— MU SAaHıre 2 A Di i © Yazan: SIRRI SANLI rp — | OY — numan # Fatih Sultan Mehmet — Içinizde Türk kamusu- “nu ezberden okuyacak varsa ileri gelsin. Dedi. Alimler ve meşhur adamlar birbirlerinin yüzüne bakarak“Bu mümkünmüdür, gibi kaş göz işaretlerine başlayınca koca Fatih hep- sinin önünde kamusun ba- zılarını e birer okuma- ya koyuld Bütün Alimler ağızlarını birer karış açtılar ve son derece takdir ve hayretle genç badişaba baka kaldı lar. Bir rivayete göre Fatih kamusu baştan sonuna ka- dar ezberden okumuş ve sonra da şu sözü ilâve et- miştir : “Öyleyse bu camiin imam- lığına benden ayık kimse yoktur,,, Bu hadise Fatihin şöhre- tini kat kat artırdı, nüfuzu bütün ei şamil durum ald Bütün bilginler içten ge- len takdir ve hayretle Fati- hin dizini öptüler ve karşı- sında boyunlarını ağdiler, Yine devirde Bizans imparatorluğunun muhteşem saraylarından toplanan çok güzel ve müstesna cazibesi bulunan cariyeler (o Fatihe arzedildiği zaman hiç kim- seye iltifat göstermedi, bun- ları birer birer vezir ve ku- mândanlarına hediye etti. Işte bu vaka da onun fe- dakârlığını çoğalttı, Kendi nefsinden önce öcce başın- daki adamlarını düşünmesi ve onlara iltifat etmesi nü- fuzunu arttırdı. Bu hareke- tide onun muvaffakiyet şartlarından sayılır. Istanbulun etrafı dığı zaman Fatih bizzat kıta ve taburları dolaşarak as- kerlere adal:t ve hakkani- yet yolunda bareket etme- lerini ve kimteye zülum ya- pılması, İstanbul civarında bulunan rumlerın mallarına” dokunulmaması, bu halin mağlübiyete işaret bulündu- ğunu ve eğer adaletle hare- ket edilirse zaferin mubak- kak kendi tarafında olacağı nı seylemesi askerler ve halk arasında büyük bir sempati ooyandırdı. Hatta —Devamı var— dar keyfiyetidir. YA mmm rm | “HAYATTA MUVAFFAK, OLMANIN SIRLARI ; bir, kuşatıl- | Rukzolan Sulta-!.. —3 — O ebediyen bu dört duvar ara sında kalacak, ömrünü Ha- seki sultanla didinmekle ge- çirecekti. Bu ifrit kadın olmasa ne asude, ne rahat bir bayat sürecekti. Fakat bu nasıl olacaktı bu cinayetine kimi iştirak ettırebilecekti. Bu o kadar tehlikeli bir. işti ki kendi ölümünü daima gözönünde bulundurmak icap ediyor- u. Fakat bu lâzımdı, Kendi hayatı için tehlike olsa bile Haseki sultandan artık ne suretle olursa olsun ebedi- yen kurtulmak lâzımdı. Rukzolan ayağa kalktı. Yüksek kafesin kenarına başını dayayarak pencereyi saran çiçeklerin arasında bahçeye bakmaya başladı. Sık kavak ağaçları, parlak yapraklı zakkum dallarile nar çiçeklerini bimayekâr gölgeleri altına alarak ha- vaya doğru uzanıyorlardı. Bir ak ağa nır ağaenin s:- nin 24 saatı “a $ olarak cellâda havale etme- sine müsaade“ almak, Bünların hanginin daha kolay olacağını düşünmekle meşgul olan Rokzolan evvelâ sadık cariyesi Gülnoşu ça- ğırarak kararını izah etme- yi mevafik buldu ve hizmet- çilerden birine hemen nere- de ise Gülnoşu bula-ak gön- derilmesini emretti. Haris gözde yavaş yavaş sükünet bulmaya başladı. Gülnoş odadan içeriye gi- rerken Rukzolan halâ ayak- ta idi. Vefakâr cariyesini dudak- larında cağlı bir tebessümle karşıladı ve onu ta yanı ba- şına çağırarak fısıl fısıl | fi- kirlerini izah etti, Gülneş hanımın sözlerini hayret ve dehşet içinde dinliyordu. Fakat Rokzolan fikirlerini o kadar kati bir eda ile izah ediyordu ki cariye bu sihirli irade karşısında bü- yüleniyor, hanımın capiyane tasvirlerini mülâyimle kabul ediyordu. —Sonu var— rin gölgesine yatmış kim bilir neler düşünüyor, yanı- başında bir keni gerinerek çimenler üzerinde düşünü- yordu Bunların hiç biri Rokzo- lanı oyalayamıyordu. O bey- nini kavuran fikri mevkii tatbike koymak için vazi- yetler düşünüyordu, Onu uyurken sadık adam- larından birine boğdurmak Bir yolunu bulup yemeğin içerisine. zehir katmak. Ağa- lardan birini iknağ ve iğfal ederek ak ağaların elinde parçalatmak ve nihayet pi- dişahın Ooüzerinde müessir Dr. Fahri Işık ızmir Memleket Hastanesi ontken Mütehassısı Rontken ve Elektrik tedavisi yapılır. İkinci Beyler Sokak 29 No. TELEFON 2547 Sun'i ve tabii miknatis Sun'i miknatis ancak İl inci asırda Avrupada ima! edilmiştir. Fakat miknatis daha çok eskiden bilinen bir şeydi. Yunanlılar, Ma- kedonyada ve Küçük Asya- da tabii miknatisler bulmuş- lardır. Dünyada ilk Dünyada ilk afiş, Ameri- kada bir duvara yapıştırıl- mıştır. Bir bira ilânı idi. Halk duvara (yapıştırılmış kâğıdı okumak içia toplan- mıştı. Bu vak'a buvdan 150 sene evvel vukva gelmiştir. * TayyareSine ması Tel. 3646 Bu hafta herkes Tayyare setti, Ned Hayatı SAADET ilme İngilizce Matineler: ei herkes Tayyare ei EE Pie Sinemasına gitti. Her yerde bah- Şark fana sanatkâr Fatma Rüştünün hakikiyeden alınmış gösteren: Türkçe sözlü, şarkılı Arapça şarkılı bir aşk ve ai'e faciasını YUVASI Emsaline ender tesadüf edilen bir şaheserdi. Bu güzel Holivut revü filmi ilâve edilerek bir aç gün daha Mir risieiin me ie vut Revi: 5 - 8,30. Cumartesi günü 1.30da ilâve seansı.. uzaklaştırabileceği miele müsaade edil- karşılamek üzere rge gitmiştir. Halk DoktorunuB , Öğütleri: 2 a 2 til Ciğerlerimizi ll korumalıyız? Bu kıymetli yazıyı çok değerli mütefek” kir doktorlarımızdan Dr. Ali Ridvanın 9” lâhiyetli kalemine medyunuz Nefes almanın vüçedimilr için ne kadı" şiddetli bir ibtiyaç olduğunu şüphesiz be pimiz idrak ederiz. Fazla değil, şöyle © beş, yirmi saniye nefesimizi tutar ve a dinizi tutar ve kendimizi hava almekt. mewedersek, nasıl tahammül edilmez ”* lere düştüğümüzü ve bu azaplı mahruBi yeti müteakip taze hava için ciğerlerimi” yol verdiğimiz zaman pasıl yeniden © | bulduğumuzu çocuklar bile bilir ve take ederler. Fakat bu hayati işin yolile içra edile” si için göz önünde tutulması lâzım Ş©“ sağlık kaidelerine dikkat edenlerimiz # azdır. ! Evvelâ, nefes almak nedir ve nefes ah ca vücudüm.zda ne gibi işler oluyor, " nu tetkik edelim: j Nefes almak, ciğerlerimize havanın mesi ve çıkması şeklinde tarif edilir. şu her kesin bildiği şekil ve zefir iki zamana ayrılmış bir hâdise. Ben bu tarifi, tıpkı nefes alma şekli” gibi, eksik buluyorum. Teneffüsün tar” şöylece tamamlamalıyız böyle olması icap ettiğini biraz sonrâ © reneceğiz. i Nefes alınca Düsisineiedin giren b” nefes yollarından geçerek ciğerlere Ciğerler nefes borularının gittikçe leşen sayısız kollara ayrılmasından müş nefes uzuvlarıdır. Bu örgü, bava için vücudümüzda £* | geniş bir temas sathı teşkil eder ve 1 tün bu sathın dokumaları için, en "5 ie kadar damarlarımız o döş€ eder Ciğerlere gelen kan, vücutta kullan zehirlerle kirlenmiş kandır. Bu kan, © lerde hava ile temasa gelince, kir | ona verir ve buna mukabil havada, şamamiza lâzım olan cevheri alarak yil. gül rengi ve tazeliğile yeniden iv dönmiye başlar. İşte bizi (o yaşatan “ a e riş Şu halde bu nefes alma işinin b8 temin edilebilmesi için, hem içeri havanın temiz, yeni bize lâzım olan © #| haiz olması, hem de bu hava ile () ederek mübadele işini başaracak ol (İş il ci sağlam bulunması o içi9 | etmektedi; gi Hava, sila temiz, yani kullanıl9” 4) olmalıdır. Yukarıda da söylendiği “| ciğere giren hava oradan, kanın 7“ rile kirlenmiş olarak © çıkar. Kapalı İ. yerdeki hava, içeridekiler tarafınd8” (| * lanıldıkça mütemadiyen saflığındaP beder. j Zehiri çoğalır ve cevheri azalır. Şe İğ de biz böyle bir yerde teneffüs edin” ğerlerimize kıymetsiz ve zararlı bir | (Devam! dördünde Romaya harebt edeceklerdir. Königs-