—ez ö — KURUN 151. KANUN 1935 Arkadaşım eczası Brü yaz t tillerine ait güzel hikâyeleri ile bizi pek eğlendiren çok nekre bir cak bir vaka anlatmıştı. Tatlı gü lüşleri, şakacı e be: bü - ile ikten sonra dedi anlayın. Breton kıyılarında, Atlas kyanosu ile üç tarafı sarılmış güzel, cennet gibi bir yer. Harita- değil. Finister burnu yok mu? İşte onun tâ ucunda! “Anladınız değil mi? İşte orası. Hele balık diye üşünüyorsunuz ? insan fa- gibi. Uzat elini, çek kiril balığı! Tam manasiyle bir cennet. Hele en güzel, en bü yük yengeçlerin haddi, hesabı yok. Ne ise, sözü uzatmayayım, Bu adaya, şey... Yarım adaya indik Balıkçi Joncur babanın, deniz ke- narındaki evinde, birinci katta bir oda ile bir mutfak kiraladık apartıman değil, balıkçı evi bu. Wi ve Oda kapısında 'ne kilit var, ne a- mn Mobilyaya gelince... Ca , sizde pek uzun oluyorsunuz balıkçı ailesi bize o kadar iyi ba- kıyor, etrafımızda öyle pervane gibi dönüyordu ki, artık mobilya aramağa lüzum kalıyor mu? Yaz tatilimiz umduğumuzdan daha güzel, daha eğlenceli geçi - yordu. Fakat kör şeytan arkamız- iki yi Fransızcadan im merdivende. . gürültü var. lm erime kulak ka- barttım. Evet karım haklı idi. Merdivende hafif bir gürültü var dı. Şüphesiz haydut pek ihtiyatla devam ediyor, biraz da yaklaşı- DI © 3 du. Sabah yakındı. Şüphesiz hay ts işini çabuk bitirip kaçmak is iyecekti. Ne olursa olsun biz le anaları pek ucuza verecek de ğildik. Fakat dakikalar geçtiği halde herif hâlâ hücum etmiyor, ziyetinde iken tanın ilk ışıkları pencereden giriyordu. Denize a - çılacak olan avcıların seslerini de duyuyorduk. oPencereyi açarak seslendim. Meseleyi kısaca anlat- tım. İyi kalpli balıkçılar hemen abi Evi güzelce sardıktan onra, en akk yömlüiie Artık haydut için kaçmak yolu kapanmış, iyi bir tu- zağa tutulmuştu. Biz herifin yakalanmasını bek- lerken kapının öte yanında... Ba- lıkçıların kahkahalarını işittik. Kapıyı açınca haydudun y: “Tandığımı gördük!” Eke Keğdat)” bir “değil, “ön iki idi. “Balıkçılar bunları bir sepete tıkmışlardı Ne şaştınız? Bir gün önce ve ma doğru tuttuğumuz oni yük yengeç hâlâ Bimer Bulundukları sepetten çıkıp diven basamaklarmda geziniyor. Ayaklariyle tahtaları tırmalaya - rak hafif sesler çıkartıyorlardı!.. - dan güldü mü, ne? Birdenbire etrafımızda pek , h öylesi değil! Geliri ile yaşıyan ik bir zengin, bir de müte- kait gümrükçü bilinmiyen bir &ı- tilin bıçakları altında can vermiş. Ya, gördünüz mü işi? Demek ki, bu bilinmiyen, tutulmıyan katil, köy köy dolaşarak cebinde para bulunan adamları arıyor. Öyle ise bizim de göreceğimiz var. Artık bütün neşemiz kaçtı. 3 Usulden olduğu üzere jandar- araştırmalara baş - ladılar. Şüpheli bir iki kişiyi ya - kaladılar. bu zavallıların hiçbir günahı yoktu. Sıkı bir sor. gudan sonra serbest bırakıldılar. “ Katil meydana çıkarılamadı. Yal- nız ortaya çıkmış en doğru bir şey varsa, o da ortalığa dehşet veren — bir haydudun mevcut bulunduğu- odur. Biz bunu anladıktan sonra ne yapacağımızı şaşırdık. arım uykularını kaybetmi e, küçük bir gürültü işitse İ feryadı eri Tabii ben de de “uyku yok Bir gece bilmem nasıl oldu, biraz d. Birdenbire karım kolumdan vi Titriyen çe- iş ai e el eri Fraı nesiyle ancak şunları söyliyebil - BE bölek k Harp malüllerine e ikramiye ini As. Ş. başkanlığından: Şülemiz yazılı harp malüllerile “> öksüz ve dullarının 936 yılında -apılacak elemi hak alabilme iyi için 1—1—936 günlemecine çatan çal gününden itibaren 15—2— 936 gününe kadar yedlerinde Meli resmi senet, rapor, maaş cüz! nüfus hüviyet cüzdanlar birer adet resim ve bi be eleri bu w yenlere 936 1 ramiyes ni, yeceği ilân olun Elişleri “Sörğisi va Kadınları esirgeme derneğin- den Tük kadınları esirgeme e Bar el işleri sel mıştır. On beş gün devam meiseri Se vatandaşların iie giyi gömeleri yılbaşı ve di, alay b sergiden si rik etm leri hem Kar dul ve Me vi dı hari ETİ Tdı m de w rif elişi heiyelerin lr e rik im iş olurlai Sergi sabah Zi on birden yirmi ikiye Mili açıktır. Ni 5 ama? atalay ik in a - yorlar, Yurtdaş: Biz de bağırıyoruz. Her Türk Türkiye iş kullanmalı. Ulusal Ekonomi ve Arttırma Kurumu (“7 “Ben” gibi «sen» in de sonundaki <n>) genizden söylenen sidir, l “ÜUltus,, un dil yazıları ! Güneş-Dil Teorisine göre Türkçe de şahıs gösteren sözlerin analizi (ı “giz, miz, sen, kişi, s', siz, sözlerinin etimoloji, mor- foloji, fonetik ve İçi e. analizi Dün bu sil “Ben” özü nün analizini önlermitik Bugün ii “Biz, Sen, Siz” imolojik âraş- tırmaların verimini yazıyoruz: — BİZ (Ben) sözü yalnız söyliyenin ken - isini göstermek itibarile (ego) yu b ' iy merke; ziyetle, ona en ya- Pimi ez, Bun sahaya nak- ie inek, e ein © dahil olan, Ma (ben) den başkaları da bulu - insanlar ifade edilmiş olur. İşte (in kelimesi de böyle teşekkül et- nun etimolojik şeklini (ben) sö- im etimolojik şekliyle altalta ya- zalım: (1) 2) <8) (4) Ben: Ceğ * eb - en * eğ) Biz: m si Gör z ki burada “eğ, iğ” a na kökleri ile hir ri eden “eb, ü ir ve anlamları da 3) nu radaki ekle rdir, Bunların birincisin- de en yakın sahayı eren (7) ye ne ikincisinde oldi uzak râ gösteren (2) li le (be n) in yalnız söyliyenin kendisini anlattığı halde, (biz) in söyliyen de dahil olan müz, (1) e doğrudan doğ” Tu; ei “miz i de Tür, Bug ün | de li m bi iyet ii sözlerde bu “mizi görüyo - Tuz, — (Biz) anlamının Sesi leh- elinde şekilleri şunlardır 1— r ve Atika ki 7 mi ve Droid lehçelerinde: AÂmmes, âmme, imin; — Yeni Grekçede: imis, m bu sözlerin tamamiyle İm 2 ve (miz) imizden başka bir şey olma" dığı besbellidir. Etimolojik şekillerini alt alta din birlik daha açık o- lür larak görülü m © (6 Biz: Gğ * ib *iz) Miz: (iğ -im tiz) İmis: Gğ kim tis) Âmmes: (ağ * am * es) Amme: (ağ 4 am ğ Imin: (iğ * im $ in) mis; (eğ * em *- İs t: 3 — Farsçadaki (ma) sözünün Noi de hüner ayrı olmadığını anla - mak için, bu sözün etimolojik şekli olan: (1) (2). 0 am * 1 yukarıki sözlerde karşılaştırmak ye ter. ol: 4 — Radlof “biz” e yayi ve “sen,, sözlerinin birleşmesin- zi düşerek “sen” ii ine “Z,, gel- esi yo) bu tasavvurun hiç bir mana ve ei yoktur; ilmi ii in didir, Bunda doğruya benze: kta, “s” ile “z” den her ol - dukça uzak bir tesbit #mekteki kmlıklarmdan Mb ondan da Radlofun haberi ei TI. — Kelimenin re şeklini yaza- rm “ (0) miği ez (0 eğ * <z 11 (D Eğ: ekli A anlamı “Al - lah, sahip esas, efendi” dir. “Ben ezo” ilerki da bunun Yağ geç - miş olabalir. (Arkası yarm) Zz -- asker sevkettik; sünğüş tük, vuruştuk demektir. (4) Süledimi: tümüz — döj diğini maka öğreneceğim Yazan:A.C. bilir Sadile mülâkatın dan eler İkiye ler 0” nun burada rhal kendisine BA Fakat, b onu hayâl inkisarma neden ben uğratayım. Şimdi garson gelir, va ziyeti kendisine bildirir. Garson ln iki dakika sonra ge! il ve — e iel Ahmet Sadi bey Yabancı fena halde kaşlarını çattı: — “Ya, öyle mi? Ne vakıt git miş?, — «Benim icin sk İk bı * rakmamış mı? — “Ben bu işle vr karışma am e efendi. Lütfen “kapıcıya kadar g derseniz, orada izahat alabilirsi” İZ. Yabancı adam kalktı. Samime arkasından ona nda ayni şeyi yaptı ve Samimeye hitap edi “Bu bey bizim otelin misa firlerinden değil!,, dedi. bir tenkit miydi, değil anca rson bilir. e garsonun sözlerine al - a yüzünü Ser sonra bir sıpara yaktı ve sigaranın dumanların savururken kati bir e — Mn eni ne iste * Yaban ağam bir iki dakika sonra geldi ve hiddetle i ri eğ rek kendisini hazır İki kaşını derin a b gi ra olmustu. Düşünceli ip ta Si a hep yere b akıyord u.Bu Rida iyi ii ri düşünmediğine hiç şüphe“y Yabaner adam birden başını kal dırarak masa kadar gldetle Sik ki, bardak * lar yerinden ruğunu / masaya indirirken de: — kalakde e rezalet!,, diye bir kü für eğe orkarak iyi le #riadi. Yabanc adam sevimli bir tavır takmarak dedi — “Affedersiniz hanım efendi. rezalet denmez de ne e , bu suretle kendisile adam arasındaki lâkırdı iş olmasına çok sevindi. kü onu artık sorguya çekebilirdi. dama dedi ki: — “Sadi beyle darılmayınız, günkü acele bir iş yüzünden Mi ie seyahate çkmağa mecbur ya siz bunu nereden biliyor sunuz?,, Samime, nasıl bir cevan vere ceğini kestirem ediği için bir müd det ere iii etti. Ondar sonra ei ki — “Bana da randevu verdiği halde ii da ondan biliyo * ei adam bir müddet Sa mimeyi tetkik ettikten, onun dü“ i şük bir kadın olamıyacağını ha linde n, tavrından anladıktan son. ra ru — “Siz de yazı mı yazıyorsu nuz? me aye Samime gülümse — “Ondan daha ni bir şey: Sadi beyin karısıyım Yabaner ia uzun bir: “Ooo le lk kalktı, ölerek” Samimeye selâm verdi ve dedi ki; Türk en» dü KADININ GECESİ — “Müsaade ederseniz kendi *| Bölem: Samim. elini uzatır ye du. Fakat Hülüsi bunun farkı“ varmadı; LE be 'Her'n di ne olursa olsun Sa! yaptığı ir re başka b, değ !,, Diyerek yine yerin yi hiç istemediği halde adam; m bu Bilim gülmeğe mes bur oldu, dedi — “Nezaket denilen vi şey Vİ dır. Galiba si olduğu” nu “ talimi. üsi cevap verdi — “Belki haklısınız. anızın hareketine karşı Alef sizlikten başka bir suretle muk8” bele edilemez!,, gi yn m, bu sözleri se fi uğuşturuyo e e dişe bir tavırla edi Ki g a münakaşa eded halde değilim. Rica e hi. nm efendi, Sadi beyi ge çi ya bana söylyebilir misli niz — “Belki ü üç gün sonra gelire, — “O halde kendisini bekl£, m başka çare yok. Ne yapi” — “Şu anda İdei oanda parasını verif kalksa gitseydi, Samime ona la bir şey sorma: ti. Fakat adam yerinden kımı madı, kibar a muhitinde, m| turmakta olduğunu falan hiç h€ saba mieiağen dirseklerini ma$i zi üzerine i avuf arım içine İ e göz. lerini e Ainilde debin çizgiler has me ona acıyarak sordu? ze ir yardımım dokun bili S| Hulüsi Yavaşça gözlerini açi Kadını yukarıdan aşağı bir ker? süzdü, başmı biraz yana döğrü d gerek dedi — wY bir romanm kabi etiğe ve Lemi. hakknda bir karar “ lir Si güldü: a şeylerden hiç al mam.,, “Kabul edilen bir roman, * ka him flan verebilir misiniz” reyi erine kaizen karıs — “O halde bana He emmi ein fazla nakaşa etmemize lüzum yok.,, (Arkası var) vi Yeni Eserler Arkitekt — Mimar Bu aylik mimari ve ae der” esek kası pro, bakasına iştirak imali projeleri e Ankara ye tanbulda yapılmış tımanlar (Roma) da toplanmış a 13 üncü marlar kongresi tafsilâtr, mimar gel cet Sabrinin ilk mimarlık ve şehi lik yazısı ve mimariye vardır. Bu dergi bi mize pane tarafından unm İstanbul müdde'umumiliğinden Rizeden anal gelen Kar müddelumumisi Hilminin acele W* l ür gelmesi, Büyük miş çarşıları, atalarımızın kuru # mişlere verdikleri değeri anlatır. de kuru ve sev, e ye Ulusal Ekonomi Arttırma ei mi takdim edeyim, İsmim Ee a Fa m | AAA 4 m — şehirlerimizdeki kuru 19 , gi i j