Müzenin ikinci salonundayız. Burada bulunan eserler Milâttan li yüz sene evvel yapılmış olup yi Bemende, Aydında, sel “Manisada, Kuş adası ii sayıfasıdır, milâsın bir köyü mi taşlar, mabut, Hekat'a ak olunm dır. ) Salonda yer üzerinde görülen bü - rayik, Orfe'ni ı ilani izel “Vahşi hayvanları ayak - larınagetiren Orfe Yam: Niyazi Ahmet en büyük musikişinası idi, Güzel gesi ün vah hayvanları vi imc kuzu gibi a bükük ik birer b Hey oluyorlar. dı. dü vanlardan görmüştü. Genç karısmı yılan sokunca, Orfe cehenneme gide- Yamıştı. ai 3 e yemi “yahut Apollomun oğlu Orfe, zaman fn. Koca mimar. vel dönüp arkana bakmaz isen my sana iade edeceğiz. ie pi Orfe bu sözü dinle- ın: ancak bir defa gör - diem sonra mega keder onu bir serseri haline getirdi. Bir gün vakti- tem, di Sinan, Sanat tarihinin ölmezler arasında ö imal etmek istiyen Bulgar dostlan- iyor. Edirnedeki Selimiyeyi yaptığı Sanatinin üstadı olduğunu da itiraf mektedir. aldırdı Em mukabil tarafında mende- res Manisasında bulunmuş , diğer bir mabedin uksamı gözüküyor. Burada, iyi ok aabilmeleri b sağ memeleri: bir eray seyrediyorsunuz. Mi ile ii de ge ağu verilen Kostor ii Bağlılık ve aliye nde ele b kardeşin hi Ti atları zaptetmekte, diğeri yumruk güreşinde maharet kazanmışlardı. Küçük heybetli iki arslan vardır. İkinci Todos (408 - 450) tarafın. dai sahil surunun üstünde kurulan bir öküzü yere deviren bu grup ile süslü idi, İmperatör Nisefor Fokas ve porfirden bir şadırvanla bezen. mii gay Hasalyeni ises 960 yılı 10 a zan ee yil ame taraftarları ile burada kara) ui bahsi tazelediler. ir ye sahne olmuş mabedin sütunudur. Ji kaç insan kanı Tardı. Biri göyle lü: im bilir, tarihin ka) iğ daha neler olmuştur o sarayı a gibi mızda duran şu arslandan başka kimse bilmi) Öbürü ilâve etti: z de - ğilmi?.. (9) Bu lâhdin bir eşi 1930 yılında i mii bütün e ile ve van eseri ve e Semi e alete YRUN'UN İL uş. Ja Romalıların ilâhların babası ve ma- betlerin en büyüğü tanman Jüpiter maabedinin şi ile karşı karşıya geliyorsun Güzellik ve aşk ilâhesi Venüs'ün oğlu aşkın timsali Eros, İnsanlığın pençesinden kurtulama - nubunda Şuhut kasabasında bulun muştu, Bu lâhit müze müdürümüz 2. Asisin nezareti — altımda Ankaraya naklolunmuştur. Teknesi altı ve ka « metre eninde, 2,50 metre boyunda ve deye al Bu Tühdin bulunmuş ve müze müdürü B, birer e e Gitmek üzere yi Haydar Rıfat parkı şapkalar geçirmiş iki kıziyle denizci esvaplı gük Sasa bir oğlandan mürekkep ailesi efradı şerefzuhur öne açik nm içini açıyor, Müriya da m iü Vak “duğuyoğn. Çaymın öp tünde ve (8 ai bir atmaca uyur gibi süzülüyor- A em ameli Miyim Sanki insan sınıfından di Binde berisinde buhar kütleleri kımıldayordu, Fakat derenin karı yakammda tepede bir aten tatmış gi. gi cek birer canavarmışlar gibi e a, Papaz, vakur bir sesle mezemir ». kadının kulağında Mâ..aria narası zonklayor, ve a titreti- m köye ri haberi her tarafa ya- yü ez 'vektinden sonra bircok kimseler evle- He Kilisenin camları part par parlayor ve inin bahçesinden kopup gelen karga sesleri ii a 5 “abaya Müriya anlatıyordu: — Kaynata neyse, ne. Pakat kaynana kötü. Bir te- viye kavga, iken; eni diyor. Olga: — Güzel şekerim, dişini sür. Hüner, bu- Bu köyün okuma yazma öğrenen cocukları hep Moskova'ya gönderilir, onlar orada lokantalara, otelle- ki köy de ekmekçi yetiştirirdi. Bu şel ve yıllar. söyledikçe söylüyor. hucea gider gibi yürüyordu. Her. danberi böyle idi, Rivayete göre aret usulü <a- ağ gibi, bir geyler anlamı ri iken bunların köylerinden yüdolunan biri yüksel sösle İncil okurdu. Bir geyler anlamaz, fakat Moskova klüplerinden birinde ei olmuş ve ma- anl gözlerine getirirdi. Allaha şemle ire ini almıştır. Onlar da serpi- Bır, Bieryeme inanır, Havariye inanırd. Dünyada 210 ip yetişin Bö haber gönderip dağl- ne acmtılara, hattâ e sirt, ne acma Yala aj e vk mahe m MN Gleilero, akrabalarını si- lara bile ceza yim kanaatinde iğ. Bunların Mü gimaştı okuduğu 79- a man yüzüne bir halâvet, şefkat ye mu vururdu. iiriseyişbiln yasjiher- ziunsmaya geceli) yek Müriya sordu: nin ailesi efradına diyordu ki: — Nerelisin? — O bana ekmek vermiştir, Iş sahibi etmiştir. O- Moskova'ya sekiz » da girmişim. renin. kanama si ei kayıda bir kadm ei Esmer, “saçları dağınık, genç ve yetişen bir kız gibi dimdik olan EE kendini ömer atı ve sıçramaya başladı. Her tarafına gu sışratıyordu. esi G5 tekrarladı: Dari ei Kirişler üzerinden geçiyorlardı. ga larda saf ve e a em oldumsa onun sayesinde oldum. O zatin kızkardeşi" olan bir ihtiyar kadın cevap ediz — Ah i dr sanı bat &. Bu kış iyi bir lokantada çalışıyordu. Şimdi Mos- kova yakinlerinde bir bahçede işlediğini duydum. Iht- yarladı! Eskiden yaz pili günde on rubleye kadar hak ettiği olurdu. Fakat sonr sonra her seyi düş- #ü. Şimdi kavaya yoruluyor gibidir. Genç ve Eva kadılar misafirin ayaklarındaki fötr botlara, soluk yüzün. — Sen vi tak, imi yakti idi. Şayet ftiyac, kimselerin yakadan atamadığı korkunç ihtiyaç olmasaydı şu yer yüzünde hayat a e mi doğru bir evvelki zalim sahneleri bütün ate- ye ae Brada arasi beyinin ra teşkil iri Küçürek bir hayvanı vur ile; — Okuma yazma bilir, - dedi. Ve çantasından İncil cikarm çocuğun eline sıkıştırarak - oku, hanımlar din. iiyecekler, dedi. Ri ie elifin. köşeleri porsumus, kirli bir ni Yavrucuk kaşlarmı yukarı kalıırarak De okumaya başladı: Devami var.) Dün ve Yarın Tercüme Külliyatı tertip edilmiş olan 65 ciltten ibaret bu. kütüphanede bilgi-