18 Ekim 1940 Tarihli Halkın Sesi Gazetesi Sayfa 2

18 Ekim 1940 tarihli Halkın Sesi Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

m ği SAHIFE 2 İNAYATTA MUVAFFAK, İ OLMANIN SIRLARI çak 0 Mabilirmi?-Evet Muvaffakiye- tin 10 formülü (Bu enteresan yazıyı değerli ustad ve müte- ekkir Bay Ibrahim Alâettin Gövsa'nın -İe- yizli kalemine medyu- .nuz.) için o verilen şakıslara göre giştiği gibi, manevi for- müllerin de herkesin mi- zacına göre tatbik edil mesi icap eder. Bir kısmı hayli orijinal ve tam A- merikalı görünen burada- ki tetbirler, netice itibari- le kendisine (hâkimiyet temrinleri O sayılabilir ki, herkes için ibrete ve isti- Me lâyıktır. ünyeler ilâçların, verince yavaş yavaş kendi- alıştırmış olacaksınız. 2 inci formül — Günde rini işletmek. Basit gibi gö- n bu manevi idman, tat- bikte hayli güçtür. Önceleri dakikadan başlıyarak yavaş yavaş zamanı arlır- mak daha doğru olur. Me- selâ bir çiçeği alarak onun topraktaki tohum halinde tutunuz da, levanta halinde şişeye girinceye kadar ge- çirdiği bütün safhalar üze- rinde düşünmek. Herkesin alâkadar olabileceği mevzu başkadır ve seçilerek dü şünce mevzuları da alâkaya uygun olmalıdır. Memzbu bir kağıt üzeri- ne yazarak, orada işlemek daha faydalı olur. Bu idman zekânın her mesele üzerin- de kendil ğinden intizam ve inzibat ile işlemek itiyadına hizmet olur. 3 üncü formül — Arası- ra “Ben, bana, benim, be- ki,, gibi kelimeleri kullar- madan bir mektup yazmak. Bundan maksat, kendimizi muayyen zaman içinde ta- mamile unutara« fikri baş- ka sahalara çevirmektir. Çünkü insanların en büyük dertleri, hele bir kısmının hastalıkları kendilerile uğ raşmalarıdır. 4 üncü formül — Yine günde on beş dakika ka- dar yukarıki kelimeleri kul- lanmadan mükâlemede bu- lunmak. . plağa — “HİKÂYE Gülsümü SE vıyorum -Memleket Heyat» — Merhaba Veli! — Merhaba ağal — Nereye gidiyorsun? -«— Diha, ormana varaca- gım, biraz odun eletüp dö- nerim! © kalmışsın ya! Bi- zim li da gittiler am- ma nerede ise dönüp gelir- ler. Zarar yok ağa! Veli daha fazla konuşmak istemedi. Öküzleri ögendire- nin ucile dürttü — Veli, Velil Kızanlara söyle, tiz gelsinler. Hani kasabadan candarma gelmiş beni < hükümata çağırmış, Gidecem del, Muhtarın kızanlar dediği karısile, kızı Gülsümdü. Veli onların ormana gittiklerini biliyordu. Hatta sabahleyin çoban Abmedin ağılı önün- den o geçerlerken Me yüksek sesle anasına -- Ormandan ne vakit dö- neriz ki? Diye sormuştu. Çoban Ab- met Veliye muhtargillerin oduna gittiklerini ve Veli hemen arabasını koş- mü; rmana “doğ ru yol almaya başlamıştı. -- Dehey! Tekerleklerin izi (o tozlu yollarda bir şerit gibi uza- nıyordu. Ağaç kümeleri yak- laştı. Ağaçlar uzadı. Velinin ei ormana girdi. -- Uha Kara tosun! .. Ola alabası! Öküzler birbirlerine bak- tılar; araba durdu. Veli ara- ba du Veli arabanın içinde ayağa kalktı, Elini gözlerine siper ederek etra- fa baktı. -- Kolay gele komşu Yaşlı kadin başını Di dı. -- Sen misin Veli? Gülsüm yerden ufak odun kırıntıları topluyordu. Veliyi görünce yanakları biraz da- ha kızardı. -- Muhtar ağayı gördüm, tiz gelsinler, dedi, hüküma- şa çağırmışlar. İhtiyar kadın seslendi: -- Kız Gülsüm, babanı hükümata o çağırmışlar, tiz gidek! Odunlarını omuzlarına al- ayal 2004400004 **17ZM Tiğ erman zererzeie, ş ERKEK Kültür ş Ort » i şe $ taksitte alınır. Mem : —Devamı var— dılar, yolda yürümeye ladılar. baş» Veli arabasile arkaların- dan yetişti, -- Sen de dönüyon mu Veli? - Dönüyom ya! Arabanın dingili iğ bağladım, o- "Veli gr söylemişti. Esa- sen onun mer tirmek değil, Gülsümü gör- mekti. Jandarmanın geldi- ğinden haberi darma bu sefer iş için gelmiyordu. Kasaba- daki tahsildar Gülsümü muh- tardan istemişti. Mubtarın ne cevap verdiğini bilmiyor- du. Fakat geçen pazar kah- vede tahsildarla otururlar- ken görenler vardı. s- Bin arabaya nine! -- Dingili kırık dedindi oğul!. -- Kınk amma, seni taşır! Üçü birden arabaya bin- diler, Veli bir şeyler söyle- mek istiyordu: -- Nine! Gülsüme kısmet varmış. -- Ya, : hem kim ki biliyon Mi şan tah- sildar —(Sonu Yarın)— ingilizlerin kü- çük torpido- botları Londra (A.A) — Ingiltere şimdi dünyanın eü hizli kü- çük harp gemilerine malik- tir. Bu gemiler bahriyenin ve en mahrem silâhlarıdır ve küçük olmakla beraber topları bir çok bü- yük gemilerinki-kadar öldü- rücüdür Buna mukabil küçüklük- leri sayesinde sişan alınması bemen hemen imkânsız bir hedef teşkil etmektedir. Rifat Korkut hukuk reisi kıymetli bakimlerimizden Rifat Kor- kut mezunen şehrimize gel- miştir. Nihari Lisesi Leyli okul ve Lise sınıfları vardır. Ciddi bir tahsil ve $ terbiye yuvasıdır. İngilizce; Fransızca, Almanca derslerine$ miyet e im Leyli 210 niharı 75 liradır. çocuklarından yüzde 10, şehit ço- $$ cuklarından yüzde 40 tenzilât yapılır.. ; »* *..04 40 *010400000009 .... Üç$ RIZFLI BIR KUYU Bir milyon Kiralık defi neyi Rizeden Istanbula getirdi ve yakalandı Altın ve mü- cevherat mü- sadere edildi Istanbul (Hususi) Rizede kuyumculukla meşgul olan Abdullah adında birisi, ge- çenlerde evinin bahçesinde bir define bulmuş ve hükü- mete haber vermeden bunu satmak üzere karısını da al- mış, İstanbula kalkan bir vapura binmiştir. Fakat komşularından bi- risi Abdullahın define bul- duğunu öğrenmiş, müddeiu- mumiliği vaziyetten haberdar etmiştir. Abdullah âranmış, lstan- bula hareket ettiği öğreni- lince, buraya telgraf çeki- meki yakalanması bildiril- ME bön ile karısı Havva dün sabah yapurdan çıkar- larken © zabıta çevrilmiş ve üzerleri arav- dığı zaman definenin kısmı karısı, bir kismi kendi üzerinde define müze müdürlüğüne, kuyumcu karı koca da Âd- liyeye teslim olunmuşlar- e; Bulunan define ağır ve büyük bir altın levha ile bir çok irili ufaklı gümüş A ibarettir. Müzedeki Oo mütehassıslar bunları tetkik etmişler ve kablettarih bir devre ait olduğunu tesbit etmişlerdir. Üzerlerinde bazi yazılar v makışlar bulunan bu kıymet- li eserlerin hemen bir mil- yon liraya yakın bir kıymet- te olduğu temin edilmekte- dir. Define Müze Müdürlüğü tarafından muhafaza Olun- muş ve Abdullah ile Havva, ikinci Sulhneza mah- kemesinde sorguya çekilmiş- lerdir. Abdullah bunları, o bazı köylülerden para mukabi- linde aldığıcı ve kıymetleri- ni tasdir edemiyerek icap eter saç | tarafından | ederse Amerikaya bile git- Senenin en Seanslar: her PEEEETETETEEEZ SE , ELHAMRA SİNEMA Bugün matinelerden itib güzel Fransız Filmi ÖLÜNCEYE KAD” Baş Rollerde: Corinne Luchaire - J. P. Awmont Fox Jurnald'da: En son haberler 2—3,30—5,30—7,30 Cumartesi ve Pazar 11,30da başla" vi | Mazmmamazmmama O. Gü ülmesil NN şi Şairin yakı sd bir hirsiz girmişti y vardaki dolabi vet tırıyor, bir şeyle” Şair uyanmıştı. gl dü, kahkahaylâ başladı. Hırsız, ” takta e şaire — Ney e gül ver i ve sna mii lıkta arayıp o” şeyleri, senin 3“ lıkta aramana 8" İ g Kükürt şairin b” sen de ey kari İster Gül, li "ingilterti gösterö”i ' kahram#” kA Nevyork ( İİ İ matbuatının togilte” da şunları yazı z Fransanın yi” sonra 17 ha i dördbncü ay ai terenin kahrai ji büyük bir yer 4 wi). Almanlar Inği fi yapmışlarsa bu * plek “5 bir : yüksek “y izin ietikii işit, katlanmışlardır. Berlinden gele” 14 göre, Alm tıkları bank line arttıraca mektedirler, e ee 7 muştur. Artık dg ii adaların!" kale olduğunu 8” cenahlarını Ro! ya “Ramaz8f j e Ür vi) SD.S.D.S.D. SD Wi) 443 6.20 12.10 1520 4 ket ettiğini söyl” gi. keme, her iile ye gönderimi vermiştir. 4 af Ç : |

Bu sayıdan diğer sayfalar: