v - -T aB N &e (Baştarafı 1 incide) tımağina giderek şimdiki kapıcı Hü- seyini sorguya çekmiş ve Hüseyin Ka- dmr tanıyarak Halille evli olduğunu söylemiştir. f APAKTIMAN SAHİBİNİN ANLATTIKLARI Ayni apartımanın sahibi Di-aht de şöyle demiştir; “—-> Falma bundan 8 ay evvoline kadar kiracmlarımızdan İbrahim Ete- min yanmda üç sene çalışmıştı. Ken.- disi namuşlu bir kadındı. Bundan 5e- kiz ay evvel de Fatmayı apartımanı- mızın kapıcısı yaptik. Fatma kocası Hdlille beraber alt kattaki odada ö- turmağa başladı. Fakat kocası İle L yi geçinemiyordu. Arada sırada kü- nuştuğu kimselere dert yanarak: “Bu pek geçimsiz erkek, — derdi, tıkk şgık kavga ettikleri de olurdu. Nihayet Fatma yilbaşımdatı kağç gün sonrâa bana müracaât — etli, Verdiğimiz para ile Beçinemediğini ve Aksarayda bir doktorun yanında çalışacağını söyledi. Birkaç gün son- ra'da eşyalarını topladı. Yeni yorine vetleşinceye kadar oğyalarını Tarla- başmda Kireçhane aokafında 18 nü. Mmaralı eve emanelk olarak bırakata- Bit söyliyerek çıkıp gitti,, FATMANIN EŞYALARI NEREDE” Apartıman — sahibinin bu sözleri üzerine polis Kireçhane — Sokağında Fatmanin eşyalarını koyacağını söy- lediğl eve gitmiş fakat evde Marika ve Vasil isminde iki kiracının otur- duğunu görmüştür. Kiracdlar Fatma İsminde bir ka. dından ve eşyalarından habetleri ol- madığfını söylemişlerdir. —Bu vaziyat karşısmda Fatmanın eşyaları nereye %ütunmgu meydana — çıkarılamamış- ır. AKSARAYDAKİ TAHKİKAT Bundan sonra Fatmjânın son — çalış- tığı Aksarayda Millet taddesinde Te. vekkül hamamı karşısında 100 numa- ralr röntğen mütehassısı doktor Ete- min evine gldilerek tahkikat merkezi buraya naltledilmiştir. Buradaki tah- kikatta, Fatmanm, Üç sene evvel dök. torun çocuğuna dadı olarak eve girdi- Ki, bir sene kadar evvel ayrıldığı ve bir müddet gönra gene buraya gele- rek dadılığma devam ettiği anlaşılı- yor, Ev sahiplerinin ifadelerine göre, Fatma bir ay kadar evvel ahçı kadın vasıtasile ricada bulunmuş ve onlar da Fatmayı tekrar yanlarına almiş. lardır. Fakat Fatma bu defaki gelişin- de hasta olduğunu söylemiştir, Dektor kendisini muayene — ederek bronşiti olduğunu söylüyor ve teda- vi etmeğe başlıyor. Nihayet — Fatma gene eski sıhhatli vaziyetini almış ve eski yerine yerleşmiştir. Bir gün bir vöre brraktığı eşyasını — alacağından bahsederek izin istiyor ve akşam €ve #eindüğü zaman yanında Halil de be- raber geliyor. Fatma Halili “kocam,, diye tanrtryor. Fakat övdekiler bunu | hoş görmiyerek Fatmaya Halili bir daha eve getirmemesini söylüyorlar. Halit bu pazâr günü akşamı da &. ve geliyor. Fatmayı alarak gidiyorlar. Hatma ancak ertesi günü goliyor ve dün sâbah da Halil tekrar gelip Fat- mayı alryor. Fatma evden — çıkarken parasını bankaya yalıracağımı Söyli- rek İzin alryor. Fatmanın evden #on Çıkışt saat D sıralarımdadır. 11 de de vakâ oluüyor. NETİCE İKİ İHTİMALE DAYANDI Bu tafsilâta rağmen vakanın na şe- kilde cereyan ettiğini anlamak tabia. tde kabil değildir. İki nokta — ileri sürülmektedir. Bunlardan biri, adli- ye doktorunun ileri sürdüğü fikirdir. Buna göre Halil kadmı öldürmek e- temiş, fakat münzaada kadın bir a- râlik can havliyle bıçağı alarak Hali. lin boynunu kesmiştir. Sonra da Ha- l kadını aynl gşekilde yaralamış ve bir doğumu fazlasını Türkiye için dahi tabit addedebiliriz. Bundan başka memleketimiz — muhtelif harplere iştirak etmiş olduğundan bir çok nesillerde (bilhassa 1912 " 1923 arasında dünyaya gelenler* de) erkek çocuk nisbeti belki da“ ha yüksek bir haddi bulmuş Ja olabilir. Bu sebeble sayım tari hinde O * 4 yaşında bulunan . nü' fusta 106 * 107, Ö - 24 yaşındaki lerin hey'eti umumiyesinde 104 civarında erkek nisbetlerine te" sadüf etmiş olsaydık, bunda bir gayritabillik görmememiz icap ederdi, Fakat yaş istatistiğinin ihtiva ettiği nisbetler, şayanı kabul ola” bilecek hallerden çok uzak kal maktadır. “Binaenaleyh, nüfusun diltva nın bütün memleketlerinde tabi olduğu kaide ve intizamların, Türkiyede cari olmamasını icap ettirecek sebepler bulunmadığına göre, istatistiğin 25 yaşından #enc nüfusa taallük eden rakamları" profesöre göre bir tevakkuf nok” tası teşkil ediyor. Profesörün tesbit ettiği netice” ler yerindedir. Bu istatistik ya erkek nüfusun doğumda, ya ka' din nüfusun ölümde bizdeki nis' betinim başka memleketlere göre farklı ve fazla olduğunu gösterir. Fakat bizim hatırımıza haşka seyler de gelir: Bizde galiba kadınların aksine rkekler yaşlatını küçültüyorlar!, Bazr hizmetlere girmek ve yeç girmek için bunu yapanlar olduğuna hükmetmek yarılış ol madığı gibi, kadınların erkek hiz metlerini yapmaya başladığı gün den İtibaren gerçekten erkekleş” tiklerine de hükmedemez miyiz?! merdİivenleri çıkıp sokükta düşüp öl- Üştür, Diğer noktüa isşe zabıtanın fikridir. Bu da, ikisini de başka şahsın veya şahısların öldürdüğüdür. TAHKİKATIN VERDİĞİ NETİCELER Dün geçte sabüha kadar yapılan tahkikat, birinci noktanın doğruluğu- na hükmettirebilecek mahiyet arzet. miştir, Bilhassa hâdisenin cereyan el- tiği Lütlulah apartımanı kapıcısı Rüştü evvelâ her şeyi inkâr etmişken dün gece itirafta bulunmuş ve — de- miştir ki: “— Ben körküdan ilk önce her şeyi saklamışlım, Halbuki Fatma ile Ha- ll pazar günü akşamı da bana gele. rek geceyi çamaşırlıktaki ufak kar- yolara geçirdiler, Önce hap beraber rakı da içerek eğlendik, Sabah olun.- ca gittiler. Halil dün sabah — saat 7 sıralarında tekrar bana geldi, “Fat- ma ile öğlene doğru geleceğiz,, dedi, Saât ön bire doğru geldiler. Kendi. lerini aşağıya aldım. İskemle verdim. Biraz sonra bir iş için dördüncü kata Çıkttm., Aradan 10 dakika geçmedi. Aşağı indiğim zaman cesetlerle karsı laştım. Bu sırada hariçten başka kim- senin buraya girmesine ihtimal vere- mem, Muhakkak aralarında — kavga etmiş olacaklardır.., MORGUN MÜTALEASI Dün morga — kaldırılan cesetleri mMoörg doktorları muayene ediyorlar ve onlar da adliye döktoru — Enver Karanm noöktai nazarmı haklı görü- yorlar, “Bıiçak çok keskindir, kavg'nda biribirlerini bu şekilde kesmeleri müm kündür.,, diyorlar. HALİL KADINI ÖLDÜRECEĞİNİ SÖYLEMİS Tahkikat daha ziyade derinleştirilin ce sön günlerde Halilin, tanıdıklarına ve hattâ Fatmanın çalıştığı — evdeki ahçı kadma: “— Fatma beni yaktı. Bana büyü yaptı. İçimdeki ateş eksik olmuyor.. Onu öldürmekten başka — çare yok., dediği tesbit ediliyor. Bu vaziyet kar. şısında vakanm şu şekilde — ceroyan ettiği tahmin edilmektedir. FACİANIN TAHMİN EDİLDİĞİ ŞEKİL Hâdisa günü Lütfullah apartımanı- nm zemin katında Fütmâ Halile ar- tık Kkendisile sık sık temas edemiye. ceğini, çünkü çalıştığı evdekilerin bu- nâ müsaade etmediklerini söylemiştir. Halil de Fatmayı çok — sevmektedir. Bu vaziyet üzerine kendini kaybetmiş ve bıçağını çekerek Fatmanın üzerine atılmıştır. Fakat kadın can havliyle bıçağıt eline geçirmiş Halilin boynu- na saplamıştır. Keskin olan — biçak Halilin böynunu yarısma kadar kes. miştir. Elsasen Halilin zayıf ve çelim- siz oluşu kadmın can havliyle - bunu TÜNELBAŞI FACIASININ ESRARI ÇÖZÜLEMEDİ F , yapabileceğine ihtimal — verdirmekte- dir. Bu' sırada Halil tekrar bıçağı ala. rak bu defa Fatmanın boynunu iyice kesmiş, sönra merdivenleri çıkarak sokakta birkaç adım atlıktan Bonrâa boynundan boşânan kanlarla düşüp ölmüştür. Bir nokta daha bu fikri kuvvetlen- dirmektedir: Eğer Fatma ve Halil bâşkâ şahis veya şahıslar tarafından ketlilmiş ol- salardı, Halil sokağ'a çıkamıyacak bir hale getirilirdi. Halllden akan kanla. rin Ççamağırlıkta ve — merdivenlerde az ve yalnız kapı ile sokakta çok ol- mast dâa başkaları tarafından vuru- lup yere yıkıldıktan bir müddet sonra sokağa çıkmadiğını göstermektedir. Halil eğer çamaşırlıkla yere yuvar. latımış olsaydı. Boynundan akan kan- Jarın orada toplanması lâzımdı. SŞimdilik bütün deliller vakada ü- çüncü veya dördüncü şahısların alâ. kadar olmadığı tahminlerini kuüvvet- lendirmektedir. TAHKİKAT DEVAM EDİYOR Zabıta tahkikatt kapatmış değil - dir. İkinci gübe müdürü Nâzım, müddelumumi muayvini Mahir bu sabah vaka mahalline gitmişler ve Beyoğlu emniyet ümiriyle bu ci « varda tahkikatta bulunmuşlardır. Kati neticenin bu akşama kâdar tesbit edileceği tahmin olunmak - tadır, DÜN AKŞAMKİ İKİNCİ CİNAYET Dün akşam saat 20 de Şehremi- ninde bir cinayet olmuş 17 yaşında bir genç 18 yaşımda bir arkadaşını bıçakla sokak ortasında üç yerin - den vurarak öldürmüştür. Katil, Şahremininde Uzunyusuf mahallesinde Hacıryusuf sokağında 3 numarada oturan tütün amele - sinden Mustafa oğlu Cahit Üngör - dür, Cahid Üngör dün aksşam üzeri Şehremininde Selçuk Kız Sanat mektebi önünde arkadaslarından Ahmet oğlu Sedada rastlamış ve bıçağını çekerek birdenbire üÜzeri- ne hücum etmiştir. Etraftan yeti - genler vaka yerine geldikleri za - man Sedadı Üç yerinden yaralı o - larakölü bulmuşlar ve Cahidi elin - de kanlı bıçağile yakalamışlardır. Yapılan tahkikatta maktul Se - dadım dün sabah Üsküdar hapisha - nesinden yeni tahliye edildifi anla- şılmıştır. Hâdisenin sebebi araştı - riılmaktadır. Ambalâj kâğıdı buhranı Muhtekirler zararlı faa- liyetlerinden bir türlü vazgeçmiyorlar Piyasadaki ambalâj kâğıdı sıkmtı- sınin, Mmalların. mühim bir kıszmını topliyarak fiyatları yükseltmek için saklıyan bâzı toptancılar — ihtikârım dan ileri geldiği anlaşılmıştır. Bunlar, kâğıt fabrikasımım Haliçte- ki satış bürosunda her zaman kâfi miktarda küğıt bulunmamasımdan is. tifade ederek ambalâj kâğıtlarına ki- lo başına altı kuruş zam etmişlerdir. Bürodan aldığtrarız malümata göre, büroda kilosu 82 kuruşa satılan ince ambhalâj kâğıtları böylece muhtekir- ler elinde 38-40 kuruşa kadar yüksel. tilmiş bulunuyor. Maamafih bir kışım esnaf bu fiyala değil, S0 kuruşa bile kâğıt bulamadıklarından şikâyet et- mişlerdir, Muhtekirler, fiyatları yüksek tula- bilmek içim malları depolarma. sakla. mışlar ve sun! bir buhran ihdas et- mişlerdir. Hükümetin — müdahalesile gaklı kâğıtların meydana çıkarılacağı ve piyasanın normal bir hale getiri- leceği umuluyor. Kaâğıt bürosu, sadece — perakende salış yaplığından toptancılara — mal vermemekle beraber bunların, gün- derdikleri adamlara da kâüğıtları kan. tırmamak için tedbir almakta ve has kiki kâğıt müşterilerini tesbite çalışe maktadır. Esaaen kâğıt depolarının mevcudu- nü tesbit etmek yolunda verilmiş bir karar olduğundan mmtaka - ticaret müdürlüğü de bu hususta tahkikata başlamıştır. Bugünlerde umuml bir a- rama yapılacaktır. İhtikâr yapan ve- ya mal saklayanlara şiddetli cezalar verilecektir. Metaksas ve Markoviçin Hariciye vekilimize cevapları Balkan antantı dâaimi koönseyi re- isliğinin Türkiyeyea geçmesi münase- betile hariciye vekilimiz tarafmdan Yunan başvekil ve hariciye — nazırı Metaksas ile Yugoslavya — hariciye nazırr Çinçar Markövrlçe çekilmiş ©- lan telgraflara teşekkür — cevapları, gelmiştir. Kiralık ev Çenberlitaş Karababa gokağında 9 numaralı ev kiralıktır, İçindekilere ve karşısinda (10) numaraya Müracaat. * ” Komedi Fransez artıstleri Temsiller vermek üzere memleketimize gelecekler Komedi Fransez artistlerinden mürekkep bir grup mart sonlarımn - da temsil vermek üzere memleke- timize gelecektir. Fransız artistleri 29, 30, 31 mart ta şehrimizde, 2, 3, 4 nisanda An- karada oynıyacaklardır. Fransız konsolosu, bu hususta Şehir Tiyatrosu rejisörü Ertuğrul Muhsinle görüşmüştür. Gelecek artistlerin kimler oldu - gu henüz katfi olarak belli değil. dir, : Evvelce burada temsiller ver - miş olan meşhuür kadın artistlerden Mari Bel ile yeni yıldızlardan Raj Ventüra'nin grupa dahil bulün - masr muhtemeldir. Erltek artistlerin çoğu askere a- İmdıkları için memleketimizde ta- o nınmış olan artistlerden Aleksandr ve Brünadan başkasmm gelemi - yecekleri zannediliyor. Cıhan harbi tehlikesi (Baştarafı 1 incide) 120 parça harp gemisi inşa edil” mekte olduğunu, fakat 19 gemi" nin daha derhal kızağa konması icabettiğini ve donanmanın hava kuvvetlerini 30 - 7 - 1941 tarihine kadar 3204 tayyareye iblağ ede” bilmek için yeniden 576 tayyare satın almak tasavvurunda bulun” duğunu söylemiştir. DONANMA BÜTÇESİ Vaşington, 14 (A.A.) — Me busan meclisinin tahsisat encü * meni 966.772.878 dolarlık donan” ma bütçesi hakkındaki kanun lâ* yihasını tasdik ederek meclise göndermiştir. Encümen ecnebi memleketlerde bulunanlardan daha büyük zırh' hlar ve kruvazörler inşasını tas” vip etmiştir . Yeni zelzeleler muhtelif yerlerinde gene zelzele - olmuşsa da hasar kaydedilmemiş- tir. Zelzele Bayburd, Zile, Erbaa, Niksar, ve Sivasta duyulmuştur. Haâdiselerin tefsiri (Baştarafı 1 incide) Birliğinden Almanyaya petrol, de- ri, buğday vesaire gibi iptidai mad. deler, Almanyadan da Sovyetler Birliğine sınai mamulât ihraç edi- leceklir. Mübadele edilecek malla- rın miktarı ilk sene içinde büyük | harpten sonra mübadele edilen malların derecesini aşacaktır. Bu- nunla beraber, ilerde iki memleket aralarındaki mübadele — hacmin! daha ziyade genişletmek arzusun- da olduklarını da bu anlaşmada ay- rıca tesbit etmişlerdir. Sovyetlerle Almanya —arasmda üç buçuk aydanberi devam eden çetin müzakerelerin vardığı anlasş- ma neticesi bu kadar basit bir şey midir? Hakikaten anlaşmada bah - sodilen mübadelenin şekline ve ma. heyetine bakınca nasıl olup da bu i- şin bu derecede sürüncemede kal- mış olmasma bir türlü akıl ermi - yor. Hatırımızda kaldığma göüre, Mo- lotofl - Ribenlrop mektubunda Mos- kova hükümetinin ilk madde vere- ceği, Almanyanm aldıklarını uzun vâdeyle mamul eşya olarak ödeye- ceği esasen tesbit edilmişti. Şim- di imza edilen yeni program mu- kavelesinde “uzun — vâde ile” kay- dini göremiyoruz. O halde yeni an- laşmada bu kayıt göerçekten kâlk- mış miıdir? Yöksü telgrafta bu nok.- ta ihmale mi uğramıştır? Zira bugün harp içinde olan Al- manyanm en zayıf taraft iktısadi mübadele işinde tediye kabiliyeti * dir; Romanyalılarla Almanlar arn - sında tehlikeli ihtilâf mevzuu da bu noktadan geleceği anlaşılmak - tadır. Romanyalılar Almanyaya verdikleri petrollerin ve buğdayla- rın mukabili olan eşyayı bir gün a- Tamııyacaklarını hesap ederek şim - diden o zaman ne yapacaklarmı düşünmektedirler. Sovyetler Birli - ği için bu ihtimalin daha kuvvetle varid olduğu İnkâr olunabilir mi? Onun için Molotof - Ribentrop mektübundaki “uzun vüde ile" te- diye kaydinin yeni anlaşmada gö - rünmemesi tetkike değer bir nok - tadır, Hasan KUMÇAYI iki defa ölen adam (Baştarafı 1 incide) lık yakmindaki camlin bir — odasına nakledilmiş ve oraya gelen belediye hekimine tekrar muayene ettirilmiş- tir, Fakat ya ölü hakikaten — ölmüş veya, aradan geçen müddet zarfında sonradan ölmüş olacak ki hekimi kendisinde ölümün bütün â- razını bulmuş ve ceğgedin soğuduğunu müşahede etmiştir. Artık öldüğü tahakkuk eden Meh. met yeniden mezara götürülerek gü- mülmüstür. Maamafih zabıta işe el — koyarak fahkikata başlamış ve hâdiseye şahit olan doöktorlârın malümatımna mürü- caat etmiştir. Ölüm raporunu veren betediye nü- betçi hekimi bir muharrimize demiş. tir ki: — Ben ölüyü evinde muayene ede- rek öldüğüne tam kanaat getirdikten sonra defnine ruhsat vermişlim. İn- Ban öldükten sonra da sıcaklık — bir müddet devam edebilir. Bundan, has. tanm diri diri gömüldüğü neticesi çı- karılamaz. Nitekim mezardan çıkarıl- dıkltan gönra tekrar yaptığım müua- yene neticesi de, ilk muayenenin ver. diği kanaatten farklı — çıkmamıştır. Binaenâaleylh Mehmedin diri diri gö- müldüğü ve mezarda birkaç saat kal- dığı için öldüğü iddiası doğru değil- dir.,. e belediye ; (Baştarafı 1 incide) çalışmakta oldukları zannedil* mektedir. Bu mıntakada harp et mekte olan Rüs küvvetlerinin 5 veya 6 fırka olduğu tahmin edil * mektedir, Bu mıintakada 13 - 14 şubat gecesinde vaziyet çok ciddi idi ve Finlândiyalılar mukavemete devam ediyorlardı. Bütün gün büyük bombardı man tayyareleri, Viborg'a bomba' lar atmışlardır. Fakat mühim ha sarat olmamıştır. Ladoga gölünün — şimalinde Ruslar, evvelce olduğu gibi, yine bir takım —muvaffakryetsizliklere uğramıştir. Şimal mıntakasında da Rus taarruzları püskürtül * müştür. Borga şehri aâlövler içindedir. Bir çeyrek saat içinde bu şehre atılmış olan bombaların mıktarı 250 tahmin edilmektedir. Şehrin bütün itaiye efradı, gönüllülerin yardımı ile yanomları söndürme' ze uğraşmaktadırlar. İNGİLTEREDEN GÖNÜLLÜ GİDECEK Londra, 14 — İngilterede mev | cut eski bir kanun mucibince İn gitlerinin dahil olmadığı bir harbe İngilterenin iştiraki yasak' tir. Yasak bugün kaldırılacaktır. 27 yaşından yukarı olanların izin verilecektir. ARKADAN HANCER Londra, 14 (A.A.) — Finlân” diyalr profesör Boörenius, Kızılor" duda hizmet eden Alman zahbitle' ri hakkında dün aksşam şunları söylemiştir: “— Alman seferi kuvvetlerinin yakında Finlândiyanın cemubuna gönderilmesi ihtimali kuvvetlidir. Polonyada olduğu gibi burada da arkamızdan bir hançer darbe si yemeğe hazırlanmalıyız.” AMERİKA KREDİ VERİYOR Vaşington, 14 (A.A.) — Âyan meclisi, Finlândiya ve Çin'e kredi açılmasına mezüniyet veren ka nunu 27 reye karşı 49 rey ile kabul etmiştir : FİN TEBLİĞİ Helsinki, 14 — Gece-neşredi” len Fin tebliğidir: Summa hava' lisinde harp, görülmemiş derete” de şiddetlenmiştir. Pek fazla Rus kuvvetleri, müthiş harp ve" saiti kullanarak hücumlarda bu * Jlunuyir. Fakat Finlerin mukave' metleri sarsılmamıştir. Harp ek' seriya göğüs göğüse oluyor. 400 BİN SOVYET ASKERİ Paris, 12 — Stokholmdan ge len Hhaberlere göre Sövyetler Karelideki 12 fırka askeri takviye için Moskoya ve Kiyeften beş fırka daha göndermişlerdir. Bu süretle askerin miktarı 17 fırka ve 400 bin kişiye baliğ olmuştur. Ruslar mütemadiyen hücum edi” yorlar. Bu hücumlar Verdun Mmuharebelerini hatırlatryor. Kar da hareketi güçleştirmektedir. Ruslar, yıpranan ve yorulan askerlerini mütemadiyen değişti” riyorlar, Finler için vaziyet müş" küldür. Fin askerleri gündüz mür dafaada bulunmakta, geceleri ta" arruz etmektedir. Gösterilen mu” kavemet askerlere hayret verecek derecededir. Mannerhaym hattının derinliği, taarruz mıntakasında 5 * 6 kilo” metredir. Bir kısım istihkâmların Sovyetlerin elime geçmesi müda” faayı hiçe indiremez. Çünkü 10 kilemetre geride daha dar diğer bir müdafaa hattı vardır. Sovyet-Fin hâl Finlândiyaya gönüllü gitmesine | tahşid etmiş bulüfi 'bir haftaya kadaf Helsinki, 14 — nezareti bütün ©L nota göndermişi lerin harp kavalt rinden, Sovyet “idi keri mahiyeti ©y bombalar attıkif' ” (ğ. gaz kullandığl“ mühimmat — ard* K kurşunları — bült setmektedir. No nın, çok şiddetli mukavemet edem çük olduğundan ie V len yardımın a€ti © £Fi . teniyor. KA M (Fin - Sovyat ha Üa hu evvel alınan * “da sayfamızdadır.) B Yakın Şi tahşilip, 3 e. (Baştiiği de aynı mesöle hâkn mütaleayı serd “İngiltera Rum ' vermiştir, Türkiyt çi fakr vardır. —Tedbi'iy ettiği takdirde, *l kendisine düşen YÖyEE 'e cektir. Bundan dolA' ği fikler orta şarkı © y vüz bakrmından İ ye ediyorlar!” : Yakm Şark Filip Greyvs dün E -| yosunda bu mesö - konferans vermiş * ları söylemiştir? : “ — Prgnsızlar, gi Lübnanda mühim Fi (lbe ei _,'l a Yns, U bT EE £ DA Bd BELLEEİ e de İngiltere, AYH Zelandadan asker Bij Yakın Şarktaki mÜ'l rinı takviye etme$'i İngiltera ile Fr&ti yaptlan tahşidatm — gunlardır: y i — Misirin Vü müttefikidir. Bu ©7 mezkür devletlert | dım edebilmek üze bir ittihaz etmek T dir ,Bunun hati”? sahne olan saha j luğu ana yollarmı? hiyetini haiz old her tehlikeye &87 garttir. $ 2 — İngiltere ili ile bir ittifak aktf f lar, Bu ittifak mü”y li bir Avrupa devlet ği * cavüze uğradığı H gi fikler kendisine Y f dir. Her jhtimal€ lunmak ve icnbm’ mizi derhal yerint zere Yakın şarkf3 du bulundurmaktâ gi cabında derhal hât cek vaziyettedir. * Tekrar askef 'Yeni Zelanda zetecilare — bey$ iki grup daha ni beyan etmişlir . , Mısır Kralı E* Ü K Kahire, 14 — P P dominyonları nasf' AM t::lyd etmiştir. #i a Mısırdan A” iç Pit gönderilmiy”” ) Şi AYt Kahire, 14 (A FB y , Va ram” gazetesin? ti nan başvekil, ©* dij hilâfma olarak * a Ka asker sevketmi) İ | l KA KON Ü Mu2P TAYFUR Wi HOT LLEKKAKAİ A DDD CAĞ CI t tD) ASA HDA ADKT DH HTMİN | :_wi — Baş Rollerde: ERTUĞRUL MUHSİN — NECLA — NEVİN — SUAVİ — SAİ YN » MELE TÜRK ARTISTLERİN ŞAHESE" | Ktti MN do HULİMİN (İm (H Ş