22 Kasım 1942 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 4

22 Kasım 1942 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—4— Tarihin büyük davaları —w— Genç kızları SM SİVİL KOMİSERİN RAPORU Polis müfettişi Haynes gece ya rısı Skotlandyard'da Eva Fores", in ölüm haberiyle beraber doktor Nel'i takip eden sivil komiserle. Tin raporunu buldu, Bu rapor Skot lanyord bas müfettisinin istediği sekilde ve doktor Nef üleyhinde oldukça ehemmiyetli delilleri ih. tiva ediyordu. Bu rapora göre, doktor Nej va- ka günlü sant İkide muayenehane. sinde çök kibar syinmis ve çok giizel bir kadının ziyaretini &n- bul çtmişti, Ra kadına dair tarif tamamiyle Eva Flo Poktor beraber saat ikiyi yir. mi bir dakika gecerek muayene. hadam çıkımslardr. Kadm ve er. kek yanyana yürüyor ve çok kara retli bir bahse dalmıs gibi görünü yorlardı, Pu itibarla komiser ar. kalarından Ve çok yakın bir mesa. fedan yürümekte hiçbir mahzur Sürmedi. Hattâ konusmalarmdan birkaç kalma isidebilir miyim di. R biraz daha yaklaştı, fakat ııldaşma halinde olan bu sözler- den hiçbir şey anlıyamadı. Doktor Ve Eva arkalarına bile bakmadan Vine Strit') geçtiler, Vimj soka. ğına saptılar ve Ken kulübüne Ren kulübü yalniz ârasına mah. “was hususi bir kulüptür, Kulühç Mensup olmıyanların geceleri gir. meleri kat'i sekilde yasaktır, Yal. mız akşam snat bese adar kulüp âzalırı beraberinde bir tek misafir getirebilir. Ren kulübü Kendra zahitasmca da pek iyi tanınma - #mştır. Fakat bunu rağmen kulüp müessesisleri arasında cek wlifur- Tu insanlar vardır, bu itibarla km. löp ile polis arasmdaki milendele. de galebe daima kulüpsüleri; kal mrs, polis bütün arzusunu YAğMeN kulübü kapatamamıstır. Komiser Marton, çiftin arkan, dün hilviyet varakasını göstererek kulühe girmek istedi, fakat ka. piri mani oldu ve hir arastırma müzekkeresi söstermedikce kii. be siremiyereğini çok #nt'i bir hi. sani söyledi, Komiser Marton, biraz arkadan kendini takip e, den komiser Bin:'i bü müzekkere. Yi almak üzere Skotlandyord'a gönderdi ve kendisi de kolükün e öbet beklemeğe başla. da, Yağmur ve rüzgâr alımda hiç de hoşüna gitmiyen bu nöbeteilik iki sötten farla sürdü, ikü saatlik bu nöbetin deha yarım Saati geç- meden komiser Bing dönmüş ve miri mutad cevabımı ge, irisi: “Ortada araştırmayı ies. bettirecek hir sebep olmadığı için orayi müzekkeresi © kesile. mez. Saat beşe on kala doktor Nel, ve Eva Fores kulüpten çıktılar. Mer #isi de çok neşeli görünü - yordu, Bilhassn doktor Nel gürül, tülü kahkahaları besryordu, Doktorla arkadası yine yaya yürümekte devam ettiler, yağmar ve rüzgür ne doktorun, na de genç kadınm meş'esini - kuçtrmıyordu. Bu defn söyledikleri sözlerden ba. alar, komiserin kulağına ider geldi: Paltosunun kürllü yakasını ke, laklarına, kadar kaldıran dektor: — İşte böyle, diyordu, mektubu alınca ihtiyar kimbilir ne kadar sasımcak ! Kadm mütereddid <evap verdi: — Fakat dalın Londradan ay. rılmadan ona bir mektup £önder. mek ihtystsrlik olmaz mı? z Erkek yine kahkahayı bastır - , — İhtiyat muvaffakiyetinden © min olmıyan insanlarm kollandı. ği bir kelimedir. İsi başarabilecek insanlar hiçbir şeyden sakinmaz . Jar, Doktor Nel ilç arkalası bü s5 ler Etvari sokağında bir meyha. neye girdiler, Komiser Marten şok kibar giyinmiş bu erkek İle kadının böyle amsleye mahsus bir “eki verine girmesine sasmakla beraber arkalarından o da mey- haneye daldı, Doktor Nel ve Eva meyhanetle çek kalmadılar. birer bârdak âdi sarap ietikten sonra derhal çıktı. lar, Meyhane kapısı önünde dol- tor gesen ir nrabayı durdurdu Toplayan: Muzaffer Esen — Yarın yine beklerim sevgilim dedi, her hakla eek garikmiyece * | izl umuyorum. | Komiser Mortan derhal urka - dası Binge isaret etti, Bing bu retin “karlmın pesini bırakmayı - | nız” mânasına soldiğini derhal an Maznesti, (Devamı var) ! Akdenizde Ingiliz | denizaltıları | Londra, 21 (A.A.) — Akdeniz de hareket yopan İngiliz denizn)- eman muhribi ile bir petrol gemisi batırdıklarını Ve kez bir muhrible bir melzeme se | misinin muhtemel olarak batıridı. | ği resmen bildirilmektedir, Bir İngiliz denizaltısı nizinde cenuba doğru yol Alar bir düşman petrol gemisini yakalamış ve denizaltı gayri müsait durumda olmasına rağmen tâarruzu başar | mıştır. Himaye âltmda bulunan petrol gemisine torpiller isatet et- miş ve batmıştır. Ayni denizslt, ke?ü himâye altında bulunan beş- ka iç düsman malzeme gemisi ka- filesine taarruz etmiş ve bu gemi- lerden en büyüğüne bir tam isa- Bet kaydeylemistir. Geminin bat miş olmast muhtemeldir, Sicilya kıyısı açığında bir İngi- Viz denizaltı bir İtalyan mulıri- | bini torpilemiş ve bAtırmıştır. Başka bir denizaltı gemisi de baş- | ka bir İtalyan muhribine tanrroz etmiştir. Muhribe bir torpil isa- bet etmiştir, Bunun da batmış bu- Tünmatr muhtemeldir. Vilkinin heyanatı Nevyork, 31 (A.A) “Britisn Var Rebie?,, ceriyetirde söz njan AM. Vendeli Viki göyle demiştir: Tarih yazacaktır ki, birleşik Ame. rikanın bugün yaptığı şeyi generai Mongomeri'nin , eyidi başında WA lemeyn önünde verilen o sneydan mu harebesinde gösterdiği yüksek meha rep süyesinde müzkün olmuştur. Bıltanyalılar Amorikaldara yardım için rollerini oynadıkları gibi büyük britanyanın tam mânasiyle harbi» olduğunu ve şalamm gerçekten dö güytüklerini bütün dünyaya göster - inişlerdir. ŞEHİR TIYATROSU ML 7 Bant 2050 de ll ORAY “ismi | | Jel | Kollege Alü Krompton Gerhari Tptmann Seniha Bedri Gökel) «OY SİS Asrileşen Baba Oumartesi ve Pazar günleri 15.50 ön Matime teyip istemediğini sana hiç kimse #ormuyor, Sana yalnız şunu söy'e mek isterim ki, eğer ayak direme- ye ve arifane fikirler dermeyan et- meye kalkışıcak olursan sırtına ve salrene öyle kızılcık sopası atmala- rım emrederim ki bir daha hame ma gitmeye dahi lüzum kalmaz. Filozof, kulağının arkasını hafif çe kaşıyarak hiçbir şey söylemeden odadan dışarı 'çıktı, İk fırsatla bü tün ümidini tabanlarına bağlıya- caktı. Düşünce içinde merdiven- lerden kavak fidanları bulunan bahçeye inerken rektörün sesini duydu ve durdu. Rektör kendi ve- kilharcına ve ber halde filozofa al. maya gelen hizmetkârlardan birine emirler veriyordu: — Bulgur ve yumurtalar için be ying teşekkür et, mektubunda hal» şeltiği kitaplar hazırlanınca gön“ dereceğim, Onları tebyiz etmek ü- zere kâtibe verdim, Şunu da beyine “öylemeyi unutma, oğlum! Çiftlikle- rinden geçen sularda iyi obalıklır ve bilhassa mersin balığı çoktar, bir fırsatını bulap gönderirse fena olmazdı: Burada pazara getirilen! .r hem fona, hem de pahalı, Sen “», Yavtuh, yiğitlere birer kâse şarap ver. Filozofu da bağlayın, yoâsa hiç dinlemez kaçar. Filozof kendi kendire: “İblis oğla iblis, diye söylendi; 7 YA Ye j kilâtın üzerindedir. 4 “HABER— Akşam Postasr Oh olsun). 'FENDİ mi, paşa mi, bey mil, ağa mı, molla mı, veğir mi, her Kımao, yazın en sıcak günlerinden birinde, papska geceliği w giymiş, bulçede, serin bir köşeye gördirdiği hasır yyanracş, dal savuğunu 48 karşıma slmuş, bikiyeler, fıkralâr dinliyerek vakit teçiriyormus O kağar seakmış ki, Zıpl zari terlemeğe başlamış. havada yal, niz çal ve çiçek kokusu var, rüzgâr dağlı, yaprak bile iımıldanmıyor. Mararetten ağar çiriş çanağına dönmüş, küpürmeğe bazlamış, Fi vur. e — Ayvaz! hoşat getirin, Buzlu büyükçe bir kâse içinde buzlu kayısı hoşafı getirmişler. Wfendiye kallavi cinsinden ağzı geniş bir kaşık vermişler, Dajkavu, ga de bir kahve İaşığı surmuşlar. Efendi kaşığı kâseye saldırınış, birkaç kaşık göçürmüş, höpür, detiniş, çensejnden akıda mkuda içtikçe her detasmde: —x Oso,.hhhk... öldüm? Der, xeyığı tekrne küseye salarma, Dâlkavığa gelince, dudak ssltmaz öinsinden olan kaşığın ajabildiği bir iki dam'a hoşafın ver, diği lezzet ve hararefle yalanın dururmuş. Fakat biran gelmiş Kİ dahs fazla dayanamamış, atılmış, drikçnı sonra: , efendinin clinden kaşığı çekip ai, Hemen Allah size uzun ömürler versin! Müsna4ş buyurunuk da biraz dn bez öleyimi Diyerek küsenin haşına geçmiş, büyük kapicin içmeğe başlamış. Vurgunsular da şimd; böyle, yapmak ;stiyorlar. Bizi kendilerine €sir ve dalkavuk — Evet #fendim,münasip efeadim, Ayni kerâmet buyuruyorm nuz veliminini efendileri Dediştmek maksadiis yapmadıklarını bırakmıyorlar, Onlar ya, sasımlar, vevk sürsünler, keselerini doldursunlar, bitim setrmızdar #eçinsinler, ensemizde boza pişirsirler, yon, İşte bu olamaz, Ru olamamazlık sebebiledir Xi, vurguncular aleyhine öldiğımz hakerierden son derecede seviniyoruz Gönlümüz rahâşlanıyor. Hü, kümetin bü mendebarlarla, bu uğursuz heriflerie mücadeleye çiriş, ğini duydukça içimizde bir ferahlık duyuyoruz, Diyoruz, İki çün evvel, tnetrler wwshkemeyo verildi, başi parladı, buzlu boşnf kaşıklayan de önün gıni Nr: — Ooo. hhhi Çektim içim serinledir. bizim gazetede “htirkâr o saçından (bazı lığını görünce sevindim. gözlerim psja, vezir, elendi, her neyse, ben Gönül ta çeşit haberleri tergün okumak istiyor, O nazlı etenndan peyam isterim j | | delikanlı bn&ne gelmisti; Bir ortaçağ malikanesi Toğberede, darihi bira va 5- bideleri muhafaza cimek vazifesi “Nasyonal Tri isminde bir leş- teşkilât, Vüthsbire eyaletinde Melksh nde bulunan orta- çağdan k wet Chalfleld,, is- mindeki eski malikâneve el atmış- tar. bugünlerde, Bu malikânenin sahipleri, yalnız binalar ile araziyi vermekle kalma- mışlar, içinde bulunan eşyanın mü- him bir kısmını da teşkildta teslim etmişler ve malikâneaia muhafaza- sina yardım ölmuk üzere de epeyce: para vermişlerdir. Bu malikâne, #deta, ortaçağdan kalmu bir köydür. Burada, bir şı. to, bir Kilise, bie dere kenarında toplanmış bircok çiflik binaları vardır. Bütün bırnlar, Tomas Tro- pennel tarafından inşa edilmiş ol. duğu için, 16 nei asır gotik mlima- risini temsil eden gürel bir nümü- nedir, Yazan: N. V. GOGOL Bur matiameselei idiice enin ee ki bir eseri çünkü 13 üncü asır- da inşa edilmiştir. Tropennel, kilik seye müstesna güzellikle (bir kule ile bir çan yeri liâve etmiştir, Bu malikâne, Kaln'a yakındır ki, burada, Lavvazya'ya o keşiflerinin yolunu açmış olan meşhur . doktor Priestley ile meşhur İngiliz şairi Coleridge de olurmuşlardır, Bu şair Kaln'de 1814 den 1816 ya kadar iki sene olurmuşlur, Bu hatıralar, mali kâneye ayrıca bir kıymet verdir - mekledir. —ç.. Kuşlara mahsus bir ada Napoli körfezinde bulunan Kapri adası, Roma İmparatorlarından “Ti. ber'in, ömrünün son senelerini zevk ve sala içinde geçirdiği yerdir. Bu ada, şimdi, tarihi bir yer ola - rak muhafaza edilmektedir. Bu ada, kuşlara tahsis edilmiştir, Buradaki kuşlara Hişilmemesi için muhafız- İar tayin edilmiştir. > arar — yz Rusçadan çeviren: 7 SERVET LONEL —— —— Filozof aşağıya indi ve ilk bakış #a tekerlekler üzerine bindirilmiş kocaman saman yiğınını sndıran büyük bir araba gördü. Hakikaten arabanın içi tuğla yakılan fırın k.- der derindi. Bu, çıfıfların ellişer &i- şi binerek panayır kokusu duyduk. Jar: bülün şehirlere (O yollandıkları bayağı bir Krakov arabasıydı. Sin- balli ve sağlam yapılı, epeyce Ya hı nlü kazak filozofu Obekliyordr. İnce çuhadan dikilmiş püsküllü sepkenleri, muteber ve zengin Kir beyin adamları olduklarını gösteri, yordu. Yüzlerindeki kılıç yâra'a- rının izleri onların bir zamanlar şan ve şerefle muharebeye iştirak etvklerini gösteriyordu, Filorof; “Eh, ne yapalım? Başa gelen çe- kilir! diye düşündü ve o kazaklaru hitap ederek yüksek sesle: — Merhaba, arkadaşlar! dedi. Kazaklardan bazıları: — Sağol, filozof elendi! diye mu- ksbele ettiler, O, arabaya binerek; - Demek ki burada sizinle ben oturacağım? Araba hekikaler | feç. kalâde diye devam etti. — Buraya çalgenlati Gelirtşn dansetmek bile mümkün. Meybanedo bıraktığı Sapkasının yerine başına bir be? Parçası bağ- lamakla meşgul olen arabacının ys- nına yerleşen kazaklardan biri: — Evet, kâfi derecede hüyük bir araba! dedi. Yilozot ve diğer beş kazak icerr ye girdiler ve şehirden satın alarak arabaya yükledikleri zahire çarl- larının üstüne Yerleştiler, Filorof: — Merak ediyorum, dedi, bu # rabaya, meselâ İz yahat demir *#- kerlek çenberi gibi mal yükleyecek olursan onü Çekmek için ne kadar ala ihtiyac olurdu? Arabacinin yanında oturan katık bir müddet sustuktan sonra? — Evet, dedi, öf miktarda ata ihtiyaç olurdu, Bu tatmin edici tevaptan sonra kazak, yolculuğun . devam elli! müddeiçe ağrım Açmamayı hek kazandığına hükmetmisti. 52 SONTESR'N — 1942 Bugünün dikkate şayan adamı MAREŞA iL SMUTS Cenubi Afrika Birliği JAN HRİSTİYAN AŞIK Jan Kristivan Smuts, ana baba, inin kararı ile, mektebine devam etti, Gündüz, gece demiyor, çalı. siyordu, Yalnız derslerini hell mekle #ealmıyor, eline geçen $ bikâyo kitaplarını da okuyord Kendisini o kadar vordu ki, 6 ka vücut, bir gün, son kuvvetini İ de tüketir. Jan da hastalığa yaka landı Doktorlar, çocuğun mektebe de. vamın; tehlikeli buldalar ve mt, İbir daha eline Kitap Almasını bile İ muvafık balmadılar. Tan Smuts t sy hasta yattı; fakat iyileşir iyi. lesmez, tokrar kitaplarma sarıldı, Jan Kristiyan, ilk mektebi, par. lak bir netice ile ikmal edince, İ babası, onu, Stellenboş kasatasm. daki orta mektebe Künderdi, O, artık, iyieç büyümüştü, Cder bir fakat Yine eskisi gibi süküti ve müntevi idi, Orta mektepte de, her derste İtemayür ediyordu, Arkadaşları, 0. nun, mektep talebeleri icinde, bir kızdan başka kimseyle temas ot Memesini, hatti herkese karşı hır, gınlık göstermesini gururuna ve. riyordu, Halbuki, onun bu haller? ktiçliklüğünlen kalma bir itiyadı idi, Evet, Jan Kristiyan, itiyadına becer/ksizliğine reğmen, Smf ar, kadaslarınndan İzi Kriz isminde bir kıza sokulahilmisti ve gitgide onunla dostluğu ilerletmisti, Öyle ki, mektep çluşmda bile, onu evi- ne kadar götlirmiye basladı. Yol. da, ya ezberlediği siirleri okuyor, yahut mektep derslerini tekrar e- diyordu, Jan Smuts, orta mektebi, lise, yi muvaffakıyotla bitirdiği zaman, kendisine karsı hissiz bulur yan kıra, derin bir askla bağlan. mast, AZİM VE SEBAT Babası, biiyük oğlu tifolan 4. mek Üzere Gil vetirtmevi. O simdü, Dekkenh buna yanaşma. dıktan baska papas olmayı da red. detti ve İnziltereye gitmekte ve bir Üniversiteye #irip avukat çık. makta wrar etti, Abraham Smmts, fena halde it. züldü, Oğlu, kendisini dinlemi. yordu, Sonra, oğlunun istediğini yapmağa da iktidarı yaktı. Onun yol masrafın. sanra Londrada ki harçlığını temin edecek kalar bat sahibiydi. Yalnız baba yardı. mı ile mi, Üniversite tahsili görü, lebilirdi? O çalışmaktan, yılmıyan, «kuduklurunu iyi bilen bir detitinn- Ne değil miydi? Her sene aşılan leyli imtihanları, emelini tahak. kuk ettiremez mivdi? Jan, kararmı verdğiten sonra açılan imühanlara girdi ve leyli. lik hakkını kazandı, HİCRAN YILLARI Jan Kristiyan'm damarlarında Halbuki filozof bu yözbaşısin na Sl bir adam olduğuma, onun tabia tına, böyle garip bir şekilde evi dönen ve ölüm halinde bulunan kı 2 hakkında neler söylendiğine, e lerinde Olup bitenlere dair majft mat almak İstiyor ve onlara suolle' soruyordu; fekat galiba kazaklar da filozoftular, çünkü bu süallere 8 kulla cevap yerivor ve uzandıkiari ihtiras kaynıyor, gönlünde de ask atesi yanıyordu, Üniversiteyi biti- rerek avukat, mevki sahibi bir a- dam oluenk, böylece Sevgilisine de kolayen elini uzalacaktı, Ayrık, güç seydi ve pok acıydı; fakat, istediklerini elde etmek için. bo acıya katlanmak mecburiyetindey. di. Jan, İzi ile vetlalastı, ve içi siz- İyamk vapara bindi. Uzun bir de. niz yolculuğunu geriye dit has. retler, ileriye ait tatlı hülyalar i- çinde geçirdi, ikanlı, Kembriç Üniversite. rdi, Tahsilini, o kadar par, lak ikmaj etti &i, kendisine, der- hal bir tedris vazifesi teklif edil. di, Derhal reddetti; çünkü Cenu. bi Amerikada, yıllarca hasretini cektiğ; İzisi bekliyordu, Bundan baska, memlekette söz sahibi ol mavı da östiyordn, Jan. Kap'a döndü. BİRİNCİ SUKUTU dar Smuts, memlekete avdet et- ©ği günlerde, günün kahramanıy. dı, Gazeteler, Üniversiteyi pek patlak bir sdülde bitirmesini, #iitun sütün yazılarla ve günlerce alkışladılar, Genç hukukçu, bu meğhüsennlar karşında, artık &- #winden emin bulunuyordu, He. men bir idarehane açtı ve avu. katlığa başladı, Artık koşacaklar, o da, kuvvetli müda. fanlarla kendisini tanıtacak, yük. selecek ve para karanacak, Ve, sevgilisiyle evlenecek, Ac bir hayal sakutu! Gazete. ler. her gün, methüsenaya devam <decek değildi va. alkışlar kesi- lince onün da mevcudiyeti, halk nazarında tabiilesti, O da, öteki meslektaşları ayarma indi. Fazla olarak, çocukluk huysuzluğu, ts- »ammülsüzlüğü devam ediyordu. Müsteriler az da gelmedi, fakat o biçbirini güler yüzle karşılamadı. Hiçbirini, memnun edecek suret. OS enirdeğil adamıydı, bilgisi, avukatlık kabi- liyeti varlı; fakat tabiatı, müşte. risini memnun etmiye müsait de. Şii, Onları olar olmaz Vesileler- İs tersliyor, koruyordu. Araflan cok geçmeden, müşteri gelmez ol. da. Tanni de, idarehanesini kö Padı, MUHARRİR VE POLİTİKACI Jan Smuts, parasizdı, amıma ih. tirasına mağlöp olduğu için, olur olmaz işe girişmeyi kibirine yedi. Jan, Kap'da çıkan yevmi gaze, telerden birine birkaç makale Yaz çuvalları öetünde çubuklarını w1.ğ0” yorlardı. Onlardan yalmız birisi kısa bir emirle arabacıya hitabel « — Dikkat et, Overko, ihtiyar so lak, Gulirayiorskiy yolunun Öslün deki meyhaneye yaklaşınca arabü- Y! durdurmayı, beni ve diğer şi ğitleri uyandırmayı sakın unutma, 2 Ya, içimizden birisi uyuya rir, bi Bunları söyler söylemez kendisi) olânkça gürültülü bir uykaya da. di. Mamafih bu tenbihata hiç iü #um yoktu, çünkü dev araba Çuhğu #aylovskiy yolundaki meyhane: ri yaklaşmaz hepsi bir ağız. an; — Dur! diye beğırmıslerdr. Hem de Overko'nun atları o öy'e alışmışlardı ki, het meyhanenin & Ründe kendiliklerinden duruyor. lardı. Tenimuz evın sıcak bir gisi, olmasinn rağmen, höpsi orahadı indiler. basık tavanlı mis bir oda Ye girdiler, Cift mev söylüyer ve onlara karsı dehset; bir kin bes. iyordu, Jan Smuts' da, parlimenloda

Bu sayıdan diğer sayfalar: