9 Mart 1937 Tarihli Kurun Gazetesi Sayfa 5

9 Mart 1937 tarihli Kurun Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

çıtketıl gülen Bn oldu. zi e çalıştılar. aklar yarı karanlıkta şekilsiz bir gölge: — Safiye Hocahanımın evi burası değil mi? Gül- Seren abla burada oturmuyor mu? Diye soruyordu. Yanlışlık yok, aranılan tâ kendileriydi. Gülseren k Safiye Hocahanım elektrik düğmesini | Sevirdi. Birden duvarlarda, merdiven basamaklarında — Tölgeler kenarlara sığınarak diğ ii ar ışık isinde kalmıştı. Safiye Hoci an, Gül üstü başı kar içinde, yi Bi, sarılı, me giydiği elbiselerden şişkin ve mi görü- en, fakat kim olduğu belli olmıyan, yarı insan, yarı dev şeklinde bir hayalet gibi duruyordu. benim; ne var, siz kimsiniz, ne isti- #E Yorsunuz? Game ri ia görmek için biz. Metçi ile kavga eder gibi konuşan garip ziyaretçinin © Sesi bu sefer birden çaldı, küçüldü, önygi've yalvar Ma dolu bir hal aldı İşüyorum, benii içeri al; sana söyliyeceklerim ET Dedi. bu genç ve çelimsiz bir sesti, bir köylü sesi. Hizmetçi: Aman hanım, EE 2 anım, gece yarısı 0 ağ nesi- Sir, hırsız olmasın, bize bir fenalık yaj Diye telâşlanıyordu. ri ami ie aldık tan sonra yerdeki karları sa iş dolduran im elden için olak bm klima Ba- Bözü sarı varlak adam la taşlığın e Killi — — itkin bir yıkılıp uştu. Safiye Hocahanım, Gülseren ve hizmetçi İN bekle ilemi zate 4 dokunmaktan © çekiniy, gibi ürkek eğ bakıyorlardu. İçlerinden öne cesaret edip çıkaran yine Gülseren ol- TA kadm, or- -â Sen beni nereden biliyorsun, kimsin, ne istiyor- ? Kar fırtmasından een evin sâkin havasında hat nefes ağa başlıyan ve bir kaç a AR gm li e KR ve sualin yalnız e Da per kim tanımaz ki... Şöke: il a çallara seranp yalıya... Şimdi yiyecek da i Çe Tipi bir yandan, köylere üşüş, lar, ; ir yandan yollar ip haber verem ln olur belkim di. Gülseren bir yandan, Safiye Hocahanım bir yan- 6 Yaşındaki Yakup Stan buldan kö- üne dönerken dondu rektörü Dr. iki rapor aj kişilik heyet ia akup dört gün evvel çi My, ae ile İstanbula arpa getir - a sattıktan sonra köyüne N a yola GKİM w azhar “bu adam Mai deli mii sındaki uygunsuzluğun hal| li icabetmiş, Adli Tip işlerindeki azası, buna karşı kendi- İsrinin de “bu adam delidir!” diye rapor) dar vermediklerini ve tetkikat neticesini gerek rapor kendilerine ait olmadı; dan köylünün VE karları ni bere ler; başmı gözünü sargıları mdaki üstüste giyilmiş > yünlü, ik e e bir iki katmı tiler. Yamru yumru, yus. yuvarlak, iri ve beyti li misafir, soyundukça küçülü iü iyor, çelimsiz, boysuz, gösterişsiz bir köy- lü delikanlısı orayi çı ; bir i ile de» ğil.. Gülseren elektriğin çiy ışığı altında mosmor gö“ dışarıya cikar mı artık Gülseren, sesinde saklamağa muktedir olamadığı bir şefkatle soruyordu: dın ne senin? t, — Anan baban var mı? — Babam ölmüş, anam m — Anan bir iş yapıyor — Hastalıklı yatalak — ne iş yapacak? Benim elime bakıyo. — Evinizi sen mi geçindiriyorsun? ve biraz da iftiharla bir sesle göğsi şişirerek: ğ — Evet Dedi. Bu sefer Hocahanım sordu: — Sen ne iş yapıyorsun? Kendi kendisine inanan sağlam bir ses konuşuyor- du : iş olursa yaparım.. davar 0 — KURUN - $ MART 1837 Geisha operetini niçin m enettik? | bel ei Geisha giri silahi oynan di dirmeğe mahküm birer acayip hayvam- işle, dırlar, ii ması ve seyredilm sına girmiştir. Jaram ve Çin çayhane lerde alınıp satılan ak kızlardan bah. seden bu operet dünya san'atı kadro « sunda üstün bir değer; emnun işler ara- halkını bu güzel eseri tatmak- tan mahrum bırakmak san'ata biraz mış, güzele e mi Aİ mak manasını anlatma; gösteren sahnelerin deliği i si . mıyan, sımsıkı kapatan ruhu tahlil et - meden üstünkörü bir mantıkla insan Sn acı şeyler söyliyebilir, Fakat "atı! örgüleri e a A duran iin - dik bir psiki den bi ha - ,yat PL a e eği var ki; kadar olgun bir bu görüş, ne san'at havası ile beslenirse beslensin, ve biz ne kadar san'at, san'at için ibi feryat e - dersek edelim en güzel çi erin koy » nunda çöreklenen, yılanların güzel çiçeklerin hesabına önü ölü - mün ağzına bir lokma gibi bırakmala » rına nasıl müsaade edilebilir? Geisha'nın pırıl, piril yanan yap - ruhdaki, el gire ki bize san'atı bile feda ettiri “a.a Geisha nn dokuzuncu asrın ve dün- üni Ne İk öeriaçli ederim. T Tarlalarda çalışırım, yük de taşı- tal gibi ufukları seyreden “kötü Avru İllevelâkin bu kış bastırdı bastıra artık iş pa” ruhunun bir timsalidir. Kötü Av - size Re VA rupa dedim, çünkü kendisini güzel gös- seren bii bil — Öyle ise ne yiyip içiyorsunuz? rh An pe lak akde Yazdan biraz zahara biriktirdiydik.. Onu ye- SR e klar, iki 7 seti > eğlen: evzuu sayar, tıklar, iklim - dik, bitti... Biraz gülmeli yardım di Mine ler, örer aşklar, pi insanlar Gi da artık yiy: e Lifin, vrupalı” yaftasını bir fevka a Mi bel. MENİ Öğe Getükü bağını'biz Kere daha 4 pürüp m sonra yukarı odaya aldılar, kar- mı doyurdular, M. di bir kere de Safiye Hoca- hanımın annesi rim çekti. İhtiyar kadın, ie çocuğunun basit, alelâde, ilde anlattığı “lede Sar) “Delidir, diye sahte rapor eri ig Maarif Vekili Şe e (Üstyanı 1 incide) Maarif Vekili saat üçten altıya ka- Üniversite rektörü Cemil, talim ve terbiye reisi İhsan, yüksek tedrisat u - k al mum müdürü Çevatla görüşmüştür. de! m sadec sik di olarak ki asan adamın keyfine hizmet eden mah - ir Ön bir ve bir sirk - tir ışmda kalan in- İnsanların gözyaşları, ei ii. rları, beri efendinin “ rını,, İrmılda! velâsıdır. Yahut hassasiyetini tahrik edecek bir münebbih rolünü oynar, şi e * e hudutlar iğ ve İnsan- ığı öğeler m Ye bazı in: aşa; ören hangi li in işmanımızdır. mıza çıksa Çünkü biz onu asırlardanberi tanırız. sha Şarklı insanı renkli diye aşa- ğı vr İnsanin renge göre tasnifi ve : sırf renginden rek gülünç veyahut sanların manen mesine nasıl tahami —————— Ekmek narkı , lanmış, ekmek ve francala fiyatlarını etmiştir, ipka Dr. Ibrahim Eri Birinci sınıf Çocuk Hastalıkla Haseki ve Çocuk hastaneleri sabık asistanı Aksaray Millet Caddesi No. 99 da Her gün saat 9 dan 18 e kadar hastalarını kabul eder, ir. Ora vrupani sanlar e figürandır. Siendiyi eğlen- 5 v Ella yiye kadar ga Aytaş | Arehanesinde, Cümattesi günleri ir, Herkes gelebilir. Adli Tip reisliği, eldeki Bu konuşmalarda Üniversitede yap- bi ivarındı ce basmış, şid - ilin sleyhih. ' Sadi i n j iz ğa ik ip aleyhinde a bulunmuştur.) tırılacak yeni klinikler meselesinin de :) ğuk ve gla tutulan e ü Anları" çözerek arabayı bir Ik ği ER Üzerine imes” tahkikat,| görüşüldüğü tahmin edilmektedir 'akup be; ilerden a Maarif vekili bugün ne ite er ie ri Di “dir, Ancak, ye Tıp baş kâtibi, doğ -| çi, di esdüğüne giderek Vasfı? MS etle. yola dean cls is iş, | vudan doğruya mekeze bağlı olduğun - ir leş iğünea biz. mü “e edi a dan, yapılan tahkikattan Adliye vekâ.| det tetkikatta bulunacaktır. İsidnkerele ölmüşlekiir. Ger etine malümat verilerek, mi bazı e“ götürük pla gömü müş «| merasim yapıl sonra, takibat daha Bir Kı onf. erans #i ve fili olarak ilerliyecektir. 07 . kâtip Raife, işten elçektiril - inden ta ği emiştir. Kendisi serbesttir. ei iş Şehremini halkevinde bugün sâat 16 Siz vü nl ne kuzo kaç gündenberi vazifesi gelmi da öğretmen Malik Sayar (o tarafından gmat dak i ; a azartesi günl inleri 4) diğini, evinde istirahat iri, ek Jeoloji isimli bir konferans verilecek - dik, kadar m Tayyare Ün ikinci daire Üç numarada ICularımızı yedi kupon mukâ& Sa er ed .. doktorumuz da bu k biriktirip kendisin: Isim: Adres: Radyo Müsabaka Kuponu e Gezintiler: Biletçi mi, Sabah. İş vakti. Sokaklarda her ri Tramvay durakları, Her araba ar Stil dalgalandığı, ba- lığın açılıp © kapandığı ğaninee Birine de ben bindim. Tabii ayak- tayım. Biletçi, iğilerek bacaklar izasından geçiyor. . Zavallı, zor- uş. Tecrübe ede ede söve ile perisan ndaki far kı g yanıklığı hoşuma ili, Bilet denli” şakal Fakat çel herkes, bunu hoş bulma: Arada sinirlenenler bile — Gazeteme dalmış- ken sert bir sesle silkindim. Yolcu- ardan biri avaz avaz: — Biletçi kapıyı kapa, cereyan oluyor! Diye > haykırıyordu. Kapıların ikisi de ken ve iye bir yandan girip bir yandan çıkıyo Aynı adam, kapı Kekin sonra da susmadı: nasıl iş canım, bizi zar “larda inip binenlerin hiç biri kapıyı kapamadı! e cereyan gene baş- Adamcağız, sinirlenmekte haklı. Söyleniyor; boyuna biletçiye çıkı- şıyor. Sonunda biletçinin de sabrı tükendi: — Ben ne yapayım, dedi. Ka- kapıcı mı? ve Gezgin ği açıyorla; izl Ki Deki bili, Vazifeni bil! Ağır bir sesle pıyı bırakıyor, mağa gelirken, İlk söylenen yolcu da ama inatçı imiş ha, her rüzgâri sezişte bir ke- Te usanmadı. Ve ni hayet biletçi de kendi hakkını ko- rumağa “kali dü ve halka: — Hepiniz susuyorsunuz, bizde kan yok! li çekinmedi. Demin- denberi zaten manasız ve yersiz" cak bir ez mani - o ee e asırlardanberi mücadele - deyi : iliriz € RP perdesi bunun nin açıl « v Belediye nark komisyonu dün top - sağ yak ca, büsbütün köpür- bağırışımdan canım sikılmıştı. Dön düm: — Var, dedim, kan da var ama var. Hepimizin kusurunu bu zavallır adamı emekten ni çıkar? Eğer herkes vazifesini bi- lir, açtığı kapıyı mezse ortada mesele kalmaz. Bi- letçi hangimizin: hatasmı tamir et- sin. İ Öfkeli yolcu bana kahraman: tı ve sonra genç dengini bula- bir kah n gibi affedip sustu. / İ ağa üşen- ” j ç

Bu sayıdan diğer sayfalar: