melemen / ia SEMTL MTLE ERİN N “ğa Niyazi Ahmed Okan 4 Hazreti isanın “Taş vezir ,ö yi haki arın m Fe adı w ri daki malümatlar farklı- . Ja iğ cüzi li mesire yeri vu iddi .i olan layı müdafaa edenler, mi- RE ileri sürmektedirler büy — Madem, ki, Fatih gemileri van e Yürüttü, Bizans kuru - hal e urası Tie boş bir şa pala id | bu yz da efsa, saneye benziyen li gö- 4 Meme biricisi kadar kuvvet emeyi mektedir. Şehre “Beşiktaş,, tük isi ziyade © buradaki ing da görülen beşik, resim - p? k Beğen gerektir, Si Boğaz, ım dikkate değer yer - ta ün aziçinin diğer semtlerin - eş Bu da daha ziya - sonra kurulan yerler - p ç Kaç SARAYI : Meş 3 yılında, meclisi l e en bir tedbir - Tetrika No. — 47 — Beşiktaşın üç yüz yıl önceki resimlerinden biri. s sı, halk ara- smda bir çok dedikodulara yol aç- şt sizlik yüzünden yanmıştı. “Çıra - ğan sarayı,, adı, İstanbulun zevkü- safa ve safahet ile geçen yıllarmı gösteren bir a 3üncü Ahmed kurununda bura- sı çok şenlikti. e Damad İbrahim Paşa, Çırağan şenliklerini burada eğlendirirdi. ırtına mum- lar dikilir, şimşirlikler (o arasında ırakılırdı. Yüzlerce kaplümbağa üzerlerinde renk r: mumlarla etrafa dağılır, bunların arasında da zevkusafa edilerek eğlenirler - “Çırağan şenlikleri,, o (çağ) müm demek olduğuna göre (Mum eğlenceleri) anlamına gelmekte - > İşte bu yü e bandi sara” sarayı,, .. Bura- da isle Meşe ini Mah - 11 1 adan bu sarayı ve (1131 - ri de Oh- sinin arsaları üzerine yeni (Çırağan saraymı) yaptırdı.. Bu saray, başa (o mermerl yapılmıştı. İlk Çırağan sarayı, o çırağlarla kaplümbağa gezdirildiği için bu bdülâzizin yap - saraya da Çırağan denmesi, çırağ edilecek cariyele - rin ilk önce burada yerleştirilmesi idi. Çıra: ın yanması, bü- yük ii old. " Meclisi Meb'u - bundi nce, yanan adliye sa- rayında toğlniyeği. ğin isi meb'usan reisi Ahmed za Bey, meclisin Çırağan EM top « anması arzusunu izhar edince, o vaktin şeyhislâmı, itiraz etmiş, muvafakat etmemişti. ifivaza yağmen arala ietima edile rek sarayın da yanm ştI. Her neyse, bu saray da yıkıl - dıktan sonra, arsanın üst ve alt ta- rafları satın alındı. Mevlevihanede satın almarak yerine Bahariyede daha güzel bir Mevlevihane yap - torıldı. Çırağan sarayında geçen hâdi - selerden biri, Beşinci (o Muradın, buradan kaçırılarak tekrar tahta Ri için yapılan hareket - ii li, hal'edildik - ten yi > sonra “ vi tamamiyle in e şayialar dolaşmağa Bu şayıaları çıkaranlar, Beşinci Muradın maiyetinde bulunanlar - dı. Derhal onlar tevkif edildiler. Ve Padişahım! doktorlarından doktor! i yüz lira ve- rildi. Doktor Kapolüya kaydi'ha - yat şartiyle yetmiş beş lira maaş bağlandı. Bu r de halkta, beşinci Muradın iyileştiği, & akat hissetti - rı istemediğinden, İlim küt He verildiği hislerini u - senii Dile aktar Loysdorf, hasta - lığm üç ayda iyeleşeceğini söyle - mişti. (Arkası var) Doktor Hafız Cemal Dahiliye Mütehassısı Cumadan başka günlerde saat (2,5 dan 6) ya kadar İstanbul Di- vanyolundaki (118) numaralı hu- susi kabinesinde hastalarını kabul der. Muayenehane ve ev telefonu 29398 Kıslık telefonu 21044, “Dedikodu sürüyor — KURUN $ ŞUBAT İNE aa Habibe Molla bir operet mi kuracak? Bu lafları kimler uyduruyorlar da piyasaya sahte para sürer gibi sürüyorlar; bilmiyorum! Raşid Rıza - Halide dedikodusu Matbuat baiosunda da dilden dile | rim ki, böyl dolaşıyordu. O gün yeni bir şa- yia daha çıkmıştı: Bayan Halide br ii kurmağa etşebbüs et- n bu habere inanmamıştım. Fakat, arkadaşlardan birkaçı ay- gitt — İstanbulda ne a fik rindesiniz? — Vallahi çok rahatsızım.. Bir müddet dinlenmek niyetindeyim. — Sonra?.. - —A ince soruyorsunuz ha?1... Elbette bir iş bulup çalışa- cağım. Benim gibi çalışmağa alış- mış bir kadın evinde yan gelip o- turacak değil ya, Vallahi sizi şerefimle temin ede - ir şey zihnimden iile geçmedi. operetin ne olduğunu bilmiyen hi bir teşebbüsü olabilir ki, ben mem lekette böyle bir ğe artist te tasav tmiyorum, Rekabet his- siyle yapılacaksa, bir hükümet mü 'kabet edi bilir? Vallahi iftira... “Billahi ifti- a. — Böyle yeni bir operet açıl - dığını farzedelim... Ora: mak ister misiniz? — Dedim ya canım, ben bir ar- tistim... Nerden müsaid teklif alır- sam - işime gelirse - kabul ederim. — Deli tiyatrosundan davet etseler — e arkadaşlarımdan çok rum. Kısa ayrılışım içinde hepsinin hielikini çektim. l l Bh Be? Bayan Halide operet şayiasını e — Neden saklıyorsunuz? - diye açıldım - yakında bir operet ya- pacakmışsınız... Hattâ şehir ope - retinden bazı kimseleri de ayart - — çalışıyormuşsunuz... Doğru ir şaşırdı. Bu şaşırış sun'i ve cali değildi. — Vallahi bir şeyden haberim yok. Bunu ilk defa sizden duyuyo- rum: Öperet nerede... Ben nerede? Sahi mi söylüyorsunuz Allah aş - kına... Yoksa bu da bir balo sür » Na iie Zulad; ay Halide ciddileşti... Te- rini silerek cevab verdi: — Evde ateşler içinde yatıyor - dum. Cemiyetinizin bir davetna - mesini aldım... Bu gece sahnede bir numara yapmamı rica ettiler. Geldim. Bugün gazetelere gönder- diğim son bir mektupla bu dedi- kodulara nihayet verilmesini ri- sa Ee gelip buluyor. — şu lâfr ın gözü kör olsu: Ben ob ryıldan beri Şehir tiyatro sunda aylıkla çalışmağa alışmış bir artistim. Bu zamanda başlıba- şma bir operet yapmağa kalkış - mak için, herşeyden evvel büyük bir sermaye, sonrada o sermaye kadar ehemmiyetli olan operet san'atkârlarına ihtiyaç © vardır. artık gazetelere lâf yetiş- tirmekten, dedikodulara cevab ver mekten usandım. İşte bu gece de w eğri lâfr daha! Gel de sinir- e bakalım? Bu lâfları kimle- rin Şİ - piyasaya sahte para sürer gibi - ne maksatla ortaya at- a Sr Selimi İzzet mr di. b A lediklerini söyledi. Birlikte gitti - g ” Davetlilerin samimi alkışlarla karşıladığı (Habibe Molla) sah - k inde dı den çiftler durmuş, herkes susmuş u, (Habibe Molla) fermanlı deli - den bir küçük monoloğ söyledik - ten sonra, balo davetlilerinin ısra- rı üzerine ikinci bir numara dah: yaptı... (Aynaroz kadısı) piyesin andı. yl esdirer birçoğu '— Tiyatroda yeriniz Lei kaldı. ) zaman sahnede görmek isti ne al e kısası şudur: Bir insan ha n defa, yüz defa da iğfal Dilek İstanbul halkının çok ründe bir defa iğfal edilmiştir. Ve o bugün, etrafında çıkarılan bu meş- (Lütfen sayıfayı çeviriniz) ib enin Sevgilisi, bu iel ” 4 b in bik den gitm dl ve beklet. 'a ik defa bir su Ri 5 bul yi — bir su ke - cağımızı söylüyor- KU 2 buy Me # : ü Ba bişi ei Üst üste, düşünme- ve Mia tekrarlıyordum.. My, elmaya yalvarı - A» a benim Rain b; | yi duyuşumi a gö - ad bana yalvarıyordu : K in sevgilisi! Beni bı- dr, ana aklarım a âna, BEM a Kirpik- Karanlıkta hiç kimse bunu gö - remezdi. Sesler pesleşti, kısıldı.. Can çe- kişir gibi inledi ık bunları daha çok söyletmek için zorlaya - madım.. Dayım dedi ki: -— Her zamandan daha güzel, çok güzel çaldım!... (Mozar) ın ruhu sana inmiş gibiydi. Derilerle, alış verişle uğraşan, görünüşte pek para canlısı görü - n bu adam, coştuğu zaman şair kesiliyordu. Ah, dayımın bu san'at sevgisin- den ve anlayışından birer damlası başkalarına da olsaydı! Herkeste olmasa bile Selmada ve onu benden ayırmak kudretin - de olanlarda bulunsaydı da zaval- - | lr kemanımdan ayrılmasaydım!. Mi Selmadan ayrıldığım için duy - duğum acıyı son defa kemanıma baktığım ve onu bir kenarda ök - süz beige de duydum. Dayım — saf al, en buldukça biraz çalar, avunursu: Dedi. Bu izi benim arzula » rıma o kadar uygundu ki Fakat ondan korktum.. ar çok sevdiğim bu eski sevgili Selma ile benim arama gi- recek sandım.. Selmadan uzak ol- duğum günlerde kemanımın sih - rine ay öper ona, bağ - lanmak mümkündü. la ağn ze - rma, ei mâni o ın bilirsin! irabim Beyle Behice Hanım bana karşı her zamandan daha büyük bir bağlantı gösterdiler: örelim seni, omeşhur e ir mak korkusundan kurtulalım! . Dediler. Behice Hknim ilk çocuğu bir kaç ayirkken ölmüş.. o Oğlanmış, âlâ duyuyormuş.. Bunları anlattı.. Sonra derin obiracı ve imrenme ile ilâve etti: — Eğer sağ olsaydı tam senin kadar olacaktı. Onunda doktor olmasını istiyordum.. Beraber gi - derdiniz şimdi!.. Selmanın gözlerinde artık ken- dini tamamen bana bağladığını gösteren bir hal görüyordum. Böyükler, el sıkıştığımızı ilk de- fa görüyorlardı.. O dakikada, ara- mızdaki içten ii bağlantıyı a- caba hissettiler mi?, Vapurda dayım son defa elimi sıktı. Alnımdan öptü: — Kemanı ie İm iyi olacak- til. yane me Sana arkadaş o- du. doktor ol da artık biz de hastalar: | lur Diye söylendi. .Sonra tıpkı kendi hislerime benziyen acı bir sesle ilâve etti: — Behice Hanım pek küçükken yolun açık olsun! Sık sık mektub yaz! Üzülme!.. Her türlü arzu ve ihtiyaçlarını hemen bildir!.. Alla- ha e Annemi öğsüne yaslanarak bir kaç ani göz yaşı döktüm .. Eminim ki bunun sebebi ondan zi- ep kemanımdan ayrı kaldığım için Budu zavallı kemanım.. Kö - şesinde tozlanacak, onun hatırını soran bulunmıyacak.. O « nu dile getiren eller (o pek uzakta olacak!.. (Arkast var) da çalış - den bir parça söyledi ve çok alkış- * sevdiği (Habibe Molla) sı da öm- neki