12 Mart 1940 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

12 Mart 1940 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

arr İAZON MEYVA TUZU Müferrin ve midevidir İCLEESİZ. GRİPSİZ, OKSURUKSU HABER — Akşam Postasi İnkibez, hazımsızlık, mide bulantı ve bozukluğnnda barsak tembellizinde, mida ekşilik ve yanmalarında , emnivetiz kullanılab lir. MİDE ve BARSAKLARI temizler alıştırmaz ve yormaz, MAZON isim ve HOROS markasına dikkat, ZdiRKIŞ V ALD A PASNILLERi SAYESİNDE KA3iLDi?. HAKIKI PASTIL VALDA ismi üzerinde ısrar ediniz. Her eczane de bulunur. Yalniz toptan salış içim MAZON ve BOTTON ecza depom, Yeni Bastnhnne arkası No. 31 A ve Sok esrariş bir Sabaha kısa bir | kardeşi cüzamdan krutulmuştuk, hakiakten öldüğünü öğre bulutlandı. âlemi gibi gözlerimden (geçiyor. Bunlar acat hasta bir musayyi” lenin yarattığı evham mı, yoksa hakikaten var olan bir takım şey ler mi? Dönllşümüzün hasreti vakaları gözlerimde toplandı. Pelinu ile kâr | deşi üzerinde dev adamın verdiği ilâcın tesirini görmek için tam üç hafta Hindistanda kalraıştık. Dön mek İsticali içerisinde bu kalışmma sebâb, ilâcın faydasını (o gözümle görmek ve bu suretle kendimin de cüzamdan kurtulmuş olduğuma tamamile inanmak saadoğini tat maktı, İlâç, umulmuyacak bir tesir yap tu. Gerek Pelinu gerekse (o kardeşi kurtuldular, yeniden doğdular, in- sanlığa geri döndüler, Hintii kız destan ve masal olan eski güzelii- ğini de kazandı.. Onları yurtların da ve yuvalarında bıraktık, vahşi mıntakalardan çıktık, (o Bombayı bulduk... Bütün bu garip hâdiseleri bir rüya deyip geçmeği ve unutmayı çok istiyorum. Fakat ortada bir de hakikat vari Çok acı ve çok unu tulmaz bir hakikat: Karımın ölü mü... . asılı Duhlinin söylediği acı *haki- çati ilk medeniyet merkezine vörs* dığım gün çektiğim bir telgrafla sormuştum. Gelen cevap bu işin hakikat olduğunu söyledi. Demek dönüşte sevgili karımı bir daha göremiyeceğim.. Gözlerim yaşlandı. Başımı vapu run nemli tahtalarına dayayarak bir çocuk gibi ağladım.. Başımı kaldırdığım vakit kenar» ları yırılmağa başlamış bir bulut yığınının arasından hilâlin uçları görünmeğe başlamıştı. Bana yeni ve sakin bir hayatın keder (dolu rahatını vaaderlen bir hilâl. Vapur Hint denizini hâlâ keskin hışırtıyla yarıyor, Artık yeni bir ufka doğru ilerliyoruz.. Mazi ya vaş yavaş unutulacak. Hayatta mukadder olan en bü- yük saadet unutmak değil midir? BITTI Dün ve Yarırı Tercüme külliyat Satış yeri : VAKIT KİTAPEVİ 1-10 kitaplık bıracı ser Numara Buru 1 Safo 100 2 âile Çemberi 104 3 Mearet, Banka, 7 Borsa 4 Devlet ve ihtilâl o 75 5 Sosyalizm oi 8 J, Rasın külliyatı ! 75 7 İşçi sınıfı ihti 60 8 Ruh! hayatta lâşuur 60 ? Isfahanadoğru (— 100 10 1. Rasin külliyat 0 75 Bu serinin fiyatı 795 kuruş. ur. Hepsini alanlara © 20 #konto yapılır. 236 kul 'eşip alındıktan sonra kalan! Ulirası ayda birer lira öden. ek Üzere dört taksite bağla- vr. Bir Fin aşkı Yazan: Andre G. Blok Lovisa Kotinen, Mikkeli'nin en güzel kızinrindan biriydi. Babası İrlo Ketinen bu havali- Bin zengin ve büyük çiftlik #nhibi olmuş bir köyllüsüydü, Ve oda kı. znı memleketia iyi (o ailelerinden birinin oğlu ile evlendirmek isti, yordu, Finlândiya tamamile bir köylü memleketidir ve gayet demokrat « tır. Burada uşağı tabakayı toprak) İşçileri ve orta tabakayı zehgin ol. muş köylüler ve Saç *abakayıda bu köylülerin İyi tahsil görmüş ve yüksek tahsil gördükten sönrs cumhuriyetin askeri veya sivil en yüksek makamlarına kadar yük »- #elmip olan çocukları teşkil eder. ler. Lovian için bir koca seçmek is. tediği sıralarda Obaba Ketinen, kendi evlerine sik sık gelerek Lo- visanm annesini tedavi eden dok- tor İnkiyisti (o beğenmişti, Genç doktor Ketinenlerin evinde Lovita dan gayri bütün sile halkı tara - fından gayet büvük bir dostlukla karşılanıyordu. Kızmın doktora 4. yi münmele ot üi dinen baba bir gün kizma: — Lovisa, demişti. Senin dok» tor İnlüvist'e karşı dahı nazik davranmanı İstiyorum. Çünkü o kısa bir zaman sonra senin kocan olacak! şındayım ve henüz evlenmek iste. miyorum, Cevabını vermişti. Finlândiyada genç kızlar olduk. ça büyük bir bürriyetten istifade ederler. Hem bunun için, hem de zamanm nasıl olsa kendisine yar- dımcı olacağından emin bulunduğu *in baba Ketinen Kızma karşı 15- rarda bulunmamıştı, Bu sözlerden sonra Lovisa doğ- ru bahçeye çıkmıştı, Ben o zamanlarda köyün kena - rında, Kelinenin çiftliğine bitişik olan küçük bir evde oturuyordum. Penceremden onların bahçesi gö . rünüyordu. Ve işte o gün pence- remden genç Lovisa ile bahçı yanları Antti Erkko arasında © çen muhavereyi işittim. Genç kız babçeye çıkar çıkmaz onun yanma gelmiş ve: — Düşün Antti, demişti, Ba - bam beni doktor İnkivist ile ev- İendirmek istediğini söyledi. — Peki, sen ne cevah verdin? — Ben de babama - evlenecek yaşta olmadığımı söyledim. Ve bunu söyledikten sonra bahçede hakikaten bir gecek Gid ıwnıyarak ondan uzaklaşmıştı. Ketinen baba dalma şehre gi. derdi, Ya işleri olurdu, yabut £i- ler kahvede (otururdu. Lovlsanın &nnesi bütün gün odasında bir ve dirde yatar ve iskambil kâğrtlerile talına bakardı. Yanında da daime fakir bir akraba kağın bulunurdu Zovisa ile kimse meşgul olmaz dı, Onun için genç kız pek sıkılır vo bahçeye giderek Antti Erkko ile konuşurdu. Bahervan yirmi tiç iri güzel bir delikanlıydı. Fakat basit hir rençberdi. Büyük bir zekâya melik değildi. Ben kısa bir zaman içinde gerc kın hiç kötülük düşünmeden 68- dece cın sıkmtısmdan bu delikan. i #vla konuştuğunu © anlamıştım. | Hurbuki Antti ba basit köy çoruğu “Nelti,, sine. yani bayanma âşık Ona: : i : du. : Hattâ ben bu hali farkedine* bunu genç kıza söyledim ve tebii İ keli bir oyun yaptığını ona anlat- mak istedim: İ — Nasıl oyun! dedi, Ben ne va İ pıyorum, niçin Antti ile konuğm. ars saei Dedi. Güldüm. Kızdrt — Siz de babam gibisiniz, dedi. O İnkivist beni seviyor zannedi « yor, sis de Antti bana Aşık diye tutturdunuz, Yazm sonlarına doğru Ketinen kızma: «.— Lovisa, mademki evlenmek istemiyorsun, seni Helsinkiye zön- dermeğe karar verdim. O. rada Üniversitede tahsilino devam ederain! Bu şey boşuna gidiyor mu?,, dedi, Bu sözü duyan genç kız da: “ Oh elbette baba.» Diye bağırmıştı. Halbuki bu haberi işitince bah - çıvanın Sura asid. O zaman | İ dn gece saat 8 ta başlar. genç kız: — Antti, dedi. Sen de Helsin- kiye git ve hayatta muvaffak ol. mak için bir tecrilbe yapmış olur. i sun! Bu suretle sonbaharda ikisi de Mikkeliyi terkettiler, Genç kız bir. kaç gün daha evvel birinci sınıf bir kompartımanda ve bir ektpres- le Helsinkiye giti, & Anti birkaç gün sonra bir konvansiyonelin ü- güncü mevki (Okompartımanında keliden vzaklegiz. İkl ay sonri ben do Helsinkiye gittim. MN kütüphanede işime yarıyacak barı vesalk bulmak isti, böyle ölabileceğini zannetmiyor. dum, — Evet, diye cevab verdi, Ben hayata yalnız şimdi gözlerimi aç. tm gibi geliyor. lecek o ka, dar çok enteresan şeyler varmış Ben ise Mikkelide... eliyle o zamanki kendini ne- kadar istihkar ettiğini gösteren bir işmret yaptir, -— E, Antti Erkko ne yapıyor? Diye sordum. — O, Helsinki civarında olan Grankullada odunculuk ediyor, — Siz onu görüyor musunuz? — Arsa bir.. Çok üşükür tıb tah- sil ediyorum. Ve yalnız işimi düşünü yorum. K Ertesi gün, Bükkeliye dönmüştüm. Ve Lovisanın üne ve babasına kız sarımı İyi sıhhate ve İyi (o vaziyette gördüğümü ülülrdim. O sene, o Dosl dailierinde genç uz Helsinkide kal. al. üz UlüLermde Ge gelmedi, Tue eelerden müteşekkil bir grupla İsvege giter, Ban de bülün yuz #inlânuiyas aa öğinde dolaşımı Ertesi sene, voel yürtularına doğru ben memiçktelime dönmez Üzere iyi dink biiriyorüum. Makaadam yortu- lardan sonza Klalindiyayı büsbütün verkketmekti, Sosie doğru Lovlsada ülikkeliye geldi ve dana O gin de bs- slm evime gelerek beni giyaret et ve bana uzun uzadıya (o Heisinkiden deriierinüşa, hayatından bahsetti ve sirdentire: — biliyor musunuz deği, (OBrkko derbad bir balda, — Nesi var? — O Heaklde muvaffak olama» Mi o şehir hayatına göce yaratılmamış na bir köy çocuğu, Helsinkide dar» adin İçip #araöş oluyor, Ve bütün iş arihden atılıyordu. Sonra da. — E sonra dat... — Beğim de canımı sikiyor,, meğer sizin hakkınız varmış! Başıma belâ «eslidi, beni tahdit ediyor”? Yaptığım bir hareket üzerine: — Aman dedi rica ederim bu me seleden babama babşetmeyiniz. O da vel tatillerini burada geçirecek bir İş çıkmasın başımıza... O zamanlar noel yortuları (o Fis- ândiyada büyük bir meşe içinde ge gerdi, Ketimenlerin evinde büyük bir nosl ağacı yaptılar ve bir çok davetlileri oldu. Bunlarm arasında ben do bulun. dum. Oralarda kânunumani o büşlangıın- PEK ACI BIR OLU) İbiyat © Alay Tahsin o Yurdaku, Belâhaddin ve 1 Ne. m Dikimevi tersi kım kimi. ri Necmeddin Yur» dakul'un ksrdan, 1 leri Kandil Kez Lisesi twebelerin, den NİHAL YURDAKUL müpteli olduğu amansız bustalıktan | kurtulamıyarak YI mart 940 pazarte. # gecesi saat $ de hayata ebediyen gözlerini kapamış, ailesini ve kendi. &ini tanıyanları büyük acılar içinde urakınışıır. Cenazesi, dün öğleden sonra kaldı, rlsrak Edirmekapı Şehitliğine defne. dilmiştir. Genç Nihale rühmet diler, kederiide ailesine sabır temenni! € deriz. İ O gün berkes bahçeye çıkarak kar- i dan adamlar yaptı, Doktor İnkivist bu bebekleri yap- makta büyük bir maharet gösterdi, İ Birinci beykell Lorisaya, ikincisini kebdine benzeti, Davetliler el çarpıyorlar: —'İşte pamuk prensesle, prensi di. yorlardı, ikisi de bekim oldular., O gün orada bulunan, Lakst mut- İskta diğer bizmetkürlarin o beraber oturan Antu Erkko mutlak İspısın. dan bunlar; seyretrişti. içimizden bi ri — Ne güzel bir çizt alacaklar! Davetliler içinde kış, erkek birçok talebe vürdı. Ve neğeleri (o hakikmten pek hoşlu. Ancak on ikiye doğru ci. ger davetlerin beraber evdan çıkık. Lovisa bütün gece doktor Inkiviste fazla ilufat etmiş onunla çok meşgul olmuştu. Bunu babası da farkettiği için çok memnundu. Biz bütün imlan- dirler gece evlerimize dönerken Gok» bor İnkivist biraz daha uzun müddet orada kalmak ister görünüyordu. Fakat bunu yapamadığı için genç kıza: — Göle kadar gidelim mi? teklif etti ve o de: — Evet dedi; Profesörü evine ka- dar götürelim. Onlardan kapımın önlinde ayrıldı. gım zaman: — Işte diye düşlinüyordum artık yakmadan evisneceklerdir. Fakat odama girdiğim vakit birden. bire Anti Erkko aklıma geldi ve: — Alah vere de onlara lek başlarına dolaştıklarnı görmese diye düşündüm, — Çok gülmekten çök yemekten, çok içmekten yorgurdum. o Hemencecik uyudum, Ertesi sabah dsba güneş doğ madan Uyandım. Yani sabahın doku sana dağru.. Deha kafam mğırdı. Bir az kendime gelmek için kırlara çıkıp diye dar yoldan geçerken Üç iri çam ağa. Gina sirt vermiş Uç ir bebek naza. rı dikkatimi celbett: — Hele. Bele dedim demek bura ya da bebek yapmışlar! Ve kar adamlara yaklaştığım va- Mit hayretle; — Gene doktorla Lovima! dedim. Üçüncü babak de bana Antüiye ben. siyar gibi göründü. — Allak.. Allah diyordum, Dünden. bari hâl sarhoş muyum? Acaba syi- tamadım mi? Onlara daha yaklaştığım zaman müthiş bir feryat kopardım. Bu Uş kar bebek. bakiki kar bebek değ doktorin genç kız ve ( bahçıvandı. Feryadım Ketinenin evinden duyul muş ve oraya gelip müthiş mazzarayı Bay J. O, C. Yazıyor; Ekseriya okuyoruz. Tedavi gör ren İlâçlar varmış fakat, ALI» COÇK yakısımdan bahsedilince, kat'iyen mübalâğı değildir. Bir zat akşam tatbik ettiği bir ALLCOCK yakısı, bir gece zar- Imda tesirini göstererek ve de- vamlı sıcaklık tevlit ederek ağrı. yan mahalli teskin etmiştir. ALLCOCK, Romatizma, Lunr Pe delikli ALLCOCK yakılariyle şilayap olmuşlardır. ALLCOCK yakılarınn tevlit ettiği sıhhi sıcaklık, OTOMATİK BİR MASAJ gibi hemen ağrıyan yerin etrafını kaplar. ALLCOCK yakılarındaki Kırmızı daire ve Kartal resimli markasına dikkat eğiniz. Eczanelerde 27 “buçuk kuruştur. ALIŞKANLIĞIN TESİRİ Nakavt olan boksör (yumruğus tedaisi ie karını hatıriyarak) — Peki karıesizem, artik verme, isteği. gin şapkayı alırım! a a İL a A m — ve son getirdiği kurayı da başından aşağıya dökmüştü. Ve soğuk işin mabaadini yapmıştı. Onlar buzdan birer heykel haline gel Antti, evvelâ doktoru sonra Lovisa. | mişlerdi. Ve sonra yağan kar onların yı Pukko denilen Winlere mahsus bir | üştünü örtmüytü, nevi hançerle öldürmüş sonra cesetle. ri ağaçlara bağlamış oduncuların gö- Min buzumu kırarak ortaya çıkardık. ları suları Gztüne dökmüş, kondis$ de göle dalıp çıkmış bir ağaca dayanmış Lovisanın ebeveynini teselli etme- Be birkaç gün çabaladım ve #opra- İnsanlar egolsttir » bu güzel moğuk ve #eri memleketten oraya bir daha dönmemek tizare kaçtım,

Bu sayıdan diğer sayfalar: