2 VR NA zarar ran Sea m Li —ealliriş xp y Oyomsyp inod npusju — « ayi Same eye Ve ap» A ŞAM SY *t ivolişg çep yexos “oppEo — 14 iy) ma 4911)? TENİ 'NUULM)O — OMGU SAY 40J91IŞJON 49991949977) 9101543 SATASUŞ Mol01d :areyoasi oliyva :(3) onaruna i SyunSarak re isk (epanproy Ke "yay 'un3) 452006 SOrBA 'OUYYUZ EAT IYYo$ “(arta BP zip Pİ 9 aplojoz MA MOS NN Di 9 MEDİ DİŞ) “(2pa), zığookımoa vpuğemp Kva ys ua Yrey “DAMDA Ynunp ıyompyag se 2öa07p16 ya og 20 KAD Yaya, *Kemurszj np u9 <p vi y dapüiye #NOA soy snou Tou1 9 OUru9J EN 7 Kazyd yoay) yapsyeyd day — ruz piğop 205 “şpu pöop “öyuyipopuoa anprg,, (god “ou oç) zeed 0-59, 'syulod 1,0) “ayağ ozya end yaolğ IPİEH “yaoaşağ Ded ioLpG 424) YP W400), zama 97 ms snoa-zaKoa on — (Ş yüne azyoa 9p uosyeu v re NO — Cp *xresdery9-9y0ğ um 12 yayreo um Gia Arf — IuüışsuaAa YOZISNYUA VYOZISNYUMA *umğayıak EpaLtAy) I(YOĞ TPUNĞ *(uoğodd Buruşp soma va Op MDA) *areyYİOLd OYVUUTUNP JOA sNOU 2UOP Z0USA inş) AŞ OUYİN öpuLğoyafi Mp Müş M2) “AMD, « Cümafofog yrd ıp oyyamu mA pwÂşL) inyğoKeg nd vuop zoyguyu #NOA isuorL — EMO İNIMO OPAYMPEK İPPPON MOfNO KOZ, 1uarısdaa *(ofiyyuna pi MOP OyDAsU UpuggUNu 5 Yİ WON) norusa 4( sep Şıreysuj yuvuyyuyeuz sins of “YON — zznunszodnuzmo spunşğolog yrre you “mbofog 3pzan fALOp SMMSAORMULENJO ZI /VA,, » CUCENİN AŞKI Ye kızdırır, fakat zaman > yorar fakat hiçbir Maiyeti ancak iki kişiden müteşekkil Fakat Don Sezar bunların müdaka, hiç meydan vermezdi. Bunları Adet yerini bulsun diye yanında bulun- hk ve Kizi Da çalmayın gayretlerine rağmen, ona Yapamazlardı. ol Boğaların hangi taraftan ve ne su. Tetle kendisine kırmızı kumaşları sallarlar. Ü Bütün vazifeleri bundan ibaretti. Sezar boğaya en küçük bir darbe İndirmelerini bile menetmişti. Don Sezar, kendisine tahsis edilen Yere gelince, bu yerin yanımdaki çadı- in Üzerinde, Barba Jojanın armalarını Bördü ve canr'srkıldr. Barba | Jojanm Tirsydaya âşık olduğunu ve onu defa. > a karmak teşebbüsünde bulundu- pekâlâ biliyordu. Binaenaleyh, ya de bir maka mahla ban komşuluk hiç de hoşuna git. emişi, e #linklen bir şey gelmezdi. Çün boğa güreşçilerinin yekdiğerlerile karga Ve miinakaşa etmeleri büyük bir Sp sayılırdı. Hepsi kralın misafirleri vakaları, için, yerlerini de kral veya Yani başengizitör ayırırdı. Bi- Don Sezar da bu nahoş kom- Miluğu çarnâçar kabul etmek metbü. TiYetinde Kaldı e Pransisko meydanına gelmeden May > Sezarla Jiralda arasında bir münakaşa cereyan etmiştir. , iş ai içindeki hissikablelvukuu. ge- » Nİşanlısının güreşleri ancak halle İ ârasından seyredebileceğini nazarı İti- bara âlan Don Sezar onun otelde kal, masını söylemişti, Fakat Jiralda muhakkak orada bu- lunmak istiyordu. Boğa güreşinin teh* likeli bir şey olduğunu biliyordu. Sev.” gilisinin tehlikeye maruz kaldığını bir sırada, orada hazır bulunmaktan, ken- disini hiç bir kuvvet menedemezdi. Don Sezar kalbinde bir elemle ni- şanlısının arzusuna böyun eğmeğe mec. bur oldu. Jiralda, en güzel elbiselerini giyerek nişanlısıyla beraber sokağa çıktı. Ve balk arasına karıştı. Don Sezarın onun yanında olması en ön srada (bir yer bulmasını kolaylaştırmıştı. Güreş baş- Jayıncaya kadar geçecek olan (Ouzun zamanı rahat geçirmek için kabil oldu- ğu kadar rahat yerleşti. Vakıa fazla rahat edemiyordu. Fakat (bunun ne ehemmiyeti olabilirdi? Mademki, sev. gilisinin boğaya karşı yapacağı müt- hiş mücadeleyi az çok görebilecekti.! Diğer teferrüat onu alâkadar etmezdi. Satlerce değil, günlerce bu sıkıntılı vaziyete katlanabilirdi. Vakia, ötede gördüğü süslü tribün- lerde oturmayı tercih ederdi. (Fakat bunun için kral tarafından davet edil mesi lâzımdr Halbuki bina oOimkân yoktu. Çünkü asil değildi. Sadece ba, sit bir çingeneydi. Bunu biliyordu. Ve bunun için de hiç acı ve pişmanlık duy- madan kallerine şükretti. Fakat, ne de olsa talii vardı. Jiral- da nişanlısı Don Sezar kadar seviliyor ve tanımıyordu. Bunun için halk ken. " disini görünce, bir nevi prestişle ona bakıyor, herkes ona yerini terketmeğe galışıyordu Genç kız böylelikle ön sıraya kadar gelmişti. Büyük bir tesadüf eseri ola- rak, yapyalnız erkekler arasında kal- DERSLERİ FRANSIZCA DERSLERİ PRANSIZCA Diğer odalar ocakla veya sobayla isıtılmışlır, çiçek hak, bununla beraber, halbuki merkezi commode: komod — kullanışlı - bahçe allde: (8) ale » ağaçlıklı yol, bahçe yolu er < çiçek yetiştirilen camlı yer, limonluğ cultiver: kültive — yetiştirmek (meyva, kında, s'ötendre: setandr — uzanmak, serilmek pe'ouse: (pölüz) — çimen parter - (çiçek) tarh şespire (1): espss * nevi pourtant: purtan jardin: jarden central; saniral parterre: serre (1) . Due mon ami trouve plus pratigues gus le chauffage central, pourtant si commode, “... ki benim arloadaş buluyor daha pratik denasitma merkezi, bununla beraber o kadar kullanışlı.,, Arkadaşım bunu merkezi ısıtma usulünden daha pra. tik buluyor, halbuki bu usul çok kullanışlıdır. Devant la maison, s'ötend le jardin avec une allö? sa“ biğe et une pelouse ornde de parterres de fleurs, (Dövan lâ mezon, seban lö jarden avek ün ale sable 8 (Kö mon ami truv plü pratik kö lö şofaj santral, pur- ün pölüz orne dö parter dö flör). tan si komod). CÜCENİN AŞKI Hürmet ve büyük bir itimada delâlet &den bu sözler şövalyeyi son derece mütehassis etti, — Göreceksiniz ki, dedi, Böyle ha- reket etmeniz sizi çok sevindirecektir. Dikkat ettim maruz kaldığımız bütün Akibetler, yaptığımız iyi ve fena bare, ketlerin neticesidir. İyilik sevinci, fe- nalık ise bedbahtlığ: tevlit eder Siz dürüst hareket ettiğiniz için mes'ut o- lacaksmız. Benimle Fransaya gelir ve orada güzel Jiraldanızla evlenirsiniz. Bahtiyar olursunuz ve... Bol bol çocuk larınız olur. Ve Pardayan bunları söyliyerek iç. ten gelen samimi bir kahkahayla gül meğe başladı. Bu samimi kahkaha Don Sezara da sirayet etti ve © da güldü. — Ben de öyle zannediyorum, dedi. Çünkü evvelâ bunu siz temin ediyor- sunuz, sonra, başka bir sebep daha var. — Neymiş bu sebep? — Sizin bütün söylediklerinize ina. nıyorum, çünkü öyle hissediyor ve an- yorum ki, siz dostlarınıza uğur geti. riyorsunuz. Pardayan ona bir müddet 'dalgın baktı ve sonra: — Gariptir, dedi, bundan iki sene evvel Saizuma isminde bir çingene ka- dım bana aynen sizin söylediklerinizi söyledi. Yalnız şunu da ilâve etti ki, içimde, bir felâket taşıyorum. Ve Pardayan bunları (o röyledikten sonra elemli bir rüyaya (dalmış gibi başını önüne eğdi. Herhalde, baştan- başa mücadele, ve tehlike içinde geçen mazisini düşünüyordu. Don Sezar onu birdenbire müteessir görünce, istemeden, onda acı bat-ı- Tarı uyandırdığına son derece pişman dalgn “Önünde ev, uzamıyor bahçe ile Dir baliçe yolu kumlu ve bir çimenlik süslü den.tarhlar çiçeklerin, Yeni kelimeler üzerinde Bu derste gördüğümüz yeni fiillerin masdarlarını, ka- İdelerini öğrendiğimiz zamanlarmı ve bazı şahıslarını göze den yeçirelim: de oturuyorsunuz siz (oturuyor musunuz?) Habiter: abite — oturmak (ikamet etmek) Jhabite rue Ankara, (Jabi? rü Ankara). “Oturuyorum cadde Ankara,,. Ankara caddesinde oturuyorum, Oü habitez-vous? (U abite vu?) var bir Timonluk ki onun içinde benim arkadaş yetiştirir bütün neviler çiçeklerin için süs- (A Tâ druat 45 lâ mezon, il ya ün ser dan Tikel mon a» lemek onun masa. ,, Evin sağ tarafında, arkadaşımın, içinde masasmı süs- lemek için çiçek yetiştirdiği bir limonluk vardır. mi Zilltiv tut zespes dö bel flör pur orne sa tabi). A la droite de la maison,il ya une serre dansla” gusile mon ami cultive toutes espöces de belles fleurs pour Evin önünde kum döşeli bir yol ve çiçek tarhları ile orner sa tahle, bezenmiş bir çimenlik var. — Oh habitez.vous? (U abile vu?) “Sağda evin, 49 oldu ve onu rüyasından © uyanilırmak için: — Faustayla olan sergüzeştimde en fazla nazarı dikkatimi Oo celbeden şey. neydi biliyor musunuz? Pardayan birdenbire yandı ve sordu: — Nedir? : — Favstadan evvel kâtibiyle (o kar- şılaşmıştım.Bu adam bana mütemadi. yen "monsenyör,, diye hitap ediyordu. Fakat bunu bir maksadı mahsusla söy. İediği zavallının yüzünden besbelliydi. Sonra madam Fausta da bana “mon- senyör,, diye hitap etmeğe başlamaz- mı? Fakat bu kelime onun ağzında öy. le bir ahenk alıyordu ki, oçok asil ve yüksek bir şahsiyet olduğuma (âdeta kanaat getirmiştim. — Evet, bu kadın'bir tek sözüyle bile insana İstediği tesiri yapabilecek kabiliyettedir. Maamafih, alay etme yin. Bu lâkap sizin hakkınızdır. Don Sezar gülerek sordu: — Nasıl, sizde mi bana monsenyöt diye hitap etmeğe kalkışacaksınız? Pardayan ciddi bir tavırla cevap ver- silkinerek u. — Öyle hitap etrtem lâzımdır. Fakat kuvvetli düşmanlarınızın nazarı dikkat. lerini celbetmemek için bunu yapmı- yorum. * — Tehlikede olduğumu siz de mi id- dia ediyorsunuz şövalye? — İspanyayı terketmedikçe hakiki ile doğrudan doğruya kullanılıyor; yani Fransızlar bizim “Nerede oturuyorsunuz siz? (nerede oturuyor musu, wwz?)” Nerede oturuyorsunuz? “.. caddesinde oturuyorum” demiyorlar, “caddesi oturuyorum.,, diyorlar, bir emniyet içinde bulunamıyacağını. yi za kaniim. Bunun (içindir ki benimle beraber Fransaya gelmek hı teklifiniz beni son derece sevindirdi. Don Sezar dikkatle Pardayana bak» tı ve hazin bir sesle; — nım beni öldürmek is. temelerine sebep doğuşumdaki esrardır, — J'babite Kadıköy. (Jabit Kadıköy).