ii sea 5 — KURUN 8 HAZİRAN 1935 ÜLKEMİZDE Çorum Mai Bay Arif Aykaç'ın ölümü Çorumda büyük bir yas uyandırd»: büyük ölüm töreni yapıldı Bay Arif “Aykaç'ın cenaze töreni Çorum, (Özel) — Çorum İlba- yı Arif Aykaçın ansızın ölümünü | elifin bildirmiştim. ğibar bay Arif Aykaç, geçen a günü saat 14,30 da bir kalp sektesinden hayata gözlerini ka - pad evilen ve çok zayılan'de - ğerli Aykaçın vi vakitsiz ölümü inde Çorum iv: derin bir a- cı doğürd İki bı yıldır, orumun yük bir emek harcamıştı. kendisini hatırası daima anılacak parlak bir ölüm töreni yaparak u- gurladılar. »* Tatlı bir mayıs güneşi, geniş pencerenin perdelerini yalıyarak içeri süzülüyordu. İlbaylık konu - sunun, büyük ve ince bir zevkle ser iştirilmiş möbleleri arasında A - rif Aykaç'la başbaşaydık. Gandlen Ii 1 | Gözlerime takılan O gözlerir! eri alev tutuşan ışığında, bu, a , bu şi renk renk renkleşi - ii sanki.. nun ılık ilkyaz gününde titrediğini, alir çizgilerinin de- rinleştiğini görünce: asta mısınız, yoksa.. diye - cek oldumdu. Çocuğunu seven bir baba sev - gisiyle: — Tansiyonum, vakit vakit artı- yor da, baykal, diye sızlanmıştı. * RA Şimdi, onun tabutu arkasında hüzünle, acıyla akın akm akanlara akı » Yanık bir keman se - si, bir hıçkırık sesi o duymuş gibi, yüreğim büklüm büklüm bükülü - or. Bu, ölüme inanmıyorum.. nmıyorum, ona mersiye ya - zacağıma? Sanki onun geniş gövdesini, yiğit yü: lerinin parlak ateşini, yine, kar - şımda İ ken, Çorumun çok sevilen ve çok sayılan İlbayı, sesine, gitgide ar - tı vere vere, ülkeye faydalı olma- nın, Ata yoluna katılmanın doyul- maz zevkini, kesik kesik not etti- riyordu. Dikkat ettim; bu, gün görmü: devlet adamının her sözünde, her gibiydi. Ve sanıyorum ki, bu akın akın mezarlık yolunu tutan insan çok - ölüm törenini ynağı Gaal adamın öldüğüne inanmı- yorum, Onun, ölüm düşünü görü - yorum gibi geliyor bana.. Neylersiniz ki, (Arif Aykaç'ın Amasyada iki cinayet oldu Kardeşler bir kazanı vey Ami a Vermiş köyünden Deli öğeikirindan Mustafa oğulla- rı adında beş kardeş babalarından kalma malları aralarında paylaş- muşlar, bu mallar içerisinde bulu- nan bir kazan kardeşlerden Hüseyi nin hissesine düşmüştür. Hüseyin hissesine düşen kazanı alar: vine götürmüş, fakat diğer kar - deşlerden Şükrü, Hüseyin Bunu duyan Hüseyin Şükrü - nün evine kazanı istemek (üzere gitmiş, aralarında kavga çıkmış - tır, O sırada Hü vurmak suretile öldürmüştür. Katil adli - yeye teslim edilmiştir. Amasyanın Deveci köyünde de bir cinayet olmuştur, Deveci kö - yünden Musa ile ayni köyden Ali arasında tarlayı sulama mesele - sinden bir kavga çıkmış. Bu kav - | gayı duyan Alinin kayınbiraderi hmet oğlu Mustafa elin A diği bir belle kavga (mahalline k belle rmak suretile yaralayıp (o öldürmüştür. Katil adliyeye teslim edilmiştir. . Sıvasta fakir çocuklar » Sivas, y — Halkevi ülüler kolu biri sekiz kişilik münevver bir grup ile Kayadibi nahiyesine giderek dört köyde 16 ünnet e se el - veli vererek se Ml Di- er köy çocuklarına da kitap, ka - . Yine bu sıhhat yoklaması yn icap e- den tedbirler alınm: di bu eri doktor Sabri köy kadınlarına (o acık bir dille sağlık bilgileri söylemiştir. Grup tuzun ye Er müjdelemiş ve bu köylüleri lim Köylüler kolu — çalışmalarına başka nahiyelerde de d a cektir. tabidu dk YE sE ri bağla - yıp, üzerine bir avuç toprak ser - perken, gördüğüm düşün hakiki Çanakkaledeki yer sarsıntısından sonra Zarar gören yapılar yeni baştan ve iyi bir şekilde tamir edildi Çanakkale, (Özel) — İlbaylı - ğin başkanlığı altında toplanan u- ak kurumu üyeleri yeni çalışma ve uçaklarımızı çoklaştırma prog- ramı ir görüşmüşler, bü u- lusal i © yurtseverlerin yardımları için ha- erimli yapılmıştır. ONARILAN YAPILAR uma günü olan yer sarsmtısmdan zedelenen ve kav - şıyan yapılardan Ziraat Bankası, güvenlik direktörlüğü, hükümet i- yi ve özlü bir durumda onarılmış, Ziraat Bankası modern bir kılığa İmuştur. 1—9. GÖÇMEN EVLERİ Eceabatta plâna göre yapılmak- te-olan göçmen evlerinden otuz ta- nesi tamamile bitmiş, çok güzel ve şirin olmuştur. Buraya bugünler «. İlimiz jandarma okulları komu- tanı Almay e e için ve - bayları Dms bir şölen veril - miş, ertesi günü de şarbay den bir ii verilerek uğurlan « mıştır. ZİRAAT MÜDÜRÜ İlimiz Tarım direktörü bağcılık ve zeytincilik yönün » nun için gerekli olan ei a- lımmıştır. Sâ. Öktem Armut göyü bayramı Bursada köyler arasında yapı - lan temizlik yarışında öndül (mü- kâfat) kazanan Armut köyünde, ılmaştır. E Male Bursa, İlbayı Fazlı i inden bi Tir, Köye silecek hazır Eğ Il 5 G ML İstiklâl marşile baş- lanmış, zeybek o; yapılmıştır. ta Fikri, köylülerle bir konuşma vap- mış, köyün kazandığı öndül olan elli lira, muhtara verilmiştir. B sonra güreş yarışları yapılmış, hazırlanan sahnede 'bir undan komedi oynanmış, Cümuriyet mar şı bir ağızdan söylenmiştir. lerden de pek çok erkekli, bayrama Komşu köyl köylü, üc a üzüntüsü ve acı er ile yapa- yalnız ve başbaşa kala kala: — Öld di pe Arif Aykaç öldü ha.. e er Çorum, kend 1 için için gönül veren büyük bir devlet adamını, ben bir baba dostumu kaybettiğim için yalnız. C. Baykal Bursada konser Bursa — İstanbul konservatu- mil, Ali Sezai gibi ünlü üstatlar; bulunan bu heyeb halke- vi tararmdan çağır! Kükürtlü bahçesinde şöreileri ne bir akşam yemeği verilmiştir. Heyet akşam ilk konserini Tay- yare sinemasında vermiş, hemen her parça uzun uzun alkışlanmış - tır. Halkevimizin bu zari musikiye susadığımız bir zamani rastladığından, pek hoşa öle ve sinema binası iyice dolmuştu. Klâsik, romantik, modern par- çalardan başka, Cemal (Reşidin besteleri de çalınmıştır. Bunlar a- rasında armonize edilmiş bir çifte telli, bir iki zeybek, bir Karadeniz havası vardı. Bunlar tekrar tekrar alkışlandı. Heyet bir iki konser daha ve- rerektir. Uşakta buğday mahsulü e Uşak, 7 (A.A.) — Yağmur suzluk, ürünü fena bir hale koy - muştur. Bu yıl buğday ürünü ge- çen yıla göre yarrdan az olacaktır. cak artmaktadır. Sıcaklık göl - gede 31 i bulmuştur. kiii Kadıköyü'nün um Ki Di denizden dönerken mm de beraber getirdi. KER le Kuşdilinden sandalla İmiş, koyda OÖrhanın sesini du- aktı mami Romanı! ze er üzerine koydu - Tefrika numarası. 10 kabilinden 2 söz söyleyip m de öyle ki, süküt imiş gibi birşey görünüyo, pipo yaktı. Bu aralık BA bir ciğara çıkaran Bedriyeye ça - ucak ateş verdi ve gene düşün- celerine daldı. Umursamamak kadar olur. Öyle ise neye geldi? Yazan: Safiye Erol Kendisine oldukça yabancı olan bir grupun hususi toplantısına ne- ye iştirak etti? Necdet şu hükmü di: < © & — Bu da bir sistem, dedi, ken- dini enteresan yapacak. (Benim gibi sersemler âşık olunca dili tu- tulur. Yahut söz söylesek bile en zUp) lir, bir pipo yakar, zaililikleri bakar. Mesele tamamdır. lar, be A aldık, isterseniz siz de buyurun, dediler. (Orhan artık epeyce açıldı, dili çözüldü. Şarkılar ler e sanki gecenin yum! karanlı - ğında taze sazan yanıp sönü- nl Orhan dedi ki — İşte OBimen Efendi böyle söyler! Ve eski bir türkü okudu: İşte Nevres böyle söyler, İşte Münir böyle söyler, te muhterem üstat Meh - met Rasih Bey de böyle söyler. ki parmak konyak doldurdu - ğu bir bardağı havaya kaldırdı ve ilân etti: — İşte Orhan da böyle söyler, taklitleri bırakmış, derin bir vecit içinde kendi hicranları - nı, ümitlerini, hasretlerini oku - ordu. Orhan gibi hemen hiçbir zaman ciddi olmıyan bir haylâz serserinin bu anlatış kuvveti kar- şısında arkadaşları hürmetle sus- tular. Orhan sanki, bakınız, di - yordu, dam değilim. İki pa- ra etmem. Fakat bunu biliyorum e bunu benim kadar bilen kimse yakar. Münir şöyle söyler, (Bi - 'n böyle, Oben de başka türlü, Dinleye, Ölçüsüz de bir ada * ma ihtisasına göre (kıymet ver - mek gerekse işte (benim hakiki varlığım, hakiki cevherim. m tepelerinden kopup €* üfürüyor, hafif ıslıklarla karşılık” İı anlaşıyor gibiydi. Bedriye gen? ime hitap ettiği anlaşılmıyan kr” rık bir sesle: — Virjilin “Eneas,, destanın! güel ıu? Dedi. Herkes hayretle (ona doğr” döndü. Mükerrem Virjili er i yordu. Orhan, büyükbabasını” tercümelerini karıştırırken beşli bir şeye te tünkörü birkaç bırakmıştı, Necdet ise Virjili, a” cak Dantede bahsi geçmek dola * yısiyle tanıyordu. Burhan gene n