Kundakçılık Siyaseti Bizans'ın, o muhit-i şer ve fesadın; mürai afakını yine kara bulutlar kapladı.. Nihayet bizi ezmek, öldürmek isteyen düşmanlarımız vatanımızı kuvvetleriyle, silahlarıyla, her türlü vahşetleriyle parçalamaya muvaffak olamamak hırsıyla bütün kuvvetlerini, kundakçılığa hasrederek payitahtımızda umulmayan hadisatın vuku'una muvaffak oldular. Memleketine en nazik ve mühlik bir zamanda arz-ı hizmet eden vatanın mukadderatını bir vatan evladına yakışır suretde müdafa'a ve idare itmeye çalışan Ali Rıza Paşa Kabinesi'ni isti'faya icbar ettiler. Bu emr-i vaki' karşısında Anadolu halkının bağırları yanarken İstanbul'un bir kısım vatansızları, başımıza vurulan bu darbenin, muvaffakiyetini ihzar ettiler.. İngiliz siyasetinin vatansızlar eliyle, vicdansız vatandaşlar eliyle başımıza indirdiği bu darbe bizim için pek mühlik dakikaların hulul ettiğini göstermekdedir.. Tarihinin pür-mefahir sahifelerinde -belki en müşkül zamanlarında bile- mahkumiyet ve esaret kaydı bulunmayan Osmanlı saltanat ve milleti için bu felaket bir an-ı mahkumiyet ve esaretin yaklaştığını ihbar idiyor.. Düşmanlarımızın umur-ı dahiliyemize kadar müdahalesini icab ettiren, tali'siz, haris, kundakçılar bugün millet karşısında utanmazlarsa yarın tarih sahifelerinde isimlerinin nefrin ve tel'in ile kayd idileceğini düşünmüyorlar mı?.. Vatanını para mukabilinde satmak şena'atini irtikab eden hain fırkacılar, kocaman bir milletin zevalini ihzar eden hareketlerini acaba nasıl bir maske ile kapayacaklardır. Zehrin yılanlar gibi kıvrım kıvrım kıvranacak her dakika bir şekle giren gaddar vatan düşmanları muhterem ve mu'azzez bir kelimeyi ağızlarına yakışmayacak mukaddes bir ismi alet-i şer ve fesad iderek acaba milleti iğfal ideceklerine mi kani' oluyorlar?.. Milletin mukadderatını arzu-yı milli ile eline almaya muvaffak olamayan cahil siyasetçiler düşman kuvvetiyle millete hakim olmak mı istiyorlar?.. Heyhat. Ey vatansızlar! Ey bu vatanın kanıyla yoğrulup büyüyerek hayatına kasteden gaddarlar.. Biliniz; biliniz ki.. Tutduğunuz yol sizi maksadınıza isal idemeyecekdir.. Mahkumiyete, esarete sevk etmek istediğiniz millet emin olunuz ki hayat ve istiklali için çarpışmıştır, çarpışacakdır. Ölünceye kadar çarpışacakdır. Ne istiyorsunuz, İngiliz mu'aveniyeti mi, İngiliz himayesi mi?.. Muhteris adamlar, İngilizler bu vatanı himaye itmez… Ancak sizin gibi ikbal ve i'tila arzu-keşlerini sevmeyen milletine karşı himaye ider. Sizin utanmadan kendi menafi'nizi kendi millet ve hükumetinize karşı himaye ettirdiğiniz İngilizlerin mu'aveneti işte bu dereceyi geçmez.. Sizin himayenizi elde alet iderek milletinizi ezmek isterler. İngilizleri mi seviyorsunuz?.. Fakat onlar sizi menfa'atlerinden ziyade sevmezler. Düşününüz sizi Paris Konferansı hakaretle huzurundan kovarken haminizin ağzı niçin açılmamış idi… Demek aldanıyorsunuz, gözleriniz kararmıştır, a'sabınızı hırs ve emel istila etmiştir.. Fakat bu hareketinizle, milleti nerelere sürüklediğinizi biliyor musunuz?.. Düşmanınızın pençe-i esaret ve tahakkümüne.. Ahval-i ruhiyei alemi tedkik edenler bilirler ki… Dünya her dakika yeni inkılabların sahnesi olmakdadır, milletleri öldürmek mahvetmek imkanı yokdur. Bin üç yüz senedir payidar olmuş İstanbul milleti vardır ki onu top, tüfek, kuvvet-i zulm, gadr.. hiçbir şey mahkum-ı zeval(?) idemez.. Hülasa milletler ölmez, öldürülemez.. Şu halde vatansızların, vatan düşmanlarıyla el ele vererek yapmak istedikleri, yaptıkları hareket-i irtica'iye sırf makam-ı hilafet ve saltanatın zeval ve izmihlali gayesine ma'tufdur.. Hakanına ihanet eden halifesine karşı felaketler ihzarına çalışanları hiç şübhesiz ki bu millet kabul itmez ve itmeyecekdir… Büyük düşmanımızın parasıyla, silahıyla, desisesiyle kurduğu planlar en nihayet İstanbul muhitinde mahall-i tatbik buldu.. Her biri bir nam ile ortaya atılan kundakçılar keselerini doldurmak için şahıslarını kurtarmak için milleti feda etmekten çekinmiyorlar. Fakat şu hal İngiltere'nin medeni siyasetine bir şeyndir. Ma'sum bir millete karşı onu gaddarlarıyla, zalimleriyle içden içe hileler, fesadlar kurmak, kurdurmak medeni İngilizler için mucib-i hicab olsa gerekdir.. Diyeceksiniz ki siyasetde hamiyet ve merhametin yeri yokdur. Filhakika bugünün medeniyeti bu şaibe ile lekedardır. Ancak beşeriyetin zararına oynatılan bu faci'anın henüz son perdesi açılmamıştır.. Ehli salib ordularının icra idemediği -Müslümanların imhası- politikasını bir iki vatansızın kuvvetiyle mevki-i fiile isal idebileceğine zahib olan medeni bir hükumetin mütefekkir ricali elbette bilmelidir ki bu korkunç bir yoldur. Bu medeniyet ve insaniyet haricinde bu hareket bir korsanlık, bir kundakçılıktır.. Biz Müslümanlar, mertliği, namusu, menafi'a, ihtirasa değişmeyi alışmamış o suretle terbiye görmüş olduğumuz için büyük ve asır bir milletin tevessül ettiği bu hareketi nefretlerle tefeyyüc itmemek elimizden gelmez.. Şunu da bilmelidir ki: Şimdiye kadar bin türlü tazyik ve i'tisaf altında öldürülemeyen bir millet bu kundakçılığa karşı, merdane göğüs gerecekdir. Siyaset-i umumiye henüz nokta-i istikrarını bulmamış olduğu için bu yapılan işleri bir za'af ve acz alameti görmekde haklıyız. Henüz ortasında bulunduğumuz faci'anın son perdesine daha çok zaman vardır… Gün doğmadan meşime-i şebden neler doğar.. Binaenaleyh biz son perdeyi çekecek medeni bir kuvvetin zuhuruna intizaren azm ve imanımızla bütün bu fecayi'a göğüs gereceğiz. Mevcudiyetimizin müdafa'aasına uğraşacağız.. Ve en nihayet adalet ve intikamını alacağız. H. L. Meclis-i Meb'usan Reisi Erzurum meb'usu Celaleddin Arif Bey Meclis-i Meb'usan reisi olmuştur. Cenab-ı Hak muvaffak bil-hayr buyursun. Amin. ∼∼∼∼∼∼ Kabinenin İstifası.. Sadrazam Ali Rıza Paşa Kabinesi istifasını takdim eylemiş istifa-yı vaki kabul buyrulmuştur. ∼∼∼∼∼∼∼ Salih Paşa Hazretleri Kabine Teşkiline Memur İdildi Zat-ı akdes-i hazret-i hilafet-penahi Meclis-i Meb'usan reisi huzur-ı hümayunlarında şeref-i şevkle nail kılarak sadr-ı sadareti ayandan Bahriye Nazır-ı sabıkı Salih Paşa'ya tefeyyüz buyurduklarını ferman buyurmuş ve müşarün ileyh dahi kabineyi teşkil ile meşgul bulunmuş olduğu Dersa'adet'den bildirilmiştir. ∼∼∼∼∼∼∼∼ İzmir Cephesinde Kuva-yı Milliye Alaşehir cebhesinde Sared Harabeleri civarındaki mevaki'i bombardıman etmiştir. Akıncı kolu Bayne yeri ile Ödemiş arasında Çital İstasyonu civarında düşmanın kırk kişilik bir karakolunu basarak kısm-ı küllisini itlaf etmiştir. Firar etmek isteyen mütebakisi karakol mahallinin muhat olduğu Yunan lağım tertibatına düşerek lağımın infilakıyla telef olmuşlardır. ∼∼∼∼∼∼∼∼ Urfa'da.. Urfa'da müsa'ademat devam idiyor. Fransız kuvvetlerinin merkezinde bulunan bir binaya vuku' bulan şiddetli hücum Amerikalılara mensub ve salib-i ahmer bayrağı keşide idilen bir binaya tahassün eden Fransızlar tarafından ateş edilmesi üzerine hüsn-i suretle neticelenememiştir. Ve bu yüzden şehid ve mecruh verilmiştir. ———❖——— Kabine Buhranı Münasebetiyle Keşide İdilen Telgraf SuretleriAtebe-i Felek-Mertebe-i Cenab-ı Hilafet Penahiye Mevcudiyetinin yegane mesnedi olduğunu takdir eden teb'a-i mülukanelerinin makam-ı hilafet ve saltanat-ı şahaneleri hakkındaki la-yemut ihtiramatını ve mecburiyet-i diniyesini tagafül eden Ferid