Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
18 Temmuz 1034 —-'ğeuım q.acuşum, d&hüek ya Resulallah! Kaçakacsknız, Fakat, nereye?.. Sey olduğun tabit tasavvur eder- siniz., Ayaüımzı bastığımız tekne, alev alev tutugmu! Beş on daki- sonra, dumanlar üzerinizi sa- racak.. Ateş içinde kalacaksınız.. Karacaksınız., Fakat, nereye?.. Her taraf deniz.. Dalgalar, dalga- İlar.. Mavi, köpüklü dalgalar.. üzmek de bilmiyorsunuz.. Bo-| İnllcakımız Yüzmek — bilseydi- niz bile, bu ummanın hangi işti- klmtine doğru ve kaç zaman ku- laç atmanız kabil?.. Âteşle suyun arasında kalmak, hakikaten müthiş bir felâkettir.. Fakat, temmuz sıcağı ile mu- siki gürültüsünün arasında kal- Mak da, daha ferahfeza bir şey değil hani.. Su e'inizde tu(tuğunuz gazete- hin sütunlariyle hesaplarsanız, günde altı yedi tane, som sütun Yazı yazarım.. Cuması, pazarı Yoktur. Hatta otuz dokuz derece hararetim varken de, nice defa- lar çalıştığımı hatırlarım.. Lâkin $u sıcaklar yok mu?.., Bir muhar- rir dimağına bundan daha zararli iİr şey olacağını sanmıyorum.. Tavaya konulmuş yağ gibi, bey- himin eridiğini, ufaldığını hisse- diyorum.. Sinirlerim, — gevşiyor, gergin kiriş halinden — mersörize ibrişim haline geliyor.. Hele maa- 'Zallah biraz ayran, cacık gibi; Zurtlu w bir rehavet yor, medet al- Tabii, havaya, rüzgâra ihtiya- Cim var.. Penceremin ikisi de, ar- J&l%lşdaı açık.. Fakat; bu sefer! Vanın ateşine karşı koya-|“- Yim derken musikinin şahlanmış “lîllarıyle karşılaşıyorum., Ai vağ..ağ.ağ.. ağlasam.. “Başka bir şey “İlitiste . mem! Koynundı sa -ba -a-a-ah- lasam.. Kalemi elimden bırakıyorum: — Lâhavle.. Bu ne musiki böy- le?., Çalışkanlığına çok hürmet ettiğim, sabrımnı pek takdir etti- ğim meşhur - bir hayvancağızın aşk avazesi gibi. “Ağ-ağ-ağ!.. Bari, “Ağlasam,, ile “Sabahlasam,, kafiye olsa?... Aman allahım... Halime acı, Ay- ni plâğı tekrar koydu.. Sözde satıcıların bıgırmuma Mâni olunduydu.. Gene onları işi- İşitiyoruz ya.. Fakat, hiç olmazsa faydalı bir iş için bağırıyorlar..Ya $u gramofonlar, Pencereyi kapatı- Yorüum.. Sıcaktan patlamıya razı- Yım... Fakat, yanan gemideki a- am, nasıl “Denizi mi tercih ede- Yim?, diye dalgalara göz atmak- tan kendini alamazsa, ben de öy- * Yapıyorum.. Nefes alamayınca Bencereyi tekrar açıyorum.. Bu sefer de, sol komşunun radyosun- daki parazitler.. Yahul!.. Şu “Diz- d"“'e kapansam,, şarkısını çalan- ân örnek al da bir noktada se- t etsene.. Hayır, o da aksine.. !lıırden şehire seyahat bedava iye, bir merkezi tam bulmuşken î'*"lh ötekine., Fakat, musiki pe- ı:" şarktan garbe, cenuptan şi- ğ ale seğirte seğirte, bir hal olu- Or... Boyuna tekezlıyerek nağ - Melerini yerlere düşürüyor.. Pa - 'Şl'irçn ediyor: Parazitler... T a çalgılı bahçelere ne buyu - Usunuz?.. Düşünün: — Başınızı inlemek | için, sakin, asude bir K ;erd. evinizi — yaptırmışsınız.. Famvay Relı , Tireli ptullahı kalafat yerinde nasil öldürmüştü? Katil, bıçağını çekerek Aptullahın üzerine atılmış, bi' kaç kerre saplamış ve sonra bıçağının kanını yalamış.. İstanbul ağır ceza mahkemesin- de şayanı dikkat bir cinayetin mu- hakemesine devam edilmektedir. Cinayet suçundan maznun Ri - zeli lâz Mustafa isminde — biridir. Son celsede maktul Tireli Abdul - lahın kardeşi muallim İsmail Hakkı Bey cinayeti şöyle anlatmış- tır: 933 senesi Hıdrelles günü kar - desim Abdullahla bu katil ve da - ha bir kaç arkadaşları birlikte san- dalla Kâğıthaneye gitmişler, ora- da kafaları adamakıllı tütsülemiş- lerdir. Fazla sarhoş olduktan son- Yedişer ay hapis yatacaklar Beynelmilel kaçakçı Halperne yataklık eden ve geçenlerde ev - lerinde on buçuk kilo eroin bulu - nan Karl ve nişanlısı Elizabet se- kizinci ihtisas mahkemesine veril - mişler, burada yapılan duruşmala- “ET nehcesınde her ikisi de yedişer ay hapse ve sekizer binlira para cezasına mahküm — olmuşlardır. Bunların cürüm arkadaşı olduğu tahkikat evrakında zikredilen pi - yaniıt Friç te cürmü sabit olama - İA M DT açt Ihtikâr komisyonu toplanıyor Ticaret ve Zahire Borsasından birer mümessilin iştirak — edeceği ihtikâr komisyonu bugün toplana - caktır. —— Mektep kooperatifleri Maarif Müdürlüğünce ilk mek- tep kooperatifleri hakkında — bazı kararlar ittihaz edilmiştir. Önü- müzdeki ders senesinde bu karar- lar dahilinde hareket olunacak ve kooperatiflerin daha verimli — ol- masına çal:şılacıktır. elldie t Numan Rıfat bey geldi Hariciye Vekâleti Umumi Kâtibi Numan Rıfat Bey dün An - karadan mezunen gelmiştir. Denize nazır.. Yanmızdaki arsayı tutmuşlar.. Orada bir çalgılı bah- çe.. Gece yarılarına kadar bozuk perdelerden gıy giy da giy. giy.. Hiç değilse, gramofonda meşhur hanendeler okuyar.. Ya bahçeler- de?., Hulâsa, biribirine rahmet o- kuttruyor.. Çalgılı. bahçeden son- ra, komşunun havuzundaki kur- bağalar, sonra, sabaha karşı, iki ev ilerden bir kafes sürülüyor. Ge- celik entarisiyle, bir efendi, tulüa karşı bağdaş kuruyor: — Medeeecet heey.. Ah aman... Gazel.. Bütün bu müddet zarfında bir- çok seferler pencereyi kapatıyo- rum., Boğulup gene — açıyorum.. Yazı yazamayıp gene kapatıyo- rum, tekrar açıyorum.. İlâh.. Tam manasiyle ateş ve su ara- sında kalmış bir deniz kazazede- si halindeyim.. Dahilek yâ Resulallah! gürültülerinden uzak.. (Vâ-Nü) wei .. W ra kalkıp sandala binmişler ve İs- tanbula doğru gelirlerken karde - şim ayağa kalkmış, katil Mustafa (sandalı devireceksin ulan!) — de- miş Abdullah (ben ulan değilim) diye elindeki çatal ile Mustafayı arkasından hafifçe yaralamıştır. Bunun üzerine sandalda — iyice boğuşmuşlar ve nihayet arkadaş- ları araya girerek ayırmış ve barış tırmışlardır. O gün Azapkapıda sandaldan çıkmışlar, Mustafa — kardeşime (ben sana sorarım) demiş, kar - deşim de (hiç bir şey yapamazsın) cevabını vermiştir. Aradan on beş gün geçmiş, bir gün kardeşim kalafat yerinde be - nim Tireboludan — gönderdiğim mektubu okurken katil Mustafa gelerek bıçağını çekmiş ve karde- şimin karnına ve vücudunun bazı yerlerine saplamak suretiyle yere şerdikten sonra bıçağın kanmı ya- jamış ve yanına sokulanlara (beni tutmayın, bakalım ölecek — mi, öl- mezse öldüreyim) diye epeyce ba- şımda beklemiştir. Halbuki kardeşim — bu sırada çoktan ölmüş bulunuyordu. Musta- Karnından yaraladı Ayvansarayda çalışan maran - goz Kâzımı sandalcı — Ali bıçakla karnından yaralamıştır. | Suçlu yakalanmıştır. ; Ağırca yaralandı Dünakşam üzeri Karaköyde Vedat isminde bir çocuk tramvaya atlamak istemiş, muvaffak olamı- yarak yere düşmüş, ağırca yara - lJanmıştır. Çocuk Beyoğlu hasta - hanesine kaldırılmıştır. Şişe kırılınca Beşiktaşta oturan Vedat ismin- de bir çocuk evden aldığı bir rakı şişesiyle sokakta — oynarken yere düşmüş, şişe kırılmış, — parçaları koluna saplanarak ağırca yaralan- mıştır. Vedat hastahaneye kal - dırılmıştır. n - d Rektör geldi Üniverestenin yeni rektörü Cemil Bey dün sabahki trenle Ankara - dan şehrimize gelmişti. Cemil Bey Haydarpaşa istasyonunda Üniver - site Dekanlariyle Ordinaryüs veDo çentleri tarafından karşılanmıştır. Cemil Bey öğleden sonra vazifesi- ne başlamış ve bir kısım Ordinar- yüslerle tanışmıştır. Bugün de di- ğger hocalarla tanışacak, yarın fa - külteleri gezecektir. Höeei Üi Bando nakledilmiyor Şehir bandosunun Beyoğlunda münasip bir yere nakledilmesi için epeyce bir zamandanberi bu — ci- varda münasip bir bina aranmak - taydı. Beyoğlu semtinde böyle bir bina bulunamadığı — için şimdilik bundan sarfmmazar edilmiştir. Ban- do talebeleri bir kaç güne kadar Pendiğe gidecekler ve orada — bir | aylık bir kamp kuracaklardır. fa Beyoğlu merkezinde — komiser İbrahim Beye cürmünü itiraf et- miş (intikamımı aldım) demiştir. Mustafa bazı yalancı şahitlerle vakayı müdafaai nefs — suretine Bç — ylene — eocietaoinetaoine sokmak istiyorsa da kardeşimi kasten öldürdüğünde şüphe yok - Müteakiben maznunun muhake- me esnasında gösterdiği — nüfus cüzdanının sihhati derecesinin Ri- zeden sorulmasınave komiser İbra- him Beyin şahit sıfatiyle dinlenme- sine karar verilerek — muhakeme buüşka güne brrakıldı. Yelkenci vapuru kurtarıldı Bir ay kadar evvel Yelkenci za- delerin (Yelkenci) adımdaki va- puru Midilli adasının Tahari mev- kiinde karaya oturmuştu. Makine ve kazan dairelerinden büyük yaralar almasına — rağmen (Yeleknci) vapuru Türk — Gemi Kurtarma Şirketinin — (Alemdar) tahlisiyesi vasıtasiyle kurtarılmış ve yüzdürülerek Halice getirilmiş- tir. Midillideki Yunan memurları kurtarma ameliyatı esnasında her türlü kolaylık ve nezaketi göster - mişlerdir. y FAŞ SN S Hepsi yalan Hukuk fakültesi imtihanla - rında yapılan yolsuzluklardan do - layt Üniversite — doçentelerinden bazıları hakkında tahkikat yapıl - dığı söylenmekteydi. Dün bu haber resmen itekzip o- lunmustur. Yalnız buna benzer bir şayianın evvelcede mevcut ol- duğunu, fakat tahakkuk etmediği- ni öğrendik.. Bu hususta ortada dolaşan bü - tün haberler asılsızdır. ee be T sşla Açıkta kalan talebeler Kapandığını yazdığımız Kadir- ga Talebe Yurdundan açıkta kalan talebelerin bir kısmı geceyi arka- daşlarının evlerinde geçirmiş di - ğer bir kısmı tamirata başlanması- na rağmen yurtta yatmışlardır. Açıkta kalan talebenin bir İkıs- mı Belediyeye ve diğer bir kısmı da Hilâliahmere müracaat etmiş - lerdir. —Talebenin cumartesi gü - nüne kadar yurtta kalabilmeleri temin olunmuştur. Muammer bey geldi Yeni fabrikaların temel — atma v küşat resimlerinde bulunmak üzere İş Bankası Umum Müdür vekili Muammer Bey dün Ankara- dan şehrimize gelmiştir. —H — 1 Yolların teftişi Vali ve Belediye Reisi Muhid - din Bey refakatinde muavini Ali Rıza Bey olduğu halde yalları tef- tiş etmek üzere dün Silivriye git - miş, akşama dönmüştür. “SİYASET A İngiliz-Fransız mü- zakereleri ve İtalya ğ Alman vukuatı ve mühtemel netayi- 1 '. ciyle zaten çok meşğul olan İtalyan î": politikası bu günlerde diğer mühim —— bir mesele karşısında kaldı: Fransız » — İngiliz müzakereleri, ve tekrar kuv -| vetleşen İngiliz - Fransız dostluğu.. —| * Senelerden beri Almanyaya istinat — eden, Almanyaya hukuki müsavatı te- 1 mine çalışan, Alman - Fransız müna- | feretinden azami derecede — istifadeye | R uğraşan İtalyan politikasının Alman- b yada Hititlere ve dolayisiyle dünyada — Almanyanın mevkiini sarsan hâdissle- — re bigâne kalamazdı. Avusturya ve merkezi Avrupa işlerindeki derin ihti- — lâflara rağmen İtalyanın Almanyaya a- — leyhtar bir politika takip etmesine ih- ; timal vermiyoruz, SO Alman hâdiselerinin İtalyan gaze- — teleri tarafından küçültülmesi, Alman- yada Katoliklere karşı takip edilen şiddet siyasetinin Katolik İtalyada faz- la makes bulunması ne kadar şayanı — dikkattir! ll j Fd Daima her ihtimali düşünen İtal. — yan politikasının son zamanlarda buzı — güçlüklere tesadüf ettiği inkâr edile « mez. Bilhassa Arnavutlukta İtalyan —— nüfuzunun gittikçe azalması bunun en — bariz misalidir. ö İtalya Umumi harpten elleri hoş — çıktığma kanidir. Yağlı parçaların İn- — “ giltere ve Fransa tarafından kapıldı- — © ğı fikrindedir. j İtalya İngiltereye — karşı infialini — göstermemeğe gayret ediyorsa da Fıransayı daima haksızlıkla itham et- — mekte ve hattâ bunların başka hı'ın'-_ Pi zatla tamirini istemektedir. İtalya : Fi — ransa samimi dasluk samimiyetlerinin şartlart meyanında Tunus ile diğerF- ransız müstemlekeleri hakkındaki id- — dialarla berri kuvvetlerin de müsavat — nazariyesi mühim bir mevki işğal et- — mektedir. T İtalyan politikasının öteden beri — çok sadık kaldığı bir kaide vardıe: | — Daima İngiltere ile beraber yürümıık..'ş l' İtalya, Harbi umumide olsun, sor- v raları olsun bu yoldan çok az defalar — ayrılmıştır. Hattâ Versailles muahe - 1: j desinin imzasından sonra Almnnyıyı. ; kısmen taraftar İngiliz politikası İtal- he yanın gözünden kaçamazdı. İngiliz - Fransiz anlaşma fıkırleı'ı- *A nin gittikçe kuvvet bulduğu bugünlet- de İtalyan politikası biraz mütered - ; dit davrandıktan sonra yukarda bah- — settiğimiz “İngiltereden ayrılmamak” kaidesine sadık kalarak Fransız - İn - — giliz. müzakerelerinin — neticesinden — memnun olur gibi görünmek yolunu — tutmuştur. A Avrupada Fransız nüfuzunu çoğal- g tacak ve dolayısiyle Almanyayı zayıf- ( latacak, bir politikanın İtalyayı tatmin — edeceğine kani değiliz. t Resmi İtalyan mehafili lngılıı «i Fransız müzakerelerinin neticesinden — memnun görünmekle beraber l"ışııt $ gazetelirinin ve bunlardan Tribuna vı' Lavorofosiste'nin Almanyayı bir çen- ber altıma koymağa matuf yeni Fran- sız politikasına şiddetle hücum etme « leri şayanı dikkattir. Mevzii misaklar ve bunlar ıçuıdı' ü Balkan misakını ehemmiyetli bir sulh — âmili olarak ilân eden Fransız - İngiliz — j mes'ul adamlarının fikirlerini de Ro - mada nasıl karşılayacaklarını uıeı'okla ş bekliyoruz, M.R. Necdet 330 luları davet — Fırka Askerlik dairesinden: * 1 — İstanbul vilâyeti mıntakasın » — da — Yalova hariç — bülunan kaza - — lardan Çatalca, Silivri, ve Kartal ve Şile kazalarının 330 doğumlu ve onlar- la muameleye tabi efradın askerlik — meclisleri 1-- Ağustos - 934 ten itiba- ren açılacaktır. : 1 — Diğer kazalar askerlik mncln- lerinin açılma tarihleri ayrıca ilân ıü— lecektir. 3 — Alikıdıı-ınuı mensup oldıık-* ları ve yahut mıntakasında huluudııko larr askerlik meclislerine — müracaatla yoklamalarını yaptırmaları ilân olu - nur,