EŞE ee EJDER Şamus Omara, Slobeg köyün - de cesareti ile tanmmıştı. En aşa- ğı üç kişiyi dağın dibindeki gö - ün sularına gömülmekten kurtar- mıtş. O kadar kuvvetli idi ki hiç güçlük çekmeden en azgın bi boğa veya en vahşi aygırla başa çıkabilirdi. Sadece varlığı bile köy m Yl bir emniyet hissi doğuruyor. Dağın dibindeki er ejder görüldüğü zaman köyde her- kes ona döndü. Peri masallarmda devleri çekip vuran silâhşörler gi- a ortaya atılıp ejderi öl- dürmesini umdular. u çok güçtü, Ejderin nereden geldiği, nerede barındığı bile bi - linmiyordu. Bilinen bir şey varsa o da: Gece yarısı Joe Cullman'ın taralasında bir koyun parçalan - mış olması ve şafak vakti bir dans tan dönerken, yol üstünde hendek-| ten ejderin çatırtılarla geçtiğini gören Terry'nin onu bir yaban e - şeği kadar koskocaman diye tas - vir etmiş olmasıydı. Şamus öldürülen koyunu göz den geçirdi, büyük diş izlerini iyi- ce tetkik ettikten sonra böyle bir yvan, şekli ne olursa olsun, mut- laka çok müthiş bir canavar ol - malıdir, diye düşündü. Köylüle - ii rin bu canavarı ortadan kaldır - mak mes'uliyetini kendi omuzla- rına yüklediklerini biliyordu. Haber dört yanı sardığı halde hiç kimse yardım için elini uzat - mağa niyetli görünmüyordu. Bir gün nasılsa köy hocası kah- vede ejderin belki de kabletta - rih devlerden kalma bir şey oldu ğunu söyleyiverince, yirmi dört saat zarfında, fersahlarca uzak - İardaki civar çiftliğin sahipleri de beraber, herkesi efsanevi bir kun yüzlerce yıllık uyku - sundan Sloberg de uyanmış oldu- şuna. gitmedi. o Bununla beraber ek lâzım - |, şöhretini muhafaza etm. acaba > gözlerile bakıldığını sordu. dı. mda çalıştığı çiftliğin sa - “ hibinden ariyet bir tüfek bir de fener alarak karanlık bastıktan sonra tarlalarda dolaşmıya başla- dı. İlk gece hiç bir hâdise olmadı. Şafak sökerken soğuktan büzül - müş, yorgun argın çiftliğe döndü. İkinci gece de ayni sessizlik - le geçince Şamus ejderin henüz yola koyulmazdan evvel Sloberg'i şöyle bir tenhaca ziyaret ediver - miş olduğu kanaati vardı. Ve üçüncü gece artık rahat döşeğin- den çıkmadı. Fakat tam o gece Me| Longhlin'in dağ Ki çiftli - ğinde bir koyun parçalanmış ve kısmen de m İhtiyar Me Longhlin Timi bir kıyamet koparıp ten aldırmamazlıkla itham ül Bu mesele Şamus'u öyle bir çileden | çıkardı ki az kaldı ejderin yerine ihtiyarı boğazlayacaktı. Ve ikinci bir defa kan başına yürüdüğü za- man etrafmdakilerden kendisine neden âlemin (koruyucusu Maamafih hiddeti çok sürme - den yatıştı, sorduğu bu suale kız- Yazan : Ridin Konner * gmlık ve sabırsızlıkla iğleilimnin birtakım sözler diye baktı. TAKViM halde köylülere karşı yerini tut - maya ve hattâ mümkünse daha| çok kuvvetlendirmeğe mecburdu. inci parçalanan hayvan da ayni diş izlerini taşıyordu. Bir ka- pışta bu koyunun boynunu kopa - rabilecek kadar korkunç vahşi bir) “£ hayvanı düşündüren izler... Pozar Pazartesi » 28 Nisan | 29 Nisan Gün doğuşu 5 Gün batısı N bamaz 435 436 Iı al İkindi: namazı 16.02 1602 mamapı 19.01 19,02 Yatsı namazı 20,43 20.45 sak A0 307 Yılın geçen güsleri) 198 199 Yılın kalan günleri) 238 27 “| Rapyo | yin ISTAN 17, 30 m dersi Üniversiteden Saylâvi Hikmet 18,30 jimnas- ik Bayan Tarcan 18,50 Muhteli pilâklar 19,40 Haberler 19,40 Coldeu- berk Karo heyeti 20 Ziraat bakanliği namma Şamus > ei biç bir yaz onferans 20,30 Bayan Tektaş ıma (Şan) Pi, fakatile 20,50 Ba; meğe en verdi. Her zin tüfe -| Mari Oskan (Piyano) 50lo)21,20 ğini ayaklarının önünde; keskin) Son haberler -Borsalar 21,30 Radyo Caz orkestraları. ve Bay gözleri aşağıda duran tüne atılmıya hazır, sırtını kı öyün üs - Dene Çadıron (çan Tirkce sözlü) mış mavi siyah bir kedi gibi fun- dalarla örtülü gövdesile bulutla - ra doğru şahlanan dağa dikilmiş, küçük sandalın ae gölü bir a - ve bir pi dolaş seklerde, mii. gölden Miku ll garip biçim ve yaradılışta, kimi uzun kimi to- parlak, uçlarında darlaşıp ince - li ve uzaktan sanki erguv: gi bir denizde binlerce ada balığı sürüsü yüzüyormuş hissini veren yanyana sıralanmış acaip kayalar vardı. Bunların hepsinin üstünde kule gibi yükselen ve çiçek bozu- ğu bir yüz gibi delik deşik olmuş, ok uzak olduğu için adeta kesil miş bir beyaz peyniri andıran dik bir yar gözüküyordu. Ancak göl- den seçilebilen bu küçücük delik. | *tin - lerin her biri birer mağaraydılar,| Yol bulmaya çabaladıkça, üstünü Şamus ejderin bu mağaralâr © ana yırtıyor adımda yüksel- | def. dan birinde barındığına tamamile| dikçe dağ ona başı üzerinde salla- inanç getirdi Lâkin çok dikkatli araştırmasına rağmen (oralarda sık sık tepenin üstüne yuvarlanan, onmuş havanın içinde korkunç bir dev soluğu gibi asılı duran ve güneşin bulutlardan kurtulup her saldırışında ağır ağır geriliyen sis- ten başka bir şey göremedi. Böyle bir dağa çıkmak için en bir adamın bile (saatlerce nması lâzım gelirdi. ilgil ayağı sürçmez O bir elbet; sonra hiç şüphesiz hilekâr. dı da... Şamus nöbetine bir gece seli LE olsa derhal o gece - nin sabahında parçalanmış bir ko- yun bulunurdu. Halk da artık Şa- mus'a karşı güvencini bitirmeğe başlamıştı. Yoldan her geçtikçe köylülerin başlarını salladıklarını görüyordu. Onlar dümdüz insan - lardılar, Şamus'un hesabıma gel - mesin, onu Mİ m - ri kavrıyamıyorlardı... ğe oturan iile babi y ya - andılar; hi koyunlarının ala gitmesi - ne dayanamazlardı. Bütün var - lıkları iki üç tarlayla birkaç ko; ve sığırdan öteye geçmezdi. Ejder| tarlalara yaklaşamasın diye direk-| “ lere fenerler asıp yer yer büyük a- ler yaktılar, birkaçı bi ig parcasi ru tutuyordu. Böylece bir zaman gelerek koyunlarını korumak için kaldıktan sorra bir kaç dakikad > kol dolaşmağa başladılar. Lâ:| n korku ve bâtıl düşüncelerin tesirile ekseriya bir yerde topla - şıp kaldıklarından bu gece m leri hiç bir işe yaramadı. Ejder gitgide daha kurnazlaş - mıştı, Avımı tarlaların en karan - daha arkasma lara asıla asıla, kalçaları, ayak bi- “mandı... eydi| lara eriştiği zaman bunlardan iki- sinin arasında yere uzandı ve dur- çatlaklarmdan fışkıran narin iğ- reti otlarmı seyre daldı. Böylece tam yarım saa! ii ii teriçinde kalmıştır. Nere Uyuşukluktan ayılmak için silkin- di, ayağa kalktı ve yoluna devam | nın .J etti. Nihayet kanbur ğinde dar bir pervaz halinde uza- narak i inen yoldan doğru iç mağa- ralard. | elini olduğu yerde dikildi Tİ kaldı. Ayaklarının duvardan du. Tüfeğini zaten omuzundan in- di bir tekrallıyan ince, tatlı bir sesin ğaradan amme Mağaranın tam orta yerin muntazam damla O su düşüyo: tek şeyin dağa tırmanmak oldu - ğuna karar verdi. Ejderi yatağın- da araştırmaya gitmek, bunun dü: şüncesi bile Şamus'u sinirlendiri - girl amma ne yapsın, başka ; Hide kışkırtılan köy delikanlıla- rı da artık alaya başlamışlardı. Gayet berrak bir gün, güneş gö- zünü parlıyor, tepenin etrafında sisten bir iz bile görün- müyordu. Tüfeğini omuzuna astı, bir parça yiyeceği ile soğuk çayı sımsıkı belinde sarılı yola çıktı. Gençliğindenberi hiç dağa tırman- mamış olduğundan bu yolculuğu çetin buldu. Dikenler, arasından ğa gömülmüş < büyük bir kalaylı pre gibi parlıyn o gölü gördü; özlerinin karardığmı * hissetti ve dönmeden sert çalı lekleri ağrılar içinde tırmandı, tır- Baline balığına benziyen kaya- gun kapalı bir ruhla kayalarm sığ güneşin gın ıları üstüne indi; kolları ve deyse derin bir uykuya dalacaktı. kayaların yığmına ve yara irişti. Yarm ete. | | ine girdiği zaman he- du- vuran sesi sinirlerine dokun- parmağı tetikte önüne doğ- farkına vardı. Bu ses bitişik ma- geliyordu, kapısma doğru de oyulmuş taş yalağa kalmamıştı. Anaları tara- vE kü savletine karşı vücüdünü tak - viye ediyordu. kuzdan harekât başliyor ve öğleden son- ra saat dörtte, beşte alelüsul kesi - Umumi Kafkas cephesi hatırala” 6 may Yazan : Erzincan Saylavı Aziz Sam'” Gi vekili karargâhında © . Harpt€ menzildeki zabitanıkıt'alara da$! mak istedisede mani olundu. valar da pek müsait gitmekte olduğundan fırtmaların Rusların hücumlarına mâni olma- sı beklenemez. Erzurum ordunun her hususta deposu idi. Burası da elden giderse esliha, (o cephane, malzemei sıhhiye ve saireden ge - rilerde hiç bir şey yoktur.Maruzatı vakram şimdiki hali izah eder zan- | di nındayım. Buraya her ei se ri bir muavenet lâzım Bu rm li LE - sani gece: artçı mevziimizin kendiliğindi geri çekildiği haberi alınmad an yazıl- mış ve beşinci günü çekilmişti. Maatteessüf tahminlerim Düşman 6 Kânunusaniyi yaklaş - ma ve kendisini tanzim ile geçir - 7 Kânunusanide ( İzermik ve Karavelet cihetlerinden birer a - layla ilerledi. Zevalde Höyükle- re ilk obüs mermisini (düşürdü. Başka hareket olmadı. © Baş K. lık vekâleti 3. O. nun iki fırka ve efradı cedide ile takviye olunacağını bildirdi. O, K. nı'da 7/8 Kânunusanide Haydarpaşa - dan hareket etti. 9 Kânunusanide üşmanın bir obüs bataryası Hö - yüklere ve Uzunahmet tabyasına ateş açtı. Bizim topların menzille- ri ona yetişemediğinden mukabele edemedik. 10 Kânunusanide ilk € “üzerin olarale bir Rus tayyaresi dolaştı. Kıtaat Erzurum mevkiine pek fena halde geldiler. Henüz bir kuvvei umumiye almamadı, X. O. çekilirken depolarında 1.000.000 kilo erzak bıraktı. Bu K. O, düşmanın tarafından taciz edilmeksizin çekilmiş olduğu hal- de raporlarında yüzlerce nefer ka- yıp ve binlerce silâh — gösteri - or. Halbuki bu K. O. hiç bir şey e era acelesiz çekilebilir - di. Fakat Erzurum mevkii herkesi çekti. XI. KK O. hepsinden fena bir Xx alar ağırlıklarının, nakliye kolla rmın nerede olduğunu bilmiyor - lardı Askerin elbisesi ve iaşesi fena idi. n bi “1. 1 >. 5 mizle görüyorduk ki Rus kıt'aları - bulundukları köylerde sabah - leyin erkenden bacalar | tütmeğe Saat dokuza kadar herkes bu soğuk mevsimin o gün- Dol sonra liyordu.. Alınan esirlerin üzerin - deki melbusat evvelâ sağlam bir kat elbise, beşi yim görapların'i ü | bir çiz- iz me ve onun üzerine geçirilmiş di- ğer bir keçe oçizme ve kalın bir kaputtan mürekkeptir, Böyle giyinmiş bir nefer soğu - ğun en şiddetli bir zamanmda bile karlar içinde kalabilirdi. Bizim ef. radımızın üzerlerinde eski bir el- ş N aliye r ve her damla | bise ile yırtık bir | carıktan başka lık köşelerinde, gizli gizli kollu - birbirinin ayni ihtizazlarla titriyen | bi seyleri yoktu. Bu efrat nakıs yor, Şamus ve arkadaşlarının e - ahenkdar ve aydınirk bir ses çıka- | 26 derece soğukta yaşamağa ve mekleri hep boşa gidiyordu. rıyordu. Nihayet Şamus yapılacak bir (Sonu yarın) dövüşmeğe mecburdu. İ Ii şayanı teessür bir İ iaşe mi haldeydi. Bizim efradı” naatkârlığı bir imes gelmiştir. | Fakat bu kanaatkârlıki deyi, efradı aç nr 2 getirmişizdir. Kıtalar erzakı pişirtip sıcak Y meyi bollukta da hali ir, b Topçu kıt'alarımızm “ le ayni şerait altında “© bekle taartuzda, çekilme" yi £ rji 1 Idırkları Pp mek rülüyordu. yordu. Ordu Erkman i çekildiği vakit perişan, 9 kuvvetsizdi. AbdülkeriM vekâlete geldiği vakit o el gâhma bir hasım ves di. Gerek onun ve K. O. K. larının iline karargâhı m şiddetlerinden, sirri j den âzade ve kendi yegâne bir zevk merkezif ihti” Gene noktai K. lığı bir emir ve kum kamı değil, bir menzil ve # setidir. ! Binaenaleyh o oradaki! larm hakkı vesaiti İs ettir. kili ela bu fikirl Derhal ordu karargâh: bitleri kıt'alara tayin ve kalkıştı. Diyordu ki: o “Tab birer mülâzim kumand. « Zatenordu kara bu teşkilât Tüzumsuzdur. | harbiye reisi tertibatı Ben imzalarım. Yaver sevkeder.,, ş Kendi kolordu kar8 kadroyu tam bulundurat * mandan vekilinin bu “gf cevaptan müstağni idi. *.4. , nm avdetine kadar #246 tebeddülât yapılmaması | eki emrine muttali olur », Bundi” re teşkilâtmmn lüzu” nu iddiaya başladı. A Diyordu ki: “Menzil dar zabitan var, Fayda VW. ları ise yok. Efrat ve O. DA ER: emi il Bu rzakları çi, da erzakı müte& © kğ gelip sizde posuna darik edip getirir, veris Paşa vakti hazer yı hitten bahsediyordu. vi iimeyosiii Vali beri bu niyetinden inden bahsetti: lâtı, kıtalar hep ga: sağa m toplayı? "n eahhit edeli zallah ge lattı. M0