b b — 4 — KURUN 12 ŞUBAT 1937 “Tarih | vesikaları | arasında Görmesi Padişah ve içkiye den evvel biraz elman İhtiyarlar için kırmızı p iyidir, fakat sarhoş olmamalıdır. ..... Tk ahu mömnldi, Emir * Bir müddet sonra onu kullandığı af. etti, padişahların bu türlü d Künlükleri hakkında ciltleri dolara. Ayni efendi ettiği del mal up tabı ve intişar terbiyei w olmıya- oüğn bedihi i ın müsin ve| ' olan hat. İı hilmayun mucibince icabı icra olun- du, Anlaşılmadı, ie. mi? Aniryaca. mız tarzda yazal Babrili hocası şair iie efendi İ- kinci Mahmuda (Sakiname) adlı sar “ hoş meclislerinde, ikna lâyık bir ii yazıp takdim etmiş ve ba- , #ılmasmı İstemiş. Bu yazı açık saçık ve terbiyeli insanlarm okumak istemi. i derecede üz mü muhakemeyi? Dr. 0. $. ULUDAĞ | Beklenen seyyah vapurları 22 şubatta Roma, 20 der 30 temmuzda , 13 eylülde , 25 martta Milvaka, 26 mart. Sıhhat Vekili geldi Sıhhat İri Refik * Lti "dün rimize gelmişti ağın eteğine beyaz minarelerile sarılmış bu lisesi, za- e çe daha canlı, dalla berrak erikler e döner, ve bizi tekrardan içine alırdı. Biz herh: rp bir sınıftık. Si ei bir son smıf olduk. Ön avlusu da bu- runları, kolları knk kele süs- lü bir müze bahçesi mf talebelerile mzlimlein gezindiği al yer olan liseyi ardımıza nüp blade başkalarma mir Bir daha buraya ömrümüzün sonuna kadar talebe olarak giremiyeceğimizi ii bile. Bu müthiş bir şeydi. Ve biz adar A Ei ilmi ki salönümiyal ide br- rakacak, bir daha ona öbeihüriye, ka e ais bir im eği gö: an ağır r bi- zimle tai daya nehir bir göle va li Ve bu gölde artik biz akmı- uruyorduk, ay- inde bir Roma bel Tunsuz heykeli ii ml İstanbu- Ju, dârülfünunu, bir iki ba mi mat kızmı nr ve bu kadar le geçmiş bir zamanın hi : hesabı taşi dık. yiyim lar mısm ei İptidai amaz olur muyum. Hatır. Mib le mu; Ge en elite karşısına dikilmiş, — arkasında... O bir şeyler mırıldanır, süreler okurken la e mektep e elinde tel er gözüküvermi — Ya! ya! li iyi adamdı, bi misin, Şükrüye ceza bile ei berer çeker gibi okşamış “Yara. az, demişti, Bir daha yapma em emi! Bi korkuttun.,, Ve ikimizin de gözümliz yaşarırdı Niçin? Sanki o günler şimdiki ka- dar güzel miydi? Acaba o günler de Y- karış yağdığını, ida tşığı önlük; biribirim ar- “İarak, SARNIÇ bugünkller kadar durgun değil miy- di. Her gün her saat ayni hocayı gör- mez a ee EN mektebin ei ima, gemi minareden ayni saâtlerde Rİ mıydık? Evimi Var Kendil yanardı. İçeride yeşil san- olukların içinde kocaman minare boylu koca yatarlardı. Ve bir kandili her ak- i bir ihtiyar yakardı. dar sokaklar biribirine ie bir ölü aydınlık sokaklara $i. yalnız türbenin Bi Li ılık bir rik ve sâkin ölü; eserdi. Sokaklarda çıt li ie ile re insanlar yatsıdan dönerlerdi. Kes- kin bir öksürük sesi duy: k. Kul erirdik. Karları bir lâstik ezer, oda- da beyaz baş EM rastıklı bir taze bir sakız tırdı. Ben ir ablam vardı. Davudun bir büyük ağabeyisi vardı. Ve biz Davut ile beraber ağabe. yisinin bizim evin erik ağacmda saat- lerce Gi karm üzerine iki a. oda- ze soku: nefes almadan, rüya ee rs bir şey anlamaz ve birçok seyler gibi seyretmemiş miydik. Ve o Dai t kimdi?. Kimin çocuğu idi. Niçin onu er Ey bir şeylerin sökülüp koptuğunu başımın “bir. denbire dönüp bir ileğ sustuğunu duyuyorum. Bu Davut kimdi? Kaçın- cı smıfta ipti: ie terketti? Ve üzeri- ne iki karış k yağan delikanlı aca- in ablamı Tvde Böy söylediği gibi ha- kikaten öptü Ki size duru be- leri ye naklarını Ileri, kafası, saç- e ensesi büy ik delikanlının be- Yi ii kocaman AR gözüken ince VE sar edi mi? mra benim yaz renkli, Vi ye b sele iL dudaklı abalm ne oldu? Bu şimdi bazan evinin önünden gectikce uğradığım kocaman memeli bir hâkim karısı olan kadın benim uzun ve kardan bacaklı ablam mıdır? Anam bir belirsiz Harp zamanında idik.. sabah “ekmeğin üstüne belli asyonla- do oynadım. Öyle lokanti yedim ki bir öğle yemeği kişi bir hafta doyardı. O rim o koltuklara oturdum ki etrafımda be- yaz kadmlar dünyanın en kokulu la- Ha'kın Dilekleri Sokak satıcıları terazi hilesi yapıyorlar İki gün evvelki Bkü da satıcılara dair yapılan © yerinde bir şikâyeti okudum. Ben de satıcıların başka bir vemkmesm şikâyetçiyim : Satıcılar acaba müşterilerine wamele mi ekliyorlar, Satıcıların eksik tart- vermelerine ne diyelim. Bunun yek Faran evinde hususi e terazi bulundurma- ema hiç şü darı Bağ e nduran- yim, e yana yakıla şikâyet edeceklerdir. Üstelik sokak satıcılarının bir de buna pahalı sattığını ilâve ederseniz, bütün İstanbulluların, sebze ve yiyec: eklerini ne kadar pa- halıya yediklerini derhal anlamış olursunuz. Bu işle meş- gul olmak herhalde belediyenin vaz'fesidir. Sokakta ya- prlacak bir iki kontrol bu işi hemen düzeltir kanaatinde- | Yazan: Said Faik vi ımı sürmi 'keklerinin yüzlerinde bir tek kıl yoktu. Herkes, her şey pırıl pırıldı. Fakat niçin her küçük, mütevazi köşeler ara- dım! Dostlârımı, en sevdiklerimi bu çarşı içlerinin kara armdan ball tatil günleri serpildiği yar lardan aldım. Kayalara, dağ harm ve yabani kokuların beraber ia tepelere © tirmanıp çocuklarile » konuştum.) Bir keçi a sarmış arda ço- banlarla arkadaş oldum. Dert dinle, dim. Onlarm VEEE çi kederlendim. rile los li umumi ve herkese ie dikim, pat bah. çe, kır in ğa İn kaya Köylülerle ç İpe asılıp içkili eng bahçesi. inden im, Acık yerler- e ayhan sinemal EE mir seyre- denlerle yaz günleri in e Mahalle il ahir irmi lira mi acıdım. Vurulanla vurulduğum; ölenle öldüğüm günler oldu. di neydim, kimi seviyor- vi barınacak, her çorbası tüten, yanan evde bir kederin, korkusün! düm. Hatırlarım: Günlerdi ünyanm en şehvetperest insanı ol- muştum. akmak, neye kuca! ırmak, sevmek, koklamak, neyi sevsem üsler kalı ıklatmamal O zam: ol giderdim. Mu Imıya temadiyen içerdim. Ve içtiğim zaman güzeldi. Herşeyi kucağıma a- labilirdim. Heteği ei açrk bir insanlık sevgisi w mıydı? İdare edilemiyor muydum? Beni ida- re edemiyen neydi? Bu düny insan için kâfi idi, Bu dünyada insan en mah 1 gör mp çocuklar, aç gezenler, z de- Jikanlılar, titre den nh, yanı na mazlarmı ve to ihtiyar lar Yi adiyen sual sorup hiç bir Cö- vap alâmadan evime döndüğüm akşam ların: birinde karımı: oturmuş gelir buldum dedim. Ocağın mii yanmaz? ilin pm De ve ye ağrı mı koala, SPOR Güreşçileri Cumartesi günü fit dıyaya şıd'yorl Finlandiyaya gidecek miz, cumartesi günü İstan reket edeceklerdir, çetin bir güreşmeden sonra şalı Kenan Küçük Hüs yi yük bir faikiyet göstererek seçilmiştir. Gidecek güreş kafilemiz ır; 66 kiloda Yusuf Aslan, im, 79 kiloda Adnan, 89 yük Mustafa, ağır sıklet Çot met, Güreş federasyonundan nabın riyasetinde gidecek K reş antrenörü de refakaf Bayramda ; herkösin vere b tmiştir, Ayrıca üç günlük Yitlez del iradı. Son günlerde bazı mah#' nerbahçeli Niyazinin futb üzere olduğuna dair bi Jaşmaktadır, Niyazi senelerdenberi EE mu olmasını temenni ederiz, var? Hasta mısın? Ne ağ! ne luk dedi, eçememi$ kabak mem Şimdi dermiyorum. B: e gelip seni gri lip seni gi yo) Hüyat birdenbire: Artık ne lise hayatı, almıştı. Şimdi zun boylu, ipin bul kızmı bos bir adad? e hetmlıyor, ki , gizli, egoist an Yk saç .. daha atıyı ema vi bilinmek 8 me kan şa v su sesleri. Ve bu son la Mlâreye: