9 Kasım 1942 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 4

9 Kasım 1942 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

k Erü “Tarihin büyü Füljans Jomay - x Davası f. 419 « Toplayan " Muzaffer Esen Ka (ü terlerimin muvafakati | gahitliğimin temas ettiği — Ticari müuamelelerimi müs . olmadan Hsa edemem, Sonra iddia makamı bu defterde rast geldiği herlhantı bir kayda dair bu şekil izahat is- temeğe kalkacak olurlarsa bütün Ucari muameleterimin burada hesa — bit vermek icabeder ki' hem mah kemeyi aylarca işgal eder, hem de mevru ile hiçbir alâkası yoktur, Müddeiumumi sükünetle sorga- &unda devam etti: — Şahit 10 sonkânun günü ne- rede bulunduğunu — söyliyebilir mi? Karpantiye kekeledi: — Bu sualin bana niçin sorul. duğunu anlıyamıyorum, Burada çahit sıfatiyle dinleniyorsam so- rulacak suallerin şahsıma ait öl. — maması lâzım gelir. Eğer müddei- umumilik beni Jomay'ın sur orta- ğt Ve yardımcısı gjbi görüyorsa bu- nt da evvelden söylemelidir. Bu takdirde bir avukat balunmadan hiçbir saale cevap veremiyeceğim, Müddetumumi muavini yine ay- nr sükünetle sözüne devam etti: — İddia makamı Lui Karpanti. ;'e'yi buraya şahit sfatiyle celbet. miştir. Fakat bazı hâdiselerin tav ' zihi icabedecektir. Burada süyli- yeceği sözlere göre bakkmda ne 4 F Buretle muamele edilmek lâzim ge« Heceği hakkında düşüncemizi sa- ioymn hükimler heyetine arzedece - -Bim, Ondan sonra karar vermek bakkı yüksek mahkemenindir. Bi - jnaesenaleyh, 10 sonkânon gününü - (Ne suretle i:eçirdiğiq.i' söylemek it- Pteyip istemediğim; şahide tekrer - CBormanızı rica edeceğim, Karpanti'ye, reisin müdahalesi- ne lüzüm — hissettirmesinden eski - düşüncesinde ısrar etti: — Suçlu yerine oturmadan ve haklarımı koruyacak hir avukat lrfn!mj.ıı]an bu soale cevap verecek İejumumi muayvini yite reis Vasicasiyle suçluya su suali sardu: — Şahit Havr'ı terketmek icin hazırlıılara niçin başlamış olduğu- nu söyliyebilir mi'? Karpantiye son derece cür'ot. kâr bit tavırla mukabele etti: — Bü, demin sorulan — sualle aynı mahiyettedir. Fakat cevap o. larak şunu söyliyebilirim Ki ticx- bir adamiının sık srk ceyahat etme Si tahil bir hâdisedir. Bu itibarla muvakkat bir zaman için İtalyaya gitmek üzere hozırlıklar başlamış elduğumu, hattâ pasaportumu yan tırmış bülundüğumu — söylemekte hiçbir mabzür görmem, Müddeiumumi bu sefer yen: bir suale geçmisti: — Şahit Maböf sokağında otu. ran Madam Rzaşet isminde birisini tanır mı? Karpantiye bu suale tevap ver- medi; bu süküt karşısmda mürlde. inmumi sözüne devam etti: — Bu sorşudan sonra şahidin Madam Ru'nun katli işinfe suç ortağı olarak muhakeme altına a. ! İmmasını yüzsek mahkemeden ix. tiyeceğim. Bu taleb? yapârken şa delillere dayanıyorum: “Sahit defterinde mevcut Paris. K kadın kaydının kimenit olduğu. Nü söylemeklen istinkâf etmistir. Halbuki eski yıllara ait yevmiye defterleriyle defteri kebirde Ma- dam Ruü'ya ait hesaplar — vardır. Bunu deftetlerin tetkiki güöste. g'eneği tein Madam Ru'nun hesap işlerine yardım eden Misel Daber de belii hatırlıyacaktır, Misşel Da ber bunu hatırlamasa sbile tiraret dçflıer?mküî kayıtlar Karpantiye- nin öldürülen kadım jile münase- bt_eıte balanduğunu isbat etmekte dir, Halbuki sahit bu kadır tanı. dığmı inkâr ediyor, Bu aelyhinde maddi Bir delit değil midir* “Sahit on sonkânun ginü ne yaptığını söylemek istemiyor, hal. buki 10 sonkânundan, on yedi son kâmm gününe kedar olan bir haf _t?îık müddet zarfında Luj Karpan tiyenin Havr'da olmadığıma dair bu Sahir polisinde ati deliller 'mevc_;ıtfur. Talebim kabul edildiği takdirda bu delilleri yükset mah kemeye takdim edeceğim tahildir. “Sahit son günferde Havyr'ı hat. tâ Fraonsayı terketmeğe hazırlan. — miş olması da hakkındaki şüphe- odasmım kapısı önüne zittim, Bu ö Si ö l A e l ferimizi teyid edecek kuvvetli bir dr Oidir, “Sahidin Madam Ru'un katline geniş bir ölçüde iştirâk etmiş ol- duğunu gösterebilecek diğer — de. (llari elde etmeğe muvaffak olmuş değilim, Fakat yükşek mahkeme talebimi kabul edecek olursa mu. hakemenin devamı sırasında bir cok hakikatlerin meydana çikaca- ğımı Meselâ Madam Raşel dö Çer- moö, Karpantiyeyi tanmrası ihtima lini, elimizde mevcut buhman va. Tizdeki eşyanım, kasket Ve paürde- sünün önünüzde duran şahide ait olup olmadığınım tesbiti mümkün bulunduğanu her vakit düşünebi. liriz. Yalnız bu vaziyet karşısın. da M, Luj Karpantiyenin mevkuf olarak muhakemesi de bir zaruret halini almaktadır, Zira kendisinin kaçması ihtimali olduğu gibi Ma- dam Raşel dö Çermo ile konuşarak cürüm delillerinden bir kısmını imha- etmesi de mümkündür.” Müddeinmuminin bu isteğini din liyen mahkemae Treisi: — Karar vermek üzere mahke. meyi kapıyorum, Kararın tebliği- ne kadar şahit Mösyö Lai Karpan- tiye eskisi gibi polis nezareti al- tmda bulunacaktır, Dedikten sonra mahkemeyi ka- padı, Kotidiyen gazetesinin müuhahi- ri bu andakij mahkemeyi dinlemek üzere toplanmış olan kalabalığın halini! şöyle anlatıyor: “RKalabalık; mahkeme salonu- na- bitisik bekleme odasma gölü. rülen Luj; Karpantiyeyi güörmek için uğraşıyor, Bbekleme sanlonu- vun kapısı kapandıktan sonra ko- nuşmalar başladı: : “— Madam Çermo'nun anlat tığı adama çok benziyor. “—— Yalnız saçları o kadar kısa değil. “— Aradan bir hayli “—- Fakat Jomay, kadımı, öldür. ren adamı tanımadığımı söylemisti, “— Arkadasını ele vermemek için bövle söylemistir, “—— Jomay da böyle arkadaş fa- lan düşünecek surta var mr ya? O yalnız canmr kurtarmak mtiyar, | değil arkadaşını, Meryem anayı bile ele vermekte tereddüt —et. mez, “Bütün bu konusmaları dinliyen ihtiyar bir zat, yakasımnda Lejyon | donör rozeti bulunan — bir ihtiyar, bu mesetle hakkmdak; fikrm; <u kelimelerle biklirdi: “—— Siz ne derseniz deyiniz, bu iste birçok esrar var, bem mahke me bu ©sratr çözemiyecek, darı a- ğacma İki masam gönderiyor demi yeceğim amma suçlular valnız bu iki adamdan ibaret değildir. “Bu birbirine benziyen sözleri. mi' dinledikten sonra müzakere vakit radaki kalabalık bükimlerin vere- ceği kararı münakaşa ediyor. Bir avukat: k davala: — Büyüklerin TELE PS İ A z kurtaremn H OFR — A Tei Pasfatr hayatlarını küçükler - Çocukların bazı fırsatlarda, Bbü. yüklerin — hayatlarını kurtardıkları görülmüştür. Çocuklar, hayatlarını tehlikeye attıkları, bu anlarda aca, ba yaptıkları fedakârlıktan, ölüm, de karşı karşıya bulunduklarından habersiz mi bulunuyorlar? Hiç şüp. hesiz ki, hayır.. Onlar da, büyük« ler gibi, insani hislerinin tesiri al- tında bulunuyorlar ve ethlikeyi is. Kihfaf ederek iş görüyorlar. Böyle fedakârlık edenlerden bi. ri, Bir İngiliz kaptanının 6 yaşında, ki bir çocuğudur. Bu mini mini delikanlı, bir hareketi ile yalnız e, beveyninin hayatını, değil, bir vas purun taifelerinin ve —yolcularının da hayatlarını kurtarmıştır. Vapür, denizin ortasında gider. ken, bir yıldırım isabet etmiş ve gemi batmaya başlamış ve böylece. de yolcular arasında panik başgös« termiş, Hepsi de ölüm — tehlikesi korkusu ile tanlisiye — sandallarına hücüm etmişler, Gemide, bu kadar yolen arasımda, aklı başından gitmeyenlerden bi. | risi de küçük Jon'dı. Çocuk, Her. kesin sandallara girmek için bir. birini ezdiklerini görünce, ince se- si ile: — Ne korkuyorsunuz? Babam şimdi yangını söndürecek, Telâş et. meyiniz. , BDiye bağırmış, Yangını söndürmeği? Işte, telâş. tan, böyle hir şey de yapılması ka, bil olduğunu kimse — düşünmemiş. ti. Hepsi de ölümden — kurtulmayı, yalnız tahlisiye sandallarına — atla, makta tasavvur etmişti. Çocuğun, ölümden, yanğının sön. dürülmesi ile de kuürtulabilmeye imkân vereceğini hatırlatması, yol. cuların telâşımı teskin etmeye kâ., fi geldi., Bu dela vapurun yanan yerlerine hücum Başladı ve birlik gayretile yangın söndürüldü. - — Ü Bir Arjantin çiltlik sahibi de ma. hnı mülkünü, 8 yaşındaki kizı saye. sinde kurlardı. Çiliçci, Büenos A. rTes'e giderken, kızını ihtiyar ha, lasına emanet ederek çiftlikte b rakmıştı. Çiftliği, gün orfasında eş. kiya bastı, Ev, bir anda her taraf, tan sarıld. Haydutlar, tam eve doğru ilerler. ken, kızı, bir roverver kanptı ve peneereden ateş etmeye başladı.| Küçük kızın silâh attığını gören ihtiyar hala —gayrete gelerek bir tülfek omuzladı. O da kurşun sik. mağ,a başladı. Haydutlar, bu vaziyette, geriledis ler ve çiftliği muhasara altına al. maya başladılar; çünkü hareket etmeğle uğraşırlarken — va. kit geçirdiler. Akşama doğru. tarsi lalardar çalışam — işçilerin döndük-| lerini görerek çekilip-gittiler. Bu sekiz yaşındaki lkaızın, cür'etli ve tam yerinde bir hareketi, hem ha-i Jasının hayatını, hem de babasının servetini kurtardı. *B Bir Romanyalı arazi sahibi. de, hayatını oğluna beorçludur. Vak'a bir kaç sene evvel cereyan etmiş. tir. Çocuk, yedi yaşında idi, Eve ge. len bir serseri, geceyi geçirmek ü zere kendisine bir yer verilmesini rica etti hava pek soğuk olduğu: için, mülk sahibi, adama acıdı ve evinde yatmasına muvafakat etti. Gece ortasında, odalarında bir gürültü itişen ev sahipleri uyandı. lar. Misafir, ev halkının bütün ser. vetini muhafaza eden kasayı açmüe ya çalışıyordu. Ev sahibi ile karısı,ş yatakların. dan fırladılar ama bir şey de yapa- madılar; çünkü serseri, tabancası. nt üzerlerine dikmişti, fakat, o, ço. cuğu halırına getirmemişti. Çocuk da, uyanmış, vaziyeli görmüştü. Çocuk, başının altımndaki, man, ftarlı tabancasımı kapınca ateş etti.. Serseri, bunun Hakiki bir tabanta olduğunu zannederek, korkusundan pencereden dışarı fırladı, kaçmağa başladı. Çacuk ise, elinde mantarlı tabanca ile serserinin arkasına düş. tü ve hırsız var! Diye bağırarak, halkı sokağa koşturdu. Serseri — de, bu suretle yakayı ele verdi. (Devamı Var) Seyit Haşimi hazine nazırlığımdan — —— başvezirliğe getirebilmesi için, Beşi, di feda etmesi gerekti. Halife Nâsır bunu nasıl yapabile , cekti? Böylece günler geçiyor ve ikl meşhur dalkavuk, haljfeyi eskisinden daha büyük bir kuvvet ve maharetle avuçlarmın içine almağa çalışryordu. İKİ MEŞHUR DALKAVUK ÇARPIŞIRKEN Seyit Haşimle başvezirin arası a, çılmış?t. İki meşhur dalkavuk artık her sa. hada birbirile çarpışıyorda, n Halife Nâsır jkisine de itimat gös, terdikçe, ikisinden biri diğerne yeni, lemiyordu. Seyit Haşjm, Reşidin yerine geç. meğe azmetmişti. Hacer de ona elaltından yardım ©. diyordu. İki meşhur dalkayuk vezir böylece birbirile çarpıştp dürüurken, Bağdatta birçok entrikalar dönüyordu, Halifeye bir sihirbaz: “— İkjinci halife çalışıyor...» Dediyse de, halife bu sözden bir şey anlamamış ve tahtından emin ©, larak: — Benim yerime, bon istemedikça Fransa, maden cihetindeön dar- da bulunduğu için, birçok 'şeylerin yopılmasını meneltmiştir. — Neşredi Iİn iki İistede, yapılmasına müsa ade edilmeyen — şeyler, 250 kalem tulmaktadır, Ülülerin, “yemek tavala rının, eleklerin, hattâ tuz kutüları- nn bile yapılması yasak edilmiştir. Bu yasak edilen şeyler arasında, evlere lüzumlu olan sehb<se rendesi, kutu açacağı da vardır, Fransızlar, harp bitinceye kadar, yeni tencere, yeni soba, yeni elektrik âletleri * madeni ev eşyası eaepmayocaklır. Kurulmuş evler, ne yapıp yapıp geçinecekler; fokat bu — vaziyette, yeni evlenenler, Jüzumlu şeyleri na sıl tedarik edecekler? Hiç şüphesiz eskicilerden ve pek pahalıya.. Evvelce eskiye rağbet olsa, bit pazarına nür yağardı.; deniyordu. İşte, şimdi bu ümid cdilmeyen şey tahakkuk etti. Canlı, cansız her eş- kiye fazla rağbet var, O halde, bit pazarlarına nur yağıyor, İnanma « yan gidip bakâhilir, j Beşyli Telgraf muhabirinimn yuhkiın Londrada çıkan Deyli Telgrafin | Moskova muhabiri, Stalinin ordu * dakı parti komiserlerinin kaldırıl- ması hakkındaki — karamını bahis mevzuu ederek: “Kızılordunun uğradığı ağır zü- bit kayıbı önünde, böyle bir karar, beklenmedik birşey değildi. Rütbe si, ne.olursa, olsun her zabile har- şı bir siyasl eş kullanmakla devam etmek manasız bir şeydi. Evet.. Sa lâhiyelli siyasi komiser, zabitin ha« TARİHİ ti YAw: kimse gelemez. demişti. Oysa ki, Bağdat zenginleri arasın. da halife Nâsırı devirmek istiyenler vâardı. Hattâ bu adamların — sayısı Bgün geçtikçe artıyordu. Sarayda, dışarda olup bitenlerden hiçbirin; halifeye haber vermiyorlar, Haljfenin en yakım — adamları ve akrabası bile Nâsırım kuyusunu kaz, makla meşguldü, Bu arada Bağdat — eşrafından ve | zenginlerinden Kutbettin jsminde bi. ri, etrafıma bir çok kimseleri topla, yarak şehirden çıkmak — ve Bağdadı zaktan tazyik etmek sovdasına düş, müştü, Kutbettine saray mensuplarından bile jltihak edenler vardı. Bilhassa hazine nazırının — kâtjbi rekâtını kontrol etmekle beraber, onun ölümü ânında kumandayı &« line alıyordu. Böyle, bu siyast komi serlerden bazıları, —askeri dirayet de göstermişlerdir. Bunlar, kısa bir askeri stajdan sonra rülbhe' de ala- bileceklerdir.,, Diyor, Londra gazeteleri, gene ikinci cephe meselesini hararâçtle münaka sa ediyorlar. Sandey Taymis gaze tesi: tedbirli | O Stefenson otelci ve karısı ile salonunda otururken; hizmetçi sü- Tonun kapısmdan otelciye seslen. di: — Patron!.. Geçen seneki © Bu haberin oötelcini'n. hiç de ho- şuns, gitmediği görülüyordu, Ka, rısının. kulağına birseyler fısılda, 'dıktan sonra Stelfensona “(lece- mniz hayırlı olsun” derken nes'eli görünmek için kendisini zorluyor. du. Stefenson, odasıma çekilmek. ü- Zzere, salondan, — çıktıktan sonra loş ve uzun koridorda ilerlemeğe başladı . Henüz iki üç adim atmıştı ki uzun boylu, mütenasip endam'ı baştan aşağı siyohlara bürünmüş bir kadmla karşılaştı. Koridor çok dar olduğundan Ve —ansızın karsdaştıklarmdan hafifço siyah, K kadıma çarpmıştı,. Hemen eğ” Terek özür diledi. Kadın, cevap vermeden sulora doğru yürüdü. Stefenson arkasından bakmak için dönerken siyahlı kadınm hü. zilnlü bir sesle: — İki numaralt odaya eşyamı çıkarmız; dediğini duydu, di: — İki numaralı oda tetuknuş. tur, — Başka bir ndaya — geçmesi' için ona rica edemez misiniz? mmkânsızdır. Rica ederim; Bazı — mühim sebeplerden dolayı bu gece a oda- da- yatmalıyım, — Fakat, bayan size tok güç hattâ imkânsız olduğunu süyle İdam, Salonun münakaşaya Stefenson da — karış. — Eğer mevzubahs — olam oda bensm. tuttuğum. ada ise memnu, niyetle bayana terk ederim Yolcu kadın başını Stefensona çevirerek: a — Teşekkür ederim; dedi. . Otelej aksi, aksi söylenmeğe başladı: a : — Siz bayandan evvel geldi- niz, O altı numaralı odada da ya, dardır.. Genç kadın, etelcinin — sözünü keserek: — Bay kabul ettikten- sanra Bize. ne oluyor?,, İki numaralı a. dayı ben tutuyorum: Dedi ve Ste- fensonun önünden geçerek az i. lerde duran Bavullarını alarak rıııı:ı'ıılivıeıılızı'ı" çıkmağa başladı. *4* ! Meçbml kadlm yukarı çıktıktan O Rusyaya yardım edilmesini istiyor lar. Bu yardım, kumanda birliğini temin elmek ve ikinci cepheyi aç- makla yapılabilir. “19412 senesi, Almanlar — için fay dasız geçmedi, Nuslar, bu sene uü radıkları fazla insan ve — maizeme zayintından dolayı, geçen kış ka « dar düşmana saldıramıyacaklardır. Bundamn dolayı müttefikler, onları | İaşe ve teslik etmekte, hiç bir fır- “Bütün gazeteler, zaferi çabuk- Çaklanckl ROMAN ISKENDER F. SERTELLİ Seyit Ömer de bunlar arasında. bulu. nuyordu. Seyiğ Ömer Bağdat civarında Ha şimi kabilesine mensup bir — geneti; kendi kabilesi arasında büyük nüfu, zu vardı , Kutbettin, Seyit Ömerj elde et . mekle, onun mensup olduğu koca bir kabileyi avlamış oluyordu, LAR . O günlerde Seyit Ömerle Kutbet tin arasında şöyle bir konuşma ol, du: — Şehir dışma çıkarsak, — Haşimi kabllesinden yardım görecek mijyiz? — Bana inan,. kabjle relsi amcam. dir ve halifenin en büyük düşmanıdır. Yirm| beş bin kişilik nüfusu olan ka, |sate kaçırmamalıdır.,, Diyor. le beraber Bağdat üzerine cektir. — ÂAmcan bu işe razı mıdır? — Hiç şüphesiz.. o razı — oalmasa, kabile efradından bir kişi bile yoqıı_ yürüye. , den kıpırdamaz. | — Yâa amcan Bağdada gelince ha, ,Mife olmak sevdasına düşerse?... — Bu gjheti düşünmedim, Amca . mam kafasından neler geçtiğini bile mem, Fakat, sizi temin ederim, ki Aamcecamım böyle bir hevese düşmesine imkân yoktur,a — Ya büyle hir hevese düşerse?.. — O zaman düşünürüz ne yapaca. Çımızı, Elbetie onu yere — devjirecek bir ok veya hançer bulunur.., Kutbettin, Haşimi kabilesi reisinin yeğeninin bu sözünden memnün el muştu, Kutbettin, başı kalabalık ol. duğu halde yalnız Seyit Ömere güve, niyordu. Seyit, Ömer sarayda — nüfuzlu bir şahsjyetti, Kâtipler, — teşrifatçılar ve haremağaları onun hafırımı sayarlar, dı, Ömerin hiç kimseye minnetj yok. tu. Bu işi, yanl hazine kâtipliği işinl almıştı. Muhtaç olduğu cin değil . bilemizin bütün cengüverleri bizim, (Devamı Var) Esrarengiz K * Nakleden: Vahit Orgun .-beraber “Kırmızı fener” oötelinin | _Ote!cîıhibîrnsle cevap ver- İ — Ok! bayan, bu çok gür hatta | yaklaşarak | tabilir. Orası da rahat ve hava- | şerefli bir vazife olduğu için üzerine | sonra, otelci. Stefensona dönerek: — Niçin odanızı ona terketti- niz? diye sordu, — Sizin, pek nazik oimayan ,bu müşteri ile kavğga etmenize 'mân; olmaf ıçin, — Oh! Bu müşteri,.. Buraya, iki sepedenberi aynı günde gelir ve 'her sefer de... Stefensön merakla: — Het öçfer de üne olüyar, de. vam eksenize?,.. — Hiç..! Yalmız şurasp muhak- kak ki yina kötü bir gete geçi. receğiz, Allahtan fazla kalmaz., Otelei! Bir seyler dülhn söyliye: cekti amma' sapsarı Dir çehre ile karısınımn onlara doğru yaklaştığı- nr görünce sustu, OÖteleinin karısı yanlarına yak- İnşarak Stefensona sekiz numara. İr odayı hazınladığını adasına çe- kilip rahat edebileceğini — bildir. di. Stefenson odasına girdiği za. man, hizmetçinin Ütriye titriye sordu: — Üşüyor musunuz? — Hayır, efendim, Karkuyüa- rum,,, — Siyahlı kadmdan mı? — Evet, çünkü tuhaf bir kadın dır, Geçen sene az daha hep bir- den korkudan deli olacaktık,. Bu sırada otelcinin karsı mer- diven başından hizmetciye seslen- di — Marla, işini çabuk bitirip bu- Mazin alsikecle elbinelerk geki- 'roba yerleştirdikten sonra aŞağı- ya indi, ti Otelciden ve Mariadan öğren dikleri onu merak içinde — bırak- mıştı. Yağmura rağmen bu atele “Karmızı Fener” ateli zaten öte. denberi esrarengiz bir yerdi,. Bun dan tam 102 sene evve! bu atelde bir gent esrarengiz bir şetilde öl- dürülmüştü, Ertesi sene üç hafta zarfımda kıtasıma gitmek üzere buradan ge- çerken bu ötelde geceliyen — düri subay meçlul şahıslar, tarafından birbiri arkasına yine burada öldü. rülmüştü, Bu hâdi$e uzun müna- lere nazaran, katil bu civarda a. turan Kont Spinozanım kızı Anet- taydı. Ve yite bu dedikadulara nazaran Anetta bir gece evvel bu kammı almak için bu subayları öl- dürmüştü, Bij see evvel yine hurada meç- tu, Stefenson, bütünr bunları hatır. Tarken iki senedenberi iki kere bu otelde esrarengiz bir şelülde Evet iki senedenberi bu otelde ili numaralr odada katil ve mak. | kan izlerine tesadüf edilmişti, karıştırınca bu kan izlerine tesa. düf edildiği sırada kadının bü o. hatıriadı, Acaba bu esrarengiz cinayetler le ve kan izleriyle bu meçhul ka. mişti, Gete yürüyüşünü heyecanlı bir geceye tekcih etmeli miydi. Bir müddet tereddüt içinde kaldı, Sonra otelde kalhp geceleyin cere- Hyanmn efmesi! muhtemel alan hâdi- sede hazır bulunmağa karar vere. rek yatağıma girdi. Ve karkusu. na rağmen hemen uyudu, Delitsiz bir uykudan sanra atı. cak şafak sökerken uyandı. Ge- Ceyi çok rahat geçirmişti. Amma bu kadar erken nasıl olmuştu da de uyanırdı, Yoksa seslenip üyün. dırmışlar mıydı? Stefenson, uyku — sersemliğiyle ürperten bir inilti duydu ve hel- men doğruldu, İniltiyi boğuk bir nm kapısma kulaklarını yapıst ' ir mıslar bir şeyler enliyorlartı, Stefenson, hafif bir sesle otel. tiya sordur k 'Sonu Yarın) telde iki numaralı otlada kaldığını BAA LA B İ h AYA ;lj

Bu sayıdan diğer sayfalar: