ııııııııııımııııınıı ııınıııııııımnımıııımııını Osmanlılar Devrinde Opera ^fniTimıırırımmıınmTürTTTmınniHrnfnımrıunH Abdülmecid sarayında opera kurma teşebbüsleri Yazan: Refik Ahmed Sevengil 1939 da ilan edilen Tanzimatı Hayriye fermanile kabul edilmis. olan yeniliklerin hükumet idaresince ve siyasl hayatta vücu<ie getirdiği değişikliklerden başka içtimai hayatımızda da çeşidü tesirler bıraktıgı malumdur. Garb Çüzel sanatiarımn l&tlf bir meyvası olan operanın da bu arada revac bulmağa başladığım bundan önceki yazılarımızca aniatmağa çalıştık. Beyoğlunda yabnncı sanatkârlar tarafından yabanci dillerde opera eserleri oynanmağa başladıgı sıralarda Osmanh sarayında da yenilikçi Padişah Abdülmecidin bir opera kurmak yolunda teşebbüslere geçmiş oldugunu kaydedelim. 1836 da. İkinci Mahmud zamanmda Yeniçeri ordusu kaldınlıp yerine yenl usulde düzenlenmiş asker konulduğu zaman, önceleri eski tertib Mehter takımı muhafaza edümişti; yani Yeniçsri ordusuna aid musiki heyeti, Yeniçerilerin kaldırılmasından sonra da bir müddet vazifesine devam etti; fakat yeninin önünde yürümeğe çabalıyan bu eskinin yakışık almadığı pek kısa bir zaman da anlaşıldı; Avrupa usulü tertib edilmU askerin Avrupa usulü bir musiki h«yetinln terennümlei içlnde yürümesi gerekti: bu sebeb'.e askeri bandolar kurulmasına karar verildi. Mangel adında bir yabanci bu işle görevlendirildi: fakat kısa bir müddet sonra başka birini bulmak lazım geldi. Sardunya hükumetinin İstanbul elçisi Marquie Groppalo. Türkiyeden bir mayestro istenildiğini Turinoya yazdı. İki karde; musikici Donizetti'ler gözönünde idi: büyügü Giuseppo Donizetti uygun görüldü; 17 eylul 1828 tarihinde İstanbula vardı. Kardeşlerin ktiçügü Geatano Donizettidir ki sonralan o da Viyana sarayında mıaka ustalığına tayin edHerek İtalyadan aynlnuştır. Geatano Donizetti'nin bestelemiş oldugu bazı operaların Beyoflu tiyatrolarında temsil edildiğini bundan evvelkl makalelerimizde söylenrjştik. Osmanlı İmparatorluğu askeri mızıkalan müdürü unvanını alarak İstanbula gelen Giuseppo Donizettl o zaman Jark yaşında idi. Lombardiyalı sanatkâr. İstanbulda. ilk askeri mızıkayı teşkil etmek üzere Enderun agalarından yapilmış bir takim buldu: İtalyaya bir çok sszlar ısmarlandı, getirtildi; Doniz°ıti Türk talebelerine nota ögretti; bir taraftan Padişah İkinci Mahmud için bir mars besteledi, bir taraftan da yetiştirdigi bandoya bu marşı çaldırmak suretile pek k'.sa bir zamanda hem kendl başarısımn. hem Türk genclerinin garb musikisini öğrenmeğe olan kabiîiyetlerini alkışlattı. Donizetti'nin konumuzu ilgilendiren çalışmaları askeri mızıkalar kurmak bshsi değiidir: onun içindir ki İlk bando takımına ayrılmış olan kimselerin isimleri. bunların sonradan eriştikleri rütbeler vesaire hakkında Atâ tarihinde verümiş olan malumatı nakletmege lüzum görmüyoıuz. İkinci Mahmuddan sonra Osmanlı tahtına çıkan Abdüimecid, daha beş yaşında iken saraycia Donizetti hocayı görmüs, biraz daha büyüyüp aklı ermeğe basladığı sıralarda da İtalyan musikıcinin çalışmalarına ilgi göstermişti: hükümdar olduktan sonra yerülik hareketlerl arasında tiyatro ve operaya karşı büyük bir alâka duydu. Abdülmecidin garb memlesetlerinciekl hayat ve o zamana göre bizim için yeni olan şeyler hakkında etrafındaki ecnebllerle uzun uzadıya konuştugunu özel hekimi Spitzer. hatıralarında anlatıyor. Abdulmfdd garb mu?ikisi ve opera rneseleleri hakkında da Donizetti ile uzun uzadıya konuşuyor ve yeni şeyler öğreniyordu. Hattâ sarayda musikili bir tiyatro eseri oynatılması için gereken tertiblerin alınmasım da istedi. Donizetti, sarayda bandodan başka bir de orkestra heyeti teşkil etti; garbın yüksek sanat musikisi bu yoldan gelecekti. Donizetti'Tiin Osmanlı sarayındaki Türk talebeleri bir yandan da nota ile italyanca, şarkılar söylemeği öğreniyorlardı. Bütün bu hazırlıklar. sarayda uyandırılmasına çalış'.lan musikili dram hareketini sağlamak için faydalı ve lüzumlu şeylerdi. Sarayda bir operet veya opera eserini çalıp oynıyabilmek için eleman yetiştirilirken bir yandan da böyle yeni yetişmekte olan bir heyetin ojiııyabileceği kolay bir eser bulmak lâzımdı. Donizetti'nin, dogduğu yer olan Lombardiyanın Bergam kasabasındaki mızıka ustası Dolçi'ye 1846 yılının ilk ayında yaîmış oldugu bir mekrub bu konuyu aydınlatmak bakımmüan değerli bir vesikadır. Mektub şudur: mek yolundaki isteğini, kısa bir zaman içinde saray dışında Beyoğlu tiyatrolannda tatmin etmek imkânını buldu. Mihail Naum'un Abdülmecidden de yardım görerek 1848 de yaptırmış olduğu ikinci tiyatrosunda verilen temsillerin çogTinu Padişah üyatroya giderek seyretmiş ve Halebli İmprezaryoya çeşid çeşid ihsanJarda bulunmuştur. Donizetti nin sarayda bir musikili temsil hazırlamak yolundaki gayretleri milsbet netice vermemistir. Teşebbüs, o zaman başarı ile bitseydi saray orkestrasınca oiduğu gibi belki opsrayı da daha o zamandan Türk sanatkârları eli ile memleketimizde yerleşmiş bulmak f;:bi mes'ud bir durumla karşılaşacaktık. Bu başarı. Cumhuriyet devrine nasib imiş. Donizetti 1856 yılında İstanbulda ofciü. Abdülmecidin, sarayda bir tiyatro vücude getirmek isteği sönmemişti: Avıupa faraylarının bir çogunda olduğu gibi İstanbul sarayında da bir tiyatro salonu yaptırılması için verilen karar 1858 yılında tatbik edilebilmiştir; tiyatro, Dolmabahçede k;smen şimdiki stadyomıın ve kısmen Ayaspa?aya ç'.kan yolıın ağzına raseelen sahada yaptlnlm:şt:; inşası bir «ene sürmüş. tiyatromm açılması 1859 yıh başlarında mümkün olmuştur. Ceride1 Hfivadisin 6 cemaziyülâhir 1275 tarihli sayısında saray tiyatrosunun açıldığrna dair bir haber vardır. Bu tarih, mllâdi 11 ocak 1859 a rasgelir. ?anat tarihimiz için ehemmiyetîi bir vcRika olan bu yazıyı. ifadesini sadeleştü'erek, ahyoruz: Allah, Padlşahımızm ömrünil. büyüklüğünü. yüksekliğini. parıltısmı arttırsın; yüksefc kalbinl yeniden yeniye çeçi<l çeçid neş'e ve safadsn ayırmasın; amin. Beşiktaş sahiîs3rayı civannda Padişahımızm emrile kendilerine mahsus gîyet süslü, eşsiz bir tiyatro yeri düzenlenrriştir. Lâztm olan her şpyi de tamamlanmış olduğundan bu ay:n (cemaziyürahir ayının) 3 üncü cumartesi gecesi Padişahımız orayı şereflendirmişlerdir. Bir lutuf olarak ızin verdikleri için hükumet adamlan da gelmişlerdir. Tiyatro açılmış ve bir güzel opera oyr.anmıştır. Hazır bulunanlar pek memnun olmuşlftrdır. Doğrusu bu tiytıtro benzeri pek az bulunur pek muntazam, kıymetli bir eserdir. Böyle bir eser vücude getirdiği için Padişahırmza teşekkür olmak üzere herkes onun ömrünün artması dusısını tekrarlamış. bu suretle de kendisine düşen kulluk x>îizifesini yapmıştır. 8 ocak 1859 da açılış töreni yapılmış olan Dolmabahçe sarayı tiyatrosunun resml Pariste 25 haıiran 1859 tarihli Tllustration dergisinde y«yınlanmıştır. Fransız mecmuası. Türk sarayı tiyatrosunun Versay tiyatrosuna rekabet edecek kadar güzel olduğunu söylemektedir. Dolmabahçe sarayı tiyatrosunun geniş bir parterden başka üç sıra locası vardı; hünkâra mahsus loca gibi harem kadınlarının gelip oturacaklan localar <!a kafesli idi. îîükâr locası. sahnenin yanında idi ve yandan sahnenin içine fcnkacak şeküde yapılmıştı. Salonu üç yiiz kişi alabilecek genişlikte idi. 24 saat zarf ında vukua gelen kazalar İki kişi öldü, 7 kişi de yaralandı Fatihte Camikebir sokağında 19 numaralı evde oturan Şefika adında bir kadın dün sabaha karşı Kazhçeşme istesyonunda rayların üzerinden geçerken karşıdan gelmekte olan makinist Maksudun idaresindeki 62 numaralı marşandizin altında kalarak sol bacağı kesilmiştir. Yaralı Cerrahpaşa Hastanesıne kaldırılmıştır. Bir çocuk rramvay altında parçalandı Lângadan geçmekte olan vatman Şerefin idaresindeıki YedikuleBahcekapı tramvayı, 7 yaşmdaki Nevin adında bir çocuğa çarpmıştır. Tekerleklerin altına düşen küçük Nevin, feci bir şekilde parçalanarak ölmüştür. Setıir TÜRKİYAT BAHİSLERİ haberleri Kızıl Elma'mn Çürüyüşü Devlet hududile ülkü sınırları arasında mukadder bir slâka vardır: Devletlerin maddî sınırları milletlerin gönüllerindeki manevî hududa ergeç ve a z çok mutlaka yaklaşır; genişlik bakırnından birincisi ikincisine tâbi gibidir. Endülüslü EbuHayyâm eski türkçenin «ülkü. kelimesini «Elkasd ülmütebâid» terkibile gittikçe uzak. laşan bir hedef diye anlatmakta ne kadar haklıdır: İdeal, yaklaştıkça uzakla. çan ve serâbın susuzlar üzerindeki tesirini hatırlatan cazib bir ışık gibidir. Büyük milletlerin büyüklükleri işte böyle bir ısığa doğru hamlelerinden gelir. Eski Türkler Osmanlı imparatorluğunu üç kıtanm birelştiği çevrede kurmadan evvel millî vicdanlarında kurmuşlar ve bütün siyasî ve askeri ham. lelerinde işte o büyük ülkünün gidildikçe uzaklaşan hududuna doğru atılmışlar dır. Ansvatanı her tarafindan genişleten manevî bir harita çizilmiş gibidir: Gönüllere giren bu vicdanî haritamn muhtelif istikametlerdeki büyük mer. kezlerine hep .KızılAlma 'KızılElma> ismi verilmiştir. Anadolunun etrafında uzak, yakın bir çok Kızıl.Elmalar vardır. Eski Türk efsanelerine dayanan bu güzel timsal, ordunun gideceği hedefleri gösterir: Yorulmak bilmiyen eski Türk hamleleri işte bu KızılElmalara doğru atıldıkça asırlara göğüs gerecek muazzam bir imparatorluk kuvulmuş ve her hamlede genişlemiştir. CUMHT5Rİİ'ftJÎ NALINA MIHINA Nihayet kabul edilen bedahatler irleşik Amerika hükumeti. demokrasinin Yakınşarktaki müdafaa hattı olduğunu kabnl ettiği, Türkiyeyi askeri ve iktisadJ bakımdan kuvvetlendirmek yolundaki karannı tatbika başlamıştır. Ç ve E sınıfı 8 tane arama tarama ve refakat jemisini, bize hurda fiatına; yanılmıyorsam beherini 150 bin dolara satmıştır! Bir çok yedek malzeme de veraüştir. Hiç bir memlekete yolcn gemisi satmazken bize evvelâ İstanbulun satılmasına müsaade etmlş, sonra da 85 95 bin ton tutannda 10 gemiyi daha satmıştır ki bunların 6 tanesi yolcn gemisidir. Memleketünizin miUi müdafaa ihtlyaçlannı tetkik eden heyetlerin raporlan Washingtonda tetkik edildikten sonra, Amerika, kara, deniz ve hava ordulanmızın muhtac olduğu vasıtaları da verecektir. Amerikan milletine, Türkiyenin askeri ve iktisadi kudretini yükseltme yolondaki yardımlanndan dolayı teşekkür ettikten sonra, son defa bize satılan 10 gemi münasebetile bazı şeyler söylemek istiyorum. İlk söyleyeceğim $ey, bu 10 geminln, bilhassa 6 yolcu gemisinin mümkün olan süratle memlekete getirtilerek yolcn nakliyatında görülen darlığın hemeE önlenmesidir. İşittiğime göre, 10 • 15 güne kadar emektar Bakır şilepi, de. ğerli süvarisi Nerihi kaptanın idaresinde, 10 geminin mürettebatını NewYor« ka götürecektir. Bu seferi Ue beraber, Atlantigi en çok geçen kaptanlarımız* dan biri olan Nezihi kaptan da, artık yent gemilerden, meselâ Victory tipi 10,500 tonluk şileplerden, yahud motörlıl yolcu gemilerinden birine geçmek bak< kını kazanmı; oluyor. Şimdi sayın oknyucularımın müsaa. delerile biraz da övünmek istiyorum. Bunu da bana aziz okuyucularımdan bir emekll generalin söyledifi sözler ilbam etti. İki giin önce, yolsuz bir Boğaa vapnrunda. bermutad uzun süren bir yolculuk sırasmda. bu muhterem emekll general Ue hasbıhal ediyorduk. Bana, dedi ki: Artık istedlkleriniı oluyor. Devle» Dpnizyollan İdaresi, daima ileri sürdü» ğünüz büyük ve yollu gen^iler tedaıik etmek lüzumunu kabul etti. Darısı şehlr hatlan vapurlarının başınat Hakikaten Devlet Denizyolları İdaresi; artık küçük gerni, yolsuz geml îihniyetinden vazgeçmiştir. Deniz ticaret filomuzun takviyesi bahis konnsn oldugu ve bu maksadla bir program hazırlandıgi günlerdenberi ben. büyük re süratli gemi tedariki lüzumunu ileri fürmüştüm. Denizyolları İdaresi Liber. ty ve Victory tipi gemilerin limanlanmıza sığmıyacaginı, süratli gemilerin iktisadi olmadığını ileri süruyordu. İlk bakışta doğru gibi görünen bu fikirler hakikatte yanlıştı. Tunan limanlan. lıaşta Pire olmak üzere; bidm limanlarımızdan hiç de; büyük değildi amma Yunanistan 100 tane 10,500 tonluk şilep almak İçin çalışıyordu. Bnnlardan bafilarım da limanımızda görüyoruz. Esasen yenl limanlarıraız yapılıncıya kadar, Istanbuldan ve bir dercceye kadar İskenderundan başka hangi limanımiza büyük gemiler gığabilir? Tunanistan, bu büyük şilepleri; kendi limanlan arasında değil; dünya limanlan arasında çalıştırmak İçin alıyordn. Biz de, şimdi satın aldığımiz 2 Victory'yi İstanbul veya İskeriderun ile drç hatlar arasında ralıştırırız. Süratli gemiye gelince, şilepİPrin 17 mil gittikleri bu sürat asrında 12 13 mil giden yolcu vapurunun kaphımba'radan farksız olduklannı lfitfen kabul etmek lâzımdı. Süratli gemi, fazla kömür veya mazot yaksa bile gene iktisadidir. Çünkü seferlerini daha çabuk bitirmek suretile hem yolcuların vaktindcn tasarruf edilmiş olur; hem de dah* gemi ile daha çok sefer yapmak snretilc mürettebat, bakım ve tamir itibarile hakik< bir tasarruf flde edilir. Denizcilikte ileri büyük küçük memleketlerin hep süratli gemi yapmalarının hiç bir manası yok mudur? Onların tasarruf ve iktisadı, bizden daha iyi bildiklerine de şüphe ycktur. Bir Çin hikâyesi vardır: Çinde ilk damiryollan yapılırken eski kafalı ve uzun saçh bir mandarine, trenlerle 10 gündo gidllen bir yere bir günde gidilecegi söylendiği zaman, adamcağız kalan 9 günü ne yapacağız? cevabmı vermi? imiş.. Herhalde bizde 0 ihtiyar mandarin gibi duşünen yoktur. Sürâtin kıymetini çoktan anlamış buiunuyoruı. 35 yıl önce satın aldıfımız rahmetll Gülremal büe 18 mil gidiyordu ve Boğariçinde 40 yıl önce işleyen yandan çırklı 49 Hale ve 50 Seyyare vapurlan da tecrübelerinde 17 mil gitmişlerdi. Denizyollan İdaresinin kürük gemi ve yolsuz gemi zihniyetinden kurtulmuş olmasını memnunlukla karşıhmamak kabil değiidir. Bir gazeteci için en büyük mükâfat ve iftlbar vesilesi de fikirlerinin kabul edünıiş oldnğunu çcirmektir. Onun İçin benim sevinrim iki katlıdır. Yazan: İsmail Hami Danişmend Saray tiystrosunun açılış gecesi oynanmış olan opera. ecnebi sanatkarlar tarafmdan temsil edilmiştir; nitekim dsha sonralan da bu sahnede, Beyoğlunda oynamak üzere gelmlş olan ecnebi opera sanatkârlarına temsîller verdirilmiştir. Bu temsillerde orkestrayı saray mızıka heyeti sanatkârları teşkil ederlerdi .Giuseppo Donizetti, yetiştirdiği Türk sanatkârların opera temsillerine yardım ett:klerini görememiştir; Beyeğlunda 1848 de Naum tiyatrosunda orkestra şefi olarak çalışan Guatelli ismindeki İtaiyan musikici, Doniaetti'nin sağlığmda onun tavsiyesile saraya alınmıştı. Donizetti'nin ölümünden sonra yerine Guatelli geçmiş ve Dolmabahçe tiyatrosundakl opera temsillerinde de Türk sanatkârlardan mürekkeb orke3trayı o idare etmiştir. Padişah Abdülmecid 1861 yılında 61dükten sonra yerine geçen Abdülâziz. sarayda büyük bir tasarmf hareketine girişmiş o arada kız orkestrasını, bale heyetini füân da dağıtmıştır. Guatelli. ger.e sarayda alafranga musiki ustası olarak alıkonulmuş. şehzadelere ve sultan hanımlara ders vermekte devam etmiştir. Askerî bando. esklsi şibi içinden yetlsen Türk komutanlar tarafından idare edilmiştir. Dolmabahçe sarayı tiyatrosunda 1883 y.lına kadar çalışmalar devam etmlş. sonralan bina bir yangin netlceslnde mahvolup gitmiştir. Pek aziz dastum, Refik Ahmed SE^ r ENGİL Lisede oyrummıj olan fu küçiik ope SON retlerin partisiyonlcrı olup olmadığını Fatih Karagümrük 27 nci ilkokul ve birer kopyeîerinin elde edtZtnesi mümkiln olup olarmyacağınv öğrentnek aile birliği müsameresi iMerim: " Fatih Karagümrük 27 nci ilkokul yoksul ofrencileri menfaatine Çiftesaraylarda tertib 1 La prova delVaccademia finale. edilen müsamere yarın akşam saat 21.30 da ve2. II piccolo compositone di musica. rilecektir. Bu müsamereye kıymetli ses sanatkârımız Münir Nursddin ve arkadaşları 3. 11 piccoîi virtuosi ambuîanrt. içtirak edecektir. Programda çok zengln eğ4. 11 Giovedigrasso. lence'er vardır. Un buon cvore scusa mo?ti di/etti. 5. r Türk talebelerimin italyanca şarkda îöylediklerini oğlum belki size aniatmışt\r. Sultan, bir kaç operet görmek istiyordu; ama kime batvurmak lâzım geldiğini hckikaten bilnıiyorum. Yukarıki parçaların ifimi halledeceğini »anıyorum. Abdülmecid sarayındaki dramatik çalişnıalardan biri de erkek sanatkârlardan teşkil edilen orkestradan başka genc kızlardan bir orkestra, bir de bale heyeti kurıılmasıdır. Donizetti'nin idare^inde çalışmak üzere ayrı ayrı sazları ögretecek bir kaç İtalyan mızıka ustası tutulmuştu. Kız orkestrası ve kiz baie heyetinin çalışmaları. kıyafetîeri ve bertib ettikleri oyunîar hakkında bellibaşlı malumat veren kaynak. hekim İsmail Paşanın kızı olup Abdülmecid devrinde saraya alınmış olan, sonralan şiir. musiki ve irfan hayatında şöhret kazanan LeylA Hanımdır. Uzun bir ömrün ve kuvvetli bir hafızanm lutfunu görmüş olan Leylâ Hanım, son zamanlarında saraya aid hatıralarını yazıp neşrettirmişti; oğlu Yusuf Razl tarafindan fransızc*ya da cevrilmiş olan bu hatıraiaj Pariste kltab hallnde basılmı^tar. Abdülmecid, musikili tenısiller gör Ikindl Senenin en nefL* romanı Türkiye Vainnîvi Fitaı: 2 Lira 6 yaşında bir çocuğun otomobil altında ayağı kırıldı Şoför Hayrinin idaresindeki bir taksi, Romaya kadar gidip SaintPierre Babıali caddesinden geçerken 6 yaşınkilisesinin mihrabında atıma yem yea Resul Özrunc adında bir çocuğa direceğim! çarpmıştır. Sadme neticesinde ayağı kıSözlerile «RimPapa KızılElmaî'»n;n rılan çocuk Esnaf Hastanesine kaldıdaha «Şarkî Roma Kızıl Elması» fetrılmıştır. hedilmeden evvel Türk ülküsünün rnaBir beyjir, 6 kişiyi yaraladı nevî haritasına girmiş olduğunu Garb Dün akşamüzeri Kadıköyünde atları hıristiyanlığına resmen ilân etmekte hiç azan bir araba altı kişiyi yaraladıktan tereddüd etmemiştir. sonra güçlükle durdurulabilmiştir. Kaza Bu manevî timsali maddileştirerek İstanbulun fethinden 64 sene evvei izah etmekle kolayhk gören Osmarıh etrafında tahkikat yapılmaktadır. müellifleri «altın topı, «altın alem», Yıldırımın adeta elini uzatarak göster.altın hokka» ve .kürei lâT = yâkud diği bir KızılElmanin fetihten sonra I top» gibi elma şeklinde bir takım kızıl Fatih tarafından ihmali tabii kabil deİki ay evvel İsviçrede Croisee Ma'.baasına kürelerden bahsetmişler ve eski Türk ğildi: Hattâ bazı Garb membalarında ısmarlanan fuar ve 30 agustos zafer bayramı lerin «KızılElma» adını taktıkları şe şanlı atasınin sözünü Fatihin de tekrar pul serileri bir İsveç uçağıle sehrimize gel hirlerin hepsinde ya bir saray damınm edip durduğundan bahsedilir. Yıldırımiştir. Fotogravür olarak basılan bu iki semın o meşhur sözünden 91 sene sonra riden fuor pul serisinin degeri 165 kuruştur veyahud bir kilise kubbesinin işte böy Şark Kızıl Elmasına Garb KızılElmave dört kıymetten ibarettir. 100 kuruşHığu le bir parlak topla göz kamaştırdığına zeytini. 30 kuruşlugu sepye. 20 kurıışluğu aid bir takım tafsilâta bile girişmişler sını da ilâve etmek istiyen Fatih, 885= rr.avi. 15 kuruşluğu mor renktedir. Bu defa dir! Meselâ Âli Çelebi .KünhülAb 1480 tarihinde Osmanlı müelliflerinin her yılkınden fazla olarak 250 bin seri ol«Apulia Puglia» isminden muharref rrak üzere ısmarlanmış ve 64 bin franga mal bâr» ının henüz basılmamiş kısmında olarak «Pulya seferi» dedikleri cenubi olan bu pulların ıızerincie İ7mir Fuarının afiş Roma şehrine .KızılElma> denilmesini resimleri bulunmaktadr. Fuar serisi 1 ağus izah için vaktile Nuşirevân'm hazine Italya seferini açtırıp 11 ağustos =: 4 losta tedavüle çıkarılacaktır. sinde bulunan bir yakut kadeh içindeki Cumâdal.âhire cuma günü Otranto etrafını 30 agııstos zafer bayramı serisi 235 kuruç .kürei lâ'l» in bir papaz taraftrıdan şehrini fethettirdikten sonra değerındedir ve 6 kıymetten ibarettir. 100 aşırılıp Vatikandaki SaintPierre Vil' da işgal ettirmişür: Zâhiren Napoli kuruşluğun üzerinde Ataturkün resmi vardır kraihğına karşı açılan bu seferin hakive nefti renktedir. Mor o'.an 15 kurjşluğun sesinin tavanına asılmış olduğuna nid kî hedefi «RimPapa KızılElmasıı dır uzerinde İnönümın resmi bulunmakta ve so bir hikâye anlatır: ve hattâ Papa Dördüncü Sixtus canını nuncu sepye rer.klisi de Afyon Zafer Abi • Ki7ilAlma ki dîbi Firençistanda kurtarmak için Romadan Fransaya kaçdesini göstermektedir. Bu seriden 250 bin sded ısmarlanmıştır ve 30 ağustosta teda hir kilisei muazzamadur, sakfındaki mak istemişse de, nihayet müdafaa sib gibi rahşende bir küreı lâ'lîn masrflarına karşılık olarak gümüş 1avüle çıkanlacaklardır. Mareşal Fevzi Çakmak şehrimizde tâbendesi ol lâ'l kadehün içinden cık kımlarmı satıp bazı yardım ümidlerine İstanbul bağımsız milletvekili Mareşal Fevzi mış idi: Bir rühban anı oî^ırlayup nice kapılarak yerinde kalmıştır! Roman'n Çakmak dün sabahki ekspresle Ankaradan zaman pinhân itdükden sonra ıleıııp ol kurtuluşu Papanin gümüş takımları sa. kilisâya vakf itmiş idi!» sehrimize gelmiştir. yesinde değil, dokuz ay sonra Fatihin Evliya Çelebî de Budin sarayından vefatı ve Cem Sultan vakasınm zuhuru Şehir Meclisi dün toplandı. Olüm haberi uzerine bahsederken: .Her kasron kubbelerin sayesindedir! göriişmeler bugiine kaldı Fevkalâde bir toplar.tıya çağırılan Sebir de birer altıın top asıh olduğundan adı Papahk makamınin emriyle bütün AvMeclisi. dün saat 15 te Vali ve Belediye Reis na (Kınl.Alma sarayı) dirler» diye rupa kiliselerinde Allaha şükür dualaıı vekili İhsan Aksoyun başkanlığmda tnplan Macaristanın payitahtma Türklerin yapılan Fatihin nazarında artık olgun mıştır. Geçen celselerde verilen takrirler KızılElma demelerini Ali Çelebinir bir meyva haline gelen bu «RimPapa uzerine. Belediye Riyaset makamı tarafın«yâkut top> una mukabil «altm top» KızılElması» ile olgunlaşmalarmı bek dan hazırlanan tasarruf hesablarl raporu lediği «Engerus» ve .Alaman» Kızıldiınkii toplantıda Bütçe ve Kavanin Enc'i nazariyesile izah etmiştir. menlerine havale edilerek toplantıya yarım Elmalarmdan başka Paris bile artık bir Daeistan Şamhal'larmda KızılElma stat ara verilmiştir. Bütçe ve Kavanin Ernevi «França KızılElması» demekti: clımenlerinin harrıretli görüşmeleri üç taat hakimiyet timsalidir: Özü müslüman Hattâ Yıldırımın italyan elçilerine söydevam etmis, celse açıldıktan sonra. reis Kazaklarından bir beyzadenin 18 inci vekili Abdülkadir Karamürsel, encümenlerin asırda telif ettiği «Risâlei Dağistan> ın lediği söz adeta nazîre olmak üzere kendisi de Papahk makamından elçimesaisini ikmal edemediklerini söylemis ve Nuruosmaniye kütübhanesinde 3905 likle gelen bir Fransız kardinaline Patoplantı bugün saat 15 e ta!ik edilmişür. numaradaki nüshasında Şamhaliarın risin 13 üncü asırda ikmal edilmiş olan Adliyede yaz tatili başladı cülus merasiminden bahsedilirken bu meşhur katedralinden kinaye olarak: Adliye dünden itibaren 45 güniük yaz tatiline başlamıştır. Bu muddet zarfında işlere. nokta şöyle anlatıhr: nöbetçi bujunan Birinci Ağırceza ile 1, 3 ve • Alrundan rîhte almayı mele'ün Romanın kurtulması şöyle dur. 4 üncü Asliye Ceza Mahkçmeleri bakacak nâsda kâinen.rnenkân bir âdeme urur: sun, senin kendi büyük kilisenin kulelardır. Tatil 5 eylulde biteccktir. Ve ol esnâda âyinleri üıre hil'atler ge leriııe bile Türk bayrakları dikeceğim! Müsabakayı Profesor Cemal yiliip sonra kasabasına gelüp emr.i Demişti. Eski Türk halkının KızılTollu kazandı hükumete kıyâm itmelidür ki Şamhal Elma dediği ve azamet devrinde o halAnkarada Sergievinden tadilen yapılmakta luğu sahth ola...» km maneviyatını idare eden ulemanm olan Devlet Operası binasının jeref Fa!oHer halde Osmanlı müelliflerinin da sulh zamanlarında bile .Dârülnundaki duvara yapılacak fresk için açılan müsabakayı Güzel Sanatlar Akademisi pro «KızılElma. denilen şehirlerde birer Harb» ve «DârülCiMd» Isimleri'ı» fesörlerinden Cemal Tollunun kazanmıs ol altın yahud yâkut top bulunduğundan andığı uzak, yakın şark ve Garb ülkeduğu haber alınmışür. Binadaki tadilâtı ya bahsetmeleri, işte bu Dağistan misalinlerinin millî ideal sınırlarma girrresi pan mimar Profesör Bonas, Cemal Tollunun son şeklini alan eskizini de tetkik ederek de gördüğümüz hakimiyet mefhumile gelişi güzel bir istilâ siyasetile değil, kabul ettiği için büyuk kartonun hazırlan alâkadar olmalıdır: O takdirde «Kızıl milletleri mahalli idarelerin üstünde masına başlanmıstır. Bununla da Millî Eği Elma> Türk hakimîyeünin timsali ol umumî vs müşterek bir nizam »Itıns tim Bakanlığının yeni inşa edilmekte olan devlet binaiarına resim ve heykel konması duğu için fethedilecek yerlere alem ol almak fikrile izah edilebilir. Yavuza hususundaki teşehbüslere t u suretle ilk adı muş demektir. Bir taraftan halk masal izafe edilen ve bütün dünya mı atmış bulunmaktadır. larında «Kaf dağının arkası> denilen tek bir devlete kâfi gelmiyecek kadar Şimalî Kafkasyanın ve bir taraftan da küçük ve dar gösteren büyük sözün İngiltereden portatif evler geldi Bizans'ın KızılElma sayılmış olduğu Kanunî devrinde kan dökülmesine seİngiltereye sipariş edilen portatif evlerin ilk partisi gümrüklerimize gelmistir. Bu ev nu gösteren kayıdlardan baska, Evliya beb olmuş bir haricî siyaset düsturu ler dört beş saat içerisinde kuralmakta, du Çelebi A\Tupada başlıca altı Osmanlı şekline inkılâb etmesi, bütün insanhğı varlarına sürülen plâstik madde soğuğu ge KızılElmasmdan bahsetmekteyse de, alâkadar eden o geniş ve yüksek telâkçirmemektedir. bunların yalnız beşini zikredip altmö kinin en vazıh delilidir: «Teryüzünde sını ihmal etmiştir: İzmir hattına ilâve vapurlar bir tek imparatoT vardır o da (Sultanı Denizyolları İdaresi İzmir Fuarı dolayıslle 1 Engerus/Ungarus KızılElması: alem» olan Türk padişahıdır» şeklinde esasen jimdiden kesafet peyda etmeğe basifade edebileceğimiz bu haricî siyaset lıyan yolcu nakliyatım kolaylaştırmak ve Budin; kabbalığı önlemek için İzmir hattına ilâve 2 İkinci Engerus KıalEhnasi: Is düsturunun diplomasi sahasındaki ilk vaptır seferlerinin programını hazırlarnaya tonli BelgTad/Istolni Belgrad = tecellisi, Avrupanın en mühim kısımbaşlamıştır. Bu arada her seferinden sonra larmdan başka Amerikada bile aıazisi 9 gün limanımızda istirahat edecek olan İs Szekesfeher\arSthulweissenburg; 3 Orta Macar KızılElması: Ustur bulunan îspanya krah ve Almanya imtanbul vapurunun da İzmir e birkaç sefer yappratonı CharlesQuint/Beşinci Karması uygun görülmektedir. gon = &ztergon/Gran; los'un «împarator» unvanını Türk hü4 Küçük Macar KızılElması yaŞarabcılık kongresine gelecek kumetinin kabul etmemesinde gösterihud Alaman KızılElması veyahud Beç murahhaslar lebilir. CharlesQuint'in o sırada AEylul ayı içinde şehrimizde toplanacak olan KızılElmasi: Viyana; vusturya hükümdarhğmda bulunan beynelmilel şarabcılık kongresinde hazır bu5 RimPapa KızılElması: Rom». kardeşi kral Ferdinand Türklerin fetlunacak delegeleri getirmek üzere DenizyolAltmcı KızılElmanin da Prüsyada. hetmiş olduklarv Macaristan üzerinde Isrı İdaresi Etrüsk vapurunu Marsilyaya gönki «Cologne = Kolonya» şehri olmak bir takım vâhi haklar iddia ederek kderecektir. ihtimali Peçevî'nin «Ehli îslâm Kızıl. tanbula elçiler göndermiş ve bu elçilfr Mısırdan alınan çıkarma gemileri Alma'ya dek gidecekdür didükleri keDenizyolları mubayaa heyetinin Mısırdan lâmun sebebini beyân» ederken kay 937=1530 senesi 19 teşrinisani= 2S Rebîülevvel cumartesi günü Veziri satın aJmış o!dugu 10 çıkarma gemisi yakında gelecektir. Bu gemiler 400 er tonluktur. dettiği ?u fıkradan anlaşılmaktadır: âzam İbrahim Paşanın huzuruna kafcul Bunlar geldiği takdirde ötedenberi nakliye «Bu dah! ma'lum ola ki BöyükKa edildikleri zaman kendilerine sulh şırt; vasıtalarının azlığı dolayısile tenkide maruz pona varoşunda yılda bir muayyen olarak dünyada Osmanh padişahındarı kalan tahliye 15leri süratlenecektir. Bugün günde ancak 2000 tona kadar yapılan tahli günde bütün varofim ve errâfucevâ başka bir kimsenin «İmparator» unva. ve cüvânu nını taşımasma müsaade edilemiyeceği yenin çıkarma gemilerinin yardımile 3000 nibinün «jagîrUkebîri tonu asacağı tahmin edilmektedir. pîri taşra sahrâya çıkarlar ve ol sah için «vilâyeti İspanya krah olan Karrâda olan KmlKapona'da oğlancuklar los'un Almanyadan İspanyaya çekilmesi Neslihan Kısakürek bulunamadı • Büyük Doğu» mecrnuası sahibi Neslihan bir eski türkU ırlarlar: (KızılKapona) ve anun Beç valisi olan Ferenduf» un Kısakürek hakkında tevkif müzekkeresi ke didüğU Kızıl.Alma'dur, şınur taşi gibi da her türlü iddiadan vazgeçerek Türk slidiğini yazmıştık. Sanık bulunamadığından hir alâmet içün vaz'olunmuşdur ve ırhakimiyetine girmesi lüzumundan bahhüküm infaz edilememiştir. Diğer taraftan sanıklar vekili Abdurrah ladukları türkünün meâli ve neticesi: sedilmiştir: Kanuninin 23 sene Nişancümle kuvvetü. cılığında, yani o zamanki teşkilâta göman Şeref. Sorgu Yargıçlığından Neslihan Türk pâdişâhı hakkında ademi tevkif karan almışsa da azametiyle bu mahalle değin gelse ge re Hariciye Nazırlığında bulunmuş olan bu karar İkinci Ağırceza Mahkemesince bo rekdür ve bunda AllahuTeâlâ emriyle meşhur müverrih Celâlzade Mustafa zulmuştur. fevt olsa gerekdür ve Allâha i'tikadu Çelebinin «TabakaatülMemâlik» inde Sınıi arkadaşlan toplantısı ı'timâd olunsun ki Türk pâdişâhı ol CharlesQuint'den bahsederken: 32SC nesetliler subay çıkışlarının otuz beşinci yıMönümünü kutlamak için 26 temmuz kadar yukaruya gide ki Kolona'ya va«Zu'mi fâsidlerince sâhibkırânı cak senlük 947 cumartesi günü saat 12 de Yolcu Salo ra! Nemçe memleketine nundaki Liman Lokantasında kendi arala kalmaz, zîrâ Kolona şehri uzak yirde âlem, kendü ıstılâhı nâfelâhlarınca İııparadorı a'zam geçinürler!» rında bir öğle yemeği toplantısı tertib et vâkı' olmuşdur.> • > mişîerdir. demesi işte bu millî siyaset düsturunKızılElma isminin Asyadan sonra Avrupa tarafında daha nerelere teşmil dan dolayıdır. Kanuninin 938 = 1532 deki edilmiş olduğu ayrıca tetkik eciilecek «Alaman seferi» nin en mühim sebebRamazan 4 Salı mühim bir meseledir. Herhalde bu bir lerinden biri de işte budur. Bu •Beşinci kaç örnekten de anlaşılacağı gibi. 05 seferi hümayun. da takib edilen maksad X ; manlı imparatorluğunu kurup geniçle Avrupayı fethedip doğrudan doğruya £ a a tenlerin millî ideal sınırları siyasî ha Türk idaresine almak değil Türk üsO ritalarmdan çok geniştir: Çünkü Viya tünlüğüne karşı gelebilecek hiçbir kuvVasati 13.20 17.İS 20.35 22 30 3.37 na, Roma ve Kolonya gibi KıalElına vet bırsVmıyarak tekmil Avrupa üzeıinl>ani 4.45 12.00 1.54 7 03 lar hic bir zaman ülkü haritasıncUr. ' d e , . „ • LJ 'V ,*" *"*" * . ae uraumj bir hegemonya kurmaktır devlet haritasına intikal edememiştir; bununla beraber, bu uzak KızılElmalara karşı duyulan incizabın ve bunları ele geçirmek için yapılan büyük hamlelerin imparatorluğu genişletmekteki büyük tesirleri de kolay inkâr edilebilecek şeylerden değiidir. Türk ordusu KızılElmadan KızılElmaya atılırken, ilk ideaUst Osmanlı padişahları ona daha ileride daha kızıl elmalar gösteren birer millet kılavuzu rolünde görülür: Meselâ Kosova meydan muharebesinde Sırb ordusu imha edilip Sırbistan tâbiiyet altına ahnarak «Engerus KızılElması» na yol açıldığı zaman babasının yerine geçen YıMırım Bâyezid, cülus tebriki için Edirne sarayma gelen Venedik, Çiniviz vesair italyan hükumetlerinin sulh ve ticaret muahedelerini tecdid etmek istiyen elçilerine Türkiyede ticaret serbestisinin tabii bir hal olduğunu söyledikten sonra yeni muahedeler akdini reddetmiş ve >ıattâ: Yeni posla pulları dilen İstanbul muahedesi bu maksadl kısmen temin etmis ve Kral Ferdinand Osmanlı padişahını «baba ve metbu» tanıöıktan başka «kardeş» diye hitab ettiği Veziria'zamla da müsavi sayılmayı kabul etmiştir. CharlesQuint'in idaresinde bulunan bütün devletler namına Türk hegemonyasına resmen bojnm eğmesi kardeşi Ferdinand'dan 14 sene sonra 954 = 1547 tarihinde akdetmek mecburiyetinde kaldığı muahede üzerinedir: Bu ağır muahede mucibince her sene «mart ayının evvelinde» Türk hazinesine otuz bin altın harac verilmesi takarrür etmiş, CharlesQuint'in Almanya imparatorluğu tasdik edilmediği için «Vilâyeti İspanya krah Karlo» unvanile iktifaya mecbur olmuş, bu muahede ahkâmı Papahk makamile Venedik cumhuriyetine ve Fransa ile Avusturya krallıklarına da teşmil edilmiş ve Avrupa üzerimfe bir Türk hegemonyası kuran böyle bir muahedeyi bile karşı tarafın istirhamı üzerine «kemâli inâyeti Pâdişâhâne» sinden dolayı kabul buyurduğundan bahseden Kamıni bu şerefli vesikayı o senenin 8 teşrinievvel = 23 şa'ban cumartesi günü tasdik etmiştir. Kendisini yeryüzünün yegâne unparatoru ilân eden Sultan Süleymanın bu büyük dava uğnında giriştiği hegemonya seferleri esnasında Protestan mezlıebini neşre çalışan Luther'in vaızUrında Türklere mukavemeti Allahın kuvvetlerine karşı gelmekle bb ruttuğu ve bir taraftan da Avusturya topraklarından birçok ailelerin muntazam ve âdil bir idare altında insanca yaşayabilnıek için Türkiyeye hicret ettikleri ve hattâ bu muhaceretler bir asır kadar devam ettiği için daha sonralan 1041 = 1631 tarihinde Budin beylerbeyi Hasan Paşa tarafından Palatin Eszterhazy'ye zulümden vazgeçiüp bu muhaceret cereyanına bir nihayet verilmesi hakkında ihtarnameler bile gönderildiği muhtelif vesikalarla sabittir: Tabiî artık hükümdarlar hükümdarı ve insanlık haklarının muhsfızı vaziyetine geçen Kanunî iie dünyada ondan başka imparator olanııyacağım ilân eden hükumeti nazarında bütün yer yuvarlağı bir tek Kızıl Elma haline gelmiş demektir. Bu büyük fikir Kanuninin ölümü ile sönmüş değiidir: Ondan sonra da devam ettiği için, onun torununun torununun oğlu olan ve 17 nci asrın başlarında dört sene saltanat süren Genc Osmanm Lehistan seferinde bile bu eski Türk ülküsünün başlıca âmil olduğu muasır vesikalara istinaden yazılmı? mühim bir eserle sabittir. Birinci Ahmed, Birinci Mustafa ve İkinci Osman devirlerinde İstanbulda bulunmuş üç Fransız elçisinin evrakına dayanan Madame de Gomez'in 1734 te iki cild olarak çıkan «Histoire d'Osman» ismindeki eserine göre, «Genc Osman» denilen dâhi çocuğun Lehistan seferi Baltık denizine çıkmak, orada donanma kurup hem Akdenizden, hem Balük denizinden A\Tupayı abluka altına alarak İtalya üzerüıden kıtanın ortalarına dogru yürümek iaıkânlarıru temin için açılmıştır! Her halde bu heybetli proje, «Sultânı âlem» in yer yuvarlağma hâlâ bir Kızıl Elma nazarile baktığını gösterir. 3 Ssferden sonra 939 = 1533 senesinin 22 haziran29 zilkade Eski Türk nesillerinin bir gün mutlaka varılacağından bahsettikleri Kızıl E!ma, Osmanlı inhitâtının başlarında artık unutulmaya başlamasından itibaren çürümeğe yüz tutmuştur: Bilhassa azamet devrinde elde edilen Kızıl Elmalarm inhitat de\Tinde birer birer elden çıkması milü ideal sınırlarını nihayet devlet hududile birleştirmiş ve işte o iki hudud birleştiği anda Kızıl Elma büsbürün çürüyüp gitmiştir! Artık Osmaniı irr.paratorluğunun son gününe kadar yegâne endişesi «Tamâmiyyeti mülkiyye» deniîen mevcudun muhafazasından ibarettir: Bir cemiyet için en büyük manevî felâket, millî idealinin işte böyle devlet hududile birleşecek kadar daralve bu suretle o cemiyetin idealsiz kalmasıdır; halbuki ideal demek, elde olanı değü, olmıyanı tasavvur demektir: Mevcuda karşı duyulan meyle sevgi denir. Insanlığm hayvanlıktan en büyük farkı ideal ihtiyacmda gösterilebilir: İnsanm karnı gibi kafası da acıkrr ve bu manevî açlığı ancak bir ideal doyurabilir. Memleketlerinde milli bir ülküden mahrum kalan birçok insanların tıpkı ithalât eşyası gibi haricden gelen ecnebi ideallerine sarılmaları işte bu tabiat kanununun en tabiî neticesidir: Osmanlı idaresinin inhitat asırlarından ve bilhassa Tanzimattan itibaren hiç takdir edemediği en mühlik hakikat işte budur. tsmail Hami D Â N İ Ş M E N D Ûğlunuz Tıb Taîebesi V Eî A Mezıınu Ona tahsil yolunda yardım ediniz; heves ve cesaretini arttırınız. Zira bu yol hayli güç olmakla beraber memleketimizin doktor ihtiyacı sonsuzdur. Müstakbel doktorlarımıza insanî vazifelerini başarmak için zarurî olan: Fransız B O U L İ T T E markalı ve Amerikan TANSİYON Âletleri ENKANOSKOP (kalb dinleme) âletleri Küçük Cerrahî Truslar ve muhtelif ALÂTI CERRAHİYE... Depomuzda ehven fiatlarla satışa arzedilmiştir. Tsvslye eftifimİ! > • âletler, bütün omür boyunca kullanılacak birer hediye olacaVH 1 < J BİLHÂS N. KORONEl Yenicami Caddesi Servili Han Telefon 23021