. ') sohbetleri başladı. Naa e bundan iki haf. 1 a! fazla. Komşu ev. ” em lar oluyor. ; yar, ğular dağıtı- ve birer gelme- k Yıllık ufak tefsir, De kuru evlerile bizim Bamlkardır. Her mes. Bakikay efe İşl ihtiyat embilt- ER, ti çen, Aptidal bom ote, ge evinin getirdiği kira Me 1, İaşe snamur, 4 Banka, sna altinda peys a Memuru, davaveki, e ha eva gelenlerin | ağ “Pal de mevcuttu. enn ele olür ama A katı aramaz /f şey Bizim > Ni k vay ei, Zikten bir poker çe ÜNV sta, da Poker lafı daha ik, OLMAZ iter Gelmez üirA bir de bak. | / Yem rini aktör Karım, i a koy» ü * Kldey Pbe, benz dört li 1 a iyorduk. | akip Küztnoya yaa, KE SYord, de ÇAR eve ela, tt EYİ: ba- | Beren, | z m Arkan : A rr i İL. ' gece sohbetinde. çalara gidelim. Gezelim. OGülelim. ora uzalıara b uzaklara... Trene wp Birsecıye kağar giğeim. Hava sararın, vapuru kaçırmamak için «4.prü üstünde kol ko, yan yana uünvay gizi olimobil gisi koşalım. Vapurus yer bulamıyalım da ayakta durarak karşı karşıya konuşalım. Lodos çıkam. Vapur iskeseyo yanış mâsn akını bizi hayırsız ausya ka- dar sürüklesin. Ah. Gene (o galrane hulyâlar içerisine daldım.,, *içeriye daldım sma, dükkânda gözüme lik iiğen gey, Kağar tekerlek. a e e dı. Ziyan epeycaydi. İçimsen © fena biduvuandım. Wakat bir kere olmuş. Ne denir? Sert bir sesle çırağı çağır dım, Çivide atli duran fırçayı alar öm. Çocuk kovayı doldurdu. 'sekerlek leri fırçaladı, fuçaladı., verdi suyu. verdi Bayt... “ece hayvanlar yürüyemiyecekti, İkaz cim. Aman yüzvaşum God; ue yapıyorsun? Yorgun ..., Mü DU kadar #w vecir mi? pe isa vaz ge tiktik. Askerler yalak başından akü ri Şekli 4 Mnmiyan o hâyvanınra Şu ulaiece Ducaladık. Arkayaşlar dün biri arikzından banu seslendi:,, "O ssp, bedi ix defa ismimle, rani- krmeye vökülete çağını (o Olacının gür sesiydi. Hemen önümü iüedini, Boyunbağan çıkan ucunu yeleğimin Içine parmaklarıma o yerleştirulm. hiahkeme salonundan o içeri bir gir- dim. Girdim asa, amanallah! Kalolm müthiş atiyoruu, sik sik mele Bi. yoruu “4 Bi aiaekliğemi b kim emretti: efer 1) dedim. Müek- kdem byan Mazerle cüuüeki kunt- ral muciince evde daha Wç my otur. esiya kamüleh mezunyür. Mahkemel sliyenizce 'vusaddaklır ki kuntratın hitammndan evvel saucirla kirayı tez yide hası yoktur. Mucirimiz i4ç vale» ünden evvel z&im talebinde bulunuyor. binsenaleyh davanın reddini telep © derim... “Aran! İş fenalaşıyordu, Bu karar verilirse balim ne durdu? Ben bunu düşünmemiştim. Beyaimden bir sani. ye bir fikir geçi. Oh! o Kurtuldum. Hâkime dedim ki: efendim, hukuku- mu müda.ma Sımnında vekil tutaca- gm. Mahkemenin başka bir güne ta- iüdini rica ederim. “Müdürün etekleri fena halde tu- tuşmuştu. Vay bir talebe O müdüre Karşı falan çeyi nasl taleb ederim diyebilir, diye beni küstahlıkla itham ediyordu. İş meclis döküldü... “O #irağa bütün talâkatimle reise karşı efendim, dedim; bu muhterem mecliste söze Üçüncü olarak müda- halemin sebebi yeğinesi (şudur ki: Şirketimiz bu sene de hiasoduranına bir pey vermezse balimiz (o barsptır, hattâ birinci sevi... wUn demek (o (B) markalı un de- mektir. Du ise Amerikadan külüyet- U miktarda gelmektedir. Müfettişler ekmek meselesine fevkalâde ehemmi. yet vermekledir. Ezan cümle geçen- lerde Beyoğlunda (777) (o numaralı dükkânda... “Bakkallık ie iştiçal eden (birini getirdiler, Bermutat, adını, (O şanını, sanâtini ve vessiresini sordum, Me- ger esdbeced bizim sülüleden değil miymiş! Em ayağım buz (kesildi. Dükkânında işret ettirerek türlü mü. nazanlara sebebiyet veren bu &dnm akrabamdır dive ( etkışlırmamazık etmezdim, Derhal, N "Kulağından tuttum. Büktüm, tük Wim, döktüm. z “Bir daha ezbörlemezminin?,, diye bir canm yaklım ki çocuk avazı Çık uğı kadar bağırdığından olacak, mü dür kapıyı açtı girdi. Fena balde hid detlendim, Arkamı talkbeye döndüm; yavaş seile: — Ya çık ya çıkartırım! “Herif cüzdanmı çıkarır çıkarmaz apıştım. Kaldım, Yirmi bezlik mi is tersin, ellilik mi İstersin, yüz'ük mü? Havmiki biz'm koca matbaanın kasa: sanda fare izlerinden başka bir şey yoktu. Hemen ilinin hesabini yap- tra. On lira tutuyordu. On ca ben /- lâve ötüm. Ö gün (Obuşmuharrirden mürettibe varıncaya kadar (o fasulya piyazile bütün aylığa mahsuben bir zi yafet cektim. Kararmızı doyurduk..., » Adımcağız şakadan (olduğunu Be bizin, - bak sahnede mübarek Ra- sazan gününde ziftleniyorlar! . diye, isikemlelerden kalkarak snhneye atla- mağa yeltenmesin mi? Hemen rolde imişim gibi bi vaziyet aldım, Her'fi yakalar yakalamaz kollain arkasına fırlattım. Herif yuvarlanırken çeneme müthiş bir yumruk indirdi. Beynim meynim biribirine karıştı. & Sendele dim. Fâkat.. Bu işten biç bir şey an- İsmadan sahnede sofra başımda şaşı. ran aktris; döndüm. Mademki dedim, ——— a aa a da Kesik kafayı keseni bulana 3 bin yen mükâfat ce- rilecekti. Fakat her şey İki gün sonra Tokyo gazetele- rinde Tamanoi mahallesinde başı bulunan adamın eşkâli yazılıydı. Fevkalâde alâmeti olarak ta bu adamın dişlerinin pek büyük bu. lunduğu gösteriliyordu. Bu ada- mi yahut bunun katilini kim ta- nıyordu? Failini yakalatacak her malümata polis ayrıcada bir mükâfat, yani 3000 yen verecek- ti. Günler geçmiye ve eskisi gibi tekerrür etmeğe başlamıştı. Fa. kat zabıtaya hiç bir ihbar vuku bulmuyordu. Hiç kimse ne bir dost dostunu, ne bir ana kocası m, ne bir baba oğlunu arıyordu. Yer yüzünde adetâ kimsesiz bir ölü vardı. Matbuatın feryadı ce. vapsız kalmıştı. SIRITAN MASKE!, Tokyonun en büyük caddesi Ginza ışıklar içinde parlryordu. Caddenin her iki tarafındaki gök- leri tırmalayan yüksek OAmeri kanvari binaların cephelerindeki, damlarındaki Neon reklâm ziya ları rengârenk yanıp sönüyordu. Cadde baştan aşağı insanlarla doluydu. Büyük müesseselerin projöktörleri semalarda dolaşa. rak türlü türlü mamülâtın isimle- rini göklere yazıyordu. Tokyo nun Broadway'i sayılan Ginza gündüz uykusundan uyanmış, canlanmıştı. Raylar üzerinde tram vaylar ileri geri hareket etmekte, asfalt üstünde otomobiller ve otobüsler birbirlerini kovalamak. ta ve yeraltı demiryolunun gü- rültüsü de caddeden işitilmektey- di. Cadde başbaşa, omuz omuza insarlarla dolu ve bunlar bir ko- yun sürüsü gibi sessizce ilerle. mekte idiler. Japonyanın bugün- kü ve yarınki nesli Ginzada ge ziyordu. Yarının aydınlık gününe doğru Nipponun gençliği akıyor- du. Ginza dünyamn en asrf en modern bir caddesi idi. Ginza bugünün değil, yarınki devrin müjdecisi idi, Ginza vaktından, devrinden evvel doğmuştu. Ginza aynı zamanda Londra, Paris ve Nevyorkun bir modeli idi, Ginza gârbın penceresi idi. Ginza sine. malarla, barlarla, Ickantalarla do Ju Japonyanın asri merkeziydi. Aynı zamanda Ginza şarkın bir caddesi idi. Çünirü Ginzada gezea lerin vakıtları vardı ve yavaş yavaş hareket etmek burada da Adetti. İnsanlar burada birbirle- rine çarpıyorlar. kibarca eğilerek ve gülümseyerek birbirlerine yol veriyorlar, yahut sokak ortasında birbirlerine uzun uzun anlatıyor” lar ve geçenler de bunları taciz j yun etmemeğe gayret ediyorlardı. Çehreler mütebessim, hareketler yavaş, elbisel k pek kuma kızları ört- mekte, kimononun. o takunyanm yanında caket, tayyör kostümler rengârenk ve buurnları geniş İm giliz biçimi potinler, hasır ve keçe şapkalar, bu caddeyi doldurmuş Japonlar kostüm bha'oşunda yahut karnavaldaydılar. Bunların da & rasında arasıra (o Japonyanın €n Şahadet parmağımı sinıma (gölür- düm, Tizaz düşündüm. — Yeleğimden boş bir Jâvanta şiyesi çıkardım. Su ile dölü bardağa boşalır giti o yap tum, Bardağı kaldırdım. Doya doya içtim içtim. içtim. oh! Kanapenin üzerine uzan m; intikar (etmişim. Rezalet * © Gereceye varıyorüu. Per- de kapandı. Mütü bir alkış tufanı dır ba-'ıdı. Perde yeniden açıldı. O 1s gey deç *.. HAA © slkışlıyorlardı. Zenemin acısiyle kıvranarak bir res verans yaptır Paydos. Ertesi günü gar-*-*eri ellerime alır atmaz "Tk İim tenkid atitunlarını okumak oldu. Gül mekten çatlayacaktım: Büyük tiyat- roda ” “#a yerek temsil edilen Jki perdeli 'son ez) piyesinde (Ne- riman) rolünü yapan iasın rolünde yemek yememe de mani cluyorsin. son derece muvaffak olmuytur, tebrik ben de seni boyadım, boyadım, hoşa” ag boştu modem, erkekleşen genç cinsi lâti- fi burunlarında zekâvet (gözlüğü, bacaklarında pijama (pantalonu, erkek gömlekli ve kolların altında da iş çantalariyle eksik değildi. Akşamları güneş battıktan, sis çekildikten sonra işte bu Japonya” nın istikbali olacak cadde bütün zevk ve eğlencesiyle açılıyordu. Et raftaki mağazalarda muskalardan başlıyarak, Beethovenin, general Arakinin, Şekspirin büstleri de sa- tılmakta ve hattâ kartpostalları en gizüleri bile kepenk altından a lmarak yavaşça ceblere yerleştiril” mekteydi. Burası Japonyanın is” tikbaliydi. Müfettiş Hidekichi de kendisini bu insan cereyanma salıvermiş bu- rada yürüyordu. Hidekichi evine gidiyordu, fakat fikren de meşgul görünüyordu. Gazetelere müraca” atla cinayet muammasını o halkın yardımı ile halletmek mümkün ol- mamıştı ve bunun, hele Japon ana- nesine mugayir hareketin (bütün mesuliyeti onun omuzları üstünde yüklüydü. Yüksek makamlarm bu hareket lerden dolayı memnun olmadığı nı pekâlâ biliyordu. Hele bu teşeb” büs neticesinde biri polise müra- caat etmiş olsaydı, biraz o mesuli- yetten de kurtulmuş olacaktı, Hidekichi gayet güzel (O kumaş larla giydirilmiş bir bebeğin bu" lunduğunu bir dükkân camekâni önünde durdu.Bu bebek bir süari yi,bir Samuariyi(i) gösteriyordu. Başında gayet küçük bakırdan bir miğler vardı. Midekichi buradan ayrılırken ayakları titremeye başla dı ve gayriihtiyari durmaya mec bur oldu. Hidekichi birkaç adım İlerde elinde bir tepsi bulunan bir adam görüştü. Tepsinin Getünd yordu, sırıtan bir erkek maskesi Tepsiyi dinde tutan adam yâya kaldırımın köşesinde duruyordu. Öyle ki oradan geçen herkes mut- laka bu alçı maskeyi görecekti, Bu adam da Hidekichinin mu avini İshiga idi. Hidekichi muavinini böylece bir âdi satıcı (gibi Gina caddesinin köşesinde elinde bir tepsi ve alçı- dan sırıtan bir maske ile görünce şaşalamıştı, Fakat Hidekichi da ha ziyade şaşacak ve hayret ede cekti, çünkü o anda maske ağzını açmıştı ve ağzın içinde iki diş gö rünüyordu.. Pek korkunç bir man- zaraydı, Birkaç saniye sonra maş i ke ağı tekrar kapadı ve bu o ütenddit defalar (o tekerrür citi. Gelen ve geçenlerin bir . çoğu duruyorlar ve bu sırıtan maskeye baktıktan sonra, bunu elinde, tepsi üstünde taşıyandan da izahat bek* liyorlardı, Fakat bu adam bir şey söylemiyor ve dikkatli o dikkati etralında toplanan halkın simala- rını İztkik ediyordu, kimse de mak sadın ne olduğunun farkında değil di Yalnız Hidekichi plânm ne ol duğunu anlamıştı, çünkü Hideki- chi maskenin ağzındaki (dişleri, bilhassa dişlerin kesik başın diş leri olduğunu görmüştü. Böylece de İshiza bu adamı tanıyacakları aradığının farkma varmıştı. Her- halde bu maskeyi, yahut bu dişle ri tanıyan birisi bulunacak ve İs- hiza bu suretle bir ipucu elde € decekti, Bu cidden delice bir plândı. Fa- kat bu plân şimdiye kadar kuvve den fiile çıkarılan (o plânlann en mükemmeli değil miydi? ve bu su” retle daha çok muvaffakiyet ümit edilemez miydi? (Devamı var) (1) Cesur atlı Japon cengâseri. Kız mektepleri arasında Voleybol müsabakalarına Dün de devam edildi Kız mektepleri arasındaki vo- ırı sayılarla ilk seti 15—8 kazan leybol müsabakalarına dün de l dılar, devam edildi. Kandilli — İnönü. İlk müsabakayı Kandilli lise- si ile İnönü liseleri yaptılar. Ta. kımlar: Kandili: Hadiye (kantan), Saime, Fahrünnisa, Bahriye, Mediha, Bedia, İnönü: Ulviye (kaptan), Mü. er Halide, Jale, Nimet, Ve, le. Oyun başlar başlamaz Kan - dilli lisesi hâkimiyeti eline al- dı. Bunlardân geri kalmak iste. miyen İnönülüler de açıldılar Müsabaka çok çetin cereyan €. diyordu. Neti: ilk seti Kan. dini Hsesi 18—16 kazandı. inci sette vine hâkimiyeti ellerine alan Kandilli lisesi, bu seti de 15-11 kazanarak saha - dan ayrıldılar, Erenköy — Cumhuriyet Günün ikinci karşılaşmasını Erenköy lisesi ile Cumhuriyet Üseleri yavtılar, Takımlar: Erenköy: Mukaddes (kaplan) ve Muzaffer, Mübeccel, azilet, Ayşe, Cumhuriyet: Meliha (kaptan) Nihal, Kadriye, Bidar, Sema - hat, Küniye. Oyun başladığı zaman Eren . köylüler çok hâkim bir vaziyet. te idiler. Arka arkaya yaptıkla. İkinci sette çene rakiplerine göz açtırmıyan Erenköylüler bu geti de 15—5 bitirerek sahadan ayrıldılar, e e — İstanbul Günlün en mühinı " kil öden müsabaka Kiz Öğret men okulu ile İstanbul Hisesi a. rasında idi, Tı ri Kız etmen: Feyzi; tan). Melâhat, dare ez ha, Fatma, Muzaffer, İstanbul: Selma (kaptan), İddl, Semahat, Güzin, Ülker, Hatice, Oyuna Kız Öğretmen'in hâki- miyetile başlandı. Rakiplerinden cok daha fazla yüksek oynıyan öğretmen okulu takımı seti 15 kine sette de üstün inci sette de oynyan öğretmen okulu hasımlarımı 15 —2 gibi acık bir farkla yenerek sahadan ayrıldılar, —— ö Kadıköy halkevi siklet atma müsabakaları Evimiz spor programı muci. bince 24 mart nazar günü mü , kâfatlı bir (sıldet atma 680 <ram) müsabakası yapılacak. tır. Müsabakaya iştirak etmek istevenlerin pazar sabahı saat (9,30) da Fenerbahçe stadında hazır bulunmaları. gıda mevkii, miktarı ve kıymeti muhammensleri yazık tarlelardan eçkiş parça tarla (le bir çayırm tamamının ve iki parça tarlanın nısıf hisselerinin tamamızın 96 hisse ilbarile on dörder hisselerinin 22-4-940 tarihine müga- 419 pazartesi günü saat 14 te kıymeti muhammenelerinin yüzde yetmiş beşi derecesinde alıcı bulunduğu takdirde ihaleleri icra kılnasağı ve böyle bir bo- delim talik çıkmadığı takdirde 15 gün daba temdit edilerek 8-5-940 taribine “mllesdif Şarşmı& günü ayni saatte ihale! katiyeleri icra kılmacağından ta Wp olanların kıymeti mühammepelerinin yüzde yedi buçuk nisbetinde pay ak çesile ve şartaamesini görmek istiyenlerin tarihi ilândan itibaren ve ipotek alacaklılarla diğer alâkadarlarm gayrimenkul Üzerindeki! baklarımı busüei. Te fölz ve iharafa Ödiz olan İddialarını evrakı müahitelerilş yirmi gün içinde büdirmeleri; aksi baide bakları tapu slelllerile sabit olmadıkça sâlış bedeli, nin paylışmasından hariç kalacakları Hân olunur. Meridi malktarı 12000 12000 6000 6000 2500 20000 3500 8090 12000 12000 aazsezasıza tasarı Saizirızgı 1300 Metre murabbar muhammen ru OR 3öznSseyus3 Sk El ya İstanbul üçüncü icra memurluğun- dan: 4343 Puraya çevrilmesine karar verilen Vestirk markali #üt şişe & Eylinesinin birinci açık art mis 25/8/040 terikine münadif pa teni gürü asat 0,80 da Galatadı Voy. vida caddesinde 136 sayılı o Hoiyoz rüssasesinda yapılacak ve kıymeti sürelie İM me nin yüzde 8 giri bulamadığı Ikinci eçrie arttırmasının 29-3-940 ta. rihine tesadilf eden perşembe | günü aynı mahalde ve aynı saatte yapıla cağı Win olunur, 29.2.940 | | Dr. Murat R. Aydın | Beyoğlu . Parmakkapı, İmam iğ Muayene ve h ö fee e parasız. de Hünnap sokağında 12 No, lı hane- nin bir odasında sakin iken ahiren ve. fat eden ve lerekeşina mahkemece vaziyet edilmiş bulunan (O Fatmadan alacak ve borç iddiasında bulunanla. rın bir ay ve veraset iddlasında bu- Mnarların da Üç ay İçinde vesâik ve senedatr kanuniyelerile birlikte Üs. küdar ikinci sulh hukuk mahkemesi, ne müracaatları ve aksi halde kanu. mü medeninin 594 Üncü maddesi oh. kimma tavfikan terekesinin hazine. , neye taslim edileceği ilân olunur. 040/6 Bir borçtan dolayı mahcuz olup paraya çevrilmesine karar verilen aşa- 213.940 Perşembe 1230 Program ve memleket saat ayarı, 1200 Ajanı ve meteoroloji ba- berleri, 12,550 Müzik. Çalanlar; Fah. ti Kovaz, Cevdet Çağla, Hasan Gür, Hamdi Toüay. 1 - Okuyan: Sadi Hoşses, Melek Tokgöz. 180, 14 Müzik. Karışık müzik (PL), 18 Prog ram ve memleket saat ayarı, 18,5 Müzik: Radyo Caz Orkestrası, 1840 Karuşma (Bibilografya), 1555 Ber , best saat. 10,19 Memjeket saat ayarı, ajana ve meteoroloji haberleri, 1930 Müzik; Fazl heyeti, 20,15 Konuşma (Sihhat saati), 2030 Müzik. 31 Mü- zik: i — Okuyan: Safiye Tokay, Mus 1afa Çağlar. 21 Müzik; Oyun baya » j lar, 21.15 Müzik: Radyo orkestrası, | 21.5 Müzik; Melodiler (PL) 22,30 MU- xik; Opera aryaları (Pi), 22,55 , 23, 25 Yarmki program ve kâpanış, Dr. KEMAL OZSAN Uroloz Operatör Beyoğlu Te tiklâl caddesi 380 numaralı Ohanyan apartmanı Bursa ”* Tel: 41.235 EEE CA KETEN Çoruk Hekimi — Dr. Ahmet Akkoyunlu Vaksim * Falimhane Palas No 4 Pazardan manda her gön saat 1S den sonru Peleten s0 Baomey Pi