Avusturya turizmi. Sehruns ve Schruns, Vorarlberg eyaletinin| Hükümet ve zel noktal: dan biridir. Bır noktalarır Hildegard. fından söylenen nutuklarda yavaş yavaş şu noktalar üzerinde durul - asının Viyana tarafından tamim iy A ” İedildiğ Zi anlaşılıyordu: belediye erkânı tara - 1. Avusturya'da asayiş vardır. Ufaktefek terrör hareketleri, ve çar- pışmalar, Avrupa'nın nihayı £ y ketl ünlük prog - kma varıyorduk ki, bütün Avusturya | ramlara girmişti. köylüsü otelci olmuştur ve otelci 2. Avusturya turizm sayesinde likle yaşamaktadır. Fakat köylü ta- yaşamağa mahküm bir memleket a yapıl ir otelcilikten olmuş ve bunun için milyonlarca MR am Aşı © So |para sarfetmiştir. Memleket İsviç - : şa La ğ m Yi öğ-İre kadar güzeldir. Dağların tepesi - renebilirler. ne kadar en modern nakil vasıtala- c s'a vardığımız zaman,| ivle gitmek mümkündür. Bütü taşkın bir neşe milliyetimizi seçmeğe çalıştıklarını ve bu işin kendilerini fevaklâde eğ - lendirdiğini gördük. Hepimizin yakasında rozetleri - miz vardı. Rozetlerin madeni çerçe- vesi üzerine seyahatin ismi ve mak- Schruns'un istasyonu cıvıltı koparmaları idi. Romanyalı! svlü i k ici 1 ön celemiştik. İg ler uyuyabilmiş fakat biz çocuklar yumam. Hildegard ve arkadaşları bizimle beraber entarili, ortada otu Torosları geçerken Pozantı'da ge - ! İndiğimiz handa büyi ayı tercih etmiştik, Yalnız hanın içi o kadar kor! olduğ için değil dışarısı, son derece güze! olduğu i — > yanlış sa manki Pozantı, dağ - ların ko; ani çamların içine gö - yüzümü yıkamış sta, O a tıra- larım canlandı. Yalnız eloği serveti ve kei “çardak ia oynuna gömülmi eşil çami tr ig pirlanta mi ei bahleyin, pencer , bu - raya biriki hafta için gelmiş insa ını het gönlüni yıkıyarak işinin başma bir ç dar taze dönebileceğini tasavvur etmek, hazin geldi. Bizde kaç Po şi kaç İlme. kaç Uludağ e kaç Ilgaz vardı! M. Popescu ve li lonyalı Dr. S Mitt ile birlikte üç larak tanıştık. Yüze en güzeli| o; er odalarını kiraya vermeğe 'cburdur. ya'ya en sk turist Hildegard idi. Bludenz'te hediye aldığımız çıkolata paketlerini do - vustur e Almanya'dan geliyordu. Son siyasi Riyaseticümhur Bandosu Riyaseticümhur bandosu gösterilen arzu rammın ikinci de bugün bile kuvvetini kaybetiniyen Leh: lebici Horhor Ağa operetinden son ra bu kadar güzel bir alaturka o- peret bestelenmemiştir. Bandonun in - ce ve — > İ zevkle lan başka bugünkü me ya e da va | şuh ve neşelendirici eseri olan Lestüdi- a mülmüş bir pınar başı idi. Sabahle -| |. demekti gel ele kız ik oli unun! ve sütlü iie ies oburluğun kadınlarda cinsi bir inhimak oldu - TI > İve bizler ayrı! U şağı mil rkadaşların. pad Çete. ırak gönülden uzak bizlere unutturdu. yantina'yı da çalacaktır. Programı ni yoruz: 29 Mi 1934 (Pazar) Hildegard, koya sabah kahvealtısında. ran kız çocuğudur. Hildegard ba bana bir demet alpgülü etirmişti. Üçü birden, Hoca Ha nımdan nasıl izin aldıklarını anla - tıverdiler. Gülmeleri bir cıvrltı ha - Tin AA idi. Hemen bir masaya oturt - n güzel pastalarla beraber erim aliye ısmarladık. Bu dağlık yerlerde, sütlü kahve demek, üzeri- ne doğruklama ka; Ya Se tahı, ez pl derhal galip Idi. Hi maları, tat- Şunu bir kere daha ar Ma Kahvealtı ederken üç kari kekle üç minimini k sami ze adreslerimizi verdik. Vedalaştı! ekilen ği da, eki eyi çıkmadı. Sözde miniminilere, Muhafız gücü | Viyana'dan bebek ve çikolata yol -İsporcuları lıyacaktık. Bu husustaki kararımız : da bir hayli sağlamdı. Fakat yapa- ee dei ii m — uların tezahürlerile uzar yaşmdaki m he-İfindan vaziyet üzerine hududun öbür tara - bile sus e. se men oracıkta hediye mra ben, sente tan ertesi sabah otele kahvealtıya gelmesini, arkadaşlarını Şa, beraber m Almi : “Ama dan bir NE h. , berm et vardı, likler» ve mukabil siken vardı. Halbuki mn 'nın bu hususta hiç kabahati yoktur. mi. ni- avrupalılar için vic - İN hruns'ta Avusturya milli kı - yaf inin ve milli danslarmın en Tecil gördük. Cihan harbında ile ilerlediler” ; veye ttiler. Schrans; arka plânda gözüken Zimba'nın zirvesidir. BURHAN ASAF lerin gire fırka rozeti bu krş yı çok manalı bir heyecanla raberce çok neşeli ve sıcak bir muhit için » . "Mi im Romanı: 3 Tefrika : 59 İnsanlığın hali. Andre Malro Zabit geri geldi ve bu geliş de onun Posoz'dan ayrılabil - mesine vesile oldu. Sokağa çıkınca gecenin sükünuna kavuştu. Hiç bir sesi... Yalnız suyun şıkırtısı. Nehir kıyılarında, böceklerin uçuştuğu sokak lâmbaları altında lim: düdük etrafmda iman amelesi, e- en Yang” gibi, ni » bütün Çindi arba doğ pa'nın yarısına kadar, bir takım iri lay Be) dileri ve ölleğE endi: ME müte- ar an urada, bütün el ken- hissedi. Gec Protest Tamıyorla akat anlasalar da disinden dört üz milyon insanın ve belki de > İse nin mukadderatmı beklediği, bir aç'ın huzursı yan kudretsiz, sefil, kinle ni sim reel e in beklemeli idi? di KISIM geli, nikelli, emen hemen yalnız başı 0 ğleden Güçük Grosnovor otelinin cilalı Gr liği ie bayraklı barında h . olan Klapik dimdik. tuttuğu parmağının tablasını çevirip uyordu. Kendisini m olan Kont Şpilevski şeri e girdi. KI Japik, e her — dostu için ie hediye olduğu kağıdı k büküp e an köy, işlerinizin ür > mu, e — Katiyen. Fakat ay sonünde eyileşip gelişecekler, be- k eleri ucunda bir kül nim işl Yiyecek maddeleri komüsyonculuğu yapıyo- rum. Yalnız avrupalılar nezdinde, tabii... gayet sade ya rağmen ince ve kıvırık burn lak alnr, geriye mış kır yi el - ediz deil a ye kendini kartal kıyafetine sol muş gibi bir hal veriyordu. Monokil ise bu karikatürü daha fazla emi TIY: iri. — Azizim, bütün mesele yirmi bin frank kadar bir para bulmakta. ze; kadar bir para ile de yiyecek maddeleri i işin- de insan pek iyi bir mevki edinebilir, Japik, Krakovya'nm zabitler mit eski kılıç mübare- ze ei” olan kartala gözünün ucu ile bakıyordu. — Yirmi bin frangı bulmak için bana güvenmek çılgın- lıktır, çilem, size ve diyorum ben! Bide başka, madam ki her iş için musibet polise bir şeyler vermek lâzımdır, bunu bir lin vermektense size vermeği ter- ih ederim. Fakat evleri yanarken herifler esrar ve afyonla söyle böyle alâkadardırlar. ül tabağını gene üiiiğeti ucunda döndürmeğe bas- Gör Şpilevsi — Size a ylemekten maksadım, tabii, mikiğiti ii kii Fakat, hiç olmaz: cele etmemeli imişim. bana içki i içirmenii hama pa muradım da kime etmekti. Mesele şu: yarın Mani Şanghay'dan gidiniz. Klapik sesini yükselten kahkahayı attı: — Hal hha h, hah! u kahıkahanın aksi sadası imiş gibi, dpi bir ölem klaksonu aynı sesi çıkararak öttü. i anghay'dan yarın gitmeli imişim? ü, dediğiniz ve bizim — haber almasını di biliyor. e un için burada durma! si Klapik fazla ısrar emici me Bir an, bu nun iri bin fran in bir manevra olup ğmı düşündü. Fakat kabil miydi ia — Demek ki, hem de yarın, buradan gitmem lâzım, öy« le 3 Böyle derken, barın ei nikelli çubuklarma eski tanıdıklara bâkar bagi bakıyoı & — Et n. Fakat gre ki gitmiyeceksinla, Fakat ben le vermiş olayım da... ğ Lehli Klapik'in elinden vatarak ilâve etti: — Gidiniz. Gidiniz. Bir esi e — Fakat, bununla benim bir münasebetim yorum, — Gidiniz, di: