8 Eylul 1947 GUNUN NEVZULÂRI Tıb çalışmalarında Atom kuvveti lere tatbikı, sulh devrinde Insanlığm yararına olduğu gibi, harb vukuunda da dünyamn zararma bir şekil alabilecek mahiyettedir. Tehlikeler arasında korkunc bir çalısma Atom kuvveti; bomba imalinde kullanılmasa bile, gene tehlikeli olmaktan uzak değildir. Radyoaktif şuaların canlı mahluklar üzerindeki fena, hattâ korkunc tesirleri insanlığl tahrib tehlikesini bile göîtermektedir. (Bu husustaki etraflı bir yazı gazetemizin 31 ağustos sayısmda çıkmıştır.) Onun için, atom lâboratuarlarmda,) gayet sıkı tertibat alınmış, radyoaktif maddelerle uğraşanlan her türlü tehlikeye karşı korumak için ayrıca aletler icad edilmiştir. Me6elâ. işin çoğunu cnakineden parmaklar görmekte, insanlar sadece bir periskoptan bakarak bu parmakları idare etmektedir. Çahşanların etrafma yerleştirilmiş bir çok aletler, radyoaktif şuaları, bir paratoner gibi. çekip almakta, diğer başka aletler de elbiselere, şapka2 ağustos 1946 günü. Missouri'den ge lara konan bu görünmez kuvvetleri telen iki kişi Oak Ridge'deki atom lâbo mizlemektedir.. ratuarlarına girerken kapıdaki kontrol Atom üzerindeki çahşmalar son dememuruna hüviyetlerini gösterdiler. rece büyük bir ihtiyat içinde yapümak Buhlardan biri Dr. E. V. Cowbry, di mecburiyetindedir. Araştırmaların yavaş ğeri de Dr. William L. Simpson'du. îkisi ilerlemesi de kısmen bundandır. Çünkü, de St. Louis Deri ve Ksnser Hastanesin kâğıd üzerinde riyazî düsturları hazırden geliyorlardı ve kanser tedavisinde lanan, plânı ve şeması çizilen yeni bir •tora kuvvetinden istifade etmek üzere çalışmaya geçilmeden evvel, belki bir «raştırmalarla meşguldüler. dakikalık bir iş için. aylarca süren tedİki doktor. lâboratuarın kısım şefle birler alınmakta, buna göre teçhizat rinden albay E. E. Kirkpatrick'in oda kumlmakta, hattâ makine ve alet imal iinda iki âlimle tanıştılar ve onlardan. edilmektedir. G7 »antim boy ve eninde, 5 santim yükDiğer taraftan, gene tehlikeyi önliyeseklijinde, fakat 10 kilo ağırhğında, cek bir tedbir olmak üzere, tecrübelerde kurşun bir kutu aldılar. radyoaktif maddelerin şua saçma kuvKutunun içinde, 1 miiiküri miktannda vetleri yarıyarıya azaltılıyor. «Isotop> radyoaktif karbon 14 bulunuyordu. Bir denilen ve kimyevî bakımdan aynı olup tnercimek büyüklüğündeki bu «isotop» yalnız radyoaktivite bakımından farklı hakikatte, bildiğimiz bir kömür parça kuvvette olan muhtelif maddelerin kensından başka bir şey değildi. Fakat bir dilerine göre ömürleri vardır. Meselâ iki hafta otom bombardımanına tâbi kimisinin radyoaktivitesi 10 dakikada tutularak radyoaktif bir hale getirilmif, tükenir. kimisi ise bin sene dayanabilir. 10 bin, 20 bin sene müddetle saniyede İsotopların şua kuvvetini ayarlamak ka30 milyon beta şuaı neşredebilecek bir bil olduğu gündenberi bu radyoaktiJ şuaların ömrünü ikiye bölmek, yani 10 kuvvet kazanmıştı. dakika yerine 5 dakika devam etmeleriBu suretle, 2 ağustos 1946 tıb araştır ni mümkün kılmak kabil olmuştur. ırıalan sahasmda yeni bir ufuk açmış Tıb sahasındaki tatbikat oldu. O günden sonra, radyoisotoplann neşrettikleri atom şualarile hangi hastaAmerikan atom lâboratuarlarmda lıklann iyi edilebileceği üzerinde yüz radyoisotoplann imaline başlandığmlerce doktor derin araştırmalara koyul danberi, tabiatin milyonlarca senede cnuş bulunuyor. yapabildiği radyoaktiviteli maddeleri bir kaç hafta içinde elde etmek mümŞimdiki halde bazı kan zehirlenmesi kün olmuştur. Bu sun'î radyoaktif cihallerinin, tiroid guddesi kanserinin, simler, onun için, tabiilerine nazaran isotoplar sayesinde tedavisine muvaf çok daha ucuzdur. Bugün. tıb tecrübefak olunmuştur. Fakat doktorlar henüz lerinde kullanılmak üzere, Oak Ridge işin başmdalar ve istikbal için ümidleri lâboratuarlarından 600 muhtelif müesbüyük. seseye 1 cmiliküri> si (yani aşağı yukaAmerihadaki atom çalışmalan rı bir mercimek tanesi kadar küçük bir Malumdur ki, Amerikada atom çalış parçası) 50 dolardan radyoaktif karbon malan, hükumeün kontrolu altında ya 6atılmaktadır ki, «yarrm ömürlü» olarak pılmaktadır. Atom Kuvveti Komisyonu imal edilen bu isotop be? bin sen« i? göDavid E. Lilienthal'in başkanlığında o rebilir. Diğer isotopların da fiatı »udur: larak, bizzat Truman tarafmdan kurul tyodin 2 dolar (8 gün); phosphorous, muş ve Kongre tarafından tasvib edil 1,5 dolar (14 gün); sulphur. 35 dolar (87 miştir. Kotnisyonun senelik 75 milyon gün). dolar tahsisatı vardır ve sulh devrindeRadyoisotoplar, nevilerine göre, muhki araştırmaların ılerlemesi için bundan telif uzuvlarda canhlığı temine yarasonraki bütçelerde bu tahsisatm arttırıl maktadır. Meselâ, kanser tedavisinde mssına karar verilmiştir. Bu arada, Oak kullanılan isotop. kanserli nescin sağlam Ridge'deki atom lâboratuarlarının harb nesce karşı tesirini azaltmayı temin ediyıllarındaki 1.234 kişilik kadrosuna, da yor. Bununla beraber, şimdiki halde, ha şimdiden, 800 kişi ilâve edilmiştir. bütün bu ttedaviler» ancak birer tecSon günlerde iki haber, atom kuvvetinden tıb sahasmda isfi/ade için mühim adtmlar atüdığını gösteriyor: Amerikan Cumhur Başkanı Truman, St. Larus'de toplanan milletlerarası kanser hongresine gönderdiği bir vıektubda Am.erikanın, kanser tedavisinde atom kuurettnden istifade ediîmesi için muhtelif memleketlerde yapüan araştırmalara yardım olmak üzere radyoaktif tnaddeler göndtrmeğe hazır olduğunu bildirmiştir. Ertesi gün verilen diğer bir haberden de, kan zehirlenmesi gibi hastaUklann tedavisinde kullamlmak üzere Hk deja olarak Amerikadan Avustralyadaki bir hastaneye atom müstahzaratından »phosphorous 32» isimîi bir iîdç gönderildiğini öğrendik. Atom huvvetinden artık ölüm yerine sağhk t>e hayat ijlerin.de isfi/ade edilmeı/e başlandığtn\ gösteren bu haberler üzerine, atomun tıb sahasma nasıl tatbik «dildiğini anlatan merakh bir yazıyı tütunlartmtza geçirmeyi faydah bulduk. 75 milyon dolarhk tahsisat yalnız yeni teçhizata ve ham maddeler tedarikine hssredilmekte, âlimlerin. işçüerin ve memurlarm maaşları i ~e muhtelif sıhhat müesseseleri, üniversiteler ve hususî sanayi teşekkülleri tarafından verilmektedir. Atom kuvvetinin tatbik sahalan genişledikçe bununla alâkalı müesseseierin de sayısı artmakta, bu suretle lâboratuarın masrafına iştirak eden kaynaklar çoğalmaktadır. Oak Ridge (Tennessee) deki Clinton lâboratuariarından başka Patchogne (Long İsland) da Brookhaven lâboratuarile Chicago civarmdaki Argonne lâboratuarı da tamımlanmak üzeredir. Bunların bütün teçhizat ve tesisatı tekmiîlendiği zaman Amerikanm başlıca 52 üniversitesi buralara mütehassıs ve âlimlerini gönderecek ve bu suretle daha geniş bir sahada çahşmalara başlanacaktır. Atom kuvveti üzerindeki çalısmalar şu beş esas dahilinde toplanmıştır: 1 Atomun parçalanmasüe kuvvet neşri; 2 Atom kuvvetinin hava nakil vasıtalarında kullanılması; 3 Muhtelif maddelerin atomları üzerinde değifiklik husule getirerek nadide madenler ve toprak imali; 4 Radyoaktif şualar üzerinde tecrübeler; 5 Tıb sahasındaki ve ilmin diğer şubelerindeki araştırmalarda kullanılmak üzere radyoaktif isotoplar vücude getirilmesi. Atomun parçalanmasile kuvvet ne«ri, atom bombasınm imali esnasında. tahakkuk etmiş bulunuyor. Fakat, bu şahada yeni terakkiler kaydetmek. daha büyük inki;aflara yol açmak için çalışmalara devam edilmektedir. NewYorktaki Edison şirketi âlimlerinden Dr. Wardell Davidson, bu ay içinde La Hey. de toplar.acak olan «sanayide kuvvet istihsali. konferaasında okunmak üzere «atom kuvveti» hakkında bir tetkik hazırlamıştır. Havacılıkta atom kuvvetinden istifade için Amerikan hava kuvvetleri. Amerikan havacılık derneği ve on kadar tayyare fabrikasmm iştirakile kurulan teşekkül de kendi sahasmda çahşmalara girişmiştir. Şimdiki halde. atom kuvvetinin hava vasıtalarma tatbikının riyazî hesabları yapılmış, bunun tahakkuku için lâzım gelen şema da çizilmiştir. Fakat henüz. atom kuvvetile çalışacak bir motör hazırlanmış değildir. Bu işle uğraşanlara göre. tetkiklerin kuvveden fiile çıkabilmesi için daha pek uzun çahsraalara Ihtiyac vardır. Diğer taraftan, atom kuvvetinin sulh devri işlerine tahsisi bahsinde, havacılık, çok nazik bir mesele teşkil etmektedir. Zira, atom kuvvetinin tayyare ve diğer uçar alet Sehir haberleri Terkos borusu gene patladı Bu yüzden şehrin yiiksek semtleri, dün geceyansma kadar »usuz kaldı Silâhtarağada Tuğlaharmam mevkiindtki su borularından iki borunun ek yerinde bir arıza olduğundan, şehrin yüksek »emtlerinde oturanlar dün saat 9.30 dan 15 e kadar susuz kalmışlardır. Sular İdaresi gönderdiği ekiplerle arızayı tamir ettirmiştir. Şehre normal su ancak geceyarısından sonra gehneye başlamıştır. TURKIYAT BAHISLERI [HEM NALINA MIHINA Rize şilepi Türk Her milletin kendi bünyesine göre yaptığı milliyet târifinde o milletin bütün efradı umumiyetle ittifak ettiği halde, bizde tek ve müşterek bir târif yerine resmî ve hususî bir çok târifler mevcud olmasından hâsıl olan ruhî ve fikrl tefrika ve ihtilâfı bundan evvel resmî vesikalarile gözden geçirmiş ve milliyet fikrinin her yerde olduğu gibi bizde de millî bir îman halini alabiknesi için her şeyden evvel o sonsuz telâkki ihtilâflarına nihayet verecek umumî ve millî bir târife ihtiyac olduğundan bahsetmiştik. Bugün de işte bu hayati ve zarurî hedefe giden yolu bulmağa çalışmak istiyoruz. Şimdiye kadar bizde milliyet târifine esas olarak birbirini nakzeden bir takım resmî vesikalarla halk arasındaki fikir cereyanlarmda ileri sürülen mütenakız prensiplerin başhcaları «Tâbilyet», «Dil», «Kültur». «İdeal., «Irk», «Vatan», «Tarih birliği., «Turanhlık» ve «Anadolluluk» şekillerinde sıralanabilir. Bazı gazetelerle mecmualara akseden fikir cereyanlarile muhtelif devlet dairelerine aid resmî vesikalarda bunların hepsi mevcud olduğu halde, yalnız sonuncusu olan «Anadoluculuk» prensipi henüz hiç bir resmî ifadesi mevcud olmıyan husust bir cereyan şeklindedir. Bu vaziyete göre, yalnıı biri müstesna olmak şartile bütün bu prensipler hem hususî. hem resmî »ekillerle ayrı ayrı ifade edilmiş ve her târif ayrı bir cereyan halinde bir takım taraftarlar bulmuş demektir. İlmî bakımdan bunların hepsi doğru ve hepsi haklıdır: Yanhs ve haksız olan nokta, bu prensiplerden her blrinin ba?ka bir târife «sas ittihaz edilmesinde ve bu suretle umuml bir milliyet târifi yerin« blr çok mütenakız târifler ortaya atılarak tehlikeli bir manevt tefrikaya meydan verilmi? olmasmda gösterilebilir. Milllyetin târifi bir siyaset meselesi değil, bir ilhn meselesidir: Şahsî v« siyasî mülâharalarla kurulmu? indl nazariyelerle keyfî târiflerin hiç bir ibnî kıymeti yoktur ve hattâ ortadaki tefrika ve ihtilâfa körükleyip sürüncemedc bırakmak gibi büyük v« tarlhl bir zararı vardır. Milliyet meselesinin dünya kültüründe yeni bir ilim sahası teşkil edebilecek kadar tetkik ve tahlil edilmiş ve bir takım ilmî esaslara bağlanmı? olduğundan bihaber bir vaziyette bir takım mantık oyunlarile oyalanıp durmanın âtiye karşı ne büyük bir mesuliyet olduğu da meydandadır. Her halde bu mühlik vaziyete artık bir nihayet verip Türk nesillerinl millî vicdan birliğine kavuşturmak için her türlü şahsl hislerle ihtirasları blr tarafa bırakarak aradığımız büyük hedefe doğru ilim yolunu takib etmekten başka çaremiz yoktur. Avrupa ilim âleminde «Millet» ve Milliyet» gibi tabirlerin ilmî mânâları ancak son zamanlarda takarrür edebiliştir. Muhtelif milletlere mensub ilim Paul Henry'nin 'i L ıdamlarmdan Probleme des nationalites>, Georges Pr Weill'in «L'Europe du XIX e si^cle et l'idee de nationalite», Frank Hankins'in «La race dans la civilisation>, Dr. George Montandon'un tLa race, les races» ve «Traite d'Ethnologie culturelle», Robert Lowie'nin <Manuel d'Anthropologie culturelle» ve Henry Berr'in «En marge de l'histoire universelle» gibf eserlerinde umumiyetle ittifak ettikleri en son ve en obrjektif târife göre: Millet demek, her hangi bir esas etrafında toplanmış mütesânid bir insan kütlesi demektir.» Etrafında toplanılan bu cesas» bazan Fransa ile Çinde olduğu gibi «Kültür», bazan Almanyada olduğu gibi «Irk>, bazan tslâv ve Arab âlemlerile Rumanyada olduğu gibi «Dil», bazan Amerika Birleşik Devletlerinde olduğu gibi «Tâbiiyet., bazan Avusturyada olduğu gibi €Mezheb» ve bazan da Isviçrede olduğu gibi «Vatan» mefhumundan ibaret olabilir. Tabli böyle bir târife göre her hangi bir câmianın bir «Millet» sayılabilmesi için ırk birliği, dil birliği. kültür bîrliği, din ve mezheb birliği veyahud vatan birliği gibi rabıtaların hepsine birden lüzum yoktur: Bir câmianın cMillet» sayılabümesi için bunlardan her hangi birinin etrafında toplarulmış olması kâfidir. Birbirine urk. dil, vatan, kültür. mezheb vesaire gibi rabıtaların yabuz birile bağlanmış ferdlerden mürekkeb bir câmiaya cNatioB=MÜlet» iami verilmesine mukabil, bu muhtelif bağların birden fazlası veyahud hepsile blrden bağh cemiyetlere de «Nationalite= Milliyet» ismi verilir; tabiî burada «Milliyet» kelimesi halk arasındaki mânâya değil, yeni ilmin izâfe ettiği yeni blr mânâya kullanılmaktadır. Northampton Üniversitesi Sosyoloji profesörü Frank Hankins, «La race dans la civilisation» ismindeki eserinde «Millet» ve «Milliyet» mefhumlarının halk ağzında birbirine karıştırılmasından şikâyet ettiği için, bu eserin fransızca tercemesine mühim bir mukaddine yazan Paris Antropoloji Mektebi profesörlerinden Dr. George Montandon bu keümelerin ilmî mânâlarını şöyle anlatır: «Irkın sırf bünyevî bir mefhum olmasma mukabil, (Millet) siyasî bir grup ve (Milliyet) de bünye, dil ve kültür hususiyetlerile taayyün eden tabiî bir kütledir: (Milliyet) i tâyin eden âmillerden biri bazan diğerlerinden daha bâriz de olabilir. Halk, bu (Milliyet) kelimesinin mânâsını hiç bir zaman tamarrule kavrıyamamıştır; çünkü bıı tâbir (Millet) kelimesine çok yakın olduğu için, hep onunla karıştırılmaktadır.j. İşte bu iltibastan dolayı Montandon «Nationalite» yerine «Ethnie» şeklinin kullanılmasmı teklif etmektedir. Yeni ilmin bu telâkkisine göre «N*ation=: Millet» ve «Nationalite Milliyet» veyahud «Ethnieı^Kavmiyet» tâbirleri iki muhtelif cemiyet ifade ediyor demektir; bunların birindsi yalnız blr Isntail Son günlerde azalan clnayetlere blr yenisi daha ilâve edilmiş bulunraaktadır. Bu seferki cinayetin failleri 5 kişldir ve bir adamı tekme ile döverek öldürmüşlerdlr. Yaptıgımız tahkikata göre hâdise 5öyle cereyan etKasımpaşada Kavuma sokağmda oturan All isminde bir gene. yanında bir de kadın oldugu halde eğlenmek üzere Beyoğluna gıtve gece geç vakte kadar muhtelif gam iş zinoları dolaşmıştır. Ali. yanındaki kadınla geç vakit, eğlence dönüşü Galatadaki Necatibey caddesinden geçerken, Yusuf, Abdullah, Behic, Zeynel ve Hüseyin adlarmda 5 earhoşla karşılaşmı5tır. SarhoşUr AUnln yanından geçerlerken kadına lâf atmışlar. bu yüıden aralarında blr münakaja çıkmıştır. Münakaja kısa bir ramanda kavga jeklini almıs ve 5 arkadaş. AUnln üzerlne çullanmışlardır. Yusuf, Abdullah. Behic. Zeynel ve Hüseyin tekme. sille, tokatla Aliyi blr hayli dövdükten sonra kaçıp gitmişlerdir. Kavgayı müteakıb Ali. bitkln blr halde Galata polis merkezine müracaat ederek hadiseyi anlatmış ve derhal Beyoğlu Hastanesine kaldırılmıştır. Yaralı. Iraldmldığı hastanede çok yaşıyamamış ve beyin kanamasından ölmüştür. Hidiseye Savcılık el koyarak tahkikat» baslamıj, mücrimler yakılanmıjlardır. m Beş kişi bir adamı döverek öldürdüler Gümrük ve Tekel Bakanî Tahsin Coskan dün sabahki ekspresle Ankaradan sehrimize gelmi? ve ak?am tekrar Ankaraya dönmüşttir. Belediye, fırıncılar tarafından ekmeklere karıştırılan iyi kalite kepekterin boyanmasına karar vermisti. Değirmencilerin itiraz etmeleri ve bunların İstanbulda satılmıyacaiına dair teminat vermeleri üzerine durum Ticaret Bakanlığına bildirilmiş ve bunların boyanıp boyanmaması hususunda Bakanlığın mütaleası sorulmuştu. Bakanlık «r«dan uzun zaman geçtigi halde bu soruya cevab vermemljtir. Halbuki, iyi kalite kepekler boyanmadıkça veya bunların ekmeklik unlara karıştırılmaması için ba?ka esaîlı tedbirler alınmadıkça, jehirdeki ekmeklerin düzelmesine imkân görülmemektedir. Tekcl Bakanı Ankaradan gelip gitti Ekmekler bir türlü düzelcmiyor Üniverjiteden, yüksek okullardan, teknlk ögretmen okullarından, teknik okulun mühendiilik ve teknikerlik bölümlerinden mezun ıtajyer öğretmenlerin ıtajyerlik «üresl en az bir, en çok iki öğretim yılı olarak tetbit edilmistir. Birlnci öğretim yılı »onunda ehliyeti görülenlerin durumları öğretmenler kurulunda lncelenecek, ehliyeti görülmiyenlerin durumları ikinci öğretim yılı sonunda gene öğretmenler kurulunda görülülecek ve karar Bakanlığa yollanacaktır. Stajyer öğretmenlerin staj müddetleri evlet DenizyoUan İdaresinln Amerikadan geçen sene «atın aldı&ı Rize şilepi, İskenderlyeden Tunusun Sfaı (Sfaks) limaruna giderken karaya otnrdn. İskenderiyeden yük almakta olan Ardahan şilepi, derhal gemlnin imdadına gönderildiği gibi iki Mısır kurtarma gemisi de Rizenin yanına varmışlardır. pevlet DenizyoUan Idaresinin gaıetelere Terdigi malumata göre. gemi tehllgeniş bir tarilh bir kede degüdir ve blr iki gün içinde koliği vücude getirmiş layca yüzdürülmesi kabil olacaktır. Canü gönülden dileriz ki Rize, kayatir. İşte bundan dolayı bir ırk birliği lara bindirmiyerek bir kumloğa oturdil birliği, kültür nıuş olsun da kolayc» knrtarılsın. Bu birliği, vatan birliği dilegi yaparken düşünüyoruz ki bazan bağla, ikincisi de muhtelif bağlarla bir din birliği ve muazzam bir tarih birliğıie karaya oturan vapurlarımizın önceden birine bağlanmış ferdlerden mürekkeb birbirine bağlanmış ferdlerden mürek kolayca knrtarılacağı timid edildiği halbirer câmia vaziyetindedir ve tabiî ikin keb olan Türkiye Türklüğü siyasî ve de sonradan muhtelif sebeblerle buna cisi birincisinden daha sağlamdır; Çün sun'î bir «Nation = Millet» değil, tabiî ya hiç imkân olmuyor. Trak gibi; yahud kü miLlet yalnız «siyasî ve sun'l bir te bir teşekkül evsafını haiz kuvvetli bir da, aylarca süren tahlisiye ameliyesinşekkül» olduğu halde, milliyet yahud Nationalite = Milliyet» yahud ötekl is den sonra, gemi kurtarılıyor amma, tamirinin astan yüzünden pahah olacağı mi ;e bir «Ethnie = Kavmiyet» dir. kavmiyet «tabiî bir teşekkül» dür. dıtşünülerek kıçtan kara bağlanıyor, Avrupa cemiyetleri bu bakırndan iki Bu muhtelif râbıtaları inkâr edip Bartm gibL grupa ayrılabilir: FVansa, İsviçre, Bel Türklüğü yalnız bir tek milliyet esasına tnşallah daha parasını ödemedigimlz çika vesaire gibi «millet» lere mukabil müstenid saymakla onu sun'î ve siyasî Macar Fin, Alman, Lâpon, Samoyed bir teşekkül gibi göstermiş ve zayıflat yepyenl Rize, bu iki akibetten birine vesaire gibi efradı arasında muhtelif mış olacağımızı unutmamalıyız. Bu ba uğramaz ve kolayca yuzdürülür. Deniı rabıtalar bulunan cemiyetlerin her biri kımdan, muhtelif devlet dairelerinin bu! Şakası yoktur. Birax denizcilik tabir «Milliyet» yahud «Kavmiyet» vazi geçen yazımızda resmî vesikalarmı göz rihi okuyanlar, Tunus ve Cezayir kıyılarında patlıyan fırtınalar yüzünden, yetindedir. den geçirdiğimiz ırkçılığı, turancılığı, vaktile bu rnemleketlere mussllat olan Bizde milliyet mefhumunun bütün dilciliği, vatancılığı ve kültürcülüğü bir tspanyol ve caçlı filolarınm kaç defa milletçe kabul edilebilecek umumî ve kül halinde ele ahnınca nasıl tenkid ve nasıl perişan olduklanm bilirler. müşterek târifi ancak işte bu ilmî esas muahaze edilebilir? Zaten cemiyetin Ba yazınm mevzuu, Tunus ve Cezayir lardan çıkabilir, Bunun için her şeyden millî şuurile tarihî bünyesinde bütün evvel bir kere şu meseleyi halletmek bu esaslarm mevcud olduğu yalnız o su'arında, Barbaros ve Oruç gibi kahralâzımdır; Türkiye Türklüğü ilmî mânâ resmî telâkkilerle değil, 3040 yıllık man Türk denizcilerinin müttefiki olan fırtınaların batırdıgı hıristiyan donansile siyasî ve sun'î bir «Nation = Millet» matbuat tarihimizde bir çok akisler bımalanrun tarihçesi dcgildir. Onun İçin mi, yoksa tabiî bir teşekkül sayılabile rakmış fikir cereyanlarile de sabittir: esasa geliyorum. cek bir «Nationalite = Milliyet» yahud Tabil bütün bunlar. hep ayni bir hakiAmerikadan satın aldığımız bu mo«Ethnie=rKavmiyet» midir? katin muhtelif cephelerinden görünüştörlü ve 5087 tonluk 4 eş şHepten birini, Tarihî teşekkül bakımından Türkiye !eri demektir; ırkçının da, kültürcünün iimana ilk geldigi zaman gezmiştim. Bu Türklüğünün bin yılda muhtelif ırklarla de, vatancının da gördüğü hep ayni milgemiler, Amerikan donanmasmda nakdillerin birbirine karı?masmdan hasıl lî bünyedir. liye gemisi olmak üzere hattâ bir rivaolan Fransız milleti veyahud muhtelif Türklüğün ilmî mânssile bir «Nation = yete göre atom bombası taşımak Içindiller konuşan bir takım ırk kırıntıları Millet» değil bir «Nationalite/Etlınie = harbin son senesinde yapıldıklarından nın müşterek bir vatanda yanyana gel Milliyet Kavmiyet» olduğunu esas iü bugünkü gemi inşalyeeilik tekniginln en mesinden doğan ve «Nation suisse» de barile bir kere tesbit ettikten sonra, u mükcmmel birer örnegidirler. Bütün nilen İsviçre milleti gibi siyasî ve sun'î mumî ve müşterek bir milliyet târifi el makinelcr ve cihazlar, çok modern olteşekküllerle mukayesesine hiç bir su de etmek için artık bütün mesele bu dugu gibi, her türlü ânzalara ve ka> retle imkân yoktur: Onların kendi tari milliyetin tarihî bünyesinde âmil olan zalara karşı çift olarak yapılmış ve oht ve siyasî bünyelerine uyan milliyet sekiz prensipin şöyle bir terkib halinde tomatik haber vericilerle teçhiz edilmiştâriflerinin bize uymaması işte bundan ifadesinden ibaret kalır: tir. En yeni Amerikan harb gemllcrinde dolayıdır. «Bütün Türk âleminin merkezi ve bu ne gibi cihazlar varsa, ailâhlar müstesEtnoloji, Antropolojl, Etnografya, tarih günkü anayurdunda umumî Türk tari na, bunların hepsi mevcuddur. Radarve lisaniyat gibi klâsik ilimlerin ittifa hinin vâris ve mümessili olan Türk mil lar da sonradan gönderilecekti. Belki dt kile »abittir ki Milâdm Onbirinci as llyeti Tâbiiyet, Vatan, Dil, Din, Irk. Amerikan bahriyesi, en son eistem rarında Anadoluyu fethedip bugünkü Kültür, tdeal ve müşterek Tarih birlik darlan askerî sır telâkki ederek vermek Türkiye devletini kuran Oğuz Türklüğü lerile birbirine bağlı ferdlerden mürek istenıemiş ve onların yerine tlcari mahiyette başka radarlar vermegi diişünanatürk ırkının devamından başka bir keb bir kütledir.» şey değildir, lisanı da müstakil anaMuhtelif resmî vesikalarla halk ara müştür. Bunu, blr ihtlmal olarak kartürk dilinin devamıdır ve garba geldik sındaki fikir cereyanlarmda ayrı ayrı dediyorum. Bildigim gemilerin radarsu ten sonra «İslamoteie» ve «Occidenta ileri sürülen ve Türk milliyetinin tarihî olarak geldiklcrinden ve bu çok lüzumloide» dairelerinden aldığı tesirlerle ka bünyesile millî şuurundan doğan pren lu cihazların sonradan gönderileceğinrışıp millî bir hususiyet peyda etmiş siplerin işte böyle bir terkib halinde den ibarcttir. Beklenilen radarların gelip gelmediğini re gemilere konulup koolan kültürü de en eski «pastoral» kül ifadesi memleketteki millî vicdan tefrintılmadığını da bilmiyorum. Dün pazar türüne dayanır; üç tarafından denizler kasma artık bir nihayet vermiş olabileoldtığu için bu satırları yazarken Devle çevrilmiş bir yarımada şeklindeki ceği gibi Türklüğün ilmî delillerle sabit let DenizyoUan tdaresinden bu cihctl anavatanının bir coğrafî birliği vardır olan hakikî hüviyeti de nihayet bütün ögrenemedim. Zaten mesele Rizede rave bu vâzih çevrenin dokuz asırlık muh vuzuhile tesbit edilmiş olacaktır. dar bulunup bulunmamasında değildir. teşem mazisi etrafma da taşıp yayılarak tsmail Hami P.ANİŞMEND Çünkü.bu dört şjlepte en modern başka sryir alctleri ve Iskandil cihazlan varIIIIIHIIHIllHmnilllllllllllllllHIIIIIIIHılllllllllüiiii dır. Bunlar kullanıldıgı takdirde, Rizenin sisli bir bavada dabi, gene kolay kolay karaya otunnıyacagin. sanıyorum. *^^ iyetinin Tek Târifi Yazan: Hami Danişmend IKTIBASLAR ıııniüiıııııımuııııııııııııııııııııııııınıniıııııı ımiT Belediye, jehir içinde bir an evvel kapatılması icab eden «çık lağımlara sarfedilecek çimentoları temin edememektedir. Zira bu işleri üıerine alan müteahhldler, çimento almak için sıraya girmislerdir. Bu jşlerin tah«isatl 1947 yılı bütçesinden verilecegi için, bu müddet zarfında lâğımların kapatılması rübeden ibarettır. Esasen kanserin X icab etmektedir. Halbuki kanalizasyon insaatına aid çimentoların bir kısmının alınmaıı şualarile tedavisine ötedenberi çahsılı ancak önümüzdeki yıl mümkün olacaktır. yordu. Fakat gayet nadir bir madde oBir kadın pencereden düştü lan radyumdan elde edildiği için bu suKadıköyünde Yeldeğinnenl mahallesinin tbalarm geniş mikyasta kullanılması karahimağa sokağında oturan Halime, 5 metre bil olamıyordu. Atom bombardımanı yüksekliktekt pencereden düşerek ağır tuusulile sun'l şekilde radyoaktifleştirilen rette yaralanmıı ve Nümune Hajtanetine kalisotopîar ise, ucuza mal olduğu için, da dırılarak tedavi altına alınmıjtır. ha geniş ölçüde istimal ve tecrübeye yol Bostan kuyusuna düşerek boğuldu Üsküdarda Seyidahmed deresinde AUnln açtnıştır. bostanında çalışan 17 yaşında Mahtr Güler Bununla beraber. şimdiye kadar, an adında Cideli bir yanajma, bostan kuyusuna cak bazı nevi kanserlerde (meselâ tiroid düjerek boğulmustur. guddesi kanserinde) isotopların iyi neYeni bir kiremid ocağı tice verdiği görülmüştür. Çünkü, kanDevlet Orman İjletmelerinin, Derell bucaserin vücuddeki faaliyetini durdurmak ğının Kuşluhan köyünde insa ettirdiği büiçin kullanılacak radyoaktif şua, sağlam yük kiremid ocaklarından biri bugünlerde nesicleri de mahvedebilecek kadar kuv faaliyete geçecektir. Bu fırın 10 bin kirevetlidir. Yalnız, bazt nesicler vardır ki mid yapabilecek kudrettedir. Yapılacak klremidler o civardakl köylere maliyet fiatı muayyen şualara ötekilerden daha has tizerinden verilecektir. sastır. Meselâ tecrübelerde, tiroid gudİzmir limanı için dört körfez gemisl desi nescinin. vücude ithal edilecek iyosipariş edildi din isotopunun dörtte üçünü massettiği, îzmir limanı için, Holandıya ve Amerikaya geri kalanm da bir saat zarfında vüdört körfez vapuru Bİparij edilmlstir. cudden çıktığı görülmüştür. C.HJP. ocak kongrelerî Şimdi bu gibi tıbb! tecrübelerde, C.H.P. ocak kongrelerlne İstanbul haric dimuhtelif nesicler üzerinde en fazla te ğer vilâyetlerimlzde bu aym ortalarına doğru siri olan radyo isotopları tesbit etmek bajlanacaktır. Parti bu seneki kongrelere her için çalışılmaktadır. Bol miktarda isotop rsmankinden fazla ehemmiyet vermektedlr. elde edildikçe de bu çahşmalar daha Partiye mensub milletvekiUeri kendl bölgelerinde yapılacak ocak kongrelerinl takib etgeniş imkânlar dahilinde ilerliyebilecek mek üzere hususî «urette vazllelendirilmiştir. lerdir. Ankarada yaptığı temaslardan sonra jehriBu suretle. atom kuvveti, bomba şeklinde dünyayı ne kadar korkuttuysa. mire dönen C.H.P. bölge müfettiji Fazıl Şerefeddln Bürge, İstanbulda kongrelerin anilâc şeklinde de insanhğa o derece fay cak kurultaydan aonra başlıyacagını löyledah olacak gibi görünüyor. mistir. Buna rağmen şehrimizde de bir faaliyet görülmektedir. Bu faaliyet daha ziyade partili mutedlllerin parönln takib etüğJ yolu Bir gemici öldü etraflıca tenkid etmek üzere hazırlanmalarına Büyükdere kızaklarına bağlı bulunan 160 inhisar etmektedir. tonluk Kanarya motöründe lostromoluk y«Sümerbank fabrikalan tüccardan pan Mustafa, motörün 4 metre derinliğlndeki ambarına düşerek ağır surettc yaralanmıj ve sipariş kabulüne başlıyorlar kaldırıldığı Beyoğlu Hastanesinde ölmüştür. Sümerbank İplik ve Dokuma Müesse«esi MüdürlUğü piyasadaki tacirlerin verecekieıl liparij Uzerine kumaş unalâtına baslaruıjtır. Şimdilik imalâtı yalnız Hereke fabrikası y&pacaktır. Müdürlük bu hususta bir sirküler hazırlamıştır. Buna göre her firma 100J metreden asağı olmamak üzere ıstedigi dese'ıde kumas siparişi yapabilecektir Siparişl veren tüccar kumafin atkı, çözgü, gramaj filçülerini de bildirecek ve bu ölçüler fabrikanın makinelerine uygun olacaktır. Siparişler fiatça fabrikada İmal edilen kumaslarınkinden farklı olmıyacak, eadece dokuma üzerine verilecek ikinci Bİparişlerde S nisbetinde bir yüksekllk görülecekBU RAKKAM, KATLANI yüzde tir. Hereke fabrikası bu yüzden eon Uç aylık kontenjanını 240 bin metreye düşürmüştür. LAN ZAHMETLERİN 1948 yılından itibaren aynı şekilde eipaYALNIZ BİR KISMINI rişleri Defterdar fabrikası da kabul edecektir. Merinos fabrikası ise bu |ekil İmalâtı TEMSİL EDİYOR ! ancak gelecek lene ortalarına doğru yapaKumaşlann titizlikle seçilmesi ve caktır. Diğer taraftan Malatya fabrikası ocak ayınyeni desenkrin yaratılmasmdan maadan İtibaren tüccardan pamuklu uzerinden da, Vakko eşarpları renklerinin sa verilecek siparişi kabul edecektir. Aynı fabbit olması için 12 muhtelif ameliyeye rika goblen de yapacaktır. ihtiyaç gösteren bir boya sistemi tat İlkokul ögretmen vekilliği kursları bik edilmektedir. Şen Şapkanın diğer Ağustos başındanberi Eminönü Halkevinde bir mamulâtı olan Vakko eşarpları devam eden ilkokul öğretmen vekilliği kursmemleketin üeri gelen tuhafiye mağa ları. önümüzdeki hafta îçinde Eona crecektir. 400 kadar lise ve ortaokul mezunu ilc zalannda satılmaktadır. muhtelif fakültelere devam eden öğrencileToptan tevzi yeri: İstanbul, i'enicami rin iştirak ettiği bu kursların imtihanları 15 No. 46 dadır. ei'.ii'.üe yazılı olarak yapılscaktır. Açık lâğımlar kapatılamıyor Faşistler nerede? Başkan Dimitrov «Faşizm henüz mahvedilmemiştir» diyor. Bundan daha doğru söz olamaz. Bulgar hükumeti başkanı, faşizme karşı amansız bir harb ilân ettiği için de, bütün dünyadaki insanlar onu alkışhyorlar. *** Fakat, faşizm meselesinde anlaşma ve bugün barışı kimi tehdld ettiğini bilmek gerek. Dimitrov, bir kaç sene evvel, cesaretle, Göring"! suçlu çıkardığı zaman, doğru görüyordu. Hürriyetlerimizin en korkunc düşmanlarından birini vaktinde teşhis etmişti Fakat Sofyada, yahud Belgradda, AngloSaksonları faşizmin yardımcılan yerine kcymadan onlara hücum etmekle aldanıypr. Faşizm, onu kendi hizbinde, kendi metnleketinde, kendi içinde yerleşmiştir. Dimitrov da, arkadaşları ve meslektaşları Tito ve Groza gibi, faşistten başka bir sey değildir. Kendi iddia ettiği gibi, barısı ve hürriyeti korumuyor. Hayır, harbl hazırhyor ve ezdiği bir millet üzerinde diktatörce hüküm sürüyor. Harbi haznlıyor. Belgradda söylediği nutuk bu harb nutkudur. Fakat Dimitrov, lâfta kahnıyor. Yanında, Mareşal Tito İle, tahrik tahrik üstüne yapan atesli Enver Hoca olduğu halde, harbetmektedir bile. Komşu Yunanistanla harbediyor. İhtirasmı, demokratça vatansever bir nutukla örtmeğe ne kadar çalışaa, karşısuıdakine bütün kabahatleri n« kadar yüklese nafile, kimseyi aldatamaz. Mütecaviz kendisidir, tatbik ettiği »iyaset, bir Hitler'in ve hempalaruıın sinsi emperyalizminden asla farklı değildir. Bu siyaset. bir mutaassıbm siyasetidir; öyle bir mutaassıb ki, binlerce insanın ölümüne, bir memleketin, bir kıtanın, bir dünyanın mahvına razıdır, yeter ki kendi fikirleril galebe çalsm. Başbakan Dimitrov kendi yurddaşlan hakkında da bundan daha yumuşak davranmıyor. İddiası, demokrat bir hükumetin başkanı olduğu j'Oİundadır. Fakat, bir çok eahidlerin iddiasına göre, arkasında, pek ufak bir Bulgar azhğı vardır. Seçimler yapıldı. Herkesin bildiği gibi, bu seçimlere, fesad karıştırıldı, Rumanya seçimlerile Po'.onya seçimlerinde olduğu gibi, önümüzdeki Macar seçimlerinde de olacağı gibi. Meclise girmek hakkı verilen bir kaç zavallı muhalif de, çok geçmeden oradan uzaklaştırıldı. Bulgaristanın yeni efendileri, hiç kimsenin, kendilerinden başka türlü düşünmesine tahammül edemiyorlar Yalnız biz konuşahm, biz yazalım diyorlar. Radyo ile basın, memleket içinde, yalnız kendi muhterem ağızlarından çıkanı yapmak için mevcuddur. En küçük tenkide cüret edene, zabıtaları, hemen haddini bildiriyor. Hapis, toplama kampı, kürek cezası hazır. M. Dimitrov'un bahsettiği faşistler nerede? Bulgar hükumetinin başmda. Rumanyada da böyle, çünkü, olup biten işlerden sonra, Groza Tataresku rejiminin müdafileri, ne kadar talâkat hazineleri varsa. boşııboşuna ortaya döhecılıkrdir. Jirbiu Maniu'nun tevkifi, M. Gafenco çok yerinde bir tabirle ifade ettiği gibi, bir cürümdür; millî köylü partisinin dağıtılması da, demokrasi adına söy söylemek hakkını Bükreş hükumetinin elinden tamamen almıştır. Bu adamîarı vatana hıyanetle töhmetlendiriyorlar. Kusurları nedir? Memleketlerini Sovyet tahakkümünden kurtarmağa çahşmak. Bu uğurda, cesur vatanseverler olduklarmı ispat etmişlerdir. Halbuki, bunları itham edenler, kendilerine itaati sağlamak için tethiş usulüne başvuran bu kimseler, vaktile Antonescu gibi, işgal kuvvetinin iktidarsız temsilcilerinden başka bir şey değildirler. Bir müddet evvel, bizzat Tatareskunun, Rumanyadaki durum hakkında Bakanlar Kuruluna verdiği söy'.enen gizli bir muhtıra neşredildi. Bu muhtıra, rojim aleyhinde yazılabilecek en sert ithamnamelerden biridir. Görünüşten ibaret bir iktidara dörtelle sarılan bir insanın, feci itirafnamesidir. *** Almanyanm yenilmesinden sonra, doğu Avrupa memleektleri, sadece efendi deği.tirdiler, Bu memleketler, herhalde, işgalin bir müddet süreceğini, yeni «işbirlikçileri» nin saltanatı geçici olacağını, önünde, sonunda bir uzlaşma imkânı bulunacağmı ummuşlardı. Her geçen gün, ümidlerini bir parça daha kırıyor. Barış muahedeleri imzalandı; ama henüz tasdik edilmedi, Sovyet Rusya da, bu muahedeleri, ancak, Almanya ile barış anlaşması imzaladıktan sonra tasdik edeceğini söylüyor; bu anlaşmanın yapılıp yapıltnıyacağı da bir muamma halindedir. Rusya, •mağlub memleketîerle asker muhafaza etmek ve sırf kendi varlığı sayesinde tutunan ekalliyet idarecilerini iktidar mevkiinde bulundurabilmek için, bir müdahale hakkını devam ettirmek istiyor. Büyük devletler arasındaki gerginlik arttığı nisbette, Rusyanın tazyiki de şiddetleniyor Viktor Kravçenko gibi hürriyeti seçenler için^ yalnız gurbette yaşamak kabil. Hakikati duyijrmak ve faşizmin varislerine karşı mücadeleye devam etmek imkânını, yalnız gurbette buluyorlar. Macaristanm, Hırvatistanm. Sırbista Acaba Rize, seyir emniyetl bakımından çok faydalı olan bu modern aletteri, Sfax'a giderken kullanmıyor muyciu? Denizoilerimiz için bunlan kullana» nııyorlar diyemem; çünkü aksine emiYa Ihmal edildikleri ioin kaza olmuştur; veya bu dakik aletlcrden en lüzumlusu bozulmuştur da tamir edilememiştir. Bir ihtimal daha var ki, bütün bu cihazlara rağmen kazanin önüne geçilemezdi de ben böyle oldngunu bilmiyorum. Devlet Denizyollan tdarcslnln teknik müfettişleri Rizenin neden oturduSunu tahkik ederken modern seyir cihazlarınm kullanılması ihmal edilip edilmedibunların bozuk olnp olmadıklarını elbette tetkik edecektir. Ilulâsa, kazanın sebebi lyice anlaşılmalıdır ki hem şayed varsa. mes'uliyetler ve mes'ullet meydana çıksın. hem de bundan sonra, bu gibi kazaları azamî derecede önliyecek tedblrler alınsın. • İngilterede, Amerikada milyonlarca insanın okuduğu • ÜMİTIıEB mükemmel bir şekilde dilimize çevrilmiştir. Charles Dickens'in bu şaheser romanının yayınlanması, bu yılm en mühim edebiyat hâdisesidir. Yeni Kitab Yurdu, • I 28, Bankalar Cad. Ankara. • nm ve Bulgaristanın NewYorktaki köylü partüeri şefleri, «milletin hakikî temsilcileri biziz, diyorlar, yabancı bir devletin mektebinde yetiştirilmiş olan şimdiki köle diktatörler değil.» Bundan daha doğru söz olmaz. Avrupa, tekrar, korkunc bir istibdadm tehdidi altında bulunuyor^ Avrupayı teşkil eden milletlerden bir kaçı, bu tehdid altmda ezildiler bile. Otekilerin durumu, korkulu değilse bile? hayii güçtür. Ama, ümidsizliğe düşerlerse hata ederler. Zira, müdafaa ettikleri dava, sadık kalabilirlerse, onları zafere götürecektir. Sadık kalabiürlerse... Gazette de LausaMne'dan 12 3 MİLYARDER Bu kitabda hiç sernıaycsiz olarak hayata atılan dünyanın en zengin üç milyarderi olan petrol ah «ROCKEFELLER» in, otomobil krah «FORD» un, çelik kralı «CARNEGIE» nin nasıl adım adım milyarderliğe kadar yükseldiklerini ve bu müthiş adamlann muvaffalayetlerinin sırlannı ok uyacaksınız. Toplayan: Fiatı 250 Kr». SÜREYYA DÎNÇAY îstanbul ÎKBAL KİTABEVt