6 Kasım 1934 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 4

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

M ea L ğ T j Yazan: Aka Gundü'z Zeus, Miskine, acıdığı belli ©- Yarı gözlerle bakiı ve çenesini ok- şadi. — Sevi bürada kal; Dişariya çık- ma, Orların hepsi şimdi delirmişe dönmüşler. Beri gidiyorum. Lâburatüvarin kapisina yaklaş- tğı vakit Miskinin hastalıklıya benziyen sesini işitti. İ — Zeus! Zeus! Güzel kız koşup geldi. —Bir şey mi söyliyeceksin? Mukın yere bakıyordu Uçuk benzi kıplaurmızıydı. Âcaba neden utanıyordu. — Söyle dostum! — Âyiplamazsan söylerim — Hiç ayıplamam. — Şey.. Ne diyecektiri. — Sikilma, söyle. — Câatiimn., Şey.. Varsa baâna bi- raz borç para versene. O kadart çok Tâzimi ki. Bakkalın öğluna kittiya dersi veriyorum. Ay başın- da para vereceğini söyledi. Almca doğruca.. —-Peki, peki. Kaç para istersin? — Bilmem. Bir torbayı kaça diktirebilirim? —Ne torbası — İçine dört günlük peksimetle bir kat çamaşır koyacağımı, Zeus şaşa şaşa baktı. — Ânladım... Ama seniden bu- nu istemezlerki. — İstemesiniler. Devle! ettiretti ya, — Devletin emri... — Eğer vermek istemiyorsan © başkâ, O zaman ben de sana ya- pacağımı yâaparım, Güzel kız merakla sordu — Ne yaparsım? — Ne mi? Ne mi yaparım? To- Yünunüti ilk kızını almam! kötasız kalir. Güzel, şen, alev Zeus bu - sefer No. 9 a— bit kahkaha âtamdı. Miskinin göz | . leri ilk defâ şöylece parlamıştı. Miskin ilk defa bir tanıdığı ile şa- kalaşıyordu. Durgun miskinde bir neşen'n belli belirsiz izleri sezili - yordu. Bü dakikaya kadar Zeus miski- ni hiç böyle görmemiş, onu etüt et meğe ötür bulamamıştı. Demek bu miskitin müuammalaşmış bir yanı varmış. Bu araştırmayı son- raya bırakarak miskinin eline bir avüuç çil para doldurdu. Miskin paralara baktı, birer birer saydı. Belirsiz bir gülümseyişle: — Ne iyi, ne iyi, dedi. Ö kadar çok vermişin ki. Artanı ile alti çi- vili bir çift kundura da alacağım. Torbamın iç'nde o da bulunsün. — Sen n& iyi bir adamsiti Mis- | kin! — Seh de ne iyi bir arkadaşsin Zeus! Beni törbasiızlıktanı kurtâr- dın. Dayaktan kurtardığın gibi.. Ama darılmadım. Gürbüz delikan İr o.. Omuzum çok acımadı. Bak, dişim de kanamiyor artık, Güzel Zeüus'ün gözleri doldu. Yaşlarımı göstermiyerek Miskinin T; 5000 — Alma ve başka dile çef rine Tet yasasınca koru udür. elini sıktı ve koşarak kaçtı. Dışa- rıda öğultülar vârdi. Üniversiteli | - hatipler, ahali arasından seçileni dili söz söyliyebilenler köşeleri tutimuşlar, hâalka yürt ve — budun nutukları söylüyorlardı. — Korunma hâzırliği yapalım. Yurdumuza yan bakacak olanla- rYın vây gözlerine! — Harp istediği kadar dünya- / yı sarsın, bize çevtilecek — süngü- leri dişlerimizle paralarız! — Hadi hep birden yurt marşı- rir söyliyelim. Burada ön binlerce halk, öorada elli binlerce halk, be - ride yüz binlerce halk hep bir ağız dan söylüyorlar: Yürdümüzü canımızdan önce severiz. Bin bir düşmanın Bbin bir ordüsunu ezeriz. Ey temiz toprak ! Kanımız senin bağlarını bahçele « fini sulasın... Yoruülünerya kadar söylediler. (Sâat başı) Miskin lâböratuvardan çıkmiş, cebindeki çil paralarla torba dik « tirmeğe gidiyoördü. Bir kürsünün arkasından ge - çerken üstündeki ünivers'teli ar- kadaşı gördü. Birdenbire köpür - dü, Miskini halka gösterdi: : — Ey âhali! Şu siska, şu men- debur adamı gördünüz mü? Ona yuha çekiniz! Ona Miskin derler. Halk (niçin çekelim?) deme- den hep bir ağızdan başladı: — Yuha Miskine! Yuha! Yuha! Miskin şaşırdı. Ödü patlıyacak- tı. Yuhalâanmaktan korkmuyordu. yüreğini ağzına getiren hallktın taş- laması idi. Ya taşlayıverirlerse? Oradan nasıl kaştığını kendi bile anlıyamadı. Kaçtı da kurtuldu mu? Başka bir köşede gene tanıdi- lar. Bu sefer başka türlü haykır- dılar: « İşte büta miskin derler! Bu- yurdun, bu milletin ekmeğini ye- diği hâlde yurtsuzdur! Milletsiz - dir! Kalâbalıkta bir dalgalanma ol- du. Ağır, korkung bir homurtu ya- yildı. Polis, jandârma;, zabit, hiç kimse yetişemeden Miskinin müo - rarmış gövdesini caddenin ortası- na seriverdiler. Hetkes öldü sâh - mıştı. Miskinin cansız; soluksuz gövdesini bir hamalmn sırtına ve- rip en yakın bir hasta evine götür- düler.. Hasta evinin operatörleri, da - hiliye mütahassısları kaşlarını kal- dırdılar, omuzlarımnı çarpıttılar ve hep bir ağızdan: — Biz yapılacakları yaptık. Fa- kat sağ kalması şans işidir. Sağ kalabilirse artık bu adama ölüm yoktur. Fen bundan ötes'ne karı - şamaz, : Her yanı morarmış, kafatası dört yerinden patlamış, sol dizi çikmiş sağ elinin iki üç parmağı kmhnış Miskin baygın yatıyordu. (Devamı var) Istanbul Vılayetınden. Vilâyet hükümet binasının dam kısmiyle kiremit mahallerinin musaddak keşifnamesine göre tamiri yapılacağından 2711 lira be- deli keşifli bu mahallin tamiri 25 Teşrinievvel 934 tarihinden itiba- ren 21 gün müddetle münakasaya çıkarılmış olup 17 Teşrinisani 934 tarihine müsadif Cumartesi günü saat 2 de ihalesi yapılacağından taliplerin yevmi mezkürda teşek kül edecek komisyona ve şartna- me için vilâyet daire müdüriyetine müracaat olunması ilân olunur . gfi — Tandıktan sörira çamurlar islak bir sün- daol Yazan M. Gayur bi ÜD Yeni makinelerde: — Donmuş olan yağlı maddeleri eter'a veya solfot dö karbon ile silerek temizlemelidir. Sor- ra biblerin'bulunduğu kaynak dahili « ne yağ maküinesi ile cüz'i yağ koymalı- dır, Her yağ konuşta pedallar tahrik | edilmeli ve yağın her tarafa yayılma - sına dikkat etmelidir. Adi temizleyiş: Bisikleti her kul « ğerle temizlenir. Âletin tozu bir mezle temizlenir. Şekilli veya sirlt aksam petrola ba- | tırılmış bir bezla sinilir. Âletin üzeri- ne birikmiş tozlar evvelâ bir tüyle ak- hur, sonra âletin etrafr küru bir bezle müddet batırıldıktan sonra bir çiviye asılır ve bir diş fırçası ile bir bez pars çası alınarak zencirin halka'arı arasın- da en küçük pislik kalmaymeaya ka - dar sinilir, Zenciri âslâ yağlamamalıdır. — Ve kullanmalıdır. Bible kutuları ile yatakları temiz « lemek için içerilerine böl miletarda pet: rol könur. Tekerlekleri — döndürmeli, o vakit kullanıları petrol siyah renkte kadar ameliyâta devam etmelidir. Bisikletin cilâlr veya nikelli parçâ- ları petrola batırılmış bir sünğer veya bezle yıkandıktan sonra kuru bir bez- le silinir. Üzerine bir miktar âdi vaze: lin sürülür, Tekrar bezle silinir, Fakat bu defa hafif silmeli ve ince bir ta - sını temin etmelidir. Bu tabaka par « mak sürülünce hissolunmalı fakat eli Bündan sonra zencir tekrar taki « İtr. Vidaslrır — silüştirilmiş ölmasma melidir. Temizlemek için — kullanılan petrolun akması için yarımı saât kadar işletilmeli sonra yağlarımalıdır. Kullamılacak yağ: Silâhçıların kül- landıkları ince makine yağıdır. Pas lekelerini çıkarmak içini Ya gliserin kullanmalı, yahut bir soğanı ikiye bölerek iç tarafı ile paslı yerle - ri uvmalı sonra silmelidir,. — Gidönün mantar kısımlarını ispirtoya batırılmış bir fanilâ parçası ile silmelidir. Eskimiş somunlar “vida basgiri” he - men âdedi genişletilmelidir. Değişti - rilinceye kadar vida başina bir parça ince deri sartalrak sömün sıkıştirilir. Zentiri kölay kaydırmak için: Ya. yi yarıya blomübajin ve vazelin karış- terilir. Hafif ateşte eritilir. — sonra bir fırça ile zencire sürülür. Sürülen ma- yi soğuyunca zencir ihtimamla silinir, meli, isıtip toz sabunla — podralamalı, fakat yağ kullanmamalıdır. Eğer kendini köyvetirse — bir kaç gün islak süngerle tslak tslak tütülma- mâlıdır. Eski sertliğini alır, Akşamı Postasi I — İSTANBUL AN ' Yazan KADIR CAN No. 48 AKDENİZ KORSANI İ ŞAHİN REİS) 6 llılnı:! fesr'n 1934 ,; Büyük macera, aşk ve harp romanı Ibni Cebbar altmış süvarile yenıdeu şiddetle hücuma geçti | Şahin Reisle yanındakiler san- dala binip te gemiye hareket edin ciye kadar herhalde yetişecekler- di. O zaman sahilde, gemidekile- rin gözleri önünde yaman bir kav- ga kopacaktı. Yalm kılıç ve dört nâl saldıran bu yüz kadar suvari- ye üç kişi ne yapâbilirdi? Hele butilarım biri genç bir kız- olduğu için hesaba katmak bile döğru de- ğgildi. Tabansız Ahmedin yanındaki- lerden biri dişlerini gıcirdattı: —— Ah, ben hep beraber karaya çıkarak onları karşılamak lâzım geldiğini söylemiştim. Hiç olmaz- | sâ gemiyi baştankara edelim... Ahmet bunü duymamazlıktan geldi. Fakat doöğrü söylüyordu. $Şimdi bir saniyenin bile bütün bir hayat kadar kıymeti vardı. Uzaktan Şahir Reisin sesi du- yuldu: — Sâandal!... dön!.. Sandaldakiler evvelâ şaşırdı- lar... Niçin geriye döneceklerdi? Şahin Reis delirdi mi?... Sonra ne ile gemiye geçeceklerdi? Fakat aynı emir tekrar edilince hemen küreklere sarıldılar, dediği &ibi yaptılar... Herkes Şahin ' Reisin ne yapâ- cağını merakla bekliyordu. Hattâ Şahin Reisin verdiği emrin farkı- na varmıyanlar sandalın onları almadan gemiye dönüşüne kizmiş lardı. Bu srrada tabansız Ahmet boş durmuyordu. Okçuları geminin bordasına i- ki saf yaydırdı. İbni Cebbar men- zile girer girmez Şahin Reisle ya- nındakilerin Üüstünden aşırarak hep birden ok atmalarını söyledi. Bundan başka zaten atılmak çabuk — gemiye için her zaman hazır olan toplar- dan altı tanesini İbni Cebbarın üs- tünle çevirmişti. Şahin Reis kümsala geldi. Üç at, denizi görünce, oldukları yerde arka âyaklarınm üstünde şahlan- dılar. Ağızları köpük, sağrıları ve yeleleri ter içindeydi. Derileri bol ay ışığında parlıyordu. Atlar denize girip girmemlekte biran tereddüt ettiler. Fakat — üç suvâri de birden topuklariyle ka- rimlarma dokununcâ kendilerini suya attılar. İşte o zamâan herkes #sahildeki sandalın gemiye niçin gönderildi- ğini anladı. Gemide bir alkış koptu. — Yaşasın reis!... Aynı saniyede elli ok birden darehanesi : KARA CADDESİ Telgraf Adresit İSTANBUL HABER Yazıı 288719 — İdare: SAPtüÜ Telefon ABÖONE ŞERAINTI 1i 8 8 18 ayık Türkiye; 120 850 €Ğ0 1250 Erg. Benebit 150 diö &dü idlö ALÂN TARIFESİ Ficaret Uâclarının âatırı 12,50 Resmil Uânlar 10 kurüştür. S—A A DA Dü TTT MA ŞAYT Sahibi ve Neşriyat Müdürü: HASAN RASİM Gasıldiği yeri (VARIT) Matbaası İ havada ıslik çalarak ileriye atıldı. İbni Cebbarmn askerlerinden ön kadarı attan yuvarlandı. Act acı insan sesleri ve kişnemeler duyul- du. Hücum koölü biranda karıştı. Fakat İbni Cebbar kolay koölay bir avın arkasmır birakan adam- lardan değildi. Hele bu iş bir ha- | yat işiydi. Eğer kizı kurtaramlızsa şeyh Ebüssait öna neler yapmaz- dr. İşte o zaman kalbine bir han- âu saplryarak ölmek daha kolay- L İbni Cebbar toparlanan âltmış hilr ıa'nnzlo ıemden ve bütün | nala uzaklaştı. hiziyle sahile saldırdı. Onlar : Sahin Reisle yanmdakiler gibi larını denize sürerlerse bu selt denizde bir kara harbi ııılat!'ıb Bütün leventler suya ntılmak # geminin bordasına dızılıdleı' | deyse palalarımı ağızlarına ıll; denize atlİryacaklar, Şahîn Re” kovalamanın, onları hiçe firi ne demek olduğunu gb"d' ceklerdi. Lâkin buna hacet kalmadi. 27 İbni Cebbar tam töp menizil a girdiği zaman tabansız Ahl:ııdwI tün kuvvetiyle: — Ateecceceeş!... Kumandasını vermişti. Altı topun ağzından çıkan granit gülle, altmış suvarinin tasına altı yıldırım gibi düşmü? Namlulardan çıkan alev, biran aydmlatmış, gök gürültü ne benziyen top seslerinden & ürkmüşler, çılgın gibi, rasgele mağa başlamışlardı. Eti önde gelen İbni Cebbl'ı. etrafında bir toz dumanı lııvlw dı. Biridiği yağız at çılgın gibi he vaya sıçradı. Üstündeki ııı"’iJ yana fırlatarak geriye doğru w o (Devami v) 1 LA d ; Viktorya dö Berlin Uınull gi gorta Ânonim şirketi uu'uf .J 5 Haziran 1934 tarihinde H zade Ahmet Beyin hayatı i akt ve tanzim olunan üç fa’ Türk lirâalik ve 548.296 j sigorta mukavelenamesi zayi d muştur. Mezkür mukavele hıli hl’g da kimin yeddinde ise, hukul? nu isbat etmek üzere Vikw”' dö Berlin Sigorta Şirketinin , * tanbulda, Galatada, Kü de, Manhaym hanında kâin * kiye müdüriyetine veya Bdf kâin merkezine, işbu ilânın hi neşrinden itibaren iki ay 5: j fında müracaat etmesi ricâ nur, ; Mezkür müddetin ınM ' da, numarânın balâda sigörta mukavelenamesini! Jj enlemyekün ve mefsuh ad | lerek yerine nüshayi sani tatizim edileceği ilân olumu” , ’ ' Viktorya dö Berlin Um“"'ıf görta ÂAnonim şirketi YA Müdüriyeti.. Gorıo Bab’ıı BALZAK_ Haydar Rifat — | Çıktı —— 32 forma 1Lirâ A ZAYI — Ziraat Bıuıll"ı tanbul şübesinde — yap diyatı mübeyyin meıw tarafından yedime itâ mmmmmmmaww bettim. Yenisini alacağ? kisinin hükmü yoktur.

Bu sayıdan diğer sayfalar: