| Ace; | ha. ay z g f ; tik 3 $ ç N ii 1 n i li Pp 8 Eş F$ 75 di 7 if / ii f Faj m fi il i Ji ği ya bayılırım yanacağız.., Bırafına bakmdı. Az ötede biz kaya kovuğu görünüyordu: — Celâl, bak şu koğuk fena değil Orada uyuyusağım. — Müzeyyen, burada geceler . sek soğuktan donarız, — Fazla mübalâğa ediyorsun... Aradığın yol iki adrm ötemizde bü- lunmuyorsa ne İstersen veririm... Çelâl bir taşa çökmüş, kolları sarkık düşünüyordu. Ümitaizce ba. gını salladı: — Bu kadar eminsen ara be * kal, İkimizi de kurtarmış olur- sun. — Hele bir bakayım. Müzeyyen kayaların arasında kayboldu. Aferin, Celâle, ne güzel rol yapıyordu. Oturduğu kayalıkta ha- ine bakan hakikaten müthiş bir teliketle karşılaşmış bir adam sa- nirdi. Eğer Müzeyyen kendi ken, disine; "Benimle alay ediyor, kurtulmak istiyor,, diye mütema - diyen tekrarlamamış olsa kendisi bile Inanacaktı, Müzeyyen bayırı dümdüz inmeğe başladı. Celâlin arkasından »es- lenmediğini görüneş doğru bir yol tuttuğuna kani olmuştu. Bir müd. det yürüdükten sonra güldü. Tah- min ettiği gibi şose ayaklarıam ol. nda görünmüştü. “Ben demedim mi? Aşkolsun Celâle, Hani, biraz daha gayret etaş beni de kandı- racaktı.,, Müzeyyen şoseye indi, “ir mid- det yolun kenarında isü.ahat edip geri dönecekti. PFakst tam o şsıra- da uzaktan yük dolu bir kamyo - bun geldiğini görünce fikrini de. ğiştirdi. Şosenin ortarma dikile- tek kamyonu durdurttu. Hayretle | kendisine bakan şoföre seslendi: — Beni de beraber alır mus- nız? — Buyrun küçük hanm. Ama dağ başımda tek başımıza ne arı. yorsunuz? yolu — Otomobilim bozuldu, şaşırdım. Müzeyyen Üç sant sonra Yalova- da Otel Termale inmiş, iki kişilik bir oda tutmuş, Celâli bekliyordu, Aradan Iki gün geçti, Celâl gö . rünmedi. Müzevven ar*Xx merak etmek lâstmgeldiğine karar ver - mişti. Arkadaşımm Kuybolduğune fandarma kumandanma anlattı. A- ramak için her yere adam çıkar. id. Jandarmalar ertesi günü (Yaş) dağlarının yamaclarmda açlık ve soğuktan yarı ölü bir halde bul. dukları Celâl Yaloraya getirdikle, ri zaman Müzeyyen: — Ah bu ertekler Her saman biz savallı kadmları haksrr ve ka- bahatli çıkarmak fein ellerinden geleni yaparlar diye söyleniyordu Mülkün deymdian 60 ceb) Unmaiları grününlü 85 yılımı Vaüyiler aranda Boyirmy bir Alyan sey yali — 141 — Yasani 4 Basak İnsan oğlunun bir ağaç dalına yapışık olarak da. hi yaşasa, Y: memnun olabileceğini hay- retle görmüş oluyordum. Yüzü, bir sırtlan yüzü gibi kin. le parlamış ulan ağaç adamı, şim di kanlarımış gözlerini büzerek dü şünüyerdu. Bir müddet ikimiz de sustuk. Zekâsıni muhalaza etmiş ulan bu adamın çektiği ıstırabı © na şiddetle hissetlirdiğimi anlamı; um, Buna müteessir oldum. Fakat kendisine bu suali sormak, bu ga. rip hayatın mahiyetini öğrenmek hakkımdı. İnsan oğlunun bir ağaç dalına yapışık olarak dahi yaşasa, yaşa maklan memnun olabileceğini hay retle görmüş oluyordum. Ağaç adamı, ağaç dalına tüne miş bir tilki gibi boynunu uzata, fak uzaklara, ormanın Öte tarafı na baktı. Herhalde küçücük gözleri tıplı yırucaı orman hayvanlarımdaki gir bi pek uzakları görebilmekteydi. Böyle bir müddet uzaklara ba kıp durduktan sonra kendi kendi. 0: — Yek. kimse gelmiyor... ne oldu acaba? diye mırıldandı. Ben, onun harekâtını o hayretle seyretmekte idim. | Zihnimdende bu garip İnsanın söylediği şeylerin doğru olup olamıyacağını düşün mekteydim. Eğer buadamın o #öyledikleri mümkün olsaydı, ba kadar mi kemmel Hind dili koruşabilmesine nasıl imkân olabilirdi. İnsanlar a asında yaşamadıkça, yalnız tablatin insana bir dili ko nuşturabilmesine imkân yoktu. Nitekim zihnimden (geçen bu suali kendisine de sormaktan nef. simi menedemedim. — Sana bir şey daha Ovormak istiyorum, herhalde bazı kederleri- ni uyandırmağa sebeb olmamı ba” na bağışlarsın.. dedim. Ağaç adam vahşi bir kinle yö züme baktı. Fakat kinini gizleme. ge muvafiak olarak tatlı bir s6 le: — Ovo.. zararı yok. Zararı yok. Sen Hintli değilsin! Her şeyi söy liyebilirsin! Her şeyi konuşabilir. sin! 150 senedenberi ben bunları konuşamadım! memnunum! dedi. Ağaç adamınnı bu sözleri bana tekrar cesaret vermişti: kıldığın halde ana dilini öğrenip konuşabiliyorsun? Ağaç adamı gayet urun ve bem beyaz olduğunu gördüğüm diliy nasırlı dudaklarını yaladı: — Ohl,, Buna hayret mi ediyo: sun? dedi, — Evet.. Çünkü sen insanlardan uzak yaşadığın halde bütün bu cı varda kullanılan Hint dilini mü. kemmelen biliyorsun! Ağaç adamı: — Bunda bilâkis hiç şaşılacak bir şey yok. diye güldü. Beni bu ağaca bağlayan (O kabilemizin en büyük sihirbazı o Gonataradır! O beni âdeta büyüyünceye (kadar yalnız bırakmamıştır! Hergün ge- lir, beni yıkar, tarar, bana yavru" suna bakan bir ana gibi bakardı! Hattâ, hemen hergün (vücuduma birçok ilâçlar da sürerdi. İşte vr cudumdaki bu siyah uzun kılları görüyor musun? Bu tüyler Oonun sürdüğü o ilâçlarla meydana gel. miştir! Ağaç adamı biraz düşündü. Son ra kendi kendine ( söyleniyormuş gibiz — Demek oluyor ki. diye mırıl dandı.O benim bu hali anladığımı o vakitten hesaplamış ve vücudumu muhâfaza edebilmek için bir hay- van postu gibi bir postla kaplama" ya uğraşıyordu.. Oh! Bu sihirbaz | Gonatara benim babamdı! — Baban mi? hakiki baban mı? — Evet, öz babam? (Devamı var) Satılık Bakalıt presi 40 ton tazyik kabiliyetinde 1400 kilo skletinde BAKALİT mamulâtı imalinde kullanılan AJ man mımulâtı yeni "dı el prex' ve kalıpları teferruatiyle berabei satılıktır. Müracaat yeri: Fatih manisal' Furun sokak bir numaralı hane 7 en, edim nasıl oluyor da İm GR küçükken bu ağaca bağlanıp bıra. Istanbulun Birkaç gündenberi, güneş bize IR Bo) ) 3 26 -20 - 940 Pazartesi 13.30/1400: Müzik: Karışık müzik «Fl) 18.00: Program ve üpemlekel saat ayarı, 18.05: Müzik: Kadyo ca? urkastrnaı, 1840: Konuşma (Ursunü Terbiye ve Beden Terbiyesi;, 1805 Serbest #841, 12.10: Metmekei ayarı, Ajans ve metsoroloji haberleri «330: Türk Müziği: 20 kişilik rudyo 443 beyoli konseri, 19.55: Türk Müzi. 8 Yeni şarkılar, Çalanlar: Vecine Kuşen Kam, Cevdet Kazan. Okuyan Sadi Hoşsen 20.18: Konuşma (Fen ve Tabint bilgileri). 20,80: Türk Bil Zği; Çalanlar: Kemni N. Seybun Fahri Kopuz, Hefik Fornan, 1 — Oku yan: Arize Tözem, Semabmt Ozden. ses, 2100: Türk Müziği; o Karsüeniz bavaları, Kizeli Hasan. 21.15; Müzik Küçük örkesiru, 22.15 Memleket saat ayarı, Ajanı baberleri; ziraat, Ea bam — Tabvilâi Kambiy — Nukut brsam, (Fiyatı, 2230: Müzik: Caz band (Pİ) 2420/2880: Yarınki pro gram, ve kapanış. — —— Sinema ve tiyatrolar ŞEHİR TİYATROSU Komedi kimi Alişan 20.80 da: Herkes Yeriiyertnda BALK ÖFEKEN Yox Dalmasia (Uç Kuyumcu) ALEMDARS nemasınd: 1 — Cebelüttarık Casusu 2 — K--akçılar MERİ ADASİ Almanca dersi Seri ve asri HABER Metodiyk se mutedil Ücretle ders almak iş eyenlerin “Almanca Öğretmeni; smine mektupla gazetemize mü acaatı. Askeri Kamus Herkese lâzım olan mühım eser Yeni çıktı Satış yeri: VAKPI Mitabevi | bulutları... Yazan: Dr. G. A. Zışlı, ertesi yılın da ancak 75 günü yağışlı olmasından ileri ge. ŞİFA Bulmuş AGRI Bay J. O.C. Yazıyor! Ekseriya okuyoruz. Tedavi gö” ren ilâçlar varmış fakat, ALI COCK yakısmdan bahsedilince, İk en mübalâğa değildir. Bir zat akşım tatbik ettiği bir ALLCOCK yakusı, bir gece zar- lında tesirini göstererek ve des vamlı sıcaklık tevlit ederek ağrı. yan mahalli teskin etmiştir. ALLCOCK, Romatizma, Lwm- bago, Siyatik, delikli ALI.COCK yakılariyle şifayap olmuşlardır. ALLCOCK yakılarınmn tevlit ettiği srhbi sıcaklık, OTOMATİK BİR MASAJ gibi hemen aörıvan yerin etrafını kaplar, ALLCOCK yakılarındaki Kırmızı daire ve Kartal resimli markasına dikkat ediniz. Eczanelerde 27 buçuk kuruştur, duruşuxlukları ve lekeleri Nası femizlemeli ? Bu yeni ve cazip gü- >ellik reçe- sesini tec “ibe edi- iz. relerinden çı karılmış vw genç ve sağ bm bir cil din unsurla pna müşebih yeni ve kış meli cevher hulüsası: Bİ tabir ediler ve Viyana Üniversitesinin meş bur bir profesörü tarafından keşi ve genç hayvanlardan gayet iti nalı bir tarzda istihsal edilen bı kiymetli cevber, cildin unsuru 6 lan pembe renkteki Tokalon kre küsmüş de kendisile bizim dünya. nin arasına mahsus bir perde çek» tirmiş gibi, İstanbulun bulutlarla kaplanmış olması herkesi bıktırdı. Bu bulutların daha kaç gün üre. seğini önceden söylemek kabil de- ğilse de (belki, bu yazınm gazete. de çıktığı gün parlak bir güneş çıkacaktır) İstanbulun bir yıl için- de vasat) olarak kaç gün bulutlu, kaç gün bulutsuz kaldığını ârağ- tarmak mümkündür. Elimizde bulunan üç yıllık bir istatistiğe göre, bu üç yıl da vasati olarak bir yil içinde 216 gün büsbütün kapalı, an. <ak 86 gün büsbütün açık, tst tarafı da bir gün içinde bazan bulutlu, bazan bulutsuz geçmiştir... Görülüyor ki bizim güzel İstanbulumuzun büsbütün bulutsuz geçen günkri bulutlu günlere nisbetle pek azdır. Havadaki bulutlar daima sakin, sessiz kalsalar, gene ta- hammül etmek kolay olur, İnsan güneşten mahrum kalmakla beraber yalnız buluttan çok şikâyet etmez. Fakat bavadaki bulutlar çok defa yağmur, ya kar, ya İrrtma, baza da dolu getirirler. Onun için İstanbulun böyle rüzgârlı ve yağışlı gün. lerinin da bir yıl içinde vasati ne kadar olduğunu merak eder- seniz: lir. Yoksa İstanbulda yağışlı ve rüzgârlı günlerin 125 e çık- tığı da vardır. Bir de, gökten gelen yağmurlarla yeryüzünde biriken su. yun mikdarına bakalım: On iki yılda vasati olarak bir yıl i- inde 678 milimetre su... Fakat bir sene içindeki vasati hesap büyük birşey ifade etmez , Mevsimlere göre ayırmak lâzım; İıkbaharda 119, yazın 85, sonbaharda 161, kışın 341 mi" İimetre... En çok yağmur kış mevsiminde. Bulutlu günler istatistiği de İstanbulun — mazlesef — le. hine çıkmaz. İstanbul soğukluk ve barometre dereceleri bakı- mından bir şimal iklimi sayıldığı halde bulutlar bakımıniın — aksine — cenup iklimidir. Ayni arz derecesi üzerinde bulu. nan başka iklimler kadar bulutlu ve yağmurludur. Bulutlar ve yağmurlar insana sıkıntı vermek.e beraber, bereket versin ki, mikroplu hastalıklır bakımından zararlı sa- yılmaz. Bilâkis yağmur bir taraftan havanın içindeki tozları sürükliyerek, bir taraftan da havadal:i mikropları İhata eden $u habbelerini büyüterek havayi temizlemeğe yarar. Omuni. çin yağmurlu mevsimlerde — başka bir sebep bulunmadığı halde — mikroplu hastalklar azalır. Birçok yerlerde, yağmur- İs günlerde ölüm sayısının da az olduğuna dikkat edilmiştir. Terkos gölünden İstanbula su getirilinceye kadar burasının suyunu asırlarca temin eden de bu yağmurlar olmuştur. Fakat bir iklimin rutubet dersessi yalmz gökten gelen Altı yıllık bir istatistiğe göre yağışlı ve rüzgâr günlerin yağmurlarla mütenasip değildir. İklimin az ve 7 cok rutubet. vasatisi ancak 95 çıkar. Fakat vasati sayının bu kadar az ol. U olmasına sebep havanın icin#e'ei sw buharmın mikderıdır ması © altı yıl içinde bir yılm pek müstesna olarak 27 gün ya- Bu bakışdan iştanbıl pei rutubetli bir Pilin sa, ir. GA. İ mi terkibine karıştırılmıştır. Ba kremi ber akşam yatmazdan ev vel küllanımız. Siz uyurken, cil dıniz bu kiymetli cevheri mas seder. Her sabah uyundığınızdı cillinizin daha açık, dahs taze ve duha genç olduğunu görecek- sıniz. Gündüzleri de yağar beya? renkteki Tokalon kremini kul İsniiz. Bu kolay tarzı tedavi sw yesinde her kudın 10 yaş dahı genç görünebilir ve genç kizlr nn bile gıpla mazarile seyrede ceği şayanı hayret bir cild ve bir tene malik olabilirsiniz Tu kalon kreminin müsmir netice Misi akne Göz Hekimi Dr. Murat R. Aydın Beyoğlu . Parmaklkapı, İmam sokak No: 2. Tel: 41553 Muayene ve ber türlü göz Hameliyatı (kara için parasız.