Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
'?î**?w TT $ No.13 İ Yazan; Ishak Ferdi Yavuz dolaba koşarak; “Aman şu dinamiti saklıyalım!,, Dedi. — Ne olursa elsun, dedi, bu pa keti açacağım. Ve sarı bir bakkal kâğıdına sa- rılmış olan paketin ipini kopardı. Paketin içinde iki ufak yüzük, bir kaç altın küpe., Bir de elmas pantantiften başka bir şey yoktu. Bedia pantantifi görünce şaşa- lamıştı. Leylânın ağlıyarak anlat- tığı pantantif demek ki Yavuz ta- rafından çalınmıştı ! Bedia kendi kend'ne: — Zazallı Leylâcığım! Diye muırıldandı.. Pantantifi kendi çantasına koyarak, paketi tekrar sardı.. Ve yerine bıraktı. Yavuz artık evlere de girmeğe, bayağı hırsızlıklar yapmağa mı başlamıştı? .- Bedia, arkadaşının göz yaşları- | lüklardır. En akıllısımı atlatmak | <mdır. Diye söyleniyor fakat her defa-| — — Hurma şarabı mı?.. Reis? nr hatırladıkça Yavuzdan nefret | bile işten değil. Bal sında ümitleri boşa çıkryordu. rabın dımluı!: ığızmı i;o n onda yüksek duygular uyandırma- ğa başlamış, Yavuzu başından O akşam Yavuza: — Polis müdüriyeti bu gece bizim apartımanda bir araştırma yapacakmış. Kolonel haber verdi ve çekinecek bir şey olmadığını söyledi. Dedi. Yavuz bu haberden kuş- kulanmıştı. — Acaba ne arıyacaklar? Diyerek dolaba koştu ve her- şeyden evvel pantantif paketine sarıldı: — Amen şu dinamit kâğıdını alayım.. Memurların eline geçer - se, mal bulmuş mağribi gibi sevi- nirler ve beni tekrar takibe bo.ıhr lar. Dedi. Bedia içinden gülüyordu. Yavuz sordu: dilimi düşürmüşüm. Ucunda B. markası vardı. Bütün endişem bu mendil üzerinde toplanıyor. Aca- ba, zabıta memuı'lm bu mendili buldular mr — Gazetelerde kat'iyyen bun- dan bahsetmiyorlar... Yavuz fazla duramadı, —Memurlar gelmeden — gide- yim. Kuzum Bediacığım, beni sa- baha kadar merakta bırakma.. Aynasızlar gider gitmez derhal telefonla haber ver! Yavuz saat altıda apartıman- dan çıkıp gitmişti. Bedia, Yavuzun arkasından es- niyerek ayağa kalktı: — Ah şu erkekler ne aptal mah ortasındaki yemek masası güzel mezeler ve yemişlerle donanmış- tinde gelmişti. Bedia, bu yeni âşıkımı kapırdan ve çok neşeli olarak karşıladı. bir kadın seven tecrübesiz bir â- şık rolü oynuyordu.. Kolunda bü- yük bir büket ve diğer elinde de bir kutu kestane şekerlemesi var- dı. Bedia, Keramettin Beyin ken- dis'ni fazla sevdiğine o kadar çok inanmıştı ki.. Başmemur içki masasının başı- na oturduğu zaman, âşıkının cüre- tini arttırmak için, her şeyden ev- vel benli yanağını uzatarak: — Beni öpmez misiniz? Dedi. Keramettin Bey göze çarpan bir acemilikle genç kadımın boy- Keramettin Bey ilk defa güzel | HABER — Akşam Postasi Pratik d <i L Ihtikanı dem — ki buna ekseriyet- le güneş çarpması deniyor — pek mü- him bir raha'sızlıktır. Hayatı tehlike- ye sokabilir. Hastayı hemen gölğeye götürmeli, elbiselerini çıkarmalı, kan cereyanına mani olacak bütün bağları çözmeli. Yüzüne, başma ve göksüne soğuk su dökmeli ve soğuk su ile 15 - lanmış bez koymalıdır. — Gayet hafif kahve veya çay verilir ve hemen bir doktora müracaat edilir. İhtikanı dem- den korunmak için almacak — tedabir güneş çarpmasına karşı alınan tedbi - rin aynıdır. Bundan başka deniz ke - | narında hazmı güç yemek yiyerek ha- zın devamınca güneşte durmamak lâ- zıradır. Eğer zıpkın ile el veya diğer bir a- za yaralanacak olurca ucu çıkarmağa çalışmalı, çıkmazsa çakı ile yarayı de. şerek zıpkın çıkarılır ve yara bir anti- septik ile yıkanır. Denize düşmek ekseriya dikkatsiz- likten olur. Ondan korunmâak kolay - dır. Eğer avcı yüzmek bilmezse veya hazım sırasında ise denize düşmek teh- likeli olabilir. Sahil rütubetli ve kayak olduğu zaman ayrıca dikkat etmek lâ- bu tortu meyve şekeridir. Bu şeker a- rıların balı topladıkları çiçek cinsine, ğuk suya karıştırılan bel suyu beyaz- latırsa içinde un karışık olduğu anla- | şılır. Sıcak suya karıştırılan bal tutkal halini alırsa içine un, patates - tekülü, kum veya İspanya beyazı ilâve edil- miş demektir. (Devamı var) BU AKŞAM q Kwı H E'.Y EÇAIİ;İ: ü e! t% KHançerli Kayat BİIBİSİ Yazam AKDENİZ KORSANI SEze Kadın |( | .. GEZ| | z ŞAHIN REİS| Büyük macera, aşk ve harp romanı . Hepside can acısıyle yerlerindef fırladılar yalnız Gebeş Mustafa.. — Tabansız sallana sallana gü- verteden aşağı indi, artık birer ta- rafa uzanan, horul horul uyuyan korsanların, sağa sola döndükçe zencirleri şangırdatan kürekçile- rin arasından geçti. Küçük Hüse- yinle gebeş Mustafanın da yattığı bölmeye girdi. Kenara uzandı ve kaldı. Artık kıç tarafta, bir aşağı bir yukarı gezinen kör Ali ile gemiyi baştan başa dolaşan iki vardiya- nın ayak seslerinden başka hiç bir şey duyulmuyordu. Böylece, bir saat, iki saat, üç saat daha geçti. Kör Alinin tek gözü dört açılıyor, yollara bakıyor ve reisten bir iz arıyordu. — « — Şimdi gelir!.. İS 4 — Şimdi sokağın başından çı- kar!,, ediyordu. Bedia, Yavuzun hırsız Diye söylenerek kapıcıyı ça- f B Keleğ k ; i : y BAL — Arıların çiçeklerden top - - Doğu tarafı ağarmağa başladı. — Fakat Şeyhin şaraplarına” ;:aı kuışıubaz b'r adam olduğunu ğl.n'dı.. Meze, rakı ve yemiş aldır- L ireari di ıBıı.ıı;ıçe" İ le aa 5 Reis hâlâ dönmemişti . koyu sofular bile dayanamaz c erek _y"!'?ı'ol'd“- Fakıt, Ke“m_ef ) pE amele edilecek olursa şurup kısmı erir Kör Alinin sabrı kalmamıştı. | Hele bu şarabı güzel bir kadın tin BDeyin aşkı ve izdivaç teklifi | — Saatsekizde misafir odasmın | ,, sert bir tortu kalır. Tebellür eden Sert adımlarla, tabansızın: ve | ritsel.. arkadaşlarının bulunduğu bölme- ye girdi. Hepsine de birer tekme den fırladılar. Yalnız gebeş Mus- tafa kalçasını bir pire ısırmış gibi kaşındı. Sağından solun adöndü, gene horlamağa başladı. Kör Ali palasını, hançerini ta- kınmış, baltasını bile eline almış- L Tabansız gözlerini uğuşturarak hem s'lâhlarını kuşanryor, hem de söyleniyordu: — Reis hiç sözünden şaşmazdı amma, bu gece ne oldu bilmem!.. Doğrusu şimdi ben de korkmağa başladım. Amma, Şahin Reis bu be!... Kimin hadd'ne düşmüş onun kılıma dokunmak!... — Haydi, haydi! Gevezeliğin zamanı değil.. Yoldaşlardan da sekiz on kişiyi lnldırılnıı hemen gidelim. A Ağ' da Kör Ali ve aralarında cüç Y Hüseyinle beraber iskeleden raya indiler. ; Sabahın alaca karanlığın” dev adımlariyle sahilden uz | tılar. Fakat daha birinci so$7 girmemişlerdi ki bir tahtırev&” karşılaştılar. Önde Şeyh Ebüst din kâhyası geliyordu. Arap, korsanları görünce " denbire durdu. Kör Alinin önü” boyun kırdı, Kör Ali sert sert du: — Nereye gidiyorsunuz? nerede?... Arap kâhya tahtırevanın İ gösterdi: Hu — Uyuyor; hurma şarabın! " az fazla kaçırmış da gece... ” mış.. Gemiye götürüyorduk.. Kör Ali hayretle söylendi: — Kör Ali tahtirevanımn perdes' — kaldırdı. İçeride upuzun yat? Şeyl'ıleı'm ve şehirli zenginle bir çok paşaların ve hele pıdı larm konak veya saraylarında ” le kadın ve şarap âlemlermııı duğunu işitir, onlardan i iğrenir? Kızgın kızgın emir verdi: | — Yürüyün, gemiye gidiyor” Böyle bir reisi, böyle bir hâ” gemiye sokmak bile onun ak!f bir cinayetti. Lâkin kendini 20? dı ve cinayeti bile bile yaptı Diğer korsanlar da aşağı $ rı aynı hislerin tesiri altınd lar. Şeyhin kâhyası onların rındaki fırtınayı sezmişti. F kaybetmek istemedi. Zaten *” sait de ona böyle söylemişti. " — savymak için vesileler — aratmağa | tı. göre kokusu değişen bir maddedir. | — b , Z EŞLeeğ - sevketmişti. Bedia, Keramettin Beyi dört! Balım mağşuş olup o mı an- Ülanblnlllr d sessiz uyyan reisi gördü. ; | Bed'a acaha temiz bir aile yu- gozı. bekliyordu. / lamak için usul: Bala nişasta şekeri — MN ;:'“' e reis kza Kadın ve şarap... Bir korf vası kurabilecek miydi? se ee n | karıştırılırsa içinde solfat dö so bulu - fokk;; n';;l mî_ he balderi ıç%_g a şeyler!... — f Bedia Pazar gününü iple çeki- Polis müdüriyeti tahkikat baş- nuc, Baldan bir miktar ısıtırız, eğer z  T gün do " SAMRE VÜŞU C.T'Hâkılfa_ yordu. memuru Keramettin Bey tam vak bal mağşuş ise koyulaşır ve sertleşir, ğuyor. Onu aramağa gidiyoruz... | isine karşı olan derin sevgi vt Eğer saf ise mayi halini alır. Eğer so- Hepsi de can acısiyle yerlerin- hntııu:m kuvvetle sarsıldığın! — B eti hiç karıştırmadın, öptü. h Lye : n ml:?Plk iç m, mıı;: xxehy_ınıüw;n::n ı::ıt; UKUA CTC T iaem Aliye bakarul:: sord.u: . &i — Hayır.. Elime bile almadım. | Çok mes'udum, Bedia Hanime- | | — İstersen sen gemide kal!.. — İsterseniz geriye götür ü < * *" — Hangi saatte araştırma ya “ | fendi! %' — Eğer yarım saate kadar reis- ş”"““_me_d*_’ bt ae pe' ğ pacaklarını anlıybildin mi? Bedia, Keramettine fazla söz &i h le beraber dönmezseniz, demiri | tna gitmişti. Eğer _“sz'_’“: — Kolonel Maksvel memurla - | söyletmedi: "f'! . alır, dış limana çıkarım. Oradan saydı, gelmek ıstemıyecegı!;k rın gece geleceklerini söyledi.| — Çok rica ederim, bana (ha- (J (âl * Şeyh Ebüssaidin konağını topa tu- | "iTa-. La';*;'ds*!l'h sizin ":ıî ö Hang! saatte geleceklerini bilmi - | Armefendi) diye hitap etmeyiniz. & ' tar, başına yıkarım..: | ceğinizi bildiği için gön K yorum, | İçki masası başında ben resmiyeti ') — O kaadr zahmete lüzum kal- O sırada tabansız Ahme ; “— O helde ben gideyim. Sen, hiç sevmem. maz. Ben yarrm saatten evvel her len kafileyi #örmüs. koşa kö p araştırmadan sonra, neticeyi bana (Devamı var) g halde dönerim. Bir şey olursa sa- larına gelmişti, Telâşla sort telefonla bildirirsin, olmaz mı? ' J na adam gönderirim. du: ? ' — Peki.. Meşhur tenor.. Kİ — Haydi bakalım, yolunuz açık | , — Ne "ld“? Reis n"ed’ ' — Ne 07.. Bu gece çok durgun- HERBERT ERNST GROH olsun!... Kör Ali tahtırevanın i sun... Korkuyor musun yoksa?.. S U M Eı R YA EFELECİ.S" chnu VI Güverteye çıktılar. En iri ve en terdi ! —Hayır.. Neden ve k'mden kor h Ka cesurlarından on korsan, Bqlırın- Di (Devam! " kacağım? Fakat, içimde sebebini! yik(w ::ı;iuht)kummomdı bü- ' bilmediğim ürperme var. Acaba, muv: yetle gösterilmekte başka bşı tm:tîn hakkımızda bir olan.. Bu akşam ilk defa olarak SARAY sınemasıl’ nnn ldat O am| AŞKIN SESİ ——İ| ROMA ÇILGINLIKLARI — — Zannetmem. Ben kendimden ; n Kd gll göyi ZAYI — İstanbul ithalât güm- K d üeü B bü kadör kay” o kadar çok eminim ki... hşmşa— liyor. FOX JURNAL de LİND- rüğîne aiıth zîs-ı:a S 2.6.930 SA :;w“_':ff_:m'“m '“"'l E.. ye kadar yaptığım işlerde hiç bir İ| BERG, çocuğunun katilinin tahki- | tari li İthalât Beyannamesinin Ğı İ © iz brrakmadım. Sen kendini yok - || katış İsveç veliahtinin Yunanistan birinci ve ikinci nüshalarmı Zayi üi Suıvı “ı trikaları — Roma esirler pazarı — Müzayede - ile _ .!w bi hai BEeBefi Ya Gt ettim. Yenisini alacağrmdan eski- İlâveten: FOX JURNAL ve SİLLY SYMPHONİES (B0 4 Yarın saat 11 de.. Umumi dühuliye 35 kuruş.. sinin hükmü yoktur. Mase Vokner de besse Bedia düşünceliydi: MUHAREBESİ).. — Nisantaşı cinayetinde men- (286) —a — L A » 4—'.—" » Ka g. ea