Habibe mollanm kerameti Yazan: Hasan Ali Edfz ; /V;urmakta olduğum sokağtn köşebayındaÜ büyük ve şık apartımanın yanıbaşmda, yıkılmağa yüz tutmuş harab, berbad, üç odalı ahşab bir ev vardı. Bu harab evin odalarından birindo, Habibe Molla adlı ihtiyar bir kadıncakız oturuyordu. Habibe Mollanın kimseciği yoktu. Bankalardan birinde hademelik ediyordu. Habibe Molla, kır saçh, bir gözü kör, basbayağı bir kocakarı idi. Görünüşte öteki kocakarılardan hiçbir farkı yoktu. Ama, gelgelelim Habibe Mcllanm büyük bir hususiyeti vardı. Bulunduiu Eemtte, ysman bir fala ddye şöhret alnnşti: İskambil kâğıdlannı şoyle bir sıralayıp da tek gözile onlara bir baktı mı, insanm butün geleeeğmi, gcrüverirdi. Habibe MoHanıa şöhreti bflhassa «Ayten hâdi=esi> ndenberi alıp yürümüştü. Ayten de harab evin odalarmdan birinde oturmakta idi. Yani sizin anlıyacağmız, Habibe Mollarun oda komsusu idi. Ayten, Kömür Tevzi Müessesesinde memurdu. Bu, kara, kunı, çiçekbozuğu, kıriına merdiven dayamıs bir kızcağızdı. Hemen hemen. kocaya varmaktan başka hiçbir derdi yoktu. Çalıştıgı dairede gözür.e kestirdiği iki kisi vardı. Biri, aynı serviste çalısan, genc, yakışıklı bir delikanlı idi. Ötekisi ise, o dairenin veznedarlarından, 48 yaslarında du'. bir adamdc. Ama, yakışikiı delikanlının kıza ehemmiyet bile verdiği yoktu. Vezaedara gelince, o da günün birinde, ansızm, bir başkasile evlendi. Bir akşam, geç vaHt, Ayten, Habibe Mollanm kapısmı vurarak, içeri giıdi. Mahcub bir eda ile: Ktızüm nineciğim, dedi, sana zahmet, bana bir fal bakar mısm? Bir muradnn var, bakalım olacak mı, olmıyacak mı?.. Evet mi, hayır mı?.. Habibe Molla, tek görünü geçkin kıza dikerek: Ne o, diye sordu, yoksa gene mi kocaya vanyorsun? Ayten kıpkrrmızı kesildi: Nineciğim, birkaç gündenberi bana genc bir komisyoneu musaliat oldu. Kümür ordinosu almak vesilesüe bugün üçiincii defadır bizim daireye geliyor... Kinayeli kmayeli lâfiar ediyor. Derin derin içini çekiyor. Birinci gslişinde kendi Scömür ordinosunu yaptırdı. Anlaşılan feeni biraz daha fazla görmüş olmak içia olacak, ertesi günü akrabalanndan birinin ordinosunu aldı. Bugün de bir başkasınm kömüru için başvurdu, yarın, gene gelecckmiş... Beni sinomaya davtt etti. Ne yalan söyiiyeyim. Ber.im de cna kanım kaynadı. Katt karanm zı orada vereceğiz... Güzel, yakışikiı bir delıkanh.. Habibe Molla, iskambil kâeıdlarını sıralaiı. Kupa kızınm yanma düşen maça beyine bakarak, başını, menfi manaya gelmek üzere salladı. Or.dan sonra da geçkin kırm çopur yüzüne bakarak: Kızım. dedi, îeni bir hayal kırıkfağı bekliyor. İstediğin olmıyacak. Ayten sapsan ke?il?r?k: Ama. dedi, kendisi daha dün beni ssvdieini söyledi. Habibe Molla, hiç bfıfir.i boaruian' O'.abilir. dedi, o .tr,i sevd'.Şini sövliyebilir. Ama, gelgo.'eüm kâğı.üar. tamamüe bunun tersini «Ö3'iüyor. Bakssna maça bejnne. yılan (jib: durııyor. Bpn kâğıdlarıma bakarım. Kocakarı. bir defa dahs kızm çop'.ır Suratına bakp.rak msrhametle icini JSÜ: Hayır, kızım, dedi, bu delikanlı seninle evlenmiyecek? Ne münasebet, kâğıdlar yalan söylemez! Bunlar insan deği\ ki yalan söylesin!.. Haydi kızım, çafeuk kâğıdlara teşekkür et, yoksa başma daha büyük belâlar da gelebilir. Ayten, titrek bir sesle: Tcşekkür ederim, dsdi, ve kocakannın önüne iki buçıık liralık bir banknot atarak çıkıp gitti. Bu hâdİEeden üç gün kadar sonra, bir akçamüstü, Ayten, pek perişan bir halde işinden evine döndü. Hemen soluJTJ, köşebaşındaki ş:k. büyük apartımanda aldı. Orada oturmakta olan Belediye erîîânından birinin şişman karısı Bavsn Mutena, Aylenin çocukluk arkadaşı idi. Ayten, komisyoncunun kendisini pek alçakça aldatfiğını, heş gün üstüste, sıra beklemeden kömür ordinosu aldıktan Eonra, altmcı günü, vadine rağmen görünmediğini. aradan daha iki gün geçtiği halde, gene gelmediğini, gözjaşları içinde anlattı. Bsyan Mutena: Gördün mii Aytencifim. dedi, sen falcı Habibe Mollaya inanmak miştin. Halbuki kadıncağır ne kadar da doğnı söylerr.iş'.. Ayten ağlıyarak: Hain adam beni aldattı. Demek ki büriin maksadı, sıra beklemeden kömür ordinosu almakmış!.. Bayan M'jtena, sesini alçaltarak: Biliyor musun Ayten, de<3i, benîm de i~im<Js bir üziintü var. Zaman pek awvib... Aîlab insanı kuru iftiradan konısrn!.. Ben de gidip şu H3fcibe *<toîlaya bir fal baktırayım... Sen beni burads beklc, ben şimdi gelirim. Bayan Mutena, âdeU koşarcasına Habibe Mollaya gitti. Çok geçmeden de, ağlıyarak falcı kadınm yanıadan çıktı. Kendisini beklemekte olan Aytenin yanına gelerek: Sorma başıma gelerıleri, Aytenclğim, diye derd yandı. Bizimkine işinden ötürö bir keder görünüyormu?... Habibe Motlamn söylediğine göre, hattâ, kizimkini bir kalabshğm hururuna çıkarıyorlarmış.,. Herhalde mahkeme olacak. Gârdün mü başma gelenleri.'Aradıaıı iki gün geçmeden, znakam otamobillerinin hususi işierde kullamlmasmdan ötürü Şehir Meclisinde şiddetii münakaşalar cereyan ettiğin« dair, gazeteîerde bir havıdis çıktı. Bu defa da Habibe Mollanm dediği olmuş, Bayan Mutenanın kocası, <lşinden ötürü» kederlenmiç ve <bir kslabahğın huzuruna» çıkarclmışU. Habibe Mollanm çöhreti kendi mahaltesini aşmış, eivar ınahalleler^ sirayct etmişti. Bu arada, köşebaşındaki şık ve büyük apartıman sahibinin yakınd» hapse girecegini söylemesi, ve bu içın doğru çıkması Habibe Mollayı hem büsbütün ıneşhur etmiş, hem de hakkmda takibat yapılmasmı intac etmişti. «Ş&hret *fettir!> derler. Bu, Habibe Molla için de böyle oldu. Kendisini çekemiyenleTden biri, onu karakola ihbat etti. Bir gün, kara gözlükler takmış, kadmlı erkekli bîr Eİvil poîis kafilesi, Habibe MoTlanın trsnne geldi. Fal baktırmak istedi. Habibe Molla, tanrjnadığı bu insanlara fal bakmadı. Ama, bunlar gene de Habibe Mollanm evini arayarak bir zabıt tnttulaT. Kaduıı da alıp göturdiîler. B</in içinde, bir des+e iskambil kâğıdından başka bir şey buHabibe Mollayı, Emniyet Müdürlüğü Ikinci Şubesiade sikı bir sorguya çek. tiler. Onu falcıiıkla itham ettiler. Habibe Molla, büyük bir soğukkanlılüda: Sizin yanhşınız var, dedi. Ben fala l ı k etnriyorum, bankada hademelik ediyonım. Arasıra, konu komşunun gönlü ho? olsun diye, parasu olarak İskambil falına bakıyorsam da, bur.un kimseye bir zaran dokunacağını zannetmiyorum. Emniyet Müdürlüğündeki Smirlerden biri: Bunun zaran olmasa kanun yasak etmez, dedi. Bu senin yaptıgın âdeta sihirbazlık gibi bir şeydir. Cahil insanlar, senin bazı şeyleri vukuundan önee haber vermeni, senin kerametine atfediyoriar. Kocakarı: Ben sihirbazlık, keramet falan nedir bilroem, dedi. Peki ama, çu son hadiselere ne buyurulur? Ayten hâdisesmi nasıl izah ediyorsun?.. Sonra, Bayan Mutenanm işi, çu harvaparası aliTken yakalanaa apartıman sahibinin işi?.. Bütün bunları vukuundan önce haber vermediniz mi? Kocakarı, kurnaz kurnaz gülerek: İlahi oğlum, dedi, ortada ne bîr sır, ne de bir sihirbazlık var. Bence mesele apaçık; Sen şu Ayten denilen kızın yiizüne dikkatle baktın mı?.. Böyle çopur suratlı, beş parasız, üstelik de kırkma merdiven dayamış bir kızı. kalkar da, genc, yakışikiı bir koır.Uyoncu, kan olarak alır mı? İlânı aşkîara gelince, tabiî üânı aşk ederler... Kömür tevzi zamanı... Herkes aç:kgöz olmuş... Sıra beklemeden kömür 3İmak istiyor. Eh, sıra beklemedcn kömür almak için, insan çeytanın bila yüzüne gükr... Ama işte o kadar. Bayan Mutenanm işine gelince, bunu da bilmiyecek ne var?.. Daha o gün bankada !âfı geçtiydi. Gazeteler, şurrun bunun, makam otomobillerini hususî işlerde kullandıklarını yaayorlarmış. Ben Bayan Mutenanın bir servis otgmobilile evine geldiğini kaç defa gördüm... Alt taraft malum. Peki, ya apartıman sahibinin hapse tıkılacağını nereden fciliyordun? Bunu bilmiyeoek ne var? Bugün ev sahiblerin<ien havaparası almıyan yok gibi... İşte, bizim köşebaşındaki büyük apartımanın dairelerinden biri boşalıp da, kiracıların biri gidip biri gelmeys başladığı zaman, ev sahibinin yüksek bir havaparası istediğini anlamakta gecikmedim. Lâf olsun diye, surada burada, ev sahibine hapishane göründüğünü yaydım. Guya bunu fal bakarak anlaraıştım. Çok geçmeden tahminlerim doğru çıktı. Adam havaparası alırken, suçüstü yakalandı. Emniyet Müdürlüğünde kocakarıyj sorguj'a eekenler bir hayli yumuşamışlardı. İçlerinden biri: Demek sen ibnî esaslara dayansrak, psikolojiye bakarak neticeler çıkarıyorsun? dedi. Habibe Molla bu lâfların ne olduğunu anlamamakla beraber: Evet oglum ewt, diye tasdik etti. O dediğin şeylere dayanarak geleceŞi söylüyorum. Kadmm para ile fala baküğı sabit olnyırmştı. Onu serbest bırakmaktan başka yapılacak bir şey kalmıyordu. Formalitesi tamamlanıncıya kadar kadını müteferrikaya gönderdiler. Habibe Mollayı müteferrikayâ kadar götüren ve sorgusu sırasmda yanında bulunup bütün olupbitenleri îşitmiş clan gene bir polis, ürkei ürkele «Afrna soluna bakındıktan sonra, kadının yanma sokuldu. Yavaşça; Kuzum nineciğim, dedi, senden bir ricam var. İster psikolojiye, ister kâğıdlara bakarak şn benira derdimi hallediver: Sevdiğim bir kız var. Ama, onuna bir başkasmın da ilgilsndiğinden şüphe ediyorum. Acaba kız heni mî, yoksa ötekini mi tereih edeeek? Bu işin sonu neye varacak? Habibs Molla, her halinden acemi ve tov oldııfu anlaşılan bu genc ve yakışıklı polise, belindeki koeamsn tabpn. caya uzun uzun baktıktan sonra içini çekti, filozofça başını sallıyarak: Oğlum, dedi, bu işin sonunda kan ve hapishane görünüyor! Küçük tıikâye RESİM Hasan Âli Kenan Oner Nııri tyem'in sergisl ve o raünasebetle davasının yeni şahidleri CÜNÜN MEVZULARI Nuri İyem Beyoğlunda, îstiklâl caddesinde «Ada» mobilye mağazasınm üst katında bir resim sergisi açtı. Bu aym on beşine kadar açık olacak. Nuri İyem kimdir? Kendisini okuyuculaııma takdim ederken aynı zamanda san günlerin Güzel Sanatlar Akademisi resim şubesi etrafında yapıları dedikoduların üzerine de bir ışık tutmuş olacağız. Milli Eğitim Bakanlığı, Akademinin resim şubesini ihtiyaca karşılik verecek bir şekilde tanzim etmeğe karar verdîği sıralarda Akadetni resim ^übe. sine bir de yüksek kısım ilâve etmişti. O zamana kadar Akademi reinı çubesinden mezun clanlar orta tahsil diploması alıyOrlardı. Bugün de, böyle bir diploma almaktadırlar. Lâkin, istiyen talebe, Akademinin yüksek resim kısmmda da tahsillerine devam edebilir. er ve üç sene içinde, bu kısımdan da diploma alabilirler. Yalr.ır bu \'er;]=n diploma, tamamen fahrî bir mahiyeti haizdir, sahiblerine diğer yüksek tahsil diplomalarının verdiği hakları vermez. Bu fahrî dip'orna, resim şubpsi jüri heyetinin bir nevi takdimamesi mahiyetindedir. Yedi sene evvel tesis edilen yüksek kısundan bundan dört sene evvel bir, üç sene evvel iki geçen sene de dört kişiye bu diploma verilmiştir. Bu sene ise, mürscaat edenlerden hiç biri, jüri heyeti tarafından, muhteüf sebebler ve telâkkiler dolayısile, bu fahrî diplomaya lâyik görü!memiş ve daha bir müddet çalışmaiarı icab ettiği neticesine varılmıştır. işte, dedikodu «Akademi resim şubesi mezun vermiyor» şekline sokula. rak bu yüzden ortaya atılm;ştır, bunu yapanlar da, bizzat jüriye dahil olup kendilerinden takdirname istiyenlere menfi cevab verenlerden bir kaçıdır. Bunu neden yaptılar? Orasmı Millî Eğitim müfettişleri arayadursunlar, biz Nuri İyeme avdet edelim. Nuri iyem işt« bu yüksek ktçmın ük verdiği diplomanm sahibidir. Bu genc ressam, meslektaşları ve sanat sevenler tarafmdan takdir edilen t i r şahsiyete sahibdir. Ve o, Avmpnya gitmeden, hiç bir müze görmeden, sadece, Akademinin yeni tedris heyeti elinde yetiçerek «yaşıyan sanat. ı ka\Tiyabilmiş, o yolda, bir AvTupalı anlayışile eaar ver. miş bir artisttir. Bu bakımdan Nuri iyem yüksek bir sanat istidadına sahib olduğunu gösteriyor. Sergide elli kadar resim vardır. Bunlardan on tanesi desendir. Nuri iyem bu sergide bütün imkânlarını bize veriyor. Onım desenleri, resimden anhyanlar :çin çck kıymetlidir. Hemen her tablosunda bir hususiyet arzeden res. sam, eşinin resminde en yüksek hassasiyet ve samimiyetini göstermiş o tabloya kafasmm ve ruhunun muhassalasmı koymuştur. Nuri İyemin sergisi, sanat sevenler için olduğu kadar sanat işlerile resmi aiâkalan olar.Iar için de muhakkak görülmesi lâzım bir sergidir. Sanat sevenler orada hakikî bir sanat istidaîmm eserlerini görecekler, alacaklar, dıgerleri, Akademi etrafında yapılan dedikodulara filen verilmiş ikinci cevabı göreceklerdir. Birinci cevabı LeopoldLeoy sergisile vermişti. Bu serginin ortaya attığı bir başka ve çok mühim bir mesele dab3 vardır. O da, Akademir.in Avrupaya tslebe göndermek meselesi. E\\elce Güzel Sanatlar Akademisinde bir Avrupa konkuru yapılır, kazananlar Avrupa müzelerini görüp tetkik etmek üzere oraya gönderilirdi. Son senelerin imkânsızlığı ve daha evvel YENİ ESERLER aoele alınmiş bir karar bu elzem usule Kıjmetli babamız ve süemizin bflyübir nihayet vermişti. Halbuki şimdı, İslâmTürk mecmuası ğü. eski Izmir Valisi Rahmi Arslamn her türlü imkân vardır ve unutmıyalııa Memlekeünüzin ciddt ve yüksek mecmuki, resim kadar buna ihtiyac olan hiç ası olan bu derglnin 73 üncü nüshası intifaı vefatı dolayısile herhangi bir suret'.e etmiştir. Mündericat: 1. tbadeün felsefesi (Di so:mıza iştirak eden bütün dostlarımıra bir tahsil şubesi yoktur. Reist Hamdi), 2. Hazreti Muhammedin sonsuz teş«kkür ve minnetlerimizin arFikret Adil yanet ebedl rlsaleti (Abdürrahman Azzam Paja zına sayın gazetenizin d«lâletini rica Diyanet Riyasetl müşavlriH.Hüsnü),3. tslâm ederiz. Battaraf* l inci tahifede « Ben, Nihal Adsıza her işin Hasan mede hazır bulunuyordu. Kenan Oner. Âli Yücelin başx altından çıktığım söyle Cemaieddin Saracoğlu da mahkeme lemedim.» dedi. ye gelmişlerdi. KorrJser Suavi ise Turancılarla koÇok kalabalık bir dinleyici kütlesinln nuşmasmm yasak oiduğunu ve Bakan alâka ile takib ettiği bu davaya saat hakkında da kendilerine hiç bir şey onda başlanıldı, söylemediği cevabıru verdi. Gk dinîenilen tanık, Siyesal Bilgiler Bir Eczacı talebesinin ifadesi okulunun eski müdürü Zeki Mesuc Eczacı fakültesi talebelerinden Talât Arsandı. Cerid de şunları söyledi: « Dört sene evvel Bursa hapishaZeki Mesudun ifadesi Zeki Mesud ifadesinde şunları söy nesinde felsefe hocamız ve arkadaşlarımızla tetkikat yaparken şair Nazım ledi: « Benim Siyasal Bilgiler okulunun Hikmeti de gördük. Kendisine ne ile müdürlüğünden Eyrümamın sebebi şu. geçindiğini sorduğumuz zaman: .Bizim dur: Ankarada, Nihal Adsızla Sabahad Hasan Âli bana tercümeler yaptınyor. Rusîar, Milâdî dokuzur.cu asrın sondin Âli davası dolayısile Hasan Ali Onunla geçiniyorum.» cevabıru vermiş lanna kadar putperest idiler. Onuncu Yücel, benderc, gencliğin yaptığı mi ti: asrın sonlannda (988) Rus hükümdarı tingden evvel Orhon dergisinin ankeHasan Âli, bu şahide de birsual so Vladmir, Herson'a vaftiz edüerek hıtine cevab veren talebelerin ifadesini rulmasım istiyerek dedi ki: ristiyan olmuş ve Bizans imparatona alrnamı söylemişti. Ben, vaziyeti tahkik • Mademki yanında hocası ve ar Vasilios Vulgaroktonos'un kızkardeş' ettim ve bu gencleria bir suçu olmadı kadaşları vardı. Onların isimlerini söyAnna ile evlenmiş olduğundan bütün ğı neticesine vardım. Bakan, 17/4/944 lesin.» tebaasıru hıristiyanlığı kabule mecbur tarihinde bana telefon etti ve Profesör Talât Cerid de felsefe hocasınm MaNamık Zeki Aralın Siyasal Bilgiler der lik Adalan, arkadaşlarrnın da Şefik etmişti. gisinde neşredilen bütçe hakkmdaki Aktığ, Orhan Cemsl, İsmail Zengingö Bir rivayete göre Vladmir, İslâm dimakalesinin yayuılanmasile niçin alâ r.ül ve Cavid Turgay olduklarını söy nirıi kabule meylelnıiş ise de bu dinin çarab içmeyi menettigini, halbuki Ruskadar olmadığunı sordu. Ben de bir ledi. ların şaraptan vazgeçemiyecek'ıerini bilprofesörün tetkik ve tenkid yazısma Nihal Adsınn sözleri diğinden bu arzusundan sarh nazar eybaşka türlü bir muamele yapılamıyacaEn son olarak dinîenilen Nihal Adsız lemiştir. ğını söyledim. Orhon dergisinin anketine cevab veren genclerle, Nilıal Adiiz şöyle dedi; Hıristiyanlığı kabul eden Rusyaya « Mevkufiyetim esnasmda memur ktanbul Patrikhar.esi derhal piskoposdavası dolayısüe Siyasal Bilgiler okulu talebelerinin mahkeme salonunu dol larla sık ?ık temag ediyordum. Birinci lar (1) göndererek halka, dinin ak durmalarının doğru olmadığı yuksek şube müdürü Hamdi ve bir çok me dini tedris ve talim eylemiş ve usta'ar tedrisat genel müdürlügü tarafmdan murlar, bütün bu işler Hasan Al'nin göndererek Bizans tarzı mimarisirde bildirilmesi üzerine talebeyi toplayıp başı altından çıkıyor demişlerdir. Şa kiliseler inşa eylesrü^tir. siyasetle meşgul olmamalarmı tavsiye hidler memur oldukları için vazîyeti Bir taraftan Bizans medeniyeti, diğ«r ettim. Gencler de bu hususta bsna söz açıkça bildirmekten çekiniyorlar. Kentaraftan hıristiyanlık; Rus halkının içverdiJer. 3, 5'944 tarihinde yapılan nü dilerini mazur görürüm.» timaî vaziyetini, hayatını ve ahlâkıuı mayişe Siyasal Bilgiler okulu talebeleTekrar huzura çağrılan birinci şube rinin, eleme imtihanları dolayısile iş müdür muavini Nihal Adsızın bu söz çok değiştirmiştir. Kirf metropolitliğl münhal kaldıkça tirakleri irtıkânsızıdı. Buna rağmen lerine şöyle bir cevabda bulundu: Mülkiyelilerin nümayişe iştirak ettlk« Disiplinli fcir mesleğe mensub Istar.bul Patrikhanesi, Rumlardan yeni leri şayiası çıktı. O zamanlar Ankara olmak. doğru söj'lemeğe mâni teşkil et bir n.errepolit lntihab ederek Rusyaya Valisi bulunan Nevzad Tandoğan, bu mez. Yalniz bir gece, Emniyet müdür göndermeye başlanuşür. hususta beni ve muavinlerimi toplıya lüğünde nöbetçi iken Nihal Adsıza: Rus'.ar, Tatarlarm hükmü alhna girrak bizlerle görüştüğü zaman talebele .Komünistlerle mücadele, Başvekile ve dikleri zaman (1224 1480); Tatarîar rimizden Osman Gümrükçüoğlu Ziya vekillere açık mektublar yazmakla ol her ne kadar Rusların idar! ve dinî Çoker ve Ali Senkayanm tevkif edil maz. Onların gizli taktikleri vardu". Bu teşkilâtlarına müdahale etmemis Ise diklerini öğrendim. Kerdilerine ricada taktiiklerle mukabele etmek lâzımdır.» de Rus metropoliti Kiefi terkederek bulundum ve gece üç talebem tahliye dedim. merkezini Vladmir şehrin* ve 1325 te edildi. 8/5/944 ten 18/5/944 gününe kaMahkeme, şahidlerden Nunıllah Ba. metropolit Petro, Moskova şehrine nakdar izinli olarak Istanbulda idim. Bu arada Ankarada olan hâdiselerden ba rıman gelmediği için kendisine tekrar leylemiştir. Istanbulun, Osmanlüar tarafından fetberim yoktu. Dönüşümde mektebde bir celb gönderilmesine karar vererek otukomisyon toplanmiş ve Osman Gün; rumu 11/7/947 curr.a günü saat dokuza hi sırasmda Moskova, yani Rusya metropoliti olan İsidoros, istanbulda bu rükçüoğlunun iki sene, Ali Şenkaya ile bıraktı. Türklere esir düşmüştür. Ziya Çokerin de btrer sene tarde lilme. Hasan Âli Yücelin açtığı yeni dava lunmuf ve Isidoros, ortodoks ve katolik kiüse'ekarara bağlandı sine karar verilmiştir. Bu cezanın sebebleri; Orhon dergisindeki ankete ce Ankara, 9 (Telefonla) Serdengeçü rinin b'irleştirilmesi için Floransa'da vab vermiş olmaları ve Genelkurmay dergisinde Hasan Âli Yücel aleyhine toplanmıs olan (1438) konsil de katoükBaşkanhğına komünizm aleyhinde ted yazdığı bir yazıdan dolayı Osrr.an Yük liği kabul etmiş olduğundan papa, fidbir alması için mercie tecavüz ederek elin duruşmasma bugün ikinci asaye yeyi göndererek kendisini esaretten müracaat etmeleridir. Komisyonu ter. cezada devam edildi. Öğleden sonrakl kurtarmıştır. kettiâim zaman yani 18 mayıs günü, oturumda karar tefhim olundu. Osman 1586 senesinde Rua Çan Birind Temekteb müdürlüğünden çıkarıldığım Yükselin: odor Ivanoviç (15841598) Rus metrohakkmdaki neticeyle karşılaştım.» « Evet, ağzının sağ yani ile Kur'an politliğini patriklik mertebesine yükŞahidin ifadesi karşısmda Hasan Ali okuyup, sol yani ile kızıl ıslıklar çalan seltmesini istanbul Patriği Ikinci YereYücel, kendisine şu sualin sorulmasım Bay Âli, o ve'kil sensin?> şeklindeki mias'tan rica etmiş ve bu ricası is"af cümlesi, bu davanın başlıca sebebi idi. olunarak Yeremias 1589 senesinde Mosistedi: c Kendileri İstanbulda ikeri bu taSavcı Cemil Bengü, bunu daha sd kovaya gltıniştir. Orada 23 nisan 1589 lebelerin mektebden tardları hakkmda yade mizahî «ayarak sanığın beraetiai tarihinde Panahrando Teotoko kilise kuvvetli bir temayül mevcud olduğu istedi. sinde Rusların bütün büyük rütbede halde komisyona iltihaklarmdan sonTa Yargıç, Ferruh Adalı, karan saat 13 oian din adamlarının huzurunda yapı bu kararın tahüfile muvakkat tarda de bildirdi, Sanık 3 ay 16 gün hapse, lan âyini müteakıb kürsüy* çıkarak: tahvili, bu işte bir tesirin bulunmadı117 llra €0 kuruş para ceıasma, hüküm (Ökümenik konslllerden haiz olduğum ğma mı, yoksa bulunduğuna mı delâfıkrasınm Ulus ve Serdtuıgeçti gaze salâhiyete ve istanbul Sen Sinod meelet eder?> elerinde neşrine, Hasan Âli Yücele lisinden almıs olduğum mezuniyete biZeki Mesud Arsan bu suale: 300 lira tazminat ödeıneŞe; 40 lira vs» naen Rusyanın metropolitlik makam:c Herhalde bulunmadığına deiâlet kâlet ücretile 850 kuruş ilâm harcmrn nı patriklik mertebesine yükseltiyorum eder.» cevabmı verdi. da kendisinden alınmasına mahkum e ve patrikliğe lâyık olan piskoposlardan Emnîyet birinci şube müdürü üç namzed intihab etmenizi teklif edidildi. ne diyor? yorum, intihab edeceğiniz üç namzedden Suçlu, Sabahaddln Âliyi dövdüğün Profesör Zeki Mesuddsn sonra Embirisini Çar Teodor patrik olarak tayin niyet birinci şube müdür muavini den, eskiden 12 lira 50 kurtış ağır para Hamdi Özdemir dinlenildi. Bu şahid cezasma mahkum edilmlş olduğnndan edecektir) demis ve lntihab yapılarak Çann iradesile Moskova metropoliti ise: cezası tecil edilmedi. Iov, patrik tayin olunmuştuT, Rus Patriğinin yaptığı davet Ortodoks Patrikhanelerinîtı ve ruhanî reislerinin ba davete icabet eîmemeîen bekleniyor Rusyada vaki olan inkılâbla Çarlık hükümeti devrilmiş ve yerine Sovyet idaresi geçmiş, b>j idare Büyük Petronun ilga eylediği patrikliğin ihyasın* lüzum görmüş metropoiit Tihon'u patrik intihab ve tayin eylemiştir. Fakat bu patrik Sovyet hükumetile geçine • memis, hapsolunmu^, bilâhare vrfa'l eylemiştir. Rus>adak1 Sovyet inkılâbı üzerine bü« >Tİk Rııs phkoposları ikiye ayrılmışlar eski akaidi diniyenin her veçhile muhaf.ızası lüzumunu iddia edenler bir yolunu bularak diğer memleketlere ka çabü.T.iş, biraz serbest fikirli piskoposlar ise memleketlerinde kalarak yeni rejinJe kiliseyi idareye başlamış ve bunların tesis eyledikleri kilise Uare.=ine (yaşıyan kilise) adı verünuj tir. 1944 senesinde bu yaşryan kilisenln patriği Sergios'un vefatı üzerine bırakmış olduğu vasiyetnamesi mucibtnce Leningrad ve Novogorot Mitropoliti Aleksios patrik kaymakamı intihab O w lunmuş, yeni patrik intihabuıın 31 aralık 1945 tarihinde vapılması karaıiaştırdmıştı. Sovyet Idaresi yeni patrik Intihabmm çck parlak olması için ortodoks dinlne mensub müstakil diğer patrikhanelerin de davet olunmasına lüzum görmüş olduğundan Aleksios, Bulgarlardaa maa. da diğer ruhanî reisleri davet etaüstir. Bu merasime İstanbul ve Kudüs pat» rikleıi hasta olduklarmdan vekil göndermişler, Iskenderiye ve Antakya patrikleri bizzat gitmişler, Rumanya ve Yugoslavya patrikleri de vekil göndermişlerdir. Bulgar kilisesl vaktfle Fener Patrikhanesine karsı baş kaldırmij olduğundan dolayı 1872 senesinde ltizale uğramış ve o zamandanberi bütün ortodoks kiliselerl reisleri, Bulgarlarla dinl mttnasebeti kesmiştlr. Bu sebebden dolayı Rus Patrikhanesl bu ruhanî meclise Bulgar kilisesl relsinl çağırmamıstır. Bulgarlar Ise Fenet Patrikhanesüe olan ihtilâflarmı halletmedikçe, Ruslarla bile münasebatta bulunamryacaklarmı anladıklarından tstanbul patriğtne müracaat ederek bilâ kaydüşart Fener Patrikhanesinln bütün taleblerini kabul edeceklerinl beyanla affolunmalarmı rica etmişler ve bu rlcalan kabul olunarak 22 subat 1945 tarihinde İÜzali kaldırmağa muvaffak olmuslardır. 2 şubat 1945 tarihinde Moskovadsi y*« pıîan lntihabda Aleksios, patrik Inrihab oîunmuştur. Aleksioa, 1877 senestnde Moskovada doğmuş ve 1899 da Hukuk, 1902 de İlâhiyat mekteblerinden mezmı olmuşttı. 1933 te Lenlngrad metrepolitliğine intihab olunmustu. îşte bu Aleksios diğer patriklere nazaran sıra fertibile beşinci gelmekta olduğu halde son günlerde bazı dinl rnesalll halletmek vesilesile ökümenik bir konsil toplamak üzere müstakil o» lan bütün ortodoks kiliselerİEİn reislerinl Moskovaya davet etmektedir. Halbuki ortodokslarm taassubla riayei ettikleri yedi mukaddes Skümenik konsilln kararlarına, bilhassa 451 senestade Kadıköyünde toplanmiş olan 4 ttncü konsilin tesbit eylediği ahkâma ve (56) ncı konsilin 36 ncı maddesine tevfl» kan tstanbul Patrikhanesinin diğer patrikhanelere tefevvuku kabul ve tasdik olunmuş olduğu gibi bu faiMyetine binaen asırlardanberi yaptığı bir çok işler, veodiği kararlar, diğer patrikhaneler tarafından kabul edilmiş bulunduğundan, bu suretle ökümenik konsil (2) davetine yalniz patriklerin birincisi (3) olan tstanbul Patrlği ealâhiyettar bulunduğundan Patrik Aleksios'un yukarıda anlattığım davetine ortodoks patrikhanelerinin ve ruhanl reislerinin icabet etmiysceklerl kanaatindeyim. TEŞEKKÜR ÖLÜM Dul Bayan Nivart Adin (Hamparsum>Bn) ve evlid'.an Nubar ve Yetvart, Dul Bayan Beatris Suzemciyan ve e\lâdlan, Dul Bayan Agavni Küçük Yazıcıyan ve evlSdlan, dul Bayan Arusiak Kirkor>an aileleri. kendl anneleri. kız kardeşleri. büyük anr.eîeri ve akrabaları olan Dul Bayan MARİ İPEKYAN'ın (Anadolu Pansiyonu) . vrfat ettlğini teesürle bildirirler. Cenrae merasiml bugünkü perşembe 10 temmuz 1947 saat 15 te Kadıköy Surp Takvor Etrnenl kilisesinde lcra olunaca^ı ilân oîunur. İjbu ilân hususi davetiye yerine kaimdir. Vapur Köprüden saat 14,25 te. Cenaze le^azımatı Becidyan da deır.okrasi (Istanbul Müitüsü Ömer Nasuhl), i. Dinî bıkılâb ve ıslahat esaâlan hakkında (Diyanet Riyasetl azasından Yusuf Ziya), 5. Profesör Ferid Kamın rubailerinden, 6. Akifin iıkralarmdan, 7. Asrt divamndan gazel (C. Miroglu). 8. Bir tashih (îsmall Hakkı Baltacıoğlu), ». Dinî ve ahlakl kıymetere karşı umumî hasret ve temayül, 10. tslâmTürk büyükieri: tsmall Fennl (Doktcr Sühey] Ünver), 11. İslâm adaleti'(Hazre« Muhammed tarafmdan Hıristiyar.Iara verilen beratın maddeleri), 12. İsmail Hakkı Baltacıoğlunun refis bir yazısı. Afle namına oŞlu A'p Ars'an MEVLİD Taksim BELEDİYE Gazinostı B U 2 A K Ş A M numara büyük Osmanlı tarihl bakıınından çok mühim olan bu eserl, Fahriye Arık tarafından açık bir ifade ile dilimize çevrilmis, Oğuz beyleri ve Osman oğullsrı çeceresi eklenerek yajnnlanmiftır. Kitabcılarda vardır. Fiatı 225 kuruştur. Dağıtma yeri: Lâleli Aksaray caddesi, No. 16. tmralı Yeni Cezaevi Müdürü tbrahtm SaHet Omay tarafından yayınlanan bu eser, iş esası üzerine kurulu cezaevlerlmlzle merkez cezaevlerinden, suç saiklerinden ve memleketimizln «uçlusımdan bahsetmektedir. Yalniz hukukçuları ve hapishanecileri değil, herkesi alâkadar edeeek olan bu eseri tavsiye ederiz. On beş günde bir neşredilmekte olan Ziraat ve Ticaret Gazetesi, kurulusunun kıtîincı yıIdönüm'J hatırası clmak üzere hususî bir sayı nesretralşür. Güzel bir kapak çinde 90 sahifelik olan b« sayıda memlekeimizin iktisadi. zirai ve ticarî meselelermi nceliyen değer'i makaleler vardir. Çocuk doktoru mecmuasının 15 tnri sayısı çccuk bakımı, mevsiTü çocuk hastalıkları ve çocuk elhise örnekleri ve daha birçok zengm ve faydalı mündericatls çjknuştır. Tavsiye ederiz. Sergili oğlum kardeş'.m Senned Üstkanm azîz nıhuna lthaf edilmek üzere ölümünün kırkıncı gününe raslayan 10 temmuz 947 perşembe günü iklndl namazını müteakıb Ağacamiinde Mevlud okutturulacağından kendisini seven ve Osmanlı İmparatorloğunun doğuşa tamyanlarla arzu edenlerin teşrifl rica Müsteşrik Paul Wittek'in Türk ve bilhassa olunur. Babası Kfimll Üstkan, agabeysl tsmet Üstkan Ankara Tıb Fakültesi DpVam I Ordinaryüs Prof. Dr. General Abdülkadir Noyanm kerimesi \ Cezaevî Ziraat ve Ticaret Gazetesi TÜRKÂN NOÎAN fle Deniz Kurmay Aîbayı ŞEREF KARAPIN A R Evlendiler. İstanbul, 5 Temmuz 1947 Geçirdiğî hastahktan tamamlle iyileşen Dr. ÜROLOG 3 TON BROS 3 Meşhur Çin Akrobatları Çocuk doktoru Bahaeddin Lulft Varnalıl 14/7/947 pazartes! günund'ea ltibaren hasta muayene ve tedavisine başlıyacaktır. • • Patrik YersmİEs, Istanbula avdet ettikten sonra 1590 'seuesüıde istanbulda büjiik bir ruhanl meclia davet ederek Moskovada yaprığı yükseitme muaır.elesini hazır bulunan Iskenderiye patriği Ueletioe Pigas'a, Antakya patriği Yovakim'e v« Kudüs patriği Sofrcnios'a, diğer 76 metropolit ve piskoposa tasdik etürmiş, netioe mecliste hazır bulunan Rus Çan Teodor'un Osmanlı Padişahı neEdindekl seJÜrl Grigorioe Atanaâu vasıtasüe ve Osmanlı Padişahı Uçüncü Sultan Muradın malumatı tahtında Çar Teodor'a büdirmişür. 1657 sçnesine kadar intihab olunmuş olan Rus patriklari böylece Fener Patrikhanesi tarafından tasdik olunuyor du» . Çar Büyük Petro 1712 »enesinde patrikhaneTyi Moskovadan Petresburg'a nakleylemiştir. Büyük Petro'nun Rus yada yaptığı inkılâb v« tslahat, patrikhane erkânının hoşuna gitmemiş ve patrikhane şiddetle muhalefet etmiş tir. Büyük Petro da 1723 senesinde patrikîik makamınm münhal bulunmsBindan bflistifade yeni patrik tayinl.içln kendisine müracaat eden saîâhiyetli ruhanî reislere cevab olarak, elinl al nına vunnuş: İşte ben patriğiniz ve AHahınızım! demiştir. Büyük Petro, ba suretle Rus patrîkliğini ilga ederek Rus kilisesinin, bir ruhanî meclis (sinod) tarafından idaresini Irade eylemiş, bu medise hükumeti temsil İçin bir komiser tayln ebniş, bn suretle Ruslarm dinl mua meîâtmı mümessili marifetile lstediği gibi idareye iaşlamıştır. Çar Ikinci Nikola, 1905 senesinde yeni bir kilise teşkilâtı nizamriameîi tanzim için Petersburg'da yalniz Rus piskoposlanndan mürekkeb dinl biT kongre toplamışhr. 1917 senesinde \H. MİBMİROĞLU (1) Ortodoks hıristiyanlarında baçlıca altı ruhanî rütbe vardır. 1 Diakon 2 Ierevs (papaz); 3 Arşimandrit, 4 Piskopos, 5 Metropolit; 6 PatTik. (2) Konsil, dinî meseleleri tetkik v« müzakere ederek karara bağlayan mecHstif. Ökümenik Koncil, bütün pisko, posların içtimaı ile vaki olan umuml ruhan! meclistir, (3) Sıra tertibile parrikler: 1 istanbul, 2 Iskenderiye, 3 Antakya, 4Kudüs 5 Rusya, 6 Yugoslavya, 7. Rumanya. TFK TtYATROSl) Bu gece Bağlarbaşı Çirağan Bahçesinde Cumartesi Kadıköy Süreyyada Hasan Âli EDİZ LOS HERMANOS MONTOYA VERA Endülüs Şarla ve Danslan ve Bugün Matrnelerden İtibaren ^i^HHİBHBBİ^ SARAY İki Büyük SİHEMÂSINDA Film Birden ILK KÂDIN HEKİMI Yazan: R A C H E L BAKER Dünyada Hk defa doktor olmağa muvaffak olan kadın Amerika ve Avrupa halkı ve hatta erkek doktorları «kadınlar doktor olamazlar» diye ısrarla iddia ettikleri halde. bu azhnkâr kadın bütün güçlükleri yenprek tıb âleminde mesleğinin öncüsü olmuştur. Fiafe: 2 Lira Yaymîıyan : RAFET ZAtMLAR KİTABEVt. Ankara caddesi 143. İstanbul. Bugün AR Sinemasında ASLAN YÜREKÜ ÇAVUS GARY (Orijinal) COOPER JOAN LESLİE 1 BİR FAHİŞENİN ROMANI 2 ALİ BABANIN MİRASI E D D Î C A N T O R (Türkçe) Gnîy de Maupassant eserinden (Fransızca Sözlü) SİYAH (KGILER'in Gloria ve Jerry York MAGÛİE OARLİS Bayanlar orkestrası devamlı muvaffakıyetleri. 10 Temmuz H Temmuz 14 Temmuz (KADINL iin ve Seniye Tensi Tiyatrosu Perşembe Hahcıoğlu NÜMtTNE Cııma Çubuklu İSKELE Pazartesi Kadıköy SÜREYYA'da AR S A L I A N A T I ) vodvil 3 perde Bugün L A L E Sinemasında 1 ZAFER ORDUSU (Türkçe) • GARY COOPER PAULETTE GODDARD Bugün KADEKOY Sl'REYYA'da MÜDÜRÜ fTiirl:^ YTJSRÎ YUSUF VEHBİ MEDİHA 1 DERîfRHANE 2 ALEVLİ D U DA KL A R BOGART LAUREN BACALL 2 A Y R I L M I Y A C A G l Z R. CUMMİNGS L. SCOTT HUMPHPEY