2 pembeleşinceye (o kadar gevezelik ettiler. Peter: — Deniz pek fona değil, dedi. Mağaradan çikarak Tristanlıyı takip etmiş olan Varkley sordu: — Kars yolundan sizinle beraber gidemez miyim? — İmkânı yok. O yolun ne ber- bat şey olduğunu &iz bilmezsiniz. Varkley ısrar etmedi. Ateşin ya, nmda oturdu. Peler yumurta top” Iamağna gitli, yarım saat kadar sonra şapkası yumurtayla dolu ols düğu halde döndü. Birkaç tanesini iştiler. Kendisini deha kuvvetli hisseden Varkley teklifini tekrarladı. Peter nine bu sefer itiraz etmedi. Yarım saat #onra yola çıktılar. Karşılarma gelen ilk yamacı tırmanış o kadar müşkül oldu ki bir aralık Varkley dahan ileri git- mekten ilmidini kesti. Peterin ko. Yana yaslanarak yavaş yavaş iler ledi. Nihayet: — Her şeye rağmen gidebile. ceğim galiba, deği. İşin can sikter noktası eğer yolda kalmağı mec» bur olursam #izin dönüşünüzü din. lemek mecburiyetinde bulunmam» dır; çünkü yolu bilmiyorum. — Ben sizinle beraber kalırım. Varkley biraz dinlenmek Üzere olmadığını isbat için Londra ile temas etmek imkânını bulur bul- maz size güzel bir mobilye gönde. receğim- Delikanlı cevap verdi: Teşekkür edörim efendim. Fakat durdu, bir kaya üzerine oturdu ve gaif elini Peterin omuzuna koya - ie 0 ONE neler an- Yük vapurunda İBE sit molö” 8 gürültü” Ru için bir avaya Çis MAStrasI be ga, PVP dururken © : Sikin ateş yak. | FEK hi Mi) — Size çok minnettarım Peter, leri Grar Spoe- | dei Minsettarlığın. bop bir 1Af artık bu zahmete Hizum kalmadı. Mademki harp çikti, yakında bu sahi! gemi unkazile dolar. Kübalık olmasın diyo iiraf e. mediği nokta, Londradan gönde « rilecek mobilyenin onu cezbetme « diği idi. Tristanda kurulacak bir aile yuvasına Tristanda bizzat müstakbel sile reisi tarafmdan yapılmış mobilye lâzımdı. Adet böy le ji "Fok balığı körfezi, nden ay, rüdıktan dokuz #aa* sonra koloni- ye yaklaştılar. Varkley yorgunluk” tan bitkin bir hale gelmişti. Niha- yet Peter müjdeledi: —— İşte koloni! Onları İlk gören Villi Rocers ol du. Elini gözlerinin Üstüne siper eğerek dikkatle baktı. Peteri ta » nımıştı. Fakat yanmdakini tanı , yamıyordu. Gelenin bir yabancı olduğunu anlayınca bağırmağa başladı. Bü» tün koloni telâşa düştü. Evlerden erkekler, kadınlar, çocuklar dişari firindi. Hemen bütün halk, Vi Rocers'in bahçesinin önünde top” lanarak gelenleri beklemeğe baş» Yalı. /Denamr var) tık kaşlarını gevsetti. yola düştüler. İkisinin do köyde bekliyen karıları birer çocuklarını dünyaya getirmek üzereydiler. — Allahtan bir dileğim var, bana bir oğlan versin! Dedi, — Allah bana hep oğlan yol- ladı, bu sefer de öyle olacak- tır! Öteki içini teselli verdi? — Üzülme, eğer çocuğun kız olursa bizim oğlana alırız; ha” sirdan bir oğul edinirsin! — Ya benimki oğlan olur da seninki kız oluraa?”.. çekti. Arkadaşı NİN J Uzun gsırlar Paris kiliselerinin etrafındaki mezarlıklar Pari hal- kının ölülerini o görmmelerine kâfi gliyordu. Kazma ve kürek nitin- da kemikler fazla gelince onları kemik sakiamağı mahsus depolara naklederlerdi. On sekizinci asrın sonlarına doğru bu vaziyetin Pa- rİs halkinm sihati bakımm?"” k müzir görüldüğü için bu kemik depolarının kaldırılmasına karar verildi. Pakat oralarda birikmiş 0” lan kemikler pek çoktu. Bunun £, çintoprak altı mezarlıkları yapma &i düşündüler. 1186 senesinde İnnoncentsler * zarlığından çıkarılmış olan ve Pa- risin bütün kiliselerinin depo Ve mahzenlerinde bulunan kemikleri alabilecek yepişlikte v teri” “a bir tahtelarz mezarlık hazırlanma. ğa baylandı. 7 Nisan 1787 de bütün kemikle- rin mezarlığı olarak intihap edilip hazırlanmış olan Tombe İssoir mahzenleri takdis edildi. Yalnız İnnocentsler mezarlığı kemikleri min bu katakompa nakli on beş ay sürdü. Parisin bütün kemik mahzenlerinde ve üst Üste yığı- mış olan altı milyon iskelet vardı. Bu kemikler mütenazir bir şeki de bu yeraltr galerleinin birer du- varma mozaikler şeklinde vorleğ- tirlldi. Arada bir kafa kemiklerin” hazır balık komprimelerini kilerinizde — O mmanda benim kizi | senin oğlana veririz! — Söz mü? Her biri diğerinin sağ elini ve sol omuzunu sıkıyor, sârsı - yordu. Ansızm havada inte bir çığ - hık, adeta bir ıslık duyuldu. İ- kisi do başlarını Okaldırdılar; Bir atmaca, kendisinden beş on | misli büyük bir kartalm etra- fında dönüyor: vakıt vakıt toparlanarak gülle gibi saldırıyor, her defasmda kartalın tüylerinden birkaçını dağların rüzgârına tavu' ruyordu. Hitinav Mabomat: — Lâçin-. Diye, seving ve hayranlıkla hay” kırdı. Yüzünde eugin bir imreniş, alkış vardı. Arslan da onda fark, eizdı; mırıldandı: İ — Ah; Mâçin gibi bir oğlum © Düny meşhur katakompları VAKİT, NAKITTIR!. S$ porsiyonluk bir komprime ile (Su ve ateşten gayri hariçten hiç bir madde ilâve etmeyi düşünmeksizin) 15 kuruş mukabilinde 15 dakika gibi kısa bir zamanda zengin ve iştihalı bir sofra Maruf ve meşhur lokantalarımızda dahi bu derece nefis bir görbayı her zaman bulamazsınız. Büyük yardım ve faydası aşikâr olan çorbalık sebze komprimele- rimizin senelerce nefaset ve tazeliğini muhafaza ettiğine şahit olacaksınız. ÇAPAMARKA MERCİMEK, BEZELYA, NOHUT vesair hububat sebze ve çor- Yedek erzak: Tasarruf edilmiş servet gibidir Bilhassa dar ve sıkışık bir zamanda kıymeti daha çok takdir edilir Aileler için olduğu kadar yolcular ve sporcular için de her zaman ve her yerde sıcak bir yemek temini kabildir. Bakkallarınızdar Akşam Postan anın I den Yapılış şekiller bu kö Moznikleri birer motif gibi süslü. Yordu. Duvarın sohu ile tavama alti arasında ufak bir böşlük bera” kıldı. Ve buraya gok küçük olan kemikler karmakarışık olarak atıl die Galeri yerlerde genişle - mekie ve bü yerlerde salonlar bulunmaktaydı. Bu salonlar husus? birer mezarlığa alttiler ve a» rın hangi mezarlığa ait oldukları bir tuş ievhn ile işaret edilmişti ROMADA KAPÜSENLERİN TAHTELARZ MEZARLIKLARI İ Paris O ketakomplarm va korkunç olan toprak altı mezartığı Romada Cotoni tarafından İnşa © dilmiş ki altında bul Püsen rabiplerinin mezarlığı Bu mezarlık birkaç salondan iba rettir. Ve bu salonlardan bazıları nm duvarında (davranma doğru demir parmaklıklı penceri n Ka, var - dır. Ve buradan ısık alırlar Bu Pencereler şehrin bir meydanına açılmaktadırlar. Kaplise” nin kurutulmuş ve sonra biseleri giydirilmiş ce salonların şurasma, bu: leştirilmiştir. Yanyana kemiklerinin srasma konulmuş bi be bulundurmayı ihmal etmeyiniz i Bu $0 gramlık bir koraprime 9/100 gramlık bir komprimeyi ettiği ge | 15 kuruştan alabilirsiniz. ds kadar homlaya | BEŞİKTAŞ : ÇAPAMARKA Tarihitesisi: 1915 lâçin gibi olacaktı, lâkin öldü; e- ğer beklediğim oğlan daha scar çıkarsa adıni Hacı Murat koyaca- Şahinden daha büyüktür; yukardan aşağı ve aşağığan yuka" rı dümdüz, yıldırımdan farksız w çabilir; #övlendiğine göre onun yu, vası Yokmuş; hep havada durur muş! İki atlı yol ortasında durmuşlar; yüksek eğerlerin üslünde başlarını bir an bile indirmeden kuşların kavgalarma bakıyorlardı. Bir ara- hık Lâçla dimdik yükseldi ve dim- dik İnerek kartalın kanatlarından birine hızla çarptı. Göklerin kralı boşlukta tekerlendi; Lâçin bu 86 fer aşağıdan yukarı doğru fırladı; kartalm. öteki kanadma çarpir. Kartalın yuvarlanışı dağların orta” isinda #âli uçurumlara doğru | dört yüz kulaç sürdi sonra güç. ilüköe doğruldu; kayakk ve çamir İ yamaçları Ktyrımlarında kayboldu. 3 , ğ a 5 ş 5 kâfi derede korkunç ve tesirli görmemiş olacaklar ki kendilerin” va dekor n Y ışlardır. İnsan vücuduna sit her kemik bu Sülo” darüs teşhir edilmektedirler. Kapüsen mezarlığından Palerme'deki Kapisenler merar- dığı. Bu mezarlığı amiral Octavlo d'Aragon 1621 - 1623 arasında Kapüsenler kilisesi altında yap - tırmıştır. Bu tahtolar: mezarlıkta 6.000 ceset vardır. Burası bizim kapalı ça 2 gibi sruhtelif vol İnra ayrımmaş Ve hepsinin du . sörlârimi Yukarsında bizim Kapa İı çarşma olduğu gibi pencereler vardır. Yolların bir tanesi çıkmaz bir sokak gibidir. Ve onun ismine “Tirım,, derler. Naaşlar evvelâ ora ya konulur ve orada sekiz ay ka- dar birakilir, kurutulur ve Kapi- #enlerin kendi tabirlerile Kolatajo yapılırlar. Bu bir navi mumyala maktır. Oradan aldıktan sonr kendi Kıyafetlerle söslendirilirler ve kendilerine makeus olarak ha” #ırlanmaş bulunan rafa yerleştirilir. lerdi. Bu mezatimklar zetnedildiği gibi yalnız rahiplerin mezarlığı deği- cesetlerini saklardı. 1. Muhammen bedeli 606 | metrelik Yekomoterlerde Ku Palermo katakombundan bir görünüş” ve buruşmuş di. Bu katakomp'ar zenginlerin de | jana, 2245: Müzik, Devlet Denizyolları işletme umum müdürlüğü ilânları a clan 50 det 10 iietrelik ve 50 adet te 12 ilanı Simons Haleke fabrikası mamulâtı Piro metre saatlerine mahsım Pirometre kabloru 25:8940 pazartesi müş olmak bir Jükstü. Zenginler £ çin bu galerilerde ayrı ayrı oda. lar hazırlanmıştı. Onlar Kolotojo yapıldıktan sonra ön güzel elbise leriyle süslenilerek burada bırakı- Yrlardı. Bu katakompa geniş taş merdi- venlerle inilir Ve taş merdivenler- den aşağı inildikçe gitgide şiddet” lenen kötü bir koku nefesi tıkar. Galerilerdeki rafların ber birinde elleri göğüsleri üstünde birleşti. rilmiş Kapüsen rahipleri yatarlar. Bunların kolları bazan raftan aşs Bıya dorğu kaymış ve sallanmak” tadır. Raflarm arasında ayakta yanyana dutan birkaç rahip naaşı vardır. Bunlara da düşünceli bir poz verilmiştir, yahut ellörindeki tesbihleri çeker gibi görünürler. Burada üstü cam ardır. Dantel ve çi- çekler arasinda görünen kararmış yüzler ne kadar kor irca ayak” nür. Bazan bu tabutlar 8 yağa kalkmış vaziyette bulunm. tadır. Bazan odala'da bulunan lere b irleriyle konuşuyorlarmış gibi pozlar verilmistir. Burası milthiş korkunç bir yer * Gir. Tek bâşina buraları gezen bir ziyaretçinin korkmaması im . künsızdır. Ababa nişi papaslar burasını böyle hazırlamışlardır. Buraya girmek için bir ücret a” İmar. Belki onlar burasını ne ka- kor yaparlarsa o kadar gok ziyaretçi geleceğini düşün müşlerdir. 1230 program ve memleket saat syarı, 1238: Müzik, 12.50: Ajans ba berleri, 13.05: Müzüür, 19.90/14.00 Mü. sik, 1800: Program, 184 1830: Müzik, 1850: Müzik, 1016; Müzik, 19.45 Merleket sant ayarı ve Ajans haberleri, 2000: ; Konuşma, 20.50: Müzi! muş, 21.80: Komuşma, 2145: Mü. Mik, 2230: Memleket mat yerı, A- 2325/2830: Yan renki günü saat (16) on beşte Haydarpaşada ger binesı dakflindek! komisyon tarafından ka pal zar? usulle w a tekliflerini muhtevi zarfların; ayas gün saat (14) on dör” iğine vermeleri lâzımdır. Ba işe ait şertrismeler komisyondan püras-z olarak dağıtmaktadır. (6080) Lâgin durmadan yükseliyordu: İki dağlı onun ardından hayran gözler n kişlarında alkişin en sessiz fakat en ibtişamlısı olduğu halde uğur- Jadılar- run baktılar; be Yeniden yola düzüldükleri zar man Gehi köylinden Aslan ânlati yordü: — Bir şahin bulutlu dağın tepe Hine bir işli. Orada yu. murtladı; yi rını beslemek” # çin yiyecek taşıyordu” Bir gün bir kartal önun yolunu kesti, gazasn- Gaki yiyeceği zorla aldı; yavrular aç kaldılar. | arlık şahinin yolundan ay iyor, ber defasin- | da onun yavrularının kısmetini İ kendi kursağına ( indiriyordu. Za” vallı şahin ve zavallı yavruları bü duyuyorlardı. Rir ; iki paren edip yere Onden s0 kalan yay gündenberi aç türmeye başladı. Aslan derin bir nefes aldiktan &wnra çok mühim bir sır verir gi bi yavaş fakat imanlı bir 808 Jâve etti: — Derler ki, gakin kartalla & #a çıkamayınca İâçine gıtmiş, yardım istemiş!» —— Doğrudur; ben gözümle gür düm; bizim Hunzak deresinde a. Haş kütüğü renginde bir balik var- dıe; çok yağlı vler; bazan bagını guyün üstüne çıtarır, ve uyur; Lüçin onlara £ boylarında yüksekten yan. gelir yılar: Su uçarak gö- zetler, bir balık görünce kurşun gibi onun üstüne iner, pençelerini ta geçirir ve gene n gövdesine dimdik yükseli, suyun Üstünde yü çasm! balık sandı; madı En sonrr ke İ tırnaklarını lernaz Eml bol yem gör da koparıp fırlattı. (Devami var)