5 Nisan 1940 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3

5 Nisan 1940 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

LA ie bildiriliyor: İrülne Geçmek için bin trenler dolusu 3 gelmektedir, Al da w iyor. Bütün arka maka - e Pazubend taşımakta , ta lay etle Beyir gazete, iş le Şehbender, din yapıl yaş yapılan | “zerine biç bir tesir | aktadır, Rezâretinin salt - Hİ Japonyann li kullanılmak 0 - Se Adâsnm bir Yrurunda olduğu yi tekzip ve Ja - tani İtilâf dışımda ae teyit eytemiştir. İni yil kornünist par, El İriş Elinde toplanarak ianet ve #inlan e el ver mma Na WP etmiştir. Parti. ira Konteranmnn ge - 4 #arlmda içtimaa da İaşmiştar. eme lama rin kardeşi ve kra, Mey ri “ Beçenlerde ölen 0, İMA tay ile Kanada umu, #dilmiştir. Mary, SRAt nazırı Çum » ki ye Mat Hece be Baş. 4 İY nazırı Çaki Müilanltşir, bagi eliğine göre, çe İ #ilüleyn pmensip Kalay 16 oğlunun ve setlerini ihtiva e. Ayı | IMA se: Si ma ivesi Yecandı bei 77 e YY de Zİ yerse tadili, 2 kabinesinde vukubul. İN Gal yuk m Sa. a tadilât- harb kare. Komite b Hare ve har- mütalaa et. € yla kabinede Ve olmuştur; İN hayal da Lord Vülton hn ir, İZ kabinesindeki tâdilât i, E Örçil m. DİF vazife daha alıyor Em Almanların yeni bombardıman tayyareleri harbe Londra, 4 — Dün öğleden son- ra Şimal denizinde yapmış olduk- ları keşif uçuşları esnaamda İngi- liz tayyareleri, o Yünkers tipinde tayyarelerden birisi İmüştür. Bu tayyarenin de- nize dügtüğü görülmüştür. Diğer tayyareler, İngiliz tayya- relerile muharebeden vazgeçmiş- lerdir. Bu tebliğde zikri geçen Yünkers #lpindeki iayyare, harbin hı gtemdanberi İngiliz sahillerinde ve ya bu sahiller açıklarında di müş olan 53 reü Alman t sidir, Mevzubahs olan 6 Yünkers resi, 88 numaralı bir tipe nsuplur, Resm! bir Norveç tebliğinin dün oryeçte karaya inmiş olduğu hs- ber verilen Yünkers'in yukarda zikri geçen muharebeye iştirak et- miş olmasının muhtemel bulundu- ğu beyan edilmektedir. Şu halde Almanların bu çarpışma esnasın. da iki tayyare kaybetmiş oldukla- r! zannolumuyor. İNGİLİZLERİN Di zi İSTEDİKLERİ TAYYARE Tondra, 4 — Dünkü akın 0s- nasmda düşman tayyareleri 15 bomha atmışlar: hiç birinde isabet vaki olmamıştır. Bir destroyerin hasara uğratıldığına dair Alman menabiinden verilen baber asl. sızdır Son hava; harbinde, raageli- ner Yünkers 85 550 kilometre sü- rat yapan dalıeı bir bombardıman tayyaresiydi. Ve iki toptan maada mitralyözlerle mücehhezdir. İngi- Tiz hava ordusu bu tip tayyareler- le çarpışmak için sabirsizlik gös- termekteyse de şimdiye kadar pek azina tesadüf edilmiştir. KAUÇUK KAYIK İÇİNDE DÖRT TAYYARECİ Kopenhag, 4 — 4 Alman askeri İP tayvarecisi kauçuk bir kayık içine de Kattegatt'da Samase adası 81- biline çıkmışlardır. “Tayyareciler adanm şimalinde tayyarelerinin dı nize inmeağe mecbur olduğunu söy- lemişlerdir, nezareti mali işler müsteşarı ta. yin edilmiştir. Kingsley Vud dahili meselele. ti teticike memur dakili siyaset komitesi riyasetini deruhte eyle. miştir. Vud, aynı zamanda İn. gilterede ziraat ve iaşe işlerini tedvire memur iaşe komitesinin de reisidir. Con Simon, maliye nazırı sıfa. tiyle, iktisat komitesi reisliğini muhafaza etmektedir. Havacılık levazım komitesi i. kinci reisi Lord Riverdale, aynı zamanda hava nazırı Sir Samüel Hor'a da bu vazilesinde yardım edecektir, Resmi tebliğ, bazı nazırların, daha ar mühim nezaretler deruh. te eylemiş olmasının bu nazırla. rın şahsi kıymetleri hakkında iti. madın azalmış bulunması manası, na çıkmaması lâzımgeldiğini te. barüz ettirmektedir. Bu değişik. liklerin sebebi, her nazırı harp esnasında en ziyade muvaffak ©. lacağı yerde kullanmaktır. Bun. dan dolayı nazırlar yeni vazifele. rini kabul etmişlerdir. Röyterin ayrıca bildirdiğine göre, Çörçil, pek yakında ihdas edilecek milli müdafaa konseyi reisliğini de derihte evleyecek. tir, Bu konsey, aşağı yukarı, ko. ordinasyon nazırlığının vazifele. rini görecektir. yanaşmışor mu ? Berlin, 4 — Alman bava filosu dün harb gemilerile teslik edilmiş bir İngiliz ticaret kafilesine hücüm elmiştir. Açılan şiddetli atege rağ- men Alman tayyareleri yeni bir muvaffakiyet elde etmiştir. Bir İngiliz torpito muhribi ciddi suret- ta hasara uğramıştır, Bir karakol gemisi ile hacimleri yekün 7000 tona baliğ hulunan İki vapur, bom. baların çıkardıkları yangınlar neti- cesinde mahvolmuştur. Diğer bir karakol gemisile ce- man 17.000 (on hacminde olan Uç vabur, hasara uğratılmıştır, İki Alman tayyaresi, mecburi surette yere İnmiştir, Mürettebat kurtarılmıştır, Bir Alman tayyare- #i kaybolmuştur, Bir hava suha- rebesi esnasmda İngilizlerin bir avcı tayyaresi düşürülmüştür. ONRAD idenizinde Şiddetli hava harbi | Alman tayyaresi bir İngiliz ticaret kafilesine saldırdı Soya ieclisinde münakaşalar Stalin ve Molotof salonu terketti Stokholm, 4 — Stokholm Tidinger yi Parlâmentodaki Sovyet meburları, birçok halk kamiserlerini enerjisiz , Uklerinden, betaetlerinden, kırtasiye. ciliklerinden ve mlisrifiiklerinden do- layt şiddetle tenkit etmişlerdir. Mebuslar, mılcasoselerde mlltehas - sis bulunmadığı ve birçok malların ziyaa uğramakta olduğu soktaları Üzerinde ısrar etmişlerdir. Bu münakaşainr ommasında Stalin De Moloto? salonu terketmişlerdir. Reyno, Paris elçimizi kabul etti Paris, 4 — Reyno, bu #sbah Türki- ye büyük elçisi Bahiç Erkinle İngil- tere büyük elçisi Sir Roland Kamp beli kararı etmiştir, Ingiliz Başvekili yeni bir nutuk daha söyledi: “Hitler harbi kaybetti,, İngilterenin silâhlarını artık bilediğine işaret e- den Çemberlayn “zaferimiz bitarafların da zafe- pa ri'olacaktır!” diyor, Londra, 4 — Çemberlayn Lond- rada muhafazakâr partisinin mer. kez konseyinin yıllık içtimaında bir nutuk söylemiştir. Başvekil salona girdiği zaman şiddetli alkışlarla karşılandığı dan nutkuna şu suretle başlamış” tar; İngilterede şeflerini alkışlama- larr için emir verilmez. bunu kendiliğinden yapar ve al. kışların kıymeti de bu itibarla artar, Bir müddet evvel size meş” guliyetim mani olmadığı takdir- de içtimamıza geleceğimi söyle- miştim. Bu sabah, Renin ötetara- fında sansasyonel birşey olup ol madığını öğrenmek için radyoyu açtım, fakat eski tehditlerden başka birşey işitmedim. Buna bi- Nâen vazife meşguliyetimin bu içtimaa gelmeğe mani olmadığını gördüm. Başvekil, milletin erişilecek gayede tam birliğini kaydetmiş ve şöyle demiştir: neceğimize esasen kanaatim vâr- dı .Şimdi 7 ay harpten sonra 24- fere olan bu itimadım bidayetin- dekinden on kat daha kuvvetli. dir. Harp patladığı zaman Alman ların hazırlıkları bizim hazırlık” larımızdan çok ileriydi. Şu halde düşmanın bidayetteki faikiyetin- den İstifade ederek noksanlarımı 71 ikmal etmeden ve Fransaya ve hattâ bize hâkim olmak teşebbü. süne kıyam etmesine intizar eyle- mek gayet tabilidi. B itler, göz koymuş olduğu şeyleri harp siz almak istemiş olsun veyahut hazırlıklarını tamamile ikmal et- memiş bulunsun, bülâsa sebebi ne olursa ol: Almanyanın böy- le bir teşebhüsü icra etmemesi o kadar fazla hayretle karşılanacak birşey değildir. Maamafih muhakkak olan bir. şey varsa o da B. Hitlerin firsat: kaçırmış olmasıdı Yedi ay geçti. Bu yedi zarfında çok iyi çalıştık. Bu müddet esna sında zayıf noktalarımızı kuv” vetlendirdik. Gene bu sırada harp kabiliyet ve kuvvetimizi son der Tece arttıracak surette taarruzi ve tedafüi silâhlar topladık, Ha: Jihazırda istikbal bize ne getirirse getirsin asude kalp ve ruhla bu istikbali bekliyebiliriz. Başvekil bitaraflardan bahse. derek 7 aydanberi bitaraf mem Millet | Bu harp başladığı zaman ye | leketlerin müttefiklere karşı © lan sempatilerinin mütemadiyen arttığını kaydeylemiş ve “yakıâ şudur ki, Almanyanın bugün dünyada hiçbir dostu yoktur” demiştir, Henüz Almanyanın askeri kud- inin korkusu altında olan bir taraflar vardır, Fakat bi- taraflara ziyan vermek tasavvu. runda olmamak ve bütün hak ka- idelerine riayet arzusunda ol makla beraber, Almanyanın per- vasız hareket etmek ve bitaralları kendisine yardıma mecbur eyle * mek gibi bir faydadan ilânihaye istifade etmesine müsaade etmek. liğimize intizar edilemez, O bi- taraflar ki, ne derlerse desinler, bizim O zaferimizin kendilerine hürriyet temin edeceğini, mağlü- biyetimizin ise kendilerini esaret mertebesine indireceğini pek iyi bilmektedirler. Sovyet - Fin müzakerelerinde zorluklar Stokholm, 4 (A.A.) — Mosko. vadân Stokholms Tidningen ga zetesine gelen haberlere göre, Sovyet - Fin müzakereleri ciddi zorluklara tesadüf etmektedir. Verilen malümata göre, Söv- yetler Finlândiyadan her türlü tedafül şimal ittifakından vazgeç mesini, yeni hududu askerlikten tecrit etmesini, yeni bir Manner. haym hattı inşa etmemesini ve Rusya aleyhinde matbuat neşri" yatına mani olunmasını istemek” tedirler. Arap âleminde mühim bir hâdise Amman, 4 — Melhuz harici bir tehlikeye karş: müttehit bir cep- he kurmak üzere Arap âleminin mesalsini tevhit için Amman E- mirile Irak Naibi arasında vuku. bulan mülâkat Arap âleminde büyük bir alâka uyandırmıştır. Yeni Amman - Filistin siyaseti hakkında iyi malümat alan maha” #ülde beyan edildiğine göre mü- bim bir hâdise bu siyaseti tarsin eyliyecektir, Bu hâdiee, Beyaz ki tap çerçevesi içinde milli bir hükümetin teşekkülüdür. Aylardanberi bir türlü tatmin edemediğim bir arzum vardı: Bir esrarkeş kahvehanesinde bir gece geçirmek. Tesadüflerin kıymetli bi rer âmil olduklarma ötedenberi i- nanırdım, İşte birçok yerlere baş. vurduktan, hep menfi cevablar 8- l meyus olduktan sonra bir hiç imdadıma yetişti; o emelime mu * vaffak oldum, Birgün kalender bir #anatkârla görüşürken bilmem na- sıl oldu. Ona sordum: — Sen, mükeyyefata nit subele. rin hepsinde sehibi ihtisassın, Fa - kat bilmem, esrarkeşlik ettin mi? Kalender dostum, kendisine mah sus teklifsiz ifadesile: — Veaktile o haltı da yemiştim. Cevabını verdi. Ben, hemen: — O halde, bir akşam benlo yerlerden birine gölür, çok me - rak ediyorum. Dedim. Dostum güç halle kur « tulduğu fena itiyatlarına muknve. metindeki zaafı düşünmüş olmalı ki: — Ben götürmiyeyim; fakat sa- na birisini tavsiye edeyim ki igi- ne yarasın... Dedi, Yanyana Yenicami ar'raxındaki yollardan birinde yürüdük, Peyke- lerinde gündüz uykusu yapan miş- terilerie dolu sıra kahvehaneler - den birine girdik, Honüz sulanmış toprak bir zeminde arkaliksı is - kemleler arasinda #erin bir yere oturduk. Henüz kahvemizi bitirme- miştik, yanımıza pek harap kıya fetli, halinden ayyaşlık aksn sa * kalı, bıyığı karışık biri geldi, Ar - kadaşım: -— Hah!.. İşte mana istediğin - den âlâ bir rehber! Dedi. Ve ona döndü. Birkaç ke. lime konuştular, Delilimin hakiki admın ne olduğunu bilmem, fakat * şişkin kapaklı, kirpiksiz gözlerin- den kiraya olsa gerek - “Çizi JA. kabile anılırmış, Akşam üzeri bu- luşmağa karar verip ayrıldık. Dargın bir güneş, kesif ve koyu bulutlar arkasında ihtişamsrz bir grup İçinde çekilmiş. sular karar * mıştı. Matbasdan çıktıktan sonra “Çipli” le huluşmağı kararlaştırdı. ğrmız yere doğru yollandım. O, benden evvel gelmişti Daha ilk kelimelerde nefesindeki kokudan delilimin vaktini boş geçirmediğini anladım, Dar, dolambaçlı sokaklar- dan geçtik, hiç bilmediğim, hi; geçmeğiğim birlakım yerlerden &0- laştık, Nihayet, karanlık yağ ma - Zazalarına benzeyen bir yerin ke - merli meğhaline vasi olduk. “Çipil" bana dönerek: — İşte geldik. Ama bir yere kadar uğrayacağız, Çünkü burada yalnız lüle, nargile ve kabak verir. ler, Ampesi kendimiz götüreceğiz. Dedi, — Ampes de ne? Diye sordum. — Esrar! Cevabmı verdi, Son zamanlardaki vekayie razs* ran pek tehlikeli mmtakalar telâk- ki edilmesi lâzımgelen birtakım vi. ranelerden, yangm Yöorlerindön geçtik, Çeşidinin çokluğu "» turka bir bonmarşaya benzetilebi- len bir dükkândan esrar aldık, Ne gerip dükkündi o.., Mısır kabuk rile örtülü bir toprak zemin üze - rinde sütçü dükkânı, eczane, tü - #Üncü, meyhane gibi biribirlerile hiç münasebeti olmıyan müsem - soslar el ele vererek bir çatı sit: - da toplanmışlardı. Geriye döndük Konuşmaktan hiç hoşlarımıvan de. Wimin bu soğuk sükütu yavaş, y vas beni huylandırmı”a haslamış tr. Öyle ya... Ne olur, ne olmaz... Üzerimde bir kravat iğnesi bile yok.» Sonra gideceğimiz yerde İç - timaf kayıtları çoktan çürüyüp kopmuş birtakım insanlarla bera . ber bulunmak mecburiyet! vardı, Eğer biraz daha bu muzlim düşün. * celerde devam etseydim muhak - Kaçakçılık te, bu günlerde faaliyeile esrar, ve kökainelleri yakalamakla meşgul, Birkaç gün önce böyle bir esrar tekkesi de basıldı. Bu naklettiğimiz yazı, bundan yirmi sene evvel, Hakkı Süha (Hakkı Süha Gezgin) in bir &srar kahvesinde geçirdiği birkaş saati anlatmaktadır: Yazan: Hakkı Süfa ESRARKEŞLER ARASINDA Bir esrarkeş kahvehanesin- de geçen birkaç saat Eski bir esrarkeş — Kahvehaneye doğru — Vira- neler arasında — Esrar tiryakileri — Nacinin bir âşinası — Avdet eroin kak kararımdan nükül edecektim, Akal gibi polis, devriye ve bunlara benzer insana emniyet veren hiç bir şeye tesadüf etmiyordum. Tek- rar kemerli kapının önüne geldik, İri başl çivilerle bir deve dami medhaliri andıran bu kapı bile ba. na korkunç göründü, Çipil, sakal- larmı kaşıyarak: Girsene beyim, ne düşünüyorsun? Deyinceye kadar eşiği atlıyama- dım, Sanki bütün merakım hir en- dişe rüzgârile savrulmuştu. İzzeti nefis, gurur işte bunlara benzer birtakım sarkierin ruhumdaki is yanından ulanarak girdim. Burası geniş, yuvarlak bir yerdi. En dipte şişesi karsrmış. üzerindeki sinek salkımlarından askılarnın rengi ve maddesi anlaşılamıyan bir lâm- ba, köşede teneke bir semaver, salep fincanları, küçük kâseler, 80- zacı havanlarına benzeyen kulpsuz kallâviler, Pis müteaffin #ulu bir. kaç nargile, siyah bir dolap. İşte o- radaki bütün eşya, bunlardan iba- retti, Yer, yırtık bir hasırla örtülüy- dü. Duvar kenarında yırtıklarından samanları fırlamış birkaç minder üzerinde Yarı uzanmış birkaç kii durman buludları içinde bulanık bir rü'yetle görülebiliyordu. Dışarda ayak patırtıları hasıl oi- du. Bilâhara kahvenin sahibi oldu“ Bunu anladığım adam, acele koştu. Ysn pencereden gelenleri tetkik ettikten sonra kapıyı aştı. Çipil; — Basılmak korkusu Diye mırıldandı, Buranın havası kadar müleyves bir gey tasavvur edemiyordum. Gideli beş dakika olmadığı halde öğürecek kadar bulantı ve Usyeti teneffüs hissetmeğe başlamıştım. Delilim kuşakları srasından &srar; gikarıp kahveciye verd! ve bir müd. det konuştular. Muhaverenin ken- dime tgallök ettiğini herifin arada sırada bana (çevirdiği bakışlarm- dan anlıyordum, İk kelimelerde kaşları çatıldığı halde muhavere #onlarma doğru çehresine yayılan inbisat, Çipilin muhatabını temin ettiğini gönteri- yordu. Rehberimin kabağı geldi, Bu, bir Hindistan cevizinden başka bir şey değildi, Yalnız ortasmda açılan bir deliğe boğumsuz bir kamış o ka- mişin wç İarsfına da zurnalara te- kılan ağızlıklara müşabih ince bir gey ilâve edilmişti, Bu, tiryakilere mahsusmuş. Bararm tesirine mu - kavemeti pek fazla olmıyan'ar, du- manı bir defa yıkayarak tasfiye e den uzun marbuçlu nargileleri ter. cih ederlermiş. En tiryakiler de es- rarı ufalayarak tütünün içine istif ettikten sonra lüle çubuklarla içi- yorlarmış, Burada her türlüsü var” dı. Erkenden başlamış olanların gözbebekleri ufalmış, zekâya, irfa. na, ezme hulâsa bin türlü manevi varlıklara delâlet eden parlaklık zail olmustu. Elindeki kibrit çöpü ne sabit bir nazarla bakan solum” daki bedbaht, iradenin if va feci bir şahiddi. Mü makir elleri dikilmiş rafına kilitlenmiş, kır bir sakal çen borile çevrilen çenesi dizlerinin Üs» tüne dayanmış, ağımdan #alyaları akıyordu. Teneke masrapalar içine koydurdukları işkembe çorbalarmı meze eğen zillcerahin ayyaşlar 08- rar nefeslerini rakt yudumlarile mezcediyorlardı, öleden bir baş - kusi bitap hırıltılı bir sesle: “Meyhanede bikaydi sefal İle mey İçmek Ne meclisi Dârâyn ne de bezm.i Cem'e benzer” Beytini okudu. Bu yobazlar ara- ,sında Nailinin bir âşinasma tesa - dilfü hiç düşünmemiştim, Hem öy” le bir Âşina ki, beytini, muhite rüilinasip bir surette intihap edebil. (Lütfen sayfayı çeviriniz) hemn

Bu sayıdan diğer sayfalar: