lemmuz 1S4Î Balkaniar gene D.P. nin tebliğine karşı dinamit fıçısı oldu Çekoslovakyanın durumu ekoslovakyanın. Amerikan yardımından faydalanmak faususunda Avrupa devletlerile işbLrliği yapacağına Sovyetler Birliği tarafına kahstnasırun sebebleri. âniUeri ve neticeleri hâlâ bahis mevzuu olmakta ve genis cilçüde yorumlanmaktadır. «Times» in evvclki gün bu konuya bir başyazı tahsis etmesi de bunu bellrtiyor. Çekoslovakyanın durumu malumdur. Ker.disi Amerikan yardımından (ayda. lanmak isini konuşmak ürere Parise davet olunduğu zanıan daveti kabulkarar vertnis, fakat daha sonra da\eti kabul etmenin Sovyetler Birliği aleyhinde cephe alraak mahiyetinde telâkki edilmesi mahzurunu ileri sürerek ikinci bir karar ile Faris Konferansına gitmemeyi kararlaştırmıştı. Bir hükumetin bir hafta içinde bir. birine rıd iki araı vermesi, berhaldc çok ciddl sebeblere dayanmak icab cder. Sovyetler Birliği aleyhinde cephe almış olmak ihtimali ise ilk karann verilmesi sırasınoa da variddi ve dikkat gözünden uzak hıtulmaması icab sder. di. Acaba ilk karar verildiği zaman kamünizm aleyhtarı olan unsurlar mı galebe çalmışlardı da bu karann verilrr.esini sağlamışlar, sonra da komünist elemanlar mı galebe çalarak karanc nakzedilmesine sebeb olmuşlardı? Işin bu mahiyeti haiz olduğu Çekoslovakyada komünizm ile ona muhalif olan partilerin durumundan az çok anlasılmakta ve onun için Çekoslovakyanın için içln ciddi bir mücadele sahnesi teskil ettiğine bükmolunmaktadır. Çekoslovakya, hiç şüphe yok ki bir şark memlekeri olmaktan ziyade bir batı memleketidir. Burada batı kültürii ve batı gelenekleri hâkim sayılabilir. Bu yüzden Çekoslovakyanın asıl istoği bir batı demokrasisi kurmak ve batı de» morasinin esaslarını inkisaf ettirmektir. Çekoslovakyanuı istemediği bir şey varsa bir zaptiye devleti kurmak ve komüBİstlerin icad ettikleri bu rejitn uğrunda hürriyetleri kaldırmaktır. O. nun için Çekoslovakyada geniş bir hoşnudsuzlukla karşılanan bir cereyau, Sovyetler taraiından desteklenen komünistlerin bu memlekette Sovyetvari bir zaptiye rejimi kurmak istemeleridir. Komünist oünıyan partilerin isteği cografya bakımından Avrupanın doğu. Eunda bulunan bu memlekette bir garb demokrasisi kurmak ve böylece hem Çekoslovakyanın hürriyet ve istiklâlini korumak, hem de doğu ve batı arasında bir barış ve anlaşma âmili olarak yaçamaktır. Çiinkü Çekoslovakya doğu ile batı arasında bir barış ve anlasma âmili olmaktan çıkarak yalnız Sovyetvsri uir doğu nıemleketi olduğu takdirde var. lığuun bütün hikmetini kaybeder ve Sovyetler Birliği tarafından kolaylıkla hazmedilir. Çekoslovakyanın istemediği, bilâkis bütün kuvvet ve kudretile korumak istediği şey bu şekilde bazmolunmaktadır. O halde Çekoslovakya, Için için mü. hira bir mücadele lçindedir ve bu mücadele, ya onun meveudiyettnin hikmetini kurtaraeak, yahud ortadan kal. ılıracakür. Çekoslovakya yaşamak için, bağımsızhğını ve hürriyetini kurtarmak için savaşmiş ve bu savaşı kazanmış olduğuna göre bütün bu himmet \e gay. retlerin neticesi, Sovyet Rusya içinde erimemek olması icab eder. Halbukl oradaki komünisUerin peşinde koştukl«n hedef bundan ibarettir. Çekoslovakyanın bir hafta irinde Paris Konferansuıa hem iştirak etmck, hem iştirak etmemek için iki zıd karar vermesi, onun geçirmekte olduğu hu dahili buhranı açığa vurmakta ve bu memleketin mühim hâdiselere sahne olacağını göstermektedir. Bunun açıkladığı hakikat ise Sovyetlerin doğu Avrupadaki dunımlarının sarsaklığıdır. Ömer Rıza DOĞRUL hücumlar siddetlendi Başmakaleden dtvam. Baftarafı 1 inci sahijede ruı tesiri altında ve onlar tarafından yazılmıştu. Bu demecdeki tek taıaflıhk ruhu, en ciddî mantığı bile güldürecek kadar yer yer haüflik alâraetleri göstermektedir.» Demokrat Parti demecüü yazanlsnn, hakikati tahrif ettiklerini bellrten Falih Rıfkı Atay, anayasa tadili hakkmda hiç bir yetkiıi parti heyeti tarafmdan Kurultaya veya herhangi milletvekıli tarafmdan Meclise sunulmuş teklif mevcud olmadığını işaret ettikten sonra diyor ki: Tek parti »ihniyetini devam ettirmek « Hai böyle lken Büyük Millet Meclisinin kendi elinde bulunan yetkiyi kul lanamıyacağını ihtar etmek gibi saygıeızca olduğu kadar toyca bir hareket, ancak aklı soğukkanlı düşündüremıyecek bir hastalık ateşine bağışlanabilir. Tek taraflı ruhumın gülünç belirtisl de İç Bakanının Demokrat vesikalanna cevab vermiş olmasım. İnönünün teşebbusünün yürüyeceğınden şüphe ettirici mahiyetts gören fıkralardır. Dsmek ki Demokrat Partinin her dediği dogru, her isittiği doğru, her eline geçen dogru. Eğer bunlar doğru ise bütün sorumlu olacak olanların ve ceza görmesi gerekenlerin savunma haklarını kullanmsları «tek parti sisteminl devam ettirmek» zihniyetinin eserldir. «Kazi artıgı kafası» Biz, sorumsuzların suçlamada serbest olduklarını, fakat sorumlu olanların söz ve savunma hakinndan mahrum bulundukları bir demokıasl tanımıyoruz. Bu, bir nazi artığı kafasıdır. Sözüm yabana. isyancı mahfiller, bu kafayı antıka bir kavukluk üstüne bırakarak düşünmeğe alışmal:dırlar.> Falih Rıfkı Atay daha sonra şöyle iemektedir: «Gerçi İnönü demeci üzerinden. bütün valdler yerine getlrilecek kadar vakif ğeçmemiş, fakat geçen zaman ne kadaı kısa da ölsa bazı şeyler yapılabilirmiî. Yapılabilecek şeylerin ne olduğunu bilmiyoruz. Acaba Demokrat parti baa şikAyetlerde bulunmuştur da hükumet, bunlar hakkmda kovuşturma yapmamış nııdır? «Peker hükumeti ga>Tİmesul değildir» Acaba bahsolunan vaidlerin tutulmadığını gösterir yeni olaylar nelerdir? Eğer bazı kanun değiştirmeleri yapılmamışsa, Meclisin toplantı halinde bulunmadığını düşünmek gerektir. Eğer bazı yeni kararlar verilecekse, bir beyanname yaymak için bir parti kurultayı toplamağa lüzum gören Demolrrat Partinin, Recek Peker hükumeti arkasmda da bir parti bulunduğunu düşünmesi lâzım gelir. Receb Peker hükumeti, ne «kanunu muvakkat> çıkarabilir, n« de parti ile damşmaksızın partiyi ilgilendiren kararlara varabilir. Re ceb eker hükumeti, gayrimesul değildir.î Yazı, şöyle sona ermektedir: «Demeç, tehâidli bir fıkra ile bitmeitedir: Öyie demeğe getiriliyor ki eğer Hürriyet Misakı şartları yerine g«!mezse muhalefetin eski metodlarmdan vazgeçmcsi, çekli bir muhalefete razı olmak, bugünkü sistemi devam ettirmek istiyenlere yardım etmek olurmuş. Acaba eski metod, Aldoğa.ı sistemi sürüp gitse ne olurmuE? Mem'.eket kana mı boyanırrrnş. Bütün malâyâniyatı bir tarafa bırakalım de bu nesle düşen vszifeleri yerine gçfcrn'ek için karşılıklı hislerimize dönelim.» Ankara 27 (Telefonla) Demokrat Partiniıı son beyannamesi hakkmdaki Cumhurivet Hslk Partisi yorumcularının yaz'.larına «Kuvvet> gazetesinde cevab veren Samed Ağaoğlu şöyle demektedir: «Halk Partisi resmî sözcülîrinin. bevanrpmeyi izsh tarzları, son zamanlarda belirmis bulunan iyi havayı kabilir.» rartmak gayretinin bir delili sayılaHikmet Bayunın nıakalesi Hıkmet Bayur da. Kuvvet'teki «Demokrat Partinin beyannr.mesi dolayısile> başhklı j'azısmda. beyannarr.ede varılmış nlan sonuc'arla rmumiyptie mutabık oldyğuntı sövliyerek, noksan ve ku?urlu gördiiaü kı^ım'srl ele almakta ve bjnları şöyle izah etmektedir: Demokrat toplantısının kusuru «Bizce Demokrat toplantısının ve çıkarılan b?yannamenin birer kusuru vardır. Torlantımn kusuru. açık olmayışı ve gazetecilerin iceriye alınmayışıdu. Bunda, bszı hatiblerin atoçli sözlerile dolavısile rr?rLkemç!ere sevkleri tehlikesi dahil, ne gibi mahztır görülrtıüş clursa olsun biz o inandayız !ti, açıkhk. Deır.okr?t Partinin lehinde oiurdu. Çünkü bu partinin. bugün tek desteği. halkın güvenidir. Bu güven ise, herkesin du1 açık tartışmalar sonucunda kBianabilirdi. Toplantıda bulunan üye'.er arasında tartışmalara yol açan düşünce ayrılıklarınin bulunması ve ortaya dökülmesi ve her işte halkı son hakem yaprnağa varacak o'an slenî konusmalar, hem ulusumuz he>i < ' 3 Demokrat Parti bakımından ?icak favdalı oîurdu. Beyannamedeki kusur Bize gore beyannamedeki kusur, güç r.nlaşıhr bir biçimde yazılmıs olup onun bazı cümlclerinin oldukca dumanh bulbnmasıdır. Bu, halka hitab eden bir tebliğâen ç^k, bir takım tartışmalardan sonra türlü düçünceleri teliı etmek için diplomatlar tarafmdan. gene diplomatar ioin yar.îmıs bir vesikaya benziyor.> aleyhinde harbe girdi. Almanya, dördiincü bir müttcfik olarak yalnız Balkanlardaki ihtiraslarını tatmin etlcmiyen gayrimemnun Bulgaristnnı bulabildi. Yunanistan, Venizelos"un gayretlerile, Rumanya da AvusturyaMacaristan topraklanndaki ırktaşlarmı kurtarmak bahanesile harbe katıldılar. Denizlerin serbestliği prensipini ınüdafaa eden Birleşik Amerika da Almanyanın kayıdsız şartsız deni?alb harbini bu prensipin ihlâli telâkki ederek 1917 de harbe girdi. Asyali Çin ve Cenub Amerikanın bazı devletleri de uzaktan plâtonik bir şekilde olmakla beraber, Birinci Dünya Harbine iştirak ettüer. Böylece Balkaniar yüzünden önce Avrupa, sonra da bütün dünya Birinci Cihan Harbi denilen badireye uğramış oldu. 33 yıl önce bııgünlerde patlak veren Birinci Dünya Harbinin bu kısa tarihçesini yapmaktan maksadımız, o harbe sebebiyet veren Balkanlann, şimdi de karmakarışık bir halde olduğunu ve iiçüncü bir dünya harbine sebeb olması ihtimalinin ku\*vetle mevcud bulunduğunu göstermektir. Vaktile Balkanlan kanştıran iki büyük devletten biri, Avusturya küçülmüş ve artık hiçbir yeri kanştıracak hali kalmamıştır. Fakat buna mukabil, Çarlık Rusyasının bütün siyasî ve stratcjik ihtiraslarına vâris olan. ayrıca bir ideolojik istilâ pcşinde de koşan Sovyet Rusya, Balkanlann rakibsiz ve saygısız kanştıncısı ve kışkırtıcısı vaziyetinde tekrar sahneye çıkmıştır. Müttefiklerin ve bilhassa Amerika Cümhur Baskanı tnüteveffa Roosevelt'in uzağı göremeyiş!eri j ü^ünden Sovyet Rusya, Avrupanın ortasına kadar geldiği gibi, Balkanlara da girmiş; Türkiye ile Yunanistan haric, öteki Balkan devletlerini zorla kendi peykleri haline getirmiştir. Yunanistanı da komünistleştirerck kendi peyki yapmak ve Balkanlara tamamile hâkim olmak için, İkinci Dünya Harbinin sonundanberi durmadan ve yıhnadan çabşmaktadır. Bolşeviklerin Yugosiavya, Bulgaristan ve Arnavudlukta hazırlattıklan çeteler, Yunanistanı kana boyamakta ve Balkan banşuıı daimî bir tehdid altında bulundurmaktadırlar. Birleşik Amerikanın azimkâr siyaseti ve Yunanistana yardımı olmasa, Sovyet Rusyanın peykleri, pervasızca Yunanistanı istilâ edeceklerdir. Moskovanın tahrik ve himaye ettiği bu üt küçük Balkanh devletin. Birleşmiş Milletler Teşkilâtı tarafından gönderilen tahkik komisyonuna karşı takmdıklan küstah tavır, dünya banşuıı korumak için kurulmuş o!an bu müessesenin nüfuz ve haysiyetine. otoritesine, hattâ varlığma tevcih edilmiş bir bolşe\nk suikasdidir. Bu yüzden Birleşmiş Milletler Kurulu, Yunanistan hâdiseleri karşısında, âciz bir vaziyete düşmüş bulunuyor. Bolşevikler. Balkanlarda gene korkıuıc bir dinamit fıçısı vücude getirmişleıdir. Bu fıçmm 1914 te olduğu gibi, bütün dünyayı tekrar bir harbe süri'kliyebilcceğinden herkes endişe ediyor; fakat müessir bir tedbir almak ve üçuncü bir cihan harbine sebeb olacağı mcydanda olan, bu elle tutulur tehlikeyi önlemek imkânı bulunamıyor. Bu gidişin sonu ne olacak? Gıörünüşe göre, Sovyet Rusya münasib gördüçü zaman. Balkanlardaki dinamit fıçısile dünyayı ateşe verecektir. Bir mucize olmadığı takdirde, bu akıbet mukadderdir. ABİDİN DAVER Yanya dağlarında çetecilerle savaş Baştarafi 1 inci sahifede gönderebilir. Üstelüj yollardaki mayinler. ayrı bir tehlike teşkil ediyor. Tahkikat komisyomınun Çinliden Yeni Zelandalıya ve Suriyeliye kadar çeşidli milletten delegeleri, çiçeğe üşüşen anlar gibi dunyanın dört tarafmdan gelen hsrb muhabirleri ve askerî birlik mensublarile Yanya, modern bir Babil Kulesıne döndü. işte bu kuleden, sabahın erken saatinde bir Jeep otomobili ile ayrüdım. Arabayı süren. bir gün evvel arkadaş olduğumuz Yunan subayı idi. Yanyadan Meçovaya kadar olan 64 kiı'ometrelik yol güzel. Pek tehlikeli de değil. Şehrin hemen etrafını çeviren dağların arasmdan geçiyor. Çeteler daha içerde, Grevinet mevkünin yukarısmda bulunuyorlar. Biz, Meçevaya giderken. Yunan avcı uçakları dönüyorlardu Yunan subayı: < Komünistlerin sabah kahvaltılarını vermişler» diye iâtife etti, Hani yanhşlıkla, bize de ikramda bulunmasmlar, diye ürkmedim değil. «Harb muhabiri» işareti Meçovadan atlara bindik. Bizim ahbap, omuz başma bir apulet iliştirdi. Baktım, «War Corespondent Harb muhabiri» yazıyor. «Ne işe yarayacak?» diye sordum. < Çeteciler, başlarına belâ gelir korkusile yabancılara sataşmaktan çekiniyorlar» dedi. iki tarafırr.ız dağdı ve bu dağJardan ateş ediliyordu. Yanımda, bir de ünıformalı Yunan subayı vardı. Düşününüz, dağdaki adam, benim omuz başımdaki muskayı farkedip, «Aa! Bu ecnebi... Belki başıma be!â gelir. Aman ateş etmiyeyim» diye silâhmı bırakacaktı. Güİdüm ve atları siırdük. Savzş sahasmda Ne ise ki kazasız, belâsız cepheye varabildik. Bir çevirme hareketıne g'rişen 8 inci dağ ordusunun taarruzu karşısında. çetecileT Hasyaya doğru çekiliyorlar. Bu yüzden öyle Yunailıların tâbirile .fasarya = gürültü, patırdn ile uğraşacak zamanlan yok. «Tahkikat komisyonn yerine..» Yunan askerleri iyi besleniyorlar, fakat teçhizatları noksan. Meselâ, dağ tümeninm dağ topu yok. Yanyada iken bir binbaşı: « Keşke Birleşmiş Milletler, otjrup çen« çalmsktan başka ij yapmayaa Tahkikat Komisyonu yerine, bi?« dağ topları gönderseydi. O zaman Yunanistan rahata daha çabuk kavuşurdu» demişti. Ne kadar haklı olduğunu, cephede daha iyi anladim. «Çetecileri jörmeğe Imkân yok» Bu dağl:k ve ormanlık bö'gede, çeteleri gormeğe imkân yok. Tayyareleı bile, bazan görmeden ateş ediyorlar. Haydudlar, ric'at hareketini gece yapıyorlar. Gündüî, fırsat bulurlarsa köyleri basıyorlar.Dağ topu olmıyan bir ordunun bunlarla başa çıkmasına imkân yok. Eğer tayyareler sabahleyin çetecileri yerlerinden uğratabilirlerse, ordu mensubları onları savaşmaya mecbur ediyorlar. Fakat haydudlar, o kadar «üratle çekiliyorlar ki, kendilerine engel olmasm (îıye, yaralılarını bile temizliyorlar! Nerede kaldı ki savasacaklar. Pakat ordu, onlann esas ricat hatlarını iestiği için, muhtemel olaıak Hasyada, bir muharebe vermege mecbuı kalacaklar. O zarnan Epir, çetelerden temizlenmiş olacak. Fakat, hududun öte tarafından Rus peykleri, t&hşidat noktaları buluncîTirduktan sonra, yeni çeteciler elbette ki hududu geçeceklerdir. Fasid daire haline gelen bu rneselenin, konferans ve toplantılarla nasıl halledıleceğini doğrasu pek merak edlyorunu Heyecanlı bir döniia DönUşümuz. gidişimizden çok dah» heyecsnîı oldu. Meçovaya kestirmeden gelelim derken, arkamızdan iki el silih atıldığını duyduk. He'e kurşunlardan bir tanesi. Yunanlı ahpabımm tam ku:a|ınm dibinden geçti. Rengimiz sapsarı bir halde, tağ taraftaki ağacların altına glr<Uk. o n dakika kadar bekledik, ses, sada cıkır.adı. Atlarııruzı sürdük ve Meçovaya geldik. Yunanlı subay, ate? edenlerin, Kozani hududuna henüz şirememiş ve Yanyan:n şlmalinde dolasan, bir kaç kişihk çetecl gruplanndan blrl olduğunu tahmln edlyordu. *** Otelde, yıkanıp temizlendlkten sonra dışarı çıkarken, tahkik komisyonun'UB bir delegeslne rasgeldim. « Bugün görünmedlnla. <Jedi. Halbukl toplantı enteresan oldu. Haklkî tehlikenin nereden geldiğini anladık.» Oülümsedim ve: « Öyle rai, diye cevab Terdim, ben de.> Hâdfse/erflrasındâ Teklif ediyorum.. ziz oknynculanm. Buçün siıe haxin blr mevzu arzetmege f İ4 mecbur oldufnm içln özür dilerira; fakat sizin bn hüznü duymanız, süıhatinİK ve umumi sıhhat bakımından faydalı olacaktır lannındayım. İstanbulda verem ölümleri «rtmaktadır. Elimlzde mevcud istatistikler, bu afetin 1931 yıUndan 1938 yılına kadar bir duraklama ve gerileme göst«rmiş olmasına mukabil 1939 dan 1946 sonuna kadar artmakta olduğunu gösteriyor. 947 nin henüz tamamlanmamış olan rakamlan bu yıl vefiyatınin 1938 senesi veflya» tından bir miali fazla olacağını göstermektedir. Elim ve korkunç bir çey. Ba artıçı harb yıllarının fena pıda şartlanna yormaktan ba^ks çare yok. Hiç unntmuyornm. Bnndan üç dört yü evvel Ankarada bir gaseteciler top. lantuında, İstanbulda hayttın çok pahalı oJdutunu. bunu ucozlatamıyorsak hiç dtiilse fiatlan olduf« yerde dv dnrmamn lümmunu Ueri sürdüfüm •»• man Ba$vekil olan zat bana: Istanbulda açlıktaa adamlar ral ölüyor? diye haçin bir sual sonnuşta. Gene o caman, makarna, tenyaf ve sair kalorill pda maddelerinin ek«ftlitinden emrikli ana Te çoenklannm öl« mekte olduklarını aöyleTİnce de: Sen çocuk doktora mnsan? uuU Ba susturmoştn. Gaaeted Te caaeteleria sustürulabildi|inl tecrübe ile rordükı fa kat hıkikatlerin ve bjuuuklann sflMt> la durdurulamadıjhnı da i?te ba nkiun« lar gösteriyor. Resml tstatisttklere B*zaran gözUmün önflnde olaa rakamlan bnraya dökmüyornm. Sadece i«ar«İ etistiyorum. Harb yıHannAk, B N * nliyetl harbe rüklenen pahabbk, bvfeto bflflil bitmesinden U yd M o n arnı halde devam etmekte f sıhhat üserindekl mef'un terfrl (ritmektedir. Ne ise çimdl kimeenia « a » lemek lstemediÜ bn manlı eknmaktui vazjreçetim de saâade Tvvarlak rakam olarak 946 senesi verem refryat» 3000 kadardır. Beyneunllel ölçülere rore btr lekette verem yatağt tertyatuı Od yanı tstanbulda 6000 olmak HaJbuki şehıimiıde hâla meread yataklan çunlardır: Mevcod veya yapıhnakt* olaa hastanede preTintoryora, «anttoryom Cerrahpaşa pavlyonn ZOt Haydarpaaa 10* 179* Demek ki Ihtlyacın yarutni bOe kar$ılamıyoras. Dlspanserlere jelince; Belediyenia 2. Verem Mücadele cemiyetinio de 12 ki cem'an 14 tiir. YalniE tsUnlml içln bunun iki misli Uzuu. Anadolndan her gün tstanbula gelen hastaları da hesa« ba katarsak İstanbula en as 30 diapanser lâıım. Bütün bunlara mukabil ne yapraalıyiı? Ben bu işlerin tnUtehassıs detilim; fakat dunyanın kullandiğı nsnller malum. Başka yerlerde bn l?i deTİetten ve çehirlerden ziyade »igorta kutnpanyaları sağlıyor. BU de acaba bn yola gid«bllir miylz? Bunu miitehassıslar nfitalea ededununlar. Ben aadece bu afete karşı savaşa girişmiî olan Verem Mücadele cemiyetinin yeni blr irad membaı U* ttkviyesinl istiyorum. Kulüblerde daha dofrusu kumarha» nelerde banko deyip cebine 10 btn kâ|ıd atandan bir şey istemiTeceğim. BB adamiarın bu hayırlı işlere fark verecek hassasiyette olmadıklarına »iiphe yok. Benim söyHyeceğim şu: Bilet gişelerine her gün, para kiisuro diye yirmi para, kırk kara, altmıs para, hattâ iki kunış bırakıyonM. Bmılar, memurların rimmetinde (!) kahyor. Tn. nel fibi yerlerde, hatta postanelerde nfaklık bulamamak bakımından halka para kusuru diye pul veriliyor. Bu pnl« ların heder oldu|n da muhakkak. Teklif ediyorum. Bilet peralannm ya« varlak rakama kadar olaa kiisnruntt verem mücadelesine burakalım. Mesett Tünelin birinci mevki 8 kuro#unnn iki, t'sküdarm birinci 18 buçok knnı« bUetinin bir buçuk kunışu ve daha bilmedi|im kttsnraU bn cemlyet* bırakalım. Zaten yolculann yöıde seksenl bu paralan alamıyorlar. tdareler her fttn ku ycldaki şikiyetlerden bizardırlar. 8enede bir kaç yuı bin lira toplanır. EHd bir kaç veremlintn hayatı knrtanlmJ% binlercesinin hastalık abnamao tedblr» Ieri alınmış olur. Acaba bu mevznn benden başka klm mütalea edecek, mütalea bir fej değil, kim serçekleştirebUeeek? B. FELV.K Metin TOKER Çeteler Batı Trakyada da katliama başladılar Bzştarafı 1 inci sahifede hale gelmiştir. Yollarda soygunculuk âdeta tabiî haL'er arasma girmiştir. Bu arada Türklerle meskun olan bolgede emniyet tamamile ortadan kalkmıştır. Köylere yapılan her bir baskın korkunc bir katliamla neticelenmektedir. Yollrrdan geçen kamyonlar bile çrteciler tarafından kaçıriımaktadır. Dehşet içinde kalan ve hayatlarmı kurtarabilen köylüler ka'abahk merkedere iltica etmektedirler. Askerî makamlardön verilen ma;umata göre, Makedonya ve Trakyada tekrar harekete geçen çeteciler, gayesi şiddetıt savaşlarm cereyan ettiği Kozaniden dikkati bu havaliye çekmektir. Kozsni havalısinde savaşlara tutuşmuş olan İpsüautis grupuna mensub çetecilerin durumu gün geçtlkçe fenalaşmaktadır. Çetecilerin kaçmalarma meydan verilmemesi için Grevene KozanJ yolu mayınlenmiştir . Konvay halinde harekât sahasına sevkeiilen millî kuvvetlerle çeteciler arasmda savaşlar devam etmeîıtedir. Harekâ:a Larisadan kalkan uçaklar da ir.ır^k etmektedırlsr. Trakyadaki harekatı takib İçin Gömüküneye hareket ediyorjm. Metin TOKER TürkYunan hududu yakınında bir istasyon tahrib edildi Londra 27 (B.B.C.) Yunan Ajansmın Edirneden aldığı bir habere atfen bildırdiğine göre Bulgaristandan gelen Yunan çeteleri, TürkYunan hududu civarında bir istrsyonu hasara ugratmiîlar ve Türkiye hududundan Yunan topraklarına girildiği yerde demiryolunu kesmişlerdir. Çetecilerin maksadı. Türkiye ile Avrupa arasmdaki demiryolu münakalâtım bozmaktır. Yunan kuvvetleri ile yapılan rmısaöeme neticesinde çeteler, ölü ve yaralı bırakarak gene Bulgaristana kaçmışlardır. Grevene'ye yeni hücum Londra 27 (B.B.C.) Son haberlere göre kuzey Yunanistanda çetelerle Yunan kuvT.'eÜeri arastndaii çarpışaıalar yeniden {iddet'enmiştir. Çetecilere, Grevene kasabasına yaptıklan geniş ölçüdeki hücumİErda ağır kayıblar verdililmiştir. Bunların 75 ölü, 60 yaralı bırakarak çekildikleri bildirilmektedir. Yunan ordusunun kaybı hakkmda. tebliğde bir şey yoksa da, bunlann daha fazla kayıb verdikleri öğrenihniştir. Arnerikada tedbirler düşünülüyor N«wYork 27 (a.a.) Yunanistandakl hadiseler Birleşik Amerikada, Ortadoğunun istikbaline dogrudaa dogruya tesir etmek bakınundan bu bölgedeki difer hâdiselerden daha çok önemli addedilmektedir. Britanova'nın özel muhabirinin bildirdiğine göre, Sovyet peyklerinin tazylkl Yjnanistanda bugTİnkü rejimi yıkmağa kâfi gelirse bu memleket Sovyet nüfuz bölgesine girmi? olaoaktır. Tahmin edildiğine göre, buna benzer bir gayret de, Türkiyeyi de bunun içine almak için sarfedilecektir. Bundan sonra Sovyetlerin gayesi, Yunanistan, Türkiye ve tran yolu İle Arab <ievleüerine dogrudan dogruya bu tazyii icra etmektir. Bu mesele hakkmda bu gibi mülâhazalar, Birleşik Amerikanın harbden öncekı inflradcıhğmdan ne kadar çok uzak'aşmış bulundugunu göîtermektedir. Soylendiğine göre, Amerikan idarecileri, Arna\'ud'Aık, Bulgaristan ve Yugosla^anın müdahalesini önlemek için Birleşmiş Mille'tler tarafından alınan tedbirlere karşı Sovyetler Birliği ve. tosunu kullandiğı takdirde, Akdenizde ne gibi tedbirler alınmacı gerektiğini ciddî surette gözönünde tutmaktadırlar. Bu tedbiner belki donanma vasıtasile ahnacaktır. Bu arada, Binleşik Amerika, Balkanlardaki durumla daha ziyade alâkadar olacaktır. Ziıa Amerilsalılar, Bal kanlardaki hâdiselerin Arab memleketleri için de vahim neticeler doğurabileceği kar.aatindedirler. Çetecilere yardım için 528 İranlı Yunanistana gönderilmiş Tahran 27 (A.P.) Yunan sefarethanesi Tahranda fransızca olarak basümiş ve dağıtılmış olan «Yunan Krali faşist tehlikesi ve Yunan Kralî fasist. lerin içyüzü» isünli iki broşür hakkında Tahran hükumeti nezdinde prstsstoda bulunmutur. Haftalık Mosavva gazetesi, Tudeh partisine mensub 528 kişinin Cenub Rusya yoıile Şimali Yunanistana çetecilere iltihak etmek üzere gönderildiğini bildirmektedir. mı,ııııtıniHHfliniinilll!l!ll!llimi!l!in!ll|!!l|ll||lllilll!imıınıımı> Fransızların Hindiçinide kayıblan Loırcra 27 fBB.C.) fîindl Çinide Fransız kuvvetleri, son «ltı ay içinde 83 bin kayıb vermişlerdir. Burılarra 26 birjl ölü, 51 bini yaralı; geri kalanı da esirdir. Bajtarajı 1 tnci sahijede totaliter bir rejım esaretin« sürüklemektir. O zaman Fransa, Rusyanın hâkimiyeti altında ikinci derecede bir devlet haline düşecektir. Onlar, gayelerine ulaşmak için her çareye başvurmakta dırlar, sdalet nedir bılmezier. Gayelerine varıncıya kadar yalan sdylemeğe, yaltaklanmağa, yüz* gulmeğ* hazırdırlar. Bu adamlar, muazzam bir doğu bloku vücude getirmiş olan Rusyanın, yalruz Rusyanın menfaatlerini desteklemekt€dirler.> General, şinıdi Fransada derin bir endiş« duyulduğunu ve halihazır şartların hakikaten endişe verici olduğunu söylemis ve şöyle devam etmiştir: t R'jsya, Avrupada doğu bloku adı altında 410 milyon insam esareti altına almıstır. Şimdi hududu, Isveç, Türkiye, YunanUtan v« Italya hududlarına kadar uzamıştır. Rusya, Fransadan ancak 500 küometre mesafededir. Bugiln, bu tehlikeleri anlatmaktajı maksadım. bur.lara ne yolda karşı koyacagımızı ötrenmemizdir. Bu. axıcik parü ihtilâJîarının üsttınde birleşmiş bir Fransa Ue kabil oîabilecekür. Zira Fransa ufuklarmâa kalm bulutlar.n tekrar görünmesi ihtimali vardır.> De Gaulle komünistleri Tito Dimitrov arasında itham ediyor görüşmeler Başttırajı 1 iîici takifede bekliyen intizamlı büyük kalabalığa hitab ederek hiç bir kuvvetin eoedî clan Bulgar ve Yugoslav kardeşliğini tahrib edemiyeceğini. Bulgar ve Yugoslav gencliğinin iki memleket dostîuğu için bir yaşayan kiiprü teşkil etmekte olduğunu ve bu kcprüyü. tahrib için çalışan Slav düşTnanlprmın hareketlerine karşı, korumanın Bulsaristan ve Yugoslavyanın vazifesi oldu&unu belirtmiş ve sözlerini, cBulgaristanla Yugosiavya arasındaki hududun bizleri ayırmayıp, bir kardeşlik içmde birleştireceği gün gelinceye kadar bu yaşayan köprüyü kuvvetlendirrniz» diyerek bitirmiştir. «Fotografla Türkiye» sergisi açılacak Ankara 27 (Telefonla) Ankara YUksek Ta'.ebe birliği ile tstanbul Milll Türk Talebe Birliği. muştereken «Fotografla Türklye> sergisirü açmağu karar venr.işler ve bütün vilâvetlerden fotograflar iîtemişlerdir. Öğrendiğimıze gore sergi. ilk defa İsanir fuarında, ondan sonra Ankara ve İstanbulda açı'.acaklır. Rumen millî köylü partisi lâğvedildi Londra 27 (a.a.) Bukres radyosunun bildirdiğine göre, hükumete mensub partilerin temsileileri muhalif Millî Köylü Partisinin lâğvedilmesi hakkındaki bir karar suretini kabul etmişlerdir. • CUMHURİYET» to Tefrikan: 2 1 Gelir vergisi hakkmdaki rapor Ankara 27 (Telefonla) Ticaret ve Sanayi Odalan temsilcilerinin hir müddettenberi şehrünizdeı devam eden topiantılan sonunda, gelir vergisi hakkmda hazırladıkları rapor basılmağa başlanmıjtır. Rapor tanıamlandıktan sonra Ticaret Odalanna gönderileccktir. Sağlık Bakanı Istanbula geliyor Znnguldak 27 (Husuiî) Karadeniz sahillerinde bir tetkik gezisi yapmakta olan Sağhk v* Sosyal Yardım Bakanı Doktor Behçet Uz, bugün. Bakır vapurile şehrimize gelmiştir. Hastaneleri gezen ve doktorlarla bir konuşma yapan Bakan, aynı vapurlt İstanbula hareket etmiştir. KİRALIK KASA thtiyacınız İçin Türkiye Garanti Bankası'na uğrayınız. Galata, Bankalar Cad. 27 Telefon: 49402 Türkiyede yeni hava meydanları Arkara 27 (Telefonla) 2 Amerikan kan firması üe Türk hükumeti arasında yapılan bir anlaşmaya göre Türkiy»de iki yeni hava meydanı inşası ve An. kara, Yeşilköy, Adana hava meydanlarınin büyütülmesi ve modern bir hale getiriımesi kararlaştırılmıştu:. Bu inşaat için 43 milyon Türk liralık rcas. raf hesabîanmıştır. Bu paranm 4 milyon doları, ImportExport Bankasmdan temin edihniştir. Geri kalan kısmı Türk hükumeti tarafından ve ecnebi dövizinden temin edilecektir. Mazhar Bey hariciyenin iç makinesinin çok ağır i?lediğinden, bu yüzden dı?arıdaki islerin ve memurların ihmal olunduğundan biraz çekinerek benden mi, Vefa Nur Beyden mi, yahud her ikimizden mi. orasını bilemem çikâ>et etti. Ziyaret ve mülâkat da burada bitti ama. öğle yemeği zamanı da geimişti. Müsteşar bey, bu harekette yaranma ve menfaat kasdi mevcud olmasma rağmen tam Yazan: AHMED HİDAYET REEL yerinde bir jest yaptı. Eski Sıhhiye Vekili vedalaşmak için ayağa kalktıgı zaBelli olmae, benimle bh müddet baş1 yim. Vefa Nur Bey o kadar ince tafsi man: basa kaldığmı duyar da gizli bir şeyler lâta girişti ki. bakm ben bile onun söz Beyefendi, dedl, soframıza çeref konuştuğumuza hükmeder. Kendisir.e silsilesini takibden ficiz kaldım. Zihnim, güvenemediği, makamını kaybetmekten Lem'i Beyin parasızlığı işine kaydı. Maz verseniz d« Allah ne verdiyse birlikte korktuğundan dolayı şüphe ve vehim har Beye bakmayın, o ne fuzulî lâkır yesek... Vefa Nur Bey, bu nezakete, hâlâ hayiçinde yaşayan insanlar.a beraber ça dılara ktvulc sallamı?ur. Onun için Vefa Nur Bey Türkiyat Enstitüsünün profe ranı olduğum b:r dirayetleve insana lışmak ne güç! O ne câlî sevinc, o n« iki büklüm el sörü, kendisi de talebesi imiş gibi ta ferahlık veren erkekçe gülüjü ile cevab verdi: sıkışlar... Vefa Nur B«ye ben yerimi vırlar takmıyor. Nihayet misafirimiz Çok teşekkür ederim, fakat kırk verdim. İkimiz birer yarunda ayakta sustu ve müsteşarımız sabursıılıkla bekyılda bir Viyanaya geldik, müsaadenizlediği noktaya geldi. Ankaradan havadis durduk konuşuyoruz, Lem'i Bey de arle biraz da hovardalık edelim.. Bırakamdan oturduğu yerden müiâlememiz soruyor. Vefa Nur Bey eoğukkanlılıkla kın, Nüzhet Beyle biz iki bekâr bir cevab veriyor: le alâkadar oluyor. Anlattığına gore Veparça dolaşalıra!... Doğudaki cahilâne kıyam bastardfi Nur Bey Viyana Devlet KütübhaneHem onun davetinl tncelikle red, hem sinde Türk ve Osmanlı tarihlerine aid mak üzeredir. benimle beraber yemek yemeği tercib Gerçekten eski Sıhhiye Vekilimiz ve ettiğini ihsas.. İşte diplomat dediğiniz bazı vesikaları tetkike gelmiş... Bir hafta kadar kalacakmış. Mübar€k zat, dinli EUİh murahhasımız soğukkanlıdır. Fakat böyle olur... yen olursa bu mevzu üzerinde saatlerce isterse b^zan göstermelik öyle bir cedil oynatıp çene jarıştırabilir. Öteden lâllenir ki... Lozan konferansmm bir Zaten e/çilikte bana göre bir iş yok.. bari fikriyatla uğrasmaktsn zevk EÜI celsesinde Venizelos'un küslahça bir sal Eh, Vefa Nur Bey gibi büyük bir adağım için ben tath tatlı dinliyorum. Lem'i dırışı karşısında dehşetli kükremis ve mın gölgesine de sığuıdıktan sonra kanBer d« kulak verir gibi ama, iç âlemi mütecaviai susturduktan sonra kapıyı çılaryaya gider miyim hiç? ne daldığî boş bakışlarmdan beîli.. Za şiddetl« vurup dışarı çıkmıştı. O zaman Tanrıdan beklediğim bir tesadüf. Esvîl'.ı şaîiba, hayalen gene tüğürdlük lâ bina ile birlu<te bütün temsilcil«r de ki Sıhhiye Vekilimizin de uyumaya ih. tiyacı varmış. iki buçukta ayrıldık. Be'•irentir.in ç»kmazlanndan sıyrılıp kur zangır zangır titremişlerdi. Kabinenin değişeceği fayiaîan üaerin ni sorarsamz esasen bitik haldeyicı. tulmava çaîışryof... Şu çocuğa bugiin iı. irtV.nı bulursam blraz borc para vere de de bir müddet öurulduktan sonra Hemen otele geldim. Doğru yatağıma.. Fakat hem kat hizmetçisine hem de oda hizmetçisi kadma dört buçukta uyandırmaları için ayn ayrı sıkı bir tenbih geçtim. Hay Allah müstahakını versin, bu Mariahilfestrasse d« ne bitmez tükenmez bir sokakmış.. Git git sonu gelmiyor. Eğer Viyananin yabancısı ol sam, şoförlerin ban ecnebilere ta+bik ettikleri usulün benim. de başıma geldi6 aylık bir kız çocuğuna bakmak için ğine hükmedeeektim. Hani. en yakın bir tecrübeli bir dadı aranmalrtadır. Arzu yere sapa yollardan döndürüp dola?edenlerin hai tercümelerile beraber sa. tırıp götürürler ya.. Ooh, nihayet araat 22.30 da Novotni aile gazinosunda bamız stop etti ama, Irurası ne garib ses sanatkârı Müzeyyen Stnar Işıîa müracaatleri. yer.. Küçük bir meydanlık teşkil eden sahanın h«r tarafında başıboş ne çck küçük çocuk dolaşıyor.. Binalarım da pek apartıman %asfına lâyık göremiyeCemiyetimizin 1946 yılı kongresi 29' 1,947 salı günü saat 15 te Eminönü ceğim, han diyeceğim. Evet, hanlann hepsinin iki kapısı da ardlarına kadar Hşlkevi sa'.onunda yapıİEcağından kasabların gelmeleri rica olunur. açık.. Hemen istisnasız bütün pcncîre GUNDEM: 1 İdare heyetinin çalışma raporu 2 Hesab murakıblan raporu ve heyetin ibrası lerden davetkâr birer el gibi çamaşır3 Yeni idare heyetinin seçilmesi lar sallaruyor. Ha..a. Anladim. Amele 4 1947 yıl bütçe ve kadrosu mahalîesindeyim. Anlayıncıya kadar da 5 Dilekler. foförün parasını vermeği geciktirdim. tDARE HEYETt Lâkin, adamın hiç telâş ve heyecan gösterdiği yok. Put gibi hareketsiz, ufka bakıp bekliyor. Dadı Âramyor Ba{taro/t 1 inci rını dökmüjlerdir. Aralannd* süâh ta« şıyabilecek tek bir f « d kaluıcıya kadar da bu ülkenin kendilerinden alınıp başkalarma •veTİln*eEİn« razı olmi" yacaklardır. Fakat Arsblar, Füistind» bulunan Yahudileri de aiyas! ve med«« nî haklarından mahrum etmiyecekler» C. • * demi«tir. Türkiye y ve Arab alemi d Amerikada 50 ton ağırlığında bomba yapılacak Washington 27 fa.a.) Birleşik Anıerıka hava kuvvetierinin büdirdilüerine göre «B29» üstün uçarkaleler taVrt» ben 20 ton ağııhğmda bombalar taşıyv \ cak uçaklar haline kooulmuştur: Bu bombalar: haîen dunyanın en agir bcmbaları ise de Birleşik Ameri'ia hav» crdusu 50 ton a£:rlıgında bombalîi yapmak için çaiışmalttadıılar. Istanbul Perakendeci Kasablar Himaye Cemiyetinden: Japonyada yeniden 1716 gazete çıkmağa başladı Washington 27 (a.a.> General Mac Arthur'ün işgaı hakkmdaki nisan ayı raporunun hulâsasında bildirildiğine göre, işgal altında basın hürriyetinia tasisindenberi Japonyada çıkan gazete» lerin sayısı 1,951 e yükselmistir. Bua. ların 1,716 sı yeni çıkmaktadır. işte dış numara tam elimdekine uyuyor. 226. Alâ. Yüksek ve kemerli kspıdan geçerek ileriye doğru yürüyo rum. Ortalık karanlıklaşacağma büâ kis aydınlanıyor. Tevekkeli değil. îşte kocaman bir iç avlu. O.o. Uç cephenin her birinde ikişer olmak üzere tam altı tane kap.ı. Eyvah. Ben bunların hangisinden gireıceğim. Arknsı txtr ISMAIL DÜMBÜLLÜ TİYATROSU Bu akşam: YEŞILKOY PARK GAZİNOSUNDA Yüksek Ses Sanatkârı MEFHARET YILDIRIM ve ARKADAŞLARI Ayda Eönmez, Ahn^ed Güldürür, Eyüb Sabri, Tevfık İnce birlikte B A CI A Ğ A E V L E N İ Y O R Komedi 3 perde ve zengin varyet« Yarın aksam Snadiye Çınardibinde aynı program. Mersinde keçak kaputbezi yakalandı Mersin (Hususi) M«rîin istasysnur.da, 57 balyalık kaçak kaputbezi yakalanrmştır. Maîların esas sahibleri o» lan Münir Işıkla Hüseyin Kabasakal bütün aramalara ragm«a henüz yakalanamamışlardır.