Haber'in tarihi Romanı: 85 HABER — Yazan: Akşam Postası Birbuçuk saat sonra uzaktan Karanın atını boş dönerken gördüler. — Reis, dedi. Bize ettiğin bü - | Osman olmuştu. İçinden bir his onu | vet ve metanetli, onu ölüme götü yüktür, Fakat senin yerinde olsay- | haykırmağa teşvik ediyordu. dım velinimetime küfranda bulun. yardımm büyük, Ben senin sırrımı ceğim, Allaha yemin ederim ki! rememişti, Yavaş yavaş kendine — Asker, inanmayınız, o bir ca-| geliyordu ve her gelişinde yanı ba- mazdan, Merdlik etmedin ama, bize | susta ! şında ağlıyan Cemileyi görerek bir Ama, bunu bağıramazdı. Çünkü | huzur ve teselli ile tekrar dalıyor- bir hatıra olarak muhafaza 6do-!Cemlle bu ruhu tashih otmiş, Bey,/du. şehirlilerin lehine çevirmiş, bu ma- Bu aşk, binbir gece masallarında benden başka kimse bilmiyecektir. |hiyeti hünkâr aleyhine tezahür et. !ki efsanevi aşklara benziyordu. Ama, artık âsi sayılırsın. Bu işim sonunu getirmek lâzım. tirmişti. Ona casus demeğe dili va- ramazdı. Ame, erkek olmadığı âşL Abdurrahmanın Beyşehide bulu- nuşunun İkinci günü, artık tamami- Baydi, Murad bazirlanıyor. Başı, |kârdı. Nitekim'işte kaçmıştı, Ve 16 kendine gel dönebilir bir hal- mıza geç ve isyanı ya bir kat'i za- ferle veya mahvolarak bitir, Senden bu beklenir. Hepimiz, bü- tin Ülke senin adımı bilir, ama, seni tanımaşdım. burun dediği olmak gerekti, Ama, bu ağızda kolay, filliyatta ne güç gey olur. Hünkâr Muradm karşısın. da kendisine ok atar bir halde Ab, durrâbmanı görmesi, ona n6 dere ceye kadar hayret verirse, Abdur. rahmanı da © derçeeye kadar hica- ba düşürürdü. Abdurrahman için burada da bir desiseye ihtiyaç hami oluyordu. Nasil: ki felâketler birbirini takip ederse, desise ve hileler de böyle birbirini takip eder. Hastatik iddia edömezdi. Aklma bir tedhir geldi ve bunu yapmağa karar verdi. Başka bir selâmet ça. resi bulamamıştı. Atma atladı ve hünkâr ordusu- nün mevzilerini tek başına tetkik edeceğini söyliyerek hünkâr tara, fıma at sürdü. Bu hareketi Kanbur Osmandan gayri herkes büyük bir kahraman- Wk gibi telâkki ettiler, Reislerine daha kuvvetle bağlandılar, Onun ufukta kaybolan almı ve şeklini bunu göstermek için de stmt geri- ye göndermişti. Ata yaklaştıkları zaman Yine en farla hayrete düşen kanbur oldu. e Hata bügün ilk defa Cemileye dönerek : — Senin güzel ellerin yaramı sarmasaydı, ben ölürdüm. Kara, atın üzerinde omuz başın, ş Kara Abdurrahman için girdi İdan kan erzarak üz kat yatıyordu. | gan © yorum Gemiler yapılacak yegne iş, hakikaten kan. | Canars gibi Mi, Yüzünde bir damla |“ bap kalmamıştı, hala yara sızıyor. a. Asker bağrışarak atı çevirdiler. Karay: omuzladılar ve derka! bir çemenliğe koyarak yarasını soğuk su İle yıkadılar, sardılar, Kımız içirdiler, ve yine omuzlarmda ka, rargâha götürdüler. Mahalli harp azası, reislerinin yarasını ve vaziyetini vahim gör- müş ve tedavi edilmek üzere Bey. şehire sevkedilmesini tensip etmiş- ti, Kara Abdurrahmanm yerine Kö, se Selçuk muvakkat rels seçildi ve Iki atlı Karayı Beyşehire nakletti- ler, Kanbur Osman, bu vaziyetten hiç bir gey aalamamıştı. Bunu Karaya da sorsmamışiı. Neolmuştu Bir yav rayı nereden almıştı, eğer s.büyük. bir vaka karşısında kalmışsa böyle yaralı bir halde kendisini nastl kur- tarabilmişti ? Bütün bunlar meç, haldü. Fakat halk, izah edemediği hadiseleri efsaneleştirir. 'Bu hadiseyi de dervişlere, cinle- re, perilere atföderek izaha çalış- Abdurrahman: ziyaret edenler çoktu, ama, Cemile bütün bunları münasip birer tarzda savıyor, onun la başbaşa kalmak frrtatmr hiç kimselerin ihlâl etmemesini istiyor- du. Bir taraftan da şehirde büyük vir heyecan görülüyordu. Cemile- nin gizlemesine rağmen Abdurrah- manın kulağıma kadar intikal eden bu heyecanda şehir yerden göğe xadar haklı f4k, Mulasaranın İkinci günü, hünkâr Murad şehri istiliya karar vermiş. Bunun önüne geçmeğe kimsösikler kadir değil, Hünkâra karşı İlk za- feri kazanan halk ordusu da geriye plskürtülüp şehrin kaleleri içine #efolumuşlardı. i Hünkâr, kaleyi sarmış, bir dam- In yiyecek sokulmamas: için irade (etmişti, Böyle vaziyetlerde halk daha çok İ mu acıkıp daha mı müstehlik olu. yor, nedir, anbarlarda mevcut yiye- cek tükenmişti, Halk, hakim sara- yı önüne toplanıp haykırıyorlardı. Haksız da değildiler, Bağırıyorlardı. — Bu ne zamana kadar böyle devam edebilir ? Açız, hastayız, or- Sumuz yok, kuvvetimiz yok. Bu kş- ls içinde ne zamana kadar Osman- lilara mukavemet edeceğiz. Hepimi- zi kılıçtan geçirmeğe #ebep olacak- seniz, Kale kapılarını açımız ! (Devami var) Çapraz eğlence: hayranlıkla seyrettiler. Ama, ha, | tar. Soldan sağa: 1 — (Sfenks konustu) nun büyük disönin içyüzü böyle değildi. Bu| Fakat Kara Abdurrahman Bey. | muharriri, 2 — Kapılarımızm önün üzerinde hünkâr ordusuna bir va- | gelirine varıp hâkim sarayında tes| iri pe ez bir ye siteyle gittiğini söyliyen adam, bi İdavi döşeğine girdiği saatte hüm. | ç”i<iyekme» beş kuruşun caki adı, âkis hünkârdan da, yardım ettiği /kâr Murad askerine irade ©derek| Azlıklar - küçük üstüvane şeklinde memleket askerinden de korkan | Beyşehrini muhasara etti bir günahkârdi. Birbuçuk sast sonra, ler. Asker ata doğru seğirtti. Hükim sarayında bu hadiseden uzaktan Jen fazla azap ve tsemslir duyan söy- Karanm atmt boş dönerken gördü. İlemeğe ne hacet! Cemile, yaralı. nm başı ucundan bir dakika ayrıl. Kara öldürülmüş veya esir mil/mamakla, geceleri uyumamakta ve edilmişti? Birbuçük saat önce|her dalışmda gözlerine dolan şahlanan atı Üzerinde bir heykel | yaşları tutmakta, hmçkira hmçkıra gibi kahramanlığı koşan Kara yok, | ağlamakta idi, tu. Kara Abdutrahman, hakikaten bir tarafı kapalı cam boru, 5 — Atf edatı - yağlama (talaâiluza gö re imlâsı gözönünde tutulmalıdır) , 6 — Atinanın frenkçe adı * şöhret, 7 — Şatrançta şahın yapayalnız kalışı (arap tabiri) -* mallar “bay- ram, 8 — Ölen papa * bir nevi re miz ki bir şahsiyeti veya cemiyeti işaret eder * basit (alâyişten uzak), 9 — İzmirin yerli tipi - yedirme - bir nota, 10 — ize gelen bir macar futbol klübü, * bir nevi ölçek gi, 12 — Misirin hayat kaynağı * Siz (lernkçe “yokluk,.) - bir deniz vasıtası, Yukardan aşağı: 1 — Meşhur bir Fransız maregalı, 2 — Çiftçi aletlerinden biri - bölük, cemaat. 3 -- Gevşeklik * çok istenir len, 4 — Çıkılanın aksi, 5 -— Ça hısma - şark hudutlarımıza yakm hir mevki, 6 — Yetimler aylığı, 7 — İntikam - tutma vasıtamız - dışarı (hariç için kullamlan kelime) $ — Bir nevi yemiş - işaret (öz türk- çe) 9-— Bir nevi el örgüsü * Sümer” sl oldu ve hükümet konağının ai- tmdaki zindanda tam 28 gün vapür bekledi. Berutta temmuz sıcağında elli beş yaşmda bir adamın zindan- da çekeceği azabı tasayvur eğin, Annem bu ara birkaç defa Beru, ta giderek babamla daha serbestçe görüşebildi, Fakat beni bırakmadı. lar. O sıralarda Berutta bulunan yu. karda birkaç defa ismi geçen Fe- rik Şevket paşa merhum bir sepet yol ersakı yaptırarak ferik fnifor- masiyle babamm ziyaretine gitmiş, Borut valisi Nâzım paşa buna mâni olmağa çalışmıştır: Domat Celâleddin paşa — Paşam bü ziyaretin size zara, ri dokunabilir, Benim de başım der. de uğrar. Şevket paşa mukabele etmiş: — Paşa, ne yapsanız, ben Esad efendiyi göreceğim. Siz vazifenizi yapıp yazınız. Belki kismet olur da, Esad Efendiye ayni vapurda Trab- Iasgarba gideriz. Esad efendinin böylece yanına giren ;Şevkrt paşa saatleree-opUn- Is görüşmüş, bu vaziyet mabeyme yazıldığı halde ses seda çıkmamış. ter. Babamın tevkif! üzerine Şam ma. arif müdürü Hüseyin Avni bey teş- kilâta vaziyeti bildirmişti. Bağda. lilerde Alleh * çiçekler Oüstündekilda da telgraf çekti, (Telgraf Re- sabah görülen su habbeleri (talâf- fuza göre) 10 -- Büyük bir İngiliz müzesi * aşağı, 11 — Raşe (türkçe) - alâkası bulunan, 12 Derakap - bir güz rergi, e8b pasanın yaveri binbaşı Şevket beye gönderilmişti. Bu zat bayan Müfide Feridle hemşiresinin baba. sıdır.) Telgraf şu menldeydi: “Pederimiz ağır hastadır, Ameli, yat yapılmaktadır.,, Bu tabir Esad efendinin Pizana sürüldüğünü bilâirmekteydi. Ertesi günü Osmanlı bankasile iki yüz ik ra gönderildi. Sertabibe (yani Trab. lus merkezine) ricada bulundukla- *t bildirildi, Boruts ikinci gidişinde annem bu parayı gölürdü, (1) FİZANDA SÜRGÜN HAYATI 1313 senesi temmuz nihayetinde Yazan: Asaf Belg Esad efendi o akşam Beruta vâ-|Beruta geldi. İçinde “postnasi İri sırada cürmümeşkud halind* Bundan en çok ürken Kanbur'çok kan kaybetmişti ve fakat kuv- BAZEN 71 0 2 e 7 EGE SE DA DIE EK ESDE Başımı sallıyarak: — Olur, olur, dedim, Kafamda tek bir isim çınlıyordu: Meli- ke. Hiç şüphe yok bu iş önun eseriydi. İz- mirde onun yanında gördüğüm adam, şev” gilisinin resmi ellerin elnide kalmasın diye bu tabloları satın almıştı. Hele, bu tablola- rın benim gibi Melike ile çok yakından alâ- kadar olmuş birisinin elinde kalmasını is- temezdi, Bu netice içimde unulmaz bir yara açtı. Belki Melike de sergiye gelmişti. Fakat ben onu görememiştim. Felâket bu kadarla da kâlmıyor.. Bundan sonra Melikenin resmi atölyemin hüznünü gideremiyecek. Harabe çocuğu artık hayatımdan ebediyyen silindi. Burdan &onra bir insan gibi yaşamama imkân yok artık.. Yıllardanberi ilk defa o larak ölümü düşündüm. Ölüm her bülyayı unutturur, her ıstıraba son verir. Ben düşüncelerimin derinliğine gömülür. ken memurlar bana çeki uzatıyorlardı. Yüzüm kıpkırmızı oldu. Sevgilisini satan bir İnsan kadar utan” 4m. Bir dakika parayı almamak, onu bir hayır cemiyetine bağışlamak daha doğru olur diye düşündüm. Fakat belki bu çeke Melikenin eli dokunmuştu; kâğıdı aldım ve 11 — Aşiretler - bayrağımızın ren* içimden “bunu sevgilimin mukaddes bir ya digârı diye saklarım, dedim. Çeke baktım. Üstünde İstanbulun en ta“ nınmış avukatlarından birinin imzası var” dı. Sordum: — Bu adam yalnız miydi? — Evet. — Yanında bir kadın yok muydu? — Hayır. — Garip şey.. Halbuki ben resmin bir ka" dın tarafından alınacağını tahmin ediyor- dum.. Belki de bana modellik eden kız aldı santyordum. Memurlar “zavallı galiba sevincinden çıl dırdı., manasına ge'en garip bir gülüşle biribirlerine ba'ıtılar; iç'erinden biri: — Azizim, dedi. Bir köylü kızda bu ka - dar para ne gizer? Artık sustum ve hızlı hızlı sergiden uzak” Taştı, ... Eve bir deli gibi döndüm. Yumruklarımı başıma vurazak söyleniyordum: — Büdala.. Sandetini elinden kaçırdın. Şimdi masallardaki talisiz şehzade gibi ara bakayım.. Ümitsiz düşünürken, aklıma çeki © veren dava vekilini gidip bulmak geldi. Avukat beni nazikâne kabul etti, o Maksadımı am lattım; gene nezaketle: — Çok mazur görmenizi rica ederim. de- di, Bu bir meslek sirrrdir. bilirsiniz avukat» la: meslekleri icabı birçok sırları öğenirler, fakat söyliyemezler. Yalnız sizeşu kadarı ta öyliyebilirim. Tzmizden Hüviyetini bil- diğim bir zat bana telgrafla müracaat etti. Galata'aray sergisinde teşhir olunan tablo" ların her ne fiytla olursa olsun satın alım masrıt ve bu işin gizli tutulmasını rica et- ti. Ben de arzusunu yerine getirdim. Tab loları #atm aldim ve gönderdim. 9 Bu zotın adresini bana verebilir #isi- hiz? — Maalesef imkânı yok. — mini söyliyebilir misiniz? — Ayni isimde İzmirde o yüzlerce adam sürgünlere mahsus humust vapur, | bulunacağına göre söyliyebilirim. Bu zatm adı Osmazdır. Başka bir sey ölretemedim. Yazıhane den çıkarken büsbütün meyus değildim. Elimde bir isim vardı.. Bu ismi İzmirde a- ramak lâzım geliyordu. Ben de İzmire gi- deceğim. tıpkı masallardaki o ayaklarında| demir çarık, elinde demir asa ileri peşinde dolaşan dertli âşıklar gibi “. İzmire gitmsden evvel Yeşilpınara biz de a daha uğradım ve orada O kırksekiz taat kaldım. Bu sefer Zeynep balanin evini O bömboş buldum. İhtiyar köylü kadın da, mereye| gittiğini kimseye söylemeden gitmişti. Gökyüzü, yamaçlar, ufuk, hava her şey Melike ile doluydu. Her köşetaşında, Yeşil pinârın yosunlu yalağında, kadid kollarını ruzgârla'In sa'layan ağaşlar da, verde bi- rikmiş kuru yaprak yığınlarında hep var.. “Harade'ere kadar çıkamadım.. o Çünkü yollar çok çamurlu., Fakat kararmış yıkık dıvarlar uzaktan bana seslendiler; Melike burada yok! Gözlerim wasit, eski hatıraları aradım dur Gım. Zavallı ben. (Devamı var) İ mutasarrıfı, leme almadın: meşayih” ten çeyh Nail efendi “© Kardeşi İsmail Hakkı Bey (Fi dn imenfi olan tıbbiyeli Nazmi bö bu zevatın eniştesidir. famali HAK kı bey bilâhare şürayr devlet ve reisi olmuştur). On bir de © biye ve harbiye talebesi Meşhur hürriyet möcahidieriaâö Kanbur Fazlı bey de zannedöfi bu kafileye dahildi. Esad efendiyle emektar ve ads uşağı Süleyman da bu vapura b” diler. Yirmi beş gün sonra Trs3ii” garba muvasalatlarını Süleyii bize telgrafla bildirdi, i Trablungarbda Esad (o efeni jandarma delresinde kaleye Obi” settiler, İsmini o hatırlıyamadığ” binbaşı cemiyettenmiş. Kendisi Billeymana tanıtmış, o da babani haber vermiştir. Biraz sonra “ cemiyetin Trahlusgarb reisi, lusgarb istinaf ceza reisi Hacı Raşid bey merhum, babe ziyarete gelmiş ve yanında bir det kaldıktan sonra: — Merak etmeyiniz. Demişti” | Yakında bizler de geliyoruz. Bir Iki gece sonra Esad efenö” nin kaçması için hacı Raşid bey 1” tbat almıs, ip merdivenle kale” inerek yakında bekliyecek bir İ: yan teknesiyle Maltaya kendisine haber verilmiştir. EBESİ Esad efendi yaşı dolayısile bir firar teşebbüsünü göze gidi” mamış, veya her seferki gibi Mİ“ bat paşaya uyarak firarı kabul © memiş, kaçmak mülkün olursa b. nun Pizandan develerle gilmek şeklinde olmasma verilmiştir. Gölde kafllesiz yola çıkmak ö İsmek demek olacağı içir bir ey *£. dar kafile beklermiş, pihayet y | van İkurulunca hareket edilerek © günde deve sırtmda Fizan salat mümkün olmuştur. Orada menfilerin ve ba eya” babamım bütün paralar: alnı ayda muayyen bir miktar çaresi 4 verilmek şartiyle kasabada GÖ masma müsasde cdilmiştir. Esad efendiden iki ay sonra Ö” vaadi veçhile, filbakika, Har PX gd efendi menfi olarak Fizanb ge İ miştir. Esad efendi, cemiyeti? pi f İtanbul merkezi umumi relsi yek İ Ahmet beyi Fizanda mahpus muştu, Hac; Raşid bay,do geldik sonra firar çareleri araştı k başlanmıştır. p Bir deveciyle Tunusa geçmek çin pazarlık edilerek uyuşulmoüf yalarını kaçarken almak ai saba haricinde kumluk bir İ görmüşler, fakat deveye binecek” * rs” fi i 2ESEP. Sİ e kalanmışlardır. Bilâhare şebbüslerini Arab devecinin ad Abdilihamidin veri bendelerinden Amavut Receb ©. ihbar ettiğini öğrenmişlerdir. Bu firar teşebbüsü Esad een Hacı Raşid bey çin bir felâket İmustar. Çünkü derhal Hası A İbeyin bulunduğu sindana ( #i parasız birakrimızlar, çamaşı blazat kendileri kamak, vi lerini kendileri pişirmek meeb' yetinde kalinıslardır. pa Biraz #onta Afrika hümmafi nilen sıtmaya da yakalandık, dan günaşırı Yatağı düşüp 40 ce hararetle kıvranmak ai ns uğramışlardır. İN (Devami sr) p (1) Receb paşa ile Çerkei 2 dullahı pasa sinif ari oi radan birbirlerine. düşme yı. lardır, Biraz sonra Yemen a ; parayı, babam dn tah ie el di, Ömründe yazdığı yerine ; bu münasebetle onun hakkmö” vi, çi Açıl ey kahpe Çerkes gar yi bir yen Dedim tarih namı arlini