Di ? v D S Berereneneerenece e sneLAR, verreceAETADE o Po' is Hafivesi ( X : 9 ) : Gizli bir çelte Pavrs isminde zengin bir adir ğ | mı öldürüp altın taşıyan bir gemiyi uıp(rll!’ ! için yatını elde ediyorlar. Polis hafiyesi X4 | yek o Türk matbuatında bir yenilik olarak sayılacak bu roman birinci l o defa “HABER,, de çıkıyor. Bu romanı bir sinema seyreder gibı takib İbuna mâni oluyor. Diğer taraftan lıırsııl.nr' | K ü ini: tin asıl sahibi olan genç bir kızı kaçırı yorlar: | uiT Tüyggaagıl ÜN azıoyyyy 0 edecek, heyecandan heyecana düşeceksiniz. # tin ası a V di Ş KORKMAYIN « İŞİNİ- kş zE BAaKIN. Sizi | RAHATSIZ Te ÇAP| ETMEM- $ Kimİ aRİ- BÖYLE BİR AĞIZLIK- Çez ağ| H LA CUGRRA İÇEN BİRİNİ TANIYORİ Oum AMA, GEŞ KALDI GALİBA, DOĞRUSU MU EssİRİM. GAZEYEOE BİR İLÂN GÖRDÜM, îi’ı'ı'â'fşî"ı'lî'ı'h'ıı; BİR GENÇ KIZ. MÜŞKÜL BİR ae a vi VAZİYETTE KALMIŞTI - BÖYLE TİM. | İJoA İŞLERDE AkL ÖĞRETMEK, S a : ARAYVA GİRMEK MEsLEĞİM CABIDIR. NE YAPALIM 6U DA Bizim . işimiz GFENDİM. HAYIR BEN OKADAR FENA Bik ADAM DE. ĞİLİM. BÖYLELERİNE AN- CAK AKIL WERİRİM. MUYAFFAK OLUNURSA ALACAĞIM KoMisyolf LA GEÇİNİRİM. (Devam eaecek) j YAK BORJİYA okşayıcı sözleri dinliyordu. İçlerinde Primverin bir gülüşü için canını seve seve ölmeği kendisine en büyük emel ve en büyük şeref saymıyan bir kimse yoktu. Kopan uzun bir alkış tufanı bua duygulara tercüman oldu, Bunun ü - zerine Beatris verilecek — kararların biricik âmiri kendisi olacağını anladı. Ve Kont Almanın ortadan kaybolma- sı üzerine bundan sonra memleketin hakiki bir reizi olarak tahta oturdu. Bu esnada mağrur yüzlü bir delikan- 1 ayağa kalkarak sert bir sesle: — Ben ki hakkını, şöhretini, şerefi- ni, hürriyetini korumak uğrunda &-| len Kidömaletesta'nın oğlu Jan Male- testa'yım. İtalyanın derin bir esaret ve zillet içinde boğulduğunu, ve bizim de Borjiyaların gaspettikleri hakları geri alacağrmızı kabul ederim, Mon- tefirte kurtulduktan Riminiyi — ve bundan sonra da İmola, Bulonyar Pi- yöombino, Orben şehirlerini, Pezaro ve Fayenzayi, Kamerino'yu zaptede- lim. Bundan sonra bu düşünce uğrun- da çarpışmayı, Sezarı püskürttükten sonra bütün İtalyanın yardımıma köşe mayı kabul ediyor musunuz? Sözleri- ni söyledi... Salonda bir heyecan ve sevinç gü- rültüsü koptu.. Jan Maletesta sözüne devam etti: — Şimdiye kadar Kont Alma gibi büyük bir başbuğumuz vardı. Birleşik ku vetlerimizin idaresini kabul etmiş- ti. Fakat şimdi o da ortadan kaybol- du. Acaba nereye gitti? Ne oldu? Bu- nu bilmekliğimiz lâzım. Onun bu kay- Tuşunun sebebini ben anlar gibi olu- yorum, Primver sarardı. Salonda gene bir s#üküt hüküm sürdü. —Bir kaç gün evvel iki adam, iki yolcu Monteforteye gelmişlerdi. Bun- lara kimse dikkat etmedi. Halbuki ben Kont Almanın bu adamlarla bir gok defalar saray bahçesinin tenha köşelerinde buluşup — konuştuğunu gördüm, dün hem ne konuştuklarını ve hem de bunların kim - olduklarmı anlamak için yanlarına yaklaşalil. dim.. Gürdüm senyörler!. O adamlar- dan birisini gördüm ve tanıdım. Bu- nun kim olduğunu siz. de öğrenmek ister misiniz? Kont Almanın gizli gizli konuştuğu — ve bu gece sizin ya- nınızda bunun sebebini kendisinden sormağa karar verdiğim — bu adam Sezar Borjiyanın en sadık bir casusu olan ve Romada Dom Garkonyo ismi ile anılan bir papazdı. Primver bu sefer bembeyaz kesil- di. Dudakları arasından: — Dom Garkonyo ha!, O mel'an pa- pazl.. Sözleri döküldü. Jan Maletesta'nın bu sözleri yeni- den bir gürültünün kopmasına sebep oldu. Maletesta gürültüyü bastırmak Btiyor gibi elini uzattı. Herkes sus- tu. —Artık hakikati öğrenmek kolay- laştı, Papa ile Sezarın casusları olan bu iki adam Kont Almayı bizim zara- rımıza olarak bu İşten vazgeçirmeğe gelmişlerdi. Eğer Kont Monteforte'de değilse mutlaka vatanma hiyanet - e- derek Papa Altıncı Aleksandı'm tek- liflerini kabul etmiştir. Kont Alma memleketini sattı. Kendisini müthiş bir cezaya uğratmazsak Papa ve Bor- jiya kendisinden korktuğumuzu zan- nedecek. Bir çok sesler: — Evet, evetl Doğrudur.. diye hay- kırdı. — Kontu öldürmeli!.. — Ceza pek müthiş olmalı!. Jan Maletesta devam ediyordu: —Senyörler.. Hain ve nankör olan Kont Almanın hükümdarlıktan ve medeni haklardan iskat edildiğini ve yakalanınca idam olunacağını halka ilân etmeliyiz diyorum. Siz nediyor- sunuz?, — Hayhay!.. Olur! Doğru! Primver: d — Senyörler!.. Senyörler! diye ba- ğırdı. Fakat bu bağırış, gürliyen sesler ve kılıç şakırdıları arasında kaybol- du. Yeis içinde, keder içinde tekrar tahtın üzerine düştü. Bu esnada Jan Maletesta'nın — ya- nında bir ihtiyar adam ayağa kalktı. Bu prens Manfredi idi. Prensin bir çok muharebelerde kumandası altın- da döyüşen Senyörlerin üzerinde bü- yük bir tesiri verdi. Ayağa kalktığı zaman ortalık biraz sakinleşti. Prens Manfredi ihtiyarlığın zayıf- Tatamadığı gür bir sesle: — Efendiler!. Ben de vatanrmın e- limden almdığı, sandet ve bolluk için- de yaşıyan tabaamım katliğma uğra-| tlrdığını gördüm. Gasbedilen serve- timden ayaklar altına alınan şeref ve namusumdan bahsetmiyeceğim. Ger- çi ihtiyarım, Fakat İtalyanın kurtul- ması uğruna canımı vermekten hiç bir vakit çekinmem, Omuzlarım henüz zırhlı elbiseyi taşıyacak kadar dinç ve sağlamdır. Senyörler!... Siz beni bir çok top- lantılarda dinlediğiniz kadar — harp meydanlarında da gördünüz. Düşün- cemi açıktan açığa söylemekliğime İZin vereceğinizi umuyorum. dedi. Hertaraftan: — Söyleyiniz!, Söyleyiniz!, Sesleri işitildi. Zannedersem damarlarımdaki asil vetemiz kan cesur Maletestayı çok ileriye vardırdı. Kont Alma hakkında böyle acele bir karar vermeği doğru bulmam, Efendiler! Kont — Atmanın kızı sevgili Beatrisimizin şu tahta şe: ref verdiğini unutuyorsunuz galiba! Bizim gibi teerübeli, ve korkusuz as - kerlerin hepsine cesarette örnek olan *bu güzel çocuğa ve onun sararan ben- zine bir kere bakınız... Bütün bakışlar Primvere döndü. Herkesin kalbi acıyle titredi. Hepsi hu zavallı çocuğun artık her, zaman — '7 — çi LAn nesi öldürülmüştü. Babası da ortadan kaybolmuştu. Prens Manfredi: — Senyörler! Beatrisin babası hak- kında verilen kararın geri brrakılma« sını teklif ediyorum! Sözlerini söy- lediği zaman ulkışlandı. Jan Maleteslta da Primvere bakmış- tı. Onu böyle sararmış görünce ken- disi de sarardı, Kalbini halecana ge- tiren gizli ve kuvvetli hislerin tesiriy« le tülreyen bir sesle: — Senyörler!,, Prens Manfredin ar- zusuna boyun eğerim.Karar geri bıra- kılsın. Fakat ne vakite kadar? Toplantıda hazır bulunanlar hay- retle bakıştılar. Jan Maletesta devam ediyordu: —Senyörler!. Ben de, prens Man- fredi ve sizin kadar olan biten bu şeylere acındım. Fakat deminki tek« lifimi ikinci bir istek takip edecektir. Sizden gizli hiç bir şeyim olmadığı i- çin düşüncemi açıkça söylemekten çe- kinmiyeceğim. Jan Maletesta bu sözleri söylerken çok heyecanlı idi. Toplantıda bulunan bazı gençler sanki düşüncesini anla- mışlar gibi ona bakıyorlardı, Jan Ma- letesta sabırsızlıktan yerinde duramı” yan Beatrise döndü ve: — Cesur Beatris!, Yüksek Kontesl Siz hakikaten bizim başbuğumuz, bi zim ruhumuzsunuz?. Bizi coşturan, kalplerimizi titreten bu cesaretiniz v& metin sözlerinizdir. Size dokunacak, izzeti nefsinizi yaralıyacak bir söz söylemişsem dilimi köpekler kopar* sın!, dedi. —Bana ve izzeti nefsime 4' —— cak hiç bir şey söylemiyorsunuz Ma* letesta! — İşte burada hazır bulunan hepi* Mmiz, uğrunuzda can vermeğe — karar verdik. İçelrinde ben de bulunduğum halde bütün bu Senyörlerin fedakür- lığını anlatmak için bu sözü kâfi gö“ Yürüm. Kont Alma bizi attı. FNT SĞW Ğ v 0 V 0 e A U