'Tuncelinde giriştiğimiz hareket ar . tık nihat safhasına girmiş addedilebi - lr 4 On yıldanberi Ankaranın büyük bir sabır, dikkat ve şuurla tatbik ettiği plân gu idit larla ayni kandan olmadığını anlatmak. | 2 — Asırlardanheri çok koyu bir ce. halet içinde kalmış olan Dersimli köy . lüye “medeni bir devlet tebaası ol - mak,, la “müstebit bir beğe esir ol - mak” la “müstebit bir beye esir — ol 3 — Mümkün mertebe çak miktarda Dersimliyi Dersim hudutları dışındaki medeni ve mamur muhitler, şehirler ve kasabalarla temasa sokarak İç Dersim . deki kötü hayat şartları ile Cumhuriyet 'Türkiyenin diğer vilâyetlerde yaşıyan vatandaşlara temin ettiği refah seviye. &İ ve etmmiyet derecesi arasındaki farkı duyurmak. t- Koyunlarımın, sığırlarıın — ve Bunlardan elde ettiği, deri, tırnak, kıl, yağ ve sütün civar vilüyetler pazar. Tarındaki yüksek kıymetini anlatarak, tefeci ve komisyoncular tarafından ne berbat bir şekilde aldatıldığını göster - mek, S — KAşiret relsleri ile bu taraflarda büyük bir nilfuza sahip bulunan der . vişlerin, şeyhlerin, ruhanf lddial: ser . serilerin kendisini nasıl bir esir haline | soktuklarını; kendi sırtından nasıl yan gelip safa sürdüklerini anlatmak, Cumhuriyet hükmeti bugünkü Türk | topraklarını imparatorluktan devralde- Z gün Anadolunun birçok yetleri mü- tegallibenin elindeydi. — Fakat buglün kendisine Tunceli adı verilen Dersim hem mütezalkbenin elinde idi, hem de Anadolunun ortasında başka bir mem . Jeket, âdeta bir “feodal konfederasi - yon,, du. Yani Dersim — muhtelif aşiret- lerin nllfuz mmtakalarına ayrılmıştı ve bu nüfuz muntakalarının hudutları için- de tam bir hâkimiyetle yerleşmiş olan derebeyleri cismani ve ruhanf bir istip. dat altında istedikleri gibi hareket edi. yorlar ve Dersim hudutlarında belire - cek herhangi bir “TEHLİKE,, karşı - sımda derhal elele verip bir “müşterek cephe,, kuruyorlardı, Hemen hepsi su katılmamış Oğuz . oğlu Türk olan bu aşiretler, Harzemin Cengin kuvvetleri tarafından — zaptını müteakip, esas yurtlarından göç ettik. leri gündenberi yerleştikleri bu mınta- kada kan temizliğini muhafaza etmiş. lendir. | Cengiz istilâsının Orta 'Asyaya sal . | değı dehget yüzünden 'Anadoluya göç ettikleri saman kendilerini kolaylıkla müdafaa edebilecek bir yer aramışlar ve o devre göre büyük isabet - le — burasını e C- giz orduları 'Anadoluda ilerleyince ö- nünden kaçanlar hep buraya sığınmıya çalışmışlar ve Ermeni devleti mahvo - lunca bir kıssm Ermeniler de buraya Anâdolu o zamandanberi birçok 'Türk serdarlarınım askeri idaresi altı. na girmiştir. Lâkin bütün banların içinde ancak Yavuz Selim elli bin kişilik bir kuvvet le bütün Dersimi — taratmağa ve bu dağlık arazideki haşari halka tam bir gem takmağa muvaffak olmuştur. Yavuz bu hareketi Azerbaycan — ve İran hükümdarı İsmail Safeviye hü - cum etmeğe giderken yapmıştır. Yap - mağa mecbur olmuştur. zira Dersim 'Türkleri de Azerbaycan Türkleri gibi ayni akideyi taşımakta idiler. Dersimi temizlemeden Çaldırana git miş olsaydı ordusunun ric'at hattı ü - zerinde talancı ve serkeş bir düşman bırakmış olurdu. Pakat Yavuzun ölü. M:ıhı ikinci Abdülhamidin son gün . 1 kadar Dersim hemen Hemen başı boş birakımıştır. İkicin Abdülhamid devrinde bir aralık bu mıntakanm te- mizlenmesi düşünülmüşse de o devirde yabancılardan büyük yardımlar göretek mütemadiyen silâhlanmakta olan Erme ni komitelerine kargı icabında bu silâh. şör Türklerin kullamlabilecekleri dü - şünülmüş ve hakikaten günün birinde Dersimi İttihatçılar Ermeniler aleyhine kullanabilmişlerdir. Bu mmtaka umumt harpte Ruslara karşı da kendini koru - ı Cumhuriyet kükümeti — memleketin her taralfında yaşryan insanların va - tandaş hakukundan tamamiyle istifa . de etmesini istediği için Dersimi dik . katle ele almıştır. Acaba ne yapmalı? Bu mentakaya Yavuz gbi çala kılıç mı | girmeli?. ş 1 — Dersimli Türke yabancı unsur - | Cumhuriyet hükmeti için bünü yap- maktan kolay bir şey olamazdı. Lâkin Cumhuriyet iki şeyi düşünüyordu: 1 — Buradaki Türkler çok — temiz kandandılar, Bu nesli imha etmek iste- miyordu. 2 — Buradaki Türkler softalara esir kara yobar mürteciler değillerdi. Hattâ bunlar halifelerin idaresine “akide ha- Hinde,, “anane halinde,, — düşmanlık da gütmüş bullunuyorlardı. — Binaenaleyh tedricen ve ısındırarak geniş millet yığı nr İçine almak ve eritmek istiyordu. Hükümet bunda kolaylıkla muvaifak oldu. Fararza Şeyh Sait irticamlda Der- sim en ufak bir düşmanlık bile yapmağı düşünmedi. Ve halk yavaş yavaş şehir- lere inmeğe, Dersim dışına çıkmağa baş ladr. Fakat bu vaziyet elebaşıların işine gelmf.di. Mütemadiyen mektep, yol ya- pan iyi bir devletin Dersimlilere insan- ca yaşamayı öğretmesile günün birinde “esirsiz,, kalacaklarını düşündüler. Dersim kendi halkımı yaşatacak kadar çok toprak mahsulü veremiyen bir diyar der. Bunun için Dersimliler altı asır ön- ceki gibi kışlık zahirelerini daima civar- daki kazaları vurarak tedarik etmeğe alışmışlardı. Eğin, Arapkir, Eymir gibi civar kaza ve nahiyelerde hasat mevsimi oldu mu hemen Dersimliler belirirlec ve derhal talana başlarlardı. Cumhuriyet hükümeti Dersimin halk tabakasını bu talanlardan da nefret ettirmeği bildi. On lara dağlardan çekilip münbit toprakla. ra yerleşmek imkânlarını da gösterdi. Bir kısım halk derhal göçtüler. Beyler buna mani olmak isteyince kaçanlar da oldu. Bu çok mesut bir neticeydi, Zira nibayet Dersimin gözü açılmıştı. İşte o zaman derebeyleri ve- şeyhler bütün menfsatlerini tehlikeye — girmiş görerek eski cüretlerini tekrarlamak is- tediler. Birleştiler ve Tunceli valiliğine Bir Ultimatorma benriyen gu beg madde yi gönderdiler: ” ' K 1 — İçimizde karakollar yapmıyacak sınız. 2 — Köprü kurmıyacaksımnız. 3 — Yeniden nahiye ve kaza merkez- leri ihdesş etmiyeceksiniz. 4 — Silâhlarımıza dokunmıyacakar- Rız, 5$ — Biz her zamanki gibi pazarlık usulile vergilerimizi vereceğiz! 'Türk inkılâbma, Türk cumhariyetine kargr gösterilen bu küstahça cesaret ve hareketi Oğuz Hanım küçük — oğulları olduklarını farzetsek bile af ve müsama haya imkân yoktu. Cenup büdudumuz- daki vakaylin akabinde Tüuncelinde şu | hareketler yapılmıştır? 1 — Garbi Dersimde İn karakoluna bir gece baskın: yapılmıştır. 2 — Harçik suyu — üstünde ve Pah nahiyesile Kamud nahiyelerini yekdiğe Tine bağlryan ahşap bir köprü yıkılmış- tır, ve her tarafta serkeşane hareketler gözükmeğe başlamıştır. Fakat o anda Dersimliler Türkiyenin 'Yavuz Selim devrinden çok daha kud- retli olduğu bir devirde — yaşadıklarını görmüşlerdir. Memleketin içinde ve - şında, şimalinde, cenubunda, şarkında ve garbında, en çukür bir vadide veya sarp bir dağın tepesinide herhmı_î biı: hiyanete derhal, en büyük — hassasiyeti gösteren ve yıldırrm gibi çarpan hükü- met bir koldan Nazımiye — Üzerine, bir koldan Mlarzkrit üzerine toplu iki taar- ruz yapmış, bütün statejik noktaları el de etmişti. Bu sırada gerek bu ani ha- reketten ürkenler ve gerekse hükümeti heylerine tercih etmekle neler kazanacak larını, nası! bir medeni hayata ulaşacak Jarını anlamış olan halk fevç — Tevg ku- mandanlarımıza ilticaya başlamıştır. Bu hâdiselerin nisan ayımida belirmiş “ve başlamış olması ve bu strada memle- ketin tam bir birlikle milli bir davaya sarılmış olması Dersim hâdisesinde ya- bancr parmağı olabileceğiti de düşün- dürmüştür. Bilhassa kuvvetlerimizin ulaştıklarr ber yerde yapılan tabkikat Dersimlilere şöyle bir propagandanın | yayıldığını da meydana çıkarmıştır: “Hükümetin elinde asker yoktur. Ol sa idi, bize kargı tatlılıkla hareket et- mezdi. Hem hükümet buraya asker sev- ketmeğe kalkışırsa İngilizlerle Fransız- lar derhal harp ilân edecekler ve — bizl HER — Ai0 KM ee e Dersimdeki hareket kurtaracaklardır. Araplar da — bizimle beraberdir.,, Sonra halkı, Tünceli kumandanı gene ral Abdullaha karşı kışkırtmak için de şöyle tahrikât yapıldığı anlaşılmıştır. “Ey Dersimliler nasıl oldu de sizler üç dört yüz senedenberi kimseye teslim olmadığınız halde askersir, Teşkersiz gelen Hüseyin Abdullah paşaya derhal teslim oldunuz.,, Lâkin Dersimin ağaları ve Seyitleri bükümetin elindeki kudretlerin derece- sini pek çabuk anlamışlardır. Harekât öyle yıldırım gibi bir süratle inkişaf et miştir ki mayısın onuncu günü Dersim her tarafla irtibatını kaybetmiş, bütün yollar tutulmuş ve Tuncelinin ast mınta takazr sikt bir kordonla — çevrilmiştir. Kuvvetlerimiz bununla iktifa etmemiş- ler ve derhal Mımtakayı tarayarak ilerle meğe başlamışlardır. — Asilerin en son sersemlikleri, bir iş becerebileceklerini sanarak Mazkirt, Pertek ve — Harçik köprülerini tahribe kalkışmaları ölmüş- tur. Lâkin çok hassas olan kuvvetleri- miz bu teşebbüsü kolaylıkla — akamete uğratmışlar ve en ulaşılmaz sanıları siv ri tepeleri dahi zaptederek aslleri püs- kürtmüğlerdir. Bunun — üzerine asiler ötedenberi Sığındıkları Töjük dağlarına ve Kutu deresine idoğru ricat etmişler- dir. Yirmi mayısta asilerin 5000 silâhlı- dan ibaret oldukları tahmin ediliyordu. Bunun Üzerine dağlar, ivicaçlı dereler ve mağaralar İçine sığınan bu kuvvete karşı şiddetli harekâta başlanmış, tay- yerlerin ve bu arada kadın tayyarecimiz Sabiha Gökçeln yaptığı hücumları bu mel'un mağaraları temizlemekte büyük yardımlarda Ve muvaffakiyetlerde bulun muşlardır. Bunun neticesi olarak Der- simin yegâne silâhşör aşireti — sayılan Dernan agiretine ait bütün köyler ta- rafımızdan işgal edilmiştir. Hükümet kanlı kavgalara mahal bı- rTakmamak için Dersimlileri mütemadi- yen irşatta da kusur etmemiş ve tayya- relerin attığı beyannameler — Yusufan aşireti relsi Kamer ağanın bütün aşireti İkallermkler. ladülarin Zati desemün — dulamüa vlaşe sebep olmuştur. 6 haziranda Kutu deresi ile bu dereyi çeviren 4000 metre irtifamdaki dağlar kıtaatımız tarafından sıkı bir — süzette muhasara edilmiş ve 3000 metre İrtila- ındaki kızıldağ işgal edilmiştir. 6 hazi- rTanda asi aşiretlerin gunlardan — ibaret olduklarr arlaş:!mıştır: 1 — Kalan, e MT 2 — Abbasuşağı, vWt 38 — Kiısmen Bahtiyaruşağı, ":"* 4 — Haydaran, K? $ — Demnan, 6 —— Bazı ufak tefek kabileler 6 — Hazirandan bugüne kaklar geç- miş zaman içinde kuvetlerimizin İsya- nın son takatini de ezip bitirdiği muhak kaktır. Yapılan tahkikat Dersim hâdi. sesinin dışarıdan tahrik edildiği kanaa. tini kuvvetlendirmektedir. Eldeki delil. ler gösteriyor ki cenubdan hüviyeti meç hül dört komiteci gelmiş ve Pertek kaza sında yedi mühür kazdırarak Tunceli- nin içlerine gitmiş ve bir müddet sonra isyan emareleri görükmeğe başlamıştır. Gümüşmadeni havalisinde — şüpheli ve genç bir aldam yakalanmış ve casus ol- duğu tahmin edilen bu adam Elâzize getirilmiştir. Velhasıl Dersimin niha! surette temiz lenmesi ve Dersimli fakir — halkın ve köylünün sefil ve menfaatperest dere- beyleri elinden kürtulmasile; düşmanla- rımuzm memlekette emellerine âlet ede bilecekleri hiçbir nokta kalmamış oluyor Dersim hâdisesi Sabiha Gökçenin şahsın da, Türk kadınının yarınki hava müda- faasında ne büyük fedakârlıklar ve mu vaffakiyetler gösterebileceğini isbat et- miş bulunuyor. Sabiha Gökçen Seyid Rızanın evini isabetli bir şekilde bombardıman ıh'nliı- tir. Çok mütelevin ve tayyarecilerimize bir hayli meçhül olan Tunceli semaların da Sabihâ Gökçen çok muvaffakiyetli uçuşlar yapmış ve gerek bombardıman da, gerirse makinelitüfek ateşinlde çok muvaffakiyet göstermiştir. Bugün, Dersim, — Yavuz'danberi ilk defa olarak Atatigk — Türkiyesine baş eğmiş bulunuyor ve bütün arzusu, her Türkün refahı olan;Türkiye hükümeti nin emrini dinliyor. (7 inci sayıfadaki İsmet İnönü yazısını okuyunuz.) u 16 HAZİRAN — 1937 A Almanyada büyük bir skandal (Baş tarafı 1 incide) Jizm,, ine karşı başlayan şiddetli muha- lefetin ilk hamlesi midir ? Bunu bize zaman gösterecektir. Biz sadece, bugün gelen fransızca “Paris - Soir,, gazetesinin, bu hususta Berlinden aldığı mufassal malümatr aynen naklet- mekle iktifa edeceğiz, Almanyanın en meşhur kadını olan ) ve “Güzellik diktatörü,, Jâkabile anılan | Leni Rifenştol birdenbire gözden düş- müştür. Hatırlardadır ki, Hitlerin, dost luğile şereflendirdiği bu garip ve esrar- engiz “yıldız,, geçen yaz, Berlin olimpi- yatları esnasında, büyük bir şöhret ve zafer kazanmıştı . Uun zamandanberi, resmi — filmlerin müdiresi olan bu güzel kadın bundan bir sene evvel, başvekâlet — binasında Hitlerin hususi dairesi yanına — yerleş- mişti. Önun mukadderatınm mukadderatına bağlı olduğu ve “yıldı- zının,, bütün dedikodu ve herşeye mu- kavemet edeceği söyleniyordu. O, yeni Almanyanın ne Nasyonal sosyalizminin bir nevi timsali olmuştu. Bügün gelen haberler, bir şefin ve bir halkın coşkunluğunun çok yükseklere çıkarttığı bu sarışm güzelin muazzam bir heykel gibi yükselmiş olduğu kalde den yuvarlandığını gösteriyor. Bu yu- varlanış açık bir skandalla vuku bulmuş | tur. Dahiliye narzırı doktor Villhelm Ferkin evinde, Berlinin en tanınmış simalarımız. iştirakile verilmiş olan büyük bir suva- Tenin-en coşkun bir anında birdenbire propaganda narırı doktor Göbelsin kes kin sesi duyuluyor.: rejimin | — Suvareyi terkediyorum. "'"b art olmayan birisi var” « Dönen çiftler iduruyor. Kahkalâ sesler kesiliyor, her tarafı derin bir kün kaplıyor ve doktor Göbels devafi diyor: — Üzerimde, Lemi Rifenştal'in yük babasile anasımınm sami ırktan oidi larına dair vesikalar vardır. Bu hâdise gayet kısa — sürüyot" kimse, bir dakika evvel kuvvet ve temsil eden güzel kadına bakmağa B cesaret edemiyor. Doktor Göbels biçİİ Şey olmamış gibi, yanında duran la konuşmakta devam ediyor. Doktif Frik matmazel Rifenştali bir kenarâ kerek derhal evini terketmesin! yor. “Güzel yıldız., hiç bir mukavemet FÜ termeden evine dönüyor. Ve ka; önünde, bütün eşyalarını — yüklü bir kamyonla, nazi hücum mensup yirmiye yakın asker ve bi ğ zabit buluyor. Zabit, bütün suallere cevap nl)" üzere ancak şunu söylüyor: & — Artık apartımanımıza dönemeli” niz, sizi bir otele kadar teşyi edeceğ . *« » Hâdise duyulur — düyülmaz herktf bundaki eszarın içyüzünü öğnnmcğıf lışmış fakat muvaflak olamamıştır. Hitlerin bundan — haberi var Varsa, herkesin fevkinde gördüğü W güzel kadın şimdi niçin — gözden düf” müştür? Bütün bunlar şimdilik muammadır ve bu hususta muhtelif $7 yialar dolaşmaktadır. gi İ Bir eroin fabrikası - yakalandı Her gün daha büyük ve daha esaslı bir faaliyet gösteren kuakuhkl.ı ml_l. zehir yuvası dahâa imha etmeye muva! fak olmuştur. İzmirde muhtelif kaçakçılıklar yap- tığı halde bir türlü yakayı &e verme. miş olan dayı Mustafa isminde azılı bir kaçakçının Yeşiköyde — yerleştiği ni haber alan muhafaza kumandanlığı ve emniyet teşkilâti memüutları bu şe- riri sıkı sıkı takip etmeye böşlamışlar dır . Aylardanberi silren bu takip netice. sinde ilk zamanlar hiçbir #*y öğrenile. memiş fakat gün geçtikçe dayı Musta- fanm esrarengiz işlerle uğraştığı da yavaş yavaş meydana çıkmağa başlan Bu uzun takipler neticesinde; dayı Mustafanın evinde mükemmel bir ero, in fabrikası kurduğu son hafla şüphe bırakmayacak tarzda tesbit - edilmiş olduğundan, dün gece mücadele teşki lâtma mensup şef ve memurlardan bir grup Mustafanın, Yeşilköy Şevketiye mahallesi, Salihiye sokak 3/5 — numa ralı köşkünün etrafında Sıkı bir terti. bat almışlardır. Saat 11 i biraz geçe Mustafanın ça- lışmağa başladığını hisseden memurlar derhal ayakkabılarını çıkarnışlar, ve hiçbir ses çıkarmadan, tıpki birer hır. SıZ gibi 3.4 metre irtifaindaki bahçe duvarından — atlayıp — maymuncuklar kapıları açarak köşkten İçeri girmiş- lerdir. Memurlar bu işte O kadar ses, siz davranmışlardır ki, meşhur kaçak. çı, ellerinkde tabancca tutan Memurlar birdenbire karşısına çıkıncaya kadar hiçbir şey hissedememiştir . Dayr Mustafa tam cürüm ortasında yakalanmıştır. Fakat iri YacI Ve kaba- dayı bir adam olan Mustafa — evvelâ teslim olmak istememiş, memurlarla mücadeleye kalkışmış fakat bir müd. det sönra kıskıvrak yakalanmıştır . Etrafı arağtıran memurlar hayret. ler içinde kalmışlardır. Dayı Mustafa bü evde öyle ustalıklı | bir tertibat yapmıştır ki, fabrikanın faaliyette olmadığı bir zaman ev ne kadar araştırılırsa araştıuılsın, hiçbir şey bulmak kabil değildir. Bütün âletler, duvarın içi oyularak, yapılmiş bir mahsende saklıdır. Ve bu mahzenin kapağı kapalı olduğu zaman burada bir kapı bulunduğu anlamak imkânsızdır. Çünkü kapr duvarın a7 kasında saklıdır. Ve bu kalıg , kapırif * mıştır. Mahzene zgirmek İçın kapı di varla beraber açılıp kapanmaktadır: Bütün tertibatı bizzat yapan kaçak” çı Mustafa, bunu da kâfi görmemiş, ve berbangi bir tehlike vukuunda hetf fabrikayı hem de evi bir anda tahrif' odecek bir eliktrik tertibati vücudâ getirmiştir , Bu tertibala göre yine gizli bir yer? yerleştirilmiş olan tek bir düğmeye bit makla, köşk alevler içinde yanmağö başlayacaktır. Fakat memurların, sessiz ve ani ba$ kını sayesinde — zehir — imalcisi o kf dar şaşırmış, o kadar kendinden geç miştir ki, bu ölüm düğmesine basınağ! ilk anda akıl edememiş ve aklı başınâ geldiği zamanda memurlar, buna mani olmuşlardır. Tahkikat neticesinde dayı Mustafâ” nın Baha isminde bir de ortağı oldu. ğu meydana çıkmış, her iki suçlu tevs kif edilmiştir. Yazımızı bitirmeden evvel gunu dâ kaydetmek isteriz ki, kaçakçılıkla mü” cadeleye memur bulunan gerek günte rük muhafaza kumandanlığı, gerekst zabıta memurlarımız, son zamanlardâ zehir kaçakçılarına kargı açtıxları mük cadelede bu şerir haydutlara hiç amap vermemektedirler. Beşeriyete ölüm saçan katlilere kar” gı, her gün yeni müvaffakiyetlerin? gahit olduğumuz değerli memurlarıml z canı gönülden tebrik ederiz. ont dö Martel Ankaraya geliyor Hatayda, anlaşmayı Halka , bizzat ilân edecek Ankara 16 (Hususi) Elyevm Parlf- te bulunan Suriye ve Lübtan âll ko” miseri Kont dö Martel Fraosanın Af- kazt sefiri Ponso, Türkiyenin Paris sefifi Suad Davas bugünlerde Ankas raya geleceklerdir. Kont dö Martel Ankarada 3 gün ka” Jacak Sancak anlaşmasmın sureti tat- bibi hakkında temaslarda bulunacak- tır. Âli komiser Beruta gitmeden c'; vel Antakyaya uğrayarak anlaşmay bizzat halka tebliğ ve ilân edecektir.