Mapa (Ralkın Sesi) Sözünü bitirince annesi, Ömeri azarlıyarak: — Hay senin gibi evlât a ye keşki taş do- “ Rursay , Bu ali ne yiyeceğiz? Hıçkırarak: — Anneciğim, dün akşam tuz kuruş getirmiştim; on kuruşluk ekmek, beş kuruş- £ hik zeytinyağı, beş kuruşluk- “Jia et aldık geriye on kuruş dı. i Geli , Bu bu on okuruş İle geçinelim de, yarın we Yapar yapar para kazanırım. Annesi zorla yatağından “İdoğrularak: — Seni hınzır seni, o 80- İkakta oynadın, çalışmadın, pi bana yalanlar söylü- 4 Dünden aym on kuruşu İben ha harca Bu eğ açlıktan öleyim mi? Haydi git, para (kazan an « et ei Yoksa seni öldürürü psi korkutarak “ilg kazandırmaya gönder- ömerin boynu (büküldü, İçi sızladı, hasta (annesini Açlıktan öldürmemek lâzım- 1. O, ölürse dünyada yapa “İYalnız kalacaktı. İ Ne yapıp yapıp para ka- l Pomak Na k ğmur bal yağıyordu. a da adam akıllı karar- ve ortalığı da (soğuk plamış. Titriye (o titriye Yağmurun altında (çarşıya tu. Dükkânlar daha kapan- İamıştı; belki beş on ku- İtuşluk olsun iş olur ümidile Yağa sola bağırarak: |, — Haydi hamal var bay- lar, diye dolaşmağa başladı. çlıktan annesinin ölme- Mesi için iş arayan bu aci ei hiç kimse duymu- vi ilerliyordu. iş yok Berede ise dükkânlar kapa- Bacak. Vakit te öyle bir süratle ilerliyor du ki zavallı ömer- - ıztırabı, korkusu art- ça ayakları titriyordu. pe da başı dönüyor Ye midesi bulanıyordu. Artık ne yapacağını Şa- Memiştı Bn istediği eti te- Min edemezse eve de döne- “| Biyecekti. Annesi ona: — Para me sa- kin. e k- ve gel yim deme, yo a seni an öldürürüm demişti a 5 Eve ciçin eti in eve de dö- Nümivasak be ii di Zavallı öilerrik! Yalancı Yazan: Niyazi Acun “şünmeye : başladı. o Gözleri karşıdaki kasap dükkânına takılı kaldi Bugün hiçbir yoktu. Hele annesi âdeta bir canavar Hiç bu yağmurlu oynanır mi Bir kere oyun eğ haber almıştı; hem o eve kırk kuruş para kabahati bugün olmuştu. havada ile dönmüştü, O buna rağmen ayak 'yemişti u akşam elli boş eve dönünce, muhakkak dayak yiyecekti. Derken aklına bir fikir geldi: fazla (o düşünmeden kasap dükkânına koştu. Kasada oturan burma bi- yıklı kasaba, henüz dolu zi zoraki bir te- essüm cacığım, evde an- nem ime yatıyor. Bugün beş para kazanmadım, bana beş kuruşluk ödünç et ve- rin, yarın öderim, diye yal- varmıya başladı. —Sonu var— Maçar milli renklerini taşı yan kelebekler Peşte üniversitesi profe- sörlerinden Dr. gölduaay'ye cenübi Amerikadaki Brezil- vel merkezi Rio de Jane- rio üniversitesindeki dostu profesör Manuel #Barras'dan saian bir hediye almış- Bu hediye kimyevi teamül tabii hâlini ,muhafaz a eden bir kelebekt elebeğin mike Macar milli bayrağının renkleri olan kırmızı - beyaz - yeşil renk- lerini tam sırası ile ibtiva etmektedir, Şimdiye kadar ilim âlemi- nin bir kelebekten haberi yoktu. İlk defa keşf olunan bu mahlüka lâtince ilmi ismi olarak Giralop Hungarius verilmiştir. Yelkenli değir men olur mu? Portekizde yel değirmen- den ziyade yata benzerdi. Çünkn kanatları tahtadan olmayıp yelken bezinddn ya- pılmıştır. Rüzgâr beze çar- par ve kanadı döndürür, Dr. Fahri Işık 24 Inci Kânun Ss o saadetbünn Neler Oluyor Ş$ sene sonra birbirine sahipler zaman yine €s- ki günlerin heraretiyle ku- caklaştılar, Birbirlerinden ayrı geçir- dikleri seneler aralarındaki sevgi bağlarını gevşetmemiş- ti, Fakat bir takım hayati mecbuziyetle o mekteplerini bitirdikten sonra yolları ay- Bi mış üzün zaman birbirle- pap evinde karşılaşıyorlar- dı. Lâle mektep gürlerinden kalma canlı “hareketleriyle mütemadiyen konuşuyor,ay- ri geçirdikleri beş senenin kendine ait taraflarını avla- tıyordu. Ilhan, ondan daha sakin olmakla beraber Lâle kadar memnun olduğu yüzünden belliydi. Her ikisi de asıl ziyaret- larinin sebebini © unutarak birbirlerine Mermi Ikisi de evlenmişler Ha Ra memnun görünüyorlardı. Şimdi mektepte geçirdik- leri altı seneyi tekrar yaşi- yor gibi hatıraların © içine vakalara uzun uzun gülüyorlar, o za- man yaptıkları müzipliklere- şimdi pişman olmuş gibi-baş- larını anlatiyorladı. Nöbetçi muallim yatakha- meyi dolaşıp çıktıktan sonra kafalarını yorganlarının ara- sından çıkarır, geçenin geç sanatlarına kadar konuşurlar- 1. Küçük sınıflarda bu ko- nuşmaların mevzun tabii çok basitti. Yaşları “büyüdükçe bu mevzular da büyümeğe, ge- nişlemdğe başlamış, nihayet “biz süşü zevklerle dolu. Yazan: Nezihe Araz son sınıfa geldikleri zaman gözlerini yatakhanenin derin karanlıklarına açarak istik- bali aramışlardı. Ne asi İşte mek- tep biti edeli sonra yüksek tah- sil yapmıyacaklarına göre acaba hayat onlara ne gibi yenilikler hazırlıyordu Ikisi de mektepten çıkın- ca evlenmek istiyorlardı. O zaman hürriyete kavuşacak- larına, hayatın bütün kapı- rının memnüniyetle onlara açılacağına inaniyorlardı intihap ettikleri hayat tarzı eg de baş- ka başkayı Ihsan : — Benimki zengin olmalı diyordu: Yoksa, bir de geçim der- dine düşersek vay halimi- ze, Ben hiçbir zaman kendi- mi çoluğa çocuğa karışmış, kendinden başka düşünecek daha bir çok şeyleri olan bir kadın gibi görmek is- temiyorum. Bütün bir gençliği çocuk dadılığı yaparak geçirmekte iç bir zevk yok. Halbuki ünya tanımamız icap eden o, zaman gözlerinin önüne bü- yük mağazaların vitrinleri, otomobiller, seyahatler, el- maslar geliyor, (dudakları kendisine bu güzel şeyleri temin edecek olan muhayyel bir erkeğe gülümsüyordu. hanın bu husustaki ha- koşuyor, küçük güzel eve, ihtiyaçlarını temin e- decek kadar paraya razı oluyordu. | “Sonu yarın- Izmir Memleket hastanesi Rontken mütehassısı Rontken ve Elektrik yapılır. Pep Beyler Sokak 9 No, TELEFON 2542 | tedavisi i ister Gül, Ister Ağla Düğün hediyesi ne olmalı imiş ?! imc ei — Bizim B. Ali Öşür, bu hafta evleniyor. Kendisi çok aziz dostumdur. Ona kiymette ağır, yükte hafif bir hediye almak istiyorum, Ne tavsiye edersin, man bir pırlanta küpe mi, yeksa ipekli bir — takımı mi — Bunların hiç biri değ — Peki ne alayım ki onu di sevindi val -bu zamanda siyah elmas değe: - İn- bir — Hakhsın dostum, bu betim aklıma gelmemişti. Sen de ey okuyucum bu buluşa ve tavsiyeye ister Gül, Ister Ağla Bir şehre gök- ten balık yağmış! İtalyada Pirano körfezi ve ş şehri üzerine geçen gökten balık yağmıştır: Ahali sokaklara dökülmüş ve canlı canlı kaldırımların üzerinde çırpınan balıkları toplamış- lar. Herkes götürebildiği ka- dar balık toplayıp evine gö- türmüştür, Bu garip hâdise gökten inen nimet hakkında yapılan tahkikatta şiddetli bir fırtına esnasında körfeze inen bir hortumun denizin suları ile beraber bir çok balığı hava- ya çıkarmış olduğu ve son radan balıkların şehrin üze- rine döküldüğü anlaşılmıştır. eu dakika devam eden yağmuru esnasında ilkin balıkların mıktarı yüzbinlerce tahmin edilmiş- tir, —o— Cenubi Afrika- da koyun hırsız İığının cezası Bazı memleketlerde, bazı cürümler için mücrimlere verilen cezalar, İyi mem- leketlerde pek garip görü- nelilir. Netekim Pili Af- rikada, bir koyun hırsızı, cürmü sabit olduğu takdir- de, çaldığı koyun başında olarak bir fıçı üzerinde beş saat ayakta durmaya mah- küm edilir. —— Eski Çinlilerin puslaları Eski m puslaları ir, ları zarif ve orijinal şekillerde imal ederlerdi. Resimde gördüğünüz, elini ileri değru uzatmış adam bir opuslanın (ibaresinden başka (bir) şey ( değildir. Elile cenubu işaret etmek- tedir. Yasak edilen harita ae Alman-* ca harita ete s0- e yeri edildiği, sözü geçen haritanın öğret- men ve talebe eliade bulun- durulmaması Maarif vekâle- tinden tamim suretiyle mek- MILLI PIYANGO BILETLERİNİZİ lk nel ei Cavakkanı Polis markaezi İksööne teplere bildirilmiştir. AAÂDET) Mkv aka tini Tahsin izim ' Talalin #4öp