dı. Kiler ie susuyorlardı. Konuş” mak lâzımdı al, ettik.. Uyandırdık.. a © a m, — Estağfurullah.. e ve memnun oldum. bana , hem de ço si ize tatlı Sai Kğuğayım bu yabancı dost- larla dedim, Demek İstaribuldan ge UZ. sn buralı mısınız baba? dim, rım yordu. Evlendim ye ii Çocukla; run Si e rım oldu. Tw iç çı çekmek iste- di. in Eli gibiydi. Fısıldar- ki olmasaydı. Keşki.. Hiç Ni sene yaşayacak- u. Bir şeY, öylemek istiyordu. cuğum vardı. Birer biref benli ölüler. Biri geçen sene vuruk banca taşıyormu: üşmüş, eN patlamış, : kurşu! eynini elmiş. Oğlumun beş çocuğu vardı. Öldükten sonra karısı da kaçtı. Ya rular bende kalâr, danamaz yaptı. Kocakarı hangimizö yetişsin. limana hiç bir şey ifade etme- yen yüzüne bir daha baktım — Allaharsmarladık.. dedi ve bas tonuna dayan zn ii yolundan koruluğa doğru u ştr. Köylüler yi bakıştıları Biri yanıma yakla — am., — Doksan yaşındadır. Geçen gül rına; “yüz elli sene yaş” çil bir kuruş atınız; emin olun bu caktır. ihtiyara El rastladım — Güle güle, dedi. Yolunuz vi olsun.. Taamnala gidiyorsunuz ru değil mi?.. Ah kahbe Takan i,