Yazan: | Aka Gündüz e e Zeus, Miskine, acıdığı belli o- | Tan gözlerle bakdı ve çenesini ak- şadı. —Sen burada kal, Dışarıya çılı- ma, Onların hepsi şimdi delirihişe dönmüşler. Ben gidiyorüm. Lâburatuvarın kaptsına yaklaş- tığı vakit Miskinin hastalıklıya benziyen sesini işitti. -—Zeus! Zets! Güzel kız koşup geldi. —Bir şey mi söyliyeceksin? Miskin yere bakıyordu. Uçuk | benzi kıpkırmızıydı. Acaba neden utanıyordu. — Söyle dostum! — Aytplamazsan söylerim — Hiç âyıplamam. — Şey.. Ne diyecektim. — Sikıilma, söyle, — Catan.. Şey.. Varsa bana bis raz bötç para versene. O kadat çok lâzım ki. Bakkalın oğluna kittiya dersi veriyorum. Ay başın- dâ para vereeğini söyledi. Almca Bs --Peki, peki, Kaç para istersin? — Bilmem. Bir torbayı kaça diktirebilirim? —Ne torbası — İçine dört günlük peksimetle bir kat çamaşır koyacağım. Zeus şaşa şaşa baktı. — Anladım... Ama senden bu- Bu istemezlerki, — İstemesitler. Devlet emretti ya, — Devletin emri... — Eğer vermek istemiyorsan © başka, O zaman ben de #ana ya- pacağımı yaparım. Güzel kız merakla sordu — Ne yaparsın? — Ne mi? Ne mi yaparım? To- Yümunüti İlk kızımı almam! kotasız kalır. Güzel, şen, alev Zeus bu tefer bit kahkaha âtamdı. Miskinin göz leri ilk defa şöylece parlamıştı. Miskin ilk defa bir tanıdığı ile şa- kalaşıyordu. Durgun miskinde bir neşenin belli belirsiz izleri sezili - yordu. Bü dakikaya kadar Zeus miski- ni hiç böyle görmemiş, onu etüt et meğe ötür bulamamıştı. . Demek bu miskinin muammalaşmış bir yari #armış. Bu araştırmayı son- taya bırakarak miskinin eline bir avüç çil para doldurdu. Miskin paralara baktı, birer birer saydı. Belirsiz bir gülümseyişle: — Ne iyi, ne iyi, dedi. O kadar çok vermişin ki. Artanı ile alti çi“ vili bir çift kundura da alacağım. Torbamın içinde o da bulunsüm. — Sen ne iyi bir adamsin Mis- kin! — Seh de ne iyi bir arkadaşsin Zeus! Benj torbasızlıktan kurtar. dın. Dayaktan kurtardığın gibi.. Ama darılmadım, Gürbüz delikan İr o. Omuzüm çok acımadı. Bak, dişimi de kanamıyor artık, Güzel Zeus'un gözleri doldu. Yaşlarını göstermiyerek Miskinin | Alma ve başka dile çevrme let yasasınca koru udur. elini sıktı ve koşarak kaçtı. Dışa- rıda oğultular vardı. Üniversiteli hatipler, ahali arasından #eçilen dili söz söyliyebilenler (köşeleri tutitaşlar, halka yürt ve budun nutukları söylüyorlardı. — Korunma hazırlığı yapalım. Yurdumuza yan bakacak olanla- rın vay gözlerine! — Harp istediği kadar dünya- yı sarsın, bize çevrilecek süngü“ ler dişlerimizle paralarız! -— Hadi hep birden yurt marşı- nr söyliyelim. Burada on binlerce halk, orada elli binlerce halk, be “ ride yüz binlerce halk hep bir ağız dan söylüyorlar: Yurdumuzu canımızdan önce severiz. Bin bir düşmanın bin bir ordusunu ezeriz. Ey temiz toprak! Kanımız senin bağlarını bahçele « tini sulasın... Yorulundıya kadar söylediler. (Saat başı) Miskin lâboratuvardan çıkmış, cebindeki çil paralarla torba dik * tirmeğe gidiyordu. Bir kürsünün arkasmdan ge” çerken üstündeki üniversteli ar- kadaşı gördü. Birdenbire köpür - dü. Miskini halka gösterdi:.. | — Ey ahali! Şu siska, şu men- debur adamı gördünüz mü? Ona yuha çekiniz! Ona Miskin derler. Halk (niçin çekelim?) deme den hep bir ağızdan başladı: — Yuha Miskine! Yuha! Yuha! Miskin şaşırdı. Ödü patlıyacak" 4, Yuhalanmaktan korkmuyordu. yüreğini ağzına getiren halkın taş- laması idi. Ya taşlayıverirlerse? Oradan nasıl kaçtığını kendi bile anlıyaiadı, Kaçtıda kurtuldu mu? Başka bir köşede gene tanıdi- lar. Bu sefer başka türlü haykır- dılar: — İşte büha miskin derler! Bu- yurdun, bu milletin ekmeğini ye- diği halde yurtsuzdur! Milletsiz - diş! Kalabalıkta bir dalgalanma ol- du, Ağır, korkunç bir homurtu ya- yildı. Polis, jandârma, zabit, hiç kimse yetişemeden Miskinin mo - rarmış gövdesini caddenin ortası- na seriverdiler. Hetkes öldü #âh - muştı. Miskinin cansız, soluksuz gövdesini bir hamalm sırtma ve rip en yakın bir hasta evine götür- düler.. Hasta evinin operatörleri, da - hiliye mütahassısları kaşlarını kal- dırdılar, ela şarpıttılar ve hep bir ağızdan, —Biz ai ve er yaptık, Fa- kat sağ kalması şans işidir. (Sağ kalabilirse artık bu adama ölüm yoktur. Fen bundan ötesine kari - şamazZ. Her yanı morarmış, kafatası dört yerinden patlamış, sol dizi çikmiş sağ elinin iki üç parmağı kırılmış Miskin baygın yatıyordu. (Devamı var) Istanbul Vilâyetinden: Vilâyet hükümet binasının dam kısmiyle kiremit mahallerinin musaddak keşifnamesine göre tamiri yapılacağından 2711 lira be- deli keşifli bu mahallin tamiri 25 Teşrinievvel 934 tarihinden itiba- ren 21 gün müddetle münakasaya çıkarılmış olup 17 Teşrinisani 934 tarfhine müsadif Cumartesi günü taliplerin yevmi mezkürda teşek me için vilâyet daire müdüriyetine la ilizekk ei saat 2 de ihalesi yapılacağından kül edecek komisyona ve şartna- müracaat olunması ilân olunur. HASAR — Akşam Pcs am Pratik Şe bla aklüzdar mehfüzdür Yazan: M. Gayur Yeni makinelerde: o Donmuş olan yağlı maddeleri eter! veya solfot dö karbon ile silerek temizlemelidir. Son ra biblerin'bulunduğu kaynak dahili « Se yağ makinesi İle cüz'i yağ koymalı. dır, Her yağ konuşa pedallar tafirik edilmeli ve yağın ber tarafa yüyilmâ - sına dikkat etmelidir. Adi temizleyiş: Bisikleti her kul « landıktan sonra çamurlar islak bir sün- ğerle temizlenir. Âletin tozu bir mezle temizlenir. Şekilli veya sirk aksam petrola ba- tarılmış bir bezle sinilir. Âletin üzeri- ne birikmiş tozlar evvelâ bir tüyle alt- nır, sonra âletin etraf? kuru bir bezle silinir, Aylık temizleyiş: Vidalar sökülerek zencir çıkarılır. Benzol içerisine bir müddet hatırıldıktan sonra bir çiviye asılır ve bir diş fırçası ile bir bez par. çası alınarak zencirin halkaları arasın- da en küçük pislik kalmaymeaya ka « dar sinilir, Bible kutuları ile yatakları temiz « İemek için içetilerine bel miktarda pet» tol konur. Tekerlekleri (o döndürmeli, o vakit kullanılan petrol siyah renkte çıkar. Petrol tabii rengi ile akmeaya kadar ameliyata devam etmelidir. Bisikletin eilâlı veya nikelli parçâ- ları petrola batırılmış bir sünğer veya bezle yıkandıktan sonra kuru bir bez- le silinir. Üzerine bir miktar âdi vaze- lin sürülür. Tekrar bezle silinir, Fakat bu defa hafif silmeli ve ince bir ta - baka vâzelinin iletin üzerinde kalma - sını temin etmelidir. Bu tabaka par - mak sürülünce hissolunmalı fakat eli yağlamamalıdır. Bundan sonra #eneir tekrar takı - lir. Vidairin O siliştirilmiş olmasma melidir. Temizlemek için O kullarılan petrolun akması için yarım saat kadar işletilmeli sonra yağlarmalıdır. Kullamlzcak yağ: Silâhçıların irul. landıkları ince makine yağıdır. (2146) 8 Iklnel #esr'n 1934 4 No. 48 AKDENİZ KORSANI ŞAHIN REİSİ Büyük macera, aşk ve harp romanı Ibni Cebbar altmış süvarile yenide! şiddetle hücuma geçti : Şahin Reisle yanındakiler san- dala binip te gemiye hareket edin ciye kadar herhalde yetişecekler- di. O zaman sahilde, gemidekile- rin gözleri önünde yaman bir kav» ga kopacaktı. Yalm kılıç ve dört nal saldıran bu yüz kadar suvari: ye üç kişi ne yapâbilirdi? Hele bunlarm biri genç bir kız olduğu için hesaba katmak bile doğru de- gildi. Tabansız Ahmedin yanındaki» lerden biri dişlerini gıcırdattı: «— Ah, ben hep beraber karaya geldi. Fakat doğru söylüyordu. Şimdi bit saniyenin bile bütün bir hayat kadar kıymeti vardı. Uzaktan Şahin Reisin sesi du- yuldu: — Sandal!... çabuk gemiye dön!., Sandaldakiler evvelâ şaşırdı- lar... Niçin geriye döneceklerdi? Şahin Reis delirdi mi?... Sonra ne ile gemiye geçeceklerdi? Fakat aynı emir tekrar edilince hemen küreklere sarıldılar, dediği gibi yaptılar... Herkes Şahin “Rella He yapa“ cağmı merakla bekliyordu. Hattâ Şahin Reisin verdiği emrin farkı- na varmı; r sandalın onları almadan gemiye dönüşüne kızmiş Okçuları geminin bordasına i- ki saf yaydırdı. İbni Cebbar men- zile girer girmez Şahin Reisle ya- nmdakilerin üstünden aşırarak bep birden ok atmaları söyledi. Bundan başka zaten atılmak için her zaman hazır olan toplar- dan altı tanesini İbni Cebbarın üs- yeleleri ter içindeydi. Derileri bol ay ışığmda parlıyordu. Atlar denize girip girmemlekte biran tereddüt ettiler. Fakat Oüç suvari de birden topuklariyle ka- rinlarma dokununca kendilerini #uya attılar. İşte o zaman herkes sahildeki sândalm gemiye niçin gönderildi- dini anladı. Gemide bir alkış koptu. —Yaşasın relsi!... Aynı saniyede elli ok birden Ibni Cebbarın askerlerinden on kadarı attan yuvarlandı. Acı acı insan sösleri ve kişnemeler düyul: | du. Hücum kolu biranda karıştı. Fakat İbni Cebbar kolay kolay dr. İşte o zaman kalbine bir han- çer saplıyarak ölmek daha kolay» hizeyle sahile saldırdı. Onlaf Mi Şahin Reisle yanmdakiler gibi # larını denize sürerlerse bu denizde bir kara harbi ol Bütün İeventler suya atma geminin bordasına dizilidler. İ deyse palalarını ağızlarma “a denize atlıyacaklar, Şahin Rol kovalamanmm, onları hiçe 88 nır Ne demek olduğunu gi ceklerdi. Lâkin buna hacet kalmadı. # İbni Cebbar tam top menzili” girdiği zaman tabansız Ahmet tün kuvvetiyle! — Alecteteeş!... Kumandasını vermişti. Altı topun ağzından çıkan granit gülle, altmış suvarinin tasma altı yıldırım gibi düşmü Namlulardan çıkan alev, ort#* biran aydınlatmış, gök gürültü” ne benziyen top seslerinden ürkmüşler, çılgın gibi, rasgele maâğa başlamışlardı. En önde gelen İbni Cebel dı. Bindiği yağız at çılgın gibi » vaya sıçradı. Üstündeki sür yana fırlatarak geriye doğru (Devami “ii. Viktorya dö Betlin Umum gorta Anonim şirketi tara! il 5 Haziran 1934 tarihinde H&* akt ve tanzim olunan üç şi Türk liralık ve 548.296 sigorta mukavelenamesi Mezkür mukavele hali bsi”, da kimin yeddinde ise, nu isbat etmek üzere Vikt© tanbulda, Galatada, Küre — de, Manhaym hanmda kâin * kiye müdüriyetine veya EB hi neşrinden itibaren iki aY dg fımda müracaat etmesi ric& nur, da, numaranın balâda mü y sigorta mr enlemyekün ve mefsuh 4 tanzim edileceği ilân oluy Viktorya dö Berlin Umüf” gorta Anonim şirketi 7 Gorio Ba pe BALZAK, Haydar Rifat — 32forma iLira ” ZAYI — Ziraat Bank?” / tanbul şübesinde © yap tarafmdan yedime its . (6045) numaralı cüzde”* 4" bettim. Yenisini alacağ” etrafında bir toz dumanı hayali” nala uzaklaştı. ILAN iade Ahmet Beyin hayati zayi © muştur dö Berlin Sigorta Şirketinin 1, kâin merkezine, işbu ilânın # Mezkür müddetin / lerek yerine nüshayi & il Müdüriyeti.. e Çıktı diyatı mübeyyin o mezkö” kisinin hükmü yoktur.