İL HAZIRAN — 190 an NAKLEDEN: BURHAN BURÇAK Gv şiyorum/ Kim olursa olsun. size nej düşüneceğim. Cesaretimi, soğuk | veyy Manalı Caha büynk bir abemmi. — Herhalde fabrikadan olacak. Halbuki ben kimseye & hiçbir gey Söylenmemesini tenbih etmiştim. — Kimseye mi? Zevcenizin kim * olmadığını zannetinişlerdir. — Kim onlar? — Kerim, hareket edeceğinizi kimden haber akdımsa aldım. Si- ” ne? Mademki ben buraya kadar da geldim. Küçük Fecide alnını uzatıyor du. Bu sefer uzun bir . öpücükle Mukabele etti. — Ne yapacağınızı bilmek değil mi Kerim? — Fakat yavrucuğum biliyorsu" Büz. Ben motörümü tecrübe için bir tayyare gezintisi yapa Sağım, Bu basit tecrübeyi sizden Saklamama sebeb sizin çok hassas VE asabi oluşunuzdandır. esim, mesi, Bat kart bire konuşuyordu. Bu hali tıpkı eski Kerimdi. Feride tebessüm ediyor” — Ben sakinim, hem çök sakin, Bunun bir gezmeden © başka bir #y olmadığını biliyorum. Başımı Kerimin omuzuna daya “İL Tatlı bakışları kendinden kar San gözlerini aradı. — Mademii Bay Reşit rahatsız beni alınız Kerim... Kerim yerinden sıçradı: — Sizi mi? Fakat siz çıldırmış miz, Feride asabt kahkahalarla gülü — Bana çıldırdığımı bir kere “aha söylemiştiniz, hatırlar msr | Miz? Hani beni almanızı söyledi” Zaman. O gün de size bir yol Ma rica etmiş, İl bana hiz. Fakat sonunda aklınız. BE hit gibi bir küçük yolcudan ne çı kar? Kerim beni de alınız, Kerim hayretle yüzüne (o bak Feridenin bu sözlerini bir Mürlü aklı kabul etmiyordu. Gerç bunun farkma yardı: — Ciddi söylüyorum. Kerim - dedi, > Ciddi mi? Aman o Yarabbi. Fakat Feride, düşünmeden söylü: | uz, Ben sizi nasıl * götürü Tüm? >— Niçin götürmiyecek mişsiniz? mı zannediyorsunuz? — Tabil korkarsınız. Bu sey İatte hiçbir tehlike ihtimali olma Makla beraber, deniz üstünde bir Bizi yorar. Buna ne asâbmiz, na siyetiniz, ne unuz Müsait, Uçarken, ne sizinle konur bilir, ne de sizi teskin edebilirim. fecaatini üç dört yüz metre ip de denizle gök (arasında Yapayalnız kaldığınız zaman an az. ,— Madem ki siz varsınız, Ke “İM ben yalnızlık duymam. © Hem “ze, hem de motörünüze itimadım lar. Siz yanımda olduktan sonra “İŞ'bir şeyden korkmam, Sözüne devam etti; — Niçin korkayım? Hani eski de bana harikulâde masallar #nlatırdınız. O zaman en gayrita İİ seyler bile bana tabil görünür Üİ. Siz (Kahraman dev) diniz; tnse Küçük sultan... Sizinle bir dik esrarengiz seyahatler yapma" mı? Hayır, hayır, Hiç korkmu” Yorum, iygı Fakat Perideciğim. imkânsız Şey için uzun uzadıya müna taa etmiyelim. Siz korkmıyorsu talat. sizin için korkuyorum. çok korkuyorum. Sonra yolu" © değil sizi; motöçümü değil sizi İt olduğumu söylemiğ" kanlılığımı kaybedeceğim. Feride inatla başını sallıyozdu: — Bu korku sizin ne cesaretini” si, ne de soğukkanlılığınızı kay bettirir, Bilâkis bu korku sizi mu hafaza eder, Cesur, “kuvvetli ve muzafier olacaksınız. Buna emi nim, Hem mademki bu bir gezim tiden ibaretmiş, hiç tehlike o yok muş. Kerim sinirlendi; — Böyle zamanlarda ekseriya tehlike vardır, En büyük ( tehlike gaipten gelir. Başımı tekrar Kerimin omuzu” ma dayadı ve tıpkı deminki tavrile: «—Biliyorum, dedi. Fakat sesi değişmişti. Kerimin derin ve müessir sesinin © aksine hayran oldu. Sustu, çok mütehey” yiçti, Kendi (kendine, bir âlem keşlettiğini zanneder (o gibi oldu. Sonra Feride çok yavaş bir sese üâve etti; — Tehlike olduğu için geldim, Kerim, dedi. Siz ölürseniz ben de beraber ölmek için... Gene deminki gibi o gözleri mu habbetle ona çevrilmişti; o Kerim; bunlardan dı, sanayii rinden masum, cesur, esrarlı bir kadını ruhu sezdi. Ölüm. karşısın da ona muhabbetle bakan gözlerin, manevi busesi o çocuğu ona€n yakım ve tatl buselerden daha zi yade bağlamıştı. Şimdiye (okadar hissettiği ; elemli şüpheleri, kendi- sini tazip eden düşünceleri umultu. Bu küçük ve zayıf çocuğun nasıl böyle kuvvetli v& iradeli bir kadın olabildiğini düşünmüyordu. bile,.. Herhalde bu mülim (değişikliği âşk. ya olacaktı. O da Feride “gibi metil Yücudun uğur ge Üreceğine çocukça bir salfetle hük metti, Çünkü bu dakikada mesut” tu, Ölüm tehlikelerinin ve kazala” cın ancak yeryüzünde bulunduğu" na ve bunların yükseklere, sevgili İ#eridenin de bulunduğu ışık ve sa” İ adet mıntakalarma yükselemiyece ğine kani oldu. Onu oralara gö türürse herhalde her şeye galebe €- decek ve müzaffer olacaktı. Fakat bu saatte ciddi olmak lâ | zumdı. Dimağını ateşlendiren bü” tün fırtınaları teskin etmeğe çalış" tı. Kabil olduğu kadar sakin olma' ğa ve iradesini elden bırakmamağı gayret etti. Yalnız dedi ki: Yaşıyacağız, Sevgili yavrucu" zum... temin ederim yaşıya" cağız. Peki, benim kiymetli aşk yolcum, Beraber (götüreceğim se ni. Feride yavaşça tekrar etti; -— Aşk yolcusu... ne güzel.. Öy- ley. ben tayyarede fen ve sanat yolcusu olmuyacığım ya... Tabia- tile aşk yolcusu olacağım, şarkılar (PL) 1330, Küçük orkestra, 1800 Program ve memleket saat ayarı, 18.00: Müzik; Cuzband (Pİ) 1880; Müzik: Fami heyeti, 19.00: Konuşmu (Diş politika hüdiseleri), 19.20: Mü. zik, Okuyan: Muzaffer Pikar, 19.46: Memleket saat ayarı ve Ajans haber. Jeri, 20.00: Müsik: Geçit konseri (8 okuyucu stra ile). 20.85: “Türk müzik birliği korosunun konseri (Şef: Ah met Adnan), Gürp ve Türk bestekür. larının eserleri ve Armonize eğiimiş balk türküleri, 21.30: Konuşma (Rad yo güzeteri), 21.46: Müzik; Riyaseti. camlar bandosu, 7230: Memljekel sut ayarı, Ajans, 22.50: Müzik: Caz sand (PL) 28.25/2339; Yarınki pro gram ve kapanış. 1400: Müzik RAŞİT RIZA tiyatrosu HALDE beraber 31 baziran perşembe günü akşamı Kadıköy Büreyya bahçesinde Vodvil “3,, perde Heyet her perşembe akşamı Kadı- 1280: Program ve Memleket sasi ayarı, 1235: Ajans haberleri, 1200 Müz: Muhtelif İ ay Süreyya bahçesindedir. Süveyş kanalı | Ehemmiyeti, tarihi ve stratejik İtalyanın harbe o girmesinden ve İ Frausanın 44 istilâsındar sonra, Sü « | yet kazanmış bulunuyor. Şu itibarla ki kanal o Britanyuyı Hindistara bağlayan en kısa bir yol olduğu gibi Ytalyanm Eritre ve Soma NU müstemlekejerine yapılan nakliye tında icra edildiği yerdir, Hele, ka- nalın Misirda, bulunuşu, #tratejik bir çok moktahırdan (İngiltereye mühim taydalar verir, Kanal 1869 da münakaleye açılmış hır, O amana kadar Avrupadan Kal küta ve Hombaya giden yol klâsik (Kap) yoluydu, Bütün nakliyat yel kenli gemilerle yapılmdı; ve beş ay- dan fazla sürerdi, Dabn sonraları 1842 do buharlı gemi icat olduğu zaman da bü yol ancak 1 güne indirilebi- miştir. Bununla beraber bu üç ay sü- ren uzun yolculuk on dokuzuncu #8. rın ortalarında rekor sayıyordu. Bu sıralarda başka bir fikir ortayı #trldr. (Kap) tan dolaşmıyarak Sü- veya bersabından aktarma siretile Akdeniz ve Kızidenizden geçmek!,. Bu sistem 1547 de tatbik edildi, Yol- cular Londra ve Marsiiyadan İsken deriyeye geliyorlar; oradan Nili geçe- rek 26 seatto Kahireye £ varıyorlar; <ahirede 13 saat, diniendiklen sonra allı ommibüsle otuz aaatte ÇÖÜ geçi yor; Büveyşe ulaşıyordu. Bu tarihler de Büveyg yolculuğu tam beg gün sü verdi; ve hışın denizde hem çölde yur plan sabmetli bir yolculuktu, Nite kim o günlere alt balıralarımı yazan bir Fransız şöyle anlatır; “Bindiğimiz. omeibilain O modern konforla hiçbir alakam yoktu, İçine altı kişi sığahiliyordu. o Bu alt kiş üçü bir yanda, üçü bir yanda karşılık MW kanapelere dizdirn o sıralanıyorlar, başinri otomobilin kubbeye benzer al- çük Lavınma değmesin diye iki bük- lümi oturuyorlardı. Koşuma (alışma mış kızgın Arap atları ormnibüsü çöl ertasında toz toprağu boğarak koğlu- ruyordu, Büveyge varınca insan bula bula bir fincan mu bulabiliyordu. O da içinek için degil, yıkanmak için... 184 de bu yoldan omzibüs ve nehir gümidi yerine trenle geçilmeye baş- Yandı. Bu, ileriyi döğrü © timi bü yük bir adım avyilanilir. Babam 1803 de ayn: seyahati şu kadar o zamanda yapmış: “Marsilya - İskenderiye: 6 gür, Berzahi geçiş: İki gün. Süveyş - Botnbây: On iii gün, O seneki batı ra defterinde yolculuğa dair boz şey” der yazılı; “1862 « İlkkâmam' 8. (Yarmadalar ve Şark) kumpanyâsının Valetla va purila Mlarallyadan yola çıkıyorum, Dalgaların Üstümde sazlı vaz; dalle- man bu sekiz yüz tonluk (şalni mini gemiyle sitmcı günün sabahı İsken- deriyeyi buluyoruz, Saat dörtte. Ka- hireye yollanacağız. (Adalar ve Şark) kumpanyasi insana hiçtir yerde vakit kaybettirmez. Saat dörtte Kahireden yeni dönen trehdeyim. İçerde aniatılm- mıyacak bir karışıklık, Vagonlar bik m tıklım Golu. Her biri bir türlü giyimli Araplar banidâra oturacak” karına, yere: gölmelrişler, bir yandan ulgarularını tellendiriyor, bir yanduz vaziyeli boğazınızda... Can? acıyadursun Hele bu yel bey saat yerine günlerce Sürdüğü samanlar kimbdir me çekil mez şeymiş? Teep memurlarmn hilekârtığını, şampiyonunun ölümü Suomo Selmi'nin o kesif ve vâsi idurenin bozukluğunu yalda anladım. | orman: birkaç günden beri karl Yolcuların çoğu bilet düktörün eline biraz bahşiş sıkıştır yerler, O da onlara göz yumuyor, Bir yolcu tabıdım. Yıllardır. her ay he kere Kahireye gider gelirmiş. Şimdiye kadar bir kerecik olsun bilet alma miş. Süveşte Avrupa otellerine benziyen güzel kir otelde birkaç saat ditleni- yor, sonra bir istimbotla, bizi Bomba ya götürecek olan vapura gidiyoruz. Kampanyanın en güzel gemisi, Her tara demir, Kamaraları geniş, zahat, Saramıyor, gürülll yapmıyor. 1600 tonluk mükemmel bir gemi, Böylece hiz meselesi hemen hemen hailedilmiş bulunuyordu. Fakat aktar. mayı ortadan kaldırmak lizımdı. YUK lerin nakli de benüz nazik bir mesele olmaktan kurtulamaşıştı. İşte tam bu siralarda 1869 da Fer- dinant dö Lesep'in plâm (tahakkuk «elli; kamal işlemeğe açıldı. Bu hâdise oi dokuzuncu asrın son larında ticaret muvazenesini İngi- terenin lehine çeviren büyük bir deği- giklik kaydetmiştir, Aynca buharlı gerilerin inkişuli da gene bu zamana rastyelir, İngiltere imparatorluk yolu Bur bu suretle kısıldığını görünce Akdenize büyük bir ebemmiyet ver- meğe başladı, Cebelüitarık dulu Saz» | ia tahkim olundu; ve Malta gibi di ger üsler de büyük mevkülerini simak ta gecikmediler, Aruk o İngiltetenin Müverpol Ilmanındanı yolu çıkacaklar görki Amerika sahillerinde işleri yok- am ve doğrudan doğruya uzak şark i- Je iş yapmak istiyorlarma Büveygten daba emniyetli, daha ucuz ve pratik mun ba üstünlüğünü alamadı. Bu yol ile yapılan uzak gark istihsal müha- Celesi dalma daha iyj neticeler ver- miştir. Bu sahada eski devirleri. (o srada aşikâr bir tezat vardır. Kehiden As ya İle Avrur * biribirinden yalnız fan tezi ve Yüks geyler alıp verirdi. Orta çağda baharat; Azyanın başlıca ihra- catıydı.. Bugünkü toarelin ozasi im bnmbaşka,,. Bu ücaret, snaileşen Av. rupa Me Avrupa dışında kalan ham menüde dünyası arasındaki bir müba dele holinde,. > Bu Avrupa « Asya - Avrupa mübadelesi kanalda kendisi önal - cünüp, cenup - gimmi (Oisüka ametuldeki İki Gereymü halinde gürter- mektedir, Şiz. | - cenup cereyanı el ve makinede yapımız - daha ziyade nlât ve edevat o kabilinden - geyleri ihtiva etmektedir, Cenup - şimdi öere yannda gıda maddeleri (o (hububat, #ın,, Badece en uza memleketler... Bir taraftan sanalleşmiş Avrupa, Ö- bür yandan hum madde memleketler; Hindistan, Çin ve Japonya... Bu vazi- -) yette Akdeniz bir ekonomik faaliyet çabalıyor, Geç kalırlarsa © bu bedava| yemekten eli bog dönerler diye korimu- | yorler. Halbuki bitişik salonda mü rum, Gerdiyan önümü alıyor: — 'Bürada İngilizler yiyecek. buradan sabah sa it doluzdn kalkıyor. Kahir» fie Süveyş aramı baştanbaşa çöl Btrafla ince kumdan, güneşte yanmış gakıllardan başka (şey yok. Rüzgâr esti mi haliniz harap... Yer den kalkan kum doğru gözlerinizde, Gwerkeal olmaktan ziyade bir geçittir. Süveyş yolundan istifade eden mem leketleri kanaldan geçen © gemilerin bayrak taksimatında açılışa görehili- Fiz: (1870-1880 devresinde mecreiatim yüzde 78 m İngiliz bayrağı, yüzde sekizi Fransız bayrağı taşıyordu. 1837 de vaziyet çok değişmiştir. Tagiltere gene baştz geliyor, fakat © çok daha düşük bir nisbette: Yüzde 74 nisbetin de.,, İkinci İtalya: yü se 16, üçüncü Almanya, yüzde D, dördüncü Molanda yüzde $, ardan sonrü Yransa 8 Istanbul Emniyet Sandığı Direktörlüğünden 940/1640 Emniyet sandığına borçlu ölü Abmet Hamdi varisisrine tebliğ. ilân yoluyla Bay Ahmet Hamdi, Üsküdarda Tummehmotpaşa Oo makallesinde eski medrese, yeni Bşrefmat sokak eski 13 yeni 21 numaralı bir evin tâmamını birinci derecede ipotek göstererek 6-4032 tarihinde 444/144416 besap numa» ragile sandığımızdan aldığt (270) lira borcu 9-2-040 tarihine kadar üğemeüi, inen faiz, komlayon ve masariri İle beraber bor; (134) ira 67 kuruşa varmıştır. Bu sebeble 3202 numaralı kanun müucitince hakında Sera takibi başlamak Üzere tanzim olunan ihbarname borçluim 4 halinde tebligatın ilân 04 Mâmdi mirasgılner #ş buçuk ay İçinde sandığunıza müracastin mi ya kanunen kabule şayan bir itirazları varan tidirmeleri lâzımdır, Mirası" Jar ipoteği kurtarmazlar veyahut başlıyan takibi usulü dairesinde durdur. mazlaran ipotekli gayrimenkul mezkür kanuna göre sandıkça satılacaktır. Bu cihetler alâkadarlarca bilinip ona göre hareket edilmek ve herbirine ayrı ayrı fhbarname tebiiği makama kalm olmak üzere keyfiyet ilân olunur. 45302) almıyor, kon | örtülmüşlü. İban şampiyonluğu Oduncular dönmiye başlamışlarıdı. havada hi pacakları velin hiç şak: kiş, daha İkinci teşrin başından Pütün şiddetle memleketi ziyarete geldiği için kânunucvvelin birinci gününden itibaren işlerini tatil et miye karar vermişlerdi. Karlar eri” yince tekrar çalış: baslayacak- olimpiyat, or dada tertip © edilece; verildiği gütden beri Uskolarnın is mi bütün Fiwlerin dilinde delaşı- yorda, Onun, dünya kayak sampi” yonasında birinelliği olacağından herkes. emniyetle bahsediyordu. Bu hal, .kendisini otaparcasına *e ven küf geli Gün geçmez- di ki bir gazete veya mercmnada resmi neşredilmesin. oHelsinkide böyük mağazaların vitrinleri hep Onun resinile süslenmişti. Uskola, bunlara ehemmiyet bile Yermezdi. Suomo Salmi ormanının derinliklerine sokulmuş, kazması ve testeresile sabahtan okşama ka- dar uğraşır, işini “bitirip şimale, Aile ocağına gideceği günü hasretle beklerdi. İşte, nihayet beklediği gün gelmişti, Birinci kününün ilk günü diğer oduncularin vedalaş- tktan sonra ayaklarına skileri bağ” layarak ve omuzuna heybesini ata” rak yoluna koyuldu. Tabanları a)- tında kalın kar tabakalarını his #ettikçe kalbi, küçük bir çocuk gi bi, hudutsuz bir neş'e ile taşıyordu. Önünde bembeyaz karlara bürün- müş ucu burağı “olmayan orman uzanıyordu. Sessizlik onu korkut” muyordu. O da ormanda büyümüş” M0, bakiki bir orman çocuğuydu. yine, doğup büyüdüğü bu orman İçinde yaşamaktan ve burada öl- mekten bir arzosu yoktu. Dünya kayak şampiyonluğu diğer İnsanlardan kendisini belki daha az alâkadar ediyordu. Şan ve şerefi se yapacuktı, Başkalariyle, yalan” cilorin boy ölçüşmek ve bahusus kendilerine it bir monakol zanneden İsveçlilerin gözüne gözlük taktırmak için Hel sinkiye inmek kararını vermiş olsa dahi, bunu ancak vatanıma, sevgi Finlondasına bir zafer daha kazan- dırımak meksadile yapacaktı, Vaklin geçmesile karanlıkta git tikçe çok basıyordu, Fakat Uskola yolunu iyi bilirdi. Köyün - den Suomo Salmiye kapalı gözlerle bile gidebitirdi, Acele etmiyordu. Vakti vardı. Müsabakalara iştirak için ilkbaharda Helsinkiye inecek- Hi. O zamana kadar her gün anire” manlarin meşgul olacaktı. Her re olursa olsun kazanmuık azmindey- di Yol uzundu. Fakat Uskola yorul- Mamıştı. Esasen o güne kadar yor” gunluk nedir bilmezdi, Etrafında büküm süren sükünel robunu da sanki istilâ etmişti. Hr kikaten bo güzel valan bahtiyardı. Suömo Salmi ormanında münzevi bir hayat yaşsyan genç oduncu, 9 sıralarda valanının geçirdiği müş- kül anlardan, büyük tehlikeden ha beri yoktu. Ne gözeteler, nede radyolar, Moskova radyo İstasyonu” Bun dediğine göre, Finlandanıı Rusyayı “tehdit edip” aleyhinde ciddi tedbirler itikazına icbar ef- tiğini bildirmemişti. Köylünün saf giri politika ve diplomasiyi anir maktan deizdi. Ö, meselâ şunu bilebilirdi. Tvlerinden birkaç ki" Tometre ölede Finlanda toprakları bitiyor geniş Rus arazisi başlayor- du. Hudut üğerinde küçük bir kara- kol vardı. Orada daima bir Iki Fi askeri nöbet beklerlerdi, Neden caba? Uskola bunu bir türlü anir yamamıştı. O öyle zannediyordu ki kudotların öletarafında da, re fahlarından obüşka bir şey arzu et" miyen köylü ve oduncular yaşardı. Bir aralık koşmasını keserek et rafı daha iyi dinlemek için kulak kabarttı. Yükseklerden, kökten ge- Ten bu uğultn,.. Bu me olabilir? Gözlerini göğe kaldırıp bir şey gör mek isledi. Fakat o karanlıkta bir şey göremedi. o Zalen biraz sonr uğullu da kesil — Kim bilir, diye düşündü. Bel ki de soğuktan kulaklarım çınl” mıştır, Fakat sebebini kendisi de mediği müphem bir endi ç kemiriyordu. Gayri ihtiyari bızım arttırırak yoluna devam etti, Bü yük ormanı artık geriye bırakmış, lan geçiyordu iller ilirdi, Köye 4 büyük bir sür'alle ' le kayıyor, uçuyordu. Bir aralık merak ederek durdu, Rü- ya mı görüyorda?. Köyün birçok evleri kım) slevler içindeydi evleri de yanıyordu, Son bir gayretle fe Miket sahasına geldi, İhtiyar bir hizmetçi Okadından izahat istedi, Nakleden: L. L. Babası ve diğer bazı köylüler, Rus bömbardenanı altında ean vermiş irdi, Rus be Acaba neden? alledilemez bir Buna rağmen büyük j gösterdiği aşikârdı, anda küçük hudut Okarakolunu düşündü, Vafamının muhafız asker” lerine mutlaka haber vermeliydi. O zannediyordu ki, hudut ksrako” başka © felâketlerin belki önüne geçebilecek ve buna sebep olan Rus tayyarelerinden intikam nlabi- lerek küdrette idiler, İsveçliler onu bu şekille ski ile karlar üzerinde şimşek gibi koşlu” Bunu görselerdi kendisile müsaba” kaya girmekten şimdiden vazgeçer- lerdi. Uskola bu gece Olimpiyat | şampiyonu olmuştu. Fakat müihiş rekorunu tasdikedecek tek bir mü” şahit yokta, Ovalaria ormanları £e* risinde bırakarak, şimdi trek bir ışıkla uzakla beliren budut karako- luna gözlerini dikmiş, baş döndü rücü bir sür'atle koşuyor, uçuyor” du.., Biraz sonra, bir noktadan iba- vet işık büyüyerek üzerine tevcih | edilince ve bütün vöcudunü aydın Jatınca hayretler Oiçinde kalmıştı. Dünyada bu kadar kıymetli bir zi” ya bulunacağına aslâ Aya caktı. Fakat kendisi için daha iyi değil mi ya? Yolu, gündüzmüş gibi oydınlanmıştı. Bu O shretle bir en evvel hududa varmış olacaktı. ... Fin hudut karakolundaki bir iki muhafızı öldürüp zapteden Rus 7x- biti emremi: — Dikkat!, Mitralyözün başındaki askere doğru yürüyen düşmanı dürbünü ile takip ediyordu. ” “ Mutlaka, şu şeytani kayakçı” lardan biri olacak. Kimbilir ne makşutla geliyor? Fakat ona peşin. den söyliyeyim ,emin olsun Ki maksadına aslâ nail olmayacaktır. Projektörü üzerine çevir; gözden kaçırmamağa dikkat et. Ayakların” dın vurmaya çalış. Keratayı ani tatmalıyız. Fin mevzileri hakkında bun belki bir şey öğreniriz. Asker, o kayakçıyı takip ederek dikkatle mitralyözünü onun istika” metine çeviriyordu. > Rus zabiti: — Acsip şey! diye söylendi. Doğru üzerimize (geliyor... Nişan a1! Dediğim gibi, öldürme! Aleş!.. Uskola, köyünün feci O&kıbetini baber vermek üzere uzaktan bağır. mağa hazırlandığı sırada vere yu” yârlandı. Bembeyaz karlar genç köylünün saf kanile bulanmıştı. İki Rus askeri herien yanına koş tular. Zabit, — Öldürdün! Keskin nişancı ol- madığını biliyordum, zaten. Baksa” na? Bunu anlamak imkânsızdı. Nerede bilsinler ki, ayaklarının dibinde yatan ölü biraz evvel düm ya kayak rekorunu kırarak boş bir ümidin haksız kurbanı olmuştuf.. Birkaç sast sonra Helsinki radyo- “undan, Olempik komitesi Finlân damn 1940 Olimpiyat oyunların teriip etmekten (o vüzgeçtiğine dair sulh çelenkleri kazanmak için çar pışacak atletler, şiradi, buzla ve karlı cephelerde vatanlarının mi rağın (o kahramanlık o çeleni süslemiye gideceklerdi, Aralarında yalmz Uskola bulunmayacaktı... (Gonkur mükâfatı), yerl Fenerbahçe klübünün ; kongresi Fenerbahçe spor klübünden: Beden terbiyesi kanunu hüküm. lerine intibak formalltesini ikmal ve bü hususta karar itikaz edilmek üzere 27 haziran 940 perşembe gü. nü sant 18 de klüp mnerkeri fevkalâde kongre aktolunacağından müessis azanın muayyen saatle klüp merkezinde hazır balünmala, rt ve bu toplantıda ekseriyet olma. dığı takdirde de 30 haziran pazsr günü ekteriyete bakılmadan kon- gremizin yapılacağı ilân olanur. ... Taksim Yent Yıldız kongresi Taksim Yeni o Yıldız -(Kuvtulüş) klbbü idare heyetinden: 27. B. 940 perşembe günü saat 20 !okalinde yapılacık olan anın gelmeler fen olunur, name: Beden terbiyesi kant. suna intibak, ... 3 Beykoz spor klübündem; Klübümürün yıllık kongresi 29— 4—940 cumartesi günü Beşkoz par, ti kurağında süat 16 da yapıl dan sayın azamızın teşrifleri Fici olunur,