30 Ağustos 1947 rUTMHUKÎYET Yakın bir Iıarfe tehlikesi yok General Eisenhover, dünyanm flri kisma ayrıHığraı söylüyor NewYork 29 (a.a.) (Reuter): Birleşik Amerika Genelkurmay Başkanı General Eisenhower, bugün NewYorkta yapmış olduğu bir demecde, dünyanın şimdi büyük iki kısma ayrılmjş bir durumda bulunduğunu bildirmiştir. General ezcümle şunlan söylemiştir: < 0ünyanın bir kısmı ferdi, mutlak bir kontrol altına alan diktatörlük rejimleri etrafında, diger kısmı ise ferdi hür bırakan demokrasiler etrafında toplanmış bulunmaktadır.> General Eisenhower, yakın bir gelecekte yeni bir dünya harbi tehlikesi görmediğini beyan ettniş ve şunları söylemiştir: < Bugün herhangi bir kazanc elde etmek ümidile kasden uzun ve mahvedici bir harb çıkaracak durumda hiç bir büyük devlet yoktur.> Güvenlik Konseyin taftışmalar devam ediyor Ingiliz Mısır îhtilâfınm müzakeresi sırasında Columbia'nın teklifide suya düştü Lake Succes 29 (Radyo) Bu akşam mıştır. Daha başkaları da konuştuktan 200 üncü toplantısını yapan Güvenlik sonra reye müracaat olunmuş ve neKonseyi Mısır meselesini konuşmağa ticede Kolumbiyanın teklifi de reddedevam etmiştir. Konuşmalar, Kolum dilmiştir. Kolumpiyanın teklifi de suya düştükbiyamn teklifi üzerinde idi. Bu teklif, [ngiltere ile Mısırın, Mısırı boşaltmak, ten sonra, Çin murahhası «meseleye Süveyş kanalım müştereken müdafaa yeni bir zaviyeden bakmak gerek> diyeetmek ve Sudanın bağımsızlığını tanı ; rek iki tarafın İngiliz işgalini tamamak üzerinde müzakereler yapmalarını mile kaldırmak üzerinde müzakerelere girişmelerini teklif etmiş, fakat başkan gerekleştiriyordu. Nokraşi Paşa, bu teklifi tasvib et celsenin tecilini ve yeni başkanın dumediğini söylemiş ve iki taraf arasın ruma elkoymasını istemiştir. Yeni başdaki müzakerelerin faydalı olması için kan Gromyko'dur ve gelecek toplantı Mısırm ve Süveyş kanalı bölgesinin bo salıya yapılacaktır. şaltılması lâzım geldiğini söylemiştir. Kahirede patlayan bombalar Takrir sahibi olan Kolumbiya murahKahire 29 (a.a. ve A.P.) Dün gehası Lopez, Süveyş kanalı için (karşı ce Brezilyanm Kahire elçiliğinde, içinde lıklı yardım» esasını kabul ettiğini söy bomba bulunan bir bavul infilâk etmiş, lemiş vesair üyelerin tadiller teklif et bavulu elçiliğe koyanlar, yangın mermelerini tavsiye etmiştir. diveninden faydalanarak kaçmışlardır, Daha sonra Gromyko söz söylemiş, Hasar ehemmiyetsizdir. iki hizmetçi yaKolumbiya teklifînin ırüşterek müdafaa ralanmıştır. Ingilterenin, tebaasmı hi Baştarafı 1 inci sahijede esasına dayandığı için Mısırı işgal al maye için tedbirler aldığına aid haberEski kanun, bu gelip geçişi, hemen tında tuttuğunu ve bunun kabul edile ler yalanlanmıştır ve Ingiliz mahfilleri hemen mutlak olarak meneder mahiyet miyeceğini ve Kolumbiya teklifini kaMısır hükumetinin herhangi durum te idi Yeni tasarı, hanedana mensub ol bul etmenin Kbnsey için bir darbe teş karşısmda vazifesini yapacağmdan emin mıyanlarla evlenmiş bulunan hanedan kil edeceğini anlatmıştır. olduklarını bildirtnişlerdir. azasının seyahat ve ikametlerini mümDaha sonra Fransız murahhası koBugün cuma namazmdan sonra nükün îcılmaktadır. Bu mevzuda Seyhan nuşmuş, ve Kolumbiya teklifini kabul mayişler yapılmış ve bu arada zabıta ooilletvekili Ahmed Hema Yüregir ta edemiyeceğini söylemiştir. kuvvetleri ateş açmak zorunda kalmışrafından CJî.P. Meclis Grupuna verilPolonya murahhası, Kolumbiya teklifi larsa da telefat yoktur. Bazı kimseler de miş bir takTİr de bulunduğundan, tasa aleyhinde söz söyleyerek Mısırın tama tevkif edilmiştir. Nümayişçilerden bir rınm Mecliste bazı tartışmalara yol aça tnile tahliyesi lehinde clduğunu anlat kaç kişinin yaralandığı anlaşılıyor. cağı anlaşılıyor. Başmakaletlen devam de hiiküm sürmeğe başlayan yeise dayanmaktadır. Yeis ise, milletlerin hayatında en gelip geçici amildir. Onun için bu amilin yenihnesi ve normal şartların kurulması ile vaziyetin tamamile değişeceği şüphe götiirmez. Kaldı ki MISIT île diğer Arab memleketlerinin hedefleri, koınşularile elele vererek büyük bir muvazene unsuru kurmak ve dünya siyasetinde büyük bir varhk olarak yer almak olduğu için Sovyet Rusya ile bu memleketler arasında ister isteraez bir nüfuz mücadelesi kopacak ve bu nüfuz mücadelesi ister istemez çok mühim naticeler verecektir. Hakikî durum bn mnhiyette olduğu için göz kamaştiran gelip geçici amillere değer vermemek daba doğru olur. *** Sovyet Rusyy ve «30 Âğustos Zaferî)) nin şark milletleri yirmi beşinci yıîclönümü temelzaferi üstüne kurulmuştur. Bu zafer olmasaydı, Türklüğün nasıl feci bir felâket içinde kaîmıs olacağını düşünmek bile, her Türkün yüreğini titretmeğe, yeter. Bugün 30 ağustosun 25 inci yıldönümünü kutlarken, bütün dikkatimiz ve bütün azmimiz, inı zaferin bize sağladığı istiklâli. hükümranlığı, toprak bütünlüğünü ve şerefi korumağa matuf ohnalıdır ve öyle olduğuna da şüphe yoktur. Çünkü istikbalin karanlıkları içindeki mukadderatımızı bilmek ve görmek mümkün değildir. Bir gün, 2530 yıl evvel olduğu gibi gene istiklâlimizi, .varlığımın yoketmeğe kalkışacaklar çıkabilir. O vakit, oeyrek yüzyıl önce, bin bir yokluk içinde yarattığımız 30 ağustos harikasmı tekrar yaratmak vazifesile karşı karşıya kalabiliriz. Bu da, ancak Atatürkün. o zaman Türklüğün. ruhunda yaktığı azim ve iman ateşinin tekrar parîamasile mümkün olabiîir. Bugün, bize bu büyük zaferi kazandıran Atatürkü ve onun silâh ve zafer arkadaşı şehidlerimizîe gazilerimizi minnet ve şükranla anarken 25 yıl önceki Atatürk ruhunu, yenilmez bir inan ve güven liaynağı olarak daima muhafaza Atatürkün ve arkadaşlarının nasıl bir edelim. Bu, her şeyden üstün, kutsal bir teşkilâtçılık harikası yarattıklarını gös millî vazifedir. ABİDİN DAVER termek için, o zeman Büyük Millet Meclisi hükumetinin idare ettiği toprakla*** rnnızda, yalnız 5 milyon Türk nüfusu Şehrimizde bngünkü tören bulunduğunu, başta İstanbul ve İzmir 30 ağustos Zafer Bayramı törenine, olmak üzere memleketin en zengin par »ehrimizde, İstanbul Valisile muavinlecalarmın işgal altında olduğunu hatırla rinin ve Şehir Meclisi üyelerinin istanmak yeter. bul Komutanmı makammda tebrik etTürk ordusunun, hasmma nazaran, bir melerile başlanacaktır. Saat onda Sultek üstünlüğü vardı: En büyük zafer tanahmed meydanındaki kıtaat teftiş ediamili olan ruh ve iman üstünlüğü... Or lecek, oradan Takslm meydanına gidiledumuz, Başkomutanı Gazi Mustafa Ke cektir. Taksim meydanında merasim trimalden en gene erine eski bir tabirle bünü hazırlanmıştır. Burada ordunun dümen neferine kadar, bu üstünlüğe 6a gene bir subayı bugünün kudsiyetini behibdi. Hattâ cephe gerisinde araba sü lirtecek bir nutuk söyledikten sonra İsren ak sakallı ihtiyar dede, sırtında ce tanbul Komutanı bir hitabe irad edepane taşıyan fedakâr Ayşecik dahi, aynı cektir. Bundan sonra Şehir Meclisi üyeruh ve imana sahibdiler. Çünkü her lerinden bir zat şehrin orduya minnet Türk, bir ölüm, kalım savaşına girişil ve çükranlarını anlatacaktır. Bundan diğini biliyordu. Çünkü her Türk bütün sonra geçid töreni başlıyacakür. Gece mukaddesatını korumak için dövüştü şehir tenvir edilecek, Halkevlerinde müğünü biliyordu. Her Türk, mutlaka mu samereler verilecektir. zaffer ohnak için kanını canını, varmı Eminönü Halkevinde gösterilecek fihn yoğunu veriyordu. 30 Agustos Zafer Bayramı münasebeYorgun, fakir Anadolu köylüsüne, esa tîle bugün Eminönü Halkevirrie, saat retten yeni dönmüş ere, ölüm cezasını 15,30 da Genelkurmay tarafından habile hiçe sayarak İstanbuldan kaçıp gel 2arlanan bir fllm gösterilecektir. Bir bumiş subaya bu sonsuz fedakârlık ruhu çuk saat sürecek olan bu filme giriş nu, bu mutlaka yenmek azmini ve çe serbesttir. likleşmiş zafer imanmı aşılayan AtaNorveçte feci bir tajryare türktü. İşte 5 milyon Türkten toplanmış 180 bin askerden mürekkeb, deve kazası ve eşek kollarile ikmal ve iaşe edilen Oslo 29 (AP.) Norveç hava yollaıı millî orduyu, yalnız Yunan ordusuna idaresinden büdlrilditine göre, içinde, değil; onun arkasındaki husumet dün 8 i mürettebat olmak üzere. 35 kişi buyasına karşı da muzaffer eden kutsal lunan bir yolcu tayyaresi dün sabah kuvvet, bu azim ve iman kuvvetidir. Lofoten dağlarına çarparai parçalao26 ağustostan 30 ağustosa kadar süren tnış ve 35 kişinin hepsi ölmüştür. bcş gün içinde, Türk ordusu ruh &uvvetile maddeyi yenmok mucizesini yaDeniz gezintisi tehiri ratmıştır. Atatürkün «Ordular, ilk heBursa, Akınspor Kulübünün tertib cîefiniz Akdenizdir, ileri!» emrini verdiği ettiği deniz gezintisi 6 eylule tehir edil1 eylulden sonra 9 günde, 350 kilometre miştir. yürüyerck İzmire giren Türk ordusu ruh kuvvetile mcsafeyi yenmek harikasını V E FA T :ö."tcrmiştir. İstanbul Milletvekili, Operatör Mim Evet, büyük taarruz ve onun büyiüc Kemalin ve tüccardan Ekşinozlu Halid zaferi, bütün Istiklâl Harbinıiz gibi, ha Beyin kaymvalideleri rikalar ve muciselerle doludur. Bütün Bayan ŞA2İYE ÖKE bunları yaratan da Türk milletidir; onun vefat etmiştir. Cenazesi, bugün iündi dnmarlarında dolaşan asil kandır. Ata namazı Teşvikiye camiinde kılınmak üzetürk bu kanı, bir alev seli haline ge re Nişantaşındaki Emek apartımanmdan tirmek dehasını göstermiştir. O, Türkün kaldırüarak Şehidlikte aile kabrine defruhundaki sonsuz kudreti, bir yanardağ nedilecektir. Çelenk gönderümemesi rica gibi feveran ettirmenin sırrmı bulmuş olunur. tur. O, padişahm ve Damad Feridle bunarın etrafındaki iorkakların, imansızDinî Ây\n arın yaptıkları gibi yalnız paraya, madBay ve Bayan Setrak Yüzbasıyanın cleye ve silâha belbF.ğlasaydı, bugün annelerintn vefatmın 1 inci senei dev.Türk milleti, 30 ağustos zaferini kutla riyesi ve evlâdlanmn 40 ıncı gününe mak şeref ve saadetinden mahrum ka musadif önümüzdeki pazar 31 agustoe Iırdı. 1947 günü saat 11 de Ortaköy Ermeni Tamamile müstakil, hükümran ve me kilisesinde mevlid duası okunacagından denî nıilletler camiasında yüksek mevki yakınlannin ve arzu buyuranların teşsahibi Türk Cıımhuriyeti, 30 ağustos rifi rica olunur. Baştarafı 1 inci sahijede miş ve 5 gün sonra, 30 agustos akşamı güneş batarken, kendisinden üstün bir hasım kuvvetini yoketmişti. «Düşmanı vatanm harimi ismetinde boğacağız» diyen Atatürk bu sözünü 30 agustos günü harfi harfine yerine getirmiş; mükemmel surette mücehhez, kuvvetle tahkim edilmiş mevzilerde, Türk ordusundan çok daha müsaid bir stratejik durumda bulunan 195 bin kişilik hasım ordusunu yenmişti. Gazi Mustafa Kemalin, harb sanayiinden değil, büyükçe bir tamir atelyesinden bile mahrum bulunan, 1908 de İkinci Meşrutiyetin ilânmdan sonra durmadan devam eden dıs ve iç harblerde bütün kuvvetlerinl tüketerek yorgun düşmüş olan Anadolu yaylalarının fakir ve bitkin kaynaklarından topladığı Türk ordusu, 186 bin kişiden ibaretti. Düşmanın silâh, malzeme, cepane ve ulaştırma bakımlarından üstünlüğü ise mukayese edilemiyecek kadar büyüktü. Bir ordunun zaferinl teminde en büvüi amil olan geri hizmetleriıü, düşman tarafında kamyon, bizlm tarafımızda kağnı görüyordu. Türk süngü ile makinelitüfeği yendiği gibi kağnı ile de kamyonu mağlub etmiştir. DskemediğimSz âbide ,1 Sakît hanedamn bazı azası Türkiyeye gelebileeekler Avrupaya giden Tekel, Maüye ve Tıb heyetleri ? J ind Bir Amerikan sıhhiye albayı İzmirde Ankara 29 (Telefonla) General Oliver'in başkanlığındaki Amerikan heyebne dahil bulunan Amerika sıhhiye albayı Doktor William L. Wilson şehrimize gelmiş, kor komutanlığını ziyaret etmiştir. Bugün d« İzmirde, KarantinadaJri askerî hastaneye giderek incelemeIerd« bulunmuştur. Albay, hastanenin tlmî çalışmaları ve bazı enteresan vakalar üzerinde durmuş, baştabible müşaverelerde bulunmuştur. Ordumuzda sağlık işlerinin ve erat bakımının diğer birçok ordulardakinden daha ileri olduğunu söyliyen albay, gaeetecilere şu izahatta bulunmuştur: < Amerika Ordusu Sıhhiye Dairesi adına memleketinizde yapmakta olduğum incelemelerin, beni çok memnun bıraktığını söylemekle mübahiyim. Yaptığım ve yapacağraı temaslarda, Türkiyede askerî ve sivil sıhhî merkezleri ve müesseseleri tetkik ederek bir rapor hazırlıyacağım. Bilhassa iki memleket sağlık işleri ve vasıtaları arasmda yakınlık yerleri bularak bunların inkişafına hizmet eylemek ve gelecekte iki memleket arasında sağlık işleri bakımından işbirliği temin etmek, tetkiklerimin esasmı teşkil ediyor. Ankarada ve izmirde yaptığım tetüklerin, bana iyi Intıbalar verdiğini söyliyebilirim.> Ankara Valisi bir heyefle Amerikanın Yunanistana Rusyaya gidiyor asker yoüaması ssfeniyor Ba$taraji ] ıncH sahijede 1 (nci %ah\]ede de davet edilmiştir. Ankara Vali ve Belediye Reisi İzzeddin Çağpar, Ankara Belediye Meclisinden Rauf Baykal ve Nusret Uzgörenle birlikte bugünlerde Rusyaya hareket edecsktir. Bu davet, büyük komşumuzla hayli zamandanberi hemen hemen kesilmiş ve donmuş halde bulunan münasebetlerin yeniden açıhp gelişmesi bakımından bazı yorumlara yol açmıştır. Sovyet radyo istasyonlarmın, memleketimiz aleyhindeki mutad hücumlarınm son günlerde hissedi'.ir şekilde yavaşlıyarak şiddetini kaybetmesi, Ankara siyasî çevrelerinin esdsen nazarı dikkatini çekmiş bulunuyordu. Bu durum, uzun müddettenberi vazifesi başmda bulunmıyan Sovyet Büyük Elçisi Vinogradofun yakın da Ankaraya dör.eceği şeklinde bazı şayialara da sebeb olmuştur. Mezunen gitmiş ve mezuniyeti bir hayli uzamış olan büyük elçinin bütün zatî eşyası, av köpekleri de dahil olmak üzere, esasen Ankarada bulunmaktadır. yetin vahimleşmesine razı olmak zorunda kalacağını yazmakta ve yardım programının şimdiki rejimin yerinde kalmasına kâfi gelmiyeceğini ilâve etmektedlr. Muhabire göre, Birleşik Amerikanın Yunanistanda uğrayacağı bir muvaffakıyetsizlik, Amerikalüarın Avrupadan çekilmesi yolunda ilk merhaieyi teşkil edecektir. Bu takdirde Akdeaiz Rus nüfuzu altına geçecek, Italya komünist olacak ve orta doğu vahim bir tehlike altına girecektir. Çetelere karşı gene taarruza geçildi Atina 29 (A.P.) Askerî bir kaynak, üçüncü Yunan kolordusunun Paikon, Kaymakçalan ve Vermion dağlarınd.i çetelere karşı tam teşekküllü taarruzlara geçtiğini blldirmiştir. Yunan ordusuna mensub bir kaynak da, Florina bölgesinde geniş ölçüde harekât yapılmakta olduğunu ve Kaymakçalan dağmdaki harekâtın uçak ve topçu birliklerile desteklendigrini. beyan etmiştir. Havacılık haffası başlads Ankara 29 (Telefonla) 30 ağustos zsfer bayramile başlıyacak lıavacılık haftası münasebetile Türk Hava Kurumu tarafmdan neşredilen bir beyannamede, Hava Kurumunun, bir millî ihtiyacm bütün milletçe hissedilmesindon doğduğu, havalara hâkim olmanm ve bunsuz yaşamak imkânsızlığının manası Türk rr.illetince değorleııdirildiği, aydınhğm olduğ;ı kadar karanlığm da göklerden geldiği bildirilmekte ve şöyle denilmektedir: «Hava Kurumuna yaptiğmız milyonları aşan yardımlarınızla kurulmuş fabrikalar, tezgâhlar ancak gene sizin kesilmez, sürekli ve hep artan yardımınızla işleyip tütecektir. Havacılık haftamızın, gelecek yıllarm yüzgüldürecek gelirine müjdeci clmaeını sevir.cle b€kliyoruz.> Bulgaristanın bize verdiği noSa Bojto'a,'i I ınci sa/ıi/ede Biga ormanları da alevler içinde Biga 29 (Hususî) Biga Orman Işletmesi hududları içindeki Yenicenin çamlarile tneşhur Asar dağı, alevler içinde yanmaktadır. Esen cenub rüzgârIan, muazzam alev dalgasmı her an biraz daha Yeniceye yaklaştırmaktadır. Kasaba, tehlikededir. Işletme, her taraftan söndürme ekipleri sevketmektedir. Bayındırdaki orman yangını söndürüldü Izmir 29 (Telefonla) Günlerce devam eden Baytndır orman yangını, söndürülmüştür. Ankara Elcisine tevdi olunmuştur. Bulgarlar, Ankara radycsunun bulgarca yayımını, Bulgarsitamn iç işlerine bir müdahale ve tahrik sayarak, bunun iyi 2:omşuluk münasebetlerine uy3un düşmsdiğini ileri sürmekte idiler. Cevabî notamızda, Bulgar basınmın Türlîiye aleyhindeki kışkırtıcı neşriyatl belirtilrr.ekte ve radyomuz neşriyatmın, bu hasmanc hsrcketlere, kısmen verilen cevablardan ibaret olduğur.un snlaşıldığı bildirilmiştir. lam, profesör Ziya Cemal, profeaBr doktor Sedad Tavat; bir müddettenberi şehrimizde bulunan sun'î benzin mucidi Alman kimyaker Friedrlch Berquls de şehrimizden ayrılmışlardır. Büyük Elçi Numan Menemencioğhı, kendisini gören bir arkadaşunıza: « Söyleyecek * hiç * b i r ' sözüm yok. Bir ay, metnleketimde kalıp dinlendim, şimdi de aynı memîelçet havasile ciğerlerimi doldunip lşimin başına gidiyorum» demekle iktifa etmiştir. Tekel Umum Müdürü Hiisnü Kortel de: « Yanunda Satış Gnıpu Müdürü Kenan Yalter, uzman müşavir Nurullah Esad olduğu halde ilkönce Londradan geçerek Amerikaya gidecek, dönüşte de Belçika ve Isviçreye uğrayacağız. Amerikada yeni sigara fabrikası tesisi; Londra, İsviçre ve Belçikada haricî satışlarımızın teşkilâtlandırma knkânını temin etmek, dış memleketlerde saüş şubeleri açmak için tetkiklerde bulunacağız. Seyahatimiz, iki ay kadar sürecektir. Amerikalılardan aldığımız krediden hissemize düşen 7 milyon doiarla bu teşebbüsleri karşılayacağız. Hazine Genel Müdür yardımcısı, Nahid Alpar ve Merkez Bankası Kambiyo Müdürü Reşad Aksenden müıekkeb maliye heyetine başkanlık eden Nurul!ah Esad Sumer de şöyle demiştir: < Londrada iki yıllık toplantısını yapmakta olan ve 18 martta katildığımız milletlerarası para fonu ve milletlerarası Imar ve Kalkınma Bankası guvernörler meclisi toplantısında memleketimizi temsil etmek üzere Londraya gidiyoruz. İçtimada doğrudan doğruya Türkiyeyi ilgilendiren bir mevzu konuşulacak değildir. Toplantı umumî bir toplantıdır. Sterlin ve dolar meselcu çalışma gür.demimizin dışmdadır. Seyahatimiz bir ay sürecektir. Londrada toplanacak beynelmilel cerrahî kongresine iştirak edecek olan Prof. Dr. Şinasi Hakkı Erel, Prof. Dr, Kâzım Ismail, Feridun Şevket, Bn. Iffet Onur, Barbut, Ziya Dervişten mürekkeb tıb heyeti de, Ingiliz başşehrinde hastaneleri, Oxford ve Edinburgh üniversitelerini gezecek, konferanslarda bulunduktan sonra memlekete döneceklerdir. Nil nehrinde 66 kişi boğuldu Kahire 29 (Hususî) Yüksek Mısırm Circa bölgesinde, Nil nehrinde dolaşan ve seksen kadar kişi taşıyan bir yelkenli, nehrin ortasmda muvazenesini kaybederek devrilmiş, yolculardan ancak on dört kişi kurtarılmış ve 66 kişi boğulmuştur, Boğulanlardan bazılaruıın cesedleri çıkarılmıştır. ostumuz ve meslektaşımu 1 Mi (VâNu) nun kâh hayvanları ; himaye, kâh rauharrirleri tak 1 dir ve kâh zenginleri takbih yollu yazıları vardır. Her yiğitin bir yoğurt >i . yişi olduğuna göre semparik dostuınuzun yazılaruıdaki bu çok renklilik ona hercaUik değil bir demet çiçek çeşnisi , verir. Ben şahsan kendisini sevdiğim kadar yazı edasını da severim. Çünkü samimidir, ve işte onun içindir ki bugün kendisine bu sanunıî cevabı vermeye mecbur oldum. Bizim gazetenin Bursa muhabiri bir telgraf çekip, basma tevziinde (Güzelleştirme Cemiyeti) hesabına para toplandığından şikâyet etmiş. Arasıra misafir gittiği Bursadaki ünar hareketlerine hayran olan (VâNu) buna son derece sinirlenip gazetesinde bize: «Bu gibi makus propagandalar halkın vakfetme, teberru etme heveslerini ' kırıyor; camiamıza zarar veriyor. Bunu bilelim de kalemimizi kâğıda öyle yaklaştıralım, ve kalemimizin titreyip tit , remediğine dikkat edelim.> j | Diyerek çıkışıyor. ^ Işte aziz (VâNu)! Ben bn satnrlan yazarken asla titremiyorum ve bunu okuyanlann hiçbirisi de titremiyecektir. Hâdiae şu: (VâNu), benim de mekteb arkadaşnn olan Bursa Valisi Haşim Beye karşı derin bir muhabbet besler. Buna diyeceğimiz yoktur. Haşim Bey de iman pek sever bir adamdnr. Buna da diyecek yoktur. E bu imar parası nereden çıkar? İşte bu sualde (VâNu) ile beraber değiliz. Demokratik hattâ otokratik medenî bü devlette halka yüklenen maM külfetler keyfî ve şahsî arzu ile yapılmaz. Bir ise ne miktar para lâzunsa a adalet dairesinde ve herkesin bildiği kanunî tarz ve şekilde tarhedilecek vergi veya resimle tedarik olunur. (VâNu)] demek istiyor ki: «Haşim Bey iyi validir. Yalnız lenginlerden alır. Zaten harb yıllarmda da , zenginlerin gayritabiî servet biriktirdiğ* meydandadnr. Bırakın toplasm! Hastane yapsın!> Haşim Bey ryi adamdn da, meselft Yozgad Valisi neden iyi adam olmasın? O halde bütün valiler, bütün kaymakamlar zenginleri çağırıp onlardan kendi tahminlerine göre para toplamalıdırlar ve hastane yapmahdırlar. Böyle bir kaziye ayakta durabilir mi? Bir memlekette servetin bir küçük zümreyi zengin edecek şekilde fena tevzii nasıl fena ise bu servetten gelişigüzel bac almak da öyle fenadır. Zenrinliğin ölçüsü ve neVi, alınacak paranm nisbcti, sebebi, nereye, nasıl sarfedileceği hep indî öl , çülerle tayin edildikçe başıbozuk bir iş j ohır. Bir harekette yalnız maksadın iyi j olması, bir takım örf ve âdet dışı işler ] yapılmasına cevaz verir mi? ^ Bursada hastane, mektob, yol, çeşme, ; sıı yapılmak lâzımsa bunları kanun yollarile, helediyc salâhiyetlcrilc; olmaz?a istikrazlar veja ihtiyarî ianclerle yapmak lâzıradır. Bu ihtiyarî kelimesini b:!hassa yazdım. Çünkü bizde mecburî iar.s toplandığını hep biliriz. Hattâ Allah taksirahmı affetsin bir arabk idave heyetinie bulunduğum bir cemiyet el altından yaptırdığı tetkikler neticesinde para kazanan tücear ve esnafı davet , • i edip: Sen hamiyetli bir adamsuı! Bizim kuruma beş bin lira vermeni münasiî» gördük... diyor, adam da: Aman efendim! Bende o kadar para nc gezer... gibi sözlerden sonra iş pa i zarlığa vunıhıp birkaç bin lira alını { yordu. Bu hal büyüye büyüye nihayct , hepimizin hâlâ manevî mesuliyetini çek ' tiğimiz varbk vergisi şekline girdi. j Adamlar ne kadar iyi ve niyeüer ne kadar halis olursa olsun blr adamdan, «Sen lenginsin, şu kadar para vereceksin!» diye para almamaz. Bu gibi iade toplanışta gerçi şeklen hiçbir tazyik görühnez. Lâkin parayı toplayan müessesenin başmda oranın en büyük âmiri bulunursa, her gün o makamla işi olanlarm istenen parayı ne gibi düşünce ve endişelerle vereceğini herkes pek kolay tahmin eder. Hele basma tevzii gibi halka ryilik ve kolaylık olsun diye yapılan yardımlarda fakir tabakanın böyle bn ianeye emrivakilerle sevkedilmesi asla caiz değildir. • . îzmire getirilen portatlf madenî evîer İzmir 29 (Telefonla) Bir firmamn Anaenkadan getirttiği partatif ve manenî evlcrdsn ikisi bu?ün İznıir gümriiğünden çıkanlmıştr. Gayet hafif. kuüanışlı, ztlzeleye ve yangına karşı mukavemeti fazla, 8 kişilik bir aile barındırabılecolc büyü'îlükte olan bu ecleri.ı bütün malzsmesini küçük bir otomobille naiketmek kabildir. Portatif eviertn fiatı henilz meçhuldür. Rusya, muahedeleri tasd'k etti Londra 29 (B.B.C.) Moskovadan Sterlin dolar meselesini dört blliiriidiğine göre, Rumanya, Macaristan, Bulgarstan, İtalya ve Fnlandiya Bakan tetkik ediyor Ue yapılan sulh muahedeleri yükssk Ankara 29 (Hususî) Hükumet. İnBovyet şurası tarafmdan tasdik olun giliz lirasmın dolara tahvilinin durdumuştur. rulmasmdan sonra meydana gelen yeni îzmirin en kalabalık günlerî durumu ve muhtemel sonuclarmı inceİzmir 29 (Telefonla) Fuarı gezen lemektedir. Dış işleri Bakanı Hasan Saler, 426 bin 713 kişiye baliğ olmuştur. ka, Maliye Bakanı Halid Nazmi Keşmir, 30 agustos Zafer Bayramında ve zafer Ekonorrj Bakanı Tahsin Bekir Balta ve piyangosunun çekilişinde hazır bulun Ticaret Bakanı Atıf İnan ile Bakanlıkmak üzere bugün civar vilâyet ve ilçe larm yetkili üç müşaviri bu konu ile lerden kalabalık ziyaretçiler gelmiştir. ilgili bir toplantı yapmıçlardır. Dört Baİngiltere Kültür Heyeti Türkiye mü kanın yaptığı görüşmelerin daha bir messili de gelmiş ve fuarı gezmiştir. müddet devam edeceği anlaşılmaktadır. «CUMHURİYET» in Tefrikası: 5 1 IVfasallar knvvetli hayallerin mahsuliidür. Bir eve, bir otomobile, bir frijidere, bir radyoya, bir motosiklete, kürk mantoya, tek taş pırlanta yüzüğe sahib olmak ne bir masal ve ne de bir hayaldir. Bunlara HER HAFTA Bugün çıkan 9 uncu sayısile Türk mecmuacılığı övünebilir. VâNu, Salâhaddin Güngör, Sitare Sinan, llhami Safa, Orhan özmirim, Gece Kuşu, M. F. G., Celâl Hakkıoğlu, Hikmet Münir, Behçet Safa, Dr. K.S.nin en güzel yazıları Eir ayı, bir gardliyanı öldürdü Paris 29 (a.a.) Paris Hayvanat Bah bir tane almakla sahib olunabilir. çesi gardiyanlarından Henri Touseau bir ayı tarafından öldürülmüştür. Ayı, gar Bütün piyango bayilerinde ve taşrada diyanı devirmiş ve pençelerile göğsünü P. T. T. merkezlerinde satılmaktadır. delmiştir. Ayı, polisler tarafmdan tabanca ile öîdürülmüştür. na rağmen Habsburglarm eski payitahtında kendini oyalayacak bir muhit yapamamıçtı. Son zatnanlarda sıkıldığı ve Avrupada gördüklerini etrafmdakilere anlatmak, kocasmın diğer meslsktaşlarının zevceleri üzerinda şsşırtıcı bir tesir yapmak ihtiyacında olduğu açıkça lüssediliyordu. Sabahati sormaym.. yüzü benimkinden daha solgun.. hareketlerinin uykuda gezen bir hastanmkinden hemen hiç farkı yok gibi.. Dudaklarının arasından çıkan lâkırdıların dimağ yolundan geçmedikleri, rasgele sğzından fırladıkları besbelli.. İnce uzun parmaklarile elimi her zantankinden daha kuv\atli, fskat daha sinirli sıkarken imtihan masasmda mümeyyizlerin karşısmda kendisini bir hiç, bir sıfır telâkki eden tafebeninki kadar titrek bir sesle; Nüzhet Bey. dedi, biz gidiyoruz.. babam memlekete dönmek için Vekâletten emir aldı. Ben de onun kadar telâşlı ve heyecanlı idim. Fakat iç âlemimi dışarıya vurmamak için yüzümü sahte bir sük u n S nikabile maskeledim. Konuşuş ahengimi tabiî tonundan uzaklaştırmamağa çalıştım. Haberim var, diye cevab verdim, şifre bizden gefti. Birden Veli Baha Beye dönerek Uâve ettim: • Beyefendi, emrettiğiniz diplomatik pasaportu temin ettim, müsteşar bey evvelâ biraz mü'ereddiddi ama, sonra i kani oldu. Çünkü size, buraya gelirken i de vaktile böyle bir pasaport verilmiş, değü mi? Evet efendim, çok teşekkür edertm.. Sabahat, o ane kadar gözlerinde hiç şahid olmadığım paylayıcı bakışlarla bana sitem ediyor. Bu kadar muazzam bir değişikliği nasıl alelâde bir vaka imiş gibi telâkki ediyorsun, sana şaşıyorum, yoksa benden kurtulduğuna memnun musun? Demek istiyordu. Veli Baha Beyle karısı da bu ziyaretin iki tarafça henüz hiç dokunulraamış bakir bir me\iua temasını temönni ediyorlannış gibi bir tavır takınmışlardı. Ben, her türlü ümid ve şüpheyi bir anda oıtadan kaldırmak için Sabahate hitab ederek: Küçük hanım, dedim. Pedetr beyefendiden, valide hanımefendiden ziyade hiç şüphesiz siz müteessirsiniz. Ben de çok üzülüyorum.. Kısa bir zamanda izinle ve aiktniz erkânile aramızda çok derin bir şevgi ve samimiyet teessüs etmişti. Ama, ben şununla teselH buluyonım.. Ya, siz tekrar buraya vreya ecnebi bir meımlekete orada buluşuruz.. Yahud da memlekette, Ankarada, Istanbulda göriişürüz. A.. Nüzhet Bey, daha durun bakahm: siz burada i^e başlıyah ne kadar oldu.. Tabiî Viyanadan diyemem, fakat scaba vazifenizden, arkadaşlan nızdan memnun değil misiniz? Vallahi, Safcahat Hanımcığım.. Bu sualinize riüpcdjz ne cevet» r.e de «hayır» cevabını veremiyeceğim.. Arkası oar İSTANBUL GÜREŞ KLÜBÜNÜN 1 LİRAUK EŞYA BİLETLERİNDEN zâhâncı Yazan: AHMEP HİpAYET Yeni ak düşmeğe başlamış kırpık bı da mümkün.. ne çare ki, kendime güyıklanmn tellerini gittikçe birbirinden venemiyorum.. belki zamanla kendisine daha ziyade ısınacak, günler, haftalar, ayıran bir tebessümle ısrar etti: zayıflat• Mesclâ, siz benim yerimde olsaydl Françeska'ya olan bağlılığımı tıkça büsbütün üzerine düşecektim. Lânız ne yapardınız? Vaktile buraya diplomatik pasa kin, şimdi, hele Madam von Leibaeh'ın benim yüzümden vücudünde acı ve uportla mı gc'.miş, onu araştırırdım. Hah.. bakm ne güzel düşündünüz.. tanc izleri taşıdığı bir anda, böyle haTabiî.. bu, öteki, müzevirliğin rüşve yatımda büyük bir dönüm noktası teştü. Ne ise, saçma mükâleme o an için kil edecek bir karar vermeme imkân biraz canımı sıkmış olmakla beraber ne yok.. hem bakalrm, benim Avusturya ticede Sabahste ve annesine babasma başkentindeki ömrüm de uzun sürecek daha rahat bir seyahat temin etme ga mi? Taubstummengasse'ye doğru yürüryesine yaraması itibarile memnun olken zihnimin muhayyel siyah tahtası dum. Yemek vakti olsun, ne olursa olsun. üzerinde bu bilmem kaç meçhullü muöğleyin Veli Eaha Bey ailesine uğramak adeleleri çözmeğe çalışıyordum. Veli Baha Beyi zahirî bir meronunfarz oldu. Kibar askeri tebrik mi, taziye mi etmek \â?.ıra, bilroiyorum.. bakalına,luk, fakat Calibe Hanımı hakikî bir sehangi ruhî halet içinde; ona göre elbette vinc içinde buldum. Tasfiye komisyonu bir seyler bulup söylerim. Fakat Saba reisi senelerdenberi almakta olduğu hatçik, o marazî deni'ebilecek kadar dört yüz dolar tahsisattan birdenbire maaşile hassas kız ratıhakkak büyük bir ıstırab mahrum kalacak, rütbesinin içrndedir. Birlikte ne mesud bir hayat Ankarada, Istanbulda veya Anadolunun geçirmeği knruyorduk. Vakıâ, şu an herhangi bir ysrinde yaşamağa mecbur da, ailesinden isteyip hemen nikâhımızı olacaktı. Fakat Calibe Hanım, mubalada kıydırarak onu burada alakoymak ğalı süsüne. çok nazik hal ve tavırları 30 AGUSTOS ZAFER DESTANI HER HAFTA'ya Uâve olarak verilen 8 büyük sahifelik, Türk Ordusunun şanh zaferini bütün tarihî vak'alarile terennüm eden bu destan, büyük zaferimiz için yazılan ilk büyük eserdir. Türk Ordusu mensublarının ve Türk gencliğinin gururla ve zevkle okuyacaklan destan M. Faruk Gürtuncanın kaleminden çıkmışur. Bütün Ordu mensublarma ve milliyetçl Türk gençliğine hararetle tavsiye ederiz. ISTANBULDA BİR MUSİKİ ZİTAFETİ İstanbulun bütün ses ve saz sanatkârlannm iştirakile Açıkhava Tiyatrosunda verilen konserin bütün tafeüâtı... S*lerile ruhlan büyüliyen sanatkârlann çok canlı resimleri... HER HAFTA'nm bu sayısı, her bakımdan nefis bir hediyedir. Fiaü 30 kuruştur. HEB HAFTA da; ÇOCUK SESİ ve EVKADIN gibi bh t5LKÜ yaymıdır • ^ ^ ^ ^ ^ * * ~ Tiyatrosu Müdürlüğönden: Yaz tatilinde bulunan tiyatromuz yeni sezon hazırlığına başlamış bulunduğundan, kadrosunu tevsi için aşağıda yazıh şartları haiz elemanlar alacaktır. Bu sebeble: a Sesleri müsaid olan kadm ve erkeklerle b Bale heyetinde çalışmağa vücudları müsaid genç kızlarm, Sıhhat raporları ve tahsil derecelerini gösteren vesikalarile beraber 1 eylul pazartesi gününden itibaren yahıız bir hafta müddetle her gün saat 11 12 arasmda Beyoğlunda Haleb Pasajı dahilindeki Tiyatromuz Müdürlüğüne müracaatleri ilân olunur. Vallahi aziz dostum! Bir memlekette ' hastane, mekteb, cami, tmaret her şey • yapılıyor, lâkin vatandaş hakkı denilen 1 muazzam müessesc çok güç bina edili j yor. İşte yedi asırlıi de^'letin bütün abi ' d£İerinin yanında biz bunu bugün daba yeni kurmaya çabsıyoruz. Onun içîn va \ tandaşhk hakkına ve vergi croayet va tarfu davasma dokunan en küçük hâdiselerde herkes gibi muharrirler de hassasiyet gösteriyorlar. Bütün korktuklan hep iyi niyetlerle yapılan bu gibi olağanfistü tasarruflann sürüp gitmesidir. îmar hareketleri normal yoüardan gidilerek yapıhrsa ancak makbul ve memduhtur. Yoksa tamamen keyfî ve Idari tasarruflarla yapdmaya teşebbüs ediHnce en güzel eserler bile halkın bükumete ve rcfıme karşı scmparlsini eksilth. Bu biBıassa bugünkü siyasî rejimde en çok dikkat edilecek psikolojik noktadu*. Bn münasebetle bir bektaşi fıkrasını hatrrlatayım: Bir sıcak ramazan günü tarlasuu sürerken susayan bektaşi, testiyi başına I dikip lâkn lâkn sn içiyonnuş. Oradan geçen köy imamı durmuş, hayret ve nefretle bektaşiye bakarmış. Bunu gören bektaşi bu hasmane nigâhm sebebini keşfettiği için şu cevabı vermiş: Xe bakıyorsun erenler? Bamazanı şerif gider bir daba gelir; fakir gidersem, bir daha gehnem. Abideler, yollar, camiler, imaretler.» Bunlar yapıhyor da, beriki, beşer haklan abidesi bir türlü dikilemiyor. İşte bizim titrediğimiz bina, ba bina! B. FELEK KadıkByünde Moda csddesinde Kum »okagında Hallde »id Inşaatta çalısan HOssytn adında bir amele. 7 metre yüksekligindeki iskeleden düşnrüş, beynl parçalanarak 01müjtOr. Bir amele 7 metre irtifadan düşüp öldü