| İ SOBUTAY vap i İN | Kahramanlar A 0000000600469 “Kahramanı 3518. YazanıH. O0.T. VATAN REFIKIMİZDEN ÖLÜM HAL'INDE BULUNAN *Diye. Baırarık şebrin et- rafında açılan gediklere koşmuşlar ve kahraman har- betmişlerdir. Kendilerinden esir alınan- biç aman dilemezler, bo- yunlarının vurulmasını müte- vekkilâne beklerler ve düş- manlarının yüzlerine alev sa- çan nazarlarile bakarlar ve hiç korku bilmezlerdi. Sobutay bu şehri alırken çok terlediğini ve bu mille- tin vatan severliğine ve kah- ramanlığına hayran olduğu- nu bütün hayatında 'daima söylemiş durmuştur. Sonra Manço havalisine dösen Sobutay Manço ordu- ları generalini esir edip Cen- gize gönderdiği zaman şu mealde bir mektup da yaz- mıştır: “Ulu han bu millet emsal- siz vuruşuyor, bunların vatan ve millet duguları pek yük- #ektir. Generali huzurunuza çökmesini teklif etmeyin, zi- ra katiyen yapmıyacak ve sizi gadaba getirecek ve bu kahraman kan kardeşinin kanı hedrolacaktır., 1917 “tarihlerinde Kinler Sobutaya elçi gönderdiler ve sülg talebinde bulundular. Sujaonun Cengiz himayesine girmesini tanıyacaklarını ve kda Kin” kralı- nın hemşiresin Cengiz hana a ile. verileceğini bildir: er. Teklifler kabul olundu ve muahede imzalandı. Fakat aradan bir müddet geçtikten sonra Kinler Suj- yaoya: çullandılar, orada bu- lunan Cengiz memur ve as- kerlerini tardettiler. üzerine Cengiz Sobutay ile Moholiyi - külliyetli o askerle gönderdi, arka taraftan :da ük kumandanların- dan Samukayı sevketti. Bu sırada Sunglar da Kin- ler üzerine sefer yaptılar.Sa- muka en ehemmiyetli geçidi tuttu. Bu geçidi almak Kin- ii için pek feci bir darbe ruşma devam ii Beş a etti, lek THanbalok) des nilen paytabt zaptedildi. Bu haber Altan hana vasıl olunca e kendini zehirledi “Bu la sonra Sobu- » tay Kora tarafına yürüdü, oraları zapta koyuldu. Cengizin büyük kumar- Çin ülkesini hallaç pamuğu gibi atıyorlar ve or- , dular her yerde muzaffer oluyor, her iş volunda devam “ediyor. Seri tedbirle bundan son- ra derde kısmen çare bu- lunsa bile bütün bir neslin çocukları gıdasız, cılız. her türlü hastalıklara istidadlı yetişecek, gençler arasında verem salgın halinde alip yürüyecek, Gaşlıları azrail dilediği gibi kasıp kavura- ca HAŞLANMIS PATATES BUURÜYA YEMEĞİ Eski hariciye nazırı anla- ıyor: — Ben hatırı sayılan bir adamım. Her gün kendim için gıda aramayı iş edine- rek nğraşsam belki de kö- şede bucakta tek tük yiye- cek bulurum. Fakat. bunu her gün yapmıya imikân yox. Son günlerde işlerin (o tabii cereyanile karşıma çıkan hıda, başlanmış patatesle bi- raz meyvadan ibaret kaldı. Fakat herkes bunu da bula- mii > yor. Geçen gün tanıdığımız bir kadın geç vakit kapımızı çaldı: — Annem açlıktan fena- lıklar geçiriyor. Aman, üç, dört patates veriu ezip püre halinde yedireyim. Bir de günü gününe yaşı- yoruz. Fakat böyle bir mü- racanti reddetmek imkânı Karsı acıkan insanların gözü önüne baklava, börek gelir. Bu gün Yunanistanda açlık o derecededir ki haş- lanmış patateş bulmak aç insanların ümidinin ve rü- yasının son haddini teşkil iyor. Yine birkaç gün evvel kapımız üzerinde bir genç yere yıkıldı. Iyi kıyafetli bir adamdı. İçeri aldık. Yüzüne su Serptik,ağzına su akıttık. Gözünü açtı. Hastalığını teş- bis etmek için doktora ih- tiyaç yoktu. - Bütün Yunan halkı gibi kendini için ıçin yemiş, bitirmişti. Canlı ce- nazeden farksızdı. BEŞ AYDA ÜÇ KERE E Hava generali sözü aldı, Bu emekli asker; dürüst ru- hlu, hassas kalbli bir adama benziyordu. Gözleri yaşara- rak anlattı — Kendi kendime soru- yorum; Sonu ne olacak? Bü- bön bir millet nasii ölebilir? Bizim halimiz ne Norveçe, ne Belçikaya, ne Yugoslav- yaya benzemez. Toprağımız- - geçindirme kudreti yok- ei ve Pirede balka günde 60 dirhem ekmek tev- zi “ediliyordu. yakında 40 dirheme indirilecekmiş. Esas gıdası ekmek olan bir mil- alkid BIR MİLLETİN SESİ Ee 7 “AHMET EMİN YALMAN let için günde kırk dirhem nedir? Fakat buna da şükür. Patrasta işgalden, yani beş aydanbe'i yalnız üç gün ek- mek tevzi edilmiştir. Adalar- daki halk ekmeğin adını unutmuştur. Biz kanaatli bir milletiz. Bir lokma ekmeğe bir kaç zeytini, bir parça peynir ve sovanı katık ede- rek geçinip gideriz. Ekmek olmayınca, bunun yerini tu- iacak gıda (da folmayınca, milyonlarca insan hep bir arada ölüp gitmek halinde- dir. Her ferd bunun maddi ıstırabını kendi vücudu için duymakla kalmıyor. Yuna- nistanda aile bağları çek kuvvetlidir. Aç anaların, ço- cukların kardeşlerin ıstırabı karşısında duyduğumuz iş- kencenin ne demek olduğu- nu ancak bir ana kalbi anlı- yabilir. Gizli kara piyasada zen- ginler için öte beri bulunu- yordu. Git gide bu da kal- kıyor ve gıda para ile teda- rik edilmez bir hale gelivor. Para karın doyuracak bir vasıta baligden çıkıyor. Yunanistanda gelirler mah- dudduar. Ayda 5,000; 6.000 dirahmi (elli, altmış lira) ma- aş bir büyük memurun, me- selâ bir vekâletteki şube müdürünün eline geçen pa- radır. Küçük bir ri ve hökümet memuru a an cak 3000. dirahmi merke Halbuki bir okka (fasulye gizli piyasada 320, bir ok- ka; zeytinyağ 500, bir okka tereyağı (içyağı ile mahlüt) 1000 drahmiye çıkmıştır. Bir mile bütün gelirile eski za- maânlardaki gibi (yani beş ay evvelisi gibi) yaşamıya kalkışsa üyın e günü parasını tüket ar var) Sarhoşluk Kemer; umumhane soka- ğında Eşref oğlu Abdurrah- man sarhoş olduğu halde nâra atmak suretile rezalet çıkardığından yakalanmıştır. DOKTORUNKÖŞESİ a .||,a Sıtmanın ilâcı Yeni veya eski nöbeti kesmek için de, sıtmadan krunmak için de, dalağı erit- mek için de bir te ilâç var- dır ki oda “kinin, dir. yurttaşı boğmak ve bir aileyi yutmak için açılmış bir me- zarı kapamak demekti Kapatılması veya kurutul- ması mümkün olmıyan yer- lerle - bulaşık (o çukurlarına, durgun havuz ve sulara ma- zot, yani ham peti veya gazyağı dökülürse sivrisinek yavruları kırılır; bunları öl- dürmek için — takım ilâçlı sular da vardır: Sivrisinekler geceleri faa- liyette bulusduklarından sit- malı yerlerde akşamdan son- ra pençereleri açmamak, ka- pı ve pençerele sık örgülü tel rim Va yat mamak — Hulâs 1— dei dünyada en çok öldüren bir hastalıktır ve İrsana va sivrisinek ısırmasiyle geç — Sıtma * uöbetleri in» sanı işinden, gücünden alı- koyarak fakir düşurur, ikti- sadi zararları mucip olur. Sıtmalı köy ve ailede refah ve saadet yoktur. — Sitma insanı uzum zaman hasta yatırır, dalağı büyüterek malül yapar, kan- sız ve mecalsız bırakır, te- davi edimezs hutta oldürür. Sıtmalı yerlerde nüfus ari maz. 4 — Sıtmalı silelerde zür- riyetler azalır, hattâ büsbü- tün tükenebilir 5 — Sıtmadan korunmak için sivrisi eklerden kaçmalı ve arasıra usulü dairesinde kinin almalı. 6 — Sıtmsdan kurtulmak yegâne ilâç kinindir ve bunu usulünde almak lâzımdır. —SON— ismet-Paşa Bulvarında Çankaya Aile Bahçesinde Kanuni Fethi idaresinde Cünbüş Ali, Keman Rafet ve kiymetli hanendelerimiz- Merkez Lokantası Birinci kordonda Rıhtım havı altında yaz mevsimi dolayısiyle kapamış olduğu- muz (merkaz İokanta ve bi- rahanesi) ni geçen Cuma gününden itibaren yeni ter- mızı muhterem müşterileri- mize bildiririz. cek ve yiyecek mad- delerdeki temizlik ve ucuz- luk gelenleri son derece memnun edecektir. 5—12 öbek sia den Bayan Sabahat, Güzi- de ve Hüsniyeaden mürekkep saz ve okuyucu san'atkârlar bu nezih ve temiz Aile bah- çesinde icrayı ahenge baş- lamışlardır. Kahve, çay on kuruş, bi- ra da otuz kuruştur. 12—3 #YENİ tamı, i Bu Kadın : Zafere $Soanslar: 11.30.—3.30.—7.30da,. Curani keli Seyirci — Et çabucak hakikat ©' ümidim vardır. Seyirci — Ne —V beş ve kırka ali ruşa bize nuuda yediği laş; ettiğimiz bazı te“ digi tayyarenin torların nasihati harfine yerine g*” gısız bi aştığı halde ©* türlü dolduran! lara kırkında5 zararlı olduğun”. tan bir fayda —. örünüğüz de bulunan onlara henüz na bastıklarını 9 e ya,.. Ikiçeşmelik : Mehmet oğlu münakaşası Yy” fa kızı Nigâr! ve g8 1941 42 mevsimin başlan 01 dillerde destan Hedy Ea tibat ve tezyinat ile açtığı- Tracy'niu yarattıkları — Türkçe yakalanmıştır: Sözlü — Benim Ve bütün renkli — Robert You9f Doğru seldiği, naleceğiMi da be gaylalara. neke peynirinin, 7 yalvar? göklere yükselmek bi çıkmış yö La N Karagöz et fiyat” 7 gin e meselesine geline e hayli yerme . h alınaciğ. yesinde “Et, fiatin” katlanır da dabs #1 fır kmamıya çalışır 4 Me y ti wi Ari içn A 3 Döv il, pe” j m. sz —- sf zn e ” EE İm. ) e 2