SaponaLTanm ÇKŞÜT OYALLOTIPAP YUT “9A9 O — *23 Jayupığ ümzn OpLIGOMLOJO "(4s vı) 99 AD YUAŞ VĞ YP SEMU) 4328 03 1420 T YUŞ MNOK op TEUM — LOPdUNUZ 'YETOYENY EPEYTE TUTSORUĞONRU UZTUSTTV — çupstayıgando3 18489 A9 yevrvULO EçMaz UKSA POD un3 G9 u0 “uşpo denniur izaunsrokrdak ou zıg “mpaoz ze ga Yavayo MnUMDUI YOpALA BH TETTOKŞUMNĞ A — Bü$nu o y ZAygeteop Tazeg l (9N1)9011030) aT YUT eznateg Xö) Töğezağ TÇNLTER UUUUEZ O “NİY POPPNU HU eszvano —Öi TumuoKypomuuz 219000p13 oztusp zıg — çETEyeDEdUK dE ZTNNTE SA ZIR OPUNTYU) TEK dUDS AAT — znungng apzaK Jay p MUÇUYUE SpUaJ )0 DCAR * Aznunsmaynç gesdiğ oS WT (uusazaya) EENE x0 geç 5 HİT ERLEM .8 _ğğş_) E vıBt MoFGEE UK P ĞRET 1 | K,0 Udmla İt pes ei | ğı— z si $ Bzaci FE g ğâ 8 B t Ş: İ İ ! 2 İ& ş. YoN Bt ğ 216 mücadeleye girişmek mecburiyetinde ka lTacakamız. Birçok rakipleriniz — vardır, Ve bu efine gözünüzün önünde, eliniz kralma, kendi topraklarında, kendi ma- lna kim tekabet edebilir? Bu rakik Pa- pa mı?. Yoksa İspanya kralt Filip mi?: Ecnebi hükümkdarların memleketimizin işlerine karıştıkları devirler çoktan geç- ti. — Mevrzuubahs olan rakip Papadan ve İspanya kralından daha tehlikelidir — Çıldırdınız mı, mösyöz.. Bu adam kim, söyleyin bakayım? Saetta müstekzi bir tavırla eğildi ve: — Mevrtuubahs olan bir — serseridir, monsenyör, Basit ve kilçük bir serseri, Sülli istihfafla gülümsedi: — Bu iş polis komiserini alâkadar eder. Bundan bahsetmiyelim! — Monsenyör, siz beni tanımıyorsu- nüz, En zengin — asilzadeleri bile kıs- kandıran bu elbise içinde pek fena gö- rünmüyorum. Buna rağmen, daha ilk nararda benim zavalir bir fakir olduğu- mu ye hiçbir asalet ünyanım bulunma- dığını anladınız. Hattâ bir aralık beni dışarıya bile attırmak İstödiniz. Sizin görüşünüzdeki isabete hayran — oldum. Buna rağmen benim izzeti nefsimi kır- dığmmız için, size küstahça mukabelede bulundum- Sactta iyice Gdoğrulmuş, — gözlerini mazırın gözleri içine dikmişti. . BSözlerinde vahşi bir ifade vardı. SüNi biraz şaşırmış gibiydi. — Fakat gı Ç z B & Höneeli. STDELERETİ DURE KÜ ; DUit HL : ; tal ; o?î%ğ ; : âğî DA : ğ * . E4E n şekb Dili Si Hi ğ Feuğ .î* İtEtE; PELe; K Gi , giaâz K Eîıâ ğ HU h ; : ğ ğ:âs -""ğâğ ğ E HSYi EE a ; Ho l î & ç îğğ ğ " 'KL a |: ğ AOR: Si p ah PARDAYANIN OĞLU — Aptal olmadığımı ve kolay kolay mahcup edilemiyeceğimi söylemek isti- yorüfür Sülli biran ona baktı ve gayri ihtiyari ona hak vermiş bir tavırla başını salla- dı. Sactta devam etti: — Banâ hâk verdiğinizi görüyorum. İşte monsenyör, bir aptal — olmayan ve hiçbir şeyden çekinmeyen ben size şunu söylüyorum: “Dikkat edin, sakının mon senyör! Eğer başını boş — bırakırsanız, hakir gördüğünüz bu serseri sizi İstedi- ği anda aldatıp mahvedebilir; meşbur bir diplomat ve kudretli bir nazır olma- nıza rağmen ona pek hafif — gelirsiniz. Sizin polis müdürünüzü ve adamlarını mahvedecektir; jandarmma kumandanını- zı ve Jandarmalarnızzı mahvedecektir; ona karşı askerlerinizi gönderirseniz, onları da mağlüp edecektir.: Ve neticede gözünüzln önünde bu meşhtir defineyi alıp götüretek ve siz ona karşı — hiçbir şey yapamıyacaksnız. Sülli hayret ve endişeyle bağırdı: — Bu adam iblisin ta kendisi midir? Korkunç bir çete reisi midir? Saetta omuzlarını kaldırarak werdi: - — Bu, hiç bir tehlike önünde'gerile- miyen bir adamdır. Ve eğer tedbirlerini * xi almazsanız, elinizi uzattığınız zaman belki kasa veya sandığı bulursunuz, fie kat içindeki hazine uçmuş olacaktır. Sülki elini uzattı, beyaz bir kâğıt ala- rak önüne koydu ve sakin bir tavırla: — Pekâlâ, dedi, mademki #yle, izaha- tınızı nazarı itibara alıyorum. Bu em- salsiz kahramanın ismi nedir? Sactta soğuk bir sesle cevap verdi? cevap L TLEN A ST . S FN FT Ü » GÜL DG AŞi SHEAş D Kİ Die l Jpi . glak Gti ş_ğğ . 4 ; 3 ğipa İlg giziğiri ç DÇ Vp gi GeHEil el Z âgâğğ ıti .âg ğ—“SŞSga d Pi? tati Deş Gdirl z; O ğllş H gğı ehi S Sörar F AĞ SD yir Ni y l ELER iş İK bi | Y1 Haa 5 4 3 g * R.:5 AM ERUM B GA İK emeğr — ğ ğ %%â ğ b ğ î 33 % ğ u HHH H e D& H £ ö z AT AA F 33 İrlag 1 L igbeltsşslşi * 4 GD Eâğzğğaaâa%ğ;âğ% t i AEEEUR ÜS KH L ğ ğ5ş32 î=âsîğîâr_gâââ£s <Ş .j 5 a kra bz $ PARDAYANIN OĞLU — Sahih mi? Benden bir şey mi isti. yeceksiniz? — Evet benim için büyük ehemmiyeti haiz bulunan bir şey. Ve cikldi bir tavırla: — Bilmezsiniz, bu kalabalık bekleme salonundan geçmek benim için — nasıl müşküldür. Beni tenha yoldan sokağa gteçiremez misiniz? Biliyorsunuz ki, ben kalabalıktan hoşlanmıyan vahşi bir ada- mam. ğ Sülli hayretinden dona kalarak sor- a: du?— Benden istiyeceğiniz şey bumuy- — Bu sizin için belki ehemmiyetsiz bir şeydir. Fakat benim için * çok mü- himdir. Bazen böyle garip düşüncelerim vardır. l Sülli gülümsiyerek : — Sizi tatmin etmek gayet kolay- dır. Gelin mösyö dö Pardayan. — Hayır, size zaten bir hayli vakit kaybettirdim. Bana sadece, nereden ge- çebileceğimi söyleyin ve çalışmanıza de vam edin . Sülli ısrar etmedi. Eliyle, ağır bir pet deyi gösterdi ve izah etti: — Buradan geçin, Bu benim apartı- manın yoludur. Koridorun nihayetinde, sağ kolda, bir avluya inen merdiveni gö receksiniz. , Pardayan kendi kendine: — Mükemmel, dedi, benim istediğim de zaten bu. Sülliye bir veda işareti yaptı ve nazır hiçbir şeyden şüphe etmeden, koltuğu- ma otururken o da kapı perdesini kaldı- / rTarak, kayboldu. Kapıyı kapamadan itti vç — kulağını * Zı> aralık duran kapıya doğru uzatarak dü- şündü: — Herne bahasına olursa olsun, Gui do Lupininin nazırla hangi define hak- kında 'üzügeceğini öğrenmem lâzrm- dir Bu aralık ziyaretçi içeriye alınmıştı. Pardayan, onun daha ilk — sözlerinden, yanılmadığını anladı. Bu, onu meraka düşürmüş olan, tanıdığı fakat — nerede ve ne zaman gördüğünü ğir türlü hatır- layamadığı adımdı. Bu adam Saettaydı. Sacttanım, kendisine bir asilzade ha- li veren, güzel elbisesi hayret uyandıra- bilir. Bunun için derhal — söyliyelim ki, ona üzun zamandanberi yiğit Jan bakı- yor, yiğit Jan para veriyordu. Ve Saetta da, bayağı ufak tefek işlerle kazandığı parayı, sırf intikamına ait projelere has rediyordu. İşte bunun içindir ki, yiğit Janın yaz kış giydiği bir tek kostümü bulunduğu halde, Saetta, intikamının tahakkuku i- çin, kendisine Jâzım olan herşeye malik- ti. Diğer taraftan, eli açık olan Jan da hiçbir zaman metelik bulunmadığı hal- de, Saettanın sandığında, her — zaman, ihtiyat olarak asgart elli pistol — vardı. Bu büyük bir meblâğ sayılamazdı fakat onun için, fazlaydı. Birinci kısmın sonu ? BU IKİNCİ KISIM £ Saetta nazırın masası önünde durdu ve iyice eğildi. Fakat, bu yerlere ka- dar eğilişte bir uşaklık zihniyeti değil, bir nevi müstehzi gurur vardı. , Sülli, ona müdekkik bir nazar atfet- 4 R S PT DA x BLitü Ezberlenecek kelimeler Hepsi gizin zevkinize bağlı. You may for instance; pletures, or in museums, * be İnterested in shops, or in sightsecing: saytsiinğ -« (bir şey görmek İçin) merak — best: best — evn iyi