1VV1Uİ nm B«?tarnfi I inci men, söyler.mış ve zapta geçmış olan bu beyanatın, ancak iki gün sonra yaymlanabilmesi dikkati çekmiştir. BM beyanat üzerinde tekrar tekrar d'iruımuş ve bir takım düzeltmeler yapılffi.ş olmasmı kaklı olarak hatıra getirmekteiir. Diğer tareftan, bu demecin yayınlanmasındaki maksad, toplantıda ?eçen müzaker^ler etrafmda umuır.î etkSrm aydinlatıiması olduğur.a pore kon'oşmaiardan, yalnız Başbakana ai3 olaiının neşredi.'mesi kâfı gorülmemek ıcsb ederdi. Çiinkü. halkımızın, esasen iç politika •nlayışmın ne merkezde olduğunu pek lyi biUıfi Başbakanm sozlerıne değil, müzakereler esnasmda kimlerin neier söyiemiş ol'î ığunu ve bılHa?3a hükumete yöneltüen tenkidlerin nelerden ibaret &î3u§nnu öğrenmEğe kıymet vereceği SÜpheiizdi. Ancak o gun geçen müzâkerelerin hepsinin birden neşri suretiiedir ki, uraumi efkârın, böyle mühim bir toplantı hakkında etrafh mammat edinebilmesi. ancak o gün geçen müzakerelerin hepsinin birden neşri ile kabil olurdu. Müzakerelerin hududlandırılması Hükumete itimad meselesinin görüşüldüğü bu müzakerelerde, mevzuun sıkı Bikıya hududlandırılmış olması ve yaJnız Demokrat Partiye karşı takib edilmekte olan hareket hattma inhisar ettirilmesi de manalı görülmüştür. Müzakerelerin Kükumet faaliyetlerinin heyeti umumiyesuıe teşmiline rıza gösterilmemesi, itimad reymin noksan ve kayıdlı olduğu hakikatini ortaya koyrnaktadır. Denilebilir ki tam bir güven oyu almmadığı halde böyle bir zan uyandırılmak istecilmiştir. Bu ise, hükumetin, her fırsat ve sebeble açıklanan umumî hoşnudsuzluk karşısında kendi zaaiını iyiden iyiye duymalcta olduğunu ve bunu, böyle bir güven oyu tertibile örtmek ve geçiştirmek istediğini göstermektedir. Başbakamn bir itirafı Nitekim güven oyu istenmesini. kenfli maksadına göre izah ederken beyanat ejasında «hükumetin, bugun güven oyu istemesıne lüzum olmadığı kanadtuıde bulunan bazı arkadaşlara rasladım. Ben. tamamen aksı kanaatteyim. Bilhassa son ay içinde muhitte öyle bir hava yaratılmıştır kl, hemen her yerde hükumetin çekilip çekilmiyeceği soruşturuluyor» diyen Başbakan, bu sözlerile çskılmesi hsmen her yerde konuşulmakta ve beklenmekte olan bir hükume'.in işbaşında bulunduğu hakikatini de, istem?rien veya farkma varmadan ltiraf etm;ş oluyor. Nefıs itimadından sık sık bahsedilmesine r3ğmen yalnız güven oyu tstenmesindea maksad ve tertibin, bu suretle tahlili bile nefse ve takıb edilen poiiükaya itimadın çoktan kaybedılmi? oMı^unu meydana çıkarmaktadır. Bumın dıger bir delılı de demeçte bir taraftan «vicdarunızm sesini aksettirecek oyiarınızla> demekten tutturarak ve kırnv.zı rey kullanocaklara sözle teminat veimeği de ihmal etmijerek, yer yjr viedanaan, rey serbestısinden ve itiTta<i reyine müracaatin faziletinden bahsedip dururken, diğer taraftan reyle. ın aç.k kuilanılmasına tiiyük bir eb:.Timi>ec \erilmis o'masıdır. Kendilerine vcya grup arkadajlarına gü/enselerdi, itimad reyl isterken. mtizakerelsri, en dar bir hudud içinde idare etmeğe lüzıım görenıçzler ve rey kullaııahlan vicdaniarıle başbaşa bırakmaitan, yani gizli rey usulünden îsrarla kaçınmak mecburiyetlni duyamazlardı. Hei* umumî efkâra güvenleri olsaydı, yalnız B.işbakamn bir kısmı tertiblenrr.ış demeeini neşretmekle iktifa etmiyerek. müzakereler esnasında kendi grup a:kaiaşlarınm neler söylediklerinl toptan neşre'trr.ekten çskinmezlerdi. Anarşik manzara Halk Partisi grupunun toplantısı hskkında müşahedelerimiz umuml olarak bu suretle tesbit edildikten sonra, topıantımızda. Başbakanm beyana tır.da yer alan baiuslerin müzakeresine goçi;mi4tir. Başbakan, vazifeye geldlgi zaman memleketin anarşik bir manzara arzettiği ve kabinesinin o günden bugiine jurdda sükunu iade ve takrir etmeğ« muvaffak olduğu iddlasma, demecinde itmalı bir yer vermekte ve anlaşılıyor ki bunu kabinesi için en büyiik başan saymaktadır. Vazifeye çağirıldığı zaman. memleketin içinde bulundugu şartlan Bsşbakan, şu tabloyu çizerek tasvir ediyor: «5 agustos 1946 akşamı, bana yeni hükumeti kurmak vazifesi verilmlşti. Muhterem Meclis Başkam Karabeklrle kendi odasmda bulunuyorduk. Meclis kapısının hizasından Karaoglon çarşısına kadar treıuvar hareket halinâe, basit giyimli bir kalabalıkla dolu idl. «Yaşasm Damokratları diye bağuıyorlardı, Başka işitıp manalandıramadığımız sözler söylüyorlardı. Meclisin kapisı karşısmdski kalabaiı&ı dağıtmak için süvari polisler kılıç çekip vazife yapmaga meebur oldu.» Basit giyimH kalababk Bu sözler arasmda «basit giyimll kalabülık» tabirinin delaiet ettigl zihniyet ve küçüllücü mananın dikkati çekmemesme imkân yoktur. Birkaç şehrimizin bazı semtleri ve ana caHdeleri harieinde yurdun dörtbir köşesinde, hele köylerimizde halkımızm ne çeşid giyinebildiğini Başbakan bilmez gibi konuşuyor. Bir kısım halkımızın Meclia binası gnünde toplanışı bahsine gelince, 21 temmuz seçimlerile teşekkül eden Meclisin işe başladığını, bu Meclise ilk defa olarak başk'a partiden milletvekillerinin katıldığı ve yeni hükumetin kurulduğa 5 ağustos gününde bir kısım haîk, memleket alâkasile ve tabiî bir tecessüs ve merakla Meclis önünde toplanmışsa, hattâ «yaşasm Demokratlar» diye duygusunu ifade etmişse. bunda hiç bir fevkalâdelik yoktur. Başbakan, hâlâ aynen hatırladığına ve hatırlatmak lüzumunu duymakta olduğuna göre, bu toplantınm sebebini elbette büyük bir dikkatle araştırmıştur. Şayed ,en küçük bir tahrik eseri veya tabiî olmıyan bir sebsb görmüş olsaydı, ortaya kcyması, suclular hakkında takibat yaptırması icab ederdi. Bu yapılmadığına göre, ortala ne MecM? linası kapılarımn, ne de Meclisin manevî mo7cudiyetinin kapılarınm zorlanması hâdisesi rardır! O halde bir hey'ecanlı t=ıblo çizerek bunun ieind? bir halk tophılugunu. giylmi ile köti\l?mek ve ona fena niyetler izafe.sine ka'.kışmak. ŞÎ;,'.Î" kötu niyetin alâmeti değilse, haklı olarak denilebilir ki Başbakan bu sözlerile o anda grup arkadaşlarını endişe ve heyecana salmak ve onların hislerini harekete getirmek istemlştir. Memlekette huzuru iade ve sükunu takrir ettim gibi boş bir iddiaya delil vermek için işe başladığı zaman yurdun anarşik bir manzara arzettiğini telkin edecek sözler söylemeğe Başbakanm hakkı yoktur. tstemezükten maksad Başbakanm demecinin başka bir yerinde, gene aynı maksadla söylenmiş şu sözlerin de açıkladıkları zihniyet bakımından burada tekrar edilmesi faydalıdır: «Eski zacnanların istemezük hareketlerine benzer gürültulerin te^irine kapılmak gibi bir çığır açılusa bunun akıbeti, perişanlık ve dağınıkhktan ibaret kahr. Bugünkü hayaümızda bir benzerliği olmamakla beraber, vaziyeti jp.klen mütaleaya yardımı olacağı için hatırıma gelen bır noktayı misal olarak arzcdcyim: Hunkâra düşmanlık besîiyenler, evvelâ, haremağasınm başını Isterlerdi. Oncian sonra Babı Hümayundan hiinkârın başmı almağa teşebbüs ederlerdi.> Görülüyor ki Receb Peker, kendi hükumetinin bakasmı elzem göstermck için gene endişe salmak maksadile konuşuyor. Boyle olmasaydı hünkâri. haremağası ve kapıkulu zihniyetini hatırlatan bu sözlere lüzum görmezdi. Başbakanın yukarıya naklettiÇimiz sözleri kadar Polls Vazife ve Salâhiyet Kanununun vatandaş hürriyet ve masuniyetıne büyük bir darbe teşkil eden 18 inci maddesinden bahsederken söylediği sözler de, dikkat edilecek değerdedir. Bu maddenin kaldırılamıyacağı, hiç bir makul ve hukukî sebebe dayanılamaymca Başbakan, < Ben, böyle istemiyorum ve münasib görüyorum.> demekle müsavi olmak üzere: «Memleketin bugünkü hali, bu rraddenin kaldırılmasma müsaid değilcir.» dejip seçiyor. Siyaset derebeyliği Bütün bu sbzler ve hareketlerin, bir millete sahiblcnme zihniyetinden gelen bir nevi siyaset derebej'liğinden başıka manası yoktur. Bugünün Türkiyesinde anayasanın temin ettiği haklara Bahib olmak isteyen vatandaşlar, hiç bir zaman istemezükçülere benzetilemez. Ve bu memlekette artık, indî ve keyfî sebeb vt bahanelerle vatandaş hürriyet ve nıasuniyetini darbeleyen hükümler ayakta tutulamaz. Vazifeye başladığı zaman memleketin âdeta anarşik bir manzara arzctmekte olduğunu dolayısile lfade ve telkin etmek istemesi bahsine gelince; vazifeye başladığı günden bu yana Receb Peker kabinesinin icraatının nelerden ibaret bulundugunu herkes bilmektedir. Peker kabinesi iktidara gelir gelmez, Matbuat ve Ceza Kanunlarındaki bazı hükümleri baskı tosiri yapacak şekilde şiddetlendirmekle işe başlamış, Demokrat Parti ve onun mensubları üzerine her türlü tazyikleri arttırmış, âmme kudretinin, kanunların tatbikı yolile tecc'ılisi manasmda olan otorite mefhumunu «ürkütme» manasında alarak polislere tamamen icabsız ve kanunsuz olarak, halk topluluğuna karşı dakikalarca silâh attırma gibi koritutma gösterilerine başvurmuştur. Bunlarla da iktifa etmiyerek daha dün denilecek yakm bir zamanda söylediği bir nutukta, istiklâl mahkemelerini hazırlatmağa kadar gitmiştir. Mazinin ufuklarına mürtesem düş«n darağaçlarım gözler önüne sermekle otorite değil, ancak sindirme gayesi temin edilmis olur. Manevl huzursuzluk 12 temmuz beyannamesinin neşrinden sonra bile kabinesine mensub bir bakanm memleket içinde yaptığı geniş seyahat esnasında bakanlık vazifelerini bir tarafa bırakarak ve devlet adamı olmak mesuüyetini unutarak, her uğradığı yerde Demokrat Partiye türlü isnadlarda bulunduktan başka sakınmadan, çekinmeden ve çaşılacak bir cüretle muhalefeü ezeeeklerinden, muhaliflerin kafalarmj kuacaklarından bahsetmiş olduğunu, 12 temmuz beyannamesine sadık kalacağını ifade eden Başbakanm işitmemiş olması mümkün değildir. Kaldı ki Receb Peker kabinesi iktidara geldiği zaman telkin etmek istediği memleket, asla anarşik bir manzara arzetmiyordu. Anarşiden değil, olsa olsa halkımızın manevl bir huzursuzluk içinde bulunduğundan bahsolunabilir. Buna çare ise, Receb Pekerin tuttufu yolun tam aksine olarak, hükumetin demokratik bir zihniyetle hareket ederek ve halktaki huzursuzluğun sebeblerini teşkil eden haksız ve kanunsuz hareket ve muameleleri ortadan kaldırması, sebeblerini ve suçlularını cezalandırması idi. Receb Peker hükumeti, bu yolu değil, zihniyet ine uygun olanı tercih etmiştir. Bu sebeble kendi telkin ve ifade etmek is tediğinin zıddma olarak huzursuzluk ortadan kaldırılamamış olsa olsa baskı altma alınmak istenmiş demektir. 1$ emniyetsizlik Bu münasebetle toplantımızda, demeçte, iç emniyetten ısrarla bahsedilrcekte olmasmm manası üzerinde de durulmuştur. İçte emniyetin bozukluğu veya tehlikeye düştüğü yoktur. Eğer o za manlar, iç emniyetin bozulmuş olduğunu, şimdi de tdılikede bulunduğunu iddia ediyorlarsa, bunun Halk Partisi iktidarmm idaresizlikleri eseri olarak veyahud da sıkıyönetim ve ona benzer idare teşekküllerinin dışmda memleketi hürriyet rejimile idare edebilmek iktidarmdan mahrum bulunduklarınm delili olarak kabul etmek zanıridir. Ancak, mütemadiyen iç emniyetten bahsetmelerinin başka bir manası daha olsa gerektir. Bu gibi iddiaların ısrarla tekrarlanması, fırsat elverirse geriye doğru şiddetli tedbirlere hazırlandıkları ve bunlara sebeb ve mesned hazırlamakta oldukları hissini de verebilir. Halkla beraber değil, halka karşı Müzakerelerimiz esr.asmda, Receb Peker kabinesinin memlekette iç emniyeti iade, huzur ve sükunu takdir ettiği iddialarma karşı görenler, yukarıki esaslar etrafmda toplanmış ve içte, dışta her bakımdan daha kuvvetli olmanm ancak millet sevgisine ve güvenine dayanan bir idarenin kurulmasile mümkün olacağı, halbuki bütün hükumet tedbirleıinin, halkm tamamen hoşnud o^madığmı evvelden bilen ve kabul eden bir ruh haleti içinde halkla beraber Hrğil, halka kar^ı olarak tecelli etmekte oliuğu neti'csine vatılmışür. Polis Vazile ve Salâhiyet Kanunu mesi dün gece neıredil Anayasa ve vatandaş hürriyet ve masuniyetleri üzerinde baskı teşkil eden kanun ve hükümlerin kaldırılması bahsine gelince: Bu mevzuda yalnız polis vazife ve salâhiyet kanununun 18 inci maddesinin ele almmış olduğu görülüyor. Seçim kanununun ise üç sene zarfmda değiştirileceği sadece vadolunmaktadır. Polis vazife ve salâhiyet kanununun 18 inci maddesinin değişürilrr.eöi haklcmdaki tasarı, Meclis komisyonlarında müzakere edilmektedir. Bu tasarıya göre 18 inci maddedeki mevcud hükümler yerine şimdi de işlenmemiş bir suçun faili olmak şüphesi altmda görülecek vatandaşlar, valinin emrüe sorgusuz, sualsiz 7 gün kadar tevkif olunabileceklerdir. Bundan başka her derecedeki polis memurlarma da şu veya bu sebeb ve bahanelerle vatandaşı 24 saat teykif etmek salâhiyeti verilmehtedir. İşin garib ciheti, bu son galâhiyetin yürürlükte olan 18 inci madclcde mevcud olmayışıdır. Bu itibarla eski maddenin, tasarıda teklü edi'en hü'îme nazaran ehven olduğunu kabul ctmck zarurî oluyor. Diğcr taraftan bu kanunun, Anayasa ve memurlar kan'onu hükümlerine görp brhemehal değiştirilmesi icab «den ikinci maddesinden ise tasarıda bahii yoktur. Işte Receb Peker kabinesinin demokra=i aniayışının bir delili de budur. SetMm kanununa gelince; bu kanunun bir çok noksanları olduğu ve kotüye kuüanmağa müsaid hükümleri ihtiva ettiği artık herkesçe. hattâ hükumctçe dahi kabul edümiş bulunmaktadır Böyle olmasına rağmen bu kanunun tadili ve degişıkliklerinin tamamlanması için üç scne beklrmenin manası bir türlü anlaşılamamaktadır. Ara seçimlerinin böyle bir kanunla yapılmasındaki mahzurîar ortada dururken tadilin bu kadar uzağa atılmas), bir takım ince hesablarla ve büyük bir tereddüdle ve kapalılıkla hareket edilmekte olduğu kanaatmi vermektedi:. Hükumet ve 12 temnıuı beyannanıesi Receb Peker kabinesinin 12 temmuz beyannamesine uygun hareket ederek jurdda. dercoiLratik gelişnıeyl tahakkuk ettirmek hususunda hiç de müsbet oltnıyan tem.ıyüllerl, böylece müşahede olunduktan sonra şu neticeye varumıştır kl, yalnız polis vazife ve salâ.hiyet ve soçim kanunlarının değil, mevzuatımızda mevcud bir çok antidemokratik kanun ve hükümlerin süraüe değiştirilmesi, idarenin yeni bir zihniyetle yürütülmeğe başlanması ve bühassa mevcud türlü mahlyette baskıîarm behemelıal ve kat'l olarak en kısa zamanda ortadan kaldırılması, memleketin manevî huzurımun iadesi için zaruridir. bırakılmasınm tek yoludur. Bü yoldan ayrılmak istiyenler ise hem kendilerine, hem de rey kullanacak olanlara karşı güvenleri olmıyanlardır. Toplantımızda cereyan eden müzakerelere dair buraya kadar verilen lzahatla Reteb Peker kabineslnm iç politika ve demokratik gelişme karşıstnda arzetmekte olduğu manzara belirtilmig bulunuyor. Halbuki, Receb Pekef, yüıütmekte olduğu idarenin de tnokratik olduğuna dair şehadttini Amerikadan tedarik etmeğe çalışıyor. Bir yabancı sözcüsünün politik icabtar vej'a reîraî nezaket es«ri olduğundnn şüphe bulunmıyan sözlerini, vatanda;Iarm vicdanma karşı sübut delili olarak kullanmağı içe sindrrmek kolay dr^ildir. Ekonomik alandakl icraat ve 7 Eylul kararları İç politika mevzuuııda Reri bakan çehresile Receb Peker kabinesinin anayasada yazılı siyasî hak ve hürriyetlerine tam şckiide sahib olmalt azim ve kararında olan vatandaşlarca güven ve memnuniukla karşılanması elbette beklenemez. Kaîdı ki. bu kabineniri bilhassa ekonorrik alandaki icraati da memleket için ayııea ıstırab konuları olmuş ve ıınıum! hoşnudsuzluğu arttırnu? bulunmaktadır.. Bu mevzulara doâru penişlMÜmiş bulunan müzakereleri şöylece hulâsa edebiliriz; Memleketin esasen zayıf olan iktisadî hayatı, İkinci Cihan Haıbi başladıktan sonra saplandığı tabiî seyirden bir türlü çıkarılamamıj, bilgiye dayrnmıyan hatası ve yarım ve hattâ hiç icab etmiyen yerlerde tedbir adı altmda yapılan zararh müdahalelerle gittikçe daha zor durumlara düşürülmü?tür. Harbden cıktıktan sonra bir çok memlekttlerin programlı kalkınma gayretlerine girişmiş olmalarına znukabil, Receb Peker kabinesinin iktisadî alanlardaki tcdbirleri. denilebilir ki, 7 eylul kararlarmdan ibaret kalmıştır. Bu itibarla Receb Peker kabinesinin siyasî faaliyetleri dışındaki icraati bu kararlar etrafında mütalea olunabilir. 7 eylul kararları ahndığı zaman faydalarmm üç, beş ay içinde herkesçe anlaşılabileceği temin olunmakta idi. Aradan bir yıl geçtiği halde, bu kararlarm netice itibarile memleket ekonomisine zararlı olduğu açıkça gorülmektedir. Esasen bu netice, partimiz tarafmdan daha kararlar almdığı zaman belirtilmiştir. Uzun yıllar satm almak gücünün çok üstünde seyretmis olan fiatlarda harbsonu ba?layan ucuzlarna, bu kararlar almır alınmaz durmuş ve hattâ mühini nisbetlerde artışlar başlamıştır. Para fiatının düşürülmesi korarı, tabiî olarak hayat pahahlığı doğuracağı için, bu kararla birlikte pahalılığı önleyecek tedbirlerin de almması gerekirken, tam aksine olarak hükumetçe hayatı pahalılandıracak yollard? yürünmüştür. Gümrük tarifelerinden nakliye ve posta ücretlerine kadar yapılan bu zamlar, bu cümleden olarak zikrolunabilir. Bu seyrin neticesi olarak, tr.emlekette hayat standardı. bir kat daha düşmüş ve geçim darlığı, fiat yükselmelerile müvazi yüıümüştür. Öyle ki bu hal, gittikçe sosyal yapımı^ın en püvenilecek mesnedlerini amansız ,bir gekilde kemirmrS;e başlamı^tır. Geçim zorluğu 400 bin tondan fazl» İhracat yapamadığımız kapah harb yıllarmda ve türlü kayıdlamalar ve mahrutniyetler bahasma birikmiş olan 400 bin tona yaklaşan hububat stokları bir hamlede bu devre içinde ihrac edilmiş bulunuyor. Bu itibarla 1947 ihracat tonajının yüksekliğini fevkalâde bir hal saymak lâzım gelir. Nitekim önümüzdeki 1948 ihracat devTesinde sairlerinden sarfınazar, bir evvelki devrede olduğu gibi ihrac edilecek 400 bin ton değil. hiç hububatımız olmadığı hesab edilirse hakikat daha açık olarak meydana çikar. Son kapah harb yılı 1945 yılırun 309 bin tonluk ihrac yekununu ele alarak kıyaslar yapmak ise, umumî efkârı çaşurtmaktan başka bir maksada atfolunamaz. Böyle rakamlar karşısında mnumî efkâra durumu daha açık bildirmiş olmak için kısaca bir mukayese iaydalı görülebilir: 1933 yılının Uıracat tonaj miktarı bir milyon 250 bin tondur. 1947 ihracat devresinin, o devreye mahsus sayılabilecek olan ihracat tonajının, yukarıda arz ve izah olunan sebeblerden dolayı hububat miktarı düşülecek olursa. bundan 15 yıl evvelki ihracat yekununun altma inildiği görU'nıüş o'acaktır. Dış ticaretimiz Türlü sebeblerle ıktıgadi jelişmesi bu kadar ge'.i kalmış olan ve hamlelerlo ilerlemek mecburiyetinde bulunan mem leketimizin mühim niiftıs urtışına rağmen 15 yıl içinde istihsal ve ihracat miktarı bakımından bir adım bile ıleri gıdememiş olmasıru teessürle düşünmek icab eder. Hükumetin iktisadî ve mall politikası hemcn hemen 7 eylul kararlarına Inhlsar etmiş gibi görunüyor. Bu kararlar dışında lktısadi ve nuli cürlü sıkmtüarımıza bir goz dalıi çevnlmış dcğüdir. Bu arada ds tlcaretimizin güdümıine de kısaca temas etmek yerinde olur: Y/abancı memleketlerle mal mübadelenıiz, sarih ve müstakar olmıyan şartlar lçınde çok defa müstahsıliıı ve müstehlıkin zararına olarak ve spekülâtörlere, akıl ve hayale siğmıyacak derecele:de kazandıran şartlar içinde cereyan etmektedir. Bu şartların, 7 eylulden bu yana mulıafaza edildiği, halkm ve blU hassa ticaret âieminin dıkkatinden kaçnıamaktadır. İhrac memnuiyet ve müsaadelerinin, fiat ve ilıtiyacina göre ayarlanmaması yüzünden çok defa spekülâtörler faydalanmaktadır İhracı yasak edildiğinden İç plyasada fiatı duşen bir madde, günün blrlnde stokçuları tarafmdan yüksek Hatla nıemleiiet haricıne sevkolunabilmektedir. tthal ve İhrac edilecek maddelerln nev'i ve miktarlannın vaktinde bellrtilmiş olması ve yahud ithal ve ihrac lşlerimizde herkesçe önceden bllinebilecek muayyen blr sisteme bağlananıanıası yüzünden dıs ticaretle lştigal, bir nevl politika haline gçlmistlr. Umurn.' olarak, ticaret hayatımizda ıhtlkâr, hâ'a tktısadl ve sosyal yapimızı talırib etmekte devam ediyor. 92 sapjk 1 12 temmuz beyannamesi karşısında îıükumetin durumuna gelince; bu beyannamenin r.eşrinl müteakib partimizin görüşleri, bir tebliğle açıklannuştı. Bu tebllfimlzde Ba5bakanın ve dolayıFÜ" hükumetin, b"yannameı:in rumı ve tnetni İle mutabakat hallnde olmadığıSanayilnumuml lktısaöl yffpımı lçln, bu yüzden beyannamenin tahakkuk dckl nisbet ve ölçiisünü, memleketin ettirilmesinde türlU engellerle karş'latabiî ve İktisadî sartlarına göre tanzim şılmak lhtımallerinin mevcud olduSu ve hususl teşebbüsleri esajlı surette belirtilmişti. O zamandanberi cereyan teşvik yoîtmda henüz clddi blr gayret eden h&dLs?îerin ışığında ve bllhassı sezümenıektedir. Devlet sanayil, blr Cumhuriyet Halk Partisi Meclis gruputürlü rasyonel çalışma yoluna sokulanun bu son toplant:sımn ortaya koyduÖıracat maddelerinin bazılarındski figu hakikatler kajşısmda durum artık at yükselişleri, bu mahsulleri yetişti mamıştır. Bir nevi fiili inhisar ve kuvtamamile aydmlanmış bulunmaktadır. renlerin yeni pahalılık seviyesir.e intl vetli himaye altında çalışan bu sanayiin verimli görülebilaıesi, ancak devlete ha:n Baskı mîselesl baklarını nisbeten kolaylaştırmış görümadde satan müstahsilin ve deylet salyl niyetin ve ileri göruşün Ifadesi o nüyor. Buna mukabil mahsullerini 7 ey nsyü mamulâtim Istihlâk mecburiyetln. larak kabul ettisimiz sayın Devlet Bas lul kararları pahahlığmdan evvelki fi de bırakılan müstehlikin takatsiz om:ızkamrun beyannamesinin, hükumet ve atlardan daha ucuza aldığımız hububat larma ve hattâ devlete ağır külfetler onu çevreliyen muhitte yarattığı tepkl müstahsillerile mahsullerinin fiatlarım yüklemekle kabll olabiliyor. Icre bakınca, demokraslye doğru mKlet Devlet dokuma müessesekrinin hesabZiraat işlerimiz, ötedenberl okluğu glçe göjterilen azim ve kararın, bugüne larma göre ayarladığımız pamuk müsbı bugün de kendi haline terkedilmis kaiar daha ziyade hangi çevreler tara tahsüleri müşkül durumdadırlar. Aynı geçim zorluğu, ücretlerin, hayat blr durumdadır. Bu hal karfsuıda uzun fından önlenmekte olduğunu şimdl ve sarahatle görmek mUmkün oluyor. 12 pahahlığı hareketine daima zor ve geç yıllarcir lstlhsallmlzin esaslı terakkiler temmuz beyannamesi hakkındakl görüş intıbak etmesi yüzünden işçilerimizi de kaydetmemesi sebeblerinl anîamak güç melerden sonra partimize karşı tazj'ik çok «kmaktadır. Istihsal baknnmdan değildlr. Orman işletaıelerinin. israf edilmekte olan baska meselesl, müzake başka, bu kararlar, her alandaki ikti yiikü, vatandaşlann günlük hayatı ve umumî olarak iktisadî hayatımız üzerelerimizin mevzuunu teçkil etmiştir. sadî eihazlanmamızda madaî zorluklar rinde menfi t«slrler yaratmakta devam Memlekette baskı olmadığmı uzun uzun doğurmuş, bu yüzden ve ayrıca artan ediyor. izaha çalışmakta olan Başbakan, bu a hayat pahahlığı sebebile de maliyetler 7 eylul kararlarının netice v« tesiryükselmiştir. Kalkınmamızın yegâne çaıada şunları da iöylsmektedlr: « Ben. hükumetin başkam olarafc, resi olan çok istihsal davamızın tahak lerinl kısaca mütaleadan sonra, bu kabütün hareketlerimizde her hangı bir kuku, bu suretle bir kat daha güçleşmiş rarlann çerçevesl dışındaki lslerimiae, saoece birer İki ırusal verebilmefc makvataniaş veya vatandaşlar zümresl ve bulunuyor. Dış ticaretimiz de, dünya ticaret yol sadile gayet süratli bir nasar atfedilml? muhalif parti hakkında baskı diye tadevletlerarası ticaret bulunuyor. Bu hale nazaran denebllir nf olunabilecek en küçük bir hareketin larının açılması münasebetlerınin artmasile husul* gelen kl Receb Peker kabinesi. bUtUn ^katjnt yapılmasını asla teşvik etmediglm glbl, ve zamanını ya yalnız lktidaxda kalakat'iyyen tasvib dahi etmiyorum ve be tabil inklşaf, 7 eylul kararlarının netibllmek gayretlerine hareamaktadır. Pllnim yetebildiğim kadar kullandığım dik cesi gibi gösterilmek isteniyor. Bu makhokika ancak hallc iradesine karsı bükatim altında hükumet, yalnız ald olan sadla verilen izahat ve rakamlar, şaşıryük bir mücadele ile idameal mümkün Bakanlık değil, bütün Bakanlıklarm he tıcı mahiyettedir. 7 eylul kararları neolabilecek bir İdare sistemlnl ayakta tuticelerinin müsbet olduğunu iddiatedenyeti mecmuası, muvafık, muhalif veya tabilmek, büyük gayretler sarfmı llzam sulh tarafsız hiç blr vatandaş veya ztimre ler. 1947 deki ihracatımızm, son eder. Nitekim hükumetin. bütün gayhakkında baskı keîimesinin lfadesi olao yılı olarak 938 dekine nisbeten yükssk retlerinin, iç politika işlerile, daha dofbir hareketl tasrib edecek ruh haleti oldduğunu göst^recek mahiyette ra rusu Demokrat Parti İle uğraşmağa lnkamlar seçip vermektedirler. içinde çalışmakta değildir.> hisar ettiği meydandadır. Iç politika ba1947 yılının 10 aylık ihracatma ald kımmdan geriye bakan çehresile ve ikBaskı yapanlar ceza görmediler Sciyledikleri, bunlardan da ibaret de rakamlar verilirken, hesablar, şüphesiz t:sadl alandaki başarıaızlıgı ve hareketki 1946 yılının en müsaid ihracat devre sizliği İle kendi grupu İçinde güven oyu ğildir. Başbakan, baskı mevcud olmasine sirayet ettirilmiştir. Buna rağmen almasına rağmen Peker hükumetinln, dığını izah yolunda çok kat'î Isözler 1947 ihracat yekununun 1938 yılınmkini mllletin güvenlne mazhar olamıyacagı söylüyor. Umuml efkâr müvacehesinde geçeceği iddia olunamaz. Çiinku meydandadır.» de bu sözleri de Başbakamn, gayrimü1938 yılının ihracat yekunu yuvarlak said bir dunıma düştügünü ifade «thesabla bir milyon 450 bin tondur. 1947 mek mecburiyeti vardır. Baskı yapan, yılmm söylenen 10 aylık ihracat yekuAmerikanm elindeki altınlar kanunsuz hareket eden, politika yapa nu ise bir milyon 270 bin tondur. Washington 3 (A.P.) Birleşik Acağım diye vatandaşlara haksızlık eHal böyle olunca mukayeseye mevzu denîerden bir tek kişinin bile tecziye olarak aldıkları 1933 ve 1947 yıllan İh merika 21.765.000.000 dolar kıymetinde veya takriben dünyadaki bflinen altın edildiğini bu memlekette gören yoktur. racat yekunları arasında zikre değer bir mevcudunun beşte üçünü elde tutmakYalnız bu yolda kimsenin ceza görme fark obnıyacaktır. Kaldı ki, senede 300tadrr. miş olması dahi eîbette baskınm teşvik ve tasvib edildiği mânasını taşıBu CUMARTESİ Aksann maktadır. Kaldı ki daha evvelce de söylendiği gibi bunlardan mükâfatlandınlmış olanlar da çoktur. Bu bahislere avdet etmekle ciddî bir netice elde Eşsiz Sanatkâr edilemiyecegi artık iyice anlaşılmış bulunuyor. Polis Vazife ve Salâhiyet kanuKONSERİ. 5 seri 15 Varyete, kahkahalarla karşılanacak nunun on sekizİRci maddesini debüyük sürpriz. Avdet için otobüsler temin olunmustur. mokratik zihniyetine göre tadil edecekler derken, valilerin, işlenmemiş suçun muhtemel suçlusu olarak şüphe altmda görecekleri vatandaşları sorgusuz ve sualsiz 7 gün hapsedebilmeleri gibi vatandaş hak ve masuniyetlerine ve anayasa hükümlerine sarih bir r tecavüz teşkil eden hükümlerin kanur.a sokulmak istenmesi, baskı vasıtalarmı elden bırakmamak maksadmdan başka türlü izah olunamaz. Dahası 1 Tekiıdağ ahşab vapur iskelesinin 13500 lira mthammen bedelli devar, Başbakan ve çevresinin son grup 1 içtimamda itirnad reyi bahis mevzuu mir aksamı, alan tarafmdan sökülmek üzere , satılacaktır. 2 Çoğu sağlam, kullanılır vaziyette bulunan demir aksamın satışı açık olurken şu meseleden başkasım ko nuı'urmıyacağı yolundaki ısrarlarile arttırma usulüe 19/r/1947 cuma günü saat 15 te, Belediye komisyonu tarafınreylerin açık olması hususundaki zor dan yapılacaktır. 3 Muvakkat teminatı 1010 liradır. lamaları dahi şüphe yok ki, kendi ar4 Bu işe aid şartlaşma, iş sastleri içinde hergün belodiyede görü kadaşları üzerinde tatbik ettikleri baîkıdan başka bir şey değıldîr. Gizli vey. 'cbilir. rey kııllanacak kimsenin hiç bir baîkı 5 lslekLlerin belirli yerde ve vakitte hazır bulunmalan ilân olunur. ve tesir altmda kalmadan vicdanile (11907) Büyükdere R E Y A Z P A R K ' t a MUALLA GOKÇAY Ahşab Vapur İskelesinin Demir Âksamı S»M^r^ Tekirdağ Belediyesinden: tevk'f edilince onlan eve k lunan 92 sanıklı ve 100 den fazla şa zorunda kj'dım.» Avşe"ihten sonra b'i fcpvün bpşöğretlıidU böyle bir davanın duruşma gund dahi mahalll mahkemesince taayün et rreni olup bu hâdiseıe el;b?şı oleluğu miş ve taraflaTa, avukatlanna teblişat iddiasije h a t 1 : ıda tekibata girişiln yaplmış olmasına rağmen birdenbire Î.îu5tafa Kubilây ile konustum. M\ı?tafa Mersinden Konyaya nakledilmiş bulun Kubilây da sur.ları söyledi: masına ihtimal vermiş değikiim. KenJ. Bçn, bn köyde doğdum. T?hsilimi c lıendime her hangi kanunî ve idari bir ba^ka yerlerde yaplım. Dört yıldır, bumulâhaza ile böyle bir nakil keyfiyetine rada başöğretmenİTn. Vatanı, milleti zaruret hasıl oisa bile bu mevkuf ve şa sevmeyi hergün okuttuçuTn yüzlerce hid kalabalığını mesafe uzunluğu he yavruya telkin etmek miifrcdrt prograsaba kaülarak darayı Konyaya deyil, j mımın başmda g^Mrii Fakat ne p.avib yakınlığı bakımından Adana, ElifİK, talihim varmış ki, bir c f ^ l e k c t ve hühatt s Karaman Ağuceza mahkcmele kumet haini olarak hapîEdî'.dim. Ben. rinden biıiııe verirler diyordum. Kayuı Vlr şey y3pmsdım. F^kat çok Hrenceilıtiyatla telâkki ettiğim bu nakil haoe lere nıaruz kaldım. Bsn' kc'ydep Mersirinin doğru olup ohnadığını öğrenmek r.e getirirlerken sırtıma 60 kiloluk teiçin Ankaraya ugramak, alâkadarlarla İ3fcn santralmı ya':!HiW. B'.r ha^nai temas etınek, bu arada Aslan köylülerin ^ibi çshe getirildim. Eütün bunları isavukatlığım kabul ettikleri sbylenen pat edeceğim.» zevatın malumatlarına müracaat etMulıîtldin YıMırım adındakı bir Asmek lâzımdı. B&yle yaptım ve ilk olarak Ankarada Hâmid Şevket İnce ve Afyon lanköy lii de dedi ki: DP, milletvekillerüıden Kemal ÖZÇD« Düfmanm köyümüzü işgal etmek batıla göıüştüm. isteâiği sırada ben 15 yaşmdaydım. EHer iklsi de bana «evet, dediler. Na'.î limde silâh, babamla Krlikte siperlerds Un mucib sebeblerini henuz bilmemek düşmanla boğuîtum, biz vatanımızı işte le beraber Adalet Bakanl'.ğının bu da böyle sevcriz. Düşn.ana silâh atanlar, layı Konya Ağırceza mahkemesine nak ksndi vatandaşlarına bilhassa deviet iettiğini biz de sizln gibi işittik. Fakat kuvvetlerine nasıl el kaldırabilirler?> Mevkuflann elinde Mersin soıgu hâdo^ru muiur, değil midir, bllmiyoruz.» Araştırıp somsturdum ve öğreııdim ki kimliğinin karamamesi vardı. EllerinAc;an köy davası Msrsin scBgu hâkim den aldım. Şöyle bir göz attım. Kısaca (âmme emniyetini muhafaza ba hul5sa etmek icab ederse bu kararnadivamn aynı derecede salâ mede şdyle deniyor lu «Bir ferdden hiyetli bir başka mahkemeye nakli lü ibaret olan muhtar Tahir Şahinin kötü zunıunu) bslirten karan, Adalet Bakan hareketlorinden kurtulmak için kendiUgı kararile Yargıtaya Bunulmuş ve sinin kanun yollarile muhtarhktan uhükme baftlanarak Konya Ağırcp^asuıa zaklaştırılması mümkün iken, sanıklanakledilmiştlr. Şu hale göre, Aslan köy rm bu yoldan gitmeyip mahallin bütün davasının duruçma safhasına intikali otoritelerini altı gün müddetle kendi için bir müidet daha beklenıek icab e hakimiyetleri altında temin ettikleri dıyordu .Halbukl Aslan köy davası D P . herhangi bir sebebla örtüiemiyecek maçevrelertnde büyük bir alâka uyandır hiyettedir .Hareltetleri devlet kuvvetlemakla kalmıyor, umuml alnka ve mera ri hakkmdaki kayıdları ihlâl eder mahikı da daha şimdiden üzerine çekmis bu yettedir.» lunuyordu. Samklarm h^psi adaletin tecelli edeDığer taraftan lçlerinde profesör ve ceğinden emin bulunuyor ve mahkem» milletvekili bulunan 330 kadar tamn huzuruna temiz vicdanla çıkmağa hami3 avukatin da bu davayı falıri olarak zırlanıyorlar. kabul etmiş olmaları Aslan köy davasıBir yanlışhk ııın ehemnıiyetini blr kat daha artırMersin, 3 (Sur€ii mahsuada giden mış oluyordu. İşte bu sebeblerledir kl davanın Konyaya nakledilmiş olmasnu arkadaşımızdan) Aslanköy halkınöâıennuş olmama rağmen Mersine gl dan 65 yaşlarında Mehmed îpek, bu d«ek, adlî tarihlmizln üenzerine pok az akşam Mersin savcılığma müracaat «rasladığına şüphe etmediğim 82 sanıklı derek şunları sb'ylemiştir: ve 150 şahidli Aslan köy hâdisesinin lç« K m m 18 yaşlarındaki Sakin* yüzünü mahallinde tetklk edecek, hatta Ipeği, bütün ısrarlarıma ve bu işte hig Cezaevine ujnyarak mevkuflarla temas bir alâkası oknadığını söylememe rağedip bu olay ve dava etrafında okuyucumen bundan 9 gün evvel köyde yakalaıımızı aydınlatmaga çalışacaktım. Mersin Cnmhnriyet Savcl« ne diyor? ladılar ve Mersine getirerek hapse atülar. Halbuki benim kızim bigünahtır. Bu maksadla dün uçakla Adanaya ve ve hakkında tevkif kararı da yoktur. gece geç vakit Mersine geldlm. Bu sa 9 gündenberi hürriyetinden mahrum bah Mersin Adllyesine giderek Savcı kalan evlâdımın mahpusiyetine, sebeb Psruk Kivancı ziyaret ettim. Cumhurincdır?» yet savcisı hadise etrafmda bana kısaca Bu müracaat üzerine savcı, tahklkata şu Izahta bulundu: « Aslan köy hâdiseslnde 92 sanıR elkoymus ve şu neticeye varmıştır: vardır. Ylrmlsi kadm, 27 si erkek olmak Sakine Ipek adındakl gçnc kızm bir üzere 47 sl mevkuftur. Bılindiği gıbl, başka kadın nam ve hesabına ve onun dava, Yargıtay kararile Konya Agırceaa hüviyetile tevkif edildiği anlaşılmıştır. mahkemesine nakledilmiştlr. Mevkufla, Yanlışhkla bir başkasmın uğnına 9 rm nakline sarfedilecelc tahslsat da yola gündür ceza evinde bulunan bu kızcaçıkarılmıştır. Hâdlse satııkları hakkınia ğız bu akşaın saat 20 de serDest bıraevvelce «devlet kuvvetlerinl vazlfelerln kılmış Ve baba^üe iköyüne dönmüsden men için mukavemet» veya «vazl tür. Bu yanlışhktan lstifada eden vw feden dolayı müessir flll lkaı» euçların; halen serbest g€!zen Ayş« sdmdaki kadan dolayı ceza kanununun 253 ve 27İ dın ^arjîtaca aranTnaktadn\"" Savcllık, İnci maddelerine göre âmme davası a yanlışhğa sebebiyet verenler hakkında çilmıştı. Pakat sorgu h&kimllği, suçian takibata girişmijtir. topluluk halinde lka edllmlş olmasını Mevkufların Konyaya sevkı ^özönünde tutarak hâdlseyi bir isyan Geç vakit öğrendiğime göre Aslanmahlyetlnde gördü ve blr kısım sanıkiar köylü 47 mevkuf cuma günü mahfuzen hakktnda ceza kanununun 119 uncu posta trenile Konyaya gör.deTİİeceklermaddesinin tatblkını lstedi > dir. Bu sebeble hükumet doktoru İbHâdlse nedir? rahim Kocatürk bu akşam oezaevina Savcıdan ayrıldıktan sonra Mersin giderek kadın erkek 47 mevkufu da Cezaevine gittim. Mevkuf Aslankoylü birer birer muayene etmiş, sıhhî du lerle görüştüm. Fakat daha evvel size rumlarının bu seyahate mâni olmadığı Aslanköy hakkında ve 23 şubat hâdisesl yolunda rapor hazırlamıj ve savcılığa etrafmda biraz bilgi vereyim: vermiştir. Aslanköy Toroslarm üzerinde Mersine Ferdi ÖNER 18 saat meiafede 2700 nüfuslu şirln bir köydür. Halkı uyanıktır. Şimdiye kadar TEŞEKKÜR öğretmen. ziraatçi, mühendis, doktor gibi bir çok yüksek tahsil görmüş inUzun zamandanberi çekmekte oldusanlar yetiştirmişür. Kurtuluş savaşın ğum müzmin apandisiti, son kriz üzeri» da îçeli kurtaran milll kuv\'etlerin çe ne Teşvikiye Sağlıkevinde ameliyat ekildiğl bu köyde meşhur Etrenk bölüğü den ve hastalarında büyük bir gönül teşeldcül etmiştir. Düşmana ilk kurşunu ferahlığı yaratan Ankara mevki hastabu köyün çocukları atmışlardır. Burası, nesinin brüyük ve hazik doktoru operatör düşman işgalinden kurtulduktan sonra S E L A M İ BtRGEN'e Içel Umuml Meclisinin bir kararile köyün adı Etrenkten Aslanköye çevrilmiş sonsuz minnetlerimi bildirirken, mezkur tir 23 şubat muhtar seçiminde bu köy hastanenin saym hemşireleri Fethiye ile halkı eski muhtarı Istemediklerinden Seher Hanımlara da teşekkürü bir borç yeni muhtar Harun lehinde bir propa bilirim. Avni İnsel gandaya başlamışlardır. Nitekim seçlm günü sandığa Harun ve arkadaşları adıÖLÜM na rey atmışlardır. Bunu hisseden eski Çamlıca Lisesi omuhtar, vilâyete koşmuş, Aslanköylülerin usulsüz seçim ynptıklarını iddia et dacılanndan Sinoblu miştir. Bunun üzerine ertesi günü İdarel Osman KILIÇTAN fîususlye mUdürü TS blr Jandarma tedavi edilmekte olyüzbaşısı bu köye yollanmış ve yolda duğu Haydarpaşa Nü hastanesinde köye yeni muhtar seçilen Harunla kar mune şılaşmışlardır. Bunlar, Haruna köyde vefat etmiştir. Cenamuhtar Intihabı yapüıp yapılmadığını zesi bugünkü perşem sormuşlar, o da, «Yapıldı ve muhtar o be günü öğleyi mülarak ben seçildim. Mazbatatn elimde. teakıb Kadıköy Osvilâyete tasdika gidiyorum» cevabmı manağa camiinde namazı kılmdıktan sonra Sahrayi Cedid vermlştir. kabristanma defnedilecektir. îdarei Hususiye müdürü lle jandarma kumandanı muhtarı tanımamışlar, «Geriye dön, seçim yeniden yapılacalîtır» Emekli Önyüzbaşı eczacı demişlerdir. Bu heyet Aslanköye gelARSEN ÇAĞU'nın miş, Aslanköylülere rey sandığmm nerede olduğunu sormuştur. Köylüler, in cenaza töreni cuma günü saat İS te tihabın yapıldığını ve reylerin tasnif Beyoğlu Üç Horan Ermeni kilisesinde edildiğini söyliyerek yeniden bir inti dinî âyini icra edildik+en sonra Şişli haba girişmiyeceklerinl söylemişlerdir Ermeni kabristanma defnedilecektir. Bunun üzerine jandarmalar vasıtasile Ailesi ve oğlu rey sandığmm alınmaEina teşebbüs edilmiş, Aslanköylüler, buna mâni olmak Bayan Filo Salaçoğlu, Bay Kirkor istemişlerdir. İşte bu sırada köylülerle Halaçoglu ve evlâdlan. Ba;an Olga ve zabıta kuvvetleri arasmda mücadele başlamış ve böylece müessif hâdise vıı Bay Reymon karieşleri ve amcaları olan Bay HOVSEP HALAÇOGLU kubuünuştur. müptelâ olduğu hastalıktan vefat etİşte Aslanköy hâdisesinin hulâsaten miştir. Cenaze merasimi bugün 4'9'947 mahiyeti budur. perşembe saat 15 te Taksim Ohan OsMersin Cezaevlnde keperan Ermeni katolik kiüseslnde icra Mersin Cezaevine uğradım. Sanıklarclunacagı teessürle İlân o'.unur. İşbu aan 9 tanesi hâdisenin vukuunu müteüân davetiye yerine kaimdir. ; akîb 23 şubatta tevkif edibnişlerdi, diğer Cenaze levazımatı: Garbis Celil i 38 i de on gün evvel Cezaevine getirilI mislerdl. 20 mevkuf kadmdan altısınm • ::ucaklarmda yavruları vardır. AnneleISAYIN BAYANLARAi ri bunları temizliyardu. Güzellik bîr kadının hazinesidir Mevkuf kadınlardan Ayşecik bana Buna kavuşmak için yeni bır şunları söyledi: buluşla meydana getirilen yüz« 50 yaşındayım. 9 çocuk anasıyım. deki siyah noktaları derhal, Daha altı tane vardı, onları da toprağa çilleri az bir zamanda izale ed>îgömdüm. Mersin ve köyümüz düşman rek yüze bcya2İık tabiî güzelük tarafmdan işgal edildiği zaman erkek, veren kadın onlarla gîrtlak gırtlağa boğuştuk. Biz vatan için kanlarımızı seve seve GÜLTEN KREMÎNÎ akıttık. Bu m«mlekete fenalık edebilir her verde arayarak bir d > ( tniyiz hiç? Çocuklarımın beş tanesi pek tecrübe ediniz. küjüktür. £akım4 muhtacdırlar, Ben