” 6— KURUN 221. KANUN 1985 Emil Huven siyon” mii tişi idi, otuz yıldanberi çalıştığı sile d,i, ş harfleri çıktı. Oh il kıllı bir içtimai mev © Bu böyle sürüp gitmezdi ya. © Bir gün nasılsa talih şaşırdıda © karsısma arkadaşı. Kuttiyer'i çı i Kultiyar diyip geçmiye! ; kıllı, açıkgöz bir adamdı vi —. İİ köşede bir Amerika sigortası © kumpanyası keşfetmiş, Bu kum mümessil ara Bu iş için bir a Mae tti gidecek, imtihan olsa biraz çalış mak lâzım. Huven icap eden © oldu. ÜMES . silliğine terfi eden Huven, arka —daşile bir kahvede buluştular. ; e nereden başlamak lâzım ok © duğunu (konuşuyorlardı. Öteye ,beriye h cak sigorta e © ©— Bak bu çime “deği. Fakat “hangileri? Onun da çaresi bulundu. Gene eş üşü, bu armsan giderken, bir aralık Adele igin ye rtistin sahen. işi, filme taze Yi hava getiriyo vi az sürmekle beraber, filme can- başla; dılar. Fermanvil selâm verdikten sonra sordu: ir emriniz mi var? eksi arkadaşma gö gün sonra, yahut yarn, yahut bu akşam ne o ımızı bilir misi Da Talihin yaşi parmağı, si Ya — SEENöLA is “değil, “hele bugün, bu ei bana ihtiyacım Zem arkanızda smd br il er sevgililerinizin vazi yetini düşündünüz mü? Karmız, çocuklarmız, bunlar yoksa bile, > > anneniz... larak ç kekleri fe gözönüne m — ali Korliğiik istiyorsa nız, aldanıyorsunuz. Bende kor Kacak göz yoktur. — Bunu o maksatla söylemi yorum, dünyada her şey müm il kündür. Akrabanızı tesellisiz bir matem irki bırakmak istemez ” Daha erkendi. Böyle olması da Tâzrmdı. mi hastalar ir Ah e “Ulas,, un dil yazıları Güneş -Dil Teorisi üzerine notlar 111) (V. 4-8) Eki Meselesi (Dünkit yazımızda vokalle bi - rakmıştık. Bu gün de alt mi yazıyoruz:) UL ABA Aba: baba, büyük baba, hay- ret ve taaccüp nidası, büyük kar. deş, amca, ceddi âlâ, anne, (Rad. I. bütün Türk Piri ea Bu ye e se (Rad. ii si e” anl Ri sl "bir şey değildir. “Abak,, kelimesi Kırım lehçe- sinde put, sanem demektir (Rad. loff, 1. 621) Kırgızlardan Uysun kabilesi kendi ceddi alâsına “A- bakı adını verir. o a ay babam!,, e bütün Türklerde “Abak” kelimesi taac- cüp ve nida edatı olarak da söy- lenir, Bu da yi ki “aba” nm eski şekli * ır. Mançu dilinde bu kelime etle şeklin- de di eski manasmı muhafaza tmiştir: “abka” — gök, , gün, hava (2). IV. DEDE daki “tedik” (— akıl- Ir, süküeperdar), Lebed ve si li gelesin vi ekim) kale. anlaş nız. (Rad. II. 1095). V.ANA Kırgız, Kazan lehçelerind. ” şekli (y—ğ) vardır (Radloff, 1. 277). Bu kelimenin “ene” “ine” şeklinde telâffuzu da (h—k,g, p semantik ele biribirine bağlı VLAĞA Teleüt it İehçelerindeki “ağay” (y — e akut kadınlarının kocası- na n kullandıkları “ağay” okan ği e NN (w. — Tekrar e ediyorum, korkma eki K dığımı gidip o herife söyliyebilir Dn ğ “gs duğu siniz. » — Herif mi? Hangi herif? Vi AYA — Sizi buraya gönderen! Aya el ayası, kef): Bu e — Bizi kimse göndermedi. Biz| bütün Türk lehçeleri e Ki kumpanyasının | rektir ve hiç yi son iğ mümessilleriyiz. Sizi sigorta et| bulundu çimi ilmior. meye geldik, Bu kelimede de şü mi ez var- — Hileye lüzum yok. Dün ak şam kendisine iki hürmetli tokat aşketmek bahtiyarlığına nail ol ğum Lopo'nun şahitleri değil misiniz? Haydi bakalım artık, bu” radan jimnastik adrmile gitmeli" siniz. Sizi gönderen o alçağa Kendisinden korkmadığımı söyle yiniz. Onu TYOrSANIZ Ziyanı yok. Damlar üstüne çıkıp bağ bilirsiniz, Ne yaparsanız yaparsı ız. Ben kimseden korkmam. Ca” nı istiyorsa gelsin. Düellönnir tek lif ediyor? Pek âlâ! Hazırım. Haydi, daha burada mısınız? Huven arkadaşını sürükliyerek kapıdan çıkarken: — Azizim, biz başka bir içti mai mevki arasak fena ol cak diyordu. 3 .N dr. Bunu bize “ayak - ayağ” keli- meleri gösteriyor. Pek eski manda el ve ayak tek > kelime ile ifade edilmiştir. “ “kar”, “el,, gibi sözler sere geldik. ten sonra “ayak” yahut “adak” “bugünkü manaya tahsis edilmiş- tir. “GĞ” nin düşmesiyle meydana gelen “aya” kelimesi de avuç içi- ni (yani eski-ön ayakların mühim bir yerini) ifadeye hasredilmişti ÜN p “| Diyordu. . tahmin ettiniz.,, cadaki “akay”, Kazan ve yim A. İNAN (Arkası yarm) 0 eiyke Zamitki, 8i; Potanin re 6. Ayni eserde bu kelimi ala (ayı — totem, ceddi ii kalmesine kai edilmiş 669) - © Zaharof, Mançu Lügati, 5. 24. KADININ Yazan:A.C. Hulüsi, kadını karanlık merdi venlerden yavaş yavaş yukarıya çıkardı. Bilmem kaçıncı kata gel ikleri zaman cebinden: anahtarı e bir kapınm anahtar de soktu. Kilit ve kapı çok gı dme açıldı. Samimenin yü zü heyecandan ve asabiyetten mü temadiyen çırpmıyordu. Kalbi dehşetli surette çarpıyordu. Et * rafına bakıyor, her taraf zindan gbi karanlık olduğu gu halde birisi kendisini “e korku iz ve kendi ken aha yavaş pd mı?,, kâr 7. İç girer girmez bunun böyle olduğu der hal anlaşılıyor. Odada konfor na mma hiç bir şey yok. Mefrüşat es ki, hem de ucuz cinsinden. Bütün mobilyalı kira eren olduğu gibi. e çarpan Şey ortada duran Ni Öl üçte biri ni işgal eden bir karış to; nın mütebaki üçte ikisinden tek - rar birini de gayet geniş, alçak bir karyola tutuyor. Bu bir değil, eni boyu sa Üzerine bir yatak se: sine berisine gelişi güzel yastık lar atılmış. Hulüsi, getirdiği misafirine > ran etmeğe başladı. Büyük ma sanm bir köşesinde duran ispir - toluğu yakarak evvelâ birer me ve ie Ondan sonra Sami . adının saç * istemi ari hoş " — “Hayır, eli iyi e bunu söylemekle ve raber m verici bir tebessü; le Hulüsiye bakarak şu sözleri de ilâve etti: — “Senli benli olmuşken birbi rimize tekrar siz diye mi hitap e deceğiz?,, pişirdiği kahveyi cez - ve fincanlara tt, uzun * ir kanepenin yanında duran çük sigara masasının üzerine koydu. Ondan sonra Samimeyi kanapeye oturmağa davet eden bir hareket yaptı. Ken neşe içinde güldükten sonra kendisini kanapenin üzeri - ne yi Hulüsi de yanma oturdu. Uzun müddet düşündükten, ince eleyip sık dokuduktan, 2 l bü tün ihtirazları bir tıktan sonra bu neticeye eli. mişler: Ködm bu aralık bir kaç saat ev-| GECESİ Bölem: 14 şını çevirdi...,, diye düşünüyord Yanındaki adam o oyun arkada şından ne kadar b idi... Koc adiden de ne kadar çok far Ir idi... Tehlikeli denilecek kad genç adam gizliyen bu Hulüsi; karşı Hiper başka bir Si ” rdu. Samime b disi için çok tehlikeli olabileceğ ni anlıyordu. Hulüsiye şiddet Baş ne kadar kolaydı! Oz m sn bir çok ihtiras r, boşanmalar, ska: Halbuki Sami lar,a dallar çıkacaktı. muaşaka bir maceradan. hayatı ateşli bir anımdan şka bir şe değildi. Onun da aradığı bu id tırladı. Başını il baktı. Hulüsi kadının tecessüsün ak Ne düşünüyorsun, Samime dim Medi —“ Seni bir kere daha görüj ağ düşünüyorum.,, “ Tekrar görüştüğümüz i tin musun, sevgilim?,, Kadının göz kapakları kapan di ki; —“ Evet fakât âynl zamandı hem istiyorum, hem de korkuyo rum.,, —“ Korkuyor musun?” —“ Evet, kendi kendimi anlıyı mıyorum, halli müşkül bir muam ma oldum. Şimdilik, geçen bütü! hâdise hakikatten uzak gibi bi şey, hayali bir şey, eya olan ha rattan aykırı —. r sey, ir dve,obgmdTütti os“ larım, yahut ende ait eek celerim gibi âlemden ( gizlemeğ sana olabileceğim bir şey. Fe hays dın burada sözünü kesme ğe mecbur yz Hulüsi: —“ Sözü esme.. devam et, Rast To lar ne olur?.,, “ O zaman çok utanacağın sanmiyorum, Uzun süren bir sükünet has oldu. Ondan: sonra Hulüsi sordu: “ Benimle tanıştığına teessü mü Hejan (Arkası var) vel Hulüsinin yemek salorunda deme olduğu sözleri - hatırla - kimiz arasmda geçen bilinen bu ebola bir şekil canlandırmak kendi Hayat, mazi, hal, istikbal, her şey uzaklarda, mesafesi ölçülemi- . kadar pi ride kal tr. Sanki o dan anl bir âlem lir bütün dün” ya, bütün mevcudiyet hep ora - sıydı. Samime genç kızlığında Be - bek tepelerinde beraber gezindiği | 'kek arkad hat du. “Bi ni kolları arasın: tünden şöyle atlatıverirdi. Sonra heyecanmı belli etmemek için bal Çocuk Esirgeme Kurumu menfaatine 25. 12. mr AZAK sine. eri ea resmi küşat vı— — Banda açılma işi, söylerler. ina se Il (Yılanlı ka- ie Bayan Feride ila NR var, 4—.. Varyete, (6) kişilik grup tarafımdan, , : — çö ymetli san'atkârlarımız hiya e tarafından konser ve