İ işaretler ; ie ar” yaşa- Hava boşluklarında heyecanlı bir saat yışa kadar türlü, türlü tipleri bol bol erik ıkluğun cinslerini say- maktan, fotoğraflarını e oğan gibi, kâh delişmen bir dyan gi bi öteye beriye an başı bozuk fikrin, N at şartlarının ürediği brelik dahli il edilmelidir. Başıbozu! Gi ik her şeyden önce imansızlıktan kuvvet alır. Anası imansızlığa, babası muhakkak fe- odaliteden kalma hodbinliktir. er şeyden önce objektif bir ölçüye MEET Ve ölçünün içinde Kğlendimek ie is ter. Bizdeki o başıbozukluğun se- beplerini bu noktadan aradınızsa çok enteresan neticelere varırsı- nız, “ Başibozuk hayat, başıbozuk fi- kir, başıbozuk eğlence, başıbozuk Londra - Avusturya rekorunu kırdıktan sonra geçenlerde bir askeri tayyare ile çarpışarak ölen Kambel Blak en son macerasını anlatıyor tayyareci Campbelle havalanırken, bir askeri ta; sinde öldü. Tayyereci, bunda; yapmıştı. Bu sefer Şirketten, Parise bir tayyare gön- rilemsi istenmişti. Oradan almacak ir ir yolcu İspanyaya götürülecekti. oi İspanya yolculuğunu ben: yapmal ak ii tedim ve küçük bir tayyare ii arise şirin te beni kısa boylu bir adam karşıl — Campbell Black siz misiniz? de- di. — Evet. — Ben de sizin almağa geldiğiniz Lin evvel: a: Burgosa dereli, Me da Portekize? Limbo. ai sonra beraber havalanıyor. e Fransi ıl şehi ei üzerin- den, nihayet Bordeaux (Bordo) dan geçtik ve duyduğum mitralyöz sesele- üzerine ilim, baş şbozuk edebiyat kep bu anladım ki İspanyaya gir- ölçü nların arasında cılız,| miştik.. yanpiri, şaşkoloz birer hasta uz- Bı iz anda, elle- viyet halini alır. inde tabanca, bir alay adam bize doğ “.4 ki Şüphesiz, tayyarenin ken- vi ist 1 dilerine olmasından korkarak yu yük b bu Ekimi alıyorlardı. la bir re kat oi eri eyden tün ruhlara elen objektif, ve fertlere göre asla - hüviyetini aybetmiyen “bir varlık sar çar: Biz büyük lie doğma- yaşıyo- ği zararlı di- kerler gibi : Fikir, sanat ve beşiz. sahalarını kaplıyan başıbo: ğa k tek silâhımız sükür hakikati kavramak kendimizi ve Başkalarını onun nie! tet kik edebilmek hayatımıza ona göre çeki düzen vermektir. z adri Ertem SIHHAT VEKİLİ GİTTİ Evvelki gün er gelen sıhhat işleri bakanı Bay Ri an akşam trenile ilini git - rüştükten ve Lizbon istikametini aldık. Sidi mümkün olduğu kadar yük- e yorum. “Çünkü; -İsj lla- çen a yüzde doksan lir bir ihtimaldi. Hele ve düşman ol a anlarlarsa & Tüm muhakkak! düşüp ölmesek bile, yere in- . O zamanda, rmdan da yangın alevleri yükseliyo Ps Biraz daha alçaktan geçtiğimiz yerlerde yayılıp yıkılıp şehirleri, yol larda kafile kafile göç i yani yanım bütün kanlı sefaleti ni görüyord yayı ya Talks hemen baştan sa katetmiştik ve Portekiz adada ei üzere bulunuyorduk len- ire, karsıdan bize doğru “gelen bir rekoru ile şöhreti bütün dünyaya yayılan Black (Kambel Blak tayyare ile çarpışarak uğra n bir "en son macerasını,, kendisi şöyle anlatıyor: ) Sy İngilt ğı kaza netice kaç gün evvel ta bir tayyare gördüm. O da bizi görmüş müydü? Kim olduğumuzu anlamış mıydı? Üzerimize ateş edecek miydi? Bütün bu sualler jem eli zihnimden şaşırır gibi oldum. Fuat ENİ ğin birinci şartı soğukkanlılı! hemen beni klar” yeis ve biraz iler de, sağ taraf! ter büyük di bulut pa ğru dümen düm. Hemen o tarafa kırı kusuru vardır: amı görmem kâ- > irin zle) Bi tayyare simdi de ni peşim: başlamıştı? o id ve e karkuyordm Bun amak için yalnız bir ça- re vardı: Tayyare ile havada bir da- ire çizmek ve geriye bu şekilde bak- mak Soldan ları geri edip arkama baktığım an gene bir şey göremedim ve o zaman içim rahat etti. Portekiz hududundan içeri girdik- ten sonra artık hiç bir tehlike kalma- mıştır, Dönüşte Senyor Rivas yanma bir! iki arkadaşmı daha aldı. Yalnız, be- nim tayyarem küçük olduğu için daha ke bir tayyare bulduk, Lâkin, bu- deposu benimkinden e cihetten dönüşümüz daha müş- ül e ei Mi hiç bir yere uğramadan doğrudan doğruya Parise geldiğimiz için, my olduğ uzakta bırakmış ol DM e işgali A YENİ TÜRKİYE MEKTEBİNİN İLDÖNÜMÜ Değerli maarifçilerimizden Trabzon saylavı Bayan Senil şısındaki temsil salonunda bir müsa- verilecektir. dım, “Biraz -sonfa bulutun icinde - kay- uştum. - Bu belki,'deve kuşunun bâşmı kumlar içine sokup düşmanmı! göremeyince onun da kendisini . gör“ ek iinalne benzer. Yaka, gök buluttan başk: lanı- lacak bir şey olmadığını düşünürseniz bana hak verirsiniz. Kii bulutun a bulun- duğum müddetçe tayyare Ge me imali yoktu. Fili — bulutun e cekti. Bu ihtim: lerin ikincisi İNE etmedi, Bulutun içinde de daha fazl: dönüp dolaşam si ya! Bl oldum. Dışarı çıkmca etrafımda masma- vi bir boşluktan başka bir şey yoktu: yyare kaybolmuştu. Lâkin, benim küçük tayyarenin bir Ankara Asliye Birinci Hukuk Mah Temesinden: : İstanbul Beşiktaş e salonun- a Ömer PN Aliy Zz Ankaranm Fevzi paşa ma- d davasmın TUŞİ ilânen yapılan Ve mahkemeye in ediğiniz ve bir vekil gönderme- ve 402 inci maddeleri mucibince yine ilânen gıyap kararı tebliğine karar verilmiş ve duruşma 19.10.1936 esi günü at 14 de talik kılmmışt ind: > 2 irde mahi meye sarisi slmiycğiniz tebliğ ma- kamma lmal ilân too) (1470) ©. nur. $ — KURUN 24 EYLÜL 1936 —— İ Gezintiler | Haydutluk tahtı! Şaşırmayın, yanlış okumuyor sunuz, evet, evet haydutluk tah: tı! — Nerede? mi diyorsunuz, azu seydiniz siz de benimle birlil iz. Dünkü inim biri: okudum. Orada taht varmış. sark yi bu biricik taht boşmuş. Yi ihtilâller, kurbanlar ve çarpışmalar üstüne kurulmuş bü cumuriyet ülkesinde, tahtın anc: haydutlara bırakılması, bir midir, bir sitem midir, yoksa dece bir iz midir? Bur söyliyen çıkmam Fakat biliriz, vi Amerika, ve rejiminde de kendine e bazı değişiklikler yapmaktaı Şahinli Yine her gün dı al, ege ve silâh krallarili de) bozukmuş. ayarla numaralı cadde lerinde , beş on krali sebe me caka € tıkları da gizli değil. Kralı bu kar bir yerde bir de haydi lar tahtı bulunursa, kim gar ale “taht,, ın tarih içide izini kovalarsanız, ık çi lara doğru indikçe, i kacak hükü: n bir sergerdi kılığile belirmiyeceğine hangi: kalıbimizi basabiliriz?.. Belki bir şaka, ne de va bir muziplik için bu taht önünde, bin birdenbi € irkildim. İlk hızda bu iç sarsı apan şeyin ne olduğun kestiremiyorum. Fakat sonra ra gok durulup, aydınlı, sezdi 2 Bendeki ürperm d sebep, bir tahtın sağ uyandı cağ hırs korkusudur. Öyle ce yıllık geçi Rk geçmişi kana yan, y iklerinden ği. sanli r akıtan hep o di lığın öğdülü olacaktır. S, Gezgi Tefrika No. 68 — Doğrudur. Fakat arttırmayı mev sim Sönen kadar bırakabilir. O zaman bulunur. Bununla beraber il — O halde Halil in malları yek pahasına elden çıkacaktır. — Evet... Hattâ müşteri bulunmazsa Cemal Darıcı kendi üzerine alır. vi ye kalan alacağı için de ev eşyasını sat tırır, — Bu bir felâket olur. — Buna meydan vermemek ister - dim. Eğer bu malları biz satın alırsak si çok zarar eder miyiz? edeceğimizi ummam. . kat büyük olmaz. Ben d€ YALAN! KADIRCAN KAFLIZ zararımız da ne zamandanberi bunu süzünüyordum. Halil Beye söyliyeyim mi, Cemal Da “ rıcıya “0 “olmaz!,, desi — Bunu emer için bizden bir garanti beklemez — Onuda I e Satışı mah- sul 2 mevsiminin sonlarına kadar uzat - maji yolumu bulmalı. AAzi, seviiisini hissettirmerek isti - gor, ekin becereı ii 77 z yü Si günü borcun LE rırsa ve dörtte üçünü de üç le ea az altı ay kazanmış ve parayı öde- miş oluruz. Remzi Bey bu Eğ e ME yor ve emi içi Oğlunun omuzuna Şem RR miyordu: e ini kalay. men zel manı edi. Kararı vermişlerdi Remzi Bey o viran bu plânı a ve ai zaman zaval Ge e ğızı reni ikilemi ik eli, vi si ellerine za rak öpecek olmuştu. er iyi ve yeni haberler iel . yol esi di bağlar çok güzel! Yunanistanda bü yıl üzüm pek iyi ve bol Mi ii €n yüksek üzüm re - ii m Wi ii # del mal Darıcı © gün de sabah erken- den Ta gelmiş, avluyu dolduran sel meyva Ka çelen yalları arasından göbeğini öne katara 5 geçmişti. 'Tellânın sesi en gürlüyor- du? — Yok mu başka alıcısı? İri kara ü se VE züm.. Yedi bie on beş paradan. iki... — Sanki. bala sana ben söyledim, Öyle geliyor bana. Daha Jerden ve civar seb - ze Prima rn arabalar, onla * rın yanlarında hiç durmadan kuyruk - : sağrılarına vuran atlar, eşekler ve eği Yer yer pislikler, bam kei ği tül be Ti Mirt “ Kenarda ka: vi ve iy biçimi e papuçlu ve papuçsuz köy - , Sessiz duruy! diki Ri Darıcı bunları bir çiftlik sa- hibi gibi va elişi güzel gözden ge - esi i, dagi. r ve bahçıvanlardan bir kısmı ierik ve uzaktan bakar - ken va iç kalantor sayılan bir kaçı da see çekine sokularak selim vermiş - üz Darıcı bu selâmlara her za m o sinsi gülüşlerile a verdiği bien ugün yüzü asıktı v. le: — Merhaba!... Deyip yürümüştü. Soldaki ki e girince kendisini yazı odasında buldu. o Burada bir yazı masasr, yüzleri eskimiş olan bir kanape ile iki koltuk ve bir kaç sandalya bulu- el nuyordu. Fakat en çok göze çarı şeyler duvarlara an av İeri, av bıçakları, aç ge ve m kurt, kaplan derilerile kara başlarıyd. İki tazı bir kenardaki ke e se a eri iks ve DE ee e ava rak etmişti, Yama geçti ve yanı benzi vurdu: — Heeey!,. Bana bak, On sekiz yaşlarında in bir likanlı ii Ve eri girdi: r, beyim... — ME şu kahveciye de na yetirsin!... Uğradığı yok kraann raya,, Böyle giderse kuyruğun. tup. Uşak, sözlerin sonunu bekleme dışarı fırlamıştı. oltukta şöyle bir gerindi. Ellerini göbeğinin e ça) ma im ve homurdan: nimle alay etti... ye zi bel SAA sonra... Ben ona göst ihbarnameyi aldığı zaman ak # gelir ve e istemez soluğu EN hr o...