i i a MA e e 16: MART ŞEN SA" HAKİMİYETİ MİLLİYE IFA. Mizah Edebiyatı Tükeniyor mu? Mizah vie ea tükeni- i; Ke bu g $ ds z "e 4 z > Eği aş ? ş $ & 2 a AB E g ğ n yerli mizaha pek ehemmiyet vermi- or: mlekette mizah sigasına çeki- lecek insan mı yok, hâdise mi, mevzu Mizah biraz da iğnelemektir, hâdise- lere ayrıca bililtizam bozulmuş dürbin- le bakarak şakalaşmaktır. e başı boş bir hürri- yet ün ursa lur? Biz ye aş “ili buçuk milletin istila YENİ TARZ DÜSEME. — Salonu eyi tanzım ettik, birde nasıl oturabileceğimize çare bulsak! ettiği ve damatların hi sürdüğü mütareke devrinde ei bir a ırlarız ki memlekette en bü- mıştır. darılmaca marılmaca yok- tur, im tatlı, sert, fakat yy i darılan insanlar iptidai yetli insanlardır. Sonra biz gene milli mücadele sene- imizin mizahı yapalım, ve bu- u yaparken gülü seven dikenine katla- nır diyelim. Kendi hâdiselerimizin esprilerini de başka dillerden tercümeye kalkışır sak ayıp olmaz Güzel rı alınır, kendimizi unutmamak şal Biz miz sayıfamızda işte bu nok- tai nazarı güdeceğiz. ÇOMA AVNİ PAŞA İÇİ a po Külübünden lübi in eski ve kıymetli azası olan Meb'usu Avni Pa- şanın ölümü hepimizi yürekten mütces- sir etmiştir. Avni Paşa merhum bir eyilikler mec- muası idi: Eyi bir asker, eyi bir vatan- is eyi bir inkılapçı, eyi bir avcı, e- nışancı, eyi bir çiftçi, ey e ar- Ölümünden mütevellit en derin te- imizi ilan ederken muhtei ailesi efradma da taziyetlerimizi ii w m 5 resim, ik nükte nerden olsa| ile Çocuğun Hastalığı. Doktor — ge mü hastalanmış? Hanım — Evet. Zavallıya ne oldu bilmem. Bu sabahtan başımıza bir felâket geldi. Garip - hastalık. EB yor, ayakta duramıyor. (Ağlıyarak) ah doktor Bey! Bir tek yavrum var, kurtarınız onu. Dr .— Kederlenmeyin, gerçi garip ider? Kellik banyo ettim, geydirdim. Sonra. Ah yarebbi! Yere bırakır bırakmaz pat diye in mi! en kaldırdım, ü emi bıraktım pat! gene düştü. Bir dakikacık yakta duramıyor. — Hayı ii | çocuğu getiriniz. (Ço- cuğu kiraza yerine) maşallah! ! yere bir: bu- Dun neresi hasta akmız baka- yım. (Bırakırlar, çocuk gene düşer) Doktor birçok şeyler sorar, Ee a gözlüklerini siler ve nihayet der ha: zu stalık nüzulden ir bir pey — Nüzül mü? Aman yarabbi! — Maalesef öyle Hanımefendi, hem umumi bir nüzül. Babası iğ e ti mi? İçki kullanır mı? Sizi neden öldü? ! Onların hastalıkları mü- & — Dektor Bey! ile e menin inmesi arasmda ne — Rica eüeii sorduklarıma cevap v riniz, mes'ele naziktir, fenne karşı ei neyini yiniz. Sevgili “e selame namına neyiz Z, şimdi e zat siz de göreceksiniz, muayene ederek inmenin sebep bi sinirlere olan tesi- ni göstereceğim. Doktor çocuğa yaklaşır muâyeneye lar. Sonra birdenbire hayret ve hid-| detle: — Fakat bune? Buda ne oluyor? Garip, tuhaf! Bu ne hal?! Rica ederim Hanımefendi, ben böyle alaylardan hoş- lanmam ! — Lâkin Efendim. pi AVCIDAN KURNAZ. | ai e tavşanları ta- ahşiş veririm. — Kü şırsan sana asi Jira bi — Peki ama, bir lira pane ya- rım lira ver de peşin MİLLİ MÜCADELE Mili mücadele se Se burada sayıfamıza nispeti olduğu için Ankara Peyam Sabahından bazı iile alacağız. ünün ar 'sında bugünün “An kara'sı gibi biribirine darılmanın ihti- eniş, ne mükemmel nelerinde Ankara başlı başına r âlemdi. O devri yaşıyanların hatıralarını kısım kısım neşretmeleri tarih için de per e ölçüsüz bir neşe vardı. Bugünün hakedilmiş neşe- ru ile cari ve hâkimdi. ti, Enli ikinci grupun bir tekerlemesi ol- iç umu Imıyan, beklenmiyen Sırrı B. m it e lar alaylar landık, Peyam Sabahımızı hemen uzattım, ol SENELERİNDE Öl samimiyet ve hürriyet havasıydı. dırıyor fakat Ankara'yı güldürüyordu. erhum İktrsat “Vekili oluyor. Rah- i gün resmi redingotunu parlak pabuç- başladı, o gece Necati Beyin ku du okudu gi e pie. idi: b A m ee YEGÂNE ÇARE. Meşhur iktisat mütehassıslarından birisile geçen gün konuşuyordum. Mev- mbiyo, döviz, mali işler ve dier mes'eleleriydi. — Bunları ıslâh için kolay bir çare yok mu? dedim. KğuyEdN — hem yegâne ko- zak GELEN — GİDEN. UCUZ GIDA MES'ELESİ, İ Bini vi imi i hi yapacağına emin ei Ye ar: Ucüz gıda mes'elesi. liralık bir boğaz bütçesi tanzim pe Ve adına ucuz demiş. Bana kalsa en cuz gıda için Balon peyniri ile Vi Pilavr en ucuza malolur. İzah edeyim alon peyniri öce dehşetli hasismiş. Bir şağının canına tak miş, dei — Beye fendi, katıksız kuru ekmek yemekten bıktım usandım, ya evinize allaha ısmarla- katık alırsınız ya bana dık. n üzerine Beyefendi balon de- dikleri bir sırça şişe almış, içine bir ok- ka lor peyniri'koymuş, şişenin gire mantarladıktan sonra bir >. mızı mumla mühürlemiş, ve uşağına de- iş ki: — İşte sana katık aldım, masanın üs- tünde duruyor, her övünde ekmeğini — İnme dediğiniz, nüzul dediği niz ZE mütiş felâket diye ağladı” ğınız neymiş? ai doktor B. ne ? Baitöeie ili Çocuğu- telaşla iki ei bir pacasına sokmuş: — Ne oi nuzu geydirirken, pantolonunun nazif “e. Maniler. Çıktı gene fırtına Bin soban; Oduncunun hırtına Fırtına püf Neodun var ne Eği Fırtına geçer geçmez Kömürcü eder küfür Kar dedik yağmur oldu Ortalık çamı sidir gülcan Kök 1 da samur oldu. ke hırçın geriye mart mürü dirhemle tart bie etmek zi mn Tasarruf birin, özüköy şişeye sürer Tsun. Günlerden birgün Bey giderken her m o e kilitli aşar En w- —— hacet kalmaz, bir ça- ren varsa söyle. — Eğer yapts, patırdıya falan hiç — Söyle Si neymiş o kolay ça- re? thiş la sır semi ediyormuş gibi | sım ısıl m milyon a MZ derhal kasasına depo etmeli. — Yaaaaaa11! Paşa Kâzım —— om — OLAGAN ŞEYLER. Düştü (Celal) atından yyamı (Sırrı!) yetiş, otur ge Kürsüi iktisada. "e # Gitti (Refik)i sıhhat Geldi cali Efendi, Âlem döşekte bekler Gelmez $ iktızada, ia 4 Duydum. ole in r kutbu iktısatmış, * ki e anahtar deliğine sanın üstündeki peynir uydur- şişesini görmüş, m” en Kr lokmaları ve Tam o sırada Bey ki görmüş ın Mehmet, peynir in gs demiş de: ii demiş, ne kadar ban- lmaz. et cimriymi; uşak: — Beyim, demiş, atın arpası bitti. Bey fena halde k — Lâhavle! demiş, daha dün almıştık, ızmış: Bey gay: iş güzel, dinç bir atı varmış, arpası bitmiş,! | Bi Ge Alm bedava satmış. (Tevfik Bük Bey Vaktiyle vi oldu Yavrum o gün bugündür Pek çok sarardı soldu, Yutmam, şu namzet! Ya 5 da olsa, Aldırma (Mahmur di kitap unlar çök kıymetli arr a iki mizahi Çekelim kırk kere müşâallah: Meclisin oldu bugün (Sırrı) ayan Bir ağızdan denilince: yallah! Gümleyip gitti (Necati Sarohan) A postuna bağdaş kursun, tır 'o mekine bu mekân (1) eyip gitti Bir mülakat edecek miş ( Tu nalı) m. (2).. oldum hayran mağrursun : Oce Sarohan) olmazsa elli altmış | Şunu elbet özyektir: A canım AKTLLILIK ETMİS. — Evet azizin, tam nişanlımla evle- her ay tuvalet masrafı olarak beş yüz lira veriyormuş. — Eh, senne yaptın — Onu başkasile evlenmeğe bıraka- rak, ben de terzisile evlendim. Gümleyip gitti Necati Sarohan. a bakraç tutanın edi canına: Cİş! Diyor, iş! “3, ) yaşası Ş A e civan. Si e yarar, ilk girdi kanına di ön Necati Sarohan, mma Sarım, canclim enişğdir i aka va hali beyan, Son üm: Cü: inahı sizedir gü Gi ga Necati Sarohan., Aşağıdaki bugüne kad ne — bitti? Sr ses — Beyi — Lâââhavle! di dün almıştık. dan gene günler geçer, at iğne ipliğe döner. — Beyim, el in ne çabuk bitti? daha iktibas edeceğiz. ar sürüp gelen o zamanın neşe ve sami- z †miyetini gösterir: ici ali ———— (1) Rıza Nur B. « (1) Sırrı şişmandı 2) Merlmi 5 birkaç hafta geçer. Bir gün B. | şun diye kızdırır! Gene uşağına emreder — Atımı kere da şöyle biraz se ge yana kar Mela atta derman din hi alacak vE yok. Mehmet ne? — Ne olacak > Lâhavle ile beslenen at işte böyle Delakömiie olur! demi 'lardı. ie Sırrı B. şiddetli üye bulun müşti Devlet Demiryolları ve Limanları Umumi İda- resinden: