, Abdülhamit devrinin son za - manlarında idi. Daha Arna r! e iğ Manastırda küçük bir ka - malmüdürü eye. edildim. Karım i iki çocuğum bir bin - - etçi ile beraber site Kiralık ğe ev bulduk. Yerleştik. Bütün hayatım Anadoluda geçmiş oldu- ğu için Arnavutluğun muhiti ba - na pek yabancı geldi. Daha ilk lede s:kılmağa başladım. Fa- kat memut'yet hayatında başa ge- len çekilir. Jater istemez kendimi bu muhite alıştırmak için cebri nefsediyordum. Bu sıralarda bir gün meç ka. ni göktükten sonra ip bir hadise geldi: Sokakta bir gürültü oldu, kavga mı oluyor Tabağı söndürme ol du. Karan- lik. Birl eve taarruz edenler ler Bizden ne “5. anti Bunu anlamak kabil dı .Valerâ evin kapısını etiğin ol- “dadı. Biraz sonra gürültülü ses - *.* de kesildi Fakat biz bütün ev ki geceleyin atılan kurşunların be — Fana yapmışsın. söndürmiyecektin.,, Dedi. Lâmbayı u sözden birşey anlama - dım. Doğrusu biraz da içimden kızdım: için fena yapmışım? Ya mbar e m de ne ipi v. saa güldü t, lâmbayı edi - öeleğin. m ar patlamaz yerinden fırlıyacak- tın. Evindeki yo kapa- aktı ive aklı ikişer, üçer a Kapıyı açip terkyahlini “im. dir, o silâh atan kera: Ki dn sövüp sayacaktın. İhtimal hâlâ benim den Meb an- lamıyorsun. Sen leketi MAM olduğun için buraların ini bilmiyorsun. Arnavutluğa ir ak geldi mi, buranin a - damlari onü tecrübe ederler. Bu yabâncının korkak olup olmadı - ğını anlamak için tecrübe ederler. de dün akşam sana yaptıkları gibi evin önünde gece- leyin eri edip silâh atmaktır. Eğer yabancı adam senin gibi ışı- ğı söndürür de bir köşeye sinerse korkak olduğu anlaşılır. Ondan buranın şerirleri o adamın dalına binerler. Artık ona rahat vermezler. Çünkü onun silâhtan korktuğunu bilirler. Öyle sanıyo- rum ki sen kurada çok zamai » z: n-dü- ramıyaca'zsın. Belki de memuri - yetinden çekilmeğe mecbur ola - caksin.,, Necibin hakikaten haklı V : ğunu sonradan anladım. Onu tahmin ettiği gibi istifa eza le beraber kısa bir zaman sonra Edirneye memuriyetimi tahvil et- tirerek o muhitten kurtulabildim | TEE? KARA KAR “e BUYUK DENİZ X 79 Tİ OE Kaflı a MAMA “ hel Bölem:8 g silâh sesleri pat-| hg Hadisenin tespitini istedimi mandanberi kazada memur olarak bulunan Necip is - minde biri ile ahbap olmuştuk. anlattım. O beni sakin bir tavırla dinledikten sonra: Kadıköyü'nün! i Ro — anı| Boğazlara ucuz gemi em Dn Sütlüce tınkuma vii CM plâj kile ebe tehzi - lâtlır bir tarife kabul etmiştir. Ev- > velce vapar ve plâj ücreti iğin alı» ruş 45 kuruşa indiril- nan çi miştii bunu okurken yol bü Necdet daha çocuktu çocu! Baj süveteri, ölinde diği lâivert beresi ile onda bu akşam tam bir ök Bedriye büyük sarı abajorun altın” a sdü Tai ı i fnd tutuşarak, çıplak omuzlarını yalıya” rak, bir kaskat gibi vlicudünden a - . dökülüyordu. , Her emr erer kendinin de e &demi bayağı hare leri olur da Glide ne kadar dü- nün aki ki: “Beh bu ka: dar fena mıyım? Hayır! O halde filân işi nasıl vaptım? Terbiyem, vicdânim nasil müsaade etti?,, Ve içinden li. | si iz uk deği zan: öeiiye 7 s0 tıkamaz. ğe hareketler, hazırlıksr: ani olur. Nitekim e de bir: dü — Necdet bak,-dedi, küstahın biri bana ne zırvalar yazmış. Bu yazıyı tanıyor musun Netdet, bir otomatik gibi elini u zattı. Kendi mektubunu gözden ge * e ses çıkarmadı. o Bedriye, onun mediğini görünce alaycı bir gülüşle dudaklarını büzdü. Bu defa yı aştı, — Hele sağ ne dersin? Zavallı masraflara da girmiş. Vallahi şu yü * rük #ü içinde üç yüz lira değer. Şimdi Necdet de gülüyordu. Asıl Necdet gitmiş yi e Fiğ şa gelmiş gibi, ba en felâket ve hakareti üzerine simon e. kadın yüzüğe kıymet takdirini öm ille değerini Necdetten e tiyord. gz Lr ımefendi, dedi, bir erkek bun dan ne anlâr? Paha biçmek husu * sunda sizin gözünüz daha idmanlı ol Min. REM Yi Şirodiya kadar çıkan O kienmlârım bülâkası: 1418 kiye in . beşir dönüyotdi r Kum düpelirri ERİN e Si din değildi. Leveatler xaemeun vura güzeli İs“ der ar taraftân Venedik korsan Armenyo, İstölya ovasıtasila Veliyi öldürtmek veya & yordu. İstelyann Na Nikn kendi sandalile hemen tikla, söyledi. v. Kendi sandalıma alışkı' Dama. a iyi olur Değme e ği ellerini bile sıkmak istemi ağrtur Armenyo, balıkçı Niko Pertinakos: un elini büyük ve sıcaklıkla sıkıyordu. Sıcak bir yaz gecesiydi. Güneş çoktan Arta şi bu“ ve dürgun sularını pa" dele yaparak e yeşil neleri ardında kaybol İstelya yeşil vir yamacın üstünde olan evinin penceresine oturmuş, ir” mağa ve ırmağın karıştığı denize ba s a kıyordu. gam hep oradâ ie andanberi ora) © oranın sehrin karşı garip We Sankiakoli yordu. Ee yıl önce € bir şey bilmiye, bir kızdr. Kara v Vi vi Reisin siye onu e a; kları zaman çır - pınmığ ve kurtulmâğa, kaçmı İeay Yak kırbaç ve yumruk si Kara Kartalın ambarına atıl nd başka bir limana girecekler- di; İstelya da orada kim bilir hangi « “ satılacaktı. n sonra m bir yes Aral düşkünlük hırsı ir Fakat nun tersi de vardı. Böyle temelli Vi yere PüLALEKANA önce eli kırbaçlr in saftız esircilerin ellerinde pazar pâ- mak gerek. Hem bu pm maddi kiymeti a bahsolur Münakaşanın bu noktası, ita Bur m Meri tüken ri sağ oda - z dan fırladı. Düny: m. mnillet ali oyunbaz, yi kah bir denilen nesi sarsılmış, fazla bir taşkınlık £ * çinde nişanlısına karşı övünmek is - temişti. Maksat Necdeti incitmek de- Zil, bu buhranir halinde Necdeti dü şünemezdi, Burhanın gözü: bak! Bak demek, senin seçtiğin ka - r kadındır. ciddi alâkalar yy driye neden sonra, Meze b ken: uğ karşı ii ukla iza anda yalnız kaba, Adi yer ii kiakndâ' aptaldım,, de di. ww“ * Netdet mahfazayı Bedtiy# Hanıma geri verdikten sonra ber uzan - dr. Bedriye biraz yumuğak bir bakış Ta: — Nereye? Yemeğe kalmaz mısın? Henüz gözlerini kapamıştı, ki açık pencereden beyaz bir şeyin fırlatıldığını, hafif bir ses çıkararak düştüğünü gördü. zar dolaştırılmak onun asıl en büyük korkusu idi. Kara Kartal Misolonki'ye vardığı bir halde kendisini denize atmak is * ım! e Gücünün yettiği kadar da bağır ordü. İriyarı ya bu kıvrak ce ânı bir türlü uslandıramıyorlar vi re ları - Güvertede bir kargaşalık ve gürül” tü olmuştu. Kara Veli Reis bunu görmüştü. Onun yanına doğru yürümüş: — eğ ie de onu. Diye ba Istelya bu Saşe ve tam mâna“ sile erkek görünüşlü esmer adama kin do e Bünlizie baktı, dn mlm. eis genç ge kiş a e ve orlama kıç kâsaranın âltına ER re : müştü. l Bu yakışıklı, pala bıyıklı esmer a ti. O, gözlerile havadaki kuşları dü” en Hint yilanları “gibi” bakmıştı Ona. Kara Veli kasaraya girerken her es ona hâkıyordu. , Bu uy, onun hiç a >. b ve r Türk akıncısının bir kadına, he 5 bir yahan vurulma le ventler hoş görmüyı Fakat Kara Veli ale lala dön- müş: — Ne bakarsınız? İş başına... Diya haykırmiıştı. İstelya ona teslim ordu. Lâkin w > a Veli Reis, o vi önüne mn güzel Hint şallarını, Venedik ka | a elerini, re pırıl Düka altınlarile florinleri yığın yığın doldur. İşte genç kızın hayali de zaten bu idi, S sile ları ve altınları ellerite e lek Kara Veli Reisin onu #ara — Hayır, müsaadenizle Hawmefen- — Öyle ise dışarda Nazara söyle, kocamla bana sofrayı buraya kur - m. — Kocanız mı? Ay. bilmiyordum. Olur a, pek âlâ, kocanız. Nazara g€ lince: Zile basınız. Ben galiba efen - dimizin daire müdürü değilim. edriye, sanki Necdete el vermek istemiyormuş il kollarını arkasına gizledi. Öfke ile dudaklarını k w Hırsından a sert bir & — Selâmetle! dedi. ecdet, çapkın bir hareketle bere sini kıvırcık sadları Gterine geçirdi. — Allaha ısmarladık, Bedriye tey- ; SEVMEK 1 Ön gündür karı koca idiler. Bed kia nr bir sarhoşluk e ar urtularal luk yim er sale he doğru kayan İr insan gibi yaşıyordu. 0) raktan ki 3 esilmiş, ruhu, bedeni, şim - diye kadar iğrenme bir istiğrak â lemine ermitşi. Burası bahtiyarlığın en yüksek uğrağı idi. Burhana artık doya doya hakabi * sim eme sn düşünmemiş, “ : DE e allanbisi bir prenses gi” bi yaşıyordu. Fakat son yıl onda ana yurdun# orada kalan anasına ve kari şr derin bir hasret berilm Kara Veli söylerse erse onla buraya erdil fakat köyünü, dasını d ti Oradaki i bağ Yin üşür yeşil ve çiçekli bayırlarda geçen ç0” cukluk yaşayışı, onu şifasız bir 6118 hastası haline getirmişti. Er hiçbir şey görünmeyen bir 4" mdı. ve yarını da m baş * lamıştı ve ne Yanı yarınım. kaçanlık Dani, Biri gün yi ya Kari Veli Reis bir deniz sanda artık dönmiyecek, yahut usanarak aştan sâvacaktr. : Kara Veli Relsi ona bağlıyacak 0 n büyük bağlardan biri de ç0 * dalıki n atılacak mr idi? Kars Velinin Yetbntlirkefa de İstelyayı ei ke egeli birçok vesilelerle #67 “ mişti. Kara Veliye, ke nikâh “ aile ylediği za) deniz kurtu Şu cevabi vermişti: — Bana bir erkek çocuk ver. An * ii iğin: olur. | o in iğ. .. Bir çocuğu olsaydı İstelya bölki bu im binip beyi a ısinırd Fakat uyordt 0 de bütün bu düyüneeleri kâ” fasında aktarıyordu. Karanlık odasında hâlâ uyânıktı. çede, civar evlerde, kırlarda, his i bir anki yoktu. u haber vere idi ii yeri sonra veni &ma uzandı. -Gözlerini (yarı yaryâ yumdu. uu sirada bahçe in dibin den, ye ağıtca bir seyin dişttğür anlatan bir gürültü setli Silkindi. Doğiuldu ve dinle 4 vArkös var) liyordu. Onu daima pek güzel bulmuğ” tu. Fakat bu güzelliğin hududu, d8" ha doğrusu hudutsuzluğu as) şimdi bms na çıktı. Burhanın başı: Gü“ ellik nümünesi diy Yu di. po bulunduğu muhiti derinden iğ * racak kadar, iünslitai kamçılayacakı isyun ettirecek kadar güzel bir 47 râleri, kıvılei deliriyor, etrafa apa ST ikdiriyordul i er riye onun meselâ omuzların #karken o, herhangi bir hareket y#' par, kibrit çakarak piposunü an ağır ağir başını pencereye ç€ yahut kolu Kl kaldırır, elile sf” u hareketlerin höh derece del dir ki rm düzeltir, cihnine gömülür, Sedir ve iş Burhan, gü in yerden kaldırır. (Arkası var)