20 Kasım 1942 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2

20 Kasım 1942 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Harp cephelerınden manzaralar Ha an ÜR) Yağmur.. yağmur.. Kene, sülük ve süngü süngüye harp. Salomon adalarında, Yeni Ginede, muharebeler bu şartlar arasında cereyan ediyor. ARBİN durmıyacağı cephe- lerden biri de, Amerika - Ja- pon boğuşması devam eden, Pasi- | “ fiktir. | eereyan etmiyor, İki taraf da, a- şııdm.haua,l’auiılue iki ta- nuyorlar, Âra sıra karsrlaşıyor - lar,, birbirine top savuruyorlar.. üzerlerinde tayyareler uçuruyor - lar ve.. ayrılıyorlar. Galip, mağ - lâp yök. Yalmız, “kestik, astık” diye tebliğler yağıyor. Buna rağ - men, bir taraftan Japonlar.. öte taraftüân Amerikaldar adalara a€- |ker çıkarabiliyorlar. Böylece de, Salomonlarda, Yeni Ginede muha- | rebeler devam ediyor ve bu gidiş- le, edecek de,.. “Muson” denilen Pasifiğin kış mevsimi geçti. Japonlar, her hal- de, faaliyetlerini artrracaklardır. Amerikalılar da, Avustralyayı kap tırmamak için bütün Sayretlerini sarfedeceklerdir. Onlar, bağazlaşa — dursun, biz ubn harp sahnesine bir göz atalım. Yeni Gine: Mealarya Amerika harp muhabirleri, Veni Gineyi' şöyle tasvir ediyorlar: Yağmur.. yağmur., vağmur.. A- mMerika askerlerini yı!dıran belâ! Yeni Gine de böyle,, Salamon ada ları ü. Bu havali, belki de dün- yanm 'en yağmarla yeri! Adeta “bir hamamda (fabir aynen) hık bir duş”, İste, Amerika ve Japon askerleri, -ormanlarda, — böyle bir yağmar altında harbediyorlar, Bir yosun dikentik'&ahasr tasav * ' var edimiz! Alflarında bazan, ca- mur batakhkları gizli.. iki” tıınf* askerleri. dizlerine kader-bu'ba-, taklıklara 'batarak, bu — yumuşak: yosunlarda lqınt bu çalılıklar" - dan huelîınunk yağmur altında: bniün. ediyorlar. yerine lâstik cizmeler var; öyle iken, keneler, iclerine girebiliyor * ve. ıyııııpıımuiıbm Yapğışıyor - Tar, Onlürr”çabuk çikartak Tüzen, yöksa, th'î:nnıa wmurtılm - geçirdilermi,*ölüm — tehlikesi” baş gösterir, Taarrazlar durur ve kene . ayık- lamır, Musâbetler, kafalarını, ete öyle dıkhnywlır ki... Kene olmıyan yerlerde., asker- lere musallet olan mahlük stilük” tür, Bu küdücük mahlüikların va * P!ŞUĞI &ll('&k kanla wıel'ı Za- man belli nhıı- Ki SUDAN ZİYADE-KİNİNE İRTİYAÇ VAR Te Yüksek ağarların yaprakları a- rasından akan yağmura Tağmen, İtecek su yok, Bu yağmır diyarın- da, ölüm tehlikesmi göze alma - ı"an gu iemenin imkânı yok, Bnra- da semadan dökülen su bile siip- heli. Karsunlardan daha öldürücü o İan Malarya. Bu sinsi tehlike, bu balta girmemiş ormanlarda hük - miünlü yürütüyor. Burada kinin, sudan ziyade kiymetli, AZırlıkla - rından uzaklasan kıtâlar, çöllerde yollarımı kaybedenlerin — sularını kullandıkları gibi kininlerini ida fe etmiye lmlnyoıln Kinin, yirmi dört Siüet eksilince a._ı.keıler onar öner malaryaya' ya" hîaıuyorîar Buradalki muharebeler ;hiçbir vakit, düşman düşmüntnı görerek ğaçların himayesinde birbirine Imı- Şun sikıyor, Asıl garibi: Muzır bö- cek yavası olan bu — ormanlarda binlerce cennet kuşu —üçuşuyor, Şükrana lâyık bir şey varsa bura- da, vyılan ve yırtıcı hayvan olma * ıîııııdıı-. SÜNGÜ, KASAWBA N df Avnstralyalılarla Jınoıllar bır- birlerini Lancak ön beş yirmi adını yaklaştıkları zaman, birbirini gö- rebiliyorlar ve o vakit, süngü, ka- sâtara iİle ölüm mücadelesi nlu * Yor. Japonlar. bazan, çırçıplak mu - harebe ediyarlar. lmkhrdan ko- İayen geçebilmek icin soyumnuyor- İar Silâh Ve cephaneları başları üzerinde geçirerek böyle anadan doğma, Amerikalıların arkalarına geciyorlar. M TİYATROSU Sant 20980 d KOMEN Kizab Asrileşen Baba Anglo"Saksonlar ise, muşamba- lara sarımmış bulunuyorlar, Bu su retle yağmurdan korunabiliyorlar- sa da hararetten bunalıyorlar ve hareketleri sekteye uğruyor. Si di, Amerikalılardan da Japonl:i taklid edenler görülmiye başladı, Bunlar da, mümkün olduğu kadar az elbiseli bnlımmıya gayret edi- yorlar, İşte.. ahalisi, hâlâ, taş devri ya Ppsryan bu ormanlar içinde boğuşan lar, vahsilleri medenileştirecekle * Tni iddia ederken, bir gün, onlar- dan vahsşi olüuklmnı isbat edip i$in içinden çıkacaklar, a c -& aj ALENTYENLERDE Çiğ, sis, yağmımur, fırtma, kasır- ga.. Alentyen adalarında, fena havaya âit ne kelime varsa kulla- mılabilir. En güzel havalarda sis Yardır, Kiskaya cçıkmış olan Japon ları bombalamıya giden ağır uçan kaleler, ekseriya, bombalarını a * tamadan dönerler, Birdenbire bas Hran fena hava, hedeflerini gör - melerite mâni olur. kuvvetleri, denhde lrör&k&ı-lııe do i laşırlar. Tlmrecîler için Duı,—lîerburlı Unalaskadaki hayat. o kadar müş | külâtkı değildir. Hele 1,700 adayı, Japonlarla asker eıkarmalarına karşı muhafaza etmiye memmr ©- lan müfrezelerin hayatı daha ke* yiflidir, Tam bir hapistne hayatı; fakat kontfarklı, Amerika, askerlerinin her ihti- yaçlarmı düşünmüstür, Kışlalarda kalorifer, cimnastik salonları, eğ- lence wlerı var, Askerler, yalnız, vazifeye memur olarak dışııı Çt - karlar, Bazan, bir tehlike — işareti üzerine, karlar arasma atılırlar, ' sma henüz bir kursun bile atma * mışlardır; çünkü Japonlar. hentiz ezakta, 950 külemetre ötede... Ve şandi 'de kış bastı, »- x Bu da., Pasifik ve uzak simal M, RASİM ÖZGEN (*) Birinci yazı dünkü sayımr zım dördüncü sayfasmda çıktı. Na mi hissediyoram? — İntibarm mır ne? Harikulâde dakikalar ge- çirdiğim hgde kendimi bu kadar sakin hissedişime ben de hayret lediyorum, Fakat, gelecek dakika - laşm öldürücü ıztırabı. kafamin icinde bile.., EBlak vücüdumdan sular dam - larken, kumun üstünde ağır adım farla Muı boğazımın sıkıştığı- ni M“'m. Hastabakıcı hem Şirenin G numaralh sınıfı çağırdık- larınt söylediği dakikadanberi ar- tık bir sivil değilim, Bu çalışma Ve şefkat hayatından “derhal ve bBilâ teehhur” ayrılmalıyım, Sevgi- lim, artık geceleri muntazam te - neffüsünü dinliyemiyeceğim, Sen de, küçüğüm, artık keni, “babha” diye gıdıklıyamıyacaksın. UÜzün zamandanberi mücndele et tiğim b —vaziyeti düşünmekten “derhal ve bilâ teehhur” meliyim, Beni bu kadar üzen ya- rinki konferansım,.. Adam sen de! ehemmiyeti yok, Her sey bitti, Sim di artık sivil değilim, Fakat, Allahım! Zavallıcık her. halde ağlıyacak, Sana ne sövyliye. teğimi bilsevdin, tepeye dağru urınnnırkeıı bana böyle sükünetle, sefkatle bakamıyacaktın.. Eyvet, bilivorum, Bunu hep “bek ayorduk”, (Mma masıl söylesem.,. Derhal ve hilâteehhiir., derhal ve bilâteehhilr.. vVaz geç Harp ekonomisi dairesi Sekiz şubeden müteşekkil olacak Ankaradan bildirildiğine göre, harp ekonomisi dairesinin yeni e& sasları takarrür etmiştir, Proje yakında Başvekâlete verilecektir. Projeye göre harp ekonomisi daji « resj sıra ile Şu sekiz şubeye ayrıl- maktadır: 1 — Zirai maddeler ve iaşe şu- besi, 2 — Sanayi ve mamulleri şu- besi, 3 — Münakalât şubesi, 4 — Ticeret şubesi, 5 — Fiyat tetkik ve mürakabe şübesi 6 — Müba- yaat Ve satış şubesi, 7 — İçtimaf yardım şubesi, 8 — Mali politika şubesi, Yeni hatp ekonomisi dairesinin bir reisi ve muavini olacaktır, Bu daireye ekenomik kültürlü ve bil- gisi geniş oluan memurlar alma - taktır. Dairede ayrıca bir de isti- sare komitesi bulunacaktır. Memlieketimizdeki bir çok Fransızlar Muharip Fransızlar tarafına geçtiler Ankarnadan bildirildiğine göre, memleketimizdeki Fransız koloni- si arasmda müharip Fransızlara geniş ölçüde iltihaklar vaki oldur | ğu haber verilmektedir. Bu arada Fransız sefaneti deniz ataşesi An” Zür, Ankara dil, tarih, coğrafya fakültesi profesörlerinden — Obivi- Yer Lacombhe;, Camhord, sosyal bil- giler okulu profesörlerinden Rene Hoville, Fransız eski —muharipler cemiyeti reisi Casalanca ile bütün lejyon azası, Osmaniı Bankasın - | daki bütün Fransız müdür ve me- murlar İstanbul ve —Ankaradaki bazı muallimler ve rahiplerin de muharip Fransızlar tarafına geç - tikleri bidirw ni Vali Aıkuayı gml İstanbul vali ve belediye reisi Dr, Lütfi Kırdar Gün akşam Anka- Taya gitmistir. Vali Ankarada bir iki gün kalacaktır. Bir mahalle birliği reisi ile bir âza malikemeye verildi Fatihte, kâtip Muslihiddin —ma- hallesi halk dağılma birliği reisi Haşimle azadan Muzaffer sön ek- mek kartı fevziinde yüzlerce ekmek karnesi saklamışlar ve iddiaya gü- re muhtelif kimselere satmışlardır. Bundan sonra da hasıl olan aci- dı kapatmak için mahallelerine gü- ya birçok kimseler gelmiş gibi sal- te aile Beyannameleri tanzim ede- Tek bunlara dağıtmış — gibi gösler- mek istemişlerdir. Kendilerine tevdi olunan âmme işini bu suretle sulistimal eden re isle âza yakalanmış, Millf Korunma mi'ıdddmımmmğ'me werilmişlerdir. g aa Türk Tarihbinmden î “Beşinci Kol!,, “Besinci Kol!,, kelimeleri bir moda halinde dur- madan tekrar edilirken, biz Türk, lerde de, eşkiden aymı teşkilâtın bukunup iğini — arağtır. dn::k hıı'hilde faydalı olur ümis Gelü”!ıı Kkl'rdl'klermde ge- rekse (Üengiz) de aynı “Boşıncı Kol” rı'imuiu pek açık ve pek milku_ın büluruz,; Hattâ düşman memleketletinin hallerini tetkik. te, Ve BDu.memlekatlerde Türklük lebine propaganda — yaptırmakta, pek ileriye gitmiş- lerdir. : hemen denebilir ki bunların bimlercesi, Üülke — harici M dolaşıyorlar, sade bu iş ile orlardı. “Fakat mı Kolculukta” ak-« sak (Timur) , başka bir hususiyete sahiptir. O'kuvvetli teşkilâtr saye- sinde Yıddıtım Beyazıdın başmâ [.brmeü belâ bırakmamıştır. Timur, Osmanlı sefirlerine muh, teşem ordusunun Tesmi geçidini, bilhassa Semerkanddan yeni Beti- rilmiş Mehmed Soltanin elbiseleri gibi, aynı renk Ve aynı elbiseyi giymiş, mızraklarıma, kalkanları. na varıncaya kadar hepsi kırmızı he süvarilerini ve bunları takiben sarı rankli süvari alaylarını ge- çirtmiş Ve sefirler gitlmeden evvel de casuslarını yola çıkarmayı unut mamıştır, Timur ordusunda casuslar, hu- susi teşkilâta sabip, müstakil bir alay halinde rlardı, Bun. ların ilk vazifesi Türk ordusunda hizmet eden Türkmenler arasına girmek, iki kardeş arasında ya- pılacak harbin fenalığını anlat. mmadetı, Casuslar kölayca Osmanlı ordu- su arasma girdiler. Asker, çok ha- sis olan padişahtan Maasşımı mun. | mekteydi. Timuruün casusları. her fırsattan istifade ederek padişa. hın hasisliğini öne sürüyorlar, “böyle bir padişaha hizmet et mektense, kardeş padişah Timura lıl-ıa temek daha iyldıı” diyur— ngındı bek Küzel . bıı- tesir yapmıştı. Hattâ bü sebepten (Ve. zir Ali paşa) ile oğlu « (İbrahim bey) bir ayak divanında padişaha zimnen hasislikten vaz geçmesini anlatmak istemişlerse de, para karsıstnda “vurdum duymn" ke- silen Beyazıdın kulağma gçirme . miştir. Timurun casusları ümidin Çev” kinde bir varlık gösteriyorlardı. Bütün zabitan arasında şu söz do- Taşryordu: — Hasis padisah, parasını as. kere dağrtmağa cesaret edeme- diği için, o sebepten bundan böy. Te (Timurun) turasiyle darbedil- miş paraları kullanacağız!. Yıldırım bütün bunları duyu. yor, fakat hiç oralr olmuyordu, Pa Fransa harbi Umumi Seferberlikten Dünkerk bozgununa kadar YAZAN: RÖNE BALBO ÇEVİREN: 2 A. MİTHAT KANIK Birkaç kelime ile iki hayatı lm'- mak ne kolaymış!, Kırmak mı? Yok canım, mübalâğa — ediyorum, Her seye rağmen yıldızıma itima. dım var, Karıma neler söyledim? — Pek hatırlıyamıyorum, Fakat ben ka., pıdan girerken gözlerime bakınca her şeyi anladı. Kendimi çok, çok Zersin hissediyorum, Şimdi, sesi biraz titriyerek, bar na nasihatler veriyor: iyi örtün, soğuklara dikkat et; bilhassa u. nutmak için kendini ickiye ver, me, ciğerlerini harap edersin, Za- vallı karımı:, seni dinliyorum, fa. kat o kadar saşkmım ki,, bazan, gözler; gözlerime takılınca, hemen başka tarafa balıryorum, çünkü bendeki kırıklığı görmesini iste. miyornm, Bazan da, artık büyü- mesini göremiyeceğim kızımı gür. memek için odadan dısarıya fTirli. yorum, Hastabakıcı hemsireler çok te- serVe hazırlryorlar, Trenim yarım | sabah 6 da kalkacak . Şimdi küçük uyuyor. Bütün ışık, ları söndürdük, Fakat ne ben. ne de karım uyumuyoruz, Gayri ihti- yari, saçlarını okşuyorum, Yapa, cak Bir şey olmadığfını, ikimiz de biliyoruz. Bu vahşi Alman s#aadeti. mize sabotaj yapıyor. Bu gece, bi- yim gib; olanlar, kimbilir ne çok!, Harp!., Derhal ve bilâ teehhürt, CA A Simdi istasyona giden yolun ü, zerindeyim, Beni, hayatımı vak. fettiğim sevtili vücutlardan mer- hametsizce uzaklaştıran ayakları- trem sesini dinliyorum. Bakikalar gzeçtikçe sözlerimiz de basitlesti. İfadesi milmkün 0o1. mıyan hisler vardır, Çaresiz kat. lanmak Tüzım, Alman efendiler! Bu harbi siz istediniz, Pekâlâ, der- sinizi alacakamız., e» * Manzara gözümün önünden ka- Eski Türklerde lbeşmnm kol Vazan RIZA ÇAVDARLI dişahım bir gece câanı temiz bal is- tedi. Fakat önüne bir tabak kirli balj konuldu ve: — Gecte, dendi. bal yenmez! Çünkü arılar balı gece kirletirler! Hazinelerde saklanan püara da bu. nün gibidit, Felâket anı geldiği vakit artık ondan istifade zamatı geçmiş bulunuyar.” İşte bütün bu propagandalar, casuslar sayesinda yapılmıştır. Mu harebe başlar basşlamaz, Türk ar- dusunun sağ cenahmı teskil eden Aydın askerleri; Saruhan, Mente- şe, Germiyan yardımcı asker- leri hemen Timuruün tarafına geç. tiler. Yıldırımım yanında da Oon bin Yeniçeri ile Sırp askerleri — kaldı. Ve neticede Boeyarzıd da, üzerine titrediği hoüzinesi de (Timur) un elme geçti. Biz Timurun aynı hali, Hazert şimalindeki Türk halklariyle yap- tığı harplerde de görürüz, Zaten birçok müverrihler, Timurun her zamatiki galibiyetinin bu casus Leşkilâtının mükemmel olmasın” p dan ileriye geldiğini söylerler. Timur, - çalıştıracağı casııslırı daha pek genclerden seçer ve on- ları kullanacağı vere ve şekle gö. Ye terbiya ederek yetistirirdi. Bü tebepten onların gönderece- ği yerlerdeki — mwvaffakıyetlerin. den emin olurdu. Ve bunların ken dilerine tevdi edilen işi yapmama- lartna imkân yoktu, Netekim Yıldırım Beyazıd ordü- sunun bir anda Mmahvaolması, he men daha harp başlar başlamaz bütün Türk kuvvetlerinin, Timura iltihakı bu casusların — sayesinde- dir. Timur, “Besinci Kol" faliye. tinde bit hüsusiyete sahipti. Ve buna pek büyük bir ehemmiyet ve, ihimıngğımîlî riyordu, Ve bunda da ııahnt ettı— ' ihtikâr suçundan Bazı tacirler lılıkomoyo verildi Belediye İktısat Müdürlüğü me- murları, dün, Limon iskelesinde çalışan bazı tacirleri, ihtikâr su - Çile adliyeye vermiştir. Bunlar arasında, | Salamon Behar, Sabuncuği) Limi- ted sirketi, yağ iskelesinde 13 nu- marada Kiryako, Halil Orhan U- zunköprü, Vasil Zaharyadis, Meh- met Kirazlı, Osman Akm, Selim Basaran, Hüseyin Kuru, Yani Por podopulos, Hristo Sarı, Artin To- pacoğlu, Cevat Sever, Yusuf Toka, Bilâl Piskin, Havydar Çetin, Etem Erkevet, Şükrü Boyanlı. Hadi Ak- baş Ve tezgâhtarı Terdof, Ahmet Nuri, Niko Kadarçe, Mustafa Pek meriler, Mustafa Demirsar, Ziya Olur, Yorgi Kazaplarle de vardır. Birçok adamların elinde, benim gibi küçük bir buket var, Çabucak arkadaşlarıma telefon ettim, Bir taksi, Türin sokağındayım. Bura. | da da, konuşmaktan Zziyade birbi. rimizin ellerini sıkıyoruz, Yatak- ta hasta bir zevce, arkada sevimli bir yavru bırakmanm ne demek olduğunu anlıyorlar. Radyo, durmadan endi$eli ha- berler yayıyor. Bu haberlerin ara, sımda, birkaç askeri marş ve cenk havaları,, hislerimizi kamçılıyor . lar, Haydi bakalım!, Hayır.. cengye sSarkı söyliye söy- liye gitmeyi canım istemiyor, So- Buk bir arzü ile, cezalandırmak ar. zusu ile, yumruklarım sıkılmış ola. rak gidiyorum, Etrafımdakilerden de anlıyorum ki, herkes benim gi- bi düsünüyor. Eşik şehri olan Paris, sis şehri olmuş.. sokak lâmbaları yasta gi- bi.. işte, Batinyol'a geldik, Bura. sı bizim toplanma yeri., birçok er. kek, yanlarında da kendilerine a- sıilmış rihi, kadımlar, bu kadınla- rın, erkeklerin neleri olduklarını Sormak bile lüzumsuz: cükü sevi. yorlar ve iztrrap cekiyaorlar, Dişler sıkıkvyor, vumruklar sıkılıyor . İnzibatlar da ne çok!. Sessizce marşahndiz stasvyonuna doğru yü- rilyoruz. BHerkes vorgımn, herkes gözlerine cıkamı vaşları gizlemete çalışıyor. Herkesin kafastmda bir Hayım oğlu | HADIŞ ELİ FARIM Cezayir lşgal!ıio giden donanita, . Hittarık limanına gelen İngiliz do- natımasının 125 harp gemisinden iarla birlikte bircok taşit ve suran gemisi de vardı, Bunün büğliri içiz çok mühim bir küvvet olduğu mır- bakkak, Üç büyük tayyare gemi. sinjn bulunusu da ayrica ehemmi. yeti haizdir. Dahâ sonra bu işte nakliye gemisinin kullanıldığı ha- beri verildi, 1541 de Şarlüm'in Cefüyiri “J. mak için 65 hamp'4öi nakliye g misi İtullandığını biliyoruz, Cı:za- yir sahillerinin böyle büyük do. nanmalar tarafından tehdit olun- duğu birçok defalar görülmüştür; bu itibarla şimdi oraya yapılan mafüma 125 harp gemisinin ge'miş olmasını fazla bulmamalıdır, Son : raki malümet müttefiklerin pek ihtiyatlı hareketlerine delildir. 1830 senesinde Fransızlar da o. raya büyük bir donanma gönder. yiri müdafaa edecek kuvvetlere gö re, Miktar itibariyle gayet Üstün. dü; lüzumsuz derecede çok görü- nüyordu: Üç kalyon vardı ki herbiri yü. zer top taşıyordu, Tadil edilmiş | sekiz kalyonun her birinde:80 top bulunuyordu. |'Bunlürm :|atasımda Afrikayı zapteden Romali general Sipyon'un adını taşıyan da vardı. Birisinin adı Elecezire, mdiğerin'n Dükendi. Bu go dÜsim- on dör. düncü Lui devrinde Cerâyiri- töpu tutan, hattâ üç sene müddetle boş yere denizden abluka eden Fran- sız Âmireline aittğığ ı ah Birinci sınmıf 3 muhafazalı brigan tinlerde (60 - 74) topratese hazır- dı, Ayrıca muhafazasız ve ayin; bü yüklükte beş geminin her , biri (50 . 64) top taşıyorlardı. Elliser top bulunan altı tane. ikinci şmıf brigantin, ktrk dörder toplu süçün- çü sımıf üç brigantin, kırkar ter- fu altr muaddel brigantiük . Daha küğükleriyle birlikte liarn gemilerinin sayısı 1290 bulüyor. du, Nakliye gemilerine "gelince bunların yüz tanesi hükümet'tara. fından dononmaya ilâve vedilmiş; 400 tanesi de Kirajle tütulmuştu. görünen gemilerin tutart tam 6209 taneydi, Osmanlı hükümeti 1830 da ya. pılan tecavüzü ancak 1834 de pro- testo etti. Verilen cevap şuydu: “Simdilik susmak daha muvafık. tır. Türkiyenin hakları Avruııa üevletleri tarafmdan da tasdik e. dilmiştir... İkinei Mahmuduün son seneleri. Ne rastlıyordu: kâr iskelesi muahedesiyle üâdeta zavir bu gürültüler arasında kay: nadı; hem de o devlet tarafından istilâ edildi ki esir düşen Krralını mişti; ona yardım maksadiyle Bar baros Hayreddin Fransanin cenüp sularmda bayrafını dalgalandır . mıstı; Nisde Türk kanı dökmüş, Türk barutu harcamıştı. Siyasette menfaat olmadıkça dostluk olmaz. g-rler Bu söz Türkler için dııü. ir, İkiye bölünen şeker EKER fiyatınm artışı tab. atiyle kahve Ve gıy fiyat: bini yapmış, bir çaya Üüç şeker konduğuna göre yalnız bu üç $e ker 7,5 kuruş, kahveye de iki şe- ket konduğuna' göre bu da bet kuruş tutuyormuş, Bü itibarla çay ve kahveyi 12,5 veya 15 ku. ruş yapmak jeabedecrekmis, 7,5, 2 sekerin beş kurusa gelip Telmediğini icelemedim ama bu- nün bir an için doğru — olduğunu kabul edelim ve konuşsalım: Biz butüne kadar belki dea kah. sekerle Betirilen Çaya öon Adityorduak !, Fiyat ön beş kuruşa — çıkâarsa bir kesme şeker üçe mi bölünecek- tir? Önce bımu balletmeliyiz. kuruç 20 SONTEŞRIN — 1sa % RANSIZ Şimali Afrikasıni müttefikler tarafından iş. Balinden evvelki günlerde Cebe. | ibaret olduğunu öğrenmiştik, Bun. | ihraç için yalnız Cebelüttârık li. — mişlerdi; hattâ bu kuvvet Ceza- Bu hesapça | Geğayde' akıyılarında | İmparatorluğun — başmda öyvle dertler vardı ki Hün. Çarların himayesine girilmişti. Ce Kanuni Suttan Süleyman kurtâr. — KADIRCAN KAFLI ben Üç — gekerin Üvecinin disiyle ikiye bölünmüş'bir — E f | 450 harp gemisi ile 500 den fazla | -— ——T L -7"7—-"'——""*—'“—'—'*"';—* - -

Bu sayıdan diğer sayfalar: