7 Şubat 1940 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tmaş “SYonal Mmesai bürosu n cvlsesmde istifa © Mmilletler cemi- Rusyanım yeri. landayı seçmiş- İRÜE : -’hat bm“'“âtelu maslahat- Y Orta elciliğe terfi Ara orta elçmı 4 Hakkı b » B> Sm ey de ayni j %mm. S“fbada temsil et- yeğı îik lımî" Sudana reğ- hîa"*t tarihi 17 şu- edilmişti İ :,r SŞtir. Ma- 'R Yareyle Hartuma gi- ihe nafla nazırı i- î'-lksek Mmemüur re- İ lan 8 Ho ükumetl ÂAÂsama - FÜ3 Japon » vapurunda dan esir edilmiş ahriyelisinden do- Takmağı — kabul dpon hüküme. : hük tmegmvc”t’nmn mü. "k işa K ırn feklifini ka - İi âr başlamışlar- Azirının hakem- Sartsız kabul öte - T E N 3İans utıl-rell b ll mart tari- İnepi Üne tângı]te"dp etin '3 ir, tutulacağını Sİ mahkemesi * töhmetile ida- .Olan en Ros i- Snln müda- l*kllhrrınm af el'dır Eğer Crini affetmi - da bugün i- İş ımh[ıle“n Müstahsillerini in N yok | Nin Pahası- | Ilaıa" Ve hükümetin ğ etuğ emleket he- ın Öuîsa !irketfnenfaatlerm kir g18 geçmek atasına ı;'“dîlan ..kîkd için her Ki g Ka knope.. : nîn çıh“' de “gatış Masmı elzem Oıd& bil'az Cîaha, Tz alduğu- ZMELERONERIADEYO. lsveç karşısında Alman tahşidatı MAKSADIN ASKERİ ŞANTAJ OLDUĞU TAHMİN EDİLİYOR Almanya İsveç ve Romanyaya faarruz etmek niyetinde değilmiş Paris, 6 (A.A.) — “Övr” ga- zetesinin iyi bir menbadan aldığı haberlere göre Almanya, İsveçin karşısındaki Baltiık mıntakasında mühim miktarda asker ve malze- me tahşid etmektedir. Diğer taraftan Breme ve Ham- burgda bulunmakta olan mühim tüzütamlar, Kil kanalını geç- mişler ve Pomeranya limanların - da yerleşmeğe başlamışlardır. Alman makamatı, bu tedbirleri tekzip etimemektedir. Bundan başka bitaraf askeri müş2'tidlerden öğrenildiğine gö - re, Alman hava kuvyvetleri ku - mandanlığı, İsveç istikametirlde bir hava taarruzu icrasr plânını tetkik etmektedirler. Alman Aajanları, İsveçte, bu tedbirlerin İngilizlerle Fransızla- rım İskandinavya memleketlerine vaziyet etmek tasavvurlarına bir mukabele olmak üzere ittihaz e - dilmiş olduğuna efkârı umumiye- yi ikna etmeğe uğraşmaktadırlar. Bununla beraber gazete, Al- man'yanın hakiki hedefinin siyasi, iktısadi ve askeri bir tazyık saye- sinde kendisine iktısadi faydalar temin etmek olduğu mütalâasın - da bulunmaktadır. Gazete, netice olarak Alman - yanın Romanyayı istilâ etmek iz- temediği gibi İsveçi de istilâ et- mek tasavvurunda — olmadığını çünkü bu memlekete karşı yapı- lacak askeri bir hareketin çok vahim tehlikeler arzedeceğini bil- mekte olduğunu yazmaktadır. İSVECTE MİLLİ MÜDAFAANIN TAKVİYESİ Stokholm, 6 (A.A.) — İsveçin bütün içtimal sınıflarında, milli müdafaanin kuvvetlendirilmesi - ne doğru bariz bir hareket görül- | mektedir. ÂAtış cemiyetlerine bir çok aza kaydedilmektedir ve şim- diye kadar bu kabil cemiyetlere karsı boykot yapan işçiler, kafile halinde müracaatta bulunarak kaydedilmektedirler. Kralın oğlu Prens Giyom, Finlândiyaya iktı - sadi ve insani yardım yapılması için radyo ile bir hitabe irad et- miştir. Irlanda ihtilâlcileri faalıyetlerini arttırdılar Dün ingilterenin muhtelif yerlerinde bombalı beş Londra, T — Dün Londrada — beş bomba infilâk etmiştir. — İki bomba Fuston garımda patlamış, — dört kişi yaralanmış, bir bomba — Birmingam postanesinde ilfilâk ederek iki kişiyi yaralamıştır. Mançester pos - tanesinde — infilâk — eden dördüncü bir bombadan yaralanan olmamıştır. Sen Marten meydanına, Edit Ka- vel Abidesi dibine yerleştirilen beşin- ci bir bomba, bu âbideyi cüzi hasara uğratmıştır. Zabıta, Liberpül posta. nesi yakımıma — konulan — allmcı bir bombayı vaktinde ele geçirmiştir. Polis müdüriyeti, bilhassa Mançes- terin muhtelif mahallelerinde araştır- malara başlamıştır. Bu mahallelerde, bu sulkastların faili olduğu zannedi- len İrlanda tumhuriyet ordusu taraf- tarları oturmaktadırlar. Müteaddit kimselerin ölümü ile ne- ticelenen bir suikastın falli iki İr- landalı tethişçi bu sabah Birmingam- da asılacaktır, Dünkü — infilâklar, o idamın arifesinde vukubulmuş oluyor. sulkast oldu Dublin, 6 (ALA,) — İrlanda başve- kili Dö Valera, idama mahküm edil.- miş olan iki İrlandalınm istinaf mah- kemesine vaki müracaatlarının redde- dilerek haklarındaki idam hükmünün infazı tarihinin yarın olarak — tesbit edilmiş olduğunu istihbar eder etmez derhal Londradaki İrlanda âli komi- serile telefonla görüşmüş ve müteaki- fCEMBERLİTAŞ SİNEMASINDA H 10 Şubat Cumartesi akşamı ? :ı MÜNİiR NUREDDıN u KONSERİ Tel: 22513 AÜCASACIT UKSO NĞD RALMLAŞD LA TASADİ İ İI'HIEMEII.'S'—LH' HEbeti H A BER — Akşam Postası Fin - Sovyet harbınde Almanya- nın davassulu mü ? Nazi gazeteleri Fin za- ferlerini tebarüz ettir- mege başladılar - Londra, 7 — Almanyanın, Sövyet Rusya ile Finlândiyanın arasını bul- mak istediği rivayetleri tekrar orta- ya çıkmıştır. Almanyanmım Finlândi. ya ve Moskova elçileri Berline çağ- rılmışlardır. Bugünlerde fon Ribent- rop ile görüşeceklerdir. Diğer taraftan Amsterdamdan ge- len bir habere nazaran nazi gazete- leri, talimat aldıklart aşikâr görüle- cek sürette Finlândiya zaferlerini tebarüz ettirmekte berdevyamdırlar, Doyçe Beobahter gazetesi diyor ki: NSovyetler, Finlandiyayı ikivye biçme- ğe muvaffak olsalar dahi, Finlândiya askeri mükavemetine öldürücü bir darbe vürulmuş olmaz,.. Matbuatım bu tezahürleri Alman - Sovyet paktmın imzasındanberi sesi kesilen bolşevizm aleyhtarlığı naza- riyecisi Rosembergin alenen faaliyete başlamasile ayni zamana tesadüf et- mektedir. İNGİLTERENİN YARDIMI Londra, 6 (A.A.) — Hariciye müs- teşarı Butler, yazılı bir suale verdiği cevyapta hükümetin, Finlândiya emri- ne yeni tayyareler tahsis etmek lüzu. munu tamamen imüdrik bulunduğu- nu, fakat bu hususta şimdiden beya- natta bulunmanın âmme — menfaati. ne uygun olmadığını söylemiştir. # v D ' | Polonya üniversiteleri tahrip ediliyor Polonya telgraf ajansının is. tihbarma göre, ÂAlman işgal kuv- vetleri makamatrı, Polonya üniver- sitelerinin tahribine matuf olan faaliyetlerine devam — etmektedir. Alman üniversiteleri, işgal kuv - vetleri makamatının: bu hareket- lerinden istifade ederek kütüpha- nelerini ve lâboratuvarlarını Po- lonya ilim merkezlerinin zararına olarak zenginleştirmeğe gayret et- mektedirler, P. ! Ü Bir Holanda devriyesi yanlışlıkla Alman hududunu geçti Evvelki sabah bir mülâzimin kumandasında 13 bisikletliden mü- rekkeb bir Hollanda devriyesi Al- man topraklarında 4 kilometre de- rinlikte yolunu şaşırmıştır. Müfre- ze derhal Hollandaya dönmüştür. Bunun bir yanlışlık neticesi ol. duğu bildirilmektedir. Zira hudud hattı bu noktada pek girintili çı- kmtılıdır. YARIN AKŞAMDAN İTİ- BAREN BEYOĞLUNDA Bestekâr MUHLİS SABA- HADDİN'in yazdığı ve bestelediği ikmnci Bir masal Revüsü suare de gala ile baş- İryacaktır. Bu revüde MU- ALLA Aslıyı, SALÂHAD- DİN PINAR Keremi temsil edeceklerdir. REVÜ içinde o devre aid Mezay Balet yalnız salonu- * muzdadır. 34 artistin iştirakile sahne- mizde akrobat varyete ve baletleri Her pazar saat 3 de bütün Programla ailelere çaylı ma- tine. Telefon: 43776 İftiharla göz'e dair. s EKİZ on gün oluyor, bu sü* tunlarda Sait Faik'in “Nu rüllah Ataç'a açık mstup” adlı bir yazısı çıktı. Bittabi iftiharla oku- dum : Genç neslin mümessillerinden biri bana ismimle hitab etmek lüt- funda bulunuyor. Ama maksadı bana sitem etmek, daha doğrusu beni bir iyice haşlamakmış,.. Zarar yok! O da bir gereftir. Sait Faik'i bittabi tanırım, bazı hikâyelerini de bilirim, Fakat ken” disile son görüştüğümde o henüz sadece bir genç muharrirdi; o bana “Nurullah Bey”" diye, ben de ona “Sait Bey” diye hitab ediyorduk, biribirimize siz diyorduk. ÖO gün- denberi hayli değişiklikler oldu, meselâ Sait Faik bir edebi zümre- nin reisi, yani Fransızca tabiri ile bir. “chef d'ecole” oldu. Edebi zümreler reislerinde, “chef d'eco” le” lerde bir geyhlik hâli vardır, etraflarındakilere emir vermeğe alışırlar. Sait Faik bana da emir veriyor: “Vâlâ Nurettin dili ile konuşma, Voltaire dili ile konuş... Benim aziz müridlerimden Gavsi Ozansoy'a karşı hürmette kusuür etme...” Bu emirlere: “Semiğna ve atağna!"”, yani: “Duydum, uy- dum!” diye cevap verebilmek is- terdim ama, kusuruma bakmasın, elimde değil, Şimdiye kadar ancak kendi dilimle konuşabildim, bundan sonra da öyle olacak, Gavsi Halid Ozansoy'a gelince ona karşı zaten hürmette kusur etmedim; ancak yazılarmı, şiirlerini pek beğenmedi- #imi söyledim. Sait Faik zümre şeyhi olduktan gonra bazı gizli hakikatleri de keşfedivermiş: Meselâ benim genç” lere karşı bir husumet duyduğumu, onlarla alay ettiğimi anlamış. Hal> buüuki bazı kimseler gibi ben de kendimi gençlere bilâkis muhab- betle ve müsamaha ile gösterdiği- mi sanırdım.., Ben fakir füukaraya istihfafla — bakar, Baudelaire'den anlamadıkları için Etyemez semti insanları ile alâkadar olmazmışım. Bütün bu hakikatler Sait Faik'in 'çine doğuvermiş. Bir şey daha keşfetmiş: Ben Sait Faik idaresindeki zümreye kâarşi bir zümre, bir “edulpe” teş- kiline çalıştyormuşum; bu — “öğul- pe” e, karaliste'cilerin ıkliste'le- rine koymadıkları genç muharrir ve şairleri alacakmısşım, Yani sizin benim anlıyacarmız ben gençler a- rasma nifak sokmağa uğraşıyormu- gum, Halbuki ben kendimi böyle işlere kalkışmaz, daima zümreler, “&guipe” ler dışında kalır bir adam sanırdım, İnsan kendi hakkmda ne kadar da yanılırmış!... Sait Faik, bir “chef d'ecole" olmasına rağmen henüz gençtir, hHenim yaşım yakında elli İle sayı- lacak; öonün için kendisine, börçlü olduğum bütün hürmeti unutma” dan, bir taysiyede bulunursam haddimi pek tecavüz etmiş olmam: | Kendisi istediği kadar “combinai- son” lara girebilir, hattâ geçen- lerde olduğu gibi başkasma yazdır- dığı makaleye imzasını atabilir, bunlar beni alâkadar etmez: fakat 'herkesi de kendisi gibi Bsanmasın, Hoş! Sanırsa da ne çıkar? Kendi- sini aldatmış olur. Varsm aldat” sm , EDEBİYATÇILAR ÂLEMİNDE okuduğum bir mekhtuba ce- vVap. - Keşfolunan gizli hakikatler. - Bir mecmuaya dair. - Tiyatroya, Kara- YAZAN: NURULLAH ATAÇ NANÇ mecmuasını gördüm, kariğlerimden biri bana göndermek lütfunda bulunmuş, Çök beklediğim için midir? Nedir? O mecmuada umduğumu bulamadım : Siirleri az ve iyi değil. Şimdiye ka- tdar emsalini çok gördüğümüz mec- mualardan biri: Frenkçe mecmua- lardan, kitaplardan almmış birtar İm malümat; meselâ şimdiye ka- ıilar kendilerine Nobel mükâfatı verilen edebiyatçiların listesi, Al- dous Huxley'in yeni yazmakta ol- duğu kitaba tâbilerinin —münasib buldukları isim. Bir mikdar da ve- cize,.. O mecmuaya fenadır demi- yorum, daha iyileşebilir. Ancak heni sarmadı. OCAM İsmail Hakkı Balta- cioğlu, benim — kendisine dost mu, yoksa düşman mr oldu- ifumu düşünmeğe ne ıüzum görü- vor? anlıyamadım. Herhâlde bunu ilüşünmüş ve çok şükür ki nihayet dostu olduğuma bükmetmiş, Aksi neticeye varsa gerçekteu çok üzü- Jlürdüm, çünkü çok zsevdiğim ve herkesin de sevmesini istediğim insanlardandır. Bir ateşleniyermesi vardır, ba« yılırım. Tiyatroya öteden beri alâ- ka gösterir ama gu son senelerde onunla daha fazla meşgül olmafa başladı. Ankara'da tiyatro anlayı- şina dair bir konferans verdi: ti- yatrodan sahneyi, perdeyi, dekoru, röğisseur'ü (hayır, rejisör yaza- mamı, elimde değil), hattâ müelli. fi kaldırıyor, yalnız aktör'ü bıra- kıyor. İtiraf edeyim ki fikirlerine tamamile iştirak etmiyorum, ben- ce tiyatroda başlıca unsur aktör değil, eserdir. Tiyatroda her şey- den ziyade esere ehemmiyet ve- rilmesi aktör için de hayırlıdır; aksi takdirde kendisini fazla ser- best sayar, Tfazla böbürlenir ve aktörlük kabiliyetini, yani her ro- le göre değişme kabiliyetini kay- beder. Hep bir teviye oynıyan, ya- hut sirf kendilerini göstermek he- vesile arkadaşlarnımn oyunlarmı bozan aktörler böyle yetişir. Ha- ni bazı foot - ball'elarm ferdi o- yunlarından şikâyet ederler, önlar takımımn mağlübiyetine sebeb olur- larmış; aktör de kendisine fazla ehemmiyet — verildiğini görünce ferdi oynamağa başlar ve oyunu bozar. Fakat Baltacıoğlu'nun sözlerini buğün bizim için son derece lü- zumlü ve hayırlr buluyorum. Genç tiyatro heveslilerini tulüata sev- ketmesi ve onlara tiyatronun bir sahne üzerinde Galip'i, yahut Hâ- zım'ı taklid edip alkışlanmaktan başka bir şey olduğunu hatırlatır, tiyatronun bir oyun olduğunu öğ- retebilir. Baltacıoğlu Karagöz'ün de tek- rar canlanmasını istiyor, Buna im- kân göremiyorum, Çünkü Kara- göz küçük bir kahvehanede veya salonda, nihayet yüz, yüz elli ki- şi karşısında oynatılabilir; büyük bir salonda, adedi bine Yyaklaşan seyirciler karşisımnda oynatılmca gekiller gözükmüyor; şekiller bül- yütülecek olursa Karagöz asıl ma- hiyetini kaybeder, büsbütün baş- ka bir şey olur. — Maamafih Ka- ragöz'e alâka gösterilmesi de ©sa- sen hayırlı bir harekettir, bizi Av- rupa voödvillerinden kurtarıp kendi tjyatromuzu aramağa götürebilir. Başrollerde : i YÜKSEK IHWI KALDIRIMDA gn Yerm aksam SAKARYA Sinemasında p Aşk ve Macera toprağı... Fas ve esrarı.. Filmi CENUP POSTASI Pierre Rıchard Willm - Charles Vanel ve Jany Holt Heyecan.. Helecm Teessür... v Te -— SANCAK Yinemaşjee z |- PASTIRMACIYAN ve Şürekâsı Türkçe sözlü ve taklitli büyük komik film 2- KAHRAMAN KöPEK RıN T|N TıN 4 tarafından oynanan zabıta filmi GU MA D> Balkon 15, dühuliye 10 tsuruş, MMM ND e & e telk ğ aşk...

Bu sayıdan diğer sayfalar: